Professional Documents
Culture Documents
Analog Ve Dijital Çağda Tüketici Davranışları
Analog Ve Dijital Çağda Tüketici Davranışları
Tüketici Davranışları
Ders Kaynakları
Tüketici Davranışları ve Pazarlama Stratejileri-
Erdoğan Koç-Seçkin Yayınevi
Tüketim kültürü- Prof. Dr.Yavuz Odabaşı-Sistem
Yayıncılık
EKONOMİ---İŞLETME---
PAZARLAMA---TÜKETİCİ
DAVRANIŞLARI
Bölüm 1 – Tüketici Davranışına
Giriş - devam
Tüketici davranışları pazarlamanın bir alt dalıdır.
Ürün ve hizmet pazarlaması sadece ekonomik bir
faaliyet değildir, insanların satın alma davranışını
etkileyen pek çok değişik sebep söz konudur.
Günümüzde Tüketici davranışı, satın alma öncesi,
satın alma aşaması esnası ve satın alma aşaması
sonrasını incelemektedir.
Tüketici davranışı; bireylerin veya grupların, ürünleri,
hizmetleri, fikirleri ya da deneyimleri seçmesi, satın
alması, tüketmesi, kullanması ve kullandıktan sonra elden
çıkarması ile ilgili süreçleri (ve bu süreçleri etkileyen
faktörleri) inceleyen bir bilimsel çalışma alanıdır.
Tüketici davranışının son yıllarda önemi artmaktadır.
Artık bilimsel ve sistematik bir yaklaşım
gerekmektedir. Bunda etkili olan faktörler şunlardır:
Ekonomi
Biyoloji
İşletme
Felsefe
Sosyoloji
Anatomi
Psikoloji
Mimarlık
Hukuk
Coğrafya
Antropoloji
Ekonomi: Tüketici davranışları, pazarlama gibi
ekonomi biliminden türeyerek gelişmiştir. Bu nedenle
birebir ilgilidir.
İşletme: Pazarlama işletmenin at dalıdır. Tüketici
dav. Pazarlamanın bir alt çalışma alanıdır.
Sosyoloji: Sosyolojide kültür, değerler, sınıf,
dil,din vb. ile ilgilidir. Bu konular tük.davranışlarını
direkt etkileyen konulardır. Örn: Türkiye de
buzdolapları beyaz gri hindistan da kırmızdır. Y ada
Müslüman ülkelerde domuz ürünü içeren ürünler
satılamaz vb.
Psikoloji: Tük.dav.larını en çok etkileyen bilim
dalıdır.
Hukuk: Tüketiciler ve işletmeler ile ilgili hukuki
olarak pek çok yasa ve kurallar vardır. Bu yasa ve
kararlar ülkeden ülkeye de değişiklik gösterir.
Örneğin Avrupa’da katalogla alışveriş yaygındır fakat
Türkiye’de tüketici hakları ile ilgili yasaların yeterince
uygulanmaması tüketicide risk algısının yüksek
olmasına yol açar bu da tüketicinin ürünü mağazada
görüp dokunarak riski daha az hissetmek istemesine
yol açar. Dolayısıyla katalog alışveriş oranı düşüktür.
Vb.
Antropoloji: İnsan topluluklarının kültürlerinin kökenini
ve evrimini araştıran bir bilim dalıdır. İki alana ayrılır.
(FİZİKSEL-SOSYAL) Tük.Dav. Sosyal antropoloji ile
ilgilidir.Günümüz insanlarının davranışlarının pek
çoğunun kökeni geçmişteki davranışlardan türemektedir.
Örn: el sıkışmanın kökeninde karsındaki kişiye elinde
silah olmadığını göstermek vardır. Ya da insanların
yalnızken değil de daha çok arkadaş aile vb ile yemek
yerken daha iştahlı olmasının kökeninde eski çağlardaki
aç kalma korkusundan ortaya çıkan yiyecek kıskanmanın
olduğu yönünde fikirler öne sürülmektedir.
Biyoloji: İnsanların davranışlarının bir kısmı
psikolojik bir kısmı da biyolojiktir. Örn. İnsanlar 4-6
saatte bir acıkır. Kumarhanelerde müşterileri daha
fazla içerde tutabilmek için ücretsiz yiyecek içecek
verilmesi insanların biyolojik ihtiyaçlarına dayanan
bir taktiktir.(böylece dışarı yemek için çıkmazlar
çünkü çıkarlarsa geri dönmeyebilirler!)
