Atom ağırlığı: 58.71 gr/mol Yoğunluğu: 8.908 g/cm3 Ergime noktası 1455 °C (1728 K) Kaynama noktası 2913 °C (3186 K) Nikel genel olarak yüzey merkezli kübik kristal yapıdadır. Bunun yanı sıra hekzagonal formu da mevcuttur. Nikel manyetik özellik taşıyan bir elementtir. Isı ve elektrik iletkenliği düşüktür. Nikel, korozyona ve ısıya dayanıklı, yüksek ergime sıcaklığı gibi üstün özelliklere sahip olması nedeniyle endüstride geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Nikel – Krom – Demir alaşımları paslanmaz çelik olarak geniş kullanım alanı bulmaktadır. Bu alanda kullanılmasının nedeni ise; nikelin sahip olduğu iyi mekanik ve fiziksel özelliklerinin yanı sıra korozyona karşı gösterdiği yüksek dirençtir. Nikel yüksek sıcaklıklarda kırılgan hale gelmez. NİKEL MİNERALLERİ Pentlandit: Kübik sistemde kristallenen pentlandit, açık bronz sarısı rengindedir. Görünümü metalik parlaklıkta ve çizgi rengi yeşilimsi siyahtır. Pirotin, kalkopirit ve bazik, ultra bazik kayaçlarla ilişkili diğer sülfit cevherleri ile birlikte bulunur.
Garniyerit: Monoklinik sistemde kristalleşen,
bünyesinde nikel ile beraber magnezyum silikat bulunan bir mineraldir. Rengi, bünyesindeki safsızlıklara bağlı olarak yeşilimsi sarıdan koyu yeşile değişkenlik gösterir. Nikelin: Nikolit adıyla da bilinen, kristal yapısı hegzagonal, grimsi kırmızı veya soluk bakır kırmızısı renginde bir mineraldir. Çizgi rengi kahverengimsi siyahtır. Diğer nikel sülfürler, kalkopirit ve pirotinin yanı sıra, gümüş ve kobalt mineralleri ile birlikte masif ya da saçınımlı halde bulunur.
Anaberjit: Kimyasal bileşiminden de görüldüğü gibi, sulu
nikel arsenattır. Kristal sistemi monoklinik olup, camsı parlaklıktadır. Koyu morumsu kırmızı, pembe renktedir. Çizgi rengi de kırmızıdır. Kloantit: Beyaz veya gri renkli,metalik parlaklıkta, izomerik kristal olarak bulunan bir mineraldir. Rengi kalay beyazından çelik grisine değişkendir.
Milerit: Hegzagonal sistemde kristallenen metalik
parlaklıkta, pirinç sarısı renginde, opak bir mineraldir. Çizgi rengi yeşilimsi siyahtır. Dünya ve Türkiye’deki Nikel Rezervleri ve Yatakları Nikel mineralleri birçok jeolojik ortamda yatak ve kayaçların bileşimine girmektedir. Ancak, ekonomik nikel yatakları nikel sülfit cevherleşmeleri, hidrotermal nikel yatakları ve nikelli lateritler (kalıntı yatakları) olmak üzere üç şekilde bulunmaktadır. 1) Sülfürlü Nikel Yatakları: Sülfürlü nikel yatakları magmatik ortamda oluşan birincil nikel yataklarıdır. Bu tip yataklar, ultra bazik ve bazik magmatik kayaçların içinde yer almaktadır. Ultra bazik ve bazik magmalar demir ve tali olarak bakır, nikel platin grubu metaller bakımından zengindir. Magmanın soğuması sırasında bu metaller kükürtle birleşerek sülfit damlacıkları meydana getirirler. Lateritik (Kalıntı) Nikel Yatakları: Lateritik yataklar yer kabuğunun üzerinde atmosfer veya hidrosferdeki olaylara yani dış kökenli olaylara bağlı olarak gelişen yataklardır. Fe, Ni, Co, Al, Mn yatakları kalıntı olarak gelişirler. Bu tür yataklar içinde belirli bir cevher yığışımına sahip olmayan olağan kayaçların tamamen dış etkenlerle ayrışıp faydasız unsur gruplarının ortamdan uzaklaşarak faydalı mineral ve elementlerin toplanmasıyla oluşan yataklardır. Bu yatakların oluşumuna etken 3 faktör vardır. Bunlar: İklim, Topoğrafya, Ayrışmaya uğramış kayacın bileşimi. 