Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 52

Sindirim Kanalında

Besinlerin
İlerlemesi ve
Karışması
Mustafa BARAN
1
Lobus Hareketi
› Besinlerin sindirim kanalında en uygun şekilde işleme tabi
tutulabilmesi için gi kanalın her bölümünde yeterli surelerde
kalması gerekir.

› İşlemin her aşamasında besinin karıştırılması ve itilmesi için


farklı olan gereksinimler çok sayıda hormon ve otonom sinir
sistemi mekanizmalarıyla kontrol edilir.

› Böylece işlemlerin ne çok hızlı ne de yavaş gelişmesi önlenmiş


olur.
2
Besin Alımı

› Kişinin alacağı besin miktarı temelde açlık diye adlandırılan ve


besine duyulan iç istek tarafından düzenlenir.

› Kişinin tercihen aradığı besin tipi ise iştah tarafından belirlenir.

3
Mastikasyon
› Dişler çiğneme fonksiyonu için çok uygun olarak
düzenlenmiştir. Ön dişler (kesiciler) kuvvetli bir kesme
hareketi arka dişler (molarlar) ise öğütücü işlem yaparlar.

› Çiğneme kaslarının çoğu, besinci kraniyal sinirin motor dalı


tarafından inerve edilmekte ve çiğneme işlevi de beyin
sapındaki çekirdekler tarafından kontrol edilmektedir.

4
Mastikasyon
› Çiğneme işleminin çoğu çiğneme refleksi ile ortaya cıkar.
› Bu reflekste; ağızda besin parcası bulunması, çiğneme kaslarında refleks
inhibisyon yaratarak alt çenenin düşmesine neden olur.
› Bu düşme çene kaslarında geri tepme kasılmasına yol açacak olan gerilme
refleksini başlatır.
› Çene otomatik olarak yükselerek dişlerin birbiri uzerine kapanmasına
neden olur ve aynı zamanda lokmayı tekrar ağız mukozasına karşı
bastırarak, bir kere daha çenenin düşmesine neden olan çene kaslarının
inhibisyonuna yol acar.
› İşlem tekrarlanır.

5
Mastikasyon
› Sindirim enzimleri sadece besin partiküllerinin yüzeyine etki
ettikleri icin sindirim hızı büyük ölçüde intestinal
sekresyonlara maruz kalan besinin total yüzey alanına
bağımlıdır.

› Ayrıca besinin çok küçük partiküllere ayrılması ve öğütülmesi


gi mukozasını zedelenmekten korur ve besinin mideden ince
barsağa oradan da kanalın diğer bölümlerine geçmesini
kolaylaştırır.

6
Yutma (Deglutasyon)
› İstemli faz yutma işlemini başlatır.

› Faringeal faz istemsiz olarak gelişir ve besinin farinksten


özofagusa geçişini sağlar.

› Özofageal faz bu da istemsiz bir fazdır. Farinksten gelen besinin


mideye taşınmasını gerçekleştirir.

7
İstemli Faz
› Besin yutulmaya hazır olduğu
zaman dilin istemli olarak damak
üzerinde yukarıya ve geriye doğru
yaptığı basınçla dille damak
arasında sıkıştırılır ve geriye doğru
farinkse yuvarlanır.
› Bundan sonra yutma tamamen
otomatik hale gelmiştir ve genellikle
durdurulamaz.

8
Faringeal Faz
› Besin bolusu ağzın gerisine ve farinkse itildiği zaman farinks
girişinin etrafındaki özellikle tonsillaların pilileri üzerinde
bulunan epitelyal yutma reseptor alanlarını uyarır.

› Buradan başlayan uyarılar trigeminus ve glossofaringeus


sinirlerin duysal bölumleriyle, medulla oblangatada ağızdan
gelen tüm duysal uyarıları alan traktus solitarius veya onunla
ilişkili bir alana taşınırlar.
› Bu alanlardan 5.,9.,10. ve 12. kranyal sinirlerle yutmaya neden
olan motor uyarılar farinks ve özofagusa giderler.
9
10
Faringeal Faz
› Motor uyarılar geldikten sonra yumuşak damak arka burun
deliklerini kapatmak üzere yukarı çekilir ve böylece besinin
burun boşluklarına kaçması önlenmiş olur.
› Farinksin palatofaringeal kıvrımları içe doğru kıvrılarak
besinlerin geçeceği sagital bir yarık oluştururlar. 1 sn sürer
dolayısıyla büyük bir maddenin farinksten özofagusa kaçışı
engellenir.

