Professional Documents
Culture Documents
Hafta Volumetri̇k-1
Hafta Volumetri̇k-1
(TİTRASYON) ANALİZ
• Bir çözeltideki madde miktarının konsantrasyonu,
ağırlığı veya hacmi bilinen ve ölçümü yapılacak madde
ile belirli bir kantitatif reaksiyon verebilen bir başka
çözelti (standart çözelti, titrasyon çözeltisi) yardımıyla
tayini esasına dayanan analiz yöntemidir.
• Titrimetri, derişimi veya elektrik akımı bilinen bir
çözeltinin analit ile tepkimeye giren miktarının
ölçümüne dayanan ve en çok kullanılan klasik nicel
(kantitatif) analiz yöntemlerinden birisidir.
• Titrimetrik yöntemlerin çoğunda ölçülen nicelik analit
ile tamamen tepkimeye giren ve derişimi önceden
bilinen bir çözeltinin hacmidir. Bu tür titrimetrik
yöntemlere volumetrik titrimetri adı verilir.
• Volumetrik titrimetride, derişimi bilinen ve genelde bürete
doldurulan çözelti titrant olarak adlandırılır. Bu çözelti ayn
zamanda standart çözelti olarak da bilinir.
• Volumetride derişimi bilinmeyen fakat hacmi bilinen ve
genelde erlene konulan derişimi tayin edilecek çözeltiye ise
analit denir. Bir analitin, derişimi bilinen bir çözeltinin belirli
hacmi (titrant) ile tamamen tepkimeye girerek miktarının
bulunması olayına titrasyon adı verilir.
• Eğer titrasyon işlemi otomatik olarak cihazla
gerçekleştiriliyorsa bu durumda kullanılan alete titratör
denilmektedir.
• Analit ve titrantın tepkimeye girmesi işlemine ise titre etmek
denir. Tüm titrasyon işlemlerinde derişimi bilinen ve
bilinmeyen iki ayrı çözeltinin belirli hacimleri tepkimeye
sokulur.
• Kimyasal eşdeğerliğe göre reaksiyona giren madde
oranları sabit olduğundan ölçülen madde hacmi belli
ise bu çözeltideki madde miktarının konsantrasyonu
standart çözeltinin harcanan hacmi ölçülerek
bulunabilir.
• Eşdeğer nokta veya stokiometrik nokta, titrasyonda
numune ve standart çözeltinin eşdeğer miktarlara
eriştiği nokta olarak tanımlanır.
• **Titrasyonun sonu ise eşdeğer noktayı belirleyici bir
madde (indikatör) veya bir düzen (iletkenlik vs.)
yardımıyla görülebilir.
• Ayıracın derişimi ve hacmi yardımıyla aranan
madde hesaplanır. Görüldüğü gibi volumetrik
analizlerde sürekli olarak hacim ölçülür.
• Volumetri adıda volume (hacim) sözcüğünden
gelmektedir.
• Volumetrik analizlerde aranan maddenin belli bir
miktarı veya belli bir hacimdeki çözeltisi, derişimi
belli başka bir çözeltinin (ayıracın) aranan
maddeye eşdeğer madde içeren hacmi ile
tepkimeye sokulur.
• Burada en önemli nokta derişimi bilinen ayıracın
ne kadarının çözeltideki aranan maddeye eşdeğer
olduğudur.
• Bu nokta, çözeltideki aranan madde ile ayıraç
arasındaki tepkimenin tam bitim noktasıdır.
• Tepkimenin tam bitim noktasının
belirlenebilmesi için, indikatör adı verilen ve
bu noktada ortamı farklı renge boyayan,
ortamın kirliliğini değiştiren veya ortamdaki
iyon derişimini gösteren belirteçler kullanılır.
• Volumetrik yöntemlerde analizlenecek
madde, derişimi bilinen belli hacimdeki
çözeltisiyle tepkimeye sokulur.
VOLUMETRİK ANALİZİN KOŞULLARI
• Volumetrik analizin gravimetrik analizlere göre
birçok üstünlükleri vardır.
• Bunların en önemlisi, ayıraç ve örnek analize
hazırlandıktan sonra analizin çok kısa sürede
tamamlanabilmesidir.
• Bu konuda beceri kazanmış bir kişi, günde yüzlerce
analiz yapabilir.
• Ancak, bütün kimyasal olaylar volumetrik analiz için
uygun değildir.
• Bir kimyasal olaydan volumetride yararlanabilmek
için, o kimyasal olayın bazı koşulları sağlaması gerekir.