3) Hidrotermal Nikel Yatakları: Bu tip yataklar, genellikle damar tipi, rezervleri küçük tenörleri yüksek yataklardır. Hidrotermal çözeltilerin veya kayaçların yakınında bulunan ısınmış yüzeysel kökenli suların çevresindeki ultramafik kayaçlardan çözdükleri nikeli kırık ve çatlaklar boyunca yeniden çökeltmeleri sonucu oluşmuş yataklardır. Metamorfizma sahalarında oluşan bazı nikel cevherleşmelerinin, metamorfizma sırasında oluşan hidrotermal çözeltilerce yan kayaçlardan nikelin yıkanması ile zenginleştirilmesi şeklinde oluştukları belirtilmektedir. Dünyadaki Nikel Rezervleri ve Yatakları Dünya nikel kaynaklarının %28’i sülfürlü ve %72’si lateritik yataklardan oluşmaktadır. Ancak, birincil nikel üretimi söz konusu olduğunda sülfürlü kaynakların kullanımı %58 olup lateritik kaynaklar ise %42 gibi düşük bir değerde kalmaktadır. Bunun yanı sıra sülfürlü yataklardaki rezervlerin azalmış olması da lateritik yatakların önemini arttırmaktadır. Lateritik cevher kaynaklarının % 70’i limonit içerirken % 30’u silikat içermektedir. NİKEL ÜRETİM YÖNTEMLERİ Cevherden nikel üretiminde oksitli veya sülfürlü nikel cevherleri kullanılmaktadır. Dünyada bulunan rezervlerin % 60’ını sülfürlü cevherler, % 40’ını ise oksitli cevherler oluşturmaktadır. Birincil kaynaklardan nikel üretimi, cevherin oksitli veya sülfürlü oluşum içindeki nikel konsantrasyonuna ve cevherde bulunan diğer metallerin oranlarına göre çeşitlilik göstermektedir. İkincil kaynaklı nikel üretimi ise, hurdaların yeniden ergitilerek doğrudan ferronikel, dolayısıyla da paslanmaz çelik üretiminde kullanılması ilkesine dayanmaktadır. 1. Lateritik Cevherler: Lateritik cevherlerde bulunan nikel, demir oksit ve silikatlı bileşiklerle iç içe bir yapıda olduğundan konsantre edilmesi çok zordur. Bu sebeple lateritik cevherleri karbonla redükleyerek elektrik ark fırınında ergitilmesi yöntemi kullanılmaktadır. Bu işlem sonucunda ferronikel üretilebilmekte veya kükürt ilavesi ile nikel matı elde edilebilmektedir. Cevher, ergitme işleminden önce bir ön ısıtma veya döner fırında kalsinasyon işlemine tabi tutulmaktadır. Lateritik cevherlerin amonyak ilavesi ile nikel elde edilmesi kullanılan bir başka önemli yöntemdir. Nikel oksitten yola çıkarak nikel karbonil üretimi, rafine nikel üretiminde uygulanan bir yöntem olmasına rağmen, lateritik cevherlerin çok düşük nikel ihtiva etmesi (maksimum % 3 Ni) sebebi ile bu proseste doğrudan kullanılmamaktadır. Sülfürik asit kullanılarak uygulanan basınçlı liç prosesi basit ve en çok kullanılan yöntemdir. 2. Sülfürlü Cevherler: Nikelce zengin sülfürlü cevherleri flotasyonla ve konsantre etme yoluyla, cevherdeki nikel ihtivası yükseltilebilmektedir. Ni içeriği ağırlıkça % 7 - 25 arası olan nikel konsantreler elde edilebilmesi sayesinde, ileriki safhalardaki işlemlerin daha kolay gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Genellikle, nikel konsantreleri oksitleyici ortamlarda ergitilerek demir sülfürlü yapıların oksitlenmesi ve böylelikle diğer gang mineralleri ile demir silikat cürufu yapısının