Ya da örn. Bayanlar daha fazla sindirim problemi
yaşar bu temele dayanarak bayanlara hitap eden özel
probiyotik ürün pazarı oluşmuştur.
Anatomi: İnsan vücudunun anatomisi, giysiden
mobilyaya pek çok ürünün tasarımını etkiler.
Örn: Türk kadınları genelde kısa bacaklı ve kilolu o
nedenle bacağı uzun gösteren zayıf gösteren
tasarımlar talep etmekte.
Ya da, alışveriş sepetleri yere konmuşsa tüketicinin
eğilmek istememesi ile bile satışlar etkilenebilir.
Mimarlık: Mimarlıktan, AVM, mağaza ve
marketlerin iç ve dış tasarımları geliştirilmesi ve
uygulanması konularında yararlanılır.
Örn: Market raf boyları (ülkeler arası farklılıklar!)
ürünlerin raflara göre yerleştirilmesi(çocuk için alt
raflar!) avm merdiven yönleri vb.
Coğrafya: Yaşanılan bölge, iklim yeryüzü şekilleri
tüketici davranışlarını önemli ölçüde etkiler.
Örn: sıcak ülkelerde yiyecekler bozulmayı geciktirmek
için baharatlıdır. Y ada Japonya’da arazi darlığı ve
nüfus fazlalığı nedeniyle evler hem küçük hem
pahalıdır. Amerika’da evler geniştir, beyaz eşyalar da
büyük yapılır vb.
Tüketici davranışı üzerinde pek çok unsur etkili
olmaktadır. İnsan davranışları her zaman tutarlı,
düzenli vb olamaz. (Farklı olay ve durumlar da etkiler!)
Tüketici Davranışını Etkileyen Faktörler
Değerler
Motivasyon
Tutumlar
Tüketici
Algılama
Davranışı
Kişilik
Öğrenme
Yetenek
Kabiliyet
Bölüm 3 – Algılama
Görüntüler Göz
Sesler Kulak
Kokular Burun
Tatlar Ağız Maruz Kalma Dikkat Yorumlama
Dokunma Deri
1. KİŞİSEL UYARICILAR
2. FİZİKSEL UYARICILAR
a. Görme Duyusu
c. İşitme Duyusu
e. Dokunma Duyusu
2) Algılama Süreci - devam
A) UYARICILAR
2. Fiziksel Uyarıcılar
a. Görme Duyusu
Renk ve tasarımlar dikkat çeken ve göze hitap eden önemli bir unsurdur.
Örn: Mavi renk müşterilerin zaman ve para harcamasında daha
etkili olduğu bulunmuştur, ayrıca aydınlatması iyi olan yerlerin iyi
olmayanlara göre daha çok tercih edildiği gözlenmiştir.
b. Koku Alma
Duyusu
Koku alma duyusu algıların
yorumlanmasında önemli bir yere
sahiptir ve daha önce hiç
kullanmadığımız ürünler
hakkında bize fikir verirler
2) Algılama Süreci - Örnek
b. Koku Alma Duyusu
c.İşitme Duyusu
Reklam müziklerine çok büyük miktarlarda para
harcanması hemen hemen her mağazada bir fon müziğinin yer
alması ve reklam filmlerinde çeşitli ses efektlerinin kullanımı
sesin algılamaya etkisini ortaya koymaktadır. Kişilerin ruh halleri
ve duyguları hareketlendirilmeye çalışılır.
b) Hareket
c) Büyüklük
d) Ses
e) Yakınlık
f) Fon ve Pozisyon
YENİLİK: Tüm insanlar alışılagelmişin dışında yeni
olan şeylere daha fazla dikkat eder. Yeni, insanların
algı eşiğini aşar.
Örn: bir şehre ilk defa gittiğinizde herkes size bakıyor
gibidir.
Pek çok üründe kullanılan yeni, yenilenmiş formül vb
gibi ifadeler de insanların bu yolla algı eşiğini aşmaya
çalışmaktadır.
