Role Ders Notlari

You might also like

Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 108

EĞİTİM ve BİLGİ İŞLEM

DAİRE BAŞKANLIĞI
RÖLE EĞİTİMİ
FATİH YAZITAŞ
E-mail: fyazitas@enerji.gov.tr

Tel: (312) 2122294


1976 Yozgat doğumluyum. Fırat Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunuyum.
Eylül 1998’ de Kangal Termik Santralı Tesis Müdürlüğünde göreve
başladım. Bir yıl boyunca Santralın Montaj ve İşletmeye alma
işlerinde çalıştım. Santralın deneme üretiminde çalışıp geçici kabulde
müşahit üye olarak görev yaptım. Santralin geçici kabul çalışmalarını
bitirdikten sonra Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü Santrallar
Proje ve Tesis Dai. Bşk. İhtisas Müdürlüğü Ölçü Kontrol grubunda
göreve başladım halen Eğitim ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığında
Teknik Şef olarak göreve devam etmekteyim.

Bu süre zarfında yürütülen projeler ve kabul çalışmaları.

Kangal Termik Santralı III. Ünitesi Komple Tesisi ve Baca Gazı Arıtma Tesisi
Afşin Elbistan B Termik Santralı projesinin yürütümü
Çan Termik Santralı projesinin yürütümü
Kemerköy Termik Santralı Baca Gazı Arıtma Tesisi
Kangal Termik Santralı III. Ünitesi Kesin Kabulu
1540 MW Gebze Kombine Çevrim Santralı Erken Üretim ve Geçici Kabulü
777 MW Adapazarı Kombine Çevrim Santralı Erken Üretim ve Geçici Kabulü
1520 MW İzmir Kombine Çevrim Santralı Erken Üretim ve Geçici Kabulü
ÇALIŞMA ALANLARI
Kömürle çalışan Termik Santrallar ile Baca Gazı Arıtma Tesislerinin Ölçü ve
Otomasyon sistemlerinin yapılması ile ilgili projenin yürütümü aşamalarında çalıştım, halen EÜAŞ
Genel Müdürlüğü Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) ve alt yapısı projesinde çalışmaktayım ve
planlanan tarih ve yerlerde Koruma ve Röle eğitimini vermekteyim
Termik Santral Mühendisliği (Yerleşim, Yangın, Isıtma-Havalandırma).
Ölçü-kontrol ve otomasyon
DCS (Distributed Control Systems)
PLC (Programmable Logic Controllers)
TELECOM (Telecommunication Systems)
IT (Information Technologies)
DEHC (Digital Electro-Hydraulic Controller)
Koruma ve Röle

YURT DIŞI GÖREVLERİ

Şubat 2002-Milano/İTALYA : Çan Termik Santralına ait Önarıtma /Demiralize


Ünitesi ve Kondensat Arıtma Ünitesinin simulasyonla fonksiyon testleri ve teknik görüşmeler.
Mayıs 2002- Oberhausen / ALMANYA : Afşin-Elbistan (B) Termik Santralı Buhar Üretim Tesisleri
ve Kömür Hazırlama Tesislerinin “PLC” (Programable Logic Controller, Programlanabilir Mantık
Kontrolörleri) ve “FC Panels” (Kömür Besleme Frekans Kontrolü) ile ilgili olarak yapılan imalat
testlerine katıldım.
Haziran 2002- Paris / FRANSA : Çan Termik Santralı Kontrol ve Kumanda Sistemi “ALSPA
P320 KONTROL SİSTEMİ” nin rutin simulasyon ve fonksiyon testlerine katıldım.
2x160 MW AKIŞKAN YATAKLI ÇAN TERMİK
SANTRALI

YERİ Çan, ÇANAKKALE


KURULU GÜCÜ 2x160 MW
ÜRETİM KAPASİTESİ 2,25 milyar kWh/yıl
KULLANILAN YAKIT Linyit
YAKIT ÖZELLİKLERİ :
-Alt Isıl Değer 2600 kcal/kg
-Nem 32 %
-Kül 22 %
-Kükürt 2-7 %
YAKIT TÜKETİMİ 1.820.000 ton/yıl
SANTRALIN VERİMİ 42 %
SANTRALIN ISI SARFİYATI 1909.3 kcal/kWh
YÜKLENİCİ ALSTOM Power Centrales
ALSTOM Power Boiler
ALSTOM Enerji ve Nakil A.Ş.
TEKNOTES Ltd. Şti.
YATIRIM BEDELİ 379.000.000 USD
İHALE ŞEKLİ Uluslararası-%100 kredili, anahtar teslimi
PROJE BAŞLAMA TARİHİ 23 Ekim 2000
PROJE BİTİŞ TARİHİ I.Ünite : 32 ay (Deneme işletmesi hariç)
II.Ünite : 34 ay (Deneme işletmesi hariç)
ANA ÜNİTELER
Kazan (2 adet) EVT
461.8 ton/saat
Akışkan Yataklı
Buhar Türbini (2 adet) ALSTOM 160 MW
3 Basınç Kademeli
( Birleşik HIP+Tek Geçişli LP)
Jeneratör ALSTOM 178 MVA
Hava soğutmalı

Soğutma Sistemi HELLER Sistem, doğal çekişli


soğutma kuleli(1 adet)
Ana Trafolar 15/154 kV
178 MVA
ÇEVRESEL ÖZELLİKLER
Toz Emisyonu 150 mg/Nm3
SO2 Emisyonu 1000 mg/Nm3
NOx Emisyonu 800 mg/Nm3
ANALOG VE SAYISAL (DİJİTAL) KAVRAMLAR

Günümüz Elektroniği Analog ve Sayısal olmak üzere iki temel türde


incelenebilir.Analog büyüklükler sonsuz sayıda değeri içermesine rağmen
Sayısal büyüklükler sadece iki değer alabilirler.
Analog büyüklüklere örnek olarak Basınç,Sıcaklık gibi bir çok fiziksel büyüklüğü
örnek olarak verebiliriz.

Şekil1.1’ deki Elektrik devresinde çıkış gerilimi ayarlı direncin değiştirilmesi ile
birlikte 0 ile 12 Volt arasında değer alabilir. Şekil 2.2’deki devrenin çıkış
gerilimi sadece iki gerilim seviyesinde tanımlanabilir. Eğer anahtar açıksa 0
Volt, anahtar kapalı ise 12 Volt devrenin çıkışı geriliminin alabileceği
değerlerdir.

Şekil 1,1 Şekil 2,2


Mantık (Lojik) Devre Elemanları ve Tanıtımı

Mantık devrelerinde çıkış sinyali mevcutsa (1) değilse (0)


sembolleri ile gösterilir. Örneğin bir rölenin kontağının bir ucunda
bekleyen pozitif kontağın açık olması halinde öbür tarafa
geçemeyeceği için bu rölenin kontak çıkışı yoktur ve (0) ile gösterilir.
Kontak kapandığı takdirde ise pozitif geçeceğinden röle çıkış
verecektir ve bu işlemin yapıldığı (1) ile gösterilir. Belli başlı temel
mantık devreleri ile bunların elektrikli eşdeğerleri şöyle açıklanabilir.
(Bunlara kapı devreleride de denilebilir).
Japonya’daki Senday Metrosu dünyanın en gelişmiş
metrosu olarak kabul edilmektedir. Yaklaşık 14 KM
boyunca 16 istasyonda duran tren o kadar yumuşak
hareket etmektedir ki ayaktaki yolcular bile
hareketten etkilenmezler. Bu metroda ayakta hiçbir
yere tutunmadan kahvenizi rahatlıkla içebilirsiniz.

Bu sistemin temelinde Bulanık Mantık ( Fuzzy logic)


yatmaktadır.
VE (AND) DEVRESİ
Bir VE kapısının çalışmasını elektrik eşdeğer devresi yardımı ile açıklayalım.

A ve B anahtarları açık ise (A=0, B=0) lamba yanmayacaktır (Q=0).

Mantık tablosunda, her sütundaki 0 işareti hizasındaki kontağın açık


olduğunu 1 işareti kapalı olduğunu gösterir.
VEYA (OR ) DEVRESİ
VEYA kapısının çalışmasını elektrik eşdeğer devresi yardımı ile açıklayalım.

A ve B anahtarları açık ise (A=0, B=0) lamba yanmayacaktır (Q=0).