oluşturulması sağlanmaktadır. Bu amaçla dünyanın çeşitli yerlerinde Outokumpu, flaş izabe fırınları, elektrik fırınları ve şaft fırınları kullanılmaktadır. Nikel matlarının önemli bileşikleri, kobalt, bakır ve diğer değerli metallerdir. Ergitme esnasında cürufa kaçan değerli metaller elektrik ark fırını kullanılarak nikel mat haline dönüştürülebilmektedir. PİROMETALURJİ Dünyadaki nikel sülfür konsantrelerinin % 90 ve üzeri, pirometalurjik yollarla işlenmektedir. Pirometalurjik yöntemlerle nikel elde etmek için genellikle üç basamaklı işlem uygulanır: Kavurma Ergitme Konvertisaj Kavurma esnasında sülfür, sülfür dioksite çevrilirken, bir kısım demir ise oksitlenir. Ergitme aşamasında, kavrulan ürün silisli bir flaksla reaksiyona sokulur. Bu flaks oksitlenmiş demirle reaksiyona girerek birbiriyle karışmayan iki faz oluşturur, sıvı silikatlı curuf elde edilir ve metal içeren ergimiş mat meydana getirir. Konvertisaj işleminde ise amaç, mat içerisinde kükürdü sülfür dioksit oluşturarak uzaklaştırmak ve demiri oksitlemektir. Günümüzde uygulanan modern tekniklerde, nikel sülfür konsantresi kavurma kısmı yerine doğrudan ergitme işlemi esnasında elde edilmektedir. 1) Sülfürlü Nikel Cevherlerde Pirometalurjik Kazanım Dünya’da sülfürlü cevherlerden üretimin % 90’a yakın kısmı pirometalurjik yöntemler ile yapılmaktadır. Sülfürlü cevherler boyut küçültme işleminin ardından flotasyona ile zenginleştirilir. Bu aşamadan sonra, genel olarak kavurma, ergitme, konvertisaj ve rafinasyon kademelerinden geçerek üretim yapılır. 1. Flotasyon: Günümüzün düşük metal içerikli sülfürlü nikel cevherleri flotasyon ile zenginleştirilir. Flotasyonda temel amaç birbirinden ayrı nikel (petlandit), bakır (kalkopirit) ve demir (pirotit) metal konsantreleri oluşturmaktır. Pirotitin, pentlandit taneleri arasında inklüzyon gibi dağılmasından dolayı tam olarak bir ayrım söz konusu değildir. Pirotit flotasyon sırasında manyetik özelliğinden yararlanılarak ayrıştıralabilir. Tipik bir nikel konsantresi ortalama % 5 ile % 15 arasında Ni + Cu tenörüne sahiptir ve bazı yüksek tenörlü Ni konsantreleri % 28’e kadar Ni içerebilir. Daha sonra bu konsantreler pirometalurjik veya hidrometalurjik olarak işlenebilir. 2. Kavurma: Kavurma, işlemi yüksek oranda oksijen ihtiva eden bir gazla nikel ve bakır konsantrelerinin 600–700 ˚C’ye ısıtılması ve kükürdün oksitlenmesi ile gerçekleşir. Termodinamik olarak 1200–1300 ˚C ‘de sülfür ve oksitlerin birbirinden ayrılması mümkündür. Demir en yüksek oksijen afinitesine sahiptir ve ilk olarak demir oksitlenir. Daha sonra sırasıyla kobalt, nikel ve bakır oksitlenir. Kavurmada amaç seçici bir oksidasyon ile demir oksitlenmesi, nikel ve bakırın sülfürlü olarak kalmasıdır. Böylece ergitme işlemi esnasında mat ayrımı daha verimli olur. Kavurma işlemi akışkan yataklı veya çok katlı kavurma fırınlarında yapılır. 