Ayrıca reklam mesajları bir süre sonra eskir bu
nedenle yenilenmesi gerekir. Çok fazla tekrar edilmiş
bir reklam tüketicinin algı eşiğini artık aşamayacaktır.
HARAKET:
İnsanların hareketli objelere daha çok
dikkat sarf ettiği bilinmektedir. Antropolojik
açıdan bakıldığında hareketli şeylerin
insanlar için bazen yiyecek(av) bazen de
tehlike anlamına geldiği için insanlar
bunlara dikkat etmek üzere programlanmış
oldukları söylenebilir.
Çocukların hareketli reklamlara ilgileri bu
nedenledir.
Hayvanların da hareket eden nesneleri
takip etme güdüsü vardır.
SES:
Bireyin uyarıcıları ve objeleri algılamasında
ses çok önemlidir. Pazarlama faaliyetleri
çerçevesinde kullanılan reklam müzikleri, ses
efektleri, etkileyici konuşmacılar v.s.
BÜYÜKLÜK: Büyük cisimler algı eşiklerini daha
kolay geçtiklerinden daha net bir şekilde
algılanırlar.
Reklamlarda ürünler olduğundan daha büyük
gösterilir, otel havuzları bahçeleri vb farklı
çekimlerle büyük gösterilir vb.
Örn:Haritada yıllarca Avrupa kıtasının
olduğundan büyük gösterilmesi ile ilgili
propaganda!
YAKINLIK: Fizyolojik ve psikolojik olarak insanlar
kendilerine daha yakın olan olayları daha fazla
algılar.
Yakınlık, bildiklik ve tanıdıklığı ve dolayısıyla
hoşlanmayı arttırmaktadır.
Fiziksel olarak örn: uzak bölgelerdeki savaş ve
acılardan ziyade yakın bölgelerdekiler bizi daha çok
etkiler.
Psikolojik yakınlık tesis etmek için de tüketicilerin
yakın hissettiği unsurlara, kültürel özelliklere ve
değerlere pazarlama mesajlarında yer verilebilir.
FON VE POZİSYON:
Bir nesnenin veya kişinin algılanmasında, o nesne ve
kişinin içinde bulunduğu fon, neyin önünde durduğu,
etrafında neler olduğu çok önemlidir.
Bu nedenle reklamlarda çekimlerde vb, etki
açısından sahnelerin fonu vb özellikle önemlidir.
Örn: seçim karşılaştırmalarında çekim farklılıkları,
fon ve duruş vb ile psikolojik etki yaratma!
5) Algılamayı Etkileyen
Faktörler - devam
3) Algılamada Durum İle İlgili Faktörler
Tekrarlama Gruplama
RASYONEL / DUYGUSAL
YAKLAŞMA X YAKLAŞMA
(FIRSAT MALİYETİ)
KAÇINMA X KAÇINMA
YAKLAŞMA X KAÇINMA
Yaklaşma – Yaklaşma: Bireyin iki şeyi
birden istediği ama çeşitli sebeplerden dolayı
birini seçmek olduğu durumlardır. Örneğin;
bireyin hem araba satın almak hem de ev
satın almak istemesi.
Bu nedenle pazarlamacılar bu çatışmayı
azaltıcı kampanyalar yaparlar: Örn:Yatak
odası takımı alana tatil bedava gibi
Not: Pazarlamada doğrudan rakipler kadar
dolaylı rakipler de iyi takip edilmelidir.
Örn: bedelli askerlik çıktığı dönem mobilya ve
otomobil satışları düşmektedir.Yani dolaylı
olarak ve olumsuz yönde etkilenilir.
Kaçınma Kaçınma: Bireyin aynı anda,
istemediği iki durumdan birini seçmek
durumunda kalmasıdır. Birey kötünün
iyisini seçmek durumda kalır. Örneğin;
bireyin arabasını hem sigorta yaptırmak için
para harcamak istememesi hem de kaza
yapması durumunda tamir için ödeme
yapmak istememesi gibi.
Örn: bankaların kredi reklamlarında
“dileyene faizsiz” “dileyene masrafsız” kredi!