DEĞİL (NOT) DEVRESİ
Buna aynı zamanda tersleme kapısı da denilir.
TERS VE (NAND) DEVRESİ
Bu kapı devresi VE ile TERS devrenin
toplamına eşdeğerdir.
NOR DEVRESİ
Bu kapı devresi ise VEYA ile TERS devrenin
toplamına eşdeğerdir.
Bir kimyasal reaktördeki aşırı basıncın incelenmesi için üç
kontak bulunduğunu ve bir oy çoğunluk devresi oluşturmak
istediğimizi varsayalım. Eğer bu kumanda anahtarına A,B,C ve
oy çoğunluğuna da Z denilirse bu olay şu doğruluk tablosu ile
ifade edilir. (Minterim yöntemi ile)

A B C Z
0 0 0 0
0 0 1 0
0 1 0 0
0 1 1 1
1 0 0 0
1 0 1 1
1 1 0 1
1 1 1 1
A ve B ve C

veya A ve B ve C

veya A ve B ve C
veya A ve B ve C
Kontak planı ile programlama tekniği ile yazılan programlar biçim
olarak birbirine benzemekte , sadece giriş – çıkış sembollerinin
(kodlarının) ve PLC için adreslerin (sayıcı , zamanlayıcı gibi) kodları
değişmektedir. Lojik diyagram programlama tekniği ile programlamada
biçim olarak benzerlik vardır. Programlamada genellikle aynı tip
semboller kullanılmaktadır.
En çok kullanılan ortak semboller aşağıdaki şekillerde verilmiştir:

“VE” (AND) kapısı “VEYA” (OR) kapısı

“DEĞİL” (NOT) kapısı


- Röleli sistem PLC’li sistem
Röleli kontrol sistemlerinde de kontrol devresi sadece bir kontrol işini
yapabilecek şekilde gerçekleştirilir. Kontrol sisteminde yapılacak değişiklik
için kablo bağlantılarının yeniden yapılması gerekir.

Endüstriyel üretim süreçlerinde otomasyon uygulamalarına ihtiyaç arttıkça


araştırma geliştirme çalışmaları bu ihtiyaçlara cevap verecek ürünleri
geliştirmeye yönelmiştir. Yarı iletken devre elemanlarının geliştirilmesi ile
yarı iletken devre elemanlarından meydana gelen röleler kullanılmaya
başlandı. Bu rölelerin hareketli parçalarının olmaması nedeni ile aşınma ve
ark gibi sorunlardan da kurtulmuş olundu. Yarı iletken devre elemanları
teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak meydana gelen bilgisayar
konusundaki gelişmeler endüstriyel otomasyon uygulamalarına büyük
yenilikler getirmiştir.

Bilgisayar teknolojisindeki yeniliklere endüstriyel üretim süreçlerinde


kullanılması için geliştirilen PLC’ler ekleninceye kadar elektrikli kontrol
devreleri röleli lojik bağlantılar yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Özellikle
büyük sistemlerde röle sayısının çok olması nedeni ile büyük kontrol
panolarına ihtiyaç duyulmakta , montaj ve bakım çalışmalarına fazla zaman
ayrılmakta idi.
Endüstriyel üretim süreçlerinde bilgisayarların etkin olarak kullanımı PLC’lerle
başlamıştır. PLC’lerin kullanılmaya başlanmasından sonra çok karmaşık kontrol
süreçleri endüstriyel bilgisayar da denebilecek bu elemanlarla gerçekleştirilmeye
başlanılmıştır. Klasik kontrol panosu içinde bulunan elektromekanik elemanların
(röleler , zaman röleleri , sayıcılar) hemen hepsi PLC içinde bulunmaktadır.

PLC ; programlanabilir lojik kontrol organlarının kısaltması olarak literatüre


yerleşmiştir. Bazı literatürlerde PLC yerine PC (Programmable Controller)
kullanılmaktadır. Siemens literatüründe de PC olarak kullanılmaktadır. Bu
isimlendirme bazen kişisel bilgisayar (Personal Computer) kısaltması ile karışıklık
yaratmaktadır.
Günümüzde PLC’ler endüstriyel uygulamaların pek çok alanında kullanım yeri
bulmuştur. Ancak otomasyon süreçlerinde genellikle pnömatik kontrolün işlemci
grubu olarak kullanılmaktadır. Bir kontrol sürecinde makinenin içinde bulunduğu
durum algılayıcılar tarafından algılanmakta ve bu bilgiler PLC giriş modülüne
alınmaktadır. PLC’ de işlenen bilgiler çıkış modülü yardımı ile iş elemanlarını
tetikleyecek kumanda elemanlarını enerjilemektedir. Bu elemanlar pnömatik
kontrolde selenoid valf bobinleri olmaktadır.
PLC’lerin kontrol sistemlerinde kullanılması sistem tasarımı , işletime alınması ve
bakım çalışmalarında büyük kolaylık getirmektedir.
PLC Verilerine Internet Üzerinden Erişim için bir Model
TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİNİN İŞLETİLMESİ

Türkiye Elektrik Sisteminin kontrol ve kumandası, Ankara-Gölbaşı’nda


bulunan Milli Yük Tevzi Merkezi ile İstanbul, Ankara, İzmir, Adapazarı,
Samsun, Keban, Adana ve Erzurum Bölgesel Yük Tevzi Merkezleri
tarafından yürütülmektedir.

İSTANBUL
SAMSUN

ERZURUM
ADAPAZARI ANKARA

KEBAN
İZMİR

ADANA
Bazı Avrupa Ülkelerinin
İletim Sistemi Uzunlukları (400-220-154 kV)

Bulgaristan 5.048 km

Hırvatistan 7.356 km

Romanya 8.917 km

Polonya 12.694 km

İspanya 27.831 km

Fransa 35.536 km

Almanya 36.000 km

Türkiye 45.810 km

0 5000 10000 15000 20000 25000 30000 35000 40000 45000 50000

* Almanya’da 75400 km 110 kV, Fransa’da 12710 km 90 kV, Bulgaristan’da 9518 km 110 kV gerilim seviyesinde dağıtım
sistemi mevcuttur.
TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM SİSTEMİ

- 51 ADET 400 kV İSTASYON - 13976 km 400 kV HAVAİ HAT


- 445 ADET 154 kV İSTASYON - 31030km 154 kV HAVAİ HAT
- 22 ADET 66 kV İSTASYON - 84,km 220 kV HAVAİ HAT
- 512 ADET İSTASYON (71106 MVA) - 719 km 66 kV HAVAİ HAT
- 45810 km TOPLAM HAVAİ HAT
- 123 km KABLO
ENERJİ ÜRETİMİ VE İLETİMİ
Elektrik enerjisini üreten merkezler (santraller) çoğunlukla tüketim
merkezleri yakınında kurulamamaktadırlar. Bunun en önemli nedeni
hammadde nakliyesi , çevre kirliliği , güvenlik vb. sayılabilir.Örneğin
ülkemizde hidrolik ve termik kaynaklar çoğunlukla Doğu ve Güneydoğu
bölgelerimizde toplanmış iken , tüketim merkezleri çoğunlukla Batı
Anadolu’da yer almaktadır. Bu bakımdan elektrik enerjisinin , kilometrelerce
uzağa iletilmesi söz konusu olmaktadır. İşte bu noktada enerji iletimi devreye
girmektedir.

Enerji iletim sistemini oluşturan elemanlar Şekil 1.1. de görüleceği gibi


enerjiyi üreten genaratör , ondan sonra yükseltici trafo , sonra hatlar daha
sonrada indirgeyen trafo ve kullanıcı (tüketici) kısmından oluşurlar.
Dengeleme
ÜRETİM İLETİM DAĞITIM /
TÜKETİM