3. Ergitme: Ergitme işlemi yüksek oranda nikel-bakır matı elde etmek için 1250–1350˚C civarında yapılır. Kavurma işlemi sonrasında elde edilen demir oksit, nikel- bakır sülfür ve gang mineralleri, silika içerikli bir flaks ilave edilerek ergitilir. Ergitme işleminde birbiri içerisinde çözünmeyen iki farklı eriyik oluşturulur. Demir oksitler silika ile birleşerek fayalit (2FeO◦SiO2) tipinde curuflar oluşur. Yoğunluğu düşük olan olan demir oksit, nikel ve bakır sülfür matının üstünde yüzer. Curuf sıyrılarak mat konvertisaj işlemine gönderilir. Ergitme işlemi flaş ergitme fırınlarında da yapılabilir. Kavurma işlemi olmaksızın nikel konsantreleri yüksek oksijen ihtiva eden hava ile birlikte flaş ergitme fırınlarında daha hızlı bir şekilde ergitilir. Flaş ergitme fırınlarının ayrıştırılan curuflarda nikel konsantrasyonu daha fazladır. Bu yüzden flaş ergitme fırınlarından elde edilen curuf işlenmek üzere farklı bir işleme tabi tutulur. Konvertisaj: Konvertisaj işlemi ikincil bir ergitme işlemidir. Ergitme işleminden sonra eriyikte kalan demir sülfürlü yapıların uzaklaştırılması bu kademede yapılır. Hava ya da oksijenle zenginleştirilmiş hava ergiyik matın içine doğru verilir ve demir sülfür, demir oksite dönüşür. Silikat içerikli curuflaştırıcılar katılırak demir silikatlar oluşması sağlanır. Konvertisaj esnasında oluşan reaksiyon aşağıdaki gibidir. 2FeS+ 3O22FeO + 2SO2 2FeO+2SiO22FeO◦SiO2 Sülfürlü cevherlerden bakır ve nikel pirometalurjik olarak üretimi hemen hemen aynı prensiplere dayanır. En büyük fark konvertisaj basamağındadır. Bakırın konvertisajında; İlk olarak oksijence zengin hava yardımıyla silikaca doygun bir demir silikat curufu elde edilir ve demirin giderimi sağlanır. İkinci olarak ise kükürdü, oksijence zengin hava yardımıyla gidererek kükürt içermeyen bakır ergiyiği elde edilmektedir. Nikelin konvertisajında ise; Mat kontrollü bir şekilde soğutularak birbirinden ayrı nikel sülfür, bakır sülfür ve metalik fazları elde edilmektedir. Konvertisaj esnasında oluşan reaksiyon kuvvetli ekzotermik bir reaksiyondur ve konvertisaj için gerekli olan enerjinin büyük bir kısmı buradan sağlanır. Konvertisaj için Pierce –Smith konvertörleri kullanılır. Elde edilen curuf yüksek oranda nikel ve bakır içerdiği için tekrar ergitilmek üzere flaş ergitme fırınlarına, reverber fırınına veya elektrik ark fırınına gönderilir. Konvertisaj basamağında elde edilen elde edilen % 70- 75 Ni konsantarasyonuna sahip matlar hidrometalurjik ve pirometalurjik yöntemler ile rafine edilebilmektedir. 2) Lateritik Nikel Cevherinden Pirometalurjik Kazanım Lateritik cevherler, sülfürlü cevherler gibi cevher hazırlama ile fiziksel olarak zenginleştirilemediği için genellikle doğrudan uygun bir redüktan ile ergitilip ferronikel şeklinde üretilir. Saprolitik nikel cevherleri hem nikelce zengin hem de ergitme için uygun cevherlerdir. Saprolitli, garniyetili zon ile limonitli götitli zon arasında yer alan geçiş zonundaki lateritik cevherlerden de pirometalurjik olarak üretim ekonomik olarak yapılabilir. Ferronikel üretiminin hemen hemen tamamı döner fırın ve elektrik ark fırınlarında yapılır. Öğütülmüş cevher ve kok uygun oranlarda karıştırılarak döner fırında 700–800 ˚C’ de kurutulur ve kalsine edilir. Cevherdeki nem ve kristalize su sistemden uzaklaşır. Bu esnada nikel ve kobalt ve bir miktar demir redüklenmiş olur. Elde edilen bu sıcak kalsineler doğrudan elektrik ark fırınına verilerek ergitilitir. Curuf ve metal birbirinden ayrılır. Ergitme sonucunda Ni ve Co’ın % 90’ı