11
Faringeal Faz
› Larinksin ses telleri birbirine yaklaştırılır ve boyun kasları vasıtasıyla
larinks yukarı ve öne doğru çekilir. Bu olaya epiglottisin yukarı
hareketini engelleyen ligamentler de eşlik eder ve epiglottisin geriye
doğru sarkarak larinksin açıklığın kapatmasına neden olur. Her iki etki
besinin trakeaya geçmesini engeller.

› Larinks yukarı doğru yükselince faringoözofagial sfinkterin (üst)


gevşemesiyle besin arka farinksten ust ozofagusa kolayca gecer.
Bu sfinkter yutma aralarında kuvvetle kasılı kalarak solunum
esnasında havanın özofagusa gitmesini engeller.
›.
12
Faringeal Faz
› Bununla eşzamanlı olarak farinksin
muskuler duvarı tümüyle kasılır.
Farinksin üst bölümünden başlayan
ve aşağıya doğru yayılan hızlı bir
peristaltik dalga orta ve alt farinks
bölgelerine ve daha sonra özofagusa
gecer.
› Bu da besinin özgofagusta
ilerlemesini sağlar.

13
Özofagus Fazı
› Özofagusun temel fonksiyonu besini farinksten mideye
iletmektir.
› Özofagusta normal olarak iki tip peristaltik hareket görulur.
Primer peristaltizm ve sekonder peristalitzm.
› Primer peristaltizm basitçe yutmanın farinks fazı esnasında
farinkste başlayan ve özofagusa yayılan peristaltik dalganın
devamıdır.
› Bu dalga farinksten mideye kadar olan tüm yolu 8-10 sn icinde
geçer.

14
Özofagus Fazı
› Eğer primer peristaltik dalga özofagusa giren besinin tümünü
mideye gönderemezse özofagusta kalan besinin özofagus
duvarını germesi sonucu sekonder peristaltik dalgalar gelişir ve
bu dalgalar besinin hepsi mideye boşalıncaya kadar devam eder.

› Sekonder dalgalar kısmen özofagusun myenterik sinir sistemi


icindeki intrensek sinirsel devreler, kısmen de vagusun afferent
lifleri ile özofagustan medullaya, oradan da glossofaringeal ve
vagal efferent lifler ile tekrar özofagusa iletilen refleksler
vasıtasıyla başlatılır.

15
Özofagus Fazı
› Farinks ve ozofagusun ücte birlik üst bölümünün kas yapısı
çizgili kas tipindedir. Bu nedenle, bu bölgelerde oluşan
peristaltik dalgalar sadece glossofaringeus ve vagus sinirleri
içindeki somatik sinir uyarıları tarafından kontrol edilir.
› Özofagusun ücte iki alt bolumunun kas yapısı düz kas
niteliğindedir. Ancak özofagusun bu bölgesi de myenterik sinir
sistemi ile olan bağlantıları dolayısıyla vagus sinirleri
tarafından kontrol edilir.

16
Gastroozofagial Sfinkter (Alt) Fonksiyonu
› Özofagusun alt ucunun mide ile birleştiği noktanın yaklaşık 3
santimetre kadar üstunde yer alan özofagus sirkuler kasıdır.
› Bu sfinkter normalde yaklaşık 30 mmHg’lık bir lümen içi
basıncla tonik olarak kasılı durumda bulunur.
› Buna karşılık özofagusun üst ve alt sfinkterleri arasındaki orta
kısmı normalde gevşek durumdadır.

17
Gastroozofagial Sfinkter (Alt) Fonksiyonu
› Peristaltik yutma dalgası özofagusun alt
kısmına gectiği zaman karşılayıcı
gevşemesi peristaltik dalgadan önce alt
özofagial sfinkteri gevşetir ve yutulan
besinin kolayca mideye geçmesine izin
verir.

18
19
Midenin Motor İşlevleri
› Çok miktarda besinin duodenumda işlenebilecek duruma
gelinceye kadar depo edilmesi,
› Bu besinlerin kimus adı verilen yarı sıvı hale gelinceye kadar
gastrik sekresyonlarla karıştırılması
› İnce barsaklarda sindirim ve emilim icin yeterli sureyi
sağlamak amacıyla besinlerin yavaş bir şekilde mideden ince
bağırsağa boşaltılmasıdır.