Sistem Frekansı
= 50 Hz

Arz Değişimleri
Talep Değişimleri
ÜRETİM = TÜKETİM
Otoprodüktörler, 16.00- 22.00 arasında elektriği devlete kilowatt saati 112 bin liradan satıyor.
Otoprodüktörler, saat 22.00'den sonra 55 bin liradan satacakları için maliyet karşılanmadığından
üretimlerini durduruyorlar. Yerel düzeyde elektrik gereksinimini karşılayan otoprodüklerin devre dışı
kalmasıyla büyük tüketicilerin bulunduğu Bursa, İzmir ve İstanbul gibi illeri içinde yer aldığı bölgeler, Orta
Anadolu ve Doğu Anadolu'daki santrallerden elektrik almaya başlıyor. Ancak cumartesi gecesi maç
nedeniyle televizyonların başında toplanılması ve akşam olmasına rağmen aşırı sıcak elektrik tüketimi
yüksek olan klimaların kullanımına zirve yaptırıyor. Belli bir taşıma kapasitesi bulunan iletim hatları, aşırı
yüklenmeyle birlikte ısınıyor. Hatlar, zarar görüyor ve kopuyor. Trafo merkezlerinde başta Bursa'da olmak
üzere teknik arızalar meydana geliyor. (380 kilovoltluk doğalgaz fiderinin ayırıcısının yanmasından kaynaklandı-MİLLİYET G.)
SABAH GAZETESİ 03/07/2006
KORUMA RÖLELERİ
Santrallerde generatörler, baralar, enerji iletiminde ve dağıtımı
devrelerinde kullanılan transformatörler ve çeşitli devre elemanları
aşırı akım, yüksek gerilim, ısınma, toprağa kaçak salınım ve dengesiz
yüklenmelere karşı korunmalıdırlar.
Seçici bir koruma olmadan günümüzde bir güç sisteminin
işletilmesi düşünülmez. Koruma rölelerinin uygulanmasıyla, güç
sisteminin herhangi bir noktasında oluşan arıza tespit edilir ve arızalı
bölüm sistemden ayrılır. Arızalı bölüm sisteme bağlı kaldığında,
aşağıda belirtilen üç ana etken nedeniyle sistemin bir bölümü yada
tümü tehlikeye düşer.
 Generatörlerin senkronizasyon koşullarını kaybetmeleri ve
sistemden kopmaları.
 Arızalı bölümün hasar görme ihtimali.
 Arızasız bölümün hasar görme ihtimali.
Güç sistemleri için tehlikeli olmamasına rağmen, tüketiciler
açısından önemli olan diğer bir etkende büyük endüstriyel
kuruluşlardaki senkron motorların servis dışı kalarak, hayati
sayılabilecek fonksiyonlarını yapamama ihtimalidir.

Şebekelerde görülen başlıca arızalar şunlardır :

A-Kısa devreler,
B-Gerilim yükselmeleri,
C-Dengesiz yüklenmeler,
D-Salınımlar,
E-Toprak ve gövde kaçakları,
F-Geri güç,
G-Düşük gerilim,
Bildirim sistemleri arızaları sesli veya ışıklı sistemlere
bildirirler. Bazılarıda bildirim yapmadan ayarlandıkları
büyüklüklere göre açarlar.
Şebekelerde oluşan arızaların etkili ve ekonomik bir şekilde
önlenebilmesi için röleler ve bildirim sistemleri birlikte kullanılır.

Kısaca korumanın amacı, kesicilerle birlikte güç sisteminin her


tip arızadan hızla temizlenmesini sağlamaktır.
Koruma rölelerinin uygulanmasında, güç sistemleri çeşitli
bölümlere ayrılır. Ancak bu bölümlerdeki korumalarda, beş
temel ilke her zaman akılda tutulmalı ve uygulanmalıdır:

1) Güvenirlik : Her türlü arızaya güvenilir ve etkin biçimde


müdahale edebilmek.
2) Seçicilik : Sistemde devamlılığı sağlamak için,
sistemden yalnız arızalı bölümün ayrılmasını sağlamak.
3) Hız : En düşük arıza zamanını ve en az teçhizat hasarını
sağlamak.
4) Basitlik : En az donanım ve devre ile korumayı
gerçekleştirmek.
5) Ekonomi : En düşük harcama ile en fazla korumayı
sağlamak.
Santraller ve enerji iletim-dağıtım şebekelerinde elektriksel
arızalardan ayrı olarak mekanik arızalar için de röleler ve bildirim sistemleri
kullanılabilir. Bunlara örnek olarak, transformatörlerde kullanılan “Buchholz :
Buhholz” rölesi, buhar türbinli santrallerde buhar basınıcının tehlikeli
sınırlara gelmemesi için kullanılan buhar basınç gösterge ve röle sistemleri,
aşırı sıcaklıklar için kullanılan röleler vb. leri gösterilebilir.

Röleler çoğu zaman devre açıcı elemanlarla birlikte kullanılır. Örneğin, devre
kesicilerle (disjonktörlerle) birlikte kullanılabilirler. Doğru akımla ve
alternatif akımda çalışan röleler vardır. Röleler çalışma prensiplerine göre şu
şekilde grublara ayrılabilirler :

Elektro-termik röleler.
Elektro-mağnetik röleler.
Elektro-dinamik röleler.
Endüksiyon tipi röleler.
Birleşik tip röleler (Termik –mağnetik röleler gibi).
Bağlanış şekillerine göre ise röleleri şu şekilde gruplandırmak
mümkündür :

 Primer röleler.
 Sekonder röleler
 Yardımcı akımlı röleler
 Diferansiyel tipli röleler

Hangi rölenin nerde kullanılacağı, arıza yaptığında bunların


onarımlarının yapılabilmesi,
Ayarlamaları veya ayarlarının kontrolünün nasıl yapılacağının
bilinmesi çok önemlidir.
PRİMER RÖLELER
Devreye doğrudan bağlanan röleye primer röle denir.
Primer röleler ucuz ve basit olmaları nedeniyle alçak gerilimde
yoğun olarak kullanılmalarına karşın, orta gerilimde sınırlı bir
şekilde, sadece aşırı akım rölesi olarak kullanılırlar.

Primer röleler elektro manyetik çekme ve itme prensibine göre


çalışır. Bir bobin, ters kuvvet yayı ve itme veya çekme işlemini
yapan hareketli koldan meydana gelir. Bobinden geçen akımın
meydana getirdiği manyetik alanın çekme kuvvetiyle oluşan hareket
ile çalışır.

Primer röleler ucuz olmalarına karşın aşağıdaki özellikleri


nedeniyle günümüzde yerlerini sekonder rölelere
bırakmaktadırlar.
 Açma kumanda ve mekanizmalarının mekaniki olması
nedeniyle arızalanma olasılıkları daha fazla ve bakımları zordur.
 Bağlı olduğu devre, gerilimsiz bırakılmadan ayar, bakım ve
test gibi çalışmalar yapılamaz.
 Genel yapısı nedeniyle duyarlı bir koruma elamanı
olmadığından tam bir seçicilik yapılamaz.

Orta gerilimde kullanılan primer röleler genellikle


Elektromanyetik çalışma prensibine göre yapılmaktadırlar ve
dolayısıyla ani çalışmalıdırlar. Ancak açma mekanizmalarına
elektriki veya mekaniki bir zaman elemanı yerleştirmekle,
ters zamanlı röle şekline dönüştürülebilirler.
SEKONDER RÖLELER
Ölçü trafolarının sekonder devresine bağlanan rölelere sekonder
röleler denir. Alçak ve Orta gerilim devrelerinde kullanıldığı gibi
özellikle yüksek gerilim devrelerinde bu tip rölelerle koruma
yapılmaktadır.

Sekonder Rölelerin tesis maliyeti, primer rölelere göre çok daha


yüksektir. Ancak aşağıda belirtilen özellikleri nedeniyle sekonder
röleler daha çok kullanılırlar.
 Açma kumandalarının elektriki olması nedeniyle korumanın
başarısızlığa uğrama olasılığı çok azdır.
 Röle bobinin beslediği büyüklük belirli oranda düşürüldüğünden,
bu röleler daha duyarlıdır.
 Devre gerilimli durumda iken röle üzerinde ayar, bakım ve test
gibi çalışmalar yapılabilir.
 Akım, gerilim, güç ve frekans gibi büyüklüklerle çalışabilirler.
 Yön elemanı olarak kullanılabilirler.
 Çeşitli çalışma prensiplerine göre yapılabilirler.
TERMİK RÖLELER :
Isı uzama katsayıları farklı iki ayrı metalden yapılmış bu röleler, üzerlerinden
geçen akımın oluşturduğu ısı ile çalışırlar, Bimetal üzerinden geçen akım,
ayarlanan akımdan küçük olduğu durumda devre kapalıdır. Geçen akım
ayarlanan akımdan büyük olursa bunun bunun oluşturduğu ısı bimetale etki
ederek büker. Böylece devrenin açılması gerçekleştirilmiş olur. Şekil 1 de bir
termik rölenin prensip şeması görülmektedir.
Termik rölelerle yapılan devre açmalarında zaman çok önemlidir. Bimetalin
ısınarak devreyi açması için geçecek zaman, devrede istenilmeyen olaylara
neden oluyorsa, devreleri ani olarak açabilecek başka tip röleler kullanılması
uygun olur.
Termik rölelerde kontaklar açma sırasında oluşan arkdan dolayı aşınırlar.
Bunların zaman zaman temizlenmesi ve iletkenliğinin sağlanması gerekir.
MANYETİK RÖLELER

Bu tip rölelerde devre açma işleri bir elektro mıklantıs yardımı ile olur.
Elektro- mağnetik rölelerin yapıları çok basittir. Çalışma prensipleri kontaktörlere
benzemektedir. Primer, sekonder ve yardımcı akımlı rölelerde devre açmalar
oldukça ani olarak yapılabildiği için kontakların aşınması önlenebilir.
Kullanılmakta olan rölelerin birçoğu bu prensiple çalışmaktadır.

