Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 75

• Bağışıklama hizmetlerinde temel amaç;

toplumda, özellikle bebek ve çocuklarda aşı


ile korunabilir hastalıkların ortaya çıkışını
engellemek, dolayısıyla bu hastalıklardan
kaynaklanan ölümlerin ve sakatlıkların önüne
geçmektir.
• Türkiye’de 15-26 aylık çocukların %80.5’i tam
aşılıdır.
Türkiye’de uygulanan Genişletilmiş Bağışıklama
Programı kapsamında Boğmaca, Tetatoz,
Kızamık, Kızamıkcık, Kabakulak, Suçiçeği,
Tüberküloz, Poliomyelit (Çocuk Felci), Hepatit A,
Hepatit B ile Hemafilus influenza tip b’ye bağlı
hastalıkların ve bu hastalıklardan kaynaklanan
bebek ve çocuk ölümlerinin ve sakatlıkların
engellenmesi hedeflenmektedir.
Tetanoz aşısı Kızamık

Kızamıkçık
Su Çiçeği ve Kızamık farkı
• Kızamık virüsle meydana gelen, bulaşıcı
çocuk hastalığıdır
• Su Çiçeği, vücutta kaşıntılı, kırmızı
döküntüler, yorgunluk ve ateş gösteren
bulaşıcı bir hastalıktır
Su çiçeği
Kabakulak

Tüberküloz (Verem Hastalığı)


Poliomyelit (Çocuk Felci)
• Dünya Sağlık Örgütü’nün hesaplamalarına
göre Türkiye nüfusunun %12’sinin engelli
olduğu tahmin edilmektedir.
• Bu saptama, Türkiye’de 3 milyon engelli ya da
özel gereksinimi olan çocuk olduğu anlamına
gelmektedir.
• Fiziksel engellilik Türkiye’de 5-12 yaş arası
çocuklarda binde 67 sıklığında görülür.
• Türkiye’de akraba evliliklerinin sık olması,
bebeklerin kundaklanması ve kazalar
çocuklarda fiziksel engelliliğin sıklığını artıran
nedenler arasında yer almaktadır.
• Engelli çocukların eğitilmesi onların kendi
yaşantılarını sürdürmeleri açısından çok
önemlidir.
• Ülkemizde engelli çocuklar arasında okula
gidenlerin oranı yalnızca %2’dir.
• Engelli kız çocukları arasında bu oran daha da
düşüktür.
ÇOCUK SAĞLIĞINI KORUYUCU TEDBİRLERİN ÖNEMİ
• Sınıfta çocuklar tarafından kullanılma olasılığı
olan kokulu kalem, silgi ve defterler ile tahta
kalemi veya yazı işaretleyici olarak kullanılan
keçe uçlu kalemler, yapıştırıcı ve tutkallar,
resim boyaları, oyun hamurları tiner benzeri
organik çözücü bulundurma olasılığı olan
kırtasiye malzemeleridir.
• Sınıf öğretmenleri kokusuz (parfümsüz) silgi
ve kalemleri, keçe uçlu kalemlerde "solvent
bazlı" olanlar yerine "alkol bazlı" olanları,
yapıştırıcılarda ise "solvent bazlı" malzemeler
yerine "su bazlı" malzemeleri tercih etmeleri
gerektiğini ve bu malzemelerin üzerini
okuyarak almaları gerektiğini belirtmelidir.
Vinileks kaplama ayakkabı
örneği

Çocukların kullandıkları çanta ve kalemlik ve


benzeri vinileks ya da kumaş kırtasiye
malzemelerinin boyanmasında kullanılan “azo
boyalan madde” sağlığı tehdit etmektedir. Bu
nedenle ailelere boyasız ya da olabildiğince az
boyalı kırtasiye malzemelerini tercih etmelerinin
faydalı olacağı söylenmelidir.
Sert ve metal malzemelerin boyanmasında
kullanılan boyalar başta kurşun olmak üzere
nikel, kobalt, arsenik, bakır, krom gibi ağır
metaller içerebilmektedir. Bu ağır metaller deri
yoluyla geçerek veya çocukların malzemeyi
ağzına alması sonucunda ağız yolu ile alınarak
vücutta birikerek zehirlenmelere ve alerjiye
neden olabilmektedir.