20
Midenin Motor İşlevleri
› Mide fizyolojik olarak
ikiye ayrılır:
› Orad bolum, govdenin
yaklaşık ilk ucte ikilik
kısmı
› Kaudad bolum, midenin
kalan kısmı ve antrum.

21
Midenin Motor İşlevleri
› Midenin sindirim sıvıları mide gövdesinin tamamını kaplayan
gastrik bezler tarafından salgılanır. Bu sekresyonlar midenin
mukoza yuzeyindeki depolanmış besinle hemen temasa gecerler.
› Midede besin bulunduğu zaman karıştırıcı dalgalar olarak da
adlandırılan zayıf peristaltik daraltıcı dalgalar her 15-20 sn bir
mide duvarının orta kısmından başlayarak çeper boyunca
antruma doğru ilerlerler.
› Daraltıcı dalgalar midenin gövdesinden antruma ilerledikce
şiddetlenir. Hatta bir kısmı cok şiddetlenerek antral iceriği yuksek
basınc altında pilora ilerlemeye zorlayan güçlü peristaltik
daraltıcı halkaların oluşmasını sağlar.
22
Midenin Motor İşlevleri
Daraltıcı halkalar;
› Pilorun acıklığı kucuk olduğundan her peristaltik dalga ile
ancak birkac ml lik antral icerik duodenuma gecmektedir.
Ayrıca her peristaltik dalga pilora ulaştığında pilorun kendisi de
kasılarak daha fazla boşalmayı engeller. Bundan dolayı antrum
iceriğinin çoğu peristaltik halkadan midenin gövdesine geri
püskürtülür.
› Dolayısıyla peristaltik daraltıcı halka hareketi bu geri
puskurtme olayı ile birleşerek midede retropulsiyon (geri itme)
denilen son derece onemli bir karıştırma mekanizması oluşturur.

23
24
Midenin Motor İşlevleri
› Besinlerin mide salgılarıyla karıştırıldıktan sonra bağırsağa gecen
şekline kimus denir. Göruntusu bulanık, yarı sıvı ya da hamur
gibidir.
› Açlık kasılmaları mide birkac saat ya da daha uzun sure boş
kaldığı zaman ortaya cıkarlar. Bunlar esasen midenin
govdesindeki ritmik peristaltik kasılmalardır.
› Aclık kontraksiyonları ortaya cıktığı zaman, kişi coğu kez mide
bolgesinde açlık krampları olarak adlandırılan ağrı duyusu
hisseder.

25
Midenin Boşalması
› Mide boşalması mide antrumunun şiddetli peristaltik
kontraksiyonları ile sağlanır.
› Bu sırada pilor da kimusun geçişine karşı değişik derecelerde
oluşan direnç boşalmaya karşı koyar.

26
Midenin Boşalması
› Midenin ritmik kasılmaları çoğu zaman zayıftır ve besinlerin mide
salgılarıyla karıştırılmasında görev alırlar.

› Bununla birlikte besinlerin midede bulunduğu surenin 1/5 inde


kasılmalar şiddetli hale gelir. Midenin ortasında başlayan ve
kaudad mideye doğru yayılan bu kasılmalar çok sıkı halka
biçiminde daralmalar yapar ve midenin boşalmasını sağlayabilir.

27
Midenin Boşalması
› Bu güçlü peristaltik dalgalar çoğu kez 50-70 cm su basıncı
yaratırlar ki bu değer normal karıştırıcı tipteki peristaltik
dalgalardan 6 kat daha kuvvetlidir.
› Pilorun tonusu normal olduğu zaman, her güçlü peristaltik dalga
birkac ml kimusu duodenuma iter. Böylece peristaltik dalgalar
pilorik pompa diye adlandırılan bir pompalama olayı
gercekleştirirler.

28
Midenin Boşalması
› Midenin alt ucundaki açıklığı
pilordur. Burada sirkuler kasların
kalınlığı mide antrumunun daha
önceki bölumlerinden yuzde 50-100
daha fazladır ve hemen her zaman
hafif tonik kasılma halindedir.
› Bundan dolayı pilorik sirkuler kaslar
pilor sfinkteri olarak adlandırılır.
Tonik kasılmasına rağmen pilor
coğunlukla su ve diğer sıvıların
mideden rahatlıkla boşalabilmesine
izin verecek kadar açılır.
› Diğer taraftan kasılma besin
partiiüllerinin kimus icine karışıp
hemen hemen sıvı hale gelinceye
kadar geçişini engeller.