Elektro-termik ve elektro-mağnetik rölelerden ayrı olarak başka


rölelerde de kullanılır. Bu rölelerin çalışma şekilleri aynı ölçü aletlerinin çalışma
prensiplerine benzer.
Nüve : Bakır tellerin sarıldığı, makaranın geçirildiği metal parçadır. Tek parça yumuşak
demirden veya silisli saçlardan rölenin büyüklüğüne göre yapılır. Yumuşak demir
kullanılmasının sebebi: mıknatıslık özelliğini hemen kaybedebilmesidir.
Bobin : Yalıtkan bir malzeme üstüne makara şeklinde sarılmış iletkenlerden meydana gelir.
Rölenin büyüklüğüne ve çekeceği akıma göre iletken çapı ve spir sayısı değişir. Bobin uçlarına
gerilim uygulandığında bobin nüveyle birlikte elektro mıknatıs özelliği kazanır. Böylece
karşısındaki paleti çekip, kontakların temasını veya ayrılmasını sağlar.
Kontaklar : Birbirine temasa halindeyken üzerinden akım geçen, açılıp kapanabilen parçadır.
Kontaklarda kapanma esnasında elektrik sıçraması nedeniyle “ark” ismini verdiğimiz
bozulmalar olabilir. Bunu engellemek için kontaklar çok iyi ( pas yapmaz) iletkenlerden imal
edilir. Kontaklar yapımına göre normalde açık ve kapalı olabilir.
Gövde : Röle parçalarının üzerine monte edildiği parçadır. Elektriki olarak izole edilmiştir.
Rölenin çalışması:
Manyetik röle elektromanyetik yolla kuvvet üretilmesi prensibine göre çalışır. Üç ana
kısımdan oluşur. Bunlar; ortasında yumuşak ferromanyetik madde (yumuşak demir)
bulunan röle bobini, yumuşak demirli armatür ve üzerinde kontakların bulunduğu kontak
yaylarıdır. Rölenin hareketli kısmına armatür veya palet denir. Kontak yayları elektriksel
bakımdan birbirlerinden izole edilmiştir. Manyetik rölede , içinden elektrik akımı geçen
röle bobininin yarattığı manyetik alan röle kontaklarına ya doğrudan veya dolaylı olarak
etki eder.
Röle bobini içerisinden elektrik akımı aktığında röle bobini içerisinde bir manyetik alan
oluşur. Bu manyetik alan bobin çekirdeği ortasında bulunan yumuşak demirden yapılmış
olan kontakları mıknatıslar. Mıknatıslanan kontaklar birbirini çeker. Kontakların birbirini
çekmesi ile kontakların kumanda ettiği elektrik devresi enerjilenir.
Röle bobini içerisinden akan akım kesildiğinde, kontaklardaki mıknatıslık ortadan
kalkar. Kontakların mıknatıslığı kaybolur ve kontaklar birbirlerinden ayrılırlar.
Kontakların kumanda ettiği elektrik devresinin enerjisi kesilir.

Manyetik rölenin kullanım alanları:


Röleler elektriki olarak anahtarlamak istediğimiz her türlü devrelerde kullanılır. TV
alıcılarında, PLC devrelerinde , merdiven otomatiklerinde , tek ve üç fazlı
motorlara enerji vermedeki kullanımlar örnek olarak verilebilir
YILDIRIM ÇARPMALARI
Yıldırım kazalarının nasıl, nerede ve ne zaman olacağını bilmek
mümkün değildir. Atmosferik koşullar ve iyonlaştırıcı yapı ve malzemelerin
durumları yıldırım ile ilgili olasılığı belirler. Dünyada,dolayısıyla ülkemizde
de, sayısız yıldırım kazası olmuş, bunlardan bazıları kayıt altına
alınabilmişken büyük çoğunluğu kayıt dışıdır.
YILDIRIM

Yıldırım, basit olarak; toprakla, elektrik yüklü bir bulut arasındaki elektriksel
deşarj olarak tanımlanabilir. Söz konusu bu deşarj sadece bulutla yer arasında
olmayabilir. Gerekli şartlar sağlanmış ise iki bulut arasında da olur ki, biz buna
şimşek diyoruz. Her iki olayda oldukça belirgin bir kıvılcım atlaması görülür ve
gök gürültüsü işitilebilir. Bütün bunlara meteoroloji dilinde oraj denilmektedir.

1. Eksi yüklü elektronlar aşağı doğru zigzag yapmaya başlarlar


2. Artı yüklü parçacıklar da yerde bulut tabanın altında toplanır
3. Bulut yer yüzüne iyice yaklaşınca öncü eksi yükler yere inerek bir yol açarlar
(bunlar görülmez) ve sonra da yerden buluta doğru elektrik akımı başlar.
4. Artı yükler saniyede 100 000 km yi aşan bir hızla buluta akar.
YILDIRIMDAN KORUNMA
Elektrik akımı havanın direncinin en az olduğu
yada iletkenliğin en fazla olduğu yerde başlar.
İnsan iyi bir iletkendir. Teller, metaller, nemli
toprak, ağaç kökleri, ağaçlar vb. bir kaç örnektir.
Yıldırım çarpması ile elektrik çarpması aynı şey
değildir. Elektrik çarpmasında voltaj (yüksek
gerilimlerde) 20 000 volt ile en fazla 63 000 volt
arasında değişir. Yıldırım çarpmasında ise voltaj
300 000 volttur. Elektrik çarpması nadiren yarım
saniyeden (500 mili saniye) fazla sürer çünkü ya
devre otomatik olarak kesilir yada çarpma kişiyi
fırlatır.yıldırım çarpmasında ise süre çok kısadır
(bir kaç mili saniye). Hemen her ikisinde de
çarpılan kişi ya kalp problemlerinden yada
fırlatılma ile meydana gelen yaralanmalardan
hayatını kaybeder.
Şimşek ve yıldırım bulutlar arası yada bulutlarla yer arasında oluşan büyük bir
elektrik boşalmasıdır. Fırtına bulutları büyür ve bu bulutların içinde elektrik
yükleri oluşur. Artı ve eksi yüklü parçacıkların çekim gücü havanın direncini
kırdıkları zaman elektrik boşalması meydana gelir ve devre tamamlanmış
olur.Bir şimşeğin içindeki ısı 30 000oC a kadar çıkabilir ve süresi ortalama 30
mikro saniyedir. Yer yüzünde günün her dakikası ortalama 1800 şimşek çakar
yada yıldırım düşer. Bir kişiye yıldırım çarpması olasılığı 700 000 de birdir
ancak olasılığı yabana atmamak gerekir
AŞIRI GERİLEME KARŞI KORUMA

Aşırı gerilimin etkisinden orta ve yüksek gerilim devrelerindeki izalasyon maddelerini


koruyabilmek için genel olarak üç koruma tertibinden faydalanilmaktadir.
Koruma Teli
Ark Boynuzu
Parafudr

1-KORUMA TELİ

İzolasyon maddelerini yıldırım darbe geriliminden korumak amacıyla yapılan bir koruma
tertibidir. Özellikle 60 Kv un üstündeki enerji nakil hatlarında ve şalt sahalarında kullanılır.
Koruma teli ile yapılan uygulamada esas olan, buluttaki elektrik yükü ile toprak arasındaki
boşalma yolunu, sistem izolasyonuna zarar vermiyecek şekilde değiştirmektir.

Koruma telleri, çelik konstrüksiyon (pilon) direklerin üst kısmlarına bağlanarak hat boyunca
devam eder, (Şekil-1). Her direkte veya birkaç direkte bir toprağa bağlanır. Dolayısıyla enerji
nakil hattına yıldırım düştüğünde, elektrik yükü koruma teli üzerinden toprağa aktarılarak hattın
izolasyonu büyük oranda korunmuş olur.
Orta gerilim dağıtım hatlarında koruma teli kullanılması sakıncalıdır. Yıldırım
darbe gerilimi sonucu elektrik yükünün boşalması anında, koruma teli toprak
arasında oluşan gerilim düşümü, izolatörlerin yalıtım özelliklerinin bozulmasına
neden olmaktadır.
Koruma telleri, çelik iletkenlere takviye edilerek, direklerin tepe kuvvetlerinin
artırılmasına yardımcı olurlar.
2-ARK BOYNUZU
Aşırı gerilimin etkisinden izolasyon maddelerini koruyabilmek için,
izolasyon seviyesi düşük yapay bir devre oluşturmak yeterlidir. Ark boynuzu bu
presnsipten faydalanılarak uygulanan çok basit bir koruma tertibidir.
Ark boynuzunun yapısı, izolatör ve buşinglerin hat ve toprak taraflarına monte
edilen uçları kıvrık madeni çubuklardan oluşur. (Şekil –2)
Madeni çubuklar arsındaki boşluğa, ARK BOYNUZLARI ATLAMA ARALIĞI
denir ve bu aradaki izsyon seviyesi hava ile sağlanır.
Ark boynuzu atlama aralığındaki izolasyon seviyesi, buşing veya izolatörün
izolasyon seviyesinden daha düşüktür. Dolayısıyla aşırı gerilim oluşumundaki
boşalma (atlama), ark boynuzları arasında başlayarak sistemin izolasyonu korunmuş
olur.