ve Fe’nin % 50 – 60 ‘ı redüklenir. % 20 ile % 40 arasında Ni içeren FeNi elde edilir. Elde edilen bu ham FeNi bir takım kalsiyum içerikli bileşikler veya soda külü katılırak P,S, C, Si gibi elementlerin giderimi için konverterlerde 1500 ˚C civarında ergitilir. Elektrik ark fırınının çalışma koşulları cürufun ergime sıcaklığıyla doğrudan bağlantılıdır. Cürufun ergime sıcaklığı FeO–MgO–SiO2 üçlü denge diagramı kullanılarak bulunabilmektedir. SiO2 / MgO oranı ağırlıkça 2’den düşükse, cürufun ergime sıcaklığı FeO içeriğine bağımlı değildir. Yüksek SiO2 / MgO oranında SiO2 ile doygun curuf oluşur ve ergime sıcaklığı FeO içeriğinin bir fonksiyonu haline gelir. NPD içerisinde % 3–12 Ni ihtiva eden düşük alaşımlı ferronikel olarak tanımlanabilir. Üretim şekli hemen hemen ferronikel ile aynıdır. Özellikle Çin’de küçük işletmelerin pik demir yerine alternatif ürün olarak geliştirilmiştir. Çin’in Filipinler, Endonezya ve Papua Yeni Gine’den ithal düşük Ni içerikli (% 1–2) lateritik cevherler kok ve cevher içeriğine göre uygun bir flaks ile peletlenip kalsine edildikten sonra yüksek fırın veya ark fırınlarında ergitilip NPD elde edilir. NPD ile paslanmaz çelik üretildiğinde hem Ni hem de FeNi’ye göre daha ucuza mal olmaktadır. Üretim Akım Şeması Fe-Ni ve NPD Ferronikel Üretim Metodları Nikel cevherlerinin büyük kısmı ferronikel üretimi ve paslanmaz çelik üretimi için kullanılmaktadır. Elektrik ark fırınlarında doğrudan redüksiyon, ferronikel üretiminde en yaygın metottur. 1) Döner Fırın - Elektrik Ark Fırını Prosesi Kurulan ilk işletmelerde, döner fırınlar sadece cevherleri kurutmak ve dehidrasyon sağlamak amacıyla 700 °C’yi aşmayacak sıcaklıklarda kullanılmaktaydı. Daha sonra sıcak kalsine redükleyici ile karıştırılmakta (genellikle kok kömürü) ve malzeme redükleme işleminin gerçekleşmesi için elektrik ark fırınlarına şarj edilmekteydi. Böylelikle ferronikel üretimi gerçekleştirilmiştir. % 2,5 Ni ve % 10 - 15 Fe cevherler yüksek magnezyum ve silika ihtivaları nedeniyle flaks veya cüruf formasyonuna gerek duyulmadan redüksiyon işlemi gerçekleştirilmekteydi. Bu işlem sonucunda malzemedeki Ni oranı % 20’lere yükselirken, curufta da sadece % 0,1 Ni olmaktaydı. Prosesin gelişmesiyle, yeni dizayn ve operasyon teknikleriyle beraber döner fırın sıcaklığı 900 - 1000 °C’ye yükseltilmiş, fırına redükleyici ilavesi yapılabilir hale getirilmiştir. Sonuç olarak daha iyi dehidrasyon ve kısmi redükleme yapılabilmiştir. Bu sayede redüksiyon için gereken enerji düşürülmüştür. Demir ve nikel silikat mineralleri, nikel oksit minerallerinden daha aktiftir. Optimum koşulların sağlanması durumunda nikelin % 40’ı, kok ilavesi sayesinde döner fırında metal formuna redüklenirken, demiroksit mineralleri de FeO formuna redüklenmektedir. Elektrik ark fırınlarında ilave edilen şarj malzemesinin 1400 - 1650 °C’ye ısıtılması sonuç üründeki curuf ve metal ayrımının gerçekleşmesi için gerekmektedir. Ergitme için gerekli olan enerji, elektrotlar arasında oluşan elektrik arkı sayesinde karşılanmaktadır. Elektrik ark fırınlarında elektrotların durumları, curufun ergime noktasının metalin ergime noktasından yüksek olduğu durumlarda curuf yüzeyinde, tam tersi olması