Sınıf Ortamının Özellikleri
Çocuk sağlığına yönelik olarak sınıfların bina
içindeki yerleşimleri de çocuk sağlığını
etkilemektedir.
Bina inşasında sınıflar, binanın güney ve güney-
doğu tarafına yerleştirilirse kışın güneş alma
olasılığı artar. Sınıfların boyu 9 metreden ve eni
7.5 metreden fazla olmamalı, tavanı 2.5
metreden yüksek, kapıları dışarı açılacak şekilde
tasarlanmalı ve kapıların genişliği 90 cm'den
fazla olmalıdır.
Sınıf içi aydınlatma öğretme-öğrenme ortamını
etkileyen önemli faktörlerden biridir. İdeal olan
sınıfın gün ışığından en fazla yararlanacak
şekilde oluşturulmasıdır.
Bunun dışında sınıftaki yapay ışıklandırma da
bilinçli bir biçimde yapılmalıdır. Dersin
işlenmesine en uygun ışıklandırma biçimi
önceden saptanmış olmalıdır. Yapay ışıklandırma
olarak gün ışığına yakın tek biçimli ve sabit bir
ışıklandırma seçilmelidir.
Yüksek katlardaki sınıfların pencere dışına tel
kafes yapılarak öğrencilerin düşmelere karşı
güvenliği sağlanmalıdır.
Merkezi ısıtma sistemi tercih edilmeli ve sınıf içi
hava sıcaklığı 20-23 derece arasında
tutulmalıdır. Sınıf içindeki nem oranının, hava
basıncının gereğinden fazla oluşu, sınıfın tozlu
oluşu gibi atmosferik faktörlerin öğrenci
sağlığını, motivasyonunu olumsuz etkileyeceği
gözden kaçırılmamalıdır.
Sınıflardaki sıralar, çocuklarda duruş
bozukluklarına neden olmayacak biçimde ve
çocukların yaşına ve boylarına göre ayarlanabilir
şekilde yapılmalıdır.
Sınıf ortamındaki gürültü öğrenciler üzerinde
rahatsız edici, yorucu bir etkide bulunmaktadır.
Gürültü, öğrencilerde direnç düşmesi, kronik
yorgunluk, dikkat dağılması gibi sonuçlar
doğurmakta ve bu da öğrenmeyi olumsuz
etkilemektedir.
Sınıf ortamı dersin amaçlarına göre öğrencinin
ilgisini çekecek, onu motive edecek biçimde
düzenlenmiş olmalıdır. Özellikle ana sınıflarında
ve ilköğretimin birinci kademesinde planlanan
davranış değişikliklerini destekleyecek biçimde
görsel ögelerden yararlanılması, sınıfın öğrenci
düzeyine, algısına, ilgisine göre düzenlenmesi ve
estetik açıdan çocuğa hitap etmesi büyük önem
taşımaktadır.
Araç gereçler, duvar panoları, öğrenme
levhaları, öğrenci ürünleri gibi materyaller sınıf
ortamında estetik biçimde düzenlenmelidir. Bu
düzenleme sırasında renkler öğrencinin ilgisini
çekecek, hoşuna gidecek şekilde kullanılmalıdır.
Bu düzenleme yapılırken öğrenci özellikleri göz
önünde tutulmalıdır.
Materyalin türü ve özellikleri, öğrenmenin çabuk
ve kolay gerçekleşip gerçekleşmemesinde
önemli rol oynar. Materyal (içerik) bu nedenle
amaca uygun (anlamlı) olmalı, ilgiyi diri tutacak
şekilde düzenlenmiş olmalıdır. Öte yandan
öğrenme materyali, öğrenenin zihinsel ve
duyuşsal gelişim düzeyine (yaşına), kişisel
özelliklerine uygun olmalıdır.
Sınıfların yeterli genişlikte olmaları ve aşırı
kalabalık olmaması ve yeterli havalandırma ve
güneş ışığında yararlanma olanaklarının olması,
bulaşıcı hastalıkların (enfeksiyon) yayılımını
önlemek, oksijen, ısı ve ışıklandırmanın yeterli
olması için önemlidir.