29
Midenin Boşalması
› Midede besin miktarının artması midenin boşalma hızını artırır.
› Mide duvarının gerilmesi çeperde bulunan ve esasen pilorik
pompanın aktivitesini büyük ölçüde uyaran lokal myenterik
refleksleri ortaya çıkarır ve aynı zamanda piloru hafifce inhibe eder.
› Midenin gerilmesi ve mide içinde et ürünlerinin bulunması antrum
mukozasından gastrin salınımına neden olur. Bu hormon mide
bezlerinden yüksek oranda asidik mide sıvısının salınmasına neden
olur.
› Gastrin pilor pompasının aktivitesini artırma dolayısıyla mide
boşalmasını uyarır.

30
Midenin Boşalması
› Besin duodenuma girdiği zaman duodenal çeperden kaynaklanan
birçok sinir refleksleri geriye mideye iletilirler ve duodenumdaki
kimus hacmi çok fazla olduğunda mide boşalmasını yavaşlatır ya
da tamamen durdururlar.
› 1-Barsak duvarı icindeki enterik sinir sistemi üzerinden direkt
olarak duodenumdan mideye
› 2-Ekstrensek sinirler üzerinden prevertebral sempatik
gangliyonlara giderler ve sonra inhibitör sempatik sinir lifleri
üzerinden geriye mideye dönerler

31
Midenin Boşalması
› 3-Kucuk bir bolumu vagus sinirleri uzerinden beyin sapına ulaşır
ve burada vagusla mideye taşınan normal uyarıcı sinyalleri inhibe
ederler.
› Bütün bu paralel refleksler mide boşalması uzerine iki şekilde etki
ederler. Birincisi antral itici kasılmayı kuvvetle inhibe ederler
› İkincisi pilorik sfinkterin tonusunu hafifçe artırırlar.

32
Midenin Boşalması
› Duodenumda sürekli olarak kontrol edilen ve enterogastrik
refleksleri uyarabilen faktorler:
-Duodenumun gerilme derecesi
-Duodenal mukozanın herhangi bir yerinde iritasyonunun
bulunması
-Duodenal kimusun asidite derecesi
-Kimusun ozmolarite derecesi
-Kimusta bazı yıkım ürünlerinin özellikle proteinlerin bulunması

33
Midenin Boşalması
› Enterogastrik inhibitör refleksler özellikle duodenal kimus icindeki
iritan maddelere ve aside duyarlıdırlar ve 30 sn icinde kuvvetle
aktif hale gelirler.
› Protein sindiriminin yıkım urunleri de bu reflekse yol açarak
midenin boşalmasını yavaşlatırlar.
› Hipo ya da hipertonik sıvılar (ozellikle hipertonik) baskılayıcı
refleksleri başlatırlar.
› Bu şekilde izotonik olmayan sıvıların ince bağırsağa hızlı akımını
engelleyerek, barsak iceriğinin emilimi esnasında ekstraseluler
elektrolit konsantrasyonlarında meydana gelebilecek olan ani
değişiklikleri önlerler.
34
İnce Bağırsak Hareketleri
› İnce barsak hareketleri de karıştırıcı ve
ilerletici kasılmalar olarak ikiye ayrılabilir.
› İnce barsağın bir bölümü kimusun etkisiyle
genişlediği zaman barsak duvarının gerimi
barsak boyunca belirli aralıklarla daraltıcı
kasılmalar yaratır.
› Bu kasılmalar ince bağırsağın
segmentasyonuna neden olur. Bölümlenme
kasılmalarının bir dizisi gevşediğinde yeni
noktalarda yeni bir dizi başlar.Bu
bölümlenme kasılmaları kimusu 2 veya 3
kere parçalara böler ve besinin ince
bağırsak salgısıyla ileri derecede
karışmasını sağlar. 35
İnce Bağırsak Hareketleri
› Kimus ince barsak boyunca peristaltik dalgalar tarafından
ilerletilir.
› Bunlar barsağın üst ucunda daha hızlı, alt ucunda ise daha
yavaş olmak uzere anal yönde 0.5-2.0 cm/sn'lik bir hızla
hareket ederler.
› İnce barsak boyunca kimusun net hareket ortalaması
sadece 1 cm/dk’dır. Bu da kimusun pilordan ileocekal
kapakçığa varması icin 3-5 saatlik sureye gereksinim
olduğu anlamına gelmektedir.