durumunda ise ergimiş cüruf tabakası içerisine daldırılmak sureti ile gerçekleşmektedir. Elektrik ark fırını operasyonu A) Kapalı havuz B) Açık havuz a) Metal b) Curuf c) Elektrotlar d) Katı Ģarj e) Curuf çıkışı f) Metal çıkışı 2) Falcondo Ferronikel Prosesi: Bu proses daha düşük tenörlü ( % 1.5 Ni, % 17 Fe, % 24 MgO, % 35 SiO2 ) cevherler için geliştirilmiş özel bir prosestir. Briketlenen cevher redüklenmek üzere şaft fırınlarına şarj edilmekte ve az sülfür içeren neftyağı içerikli redükleyici gaz ile ateşlenir. Fırına sıvı redükleyici konmamaktadır. Cevher redüksiyonunun büyük bir bölümü şaft fırınlarında tamamlanır ve curuf metal ayrımının daha iyi derecede yapılması için elektrik fırınlarına şarj edilmektedir. Ürün % 38 Ni içermektedir.Karbon, silisyum % 0.04’ün altında değer göstermektedir. :NİKELİN HİDROMETALURJİSİ Günümüzde nikel ve bakır ürün eldesi için birçok hidrometalurjik ticari uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Nikelin hidrometalurjik yollarla kazanılması, günümüzde ekonomik yönden daha avantajlı bir prosestir. Tipik bir hidrometalurjik proseste, nikel, kobalt ve bir kısım bakırı, liçe almak için ilk önce konsantrasyondan veya mattan, sülfat veya klorür çözeltisi hazırlanır. Genelde, liç işleminde iki basamaklı ters akım sistemi uygulanır. Böylelikle mat çözeltisi kısmen saflaştırmış olur. Hidrometalurjik prosesle işlem gören matların içeriği % 35 - 75 arası nikel, % 0 - 52 arası bakır, % 6 - 24 arası kükürtten oluşmaktadır. % 10’un altında bakır içeren matlar, amonyak basınçlı liç, klorür liçi veya direk matların elektro rafinasyonu yoluyla üretilebilmektedir. Yüksek bakır içeren matlar ise yüksek basınçlı, atmosfer basınçlı sülfirik asit liçi veya hidroklorik asit liçi ile işlem görmesi mümkündür. 1. YÜKSEK BASINÇLI ASİT LİÇİ (YBAL): Bu işlem yüksek derecede enerji tüketen pirometalurjik aşamanın kaldırılması ile doğrudan liç işlemi uygulanmasına dayanmaktadır. Bu işlemin kullanıldığı cevherler daha çok limonitik türdedir. Fakat bazı durumlarda simektit içeren cevherler de bu şekilde işlenebilmektedir. Genelde YBAL uygulanacak olan cevherler asit tüketimini kontrol etmek amacıyla %4’ten az magnezyum ve düşük alüminyum içeriklerine sahip olmalıdırlar. Bu uygulamada palp halindeki cevher sülfürik asitle birlikte yüksek sıcaklıklarda (245- 270°C) ve yüksek basınçta 30 - 90 dakika boyunca liç işlemine tabi tutulur. YBAL islemi sonucunda Ni ve Co tepkime (1) ve tepkime (2) gösterildigi gibi çözeltiye alınmaktadır. NiO + H2SO4 NiSO4 + H2O (1) CoO + H2SO4CoSO4 + H2O (2) Liç islemi esnasında hematit (Fe2O3) olarak çökelen demir nötralizasyon basamağından önce yüklü çözeltiden uzaklaştırılmaktadır. Bazı durumlarda nötralizasyon basamağının, reaktif kullanımını azaltacağı ve saprolit türdeki lateritlerden de metal kazanımını arttıracağından dolayı, saprolitik cevher kullanılarak yapılması önerilmektedir. Fakat yüksek magnezyum içeriğine sahip saprolitik cevherlerin asit tüketimini arttırması, doğrudan YBAL işleminin kullanılmasını zorlaştırmaktadır. Bu yöntemle Caron prosesinde gereken enerjinin sadece üçte biri kullanılarak daha yüksek oranlarda kobalt ve nikel çözünürlüklerine