Sınıfın temiz olması öğrenci motivasyonu olumlu
etkiler. Bu nedenle öğrenciler sınıfı temiz
bulmalı, temiz tutmayı öğrenmelidirler. Okul
içinde yeterli sayıda, içinde akarsuyu bulunan,
sabunu, tuvalet kâğıdı ve havlusu olan tuvalet ve
lavaboların bulunması ve yeterli sayıda temiz su
içme musluklarının olması gerekmektedir.
Koruyucu Tedbirlerin Alınması
Okul çağındaki çocuklar genellikle sağlıklıdır. Bir
kaza ya da özel bir hastalık söz konusu
olmadıkça 3-4 yıl içinde sağlık durumlarında
önemli değişiklikler olmaz. Bu nedenle Sağlık
Bakanlığı’nca okula giriş ve çıkışta tam bir fizik
inceleme, ara yıllarda ise belirli bazı sağlık
sorunlarına yönelik çalışmalar yapılması görüşü
benimsenmektedir.
ÇOCUĞUN SAĞLIĞINI KORUYUCU
TEDBİRLERİN ALINMASI
Ülkemizde görme, işitme, diş sağlı, büyüme ve
gelişme, engellilik durumları, kalp hastalıkları,
paraziter hastalıklar, inmemiş testis, tansiyon ve
kilo taramaları yapılmaktadır.
Okul çağındaki çocuklarda sağlığı korumaya
yönelik olarak çocukların büyüme- gelişmesini
değerlendirmek için boy ve ağırlıkları her yıl
ölçülmeli, büyüme geriliği olanlarda nedenleri
araştırılmalıdır.
Okul çocuğunun en önemli sağlık sorunları
arasında; diş çürükleri ve diğer diş hastalıkları
bulunmaktadır. Günümüzdeki, birçok hastalığın
diş çürükleri ve diş hastalıkları ile ilişkili olduğu
bilinmektedir. Enfeksiyon kaynağı olan diş
çürüklerinin erken tanınıp tedavi edilmesi diş
kaybını önlediği gibi, vücuttaki birçok enfeksiyon
odağının da ortadan kalkmasını sağlamaktadır.
Ülkemizde 2013 Sağlık Bakanlığı aşı takvimine
göre;
•İlkokul 1 sınıfta, Tetanoz-Difteri-Boğmaca, Oral
Polio Aşısı(çocuk felci), Kızamık, Kızamıkçık,
Kabakulak aşıları,
•İlköğretim 8. sınıfta ise Difteri-Tetanoz toksoid
aşısı yapılmaktadır.
Öğrencilerin bedensel ve ruhsal gelişimine
olumlu katkıları olduğu için spor etkinlikleri
desteklenmelidir. Eğitimin en temel ilkelerinden
biri insanları, zihinsel ve bedensel yönleriyle bir
bütün olarak yetiştirmektir. Kuşkusuz bireylerin
bedensel olarak sağlıklı ve ruhsal yönden mutlu
olması, toplumsal kalkınmanın da önde gelen
koşullarındandır.
Sportif etkinliklere katılan birey, oyun ve
hareketler aracılığı ile duygularını ifade etme
imkânı bulur. Saldırganlık, öfke, utangaçlık vb.
duygularında boşalım sağlar ve bunları kontrol
etmesini öğrenir. Baskı altındaki enerjiden
kurtulmanın yolu oyun ya da spor etkinliklerine
katılmaktır.
Okul çalışanlarının hepatit B (sarılık), tüberküloz
(verem), yönünden taranması özellikle kantin ya
da yemekhanesi olan okullar için çok önemlidir.
Çocuk sağlığının korunmasında başka bir faktör
yoksullukla ve yoksunluklarla mücadele
edilmesidir. Çocuğun sağlıklı büyüme ve
gelişmesinde çevresel etmenlerin (temiz su
bulamama, madde bağımlılığı, yanlış beslenme
alışkanlığı, güvenli olmayan cinsel yaşam, kirli
hava ve çevre koşulları) rolü çok büyüktür.
BİLGİ VERİLMESİ
Okul dönemi, çocukların sağlık risklerinin erken
tanılanabileceği ve çocuklara sağlığı geliştirme
davranışlarının öğretilebileceği bir dönemdir.
