Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 82

Eğitimin Hukuksal Temelleri

GİRİŞ
Hukuk: Toplum yaşamında kişilerin
birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini
düzenleyen ve uyulması kamu gücüyle
desteklenen sosyal kuralların bütünüdür.
Hukuk bireylerin eğitim haklarını güvence
altına almakla beraber, eğitim öğretimin
yapıldığı ortamlarda belli başlı düzenlemelerin
yapılmasına ve öğretimin sağlıklı bir şekilde
gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır.
 Eğitim sistemimizin formal amaçlarının
gerçekleştirilmesi ve eğitim hakkı yazılı hukuk
kuralları yoluyla güvence altına alınmaya
çalışılmıştır. Eğitim hizmetleri devlet denetimi ve
gözetimi altındadır.
 Eğitim hukuku: Eğitim ve hukuk arasındaki ilişkileri
düzenler.
 Eğitim hukuku, aileden başlayarak, okul öncesi eğitim,
ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve yaygın eğitim
kurumlarında yapılan eğitim ve öğretimi düzenleyen
kurallardan oluşur. Bir ülkede eğitimde devletin ve bireylerin
uyması, uygulaması gereken kurallara eğitim hukuku denir.
  Eğitim hakkı: “Bireylerin doğuştan ve salt insan
olmalarından dolayı sahip oldukları ve diledikleri eğitimi
alabileceklerini ifade eden insan hakkı” olarak tanımlanabilir.
Eğitim kurumları ile ilgili olan bütün yasal
düzenlemeler eğitim hukuku ile yapılırken okul
çağında olmayan bireylerin hakları “Çocuk
Hukuku” altında başka bir hukuk dalı ile
yapılmaktadır.
 Hukuk kuralları ve özellikleri
  Hukuku diğer toplumu düzenleyici kurallar olan örf ve
adetler, gelenekler ve dinlerden ayıran özellik, devlet
tarafından güvenceye alınmış ve cebri yaptırımlara
sahip olmasıdır.
 Hukuk kuralları insan davranışlarını düzenler ve
bulunduğu toplumun değer yargılarını taşır.
 Yetkili bir merci tarafından konulmuş olan ve
yürürlükte bulunan hukuk kurallarının tümüne birden
“mevzuat” adı verilmektedir.
 Anayasamızda hukuk kuralları belirli bir hiyerarşik yapı
içerisinde şu şekilde sıralanır. Bunlar;
  Anayasa, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname,
Tüzükler, Yönetmelikler, Kararnameler, Yönergeler,
Genelgeler
 • Yasal düzenlemelerde etki gücü ve öncelik sağdan sola
gidildikçe artar, ancak açıklayıcı hükümler azalır.
Örneğin yasa yönetmelikten güçlü ancak yönetmelik
yasadan daha açıklayıcıdır. Bu sıralama soyuttan somuta
doğrudur ve sıralamada altta bulunan kural üstte bulunan
kurala aykırı olamaz.
Hukukun Temel Kavramları
Anayasa: “Anayasa, bir devletin kuruluşunu,
örgütlenişini, temel organlarının işleyişini ve birbirleriyle
olan ilişkilerini, devlet iktidarının el değiştirmesini
düzenleyen ve kişilerin hak ve özgürlüklerini güvence
altına alan kurallar bütünüdür”.
Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir.
Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının,
bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet
tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır.
 Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğu ülkede anayasa,
yazılı ve bütünsel bir belgedir. Oysa İngiltere'de yazılı bir
anayasa yoktur. Bu ülkede temel kurumların işleyişi
yüzlerce yıllık geleneklere, yasalara ve belgelere göre
düzenlenir.
 Dünyadaki ilk yazılı anayasa, 1787'de ABD’de hazırlandı.
Bu anayasanın temel ilkeleri bugün de geçerlidir.
 ABD Anayasası'nı 1789 Fransız Devrimi'nin ürünü olan
1791 Fransız Anayasası izledi. Daha sonra öteki Avrupa
ülkeleri de anayasalı bir düzeni benimsediler.
  Ülkemizde anayasa yapma yetkisi
TBMM’ne aittir. Meclisin üçte iki
çoğunluğuyla kabul edilir (367 Milletvekili).
Eğer 330 ve 367 arasında kabul edilirse
halkoyuna sunularak kabul edilir. Anayasa
mahkemesi iptal edebilir.
 Cumhurbaşkanı ise meclise iade yapabilir ya
da anayasa mahkemesine iptal davası açabilir.
