Bolge Ve Metropoliten Planlama 6

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 25

Bölge ve Metropoliten Planlama

Metropoliten Alan ve Planlama


Prof. Dr. Sibel ECEMİŞ KILIÇ
Neden Metropoliten Planlama
• 19. yy sonu ve 20. yy başındaki teknolojik
buluşlar (telefon, elektrikli tramvay, metro,
asansör ve daha sonra otomobil, kamyon vb.) o
zamana kadar var olan şehirlerden ölçek ve
nitelik olarak farklı metropoliten şehirlerin
doğuşuna neden olmuştur.
• 1920’lerde ABD’de ilk metropoliten planlama
kuruluşları ortaya çıkmıştır. Bu öncü
kuruluşların pek azı 1950’lere ulaşmıştır.
• Bu günkü metropoliten planlama pratiğini
1950’le ve 1960’ların ilk yarısında ABD’de
yapılan uygulamalar belirlemiştir.
• Ulaşım planlaması ağırlıklıdır.
• Temelde planlama arazi kullanım ile trafik
yaratılması arasındaki karşılıklı etkileşimin
araştırılmasına indirgenmiştir (çok yönlülüğü
bir şekilde indirgenmiştir).
• Böylelikle temel özelliği şehir üstü bir
mekanda makro bir düzenleme olan
metropoliten planlama sitili ortaya çıkmıştır.
• Kademeli bir karar yapısı oluşturulmuştur;
– Metropoliten plan
– Nazım plan
– Uygulama planları
Metropoliten Bölge Planı
• Çok hızlı gelişen büyük kentlerin ve ana kent
bölgelerinin büyüme sorunlarının çözümüne,
yerleşmelerin düzenli şekilde gelişimine
yönelmiş bir planlama türüdür.
• Bu planlar adını taşıdıkları yerleşmelerin
belediye sınırları içinde değil, onunla
ekonomik, toplumsal ve fiziksel yönden
bağlılık gösteren, bütünlük sunan geniş bir
bölgeyi kapsar.
Metropoliten Plan Kademesinin Yöneldiği
Kararlar
• Metropoliten alanın gelişme stratejisi ve
gelecekteki makroformu
• Metropoliten alanın altyapı ve hizmet
sistemlerine ilişkin planlar
• Metropoliten önemde özel projeler
• Metropoliten alan yatırım programlaması ve
temel uygulama stratejisi
Metropoliten Planlamanın Denetim Altına
Almayı Amaçladığı Karar Alanları
• Metropoliten alanın ekonomik gelişimini önceden
kestirmek kısmen de olsa müdahale etmeye çalışmak
• Metropoliten ölçekteki altyapı ve hizmet programlarını
yönlendirmek, uygulamasını sağlamak
• Metropoliten alan içinde yer alan yerel idareler arasında
koordinasyonu sağlamak
• Metropoliten alanın tümünde ve alt bölgelerinde arazi
kullanım kararlarını denetlemek
• Metropoliten alanın ekolojik dengesinin bozulmasını ve
çeşitli kirlenme türlerinin doğmasını önlemeye çalışmak.
Metropoliten Planlamanın Kararları
Denetlemekte Kullandığı Araçlar
1. Eylemleri esas olarak gerçekleştirecek konut
yapımcısı, sanayici vb. davranışsal birimlerin
kararlarına ilişkin sınırları saptamak (eylem
plancısından çok sınır tasarımcısı)
– Eylem birimlerinin davranışları sonucu ortaya
çıkacak yerleşme yapısını tahmin etmek
– Bu eğilimlerin ne tür denetim ve baskılarla
yönlendirilebileceğini tasarlamak
2. Büyük altyapı kararlarında doğrudan
doğruya karar verici olarak yerleşimi
yönlendirmek
– Altyapıyı gerçekleştirecek sektör kuruluşları
üzerinde çok güçlü mali denetim olanakları
gerekiyor. Sadece koordinasyon yoluyla
bütünleşme zor.
– Etkileme gücü zayıf (pasif denetim nedeniyle)
3. İkinci ve birinciyi birlikte kullanma. İkinciyi
kullanarak birincideki eylemcilerin davranış
eğilimlerini etkileme
Metropol ve Metropoliten Alan
Metropol ve metropoliten alanları tanımlama da
ölçütler;
– Nüfus büyüklüğü ve yoğunluğu
• İstanbul 1299.1
• Kocaeli 254.4
• İzmir 212.0
• Hatay 195.5
• Erzincan 24.6
• Tunceli 15.3
• Hakkari 17.4
• Gümüşhane 15.1
– Tarım dışı alanda çalışan iş gücü oranı, sektörlerin
kapasite ve ciroları