Ülkemiz genelinde okul sağlığına yönelik planlı
ve sürekli sağlık hizmetlerinin bulunmaması,
okul çocuğunun sağlık riskleri ile karşılaşmasını
ve olumsuz sağlık davranışları geliştirmesini
pekiştirmektedir.
Okul öncesi ve okul çağı çocuklarına kişisel
sağlık için temizliğin önemi (banyo yapma, el
yıkama, tırnak bakımı, diş fırçalama, tuvalet
hijyeni) ve ev kazalarından korunma gibi
konularda bilgi verilmesi önemlidir.
Ergen yaş grubuna ise ev dışında
karşılaşılabilecek kazalar (motorlu taşıt kazaları,
düşme, boğulma, zehirlenmelerden korunma),
bulaşıcı hastalıklardan korunma, ilkyardım,
sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin zararları,
sağlıklı beslenme, beden postürünün
(duruşunun) korunması, üreme sağlığı, güvenli
annelik ve cinsel eğitim gibi konularda sağlık
eğitimi verilmelidir.
Okul dönemindeki sağlık riskleri arasında ilk
sıralarda kazalar yer almaktadır. Kazalar her yaş
döneminde olduğu gibi okul çağı döneminde de
çeşitli düzeyde fonksiyon kayıplarından, yaşamın
sonlanmasına kadar farklı sonuçlara neden
olmaktadır. Okul çocuğunun motor becerilerinin
gelişmiş olmasına rağmen akran baskısı, farklı
fiziksel uğraşıları başarma isteği gibi gelişimsel
özellikleri kazaların yüksek oranda görülmesine
zemin hazırlamaktadır.
Bunun yanı sıra çocuklardaki görme kusurları,
okul ve oyun çevrelerinin yeterli oranda güvenli
olmaması, motorlu araç yaralanmalarının sık
görülmesi de kazaların görülme oranını
artırmaktadır. Okul sağlığı çalışmalarında
çocukların kazalardan korunma ve güvenlik
önlemleri hakkında bilgilenmelerini sağlamanın
yanında temel ilk yardım becerilerini
uygulatmak ve öğretmek büyük önem
taşımaktadır.
Okul çocuklarına sağlıklı bir çevrede yaşama
bilinci aşılanmalıdır. Okuldaki eğitimi rastlantıya
bırakmamak ve çocuklara olumlu davranışlar
kazandırmak için ailenin ve çevrenin etkin olarak
desteğini almak gerekir. Bu desteği sağlamak ve
okuldaki eğitim sürecine katmak ancak iyi bir
planlama ile mümkün olabilir.
Okul ve çevre işbirliğini sağlamaya ilişkin
yapılacak plan, okulun hedeflerini
gerçekleştirecek, öğrencilerin ilgi ve
yeteneklerini geliştirecek, toplumun her yönden
kalkınmasına katkıda bulunacak, veli ve yakın
çevre üyelerinin okulun işleyişine katılımını ve
desteğini sağlayacak özelliklere sahip olmalıdır.
Atıkların uygun yok edilmesi, çevre kirliliğinin
önlenmesi, ağaçlandırmanın önemi ve suyun
gereksiz tüketiminin önlenmesi konularında da
bilinç geliştirilmelidir.
GÜVENLİĞİN SAĞLANMASI
Okullarda güvenlik sorunlarının fiziki, sağlık,
davranış, okul çevresi, yasal uygulama ve
kurallar açısından, problemsiz olması
gerekmektedir. Okul güvenliği, çocuğun ya da
diğer okul personelinin okula gitmek amacıyla
evinden ayrılması anından başlayarak tekrar
evine dönünceye kadar geçen tüm aşamaları
içerir.
Okul güvenliği mekân açısından ele alınırsa:
Okul ile ev arasında güvenlik,
Okul içinde güvenlik,
Sınıfta güvenlik olmak üzere üç temel alandaki
güvenliği kapsamaktadır.