Ark boynuzları arasındaki boşalma, hava ile sağlanan faz toprak izolasyonunun aşırı
gerilim sonucu delinerek bir ark’ın oluşması şeklinde olur.
3-PARAFUDR

Parafudrla izolasyon maddelerini aşırı gerilimin etkisinden


koruyabilmek için, ark boynuzu örneğinde olduğu gibi, izolasyon seviyesi
düşük yapay bir devre oluşturmak prensibinden faydalanılır.

İşletmecilikte, faz toprak arasında arkı yaratan aşırı gerilim etkisini


kaybettikten sonra, işletme gerilimi nedeniyle devam eden arkın kesilmesi
önemlidir. Parafudr bu işlevi sağlayan bir koruma tertibi olması nedeniyle ana
koruma elemanı olarak kullanılır.
Parafudrlar Faz toprak arasında ger faza bir tane ve korunacak
tesisata mümkün olduğu kadar yakın yerleştirilmelidir. Çeşitli yapı ve çalışma
prensiplerine göre imal edilmelerine rağmen sistemimizde genel olarak VALF
TİPİ PARAFUDRLAR kullanılmaktadır. Valf tipi parafudr TSE
standartlarında, DEĞİŞKEN DİRENÇLİ YILDIRIMLIK olarak ta
belirtilmektedir.
VALF TİPİ PARAFUDRUN YAPISI

Bu tip parafudrun yapısı, belirli sayıda seri atlama aralıkları ve değişken direnç
dilimlerinden oluşur. (Şekil-3)
Seri atlama aralıkları belirli sayıda yuvarlak madeni plakaların birbirinden
yalıtılarak alt alta dizilmeleriyle meydana gelir ve aşağıdakii görevleri yaparlar.
1- Fazla toprak arasında, belirli bir izolasyond eğerini sağlamak.
2- Boşalma sonunda arkın sönmesine yardımcı olmak.
Değişken direnç, belirli sayıda direnç dilimlerinden oluşur. Boşalma sonunda
işletme gerilimi nedeniyle akan akımı sınırlar.
Direnç değeri gerilime göre değişen bir özelliğe sahiptir. Bu özellikte bir direnç
belirli oranlarda silisyumkarbür, minel, alüminyum oksit ve su karışımı maddeler
dilimler halinde preslenip pişirilerek gerçekleştirilebilir.
İşletme geriiliminde direnç değerinin çok yüksek olmasına rağmen aşırı gerilim
söz konusu olduğunda düşer ve rahat bir boşalmanın oluşumunu sağlar. Boşalma
anında gerilim düştükçe, direnç değeri tekrar yükselir.
Seri atlama aralıkları ile değişken direnç dilimleri birbirleriyle seri bağlanarak bir
izolatör içine yerleştirilir. İzolatör içindeki hava alınırak yerine azot gazı
doldurulur ve hava almama için iyi bir sızdırmazlık sağlanır.

b-ÇALIŞMASI

Parafudrun izolasyon seviyesini aşan bir gerilimde, değişken direncin


değeri düşer ve aynı zamanda seri atlama aralıkları arasındaki izolasyon delinerek
ark başlar. Boşalma anında aşırı gerilim değeri azaldıkça değşken direncin değeri
yükselir ve akan akımı sınırlar. Bu nedenle birkaç mikro saniye sonunda seri
atlama aralıkları arasındaki ark sönerek parafudr işlemini tamamlamış olur.
c-ÖZELLİKLERİ

Değişken direncin değerindeki değişme, yanliz gerilime bağlı


değildir. Kullanılan malzemenin ısı katyası negetif olduğundan
ısındıkca değeri düşmektedir. Bu özellik, büyük boşalma
akımlarında aşırı ısınma nedeniyle parafudr elemanlarının
tahribine yada başka bir deyişle patlamasına sebeb olabilmektedir.
Ayrıca parafudrun montajında toprak direncinin büyük olması
parafudrun patlamasını sağlayan nedenlerden biridir. Durum böyle
olunca topraklama direncinin bir Ohm civarında olması aranan bir
özelliktir.
FİDER KORUMA

Türkçe karşılığı ENERJİ HATTI olan FEEDER, İngilizce bir kelimedir ve


teknik terim olarak sistemimizde kullanılmaktadır.
Çıkış olarak ifade edilen fider, bir transformatör merkezi barasından bir veya
birkaç müşterie enerji tasımaya yarayan hat veya kablo donanımıdır.

Orta gerilim devrelerinde fider koruma, bir transformatör sargısının beslediği


barada birden fazla müşteri çıkışı olması halinde uygulanır amacı iki şekilde
özetlenebilir.

A-Yalnızca arızalı olan fideri devre dışı bırakmak


B-Beslediği güç transformatörünü korumak
FİDER AŞIRI AKIM KORUMA

Aşırı yüklenme ve fazlar arası kısa devre arızalarına karşı yapılan bir koruma tertibidir.
Ayrıca topraklı devrelerde, faz-toprak arızalarında ana veya artçı koruma elamanı
olarak kullanılır.

Örnek olarak Şekil-1 de, güç transformatöründen beslenen 15 kV bara çıkışındaki


Fider- 1devresinde uygulanan aşırı akım koruma A.C. bağlantı devresi görülmektedir.
Söz konusu fider üzerindeki akım transformatörlerinin sekonder polarite uçlarından
akım röleleri beslenmektedir. Bu röleler, belirli bir çalışma akımına ayarlıdır. Herhangi
bir fazdan röle çalışma akımının üstünde bir akım geçmesi halinde röle kontakları
kapanır ve şu işlevleri gerçekleştirir.

1-Korna çalar
2-Kumanda panosu üzerinde “FİDER-1 AŞIRI AKIM” ışıklı sinyali çıkar
3-Fider-1 çıkış kesicisi açar.
Topraklı devrelerde fider aşırı akım koruma, üç aşırı akım rölesiyle yapılabildiği gibi, A
ve C fazlarına konan iki aşırı akım rölesiyle de yapılabilmektedir. Ancak iki aşırı akım
rölesiyle yapılan uygulamada, faz toprak kısa devre arızalarına karşı toprak rölesinin
kullanılması gerekir. Aksi halde B fazı toprak arızasında devre korumasız kalmış olur.
İzole devrede oluşan bir faz toprak kısa devre arızasında, arıza noktasından
toprağa önemli büyüklükte bir akım akmaz. Bu nedenle izole devrelerde
fider aşırı akım koruma, aşırı yükleme ve fazlar arası kısa devre arılarına
karşı kullanılır. Fazlar arası arızada, arıza akımı en az ikifazdan akacağı
için, üç fazdan ikisinin aşırı akım rölesi konması, bu tip arızaların
belirlenmesinde yeterli olur. Böylece izole devrede uygulanan fider aşırı
akım korumada, bir röle ve bir akım transformatöründen tasarruf etmek
imkanı doğar.
Toprak Hatası Rölesi

Toprak Rölesi 3 fazın yıldız noktasından toprağa akan


akımı ölçer. Şebeke yükünün dengeli olması halinde yıldız
noktasından toprağa akan akım sıfırdır. Küçük dengesizlikler
halinde ise küçük değerlerde akım akar. Eğer fazlardan
birinden toprağa kaçak olursa bu denge bozulur ve toprağa
büyük bir akım akar ve röleyi çalıştırır.
Koruma Sistemlerinde Seçicilik
1-Aynı dağıtım hattı üzerinde bulunan rölelerin ,aynı işlem
karakteristiğine sahip olması gerekir.
2-Aynı dağıtım hattı üzerinde bulunan rölelerin açma gecikmelerinin
“Zaman Basamağı” şeklinde ayarlanması gerekir. Yani, bir enerji dağıtım
sisteminde, kaynaktan itibaren sıralanmış röle dizisinde, açma zamanları
kaynağa en yakın olanın açma zamanı en uzun olmak üzere basamak
şeklinde azalacak durumda ayarlanır. Yani kaynak dibindeki rölenin açma
gecikmesi en uzun ,hat sonundaki röleninki en kısa olacaktır . Şekilde
aynı hat üzerinde sıralanmış bir röle dizisinin basamak zamanları
görülmektedir.
Burada röle açma zamanlarını seçerken dikkat edilmesi gereken önemli
bir nokta da kaynağa en yakın rölenin açma zamanının seçilmesidir .Bu
süre selektiviteyi sağlayacak kadar uzun ,fakat kaynağı koruyacak kadar
kısa olmalıdır , çünkü kaynağa yakın noktalarda daha büyük hata
akımları oluştuğundan, şebekede daha büyük hasar söz konusudur. Bu
sakınca nedeniyle ters zaman karakteristiğine sahip röleler
geliştirilmiştir.
Koruma Sistemlerinde Seçicilik
A- Zaman Karakteristikli Seçicilik
Şekilde görüldüğü gibi güç sistemi
boyunca aşırı akım koruma
ünitelerinin açma sürelerini, gereken
şekilde farklı değerlere ayarlama
esasına dayanır.