36
İnce Bağırsak Hareketleri
› Peristaltik dalgalar aynı zamanda kimusu barsak mukozası
boyunca yayar.

› Duodenuma ilave kimusun girmesi de bu işlemin şiddetini


artırır. İleocekal kapakçığa ulaşıldığında kimus bazen kişi yeni
bir yemek yiyinceye kadar saatlerce bloke edilir. Bu durumda
gastroileal refleks ileum icinde peristaltizmi şiddetlendirir ve
arta kalan kimusu ileocekal kapakçık yoluyla çekuma iter.

37
İleocekal Kapağın İşlevi
› İleocekal kapakçığın işlevi
fekal içeriğin kolondan
ince barsak içine geri
akmasını önlemektir.
› İleocekal kapakçığın
kenarları çekum lumeni
icine çıkıntı yapar ve
böylece çekum icinde
fazla basınc oluştuğunda
kuvvetle kapanarak cekal
içeriği kenarlar vasıtasıyla
geri itmeye calışırlar.
38
İleoçekal Sfinkter
› İleocekal kapakçığın hemen onundeki ceperin birkac cm lik kısmı
ileocekal sfınkter olarak adlandırılan kalınlaşmış bir muskuler
kılıfa sahiptir.
› Bu sfinkter yemekten hemen sonra başlayan gastroileal refleksin
ileumda peristaltizmi artırdığı zaman dışında, normal olarak hafif
bir kasılma durumunda bulunur ve ileum iceriğinin çekuma yavaş
boşalmasını sağlar.
› İleoçekal kapakta boşalmaya karşı oluşan direnç kimusun ileum
içinde kalma süresini uzatır ve böylece emilimi kolaylaştırır.

39
İleoçekal Sfinkter Feedback Kontrolü
› Çekum gerildiği zaman ileoçekal sfinkterin kasılma şiddeti artar
ve ileal peristaltizm baskılanır.
› Böylece ileumdan ilave kimusun çekuma geçişi büyük ölçüde
gecikir. Aynı zamanda çekumdaki herhangi bir iritan madde de
boşalmayı geciktirir.

40
Kolon Hareketleri
› Kolonun başlıca fonksiyonları ;
-kimustan su ve elektrolitlerin emilimi ve
- fekal maddenin dışarı atılıncaya kadar depolanmasıdır.
› Kolonun proksimal yarısı temel olarak emilim ile distal yarısı ise
depolama ile ilgilidir.
› Bu fonksiyonlar için şiddetli hareketler gerekmediğinden kolon
hareketleri normalde ileri derecede yavaştır.
› Hareketler de yine karıştırıcı hareketler ve ilerletici hareketler
olarak ikiye ayrılır.
41
Karıştırıcı Hareketler-Haustrasyonlar
› İnce barsakta oluşan segmentasyon hareketlerine benzer şekildeki
geniş sirkuler kasılmalar kalın barsakta da oluşur. Bu
kontraksiyon noktalarının herbirinde 2.5 cm’lik sirkuler kas
bölumu kasılır ve bazen bu kasılma kolon lumenini tamamen
kapatacak derecede daralır.
› Bunun yanında kolonun longitudinal kasları tenya koli adı
verilen üc longitudinal şerit icinde toplanarak kasılırlar.
› Kasların sirkuler ve longitudinal şeritlerinin bu kombine
kontraksiyonları kalın barsağın uyarılmamış kısımlarının
haustrasyon adı verilen kese şeklinde çıkıntılar yapmasına neden
olur.
42
Haustrasyonlar
› Haustral kontraksiyonlar bir kere
başladıktan sonra genellikle 30 sn
icinde tepe noktasına erişerek onu
izleyen 60 sn icinde kaybolurlar.
› Bunlar kontraksiyon süresi boyunca
özellikle çekum ve çıkan kolonda
anal yönde yavaşca ilerlerler ve bu
esnada kolon iceriğinin bir kısmını
da ileriye doğru sürüklerler.

43
İlerletici Hareketler-Kütle Hareketleri
› Çekum ve çıkan kolondaki
ilerlemenin coğu yavaş ama
surekli olan haustral
kontraksiyonların sonucudur.
› Kimusun ileoçekal kapakçıktan
transvers kolona kadar ilerlemesi
icin 8-15 saatlik bir sureye
gereksinim vardır ve bu esnada
kimus hem fekal nitelik kazanır
hem de yarı sıvı halden camur
gibi yarı katı hale gecer.
44
İlerletici Hareketler-Kütle Hareketleri
› Fekal maddenin transvers kolonun başlangıcından sigmoide
ilerletilmesinde başlıca kütle hareketleri rol oynar. Bu hareketler
en fazla sabah kahvaltısını izleyen ilk saat icinde yaklaşık 15
dakikalık bir zaman diliminde gunde sadece 1-3 kez ortaya cıkar.
› Kütle hareketi peristaltizmin dönüşmüş bir tipidir.