Okul güvenliğinin boyutları, güvenliğin alanı ile
ilgili boyutlar olarak ele alınabilir. Bunlar;
• Arkadaşlarından gelecek şiddet olaylarına
karşı güvenlik,
• Öğretmenlerin fiziksel şiddetine maruz kalma
konusunda güvenlik,
• Doğal afetlere karşı güvenlik,
• Sağlık ve temizliğe ilişkin güvenlik,
• Cinsel istismara karşı güvenlik,
• Psikolojik ve duygusal güvenlik,
• Etnik ve siyasî görüş konularındaki güvenliktir.
Okulda güvenli koşulların sağlanması ve sağlıklı
çevre, okul binasının, oyun alanlarının, mutfak
ve tuvaletlerin, ısıtma, havalandırma,
aydınlanma gibi durumların ve çocuklar için
kullanılan malzemelerin sağlığa uygun
koşullarda olması ile mümkündür. Sağlık için
temiz ve yeterli içme ve kullanma suyu
sağlanmalıdır.
Fiziksel olarak okul binasının inşa edileceği yeri
belirleme, uygun bir eğitim-öğretim ortamı
oluşturma sürecinde ilk aşamadır. Okul binasının
yeri belirlenirken göz önünde bulundurulması
gereken bazı özellikler şöyle sıralanabilir;
•Sunulacak eğitim ve öğretim planlarına uygun
bir yer olmalıdır.
•Devam eden öğrenciler için rahatça
ulaşılabilecek bir yerde olmalıdır.
•Trafik, gürültü ve hava kirliliği açısından sorun
yaratacak yerlerden uzak olmalıdır.
•Alt yapı hizmetlerinin sağlanabileceği bir yerde
olmalıdır.
•Okulun yeri, ileriki yıllarda genişleme imkânı
sağlayacak nitelikte olmalıdır
Okullarda güvenlik sorunları, psikolojik,
sosyolojik ve okul çevresindeki toplumsal
olaylardan kaynaklanabileceği gibi yangın,
deprem gibi doğal afetlere karşı okul binalarının
yetersiz olmasıyla da ilgili olabilir.
Güvenlik açısından okullar, ana yol ve tren
yolundan, koku, gürültü ve duman çıkaran
fabrika ve işyerlerinden uzakta öğrencilerin
kolayca ulaşabilecekleri yerlerde inşa
edilmelidir. Öğrencilerin gidecekleri okul
evlerine yakın olmalıdır.
İlköğretim Yasası gereği, okul binalarının
meyhane, kahvehane, bar gibi yerlerden en az
100 metre uzaklıkta olması gerekmektedir. Eğer
okul, evlerden 3-4 kilometreden daha uzak ise
uygun bir taşıma servisi konulmalıdır. Okulun
fiziksel çevresi, güvenlik açısından çok önemli
bir etkendir.
Okul binasının güneş ışınlarını alabilmesi için, en
yakındaki binadan 25 metreden daha uzakta
bulunması ve öğrencilerin gözlerinin
kamaşmaması için sınıf camlarının doğuya
bakmaması gerekir.
Okul alanı, öğrenci başına en az 25 metre kare
düşecek genişlikle olmalı ve en azından 400
metre karelik bir bahçesi bulunmalıdır. Okul
binaları koridor sistemine göre yapılmalıdır. Bu
tür binalar, en çok dört katlı ve bir yanda sınıflar,
diğer yanda koridorlar bulunacak şekilde inşa
edilmelidir.
Koridorların en az 3 metre ve merdivenlerin en
az 2 metre genişlikte olmasına dikkat
edilmelidir. Merdiven yüksekliği 15 cm ve
derinliği 30 cm'yi geçmemelidir. Öğrenci sayısı
üç yüzden fazla ise, binanın her iki ucuna
merdiven yapılmalıdır.
Okul binalarında kazaları ve yangını önleyecek
önlemler alınmalıdır. Kapılar dışa açılmalı, çıkış
kapısı geniş olmalı merdiven korkulukları
çocukların kaymalarını önleyecek biçimde
yapılmalıdır.
Okul içinde gerekli acil yardım malzemesi
bulunan bir oda bulunmalı, yatılı okullarda
ayrıca revir oluşturulmalıdır. Çöpler, okul ve
oyun alanlarından uzakta, kapalı yerlerde
saklanmalı ve fazla bekletilmeden
uzaklaştırılmalıdır. Okul bahçesinin etrafı
duvarlarla çevrili ve zemini düz olmalı, çamur ve
toza neden olmayacak şekilde inşa edilmelidir.