İşletme Tarzı:
Şekilde görülen hata A-B-C-D aşırı
akım koruma üniteleri tarafından
aynı anda algılanır.
Ancak koruma ünitelerinin harekete
geçme süreleri sistemde aşağıdan
yukarıya doğru geciktirerek
ayarlandığından en önce D ünitesi
açma yaptırır ve
A-B-C üniteleri stand-by
Zaman karakteristikli seçicilik pozisyonuna geri döner.
Zaman karakteristikli seçici sistemin avantajları:
Koruma sistemi kendi kendini yedekler . Koruma sistemi arızadan dolayı
aktif hale geçemeyip açtırma yapamazsa bir süre sonra C ünitesi aktif hale
geçerek arızalı bölümü devreden çıkartır.

Sakıncaları:
Kademe sayısı fazla olduğunda en üst kadenmedeki koruma ünitesi en uzun
süreye sahip olacağından arıza temizleme süresi ekipmanın kısa devre
dayanımı açısından uygun olmayabilir.

Uygulama:
Zaman karakteristikli, seçici sistemde sistemden geçen akım rölenin
ayarlanan akım eşik değerini aştığında zaman rölenin zaman mekanizması
aktif hale geçer . İki tip zaman karakteristikli röle vardır.
Koruma röleleri zaman karakteristikleri
(Isc kısa devre)
Enerji dağıtım sistemlerinde ülkemizde en yaygın olarak kullanılan besleme
şekli dağıtım şebekesini bir ring yapısı oluşturarak kurmak ve bu ringi açık
çalıştırarak radyal yapı ile istasyonları beslemektir. (Bkz. Şekil 1).
Açık ring çalışmada, koruma rölesi olarak aşırıakım röleleri kullanılmaktadır.
Koruma sisteminin zaman kademelendirmesi sağlıklı koşullarda ringin açık
çalışacak noktasının belirlenmesi sonrasında oluşturulur. Ancak bu dağıtım
şeklinde hat üzerinde meydana gelen arızalar sonrasında ringin açık noktası
değişir, ve bunun sonucunda da radyal besleme yapısı mevcut şeklinden yine
radyal bir başka yapıya dönüşür. Bu durumda selektivite bozulmuş olur ve oluşan
arızalarda arızaya en yakın röle yerine çok uzaktaki bir başka röle açabilir.
Dolayısıyla bu durumdan arıza hiç ile ilgisi olmayan tüketiciler etkilenmiş olur.
Halbuki doğru koruma röleleri kullanarak, kapalı ring çalışamayan sistemler
kapalı ring olarak çalışabilirler. Bu sayede hem oluşan arızalarda sadece arızalı
bölüm şebekeden izole edilir, hem de ringin kapalı olması sayesinde sistemde
enerji kesintisi yaşanmamış olur
Kapalı ring sitemlerde kullanılan en yaygın koruma röleleri yönlü aşırıakım
röleleridir. Ancak yönlü aşırıakım röleleri radyal yapıdan gözlü yapıya
geçildiğinde veya ring üzerindeki istasyon sayısı zaman kademelendirmesi
yapamayacak boyuta gelindiğinde ilave birtakım özel ek teçhizatlara gereksinim
duyarlar.
Sonuç itibarıyla ortaya üç değişik çözüm çıkmaktadır. Yönlü aşırıakım röleleri,
Hat diferansiyel röleleri ve Mesafe koruma röleleri. Aşağıda her hat diferansiyel
röleleri kullanılarak oluşturulmuş bir ring besleme şeması yer almaktadır. (Bkz.
Şekil 2)
HAT DİFERANSİYEL KORUMA RÖLELERİ

Hat diferansiyel röleleri adından da anlaşılacağı üzere diferansiyel akım


prensibi kullanarak hattı koruyan sistemdir. (Şekil 3)
Arıza yokken sistemden i akımı akmakta ve giren akım ile çıkan akım birbirine
eşit olduğu için I1+I2 sıfıra eşit olmaktadır. Ancak koruma bölgesinde yani CT1
ile CT2 arasında bir arıza meydana gelmesi durumunda I1+I2 sıfıra eşit
olmayacak ve röleler karşılıklı olarak trip sinyali üreteceklerdir. Yukarıdaki şekil
hat diferansiyel rölelerinin pilot kablo (bakır) kullanan modelleri için çizilmiş bir
prensip şemasıdır. Günümüzde fiberoptik kablo kullanan hat diferansiyel röleleri
sıklıkla kullanılmaktadır. (Bkz. Şekil 4)

.
Hat diferansiyel koruma dağıtım şebekeleri için en selektif ve en hızlı
koruma sistemidir. Bu sayede yanlış açmalar önlenmiş olur. Yani arıza hangi
bölgedeyse daima arızaya en yakın iki kesicinin açması sağlanmış olur. Ring
kapalı çalıştığından hiçbir tüketicinin enerjisi kesilmemiş olur. Ayrıca arıza en hızlı
şekilde izole edildiği için tüketiciler gerilim düşümü veya dalgalanmalarından en
az şekilde etkilenirler. Bu sayede tüketicilerin temiz ve kaliteli enerji kullanım
süreleri maksimize edilmiş olur.
Bu koruma üniteleri aşağıdaki şekilde görüldüğü gibi güç sisteminin her iki
ucundaki giriş ve çıkış akımlarının karşılaştırılma esasına dayanır.

Korunan bölgede hata meydana geldiğinde giriş ve çıkış akımları arasında


farklılıklar görülür. Bu akım farkından dolayı diferansiyel koruma ünitesi harekete
geçer ve bu koruma ünitesi korunana bölgenin dışında meydana gelen hatalara karşı
hassas olmadığından diferansiyel koruma yapısı itibarıyla seçici bir korumadır..
Diferansiyel korumanın düzgün çalışması ve dış hatalardan dolayı yanlış açmama
yapmaması ve şebeke davranışından etkilenmemesi için her iki uçtaki akım
transformatörleri özel boyutlandırılır.
Diferansiyel koruma sisteminde ani açma olduğunda meydana gelir.
YÖNLÜ AŞIRIAKIM KORUMA RÖLELERİ
VE YÖN KARŞILAŞTIRMALI BLOKAJ
Şekil 5’te yönlü aşırıakım koruma röleleri ile yön karşılaştırmalı
blokaj düzeni kullanılması durumunda blokaj prensibini göstermektedir. Hat
üzerindeki tüm rölelerin yönsüz koruma elemanları aynı zaman gecikmesi
verilerek set edilir. Örneğin 300 ms. Burada ana mantık yönlü elemanlardan
sadece yön bilgisi alınarak yönsüz koruma elemanlarını bloke etmektir. Bazı
arıza durumlarını inceleyecek olursak:

1. İstasyon A ve İstasyon B arasındaki kabloda bir arıza meydana


gelmesi durumu:

R1 ve R2 röleleri arızayı hatta doğru görecekler ve bu röleler diğer


hiçbir röle tarafından bloke edilmeyeceklerdir. Ayrıca R2 rölesinin İstasyon B
barasına bakan yön elemanı R3 rölesini, R3 rölesinin İstasyon B’ye bakan
yön elemanı R4 rölesini, R4 rölesinin İstasyon C’ye bakan yön elemanı R5
rölesini, R5 rölesinin İstasyon C’ye bakan yön elemanı R6 rölesini bloke
edecektir. Böylelikle de 300 ms. süre sonunda R1 ve R2 röleleri karşılıklı
olarak trip sinyali üretecektir.
2. İstasyon B ve İstasyon C arasındaki kabloda bir arıza meydana gelmesi
durumu:

R3 ve R4 röleleri arızayı hatta doğru görecekler ve bu röleler diğer


röleler tarafından bloke edilmeyeceklerdir. Çünkü R2 rölesinin R3 rölesini
bloke edebilmesi için arızayı hat yönünde görmesi gerekmektedir. Aynı
şekilde R5 rölesinin de R4 rölesini bloke etmesi arızayı hat yönünde görmesi
koşuluna bağlıdır. Dolayısıyla R2 rölesi de R5 rölesi de ters yönde arızalar
görecekler ve karşılarında bulunan R1 ve R6 rölelerini bloke edeceklerdir.
300 ms. sonunda R3 ve R4 karşılıklı olarak açarak arızayı temizler.