Şeklindeki iki olumsuzdan tüketicinin kendisi
için daha olumlu olabileceğine inandığı
seçeneği seçme imkanı sunan reklamlar
Yaklaşma – Kaçınma: Bireyin yapmak
istediği bir durumda hem olumlu hem de
olumsuz sonuçlarının olduğu bir durumda
yaşanan çatışmadır. Örneğin; bir kadının
hem kürk giymek istemesi hem de
hayvanların kürk yapımı için öldürülmesini
istememesi bu çatışma durumuna girer
Yaklaşma-kaçınma çatışmasını önlemek için
örneğin; kalorisi azaltılmış diyet çikolata,
light sigara vb gibi ürün ve reklamları vb.
Ayran reklamındaki neşeli çoşkulu haraketli tema
seçimi!
2. İlgilenim
Olayları, nesneleri veya ürünleri algılarken onlara
ne derecede önem atfettiğimizin ve onları kendimizle
ne kadar alakalı bulduğumuzun göstergesidir.
İlgilenim, kişinin ihtiyaçları, değer yargıları ve
ilgi alanlarına bağlı olarak herhangi bir obje/ürüne
karşı algıladığı yakınlıktır/alakadır/ilgidir.
Yüksek ilgilenim: Tüketici için önemli olan ve seçim
için bilgi toplamaya ihtiyaç olan alımlar.
Düşük ilgilenim: Önemsizdir. Çok daha az bilgi
toplamak yeterlidir.
Tüketicinin ilgilenimi bir ürün kategorisine, bir
markaya veya pazarlama mesajına yönelik
olabilir. Pazarlamacılar kendi ürün ve
hizmetlerine olan ilgilenim derecesini arttırmaya
ve bu ilgilenimi satışa çevirmeye çalışırlar.
Örn: dizilerde, maçlarda dakikalarca süren reklamlar
ile pazarlamacıların hedef kitlelerin ilgilenimlerinden
faydalanmak istemesi ya da yeni çıkan filmlerden
önce film ile ilgili söylentiler oluşturularak ilgilenimi
arttırmaya çalışma vb.
İlgilenim durumsal (geçici) veya sürekli ilgilenim
(taraftarlık, otomobil tutkunluğu vb) olarak ortaya
çıkabilir.
2. İlgilenim - Devam
Yüksek ilgilenimli tüketici(YİT) için doğru karar
vermek önemlidir. Alacağı ürün hakkında tüm verileri
toplar, ayrıca karşılaştırma yapar ve çevresindeki
insanlardan fikir danışır.
YİT zaman içinde, neyi alacakları konusunda emin
olurlar. Düşük ilgilenimli kişi çok fazla ilgilenmemesine
rağmen daha geniş bir ürün yelpazesiyle ilgilenmek
zorunda kalır.
YİT’ler ürüne karşı daha duygusaldır ve ürün
hakkında günlük hayatlarında daha fazla konuşup,
bilgi aktarırlar. Daha fazla ağızdan ağıza iletişimde
bulunurlar. Fikir değiştirme oranları düşüktür. (Örn: bir
partiye fazla bağlı olanlar)
Tüketici İlgilenimini Etkileyen Faktörler
1- Fayda Fonksiyonu:
Tüketici ihtiyaçlarını tatmin eden ürünler , fikirler, vb hakkında
olumlu tutum geliştirir, ihtiyaçlarını tatmin etmeyen ona zarar veren
nesne ve olgulara karşı da negatif tutumlar geliştirir.
Örn: sağlıkla ilgili bilinçlendikçe yağlı, fast food tarzı ürünlere karşı
negatif tutum geliştirip bu ürünlerden uzak durabilirler!Hatta çevresini
de etkilemeye çalışarak satın almamalarını sağlamaya çalışabilirler.
Pazarlama mesajları oluşturulurken ürün veya hizmetin tüketiciye
faydası açıkça vurgulanmalıdır
“Hiçbir müşteri ürün satın almaz, ürünün kendisi için yapabileceklerini
(yararını) satın alır!”
Tutumun fonksiyonları-devam
2-Ego Savunma Fonksiyonu
Ego savunma bir tür rasyonelleştirme ve motive
mantık yürütmedir. Tüketiciler belirli ürün ve
hizmetleri satın alarak duydukları psikolojik eksiklikleri
gidermek veya daha iyi hissetmek isteyebilirler.