TANZİMAT’TAN GÜNÜMÜZE
ANAYASALARIMIZDA EĞİTİM

Devletin temeli olarak açıklanan anayasanın Türk


tarihindeki ilk örneği, bugünkü anlamda bir
anayasa olmamasına rağmen, 1808 yılında
imzalanan Sened-i İttifak’tır. Bu belgeden sonra
1839’da çıkarılan Tanzimat Fermanı’nı daha
sonra 1856’da çıkarılan Islahat Fermanı takip
etmiştir. Bugünkü anlamda ilk anayasa ise (İlk
Osmanlı Anayasası) 23 Aralık 1876’da ilan
edilen Kanun-i Esasi’dir.
 1878 yılında resmen yürürlülükten kaldırılmamakla
beraber, fiilen uygulamadan kaldırılan Kanun-i Esasi
İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla beraber bazı değişikliklerle
beraber 1909’da tekrar yürürlülüğe girmiştir. Daha sonra
Kurtuluş Savaşında 21 Ocak 1921’de Teşkilatı Esasiye
Kanunu yürürlüğe girmiştir. Kanun-i Esasiyi
yürürlükten kaldırılmamakla birlikte, bu anayasa ile
egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu kabul
edilmiştir. 1924 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye), 1961
Anayasası ve en son 1982 Anayasası yürürlüğe girmiştir.
 1876 Kanuni Esasi : Türkiye'de ilk anayasa, 1876'da yürürlüğe
giren Osmanlı anayasasıdır. II Abdülhamit tarafından çıkartıldı.
Fransız ve Belçika Anayasalarından etkilenerek hazırlanmıştır. O
tarihten Osmanlı Devleti’nin sona erişine kadar anayasaya
kanun-i esasi deniyordu. Öğretim etkinliğinin serbest olduğu, belli
olan yasaya uymak kaydıyla her Osmanlının genel ve özel eğitim
iznine sahip bulunduğu, bütün okulların devletin gözetimi altında
olduğu, ilköğretimin bütün bireyler için zorunlu olduğu ilkesini
getirmiştir.
  20 Ocak 1921'de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adıyla yeni bir
anayasa kabul edildi. Bu anayasada egemenliğin kayıtsız şartsız
milletin olduğu belirtiyordu. Yasama yetkisi de Büyük Millet
Meclisi’ne bırakılmıştı.
  20 Nisan 1924 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu:
Cumhuriyet’in ilanından sonra daha kapsamlı bir
anayasaya gereksinim duyuldu. 20 Nisan 1924'te bu
amaçla, gene Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adını taşıyan
yeni bir anayasa hazırlandı. 1924 Anayasası’yla
yasama ve yürütme yetkileri Türkiye Büyük Millet
Meclisi’ne bırakıldı.
 “İptidai tahsil(ilköğretim) Türkler için mecburi ve
devlet mekteplerinde meccanidir (parasızdır).”(madde
87)
 1961 Anayasası : 27 Mayıs 1960’taki askeri darbeden
sonra yeni bir anayasa hazırlandı. 1961 Anayasası olarak
bilinen bu anayasa, halkoylamasıyla yürürlüğe girdi. Bu
anayasada egemenliğin ulusa ait olduğu ve ancak yetkili
organlarca kullanılabileceği ilkesi benimsendi. Bu
anayasayla yargı organlarının bağımsızlığı, kişi hak ve
özgürlükleri ile sosyal haklar güvence altına alındı.
Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Hakimler Kurulu
gibi yeni kurumlar oluşturuldu.
  Eğitimle ilgili hususlar üç ayrı maddede belirtilmiştir.
Buna göre:
  madde 19: “Din eğitim ve öğretimi, ancak kişinin kendi
isteğine ve küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine
bağlıdır.”
  madde 21: “Eğitim ve öğretim, devletin denetim ve
gözetimi altında serbesttir. Özel okulların bağlı
bulunduğu esaslar, devlet okullarıyla istenen seviyeye
uygun olarak kanunla düzenlenir. Çağdaş bilim ve eğitim
esaslarına aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.”
  madde 50: “Halkın öğrenim ve eğitim
ihtiyaçlarını sağlama,devletin başta gelen
ödevlerindendir. İlköğretim kız ve erkek bütün
vatandaşlar için mecburidir ve devlet okullarında
parasızdır. Devlet, maddi imkanlardan yoksun
başarılı öğrencilerin en yüksek öğrenim
derecelerine kadar çıkmalarını sağlamak amacıyla
burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar.
Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime muhtaç
olanları topluma yaralı kılacak tedbirleri alır.”
 1982 Anayasası : 12 Eylül 1980'deki askeri
darbeden sonra Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma
Meclisi (Kurucu Meclis) yeni bir anayasa hazırladı.
Bu anayasa 7 Kasım 1982'de yapılan
halkoylamasıyla kabul edilerek yürürlüğe girdi. Son
yıllarda, özellikle Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin
bir gereği olarak, 1982 Anayasası’nda hak ve
özgürlükleri genişletici bir dizi değişiklik
gerçekleştirilmiş ve de gerçekleştirilmeye
çalışılmaktadır.