3. İstasyon B’de çıkış fiderlerinden birinde arıza olması durumu:

Bu durumda arızalı fiderde bulunan aşırıakım kısadevre koruma


rölesi R2 ve R3 rölelerini bloke edecektir. Aynı zamanda R2 ve R3
rölelerinin İstasyon B barasına bakan elemanları R1 ve R4 rölelerini bloke
edecektir. Yine R4 ve R5’te arıza yönüne bakan elemanlar bir sonraki röleyi
bloke edecektir.
Yani R4 R5’i, R5 R6’yı bloke edecektir. Bu sayede sadece arızalı fiderde bulunan
rölenin açması sağlanmış olur. Ancak bu durumda arızalı fider kesicisinde bir kesici
arızası meydana gelir fider kesicisi açamaz ise hat üzerindeki tüm röleler blokajlı
olduklarından blokaj süresi sonunda tüm hattın kesicilerinin açması riski vardır. Bu
durumun önüne geçmek için dağıtım merkezi çıkış fiderlerinde kullanılan rölelerde
kesici arızası koruması bulunmalıdır. Bu sayede kesici arızası oluşursa blokaj sinyali
sonrasında İstasyon B’deki giriş ve çıkış kesicilerine blokaj kalkmadan önce trip
sinyali gönderilerek arızanın lokal olarak temizlenmesi sağlanmış olur.

4. İstasyon B’de bara arızası olması durumu: Bu durumda R2 ve R3 röleleri dışında


3 no.lu arıza senaryosunda blokajlanan rölelerin tamamı yine aynı şekilde
bloklanacaklardır. 300 ms. sonra R2 ve R3 röleleri açarak bara arızasını lokal olarak
temizlemiş olurlar. Yukarıdaki örneklerden görüldüğü gibi yön karşılaştırmalı blokaj
düzenleri ring şebekelerinde arızanın temizlenme süresinin 300-500 ms. gibi süreler
için tolere edilebilir olduğu durumlarda tek başlarına kullanılabilirler. Ancak arıza
temizleme hızı şebeke stabilitesine etki etmekteyse (örneğin üretim tesisine sahip
OSB’lerde söz konusu olabilir) ya da tüketicilerin üretimde kullandıkları makinelerin
hassasiyeti bu sürelere tolerans göstermeyecek kadar hassas ise bu durumda hat
diferansiyel koruma ile birlikte yön karşılaştırmalı blokaj düzeni birlikte kullanılabilir.
Bu uygulamaya örnek olarak da İzmir Atatürk Organize Sanayi bölgesindeki (İAOSB)
uygulamamızı verebiliriz. İAOSB’de henüz sistem devreye alınmamış olup üretim
aşamasındadır. Nisan ayı içerisinde sistemin devreye alınması planlanmaktadır
MESAFE KORUMA RÖLELERİ

Son olarak ele alacağımız koruma sistemi ise mesafe koruma röleleri
kullanılarak oluşturulan sistem. Mesafe koruma röleleri özellikle dağıtım
şebekelerinde özellikle 10 km ve üzeri hatlarda tercih edilmektedirler. Ayrıca
kısa hatlarda çeşitli blokaj düzenekleri oluşturarak hızlı ve selektif açma
yapılabildiğinden hat diferansiyel koruma ve yön karşılaştırmalı blokaj
düzeninin birlikte kullanılması opsiyonuna alternatif olarak düşünülebilirler.
Mesafe koruma algoritmaları diferansiyel koruma kadar olmasa bile, diferansiyel
koruma algoritmasından sonra en hızlı çalışan algoritmadır. Şekil 6’da sistemin
prensip şeması gösterilmiştir. Kısaca çalışma prensibine bakacak olursak mesafe
koruma, hattın sağlıklı çalışma koşullarındaki empedansı ile arıza durumundaki
empedansın birbirinden farklı olması gerçeğine dayalı olarak çalışır. Bu nedenle
empedans koruma olarak da adlandırılır.
Tekrar Kapama Rölesi
Tekrar kapama rölesi ,aşırı akım sekonder koruma röleleri ile birlikte
kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Enerji dağıtım sistemlerinde koruma
ekipmanlarının önemli bir parçasıdır. Dağıtım şebekesinin orta ve
yüksek gerilim hatlarında meydana gelen arızaların %80’i şebekeyi
geçici olarak devreden çıkarmakla ortadan kaldırmaktadır,çünkü bu
süre, elektrik arkının deiyonize olması için yeterli olmaktadır. Bu işlem
hatlarda meydana gelen geçici arızaların uzun elektrik kesintilerine
neden olarak, kullanıcının zarar görmesini önler.
Bu amaçla geliştirilen röle koruma düzeninden gelen arıza ihbarını
değerlendirir ve kesiciyi ,seçilen kapama adedine ve zaman
gecikmelerine uygun olarak tekrar devreye sokar. Eğer arıza durumu
ortadan kalkmışsa kesici kapanır ve sistemde elektrik kesintisi
olmaz,arıza durumunun devam etmesi halinde tekrar kapama
işlemlerinin bitiminde devreyi açar ve dağıtım şebekesinin enerjisini
keser.
Özetlemek gerekirse uygun koruma röleleri ve sistemleri kullanıldığında
her türlü şebeke konfigürasyonu için selektivite sağlamak mümkündür. Bu sayede
dağıtım şebekelerinde hem gereksiz enerji kesintisinin önüne geçilmiş olur hem
de arızalar en kısa sürelerde sistemden izole olur. Bu açıdan bakıldığında ilk
yatırım maliyetleri yüksek olan koruma sistemleri kendi maliyetlerini çok kısa bir
sürede geri ödemektedirler. Uzun vadede ise hem organize sanayi bölgelerindeki
enerji tüketen fabrikalara, hem de ülke ekonomisine büyük katkı
sağlamaktadırlar.

ANSI KODLARI AÇIKLAMALARI:


52 : Güç Kesicisi
50/51 : Fazlar için aşırıakım kısadevre koruması
50N/51N : Toprak için aşırıakım kısadevre koruması
46 : Faz dengesizliği koruması
79 : Tekrar kapama
49 : Aşırıyük koruması
87L : Hat diferansiyel koruması
21/21N : Mesafe koruma (faz ve toprak)
67N : Yönlü toprak arızası koruması
85 :Tele-koruma (blokaj düzenekleri)
Transformatör Koruması
Enerji sistemlerinde en temel, en pahalı ve önemli donanımlardan biri
trafolardır. Meydana gelecek bir arızanın çevreye ve sisteme verebileceği
zararlar, trafoların pahalı olması, onarımları veya değiştirilmeleri süresince
enerjide olacak kesintiler göz önüne alındığında trafo arızalarının hem
işletme hem de müşteri açısından önemli kayıplara neden olacağı
anlaşılmaktadır.
Trafoların arızalanması; yıldırım, koruyucu ekipmanların yetersizliği, aşırı
yükleme, kısa devre arızaları, yağ kaçakları, aşırı sıcak gibi olumsuz hava
şartları,kağıdın ve yağın yaşlanması sonucu dielektrik dayanımlarının
zayıflaması gibi nedenlerden olmaktadır. Dolayısıyla trafolara ait arızaların
önceden veya başlangıç aşamasında belirlenmesi;
- Enerji kesintisinin önlenmesi,
- Büyük hasarların önlenmesi,
- Arızanın ilerlemesinin önlenmesi,
- Ekonomik kayıpların azaltılması,
-.Tamirat süresinin kısaltılması açısından oldukça önemlidir.
Trafo yangını korkuttu

Bağcılar da, yaklaşık 4 bin ev ve işyerine


elektrik sağlayan trafoda meydana gelen
yangın dört otomobilin büyük zarar
görmesine neden olurken, çevrede de panik
yarattı. Zaman zaman patlamaların
meydana geldiği yangın, itfaiye ekiplerinin
bir saat süren çalışmaları sonucu
söndürüldü. Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş.
(BEDAŞ) yetkilileri, bölgeyi elektriksiz
bırakan yangının, aşırı sıcaklar nedeniyle
trafodaki yağların erimesi sonucu meydana
geldiğini bildirdi.
Milliyet gazetesi 16/08/2006
25 tonluk trafoyu çalmaya kalkıştı!
Denizli'de polis karakoluna 50 metre mesafedeki 25 tonluk güç trafosunu
kiraladığı vinçle çalmaya kalkışa kişi, polis ekiplerince yakalandı.
15 Ağustos 2006

TEDAŞ yetkililerinin
emniyet güçlerine haber
vermesiyle olay yerine
gelen polis, M.Y'yi
yakalayarak, gözaltına
aldı. İfadesinin
alınmasının ardından
adliyeye çıkartılan M.Y,
tutuklandı. Bu arada,
trafonun çalışmadığı ve
herhangi bir arıza
devreye sokulmak için
yedek olarak bekletildiği
öğrenildi.
Transformatör Koruması
Transformatörü etkileyen ana hatalar
Aşırı yük
Kısa devre
Tank hataları

Aşırı yükler transformatörde aynı anda beslenen yük miktarlarının


transformatör nominal gücünün üstüne çıkması halinde meydana gelir.Aşırı
yüklenmede uzun süre akım çekilmesi sonucu sargı ve transformatörde
izolasyonun tahrip olması veya eskimesi ile sonuçlanabilecek kalıcı hasarlar
meydana getiren ısı yükselmesi olur.

