Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 48

DÜNYA’DA VE

TÜRKİYE’DE KADINA
YÖNELİK ŞİDDET
Öğr. Gör. Mehtap OMAÇ
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
HALKSAĞLIĞI ANA BİLİM DALI
Tarihçesi

Eski Roma’ da erkekler eşlerini dövebilir,


zina sarhoşluk gibi nedenlerle öldürme hakkına
sahiptiler.

İngiltere ‘de ise 20 yy sonlarına kadar


yasalar gerektiğinde karısını fiziksel olarak
cezalandırma hakkını vermekteydi.
19 yy’ da ABD’ de de kadını ikinci plana iten
uygulamalar yapılmıştır.

Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1800'lü yıllarda bir tekstil


fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için greve giden
kadın işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da
çıkan yangında fabrika önünde kurulan barikatlardan
kaçamayarak ölmeleriyle gündeme geldi

1970 ‘li yıllarda kadın hareketi kadına yapılan her türlü


şiddeti dikkat çekilmesini sağlamıştır.
Kadınlara özgü bir günün var olması düşüncesi
ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da
düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar
Konferansında ortaya atıldı ve kabul edildi. Bir
çok ülkede her yıl kutlanmaya başladı. İsveç’te
ise 1912 yılından itibaren kutlanmaya başladı.

8 Mart günü Dünya Kadınlar Günü olarak


kutlanır. Kadınlar arası dayanışma ve
kadınların toplumdan beklentileri vurgulanır.
İki dünya savaşı yılları arasında bazı ülkelerde
kutlanması yasaklanan Kadınlar Günü, 1960’lı
yılların sonunda Amerika Birleşik
Devletleri’nde de kutlanılmaya başlamasıyla
daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş
Milletler Genel Kurulu, 1977 yılında 8 Mart’ın
Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmasını
kabul etti.
2000 yılı ;

 Toplam nüfus 67.804


 Erkek nüfus 34.347
 Kadın nüfus 33.457

Kadın nüfusu

 Toplam nüfus 33.457


 0-14 yaş 9.767
 15-64 yaş 21.570
 65 ve üstü 2.120
Şiddet;
Sahip olunan güç ve kudretin yaralanma veya
kayıpla sonlanan veya sonlanma olasılığı yüksek
bir biçimde bir başka insana, kendine, bir gruba,
bir topluma tehdit yoluyla yada bizzat
uygulanmasıdır.

WHO, 1996
Daha ayrıntılı tanımlamak için fiziksel,psikolojik
ve cinsel şiddet tanımları yapılmıştır.
FİZİKSEL ŞİDDET:
 Tokat atmak,
 Dövmek, vurmak, itmek, ısırmak,
 Kemiklerini kırmak, kolundan tutmak,
 Elini-başını duvara vurmak,
 Saç çekmek, tekmelemek,
 Bıçak çekmek, yaralamak,
 Özel eşyalara zarar vermek ,
 Ev-iş eşyalarına zarar vermek
PSİKOLOJİK ŞİDDET:

 Sözlü saldırı,
 Kavga etme, Dövmek ile tehdit etme,
 Aşağılamak, Zaafları ile alay etme,
 Yüksek sesle bağırma,
 Suçlama, küfür etme,
 Hakaret etme, Küçük düşürme
 Öz güvenini yitirmesini sağlama
 Söyledikleriyle ve yaptıklarıyla çelişki içinde bırakma,
 İşaretler kullanarak uyarılarda bulunma,
 Görüş ve düşüncelerini açıklamasını engelleme,
 Duygusal sömürü yapma, sürekli eleştirme,
 Katı kurallar ve sınırlar koyarak baskı uygulama,
 Çevresi ile bağlarını koparma,
 Konuşmama, surat asma
CİNSEL ŞİDDET;

 Cinsel içerikli sözler söylemek,


 Parmak atmak, cinsel ilişkiye zorlamak

 Tecavüz etmek, elle sarkıntılık,


 Laf atma, öpmeye zorlama,
 Sıkıştırma, imalı konuşarak
 Yanlış anlamalara meydan vermek dikizleme,takip
etme,
Şiddetin nedenleri

 Biyolojik faktörler (Nörotransmitterler, Limbik


sistem, endokrin bozukluklar)

 Psikososyal faktörler (Gelişimsel faktörler,


Çevre, sosyoekonomik faktörler, silahlar)