1998’de GaWC (Küreselleşme ve Dünya Kentleri İnceleme Grubu) tarafından hazırlanmış, bir kentte
bulunan küresel hizmet sektörü şirketlerinin sayısına göre kentlerin küresellik derecesini gösteren
tabloyu görüyorsunuz. Sarı Alfa Dünya Kentlerini, mavi Beta Dünya Kentlerini ve siyah Gama
Dünya Kentlerini gösteriyor. Buna göre İstanbul Gama kentlerden biri olarak, en alt basamaktan
da olsa dünya kentleri hiyerarşisine girmiş oluyor.
– Merkezdeki kentle bütünleşebilme düzeyi,
merkez kentin egemenliği ve karşılıklı bağımlılık
– Erişebilirlik ve ulaşım sistemlerinin gelişmişlik
düzeyi
– Donatılardaki çeşitlilik
• Metropoller bir ülkenin ya da bölgenin
çevresindeki tüm kentsel ve kırsal topluluklara
ekonomik yönden egemen olan ve genellikle
ülkenin başka ülkelerle olan ilişkilerinin de
sağlandığı, büyük kentlerdir.
• Metropoliten alan, ekonomik ve toplumsal
yaşamın daha çok merkezdeki kentin etkisi
altında bulunduğu, ortak çıkarlarla ona bağlı
olan, sınırlarını doğa koşulları ve tüze
kurallarından çok günlük iş gidiş-gelişlerinin
belirlediği büyük ölçüde kentleşmiş alanlardır.
Metropoliten alan onu oluşturan üç parça ile
incelenmektedir;
• Merkez Kent
– Büyük bir nüfus barındıran
– Diğer kentlerde olmayan ölçüde değişik servisleri
bünyesinde bulunduran
– Ülkenin sosyal, politik, ekonomik hayatında
belirleyici rol oynayan
– Yarattığı ekonomi geniş alanlara yayılan
– Alt kentler yaratan ve onlar üzerinde egemenlik
gösteren bir kentsel merkezdir.
• Çalışma alanlarında çeşitlilik ve yoğunlaşma,
yüksek düzey hizmetler, etkili bir ulaşım-
iletişim ağı, örgütlenme ile uzmanlaşmanın
yüksek düzeyde bulunması merkez kentin
diğer belirleyicileridir.
• Alt-kentler
– Merkez kente bağımlı, onun ekonomik ve sosyal
etkisi altında bulunan
– Genellikle konut alanı niteliğindeki yerleşme
alanlarıdır.

Melbourne, 2005
• Saçaklanma Alanı
– Metropolün yayılma alanının sonudur.
– Kırsal ve kentsel alanı ayıran sınırdır.
Metropol Kentin Özellikleri
• Ülkenin gelişme odakları durumundadır.
Finans, sermaye, işgücü, mal ve hizmet
akımlarının merkezinde yer alırlar. Kalkınmada
itici rol oynarlar.
• Kentsel problemlerin en yoğun ve en çarpıcı
yaşandığı yerlerdir. Ekonomik, sosyal, fiziksel
ve çevresel sorunlar metropollerde hem tek
tek, hem de sinerjik olarak büyümektedir.
• Metropoliten alanlar büyüme kutupları olarak
çevrelerindeki kentlere de büyüme yaymakta,
bölgede sermayenin mekansal dağılımındaki
payının artmasına neden olmaktadırlar.
• Kişi başına kaynak tüketiminin özellikle enerji
tüketiminin en yüksek olduğu yerlerdir.
Dolayısıyla dış ekosistemlere bağımlılıkları
sürekli olarak artmaktadır.
• Gelişmiş ülkelerde metropoliten yerleşmelerin
sayısı artmakta, az gelişmiş ülkelerde ise
azalmaktadır.
• Gelişmiş ülkelerde metropolleşme süreci uzun
dönemde ve kendi iç dinamikleri ile ortaya
çıkmışken, az gelişmiş ülkelerde birkaç on yıl
içinde , dışa bağımlı, bölgesel dengesizlikleri
körükleyen biçimde ortaya çıkmıştır.

You might also like