Kısa devre hataları transformatörün içinde ve dışında meydana


gelebilir. İç kısa devreler farklı faz iletkenlerine ait faz sargılar arasında veya faz
sargıları ile transformatör yağ tankı arasında ve aynı sargının sarımları arasında
meydana gelebilir.Arklı meydana gelen hatalar transformatörü tahrip ettiği gibi
yangının oluşmasında sebebiyet verirler.Ark hatalarda yanıcı gaz gaz çıkışı
olur.Hafif hatalarda düşük gaz çıkışı olur ancak birikmesi halinde büyük yangın
tehlikeleri meydana gelir.
Ark hatasız güçlü bir kısa devrede eğer koruma cihazı vasıtasıyla
transformatörün beslemesi gerekli sürede kesilmezse kazan içindeki yağ
kaynar.
Dış kısa devreler transformatörün sekonder yani enerji çıkış tarafındaki
kısa devrelerdir. Bu kısa devreler transformatör sargılarını mekanik ve
termik yönden etkileyecek ve hasara uğratabilecek büyük
elektrodinamik ve termik zorlamalara neden olur.Eğer hatalı bölüm
gereken sürede devre dışı edilmezse transformatörde iç kısa devre
hataları meydana getirir.

Tank Hataları: Transformatörün iç hatalarıdır. Tank ile faz sargıları


arasında veya bunların yerleştirildiği manyetik çekirdek arasında
meydana gelir.Hata akımlarının büyüklüğü transformatörün primer ve
sekonder sargılarının ve nötr topraklamalarının düzenleme şekline
bağlıdır.
Transformatör Diferansiyel Koruma
Diferansiyel koruma genellikle 10 MVA gücünden yukarı ve özel öneme
sahip transformatörlerde kullanılan çok önemli bir koruma sistemidir. Basit olarak
transformatörün giriş ve çıkış terminallerindeki akımların karşılaştırılması esasına
dayanan yüksek güvenirliliğe sahip koruma şeklidir.
Diferansiyel koruma ünite koruması olup ana koruma fonksiyonu olarak
transformatör sargılarında meydana gelen hatalarda çalışır.Diferansiyel koruma
bölgesi her iki uçta tesis edilen akım transformatörlerinin arasında bulunan
transformatör ,baralar ve kablolardır.
Ancak buşing tipi akım transformatörleri kullanıldığında kesici ve transformatör
arasındaki baralar ve kablolar korunan sisteme dahil olmazlar.
Transformatörün elektriksel iç hataları çok önemli olup ciddi hasarlara
sebeb olurlar. Sargı ve terminaller üzerindeki toprak hataları ve kısa
devreler genellikle diferansiyel koruma vasıtasıyla algılanabilirler.Aynı
sargıya ait iletkenler arasında sarım hataları diferansiyel koruma
vasıtasıyla gerçekleştirilir. Sarım hataları elektriksel koruma
sistemlerinde en zor algılanan hatalardır.
Birkaç sarımdan ibaret sarım hatası toprak hatası olarak gelişinceye
kadar hata akım miktarı algılanamaz.Bundan dolayı herhangi bir dış
hatada istenmeyen açmaya neden olmamak kaydıyla yüksek hassasiyetli
diferansiyel koruma kullanılır. Hatalı transformatörün mümkün olduğu
kadar hızlı devre dışı edilmesi gerekir. Koruma bölgesi dışındaki
hatalarda ise diferansiyel koruma sistemi çalışmaz.
BUCHHOLZ RÖLESİ:
Trafoların zati arızasında (yani trafonun içerisindeki arıza veya anormal
ısınmalarda ) çalışarak sinyal veya açtırma kumandası veren mekanik bir röledir.
Buchholz rölesi, ana tankla rezerve tankını irtibatla yan boru üzerinde bulunmaktadır.
Rölenin içerisinde cıva kontaklı iki adet şamandıra vardır. Üst şamandıranın kontak
uçları sinyal devresine, alt şamandıranın kontak uçları ise açma devresine bağlanmıştır.
ÇALIŞMASI:

Trafonun içerisinde meydana gelebilecek bir arıza sonucu


çalışacağının belirtmiştik.Arızalar, bir sargıda sipir kısa devresi,
sargılar arası kısa devre veya sargı ile tank arası olabildiği gibi,
mağnetik devrede de olabilir.Eğer arıza küçük boyutta ise hafif gaz
oluşumu olur ve bu gaz balonları rezerve tanka geçmeye
çalışırlar.yavaş olan bu gaz akışı alttaki, yani açma devresine bağlı
şamandıranın paletini hareket ettiremez ve rölenin üst tarafında
birikmeye başlar.Yağ içinde yüzen alarm devresine ait üst
şamandıra bu olay sonucu yavaş yavaş hareket ederek düşüş yapar
ve kontakları bu hareket sonu kapanınca Buchholz alarmı alınır.
Bu durumda trafo servis harici edilip gaz analizi yapılır.Gaz
analizinde gazın rengine ve yanıcı olup olmadığına bakılır.Gazın
rengi beyaz ise kağıt izolasyonunda bir bozulma, siyah ve gri ise yağ
bozulmasını ifade eder.Bu durunda rölenin üst musluğundan alınan
gazın yanıp yanmadığına bakılır.Gaz yanıcı değilse röleyi yağ
içerisindeki havanın çalıştırdığı anlaşılır.Yağ alınır, trafo servise
sokulur.
Büyük ve önemli arızalarda meydana gelen gaz miktarı çok
fazladır.Bu nedenle, trafo tankından rezerve tankına yağ ve gaz
geçişi çok kuvvetlidir.Bu nedenle hem üst hem de alt şamandıra
çalışıp kontaklarını kapatırlar.Alt şamandıranın çalışması trafoya ait
giriş ve çıkış kestiricilerini açtırıp trafoyu servis harici eder.Bundan
sonra trafoya ait testler yapılmadan trafo servise alınmaz
Bucholz Rölesini Çalıştıran Arızalar :
Bir kısmı amacına uygun olmamasına rağmen Bucholz Rölesini
çalıştıran arızalar ve arızanın şekline göre çalışan devreleri
aşağıdaki gibidir
Arızanın Şekli Çalışan Devre
• Nüve arızası Alarm
• Elektrikli devrede kötü temas durumu Alarm
• Güç trafosunun primer yada sekonder
sargısında oluşan; sarımlar,sargılar Alarm ve Açma
veya sargı tank arızası
• Yağ seviyesinin düşmesi durumu Önce Alarm sonra Açma
• Yağ sirkülasyon pompasının
hava emmesi durumu Alarm ve Açma
• Deprem durumu Alarm ve Açma
GAZ TAZYİK RÖLESİ

Bazı güç trafolarında trafo tankı tamamen yağ ile dolu


olmayıp rezerve tankında bulunmamaktadır.Bu tip trafolarda
sargılar ve nüve yağ içinde kalacak seviyede yağ ile dolu olup
yağın üst yüzeyi ile tank kapağı arasında kalan boşluk AZOT
gazı ile doldurulmuştur.Trafo üzerine yerleştirilecek basınç
rölesi ile trafo içerisinde meydana gelebilecek arızalardan trafo
korunur.

Ancak ani basınç değişmelerinde çalışır. Sıcaklık


değişimlerinde oluşan hafif genleşmelerden etkilenmemesi için
röle içerisindeki baypas kanalıyla basınç eşitlenmesi yapılır.
Gaz tazyik rölesi kademe buchholz’u ile karıştırılmamalıdır.

You might also like