 Psikiyatrik bozukluklar, madde bağımlılığı gibi


diğer nedenler
Şiddet Eğilimi;

 16-25 yaş erkek


 Evli kadın ve erkekler
 Rol değişimleri, uyum problemleri, işten atılma
 Kişinin yaşama bakış açısının iyimser yada kötümser
olması
 Uyuşturucu ve alkol kullanımı
 Eğitim farkı , statü farkı aile içi çatışmalar yaşayan
bireyler de daha fazladır.
Şiddete karşı risk grupları;

Kadınlar
 30 yaş altı çocuklu kadınlar
 Kız çocukları
 Adölesan kızlar
 HIV + kadınlar
Çocuklar
Yaşlılar
Özürlüler
Evsizler
Mülteciler
Göçmenler
Etnik azınlık grupları
Toplumsal yaşamda rastlanan şiddet şekilleri

 Kendine yönelik şiddet


 Kişiler arası şiddet
 Organize şiddet
 Medya şiddeti
 Diğer şiddet şekilleri (çete şiddeti, kan davaları,
spor, işyerinde şiddet)
2003 WHO’ ya göre;
 Toplam şiddet; (559 kişi) % 1.0
 Erkekler (444 kişi) % 1.5
 Kadınlar (114 kişi) % 0.4

Kendine yönelik şiddet;


 Toplam şiddet; (877 kişi) % 1.5
 Erkekler (549 kişi) % 1.8
 Kadınlar (328 kişi) % 1.2
Kadına yönelik şiddet;

Cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren,


fiziksel, cinsel, ruhsal hasarlarla sonuçlanma
olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel
yaşamında ona baskı uygulanması ve
özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden
olan her türlü davranıştır. (WHO 1993)
Kadına yönelik şiddet en sık olarak birlikte
olduğu kişi tarafından istismar edilmesidir.

Kadına yönelik şiddet, yapılan antropolojik


çalışmalara göre Papua Yeni Gine’ de bazı yerler
dışında Dünya’da her toplumda görülmüştür.

Gelişmiş ülkelerde kadınların 3/1 eşleri


tarafından dövüldüklerini beyan etmişlerdir.
1998 ABD Ulusal Kadına Yönelik Şiddet
Araştırmasına göre; 8000 kadın
Fiziksel şiddete maruziyet:
 % 52 ‘si çocukluğunda
 % 2 ‘si son bir yıl içinde

1998 yılında Amerika ‘da yapılan başka bir


araştırmada her yıl 1.9 milyon kadın şiddetle
karşılaşmaktadır.

1998 yılında yapılan başka bir çalışmada;


 Öldürülen kadınların % 30-40 ‘ının katili ya o an ki ya da
eskiden birlikte olduğu erkektir.
 Kadınların % 25- 45 ‘i gebeliklerinde dövülmüştür.
Türkiye’ de kadına yönelik şiddet;

İlk çalışma PİAR tarafından 1988’ de


yapılmıştır.
 Kadına Yönelik şiddet sıklığı %75 olarak
bulunmuştur.

1991 ‘de yapılan araştırmada 116 çift;


 % 55 kadının dayağı hakkedebileceği
 % 28 ‘i dayak yiyen kadının hak etmiş olabileceğini
düşünmektedir.
1993 ‘te Aile Kurumunun Yaptığı Araştırmada ;
 Kadına yönelik şiddet sıklığı %30

 Sözel şiddet kentsel alanda %62, kırsal alanda %49

1997 ‘de Aile Kurumunun Yaptığı Başka Bir Araştırmada ;

 Fiziksel şiddet; %16.5


 Sözel şiddet ; %12.3
 Şiddet nedeniyle hastaneye başvuranlar; %11.2
 Fiziksel şiddet; % 21.2 ( izmir, İstanbul, Ankara)
Kadına Yönelik Şiddet;

 Her ırk
 Her etnik köken
 Her dinsel ve sosyoekonomik düzeyden kadını
etkilemektedir.