 Eğitimle ilgili görülen bazı maddeler aşağıda sıralanmıştır. Buna
göre:
 “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.14. madde
hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler
serbesttir. Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini
inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve
kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlak eğitim
ve öğretimi, devletin denetim ve gözetimi altında yapılır. Din kültürü
ve ahlâk öğretimi, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okutulan
zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve
öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine,küçüklerin de kanuni
temsilcilerinin talebine bağlıdır…” (madde 24)
 “Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğretim hakkının
kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve
inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esasına göre, devletin gözetim ve
denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
  Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini
sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımı yapar. Devlet,
durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri
alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve
inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun
engellenemez.
  Türkçe’den başka dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana
dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi
olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası anlaşma hükümleri saklıdır.”
(madde 42)
 Kanun (Yasa): Anayasanın yetkili kıldığı organ
tarafından yazılı bir şekilde ve bu ad altında tespit edilmiş
bulunan genel sürekli ve soyut hukuk kurallarıdır (Bilge,
1994, 50). TBMM iç tüzük kurallarına göre çıkarılan ve
toplumsal yaşamı birçok yönde etkileyen yazılı metinlerdir.
Kanunu çıkartacak olan yetkili organı her devletin
anayasası belirlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nde kanun
koymak, değiştirmek ve kaldırmak yetkisi Türkiye
Cumhuriyeti 1982 Anayasasında 87. maddesi ile hükümete
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilmiştir.
 Cumhurbaşkanı onayladıktan sonra resmi
gazete de yayımlanarak yürürlüğe girer.
Cumhurbaşkanı bir kanunu aynen ya da
kısmen meclise iade yapabilir ya da Anayasa
mahkemesine iptal başvurusunda bulunabilir.
Anayasa mahkemesi kanunu iptal edebilir.
Eğitimle ilgili kanunlardan birisi 1739 Sayılı
Milli Eğitim Temel Kanunu’dur.
4.0. EĞİTİMLE İLGİLİ BAZI TEMEL YASALAR

Tevhid-İ Tedrisat:
“Öğretimin birleştirilmesi” anlamına gelmektedir. Özellikle
17. yüzyıldan sonra güç kaybetmeye başlayan Osmanlı
İmparatorluğu’nda çöküşü hızlandıran nedenlerden biri de
eğitim sistemindeki çok başlılık ve sistemde farklı
programların uygulanmasıdır. Osmanlıda üç ayrı okul türü
ortaya çıkmış ve aynı kuşak çocuklarının yetiştirildiği
birbirine çok zıt üç ayrı program uygulanmıştır.
Bu durum elbette devlete çok zarar vermiştir ve buna
özellikle yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde daha fazla
izin verilmesi uygun görülmemiştir. Farklı okulları tek bir
sistemde birleştirme amacıyla Tevhid-i Tedrisat 3 Mart 1924
tarihinde 430 sayılı kanunla çıkarılmış ve 63 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır
  222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu
  Bu yasaya göre ilköğretim, kadın erkek bütün
vatandaşların milli amaçlara uygun bedensel, zihinsel ve
ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel
eğitim ve öğretimdir. 30/3/2012 tarihinde bu kanun
çerçevesinde yapılan değişikliğe göre, İlkokul, ortaokul ve
lise eğitimi ( 4+4+4 ) zorunlu ve devlet okullarında
parasızdır. Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki
çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın
Eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına
girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.”
 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
  Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri
sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin
vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir.
  Öğretmenlerin de tabii olduğu bu kanun başlıca dokuz kısımdan
meydana gelmiştir.
  Birinci kısım genel hükümlerden oluşur. Kapsam, amaç, temel
ilkeler, istihdam şekilleri, ödev ve sorumluluklar, genel haklar ve
yasaklar açıklanır.
  İkinci kısım, sınıflandırma ile ilgilidir.
  Üçüncü kısım, devlet memurluğuna alınmayı açıklar ve usul, şartlar
ve adaylık konuları düzenlenir.
  Dördüncü kısım, hizmet şartları ve şekilleri,
atama, ilerleme ve yükseltme, yer değiştirme,
memurluğun sona ermesi, çalışma saatleri, izinler,
disiplin, görevden uzaklaştırma bölümlerini içerir.
  Beşinci kısım da mali hükümler bulunur.
  Altıncı kısım, sosyal haklar ve yardımları,
  Yedinci kısım devlet memurlarının
yetiştirilmesini düzenler.
 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu
  1973’te hazırlanmış olan bu kanunda 1. Madde: «mevcut
Türkiye milli eğitim sisteminin düzenlenmesinde esas olan
amaçlar, ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı,
öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve
gereçleri, devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve
sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü
içinde kapsamaktadır». Bu kanunla birlikte Milli Eğitimin
Amaç ve Görevleri belirlenmiştir. Öğretmenlik Mesleğiyle
ilgili düzenleme 43. Maddede yer alır.