• 1.Tepkime stokiometrik olmalıdır
• Kimyasal olay kesin bir şekilde ve tek bir
kimyasal denklemde tanımlanabilmelidir. Yani,
aA+ bB -----------ürün
türü bir tepkimede "a" ve "b" kesin tam sayılar
olmalıdır.
Derişimi bilinen çözelti ile olan tepkime tam
olarak bilinmiyorsa veya aynı anda birden fazla
tepkime oluyorsa, ayarlı çözelti ile madde
arasındaki ilişkiyi kurmak mümkün olmaz.
• 2.Tepkime hızlı olmalıdır
• Eğer tepkime yeterince hızlı değilse uzun süre
beklemek gerekir ki bu da zaman kaybına neden olur.
• Tepkimenin yavaş olması ortamdaki diğer maddeler
ile istenmeyen bazı tepkimelerin olmasına da neden
olabilir.
• Volumetrik analizlerde aranan maddenin belli bir
miktarı veya belli bir hacimdeki çözeltisi, derişimi
bilinen başka bir çözeltinin aranan maddeye eşdeğer
madde içeren hacmi ile tepkimeye sokulur.
• **Burada en önemli nokta derişimi bilinen
ayıracın ne kadarının aranan maddeye
eşdeğer olduğudur.
• **Bu nokta, çözeltideki aranan madde ile
ayıraç arasındaki tepkimenin bitim noktasıdır.
• **Tepkimenin bitim noktasının
belirlenebilmesi için indikatör denilen, bu
noktada ortamı farklı renge boyayan
belirteçler kullanılır.
• 3.Tepkime tam olmalıdır
• Derişimi belli çözelti eklendiğinde, tepkime en
az %99.9 oranında gerçekleşmelidir.
• Aksi hâlde stokiometrik ilişkiyi kurmak
mümkün olmaz.
• 4.Uygun bir indikatör bulunabilmelidir
• Kimyasal olayın sonucunu, yani derişimi
bilinen çözeltiden ne kadar eklemek
gerektiğini, belirleyecek uygun bir indikatör
bulunabilmelidir.
•
• VOLUMETRİDE BAZI TERİMLERİN ANLAMLARI
• Bazı terimler volumetride belli anlamlarda kullanılır.
Bu nedenle bu terimlerin tanımlarının doğru olarak
yapılması ve verdikleri anlamların çok iyi bilinmesi
gerekir.
• 1.Titrasyon
• 2.Ayarlama ve Ayarlı Çözelti
• 3.Birincil (Primer) ve İkincil (Sekonder) Standart
• 4.Eşdeğerlik Noktası ve Dönüm Noktası
• 5.İndikatör
• İndikatör: Titrasyon sırasında çözeltideki derişim
değişikliklerine göre renk vererek eşdeğerlik
noktasına gelindiğini belli eden organik kökenli
boyalardır.
• Dönüm Noktası: Titrasyon sırasında analizi yapılacak
olan çözelti ile titrant arasındaki eşdeğerlik noktasına
gelindiğinin fiziksel olarak bir göstergesidir. Bu fiziksel
gösterge kullanılan indikatörün renk değiştirmesidir.
• Eşdeğer gram sayısı: Molekül ağırlığı / Tesir değerliği
• Eşdeğerlik Noktası: Analit ile titrantın eşdeğer gram
sayılarının teorik olarak eşitlendiği hacim oranlarıdır.
• 1.Titrasyon
• Bir maddenin, derişimi bilinen bir çözeltinin belirli hacmi
ile tam olarak tepkimeye sokularak miktarının bulunması
olayının tamamına titrasyon denir.
• Bu işlemde, iki maddenin tepkimeye sokulması bölümüne
ise titre etmek denir.
• Bütün titrasyonlarda derişimi bilinen ve bilinmeyen iki
ayrı çözeltinin, belirli hacimleri tepkimeye sokulur.
• Tepkimenin tam olarak bittiği noktanın iyi
belirlenebilmesi için, derişimi bilinen çözeltinin (ayıracın)
damla damla eklenmesi gerekir.
• **Titrasyon yavaş yavaş yapılmalı. Büretten çözelti damla
damla ilave edilmelidir. Bir anda boşaltılmamalıdır.
• 2.Ayarlama ve Ayarlı Çözelti
• Volumetrik analizde kullanılan derişimi bilinen
çözeltiye ayarlı çözelti denir. Çözeltinin derişiminin
tam olarak hesaplanması için yapılan işleme ise o
çözeltinin ayarlanması denir.