Ürünlere ve hizmetlere karşı hedef kitlenin özelliklerine
uygun olarak pazarlama iletişimlerinde;
Prestij
Kabul Edilme
Sevilme
Başarma
Güçlü Olma temaları kullanılabilir.
(Örn: Gillette “erkek için en iyisi” veya Loreal “çünkü
ben buna değerim!” gibi ego savunma fonksiyonu
çağrıştırıcı sloganlar!
Tutumun fonksiyonları-devam
3-Değer İfade Etme Fonksiyonu
Tüketicilerin farklı bir takım tutumlara sahip olmalarının
temelinde, bu tutumların dış dünyaya kim olduklarını ya da
kim olmak istediklerini göstermeleri, kişisel ve merkezi
değerlerini duyurmak istemeleri yatar.
Örneğin hayır kurumları pazarlama mesajlarında, insanların
sahip oldukları ya da olduğunu göstermek istedikleri bir değeri
(örneğin başkalarını düşünme, topluma faydalı olma) ifade
edebilmeleri için iyi bir araç oldukları düşüncesini aktarmaya
çalışırlar.)
LOSEV-lösemili çocuklara yardım ediyor vb.
Tutumun fonksiyonları-devam
4-Bilgi Fonksiyonu
İnsanlar dış dünyayı anlayabilme ve değişikliklere
ayak uydurabilmek için bilişsel bir yapıya
ihtiyaçları vardır.
Bilgi fonksiyonu insanların içinde bulundukları
dünyayı anlamaya çalışmalarını ifade eder. Yani
insan kendisini etkileyen olay ve nesneleri
anlamaya çalışır. Örn: içinde bulunduğu şehrin
valisini belediye başkanını vb bilmeleri gibi.(fayda
fonksiyonunda olduğu gibi)
Bu elde edilen bilgiler, bireyin farkında olmadığı
tutumlar geliştirmesine yol açar ve bu tutumlar
daha sonra ortaya çıkabilecek satın alma
durumlarında kullanılabilecektir.
Tutumun Unsurları
Tutum değiştirebilmek için tutumun bütün alt
unsurlarıyla beraber değiştirilmesi gerekir.
Tutumu oluşturan üç temel alt unsur vardır. Yeni bir
tutum oluşturulması veya mevcut tutumların
değiştirilmesinde bu 3 unsur etkili bir şekilde kullanmak
çok önemlidir:
Bilişsel
Duygusal
Hareketsel
Pazarlama iletişimi mesajlarında mümkün olduğunca bu
3 unsurun hepsini ele alan mesajlar kullanılamaya
çalışmalıdır. Bilişsel unsur oluşturmadan örneğin etkili
kampanya ile tüketicinin aklını çeldiyseniz bilişsel
uyumsuzluk durumu yaşanabilir!
Bilişsel Uyumsuzluk/çelişki
(Festinger)
Ürün veya hizmeti satın aldıktan sonra (özellikle yüksek
risk algısı olan pahalı ürünlerde) tüketicilerin yaşadıkları
acaba doğru karar verdim mi, iyi mi yaptım şeklindeki
soruları kendilerine sordukları ve şüphe içinde oldukları
bir durumdur.
Bir nevi kedinin erişemediği ciğere zaten mundardı
demesi gibi birey içine düştüğü çelişki durumunu
azaltmaya çalışır. Bu nedenle pazarlamacılar
tüketicilerin satış sonrası şüphelerini de azaltmaya
çalışmaları gerekir. Yani doğru seçim yaptığına
inandırma gibi.
Tutumun unsurları-devam
1-Bilişsel unsur: Tutumların fikir, bilgi ve inançlardan oluşan
rasyonel unsurudur ve anlama, değerlendirme, planlama ve karar
verme ve düşünme ilgilidir.