 Kanun Hükmünde Kararname: Kanun
hükmünde kararname, Anayasanın 91. maddesi
gereğince Bakanlar Kurulu tarafından, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin verdiği yetkiye
dayanılarak çıkarılmaktadır. Kararname
hazırlanıp meclisin onayına sunulur.
Cumhurbaşkanı onayladıktan sonra yürürlüğe
girer. Kanun hükmünde kararnameyi Anayasa
Mahkemesi başvurulması durumunda iptal
edebilir.
Eğitimle ilgili Kanun hükmünde kararnamelere
örnek olarak amacı özel eğitim gerektiren
bireylerin, Türk Milli Eğitiminin genel amaçları
ve temel ilkeleri doğrultusun da, genel ve mesleki
eğitim görme haklarını kullanabilmelerini
sağlamaya yönelik esasları düzenlemek olan
“Özel Eğitim ile İlgili Kararname” verilebilir
(http://mevzuat.meb.gov.tr/html/104.html).
 Tüzük: Kanunlardan sonra gelen en güçlü hukuki
metinlerdir. Tüzükler Bakanlar Kurulu tarafından
kanunlarda konulan genel nitelikteki kuralları açıklamak
ve böylelikle onların daha kolaylıkla uygulanabilmesini
sağlamak amacıyla çıkarılmaktadır. Tüzükler Kanuna
aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay’ın incelemesinden
geçirildikten sonra çıkartılmaktadır. Cumhurbaşkanının
onayı üzerine Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girerler. Danıştay iptal edebilir.
 Eğitimle ilgili çıkarılan tüzüklere örnek olarak; Milli
Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Tüzüğü ile Tebligat ve
Türk Bayrağı Tüzüğü verilebilir.
 Yönetmelik: Yönetmelikler, bir (veya
birkaç) bakanlık veya bir kamu kuruluşu tarafından,
bu kuruluşun görev alanındaki kanun ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak amacıyla çıkartılan hukuk
metinleridir (Görgün, 1994, 47). Yönetmelik
çıkarmak yasama ve veya yargılama tasarrufu
olmayıp sadece idari nitelikte bir işlemdir.
Yönetmelikler kanuna aykırı olamayacakları gibi,
tüzüğe aykırı hükümleri taşımaları da mümkün
değildir. Başbakanlık, diğer bakanlıklar ve kamu
tüzel kişileri, kanunlara uygun olarak yönetmelikler
hazırlayabilirler. Danıştayın denetimine tabiidir.
 Okul-Aile Birliği Yönetmeliği, Atama ve
Yer Değiştirme Yönetmeliği, Öğrenci
Disiplin Yönetmeliği gibi yönetmelikler
eğitimle ilgili olanlardan bazılarıdır.
Üniversitelerin kayıt ve sınav yönetmelikleri,
Yüksek öğrenim kredi ve yurtlar kurumu
burs- kredi yönetmeliği eğitim ile ilgili
kurumların çıkarmış olduğu yönetmeliklere
örnek olarak verilebilir.
 Kararname: Anayasada düzenlenmemiş, geleneksel
bir işlem türüdür. Bakanlar Kurulu başta olmak üzere
müsteşar ve genel müdürlerden oluşan üst düzeydeki
kurullar tarafından bazı konularla ilgili olarak
hazırlanan metinlere kararname denir. Belirli
makamların aldığı kararların yazılı şekle dökülmüş
halidir. Kısacası, “kararname”, belli makamların
kararlarının yazılı şekline verilen isimdir. Üst
düzeydeki memurların (müsteşar, genel müdür vb)
atamaları da kararnamelerle olmaktadır.
 Yönerge: Çok belirgin bir konuda yetkili amirin,
uygulamanın nasıl yapılacağını göstermek için
yaptığı düzenlemedir. Başka bir deyişle bir işin
nasıl yapılacağını gösteren metindir. Yönergelere
örnek olarak İlköğretim Kurumları, Orta
Öğretim Kurumları Spor Yarışmaları
Yönergesini, Milli Eğitim Bakanlığı Bayrak
Törenleri Yönergesini, Kütüphane haftası
kutlama yönergesi verilebilir.
 Genelge: Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasına yol
göstermek, herhangi bir konuyu aydınlatmak, dikkat
çekmek üzere ilgililerine gönderilen yazıdır
(http://www.tdk.gov.tr). Milli Eğitim Bakanlığı da
kendisine bağlı kurumları ilgilendiren bazı emir ve
duyuruları genelgelerle duyurmaktadır. Milli eğitimle
ilgili yeni çıkarılan ya da değişiklik yapılan, yasa, tüzük,
yönetmelik, yönerge ve genelgeler, her ay yayımlanan
Tebliğler Dergisi’nde yer alır Örneğin: Disiplin
Hükümlerinin uygulanması Konulu Genelge, OKS Tercih
ve Yerleştirme İşlemleri ile İlgili Genelge vb.