ulaşılabilmektedir. YBAL prosesi saprolitik cevher yönünden zengin olan yataklarda da uygulanmaktadır. Magnezyum içeriğinin fazlalığı asit tüketimini artırmakta ve prosesin ekonomik kazanım değerini düşürmektedir. YBAL uygulayan tesisler Moa Bay (Küba), Murrin Murrin (Avustralya), Cawse (Avustralya) ve Bulong (Avustralya)‘tur. Bunların dışında iki aşamalı asit liç prosesi olan AMAX prosesi YBAL ve AL işlemlerinin bir arada uygulanmasına dayanmaktadır. Tüm üretimlerde temel YBAL akım seması uygulanmakta olup Cawse, Bulong, Murrin Murrin ve Moa Bay proseslerinde nötralizasyon kireçtaşı ilavesi ile yapılmaktadır. Demirin çöktürülmesi için tekrar kireç sütü ve kireç taşı ilavesi yapılarak pH değeri 6,0’ya yükseltilmektedir. Çökelen demir çözeltiden tiknerler sayesinde ayrıldıktan sonra nikel ve kobaltın hidroksit seklinde çöktürülmesi için pH değeri yükseltilmektedir. Bulong prosesinde Cawse’dan farklı olarak demir çöktürme aşamasından sonra alkali ilavesi ile kobalt çöktürülerek çözeltiden ayrıldıktan sonra elektro kazanım ile katot nikel metali elde edilmektedir. Murrin prosesinde ise son ürün nötralizasyondan sonra H2S ilavesi ile nikel/kobalt sülfür olarak elde edilmektedir. AMAX prosesinde ise diğer proseslerden farklı olarak AL aşaması da bulunmaktadır. YBAL aşamasından sonra uygulanan ters akımlı dekantasyon aşaması ile şlamdan(atık) ayrılan çözelti ile daha önceki aşamalarda elemeyle ayrılan Mg içeriği yüksek cevher karıştırılarak H2S ilavesi ile AL uygulaması yapılmaktadır. Son ürün olarak nikel/kobalt sülfür elde edilmektedir. 2. BASINÇLI AMONYAK LİÇİ (CARON YÖNTEMİ): a) Lateritik Nikel Cevherinin Caron Prosesiyle Kazanımı: Lateritik oksit cevherleri, nikel ve kobaltın önemli birincil kaynaklarından birisidir. Caron prosesi lateritik tip cevherlerden nikel ve kobalt ekstraksiyonu için oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Caron prosesi, yüksek demir içeren limonitik cevherler ya da limonit ve saprolit karışımı cevherler için uygulanabilmektedir. Kurutma ve öğütme, indirgeme- kavurma, amonyak liçi ve metal kazanımı aşamalarını kapsamaktadır. İlk olarak, cevherin su içeriğinin % 30-50’den % 2-3’e düşürülmesi için direkt olarak döner fırında kurutma işlemine tabi tutulur. Bu işlemin ardından, cevher değirmende yaklaşık 74 μm oluncaya kadar öğütülür. Öğütülen cevher sonra, kavurma işlemine tabii tutularak 850°C bir indirgeyici gaz veya fuel- oil ile indirgenir. Kavurma reaksiyonu Monhemius (1987) tarafından; NiO+ 2Fe2O3+3H2 → FeNi+ Fe3O4+3H2O olarak tanımlanmıştır. Kavrulmuş cevher, 150- 200 °C’de soğuma işlemine tabii tutulur. Amonyum karbonat veya amonyak içerisinde liç işlemi gerçekleştirilir. Amonyak ile nikel ve kobalt, kompleks bir bileşik oluştururken, Fe çözelti içerisinde kararlı kalmaktadır. Fe oksitlendiği zaman ise hidroksit olarak çökelmektedir. Jansen (1997), amonyak liçinin içerdiği reaksiyonları ise; » Ni+1/2O2 + H2O+4NH3+ (NH4)CO3→ Ni(NH3)6CO3 » Fe+3/4O2 +3/2H2O→ Fe(OH)3 olarak tanımlanmıştır. Yüklü liç çözeltisi bir seri yıkama basamaklarından geçtikten sonra boş katılardan ayrılır. Nikel buhar yoluyla temel nikel karbonat olarak kazanılırken sülfit çökelmesiyle kobalt kazanılmaktadır. b) Sülfürlü