Professional Documents
Culture Documents
Din Ve Siyaset Felsefsenin Temel Soruları
Din Ve Siyaset Felsefsenin Temel Soruları
Din Ve Siyaset Felsefsenin Temel Soruları
İki farklı varlık olan Tanrı ile insan arasında iletişim nasıl gerçekleşmektedir?
Sorularında görüleceği gibi, sonlu bir varlık olan insanla, ezeli ve ebedi olan Tanrı
arasındaki iletişimi sorgular.
D. Ruhun Ölümsüzlüğü Sorunu
Nerede toplum var ise orada bir iktidar vardır. İktidar, insanların görüş ve
düşüncelerini etkileme gücü olarak tanımlanabilir. Devlet bir siyasi organizasyon
olarak insanlığın ilerleyen bir döneminde ortaya çıkmış olsa da iktidar, insanların
birlikte yaşadığı her toplumda var olmuştur. İktidar, sadece ötekilerin
davranışlarını belirleme/etkileme değil aynı zamanda denetim uygulama, kontrol
etme ve değiştirme gücüdür.
A. İktidarın Kaynağı Nedir? - 2
Devletin olduğu her yerde bir iktidar da vardır fakat iktidar sadece devlete ait bir durum
değildir. Örneğin bir aydın, insanların fikirlerini etkileyebilir. Bir gazete, insanların siyasi
görüşleri üzerinde etkili olabilir. Bunlar da bir iktidar içerir fakat devletin iktidarı
(egemenliği) maddi ve manevi denetim araçları ile insanlar üzerinde kontrol gücüdür.
Yani devletin iktidarı daha geniş bir alanda ve daha güçlü denetim araçlarına sahipken,
birey veya toplumsal grupların iktidarı sınırlıdır. Devlet diğer iktidar biçimlerinden farklı
olarak meşru güç kullanma tekeline sahiptir. Onun uyguladığı kontrol meşru bir
kontroldür. Modern devletin gelişimi ile birlikte devletin iktidarı da belirli kurallara
bağlanmıştır. Buna hukuk diyoruz. Hukuk, devletle toplum arasında güç ve yetki
paylaşımı, görev ve sorumlulukların tayin edildiği ortak bir belge işlevi görür.
A. İktidarın Kaynağı Nedir? - 3
Hak her insanın sadece insan olması nedeniyle sahip olduğu kazanımlardır. Hak; dini, dili,
rengi, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun her insanın yapma özgürlüğündeki eylemleri kapsar.
Yaşama, mülkiyet, düşündüğünü ifade etme, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü vb.
İnsanların sahip olduğu bu haklar, ödev ve sorumluluktan ayrı düşünülemez. Hak sahibi
insan bu hakları kullanırken başkalarının haklarına, doğa ve diğer canlılara karşı da
sorumludur. Dünya sadece insanların değil, diğer canlıların da yurdudur. Bu nedenle
yaşantılarımızı doğaya, diğer insanlara zarar vermeden gerçekleştirmek, haklarımızın
tamamlayıcısı olan sorumluluğu içerir.
B. Hak, Adalet ve Özgürlük Nedir? - 2
Adalet kavramı felsefede çok tartışılmış bir kavramdır. Platon’a göre adalet siyasal
hayatın en yüce amacıdır. Hepimizin aradığı şeydir. Bu konuda öncülük edecek olan
hakikatin bilgisini doğrudan kavrayan (mağaradan çıkmayı başarabilen) filozoflar
olmalıdır. Adalet, hukuka uygunluk olarak tanımlanabilir fakat bu tanım eksik kalır.
Çünkü hukuk, adaleti sağlamayabilir. Adalet, herkesin emeğinin karşılığını almasıdır.
Fakat doğuştan insanlar arasında mutlak bir eşitlik de yoktur. Çocuklar, zayıflar, engelliler
diğerleri ile eşit koşullarda değillerdir. Bu anlamda adalet, her insanın hak ettiği gibi
insanca yaşaması, hukukun eşit bir öznesi olarak hayatını sürdürmesidir.
C. İdeal Devlet Düzeni Olabilir mi?
(Ütopyalar) - 1
Çoğu insan gibi filozoflar da yaşadıkları dünyadan memnun olmayınca ideal (mükemmel)
düzen, devletler hayal etmişlerdir. “Ütopya” adı verilen ve aslında bir yerde olmayan
anlamına gelen bu kelime, filozofların zihinsel kurgularına verilen isimdir. Filozoflar, bu
mükemmel düzeni hayal etmekle kalmamış, nasıl olabileceğini de ele almışlardır. Felsefe
tarihinde bu tür ütopyalara çok sık rastlanır. Platon’un “Devlet”, Aristoteles’in “Politika”,
Aziz Augustinos’ün “Tanrı Devleti”, Farabi’nin “Erdemliler Kenti”, Thomas More’un
(Tamıs Mor) “Ütopya”, Tommaso Campenella’nın (Tomaso Kampenella) “Güneş Ülkesi”,
F. Bacon’ın “Yeni Atlantis” adlı eserleri bunlardan sadece bazılarıdır.
C. İdeal Devlet Düzeni Olabilir mi?
(Ütopyalar) - 2
İdeal bir düzenin mümkün olduğunu savunan filozoflar herkes için geçerli ve mükemmel
bir düzeni tasarlamışlardır. Bu görüşte olan filozoflar üç grupta ele alınabilir. Bunlar;
liberaller, sosyalistler ve sosyal adaletçilerdir. Liberalizm, ideal düzende insan
özgürlüğünü esas almıştır. İnsanlar özgür olduğunda toplumun gelişeceğini
düşünmüşlerdir. Sosyalistler ise eşitliği esas almışlardır. Kapitalizmin neden olduğu sınıf
çatışması ve sömürüye karşı insanların millî gelirden eşit pay alması gerektiğini iddia
etmişlerdir. Sosyal adaletçi anlayış ise hem özgür hem de eşit olmayı ideal düzenin temel
ölçütü kabul etmiştir.
C. İdeal Devlet Düzeni Olabilir mi?
(Ütopyalar) - 3
Ütopyalar, çoğu zaman dönemin koşullarını, var olan haksızca tutumlara karşı öfke ve
çıkış yolu arayışını da yansıtmıştır. Platon’un “Devlet”i, Atina’nın Spartalılar tarafından
işgal edildiği ve Atina demokrasisinin içten içe yozlaştığı bir döneme rastlar. Aziz
Augustinos’un “Tanrı Devleti” Roma’nın çöküşü ve dış saldırı altında kalan ve direncini
kaybeden insanların ümitsizliğine verilen bir yanıttır.
İdeal bir düzenin olanaklı olmadığını savunanlar sofistler ve nihilistlerdir. Sofistlere göre
nesnel bir doğru olmadığı için ideal bir düzen de yoktur. Siyasi görüşleri anarşizme yakın
olan nihilizm, insanı sınırlandıran ve itaat etmeye zorlayan bir devlete karşı çıkmıştır.
Mustafa Kaan Küçüköksüz 10/A 401