6)HUKUK VE EĞİTİM ÇALIŞANLARI
 1)Memur Hizmet Sınıfları İçinde Eğitim
Çalışanlarının Yeri
Eğitim sisteminin çeşitli tür ve
kademelerinde görev alan eğitim
çalışanlarının çeşitli özlük hakları,
görevlerinin önem, sorumluluk ve niteliği
bağlı oldukları hizmet sınıfına göre
belirler.
 2)Devlet Memurların Genel Hak ve Ödevleri
 Devlet memuriyetine girenler, bu statüde
bulundukları sürece, kanunlarla tanınmış bazı
haklara sahip olurlar.
 Memurların sahip olduğu haklar genel olarak 657
sayılı Devlet Memurları Kanununda belirtilmiş
olmakla birlikte, çeşitli özel kanunlarla da
memurlara bazı haklar getirilmiş bulunmaktadır.

Bu haklardan bazıları:
 Uygulamayı isteyebilme
 Devlet memurları, 657 sayılı Kanun ve bu kanuna
dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre
tayin ve tespit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin
kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek
hakkına sahiptirler.
 Mesleki güvence
 Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun
memurluğuna son verilmez, aylık ve başka hakları
elinden alınamaz.
 Emekli olabilme
 Devlet memurlarının, özel kanununda yazılı belirli şartlar içinde
emeklilik hakları vardır.
 Memurluktan çekilebilme
 Devlet memurları, 657 sayılı Kanunda belirtilen esaslara göre
memurluktan çekilebilirler (istifa edebilirler).
 Müracaat ve şikâyette bulunabilme, dava açabilme
 Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden
dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine
uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikayet ve dava
açma hakkına sahiptirler.
 Sendikal faaliyette bulunabilme
 Devlet memurları, Anayasada ve özel kanununda belirtilen
hükümler uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilir ve
bunlara üye olabilirler.
 İzin kullanabilme
 Devlet memurları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda
gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler.
 Özel düzenlemeyle kovuşturma ve yargılanma
 Devlet memurlarının görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında
işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması
ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.
 İsnat ve iftiralara karşı korunma
 Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikâyetler, garaz veya mücerret
hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma
veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit
olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde ise
valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet
Savcılığından isterler.
 Savunma yapabilme
 Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez.
Savunma yapmak için verilecek süre 7 günden az olamaz. Hakkında
memurluktan çıkarma cezası istenen memur, disiplin kurulunda sözlü
veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına
sahiptir.
 Kadrosuz çalıştırılmama
 Devlet memurları kadrosuz çalıştırılamayacağı gibi, sınıfının dışında ve
sınıfının içindeki derecenin altındaki bir görevde çalıştırılamaz.
 Aylık alabilme
 Devlet memurlarına, hizmetlerinin karşılığında, kadroya dayanılarak ay
itibariyle aylık ücret ödenir.
 Aile yardımından yararlanma
 Devlet memurlarına, eş ve çocukları için belli şartlarda aile yardımı
ödeneği verilir.
 Doğum yardımı verilmesi
 Devlet memurlarından çocuğu dünyaya gelenlere doğum yardımı
ödeneği verilir.
 Ölüm yardımı verilmesi
 Memur olmayan eşi ya da aile yardımı ödeneğine
müstahak çocuğu ölen Devlet memurlarına, ölüm
yardımı ödeneği verilir.
 Harcırah alabilme
 Geçici ya da sürekli görevle başka yere
gönderilen memurlara, Harcırah Kanunu uyarınca
geçici ya da sürekli görev yolluğu ödenir.
 b)Devlet memurlarını genel ödevleri: Devlet memurlarının
ödevleri ve sorumlulukları 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu’nun 2670 sayılı yasayla değişik 6. ve devamı
maddelerinde belirtilmiştir.
 1) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve Kanunlarına
Sadakatle Bağlı Kalmak:
Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına
sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti
kanunlarını sadakatle uygulamak zorundadırlar. Devlet memurları bu hususu
"Aslî Devlet Memurluğuna" atandıktan sonra en geç bir ay içinde
kurumlarınca düzenlenecek merasimle yetkili amirlerin huzurunda
yapacakları yeminle belirtirler ve özlük dosyalarına konulacak "Yemin
Belgesi"ni imzalayarak göreve başlarlar. .  (DMK. Madde 6)
 2) Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık;
Devlet memurları siyasî partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasî parti,
kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta
bulunamazlar; görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasî
düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir
şekilde siyasî ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu
eylemlere katılamazlar.
Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak
mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına
aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye
Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette
bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete,
gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım
edemezler. .  (DMK. Madde 7)
 3) Davranışlarına Dikkat Etmek ve İşbirliği İçinde
Çalışmak;
Devlet memurları, resmî sıfatlarının gerektirdiği itibar ve
güvene lâyık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki
davranışlarıyla göstermek zorundadırlar.
Devlet memurlarının işbirliği içinde çalışmaları esastır. (DMK.
Madde 8)
4) Yurtdışında Davranışlarına Dikkat Etmek;
Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme,
inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulunanlar
Devlet itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve
davranışlarda bulunamazlar. (DMK. Madde 9)
 5) Amir Durumda Olan Devlet Memurlarının Görev ve
Sorumlulukları
Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet
birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen
görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve
yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal
ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli
sorumludurlar.
Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde
davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde
belirtilen esaslar içinde kullanılır. (DMK. Madde 10)
 6) Mevzuata Uymak ve Amirleri Tarafından Verilen Emirleri
Yerine Getirmek;
Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara
uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü
ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.
Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik
hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene
bildirir. Amir emrinde israr eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu
emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak
sorumluluk emri verene aittir.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren
kimse sorumluluktan kurtulamaz. Acele hallerde kamu düzeninin ve kamu
güvenliğinin korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.  (DMK.
Madde 11)
 7) Görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve
kendilerine teslim edilen Devlet malını korumak;
Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine
getirmek ve kendilerine teslim edilen Devlet malını
korumak ve her an hizmete hazır halde bulundurmak için
gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği
sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur
tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır. .
 (DMK. Madde 12)
 8) Kişilerin zarara uğramaları halinde sorumluluk;
Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan
dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum
aleyhine dava açarlar. Ancak, Devlet dairelerine tevdi veya bu dairelerce
tahsil veya muhafaza edilen para ve para hükmündeki değerli kâğıtların
ilgili personel tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen
miktar, cezaî takibat sonucu beklenmeden Hazine tarafından hak sahibine
ödenir. Kurumun, genel hükümlere göre sorumlu personele rücu hakkı
saklıdır.
İşkence ya da zalimane, gayri insani veya haysiyet kırıcı muamele suçları
nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince verilen kararlar sonucunda
Devletçe ödenen tazminatlardan dolayı sorumlu personele rücu edilmesi
hakkında da yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır. (DMK. Madde 13)
 9) Mal Bildirimi Vermek
Devlet memurları, kendileriyle, eşlerine ve velâyetleri altındaki
çocuklarına ait taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları
hakkında, özel kanunda (3628 Sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu) yazılı
hükümler uyarınca, mal bildirimi verirler. (DMK. Madde 14
10) Basına Bilgi ve Demeç Verme Yasağı;
Devlet Memurları, kamu görevleri hakkında basına, haber
ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya
demeç veremezler. Bu konuda gerekli bilgi ancak bakanın
yetkili kılacağı görevli; illerde valiler veya yetkili kılacağı
görevli tarafından verilebilir. (DMK. Madde 15)
 11) Resmi Belge, Araç Ve Gereçlerin Yetki Verilen
Mahaller Dışına Çıkarmamak Özel İşlerde
Kullanılmamak;
Devlet memurları görevleri ile ilgili resmî belge araç ve
gereçleri, yetki verilen mahaller dışına çıkaramazlar,
hususî işlerinde kullanamazlar.
Devlet memurları görevleri icabı kendilerine teslim edilen
resmî belge, araç ve gereçleri görevleri sona erdiği zaman
iade etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk memurun
mirasçılarına da şâmildir. (DMK: 16)
5.0. TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNİN AMAÇLARI
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda Türk Milli Eğitiminin
Amaçları genel ve özel amaçlar olarak ikiye ayrılmıştır.
5.1. Genel amaçlar:
Madde 2 -
Türk Milli Eğitiminin genel amacı,Türk Milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk
milliyetçiliğine bağlı;Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve
kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini,
vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan;insan
haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye
Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları
davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
 2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli
ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve
bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip,
insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren,
topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli
kişiler olarak yetiştirmek;
 3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi,
beceri,davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı
kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların,
kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda
bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
5.2. Özel amaçlar:
Madde 3 - Türk eğitim ve öğretim sistemi,bu genel
amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli
derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel
amaçlara ve aşağıda sıralanan temel ilkelere uygun olarak
tespit edilir
5.3. Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri
Türk Milli Eğitimi’nin temel ilkeleri: Milli Eğitim Temel
Kanununda Genellik ve Eşitlik, Ferdin ve Toplumun
İhtiyaçları, Yöneltme, Eğitim Hakkı, Fırsat ve İmkan
Eşitliği, Süreklilik, Atatürk İnkılap ve İlkeleri ve Atatürk
Milliyetçiliği, Demokrasi eğitimi, Laiklik, Bilimsellik,
Planlılık, Karma Eğitim, Okul ile Ailenin İşbirliği, Her
yerde Eğitim olmak üzere on beş ilke olarak belirlenmiştir.
 Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer bulan
Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri (1739
S.K., 1973)
 I. Genellik ve Eşitlik:
 Madde 4. Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet
ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese
açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye,
zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
 II. Ferdin ve Toplumun İhtiyaçları:
 Madde 5. Millî eğitim hizmeti, Türk
vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile
Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre
düzenlenir.
 III. Yöneltme:
 Madde 6. Fertler, eğitimleri süresince ilgi, istidat
ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli
programlara veya okullara yöneltilerek
yetiştirilirler. Millî eğitim sistemi, her bakımdan,
bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde
düzenlenir. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde
rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve
değerlendirme metotlarından yararlanılır.
 IV. Eğitim Hakkı:
 • Madde 7. İlköğretim görmek her Türk
vatandaşının hakkıdır. İlköğretim
kurumlarından sonraki eğitim
kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve
kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar.
 V. Fırsat ve İmkân Eşitliği: •
 Madde 8. Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve
imkân eşitliği sağlanır. Maddî imkânlardan
yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim
kademelerine kadar öğrenim görmelerini
sağlamak amacıyla parasız yatılılık, burs, kredi
ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır. Özel
eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları
yetiştirmek için özel tedbirler alınır.
 VI. Süreklilik:
 • Madde 9. Fertlerin genel ve meslekî
eğitimlerinin hayat boyunca devam etmesi
esastır. • Gençlerin eğitimi yanında, hayata ve
iş alanlarına olumlu bir şekilde uymalarına
yardımcı olmak üzere, yetişkinlerin sürekli
eğitimini sağlamak için gerekli tedbirleri
almak da bir eğitim görevidir.
 VII. Atatürk İnkılâp ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği: • Madde 10.
Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının
hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk
inkılâp ve ilkeleri ve Anayasa’da ifadesini bulmuş olan Atatürk
milliyetçiliği temel olarak alınır. Millî ahlâk ve millî kültürün bozulup
yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup
geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir.
 • Millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk
dilinin eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa
kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili
hâlinde zenginleşmesine çalışılır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve
Tarih Yüksek Kurumu ile iş birliği yapılarak Millî Eğitim
Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır.
 VIII. Demokrasi Eğitimi:
 • Madde 11. Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir
toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların
sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt
yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk
duygusunun ve manevî değerlere saygının, her türlü eğitim
çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesine
çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasa’da ifadesini
bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasî ve ideolojik
telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasî olay ve
tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez.
 IX. Laiklik:
 • Madde 12. Türk millî eğitiminde laiklik
esastır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi
ilkokul ve ortaokullar ile lise ve dengi
okullarda okutulan zorunlu dersler arasında
yer alır.
 X. Bilimsellik:
 • Madde 13. Her derece ve türdeki ders programları ve
eğitim metotlarıyla ders araç ve gereçleri, bilimsel ve
teknolojik esaslara ve yeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına
göre sürekli olarak geliştirilir. Eğitimde verimliliğin
artırılması ve sürekli olarak gelişme ve yenileşmenin
sağlanması bilimsel araştırma ve değerlendirmelere dayalı
olarak yapılır. Bilgi ve teknoloji üretmek ve kültürümüzü
geliştirmekle görevli eğitim kurumları gereğince donatılıp
güçlendirilir, bu yöndeki çalışmalar maddî ve manevî
bakımdan teşvik edilir ve desteklenir.
 XI. Planlılık:
 • Madde 14. Millî eğitimin gelişmesi iktisadî, sosyal ve
kültürel kalkınma hedeflerine uygun olarak, eğitim-insan
gücü- istihdam ilişkileri dikkate alınmak suretiyle,
sanayileşme ve tarımda modernleşmede gerekli teknolojik
gelişmeyi sağlayacak meslekî ve teknik eğitime ağırlık
verecek biçimde planlanır ve gerçekleştirilir. • Eğitim
kurumlarının yer, personel, bina, tesis ve ekleri, donatım,
araç gereç ve kapasiteleri ile ilgili standartlar önceden tespit
edilir ve kurumların bu standartlara göre optimal
büyüklükte kurulması ve verimli olarak işletilmesi sağlanır
 XII. Karma Eğitim:
 • Madde 15. Okullarda kız ve erkek karma
eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin
türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı
okullar yalnızca kız ve yalnızca erkek
öğrencilere ayrılabilir.