• Örneğin; demir tayininde kullanılan 0.09867
normallik potasyum permanganat çözeltisine ayarlı
permanganat çözeltisi, gerçek derişimi elde
edebilmek için sodyum okzalat ile yapılan işleme ise
permanganatın ayarlanması denir.
• Örneğin 0.1 N HCl veya 0.25 M H2SO4
• 3.Birincil (Primer) ve İkincil (Sekonder) Standart
• Volumetride, çözeltiyi ayarlayabilmek için kullanılan çok
saf maddeye birincil standart (veya primer standart)
denir.
• Örneğin; permanganat çözeltisinin ayarlanması, saf ve
kuru sodyum okzalatın belli bir miktarının çok duyarlı bir
şekilde tartılması ve bunu permanganatla tepkimeye
sokulmasıyla yapılabilir.
• Bu ayarlamada kullanılan çok saf sodyum okzalata, birincil
standart denir.
• Aynı şekilde asit çözeltisinin sodyum karbonat ile
ayarlanmasında veya gümüş nitrat çözeltisinin sodyum
klorür ile ayarlanmasında, sodyum karbonat ve sodyum
klorür birer birincil standart maddelerdir.
• Her bileşik birincil standart olarak kullanılamaz. Bir
maddenin birincil standart olarak kullanılabilmesi için
bazı koşulları sağlaması gerekir.
• 1.Maddenin bileşimi tam olarak bilinmeli ve oldukça
saf olmalıdır.
• 2.Ayarlanacak çözelti ile hızlı ve stokiometrik bir
tepkime vermelidir.
• 3.Oda sıcaklığında mutlaka kararlı olmalı, bir etüvde
kurutulabilmeli ve su veya karbondioksit gibi
maddeleri soğurucu özelliği olmamalıdır.
• 4.Eşdeğer ağırlığı, eğer mümkün ise büyük olmalıdır.
Çünkü küçük tartımlardaki hata oranı büyük
tartımdakinden daha büyüktür.
• ikincil standart (veya sekonder standart)
• Çözelti ayarlamada çok saf madde yerine ayarı belli başka
bir çözeltide kullanılabilir. Kullanılan bu ayarı belli çözeltiye
ikincil standart (veya sekonder standart) denir.
• Örneğin; ayarlı bir asit çözeltisi ile bir baz çözeltisinin
ayarlanmasında veya gümüş nitrat çözeltisinin ayarı belli
sodyum klorür ile ayarlanmasında, asit ve sodyum klorür
çözeltileri birer ikincil standart maddelerdir.
• Ayarlama işlemlerinde ikincil standart kullanmak, birincil
standartdaki kurutma ve tartma gibi bazı işlemleri
içermediğinden, daha az zaman alır ve bu nedenle birçok
laboratuarlarda ayarlı çözeltiler bulundurulur.
Çözelti ayarlamada kullanılan standart maddeler
Çözelti türü Primer Standart Sekonder standart
(Birincil standart madde
madde) (İkincil standart madde)
NaOH çözeltisi H2C2O4.2H2O Ayarlı HCl, H2SO4 v.b.
(Alkali çözeltiler) Okzalik asit dihidrat
KHC8H4O4
Potasyum hidrojen
fitalat
HCl veya H2SO4 Na2CO3 Ayarlı NaOH, CaOH v.b.
çözeltisi Sodyum karbonat
(Asit çözeltiler)
Na2S2O3 çözeltisi K2Cr2O7
Potasyum dikromat
• Ancak bu çözeltilerin zamanla bozulmama, bulundukları
kaptan ve güneşten etkilenmeme, gibi özelliklere sahip
olması gerekir. Aksi hâlde ayarlı olarak bilinen çözeltinin
derişimi değişeceğinden birçok hatalara sebep olabilir.
• 4. Eşdeğerlik Noktası ve Dönüm Noktası
• Bir titrasyonda ayarlı maddenin titre edilen maddeyi tam
olarak tükettiği noktaya eşdeğerlik noktası denir.
• Örneğin; kuvvetli bir asitle kuvvetli bir bazın
titrasyonunda pH'ın7 olduğu nokta, eşdeğerlik
noktasıdır.
• Eşdeğer Noktasının Belirlenmesi
• Eşdeğer nokta direkt olarak
belirlenemeyebilir. Bunun için fiziksel veya
kimyasal göstergeler (indikatörler) kullanılır.
Bu göstergelerle ölçülen başlıca değişimler;
• 1- Renk değişimi,
• 2- Bulanıklık değişimi,
• 3- Elektriksel özelliklerin değişimi,
• 4- Diğer fiziksel özelliklerin değişimi.