Bilişsel unsur örneğin bir pazarlama mesajında bir otomobilin 100
km.de yaktığı benzin, ayakkabının sağlamlığı, su geçirmez özelliği
vb. gibi, bir ürünün sahip olduğu rasyonel özelliklere dayanır. (Yani
tüketiciye verilmeye çalışılan bilisel bilgi içeren mesajlar)
Örn: Arçelik bulaşık makinesi “elde yıkamaya son, elde iki kat
daha çok su harcanır” mesajı ile bulaşıkların makinede
yıkanılması ile ilgli bilişsel mesaj vermiş bunun yanında bulaşıkları
makinede yıkayan karısını öperek ödüllendiren eş figürü ile de
duygusal unsurda bir arada kullanılmıştır
Tüketiciye verilen bilgilerde (bilişsel unsurda) ikna amacıyla hile
ve çarpıtmalar da yaygın olarak kullanılabilmektedir (örn: ne
alırsan 5 lira!)
Tutumun unsurları-devam
2-Duygusal Unsur: Bilgi unsurunun aksine, tarafsız bilgiden ziyade,
olumlu ya da olumsuz his ve duygu barındırır.
İnsanlar duygusal tepkileri üzerinde çok az kontrole sahiptirler.
Müşterinin duygusal sadakatı, bilişsel sadakatten çok daha
güçlüdür bu nedenle müşteriyi satın alma ve düzenli satın alma
davranışına yöneltir. “Ürün ne olursa olsun onu satan
duygulardır!”
Örn: Bir traş köpüğü reklamında bilişssel unsurlar ile duygusal
unsurlar bir arada kullanılması. Traş olduktan sonra güzel bir
bayanın beğeni öpücüğü vb. gibi ya da reklamlarda sıkça görülen
bebek, sevimli hayvanlar,güzel mankenler vb kullanımı gibi
Tutumun Unsurları-devam
3-Davranışsal (Cognative): Bir tutumun davranışa dönüşme
eğilimini ve olasılığını ifade eder (Bir ürünün satın alınması
veya bir tatil yöresine gidilme olasılığı gibi)
Tüketicilerde hemen davranış değişikliği sağlamak onların
tutumlarını değiştirmek için örneğin promosyon uygulamaları
kullanılmaktadır ancak bunun sıklığı firmanın prestiji açısından
zararlı olabilir.
Tutumlar değiştirilmeden davranışların değiştirilmesi kalıcı
bir etki yaratmaz insanlar daha sonra tutumları değişmediği
için eski davranışlarına geri dönebilirler.
Tutumun unsurları-devam
Bir tutum ve davranış değişikliği oluşturmak için bu üç
tutum unsurunun bir arada kullanılması gereklidir.
Örn: sigarayı bıraktırma kampanyasında, ilkönce
sigaranın sağlığa zararları ile ilgili bilişsel bilgi ile daha
sonra sigaranın yol açtığı zararların insanların aileleri
üzerinde bıraktığı üzücü etki vb gibi duygusal etki
unsurları kullanılmaktadır ama yine de insanların çoğu
bu kampanya ile sigarayı bırakmamaktadır çünkü
hareketsel/davranışsal unsur eksik kalmaktadır.
Burada insanları harekete geçirici çok farklı bilgi ve
teşvikler kullanılmalıdır (örn: sorumluluk sizin!, siz de
bir tuğla koyun vb )
Tutumların Ölçülmesi
Pazarlamada tutumların oluşturulabilmesi ve uygulamada
kullanılabilmeleri için ölçülebilir olmaları gerekmektedir.
Tutumların ölçülmesi için çeşitli teori ve modeller ortaya
atılmıştır:
1-Likert skalaları (Bir pazarlama araştırmasında hedef
kitleye çeşitli ifadeler verilerek bu fikirlere ne kadar
katıldıkları ve katılmadıklarının ölçülmesi gibi)
2-Semantik Fark (Bu modelde tüketicilere bir değer
yargısı ifadesi verilerek, olumludan olumsuza bir
derecelendirme yelpazesinden birini işaretlemesi istenir)
3-Tutumlarda Beklenti-Değer Modeli (Tutumların genel
olarak ölçülmesi değil farklı özelliklere göre
değerlendirilmesi örn: otomobili dayanıklılığa, servis ağınıın
genişliğine, yakıt tüketimine göre değerlendirme)
LIKERT SKALALARI
x markanın y modeli kendi sınıfının en iyi otomobilidir.
5 4 3 2 1
Ya da
+10 +5 0 -5 -10
SEMANTİK FARK
Satın Alıcı (Buyer): Ürün ya da hizmeti satış ünitesinden satın alarak satın
alma kararını yerine getirir.