Haber Sosyolojisi 5

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 10

Bourdieu ve “Enformasyonun Döngüsel Dönüşümü

Haberdeki standartlaşma baskılarını ele alanlardan biri Bourdieu’dür.

Bourdieu’nun medyatik alana yaklaşımı, büyük ölçüde TV haberciliği ve


tartışma programları çerçevesinde şekillenen olumsuz nitelikli bir
“medyatik kamuoyu”nun eleştirel analizine dayanır.

Bourdieu’ya göre, medyatik alanda faaliyet gösteren aydınlar,


muhabirler ve gazeteciler, mevcut ekonomik ve politik güç merkezleriyle
aralarındaki “mesafeyi” her zaman doğru biçimde ayarlayamadıkları için
önemli bir “suç ortaklığı” ilişkisinin aktörleri konumundadırlar.
• Bourdieu’nun “enformasyonun döngüsel dönüşümü” olarak nitelediği
oluşum da aslında habercilikte ve haberdeki standartlaştırmanın bir

yönünü vurgular.

• Bourdieu’ya göre gazeteci, var olmayan soyut bir tümlüktür. Var olan şey
ise yaşa, cinsiyete, eğitim düzeyine, gazeteye “medium”a göre farklılıklar

gösteren gazetecilerdir.

• Gazetecilerin dünyası, çatışmaların, rekabetlerin, düşmanlıkların olduğu


bölünmüş bir dünyadır
• Gazetelerin siyasal renklerine bağlı olan en besbelli farklılıklar, başta
kaynaklar olmak üzere, en önemlisini rekabet mantığının oluşturduğu
bir dizi mekanizma tarafından dayatılan baskılara bağlı olan derin
benzerlikleri saklamaktadır.

• Rekabet, aynı baskılara, aynı kamuoyu yoklamalarına, aynı ilan


verenlere maruz bulunan gazeteler ya da gazeteciler için
düşünüldüğünde bir türdeşleşmeye yol açmaktadır.
• Hiç kimse gazeteleri gazeteciler kadar okumaz.

• Bununla karşın gazeteciler, herkesin bütün gazeteleri okuduğunu düşünmek


eğilimindedir.

• Okuyanların da sadece bir tek gazete okuduğunu unuturlar.

• Gazeteciler için, gazetelerin okunması olmazsa olmaz bir faaliyet, basın


özetleri de bir çalışma aygıtıdır.

• Söylenecek olan şeyi bilmek için, başkalarının (diğer gazetelerin) ne söylediğini


bilmek gerekir.

• Sunulan ürünlerin türdeşliğine yol açan mekanizmalardan biridir bu.


• Yazı işleri toplantılarında, zamanın büyük bir kısmı, öteki gazetelerden ve özellikle
de “onların yapıp da bizim yapamadığımız-atladığımız” konulardan konuşmakla
geçer.

• Karşılıklı duran aynaların birbirini yansıtması türünden bu oyun müthiş bir


kapanmışlık, zihinsel kapatılmışlık etkisi yaratır.

• Örneğin, televizyonun öğlen haberlerini hazırlamak için, bir önceki akşam, 20


haberlerinde geçen başlıkları ve sabah gazetelerini görmüş olmak ve akşam
haberlerindeki başlıkları belirlemek için sabah gazetelerini okumuş olmak gerekir.
• Ortalama izleyici tarafından kesinlikle algılanamayan, ancak birçok
kanalı-gazeteyi eş zamanlı takip etmek durumunda anlaşılabilecek
farklılıklar editörler açısından son derece önemlidirler.

• Bourdieu, bu durumu “enformasyonun döngüsel dolaşımı” olarak

ifade eder.
• Koşullar, köken ve formasyon bakımından benzer özellikler gösteren
gazetecilerin birbirlerini okumaları, birbirlerini görmeleri, her zaman aynı
kişilerin yeniden görüldüğü tartışmalarda durmadan birbirleriyle karşılaşmaları
bir takım “kapanma” etkilerine sahiptir.

• Bu açıdan, merkezi bir bürokrasinin, bir özel siyasal müdahalenin etkileri kadar
etkili, sansür etkilerine sahiptir Bourdieu’ya göre bu durum.

• Bizi enforme eden gazeteciler, birbirlerinden enforme olduklarından haberlerle


ilgili önem hiyerarşilerinin türdeşleşmesi ve aynı düzeye taşınması sonucu
ortaya çıkar.
• Bourdieu’nün de “enformasyonun döngüsel dönüşümü”, “kapanma
etkisi” gibi kavramla ifade ettiği ve farklı yönlerini vurguladığı
habercilik mesleği sanıldığından daha fazla rutin ve bu yüzden
standartlaşmış bir görünüm sergileyen profesyonel bir uğraştır.

• Bunun anlamı mesleğin rutin ve standartlaşmış faaliyetlerden


oluşması, meslek pratiğinin mesleki normlara bağlı olması ve tüm
bunların sonunda haberin içeriğinin ve dilinin sanıldığından daha

standart ve türdeş bir görünüm sergilemesidir.


• Örneğin Amerika’da gazeteciler, farklı varsayımlı konular için kiminle
röportaj yapacakları ve o konularla ilgili ne tür görsel malzeme tedarik
edecekleri hakkında verdikleri kararlarda en az çeşitliliği
sergilemektedirler.

• Patterson, Amerikan gazetecileri arasındaki güçlü politik tarafsızlık ve


bağımsızlık normlarının resmen onların haberlerinin politik içeriğini
homojenleştirdiği sonucuna varmıştır.
• Habercilik ortamında işleyen güçlü sınırlandırma modelleri göz önüne
alındığında, standardize habercilik davranışları ve yazı formüllerinin
bulunması kaçınılmazdır.

• Örneğin muhabirler, bir diğerinin sürekli çok yakınında bulunmak,


aynı baskılara maruz kalarak aynı olay çeşitlerini haber yapmak gibi
standartlaştırıcı çalışma etkisinin hakimiyeti altındadır.

You might also like