• Mayıs 2009'a kadar çocuklara organik çözücü
(solvent) içeren kırtasiye malzemeleri
serbestçe satılıyordu. "Uçucu Maddelerin
Zararlarından İnsan Sağlığının Korunmasına
Dair 5898 Sayılı Kanun" yasalaştıktan sonra,
uygulamalara açıklık getiren "Uçucu
Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının
Korunması Hakkında Yönetmelik" Ağustos
2010'da Sağlık Bakanlığı'nca yayımlandı.
• Okul kantin hizmetlerinin Milli Eğitim
Bakanlığı ile işbirliği yapılarak hazırlanan ve
17 Nisan 2007 tarihinde yürürlüğe giren Okul
Kantinlerinin Denetimi ve Uyulacak Hijyen
Kuralları Genelgesinde belirtilen hususlar
doğrultusunda yürütülmesi ve denetlenmesi
sağlanmalı, çevrede açıkta gıda satışı
önlenmelidir.
• Öğrencilere dışarıdan herhangi bir şey
almamaları, tanımadıkları kişilerle
konuşmamaları konusunda da eğitim
verilmelidir.
• Okul ve çevresinin kazalara karşı korunma
yönünden uygunluğu da kontrol edilmeli ve
gerekli olan düzenlemeler yapılmalıdır. Okul
çıkışlarında çocukların yola çıkmasını
engelleyecek bariyerler olmalı, karşıdan
karşıya geçme noktasında kalabalık saatlerde
okul-polis işbirliği yapılmalıdır.
• Eğitim kurumlarında çocuk güvenliğini
etkileyen birçok iç ve dış faktör
bulunmaktadır. Bu faktörlerin farkına
varılarak güvenliğin sağlanması için gereken
sistematik düzenlemelerin yapılması ve
sürekli olarak kontrol altında tutulması ile
mümkündür.
Okul Çocuğunun güvenliğini tehdit eden
durumlar;
• Şiddet
• Zorbalık
• Okula gidip gelirken ortaya çıkan, trafik ve
trafik dışı yaralanmalar
• Servis güvenliği
• İnternet güvenliğidir.
• Çocuklar okul taşıtlarında, okula girişte,
sınıfta, koridorda, deneysel çalışmalar
sırasında kullandığı materyallerle, el işi
uygulamalarında, oyun ve spor alanlarında,
okul çıkışlarında kaza ve yaralanma ile
sonuçlanabilecek pek çok tehlikeyle karşı
karşıyadırlar.
• Oyun alanları ihtiyacı karşılayamadığı için
öğrenciler rahatça koşup oynayamamakta,
özellikle küçük öğrenciler çarpışmalardan
zarar görmekte, bundan dolayı da
öğretmenler öğrencilerin koşmalarını
yasaklayabilmektedir.
• Bu yasak, bir sıkıntının önüne geçer gibi
görünürken aslında başka sıkıntılar
yaratmaktadır. Ayrıca oyun bahçesinin asfalt,
beton gibi sert zeminlerle kaplanması da
düşmelerde yaralanmalara yol
açabilmektedir.
• Okulda öğrencilerin gün boyu yaptığı
aktivitelerin çoğu gözlenebilen,
denetlenebilen ve kısıtlanabilen ve çoğu
zaman da az riskli davranışlardır.
• Bu nedenle okul ortamında meydana gelen
kazalarla ilgili bilgiler toplanıp, bu bilgiler
doğrultusunda belirli bir planlama ve
düzenleme ile potansiyel koruma önlemleri
alınırsa, kaza riskleri önlenebilir veya
azaltılabilir.
• Okul yönetiminin gerekli planlama ve
düzenlemeyle her türlü önlemi almasının
yanı sıra, çocukların da kazalardan korunma
ile ilgili gerekli bilgiye sahip olması,
kazalardan korunmada oldukça önem
taşımaktadır.
• Okullarda etkili öğrenmenin
gerçekleştirilmesi ve öğrencilerin kendi
potansiyellerini geliştirebilmeleri için, okulun
öğrenci ve öğretmenler açısından güvenli bir
yer olması önemlidir.

You might also like