Kadına uygulanan şiddet;

 Yaş, sosyoekonomik durum,din etnik kökenden


etkilenmemektedir.
 Gebelik, bekarlık, boşanmış olmak, eşinden ayrı yaşamak
şiddet görme riskini artırmaktadır.
Şiddete maruz kalan kadının özellikleri;

 Duygusal açıdan katı aile ortamında pasif


 Öz saygısı az, bağımlı kişilik
 Gelenekselci rol
 Sosyal açıdan yalnız
Şiddetin kadın üzerindeki etkileri;

 Kesi, kırık, iç organ yaralanmaları



İstenmeyen gebelikler, HIV dahil CYBH , PID ve
düşük
 Kronik pelvik ağrı, astım, başağrıları
 Depresyon, korku, anksiyete, azalmış öz benlik
duygusu,
 cinsel işlev bozuklukları,
 obsesif kompülsüf davranış bozuklukları,
 intihar,
Cinsel istismar;

 İlk tecavüzde çocuğun yaşının 18 den küçük olması

 Kurban ve saldırgan arasında en az 3 yaş fark olması

 Kurban ile saldırgan arasında giysilerini çıkartmak,


çıplaklık, digital penetrasyon, anal oral, vajinal penetrasyon
şeklinde farklı davranışlar görülmüştür. İstismarın pik
yaptığı yaşlar 7-12 yaşlar olduğu görülmüştür.

 Eğer saldırgan bir yabancı ise cinsel saldırı olarak


tanımlanmaktadır.

 Amerika ‘da % 62 15 yaş altı cinsel istismara uğramıştır. 10


yaş ve altında ise bu oran % 29 dur.
Yapılan Bir Araştırma ’da

Fiziksel şiddet ;

ABD’ de %43
Bulgaristan’da %37
Thailand’ da %54
S. Afrika %61
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nun
araştırmasına göre, Türkiye'de her 100 aileden
34 'ünde kadınlar fiziksel şiddete maruz
kalıyor.

Kadın ve erkeklerin % 56'si,


“Kadını” hiçbir gerekçe olmaksızın, her şart
altında suçlu
% 34'ü şiddet olaylarında suçlunun taciz eden
taraf olduğunu bildirmiştir.
Araştırma, toplumda işsiz ve iş güvencesi
olmayan kesimlerde şiddet potansiyelinin
yüksek olduğunu saptarken, işportacılık ve
gündelik işlerde çalışanların en yüksek şiddet
eğilimine sahip erkekler olduğunu gösteriyor.
Ankara’da yapılan bir araştırmada;

%90’ı kocalarının kendilerine psikolojik


şiddet uygulayarak bağırdıklarını, hakaret
ettiklerini, aşağıladıklarını, küfür ettiklerini;
%40’ı kocalarının kendilerine fiziksel şiddet
uygulayarak tokat, tekme, dayak, bıçak veya
silahla saldırdıklarını;
%15’i kocalarının kendilerini istemedikleri
halde cinsel birleşmeye zorladıklarını
belirttiler.
Uluslararası kadın son yirmi yılın en önemli olaylarından
biri 1979’da BM Genel Kurulu’nun “kadınlara karşı her
türlü ayrımcılığın önlenmesi Sözleşmesi’ni kabul etmesidir.
Kadın erkek eşitliğine bir standart getiren bu sözleşme 1981
‘de yürürlüğe girmiştir.

Kadın statüsü ve sağlığı konusunun görüşüldüğü toplantılar;

Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi


Dünya Nüfus Ve Kalkınma Konferansı
IV.Dünya Kadın Konferansı
Pekin’de;

 Evlilik içi tecavüzün kadınlara yönelik şiddet türleri


arasında yer alması,
 Kadınlara karşı şiddetin önlenmesi konusuna yeterli
kaynak ayrılmaması,
 Kadınlara karşı şiddeti engellemek amacıyla eğitim
programları dahil gerekli önlemlerin alınması,
 Şiddet uygulayanların yasal kovuşturmaya
uğramasına yönelik koruyucu önlemlerin
geliştirilmesi,
 Kadına yönelik şiddet konusunda eğitim verilmesi
konularında tartışılmıştır.
Bazı kadın dernekleri;