Nikel Cevherine Caron Prosesinin Uygulanması Bu işlem nikelin amonyaklı bir çözelti içerisinde yüksek basınçlı hidrojen gazı ile kimyasal redüksiyon sonucu gerçekleşmektedir. Basınçlı amonyak liçinde, ince öğütülmüş nikel sülfür konsantre ve matları, 80 – 95°C’de ve 850 kPa hava basıncı altında amonyum sülfat çözeltisinde iki basamaklı ters akım prosesiyle horizontal liç otoklavlarında reaksiyon işlemine tabi tutulmaktadır. Nikel, kobalt ve bakır amonyaklı çözelti içerisinde çözülmekte ve amonyak karışımlı bileşikler oluşturmaktadır. Reaktif demir ise oksitlenmektedir. Genellikle liç çözeltisi 50- 60 g/L Ni, 1- 2 g/L Co, 5- 10 g/L Cu, 130 g/L NH3 ve değişik değerlikte kükürtlü tuzlar içermektedir. Çözeltideki serbest amonyağın uzaklaştırılması için çözelti buharlaştırılır. Elementel kükürt ve kükürt dioksit çözeltiye eklenerek çözeltideki bakırın, bakır (II) sülfür şeklinde çökelmesi sağlanır. Bakır içermeyen amonyaklı nikel sülfat çözeltisi 235°C’de 4MPa basınç altında oksitlenerek içerikteki bütün sülfürlü yapılar sülfat formuna dönüşmektedir. Bu dönüşüm tamimiyle gerçekleşmediği takdirde toz nikel ürünleri yüksek derecede kükürt içermektedir. Prosesin son adımında 4 adet karıştırıcı içeren yatay otoklavda 200°C’de 3,6 MPa basınç altında hidrojen ile redüklenerek çözeltiden nikel metal tozları uzaklaştırılmaktadır. ATMOSFERİK LİÇ (AL) YÖNTEMİ: Nikel cevherinin atmosferik basınç ve sıcaklıklarda çözündürülmesi esasına dayanır. Çözündürme işlemi, tanklarda ya da yığın liçi prosesi uygulanılarak yapılabilmektedir. Kullanılan düşük basınç ve sıcaklıklar oldukça yavaş çözündürme hızlarına neden olmaktadır. Bu da, kullanılması gereken çözündürme tank kapasitelerini makul ölçülerin üzerine taşımaktadır. Ayrıca, tanklardan büyük miktarlarda filtrelenmesi zor ve pahalı çamur ortaya çıktığı için, yığın liçi, tank liçine göre tercih edilir. Yığın liçinde çözeltinin, cevher tanelerinin arasından kendiliğinden süzülmesi gerektiği için, cevherin kil içeriğinin düşük ve geçirimliliğinin yüksek olması şarttır. Yığın liçinde cevher altına kil ve yüksek yoğunluklu polietilen tabakalar serilerek geçirimsizliği sağlanmış bir taban üzerine 4 - 6 metre yükseklikte istiflenir. Bu yığın üzerine, sık aralıklarla düşük debide seyreltik sülfürik asit damlatılır. Asit çözeltisi cevherin içinden süzülürken metalleri çözer ve polietilen tabaka üzerinde akarak yine geçirimsiz olarak hazırlanmış havuzlarda toplanır. Havuzdaki çözelti, nikel içeriği belirli bir değere ulaşıncaya kadar kapalı devre olarak tekrar yığın üzerine gönderilir. İstenilen nikel içeriğine sahip asidik çözelti çöktürme tesisine alınır. Burada ilk aşamada kireçtaşı ile pH yükseltilerek demir hidroksit jipsle birlikte çökeltilir ve koyulaştırma tanklarından sonra filtrelenerek ayrılır. Berrak çözelti nikel devresine alınarak pH’ı soda külü ile tekrar yükseltilir ve bir nikel - kobalt hidroksit ürünü elde edilir. İçinden nikeli ve kobaltı alınmış olan nötral çözelti tekrar havuzlara geri döndürülür. Çözelti yığınlardan kendiliğinden süzülerek ayrıldığı için, yığınların asit ve su ile yıkanmasını takiben geride geçirimsiz tabakalar üzerinde yığılı katı atıklar kalmaktadır.