45
İlerletici Hareketler-Kütle Hareketleri
› Kütle hareketinde önce genellikle transvers kolonda olmak uzere
gerilen ya da irite olan noktada bir daraltıcı halka oluşur.
› Daha sonra kolonun bu kasılma noktasının 20 cm ya da daha
uzağındaki distal bolumunde haustrasyon kasılmaları kaybolur ve
bunun yerini bir birim şeklinde kasılmalar alarak fekal materyali
bu segment icinden kolonun aşağısına iter.
› Giderek güclenen kontraksiyon yaklaşık 30 sn surer ve bundan
sonraki 2-3 dk icinde kolonun daha uzak bir yerinde yeni bir
kütle hareketi oluşuncaya kadar gevşeme meydana gelir.

46
Kütle Hareketleri
› Yemeklerden sonra kitle hareketleri gastrokolik ve duodenokolik
reflekslerle kolaylaştırılır. Bu refleksler mide ve duodenumun
gerilmesinden kaynaklanır.

› Ekstrensek sinirler kesildiği zaman bu refleksler ya hic


oluşmazlar ya da çok zor meydana gelirler.

47
Defekasyon
› Çoğu zaman rektumda feçes bulmaz. Bu kısmen anusten yaklaşık
20 cm yukarıda, sigmoid kolonla rektum arasındaki kavşakta
zayıf bir fonksiyonel sfinkterin bulunmasından ileri gelir.
› Kütle hareketi fecesi rektuma ittiği zaman normal olarak
defekasyon ihtiyacı doğar ve bu esnada rektumda kasılma, ic anal
sfinkterde gevşeme görulur.

48
Defekasyon
› Fekal maddenin anusten damla damla dışarı cıkmasının
önlenmesi;
-Anusun hemen icinde uzanan düz kasların birkac cm boyunca
kalınlaşması ile oluşan iç anal sfinkter ve çizgili istemli kaslardan
oluşan ve hem internal sfinkteri saran hem de bu sfinkterin alt
ucunda cıkıntı yapan dış anal sfinkterin tonik kontraksiyonları ile
olur.
› Dış sfinkter somatik sinir sisteminin bir parcası olan pudendal
sinirin lifleri tarafından kontrol edilir. Bu nedenle istemli ve
bilincli kontrol altındadır.

49
Defekasyon
› Defekasyon genellikle defekasyon
refleksleri ile başlatılır. Bu reflekslerde
biri lokal enterik sinir sisteminin
aracılık ettiği iııtrensek reflekstir. Bu
refleks şu şekilde olur:
› Feces rektuma girdiği zaman rektum
çeperinin gerilmesi afferent impulsları
başlatır. Bu sinyaller myenterik
pleksus yoluyla yayılarak inen kolon,
sigmoid kolon ve rektumda peristaltik
dalgaları başlatır ve feces anuse doğru
itilir.
50
Defekasyon
› Peristaltik dalga anuse ulaştığında myenterik pleksustan gelen
inhibitor sinyaller vasıtasıyla internal anal sfinkter gevşer ve eğer
aynı anda eksternal anal sfinkter de bilincli olarak gevşetilirse
defekasyon gercekleşir.
› Fakat intrensek myenterik defekasyon refleksi kendi başına
oldukca zayıftır ve sakral segmentlerden köken alan parasempatik
defakasyon refleks ile desteklenmesi gerekir.

51
Defekasyon
› Rektumdaki sinir sonlanmaları uyarıldıkları zaman, sinyaller ilk
önce omuriliğe taşınır, daha sonra buradan pelvik sinirler icindeki
parasempatik sinirler vasıtasıyla refleks yoldan inen kolon,
sigmoid, rektum ve anuse geri doner.
› Bu parasempatik sinyaller peristaltik dalgaları cok
şiddetlendirdikleri gibi internal anal sfinkteri de gevşetirler.
Boylece intrensek defekasyon refleksini güclü bir defekasyon
işlemine cevirirler.

52

You might also like