 Küçükçekmece Belediyesi Kadın Sığınmaevi


 Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
 İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi, Hukuki
Danışmanlık
 Cinsel Suçlar Birimi
 Kadın Dayanışma Vakfı
 KAMER (Kadın Danışma Merkezi)
 SELİS Kadın Danışmanlık Merkezi
 Diyarbakır Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi
 Mersin Bağımsız Kadın Derneği
 Adana Kadın Sığınmaevi ve Koruma Derneği
 Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği Kadın
Danışma Merkezi
Yapılan çalışmalar;
Namus suçlarını, namus cinayetlerini protesto
kampanyaları
Dayağa karşı kampanyalar
Gözaltında tecavüzlere ve devlet kaynaklı
cinsel şiddete karşı kampanyalar
Tecavüz mağdurlarının seks işçileri olmasını
hafifletici neden sayan yasanın iptali
kampanyası
Bekâret kontrollarını protesto kampanyası
Türk Ceza Kanunu’nu değiştirme çalışmaları
Bekâret kontrolü, erkek-egemen toplumlarda,
erkeklerin, kızların ve genç kadınların bedenlerini ve
yaşamlarını kontrol etmek ve baskı altına almak için
kullandıkları bir araçtır.

Kadının bedensel bütünlüğünü, dolayısıyla da insan


haklarını ve Anayasamızın 17. maddesini ihlal eden
bu geleneksel uygulama kadın hareketi tarafından on
yıllardır şiddetle protesto edilmektedir. Bu mücadele
neticesinde Adalet Bakanlığı 27/123 sayılı
genelgesiyle kişinin rızası dışında bekâret kontrolü
yapılmasını yasaklamıştır.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

Madde 17. Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını


koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında,
kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan
bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye
işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle
bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.
Aile içi şiddetin nedenleri;

 Ekonomik gelir düzeyi


 Fertlerin eğitim düzeyi
 Aile içi meslek yapısı
 Ailedeki statü dağılımı
 Aile içi iletişim biçimi
 Gelecekle ilgili beklentiler
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya
göre;

 Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.

 Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak


%10’una sahipler.

 Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.

 Başka bir değişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler


tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam
gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una
sahipler.
Türkiye’den Rakamlar ( Milliyet, 8 Mart 2001);

 Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı


eşleri tarafından dövülüyor.

 Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle


karşılaşıyor.

 Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar


oluşturuyor.
Şiddetten korunma;
 Kadının statüsü ve eşitlik
 Eşler arasında yaşanan şiddetin hoş görülmediği bir
ortam yaratılmalıdır.
 Şiddete yönelik toplumsal ve bireysel duyarlılık
 Yasal düzenlenmeler (eşe şiddet 6 aya kadar evden
uzaklaştırma, telefonla taciz etmemesi gibi)
 Kadının güçlendirilmesi ve toplumdaki statülerinin
yükseltilmesine yönelik çalışmalar
 Kadın güvenliğinin sağlanması
 Sağlık personelinin eğitimi
Sonuçlar
 Herkes İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde
tanımlanan hak ve özgürlüğe sahiptir. Herkesin
yaşam, kişisel özgürlük, ve güvenlik hakkı vardır.
Kadınların ve kız çocuklarının hakları evrensel
insan haklarının ayrılmaz bir parçasıdır.

 Aile sağlığının koruyucusu olarak kadınların


statüsü korunmalı ve rolleri tanımlanmalıdır.

 Tüm ülkeler kadın sağlığı hizmetlerini temel sağlık


hizmetleri kapsamında genişletmeli ve şiddetin
önlenmesine yönelik girişimlerde bulunulmalıdır.
Kadının güçlendirilmesi konusunda;
 Kadının ulaşılabilir yöntemler kullanarak doğurganlıklarını
kontrol etmek için gösterdikleri çaba desteklenmeli
 Kadın istihdamı ve kadınların iş kurmak için gereksinim
duydukları kredi imkanları sağlanmalıdır.
 Eğitim düzeyleri yükseltilmeli
 Yerel ve ülke düzeyinde politik aktivitelere katılmalı
 Olumlu kadın imajı çizilmeli, güzellik yarışmaları ve
pornografi yoluyla kadınlar metalaştırılmamalı
 Kadın erkek eşitliği sağlanmalı
 Kadının boşanma ve nafaka alabilme olanakları artırıcı
yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Kaynaklar:
 WHO 2003 The World Health Report
 World Report On Violence and Health
 Birleşmiş Milletlerde Kadının insan hakları ve
Türkiye’nin Tahhütleri Aralık 2001
 Toplumsal Cinsiyet, sağlık ve kadın Hacettepe
Üniversitesi Kadın Sorunları ve Araştırma
Merkezi 2003
 Violence women in families

You might also like