• Dönüm noktası ise, titrasyonda eşdeğerlik noktasını
belirlemek için kullanılan indikatörün renginin değiştiği
noktaya denir.
• Eşdeğerlik noktası ve dönüm noktası aynı nokta gibi
görünmekle birlikte farklı noktalar da olabilir.
• Ayarlı bir asit çözeltisi ile baz tayininde indikatör olarak
çoğunlukla fenolftaleyn çözeltisi kullanılır. (Gıdalarda
asitlik tayini)
• Damla damla asit ekleyerek yapılan analizde, damlanın
düştüğü noktada kırmızı renk meydana gelir, ancak bu
dönüm noktası değildir. Çünkü çalkalandığında
kaybolur. Titrasyona devam edildiğinde öyle bir noktaya
gelinir ki asitin bir damla fazlası bütün çözeltiyi kırmızı
renge boyar. Bu noktaya dönüm noktası denir.
Dönüm noktası öncesi Dönüm noktası sonrası
• 5. İndikatör
• Bir titrasyonda eşdeğerlik noktasını veya ona en yakın noktayı
belirlemek için kullanılan maddelere indikatör denir. Genel
olarak reaksiyonun eşdeğer veya stokiometrik eşitlik anının
tespitine yarayan madde ve aletler olarak tarif edilebilir.
• İndikatörler; pH değiştikçe çözeltide renk değiştiren karmaşık
yapılı organik bileşiklerdir.
• İndikatör ortama ilave edilen bir madde olabildiği gibi,
reaksiyona giren maddelerden birisi de olabilir. Böyle
maddeler dönüm noktalarında renk değiştirirler.
• Yani titrasyon çözeltisinden ilave edilen bir damla ortamın
rengini değiştirir.
• Bir titrasyon için indikatör seçimi, dönüm noktası için
beklenen pH göz önüne alınarak yapılabilir.
İndikatörün etkisi çözeltide birkaç şekilde
olabilir:
• **1.Eşdeğerlik noktasında veya ona en yakın
noktada çözeltinin rengini değiştirir.
• 2.Çözeltide bir çökelti meydana getirir veya
var olan çökeltiyi giderir.
• 3.Renkli bir çökelti meydana getirir veya renkli
çökelti kaybolur.
• 4.Çökeltinin rengi başka bir renge döner.
• Titrimetri cinsine göre değişik indikatörler
kullanılır.
Çeşitlerine göre şöyle sınıflandırılabilir:
• **a) Renkli organik bileşikler,
• b) İyon reaktifler,
• c) Çöktürme indikatörleri,
• d) Flüoresans indikatörleri.
• Çözeltinin pH’sına bağlı olarak renk değiştiren
kompleks yapıdaki organik bileşiklere
indikatör denir.
• Bu tür çözeltiler titrasyonun bitiş noktasını
saptamak amacıyla kullanılır.
• İndikatörleri asit baz, redoks ve çöktürme
indikatörleri olarak ayırabiliriz.
• Asit- Baz İndikatörleri
• Asit Baz indikatörleri zayıf asit veya zayıf
bazdırlar. Genelde indikatörle HIn sembolü ile
gösterilirler. Bu indikatörlerin ayrışma
tepkimeleri yazılacak olursa;
renksiz ↔ pembe
Asit Baz
Metil Kırmızısı asidik çözeltilerde kırmızı renk alan bir
asit-baz indikatörüdür. Kırmızı kristal toz şeklindedir.
Metil kırmızısı 4,4 pH’ın altında kırmızı, 6,2’nin üstünde
ise sarı renk alır
6,0 ↔ 7,6
• Örneğin metil oranj, pH’sı 3,1’in altında olan
çözeltilerde kırmızı ve pH’sı 4,5’in üstünde olan
çözeltilerde sarıdır.
• Bu indikatörün 3,1-4,5 pH aralığındaki rengi sarı
ve kırmızının değişen bir karışımıdır.
• İndikatörlerin renkleri, çözeltideki hidrojen
iyonları konsantrasyonuna bağlıdır.
• İndikatörlerin renklerinin tonu çözeltinin pH’sı
düştükçe veya yükseldikçe değişir. Bugüne
kadar birçok indikatör bulunmuş olup
bunların hemen hepsi kullanılmaktadır.
İndikatörlerin birkaçı aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
• Önemli indikatörler metil oranj, metil
kırmızısı,metilen mavisi, fenolftalein ve
turnusol kağıdıdır
Karışık İndikatörler