 XIII. Okul ile Ailenin İş Birliği:
 • Madde 16. Eğitim kurumlarının amaçlarının
gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için
okul ile aile arasında iş birliği sağlanır. Bu
maksatla okullarda okul-aile birlikleri
kurulur. Okul-aile birliklerinin kuruluş ve
işleyişleri Millî Eğitim Bakanlığınca
çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
 XIV. Her Yerde Eğitim:
 • Madde 17. Millî eğitimin amaçları yalnız resmî
ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda
evde, çevrede, iş yerlerinde, her yerde ve her
fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır. Resmî, özel
ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili
faaliyetleri, Millî eğitimin amaçlarına uygunluğu
bakımından Millî Eğitim Bakanlığının
denetimine tâbidir.
6.0. ULUSLARARASI BELGELERDE EĞİTİM
1. Çocuk Hakları Sözleşmesi:
 Temeli “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” olan
“Çocuk Hakları Sözleşmesi” 20 Kasım 1959'da
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilmiştir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi tarihte en geniş kabul gören
insan hakları belgesidir. İlk kez 1989 yılında onaylanan
sözleşme bugün ikisi hariç 191 ülke tarafından
onaylanmıştır. Çocuk Hakları Sözleşmesi üzerinde
uluslararası planda mutabakata varılmış, üzerinde
pazarlık yapılması mümkün olmayan standartlar ve
yükümlülükleri içermektedir.
 Belge, nerede doğduklarına, kim olduklarına;
cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine
bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır
ve şunları kapsamaktadır;
 ana-babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği
durumlarda ise devletin rolü ve sorumluluğu;
 bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma
hakkı;
 yaşama ve gelişme hakkı;
 sağlık hizmetlerine erişim hakkı;
 eğitime erişim hakkı;
 sosyal güvenlik hizmetlerine erişim hakkı;
 insana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı;
 eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma
hakkı;
 istismar ve ihmalden korunma hakkı;
 uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı;
 cinsel sömürüden korunma hakkı;
 ekonomik sömürüden korunma hakkı;
 satış, kaçırılma ve zorla alıkoymak’dan korunma hakkı;
 diğer suistimal biçimlerinden korunma hakkı; işkence’den korunma
hakkı;
 özgürlükten yoksun bırakıcı uygulamalardan korunma hakkı;
 siyahlı çatışmalardan dolaylı yada dolaysız korunma hakkı;
 ifade özgürlüğü hakkı;
 düşünce özgürlüğü hakkı;
 din ve vicdan özgürlüğü hakkı;
 dernek kurma özgürlükleri hakkı;
 çocukların kendileriyle ilgili konularda
görüşlerini dile getirme hakkı;
 gerekli bilgilere ulaşma hakkı;
 özel yaşamı saklı tutma hakkı vb.
 Türkiye, Birleşmiş Milletleler Çocuk Hakları Sözleşmesi
29-30 Eylül 1990 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel
Merkezi’nde düzenlenen Dünya Çocuk Hakları
Zirvesi’nde imzalanmıştır. Bu zirvede aynı zamanda 10
maddelik sözleşme 54 maddelik bildirgeye dönüşmüştür.
Türkiye, sözleşmenin 17, 29 ve 30. maddelerini, 1923
tarihli Lozan Anlaşması hükümlerine ve Türkiye
Anayasası’na uygun yorumlama hakkını saklı tutarak 9
Eylül 1994’te onaylamıştır.
 Bu sözleşmenin bazı maddeleri şöyledir;
 Madde 1: 18 yaşına kadar her insan çocuktur.
 Madde 4: Devlet, bu sözleşmede tanınan hakların
uygulanması amacıyla tüm imkanları kullanmalıdır.
 Madde 5: Devlet, anne babaların çocuğun yeteneklerinin
geliştirilmesi yönünde uygun biçimde yönlendiricilik
yapma hak ve sorumluluğuna saygı gösterir.
 Madde 6: Her çocuk temel yaşama hakkına sahiptir. Devlet,
yaşama hakkını güvence altına almak ve geliştirmekle
yükümlüdür.
 Madde 8: Devlet, çocuğun tabiiyetine, isim ve aile bağlarına
saygı göstermek ve bunları korumakla yükümlüdür.
 Madde 9: Çocuk kendi anne babasıyla yaşama hakkına
sahiptir; herhangi bir ayrılık durumunda ayrıldığı kişilerle
temas çocuğun hakkıdır.
 Madde 16: Çocuklar onurlu ve saygın birer insandır. Hiç
kimse onların onurlarını kıramaz, onları küçük düşüremez.
Yaşadığı konut ve kurumdaki özel yaşantısına karışamaz.
 Madde 19: Çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar,
haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanmazlar.
 Madde 22: Devlet, mülteci çocuklara özel koruma ve
yardım sağlamakla yükümlüdür.
 Madde 23: Engelli çocuklar, devlet tarafından özel olarak
korunurlar, kendilerine yeten birer insan olmaları için
bakımları, eğitimleri ve iş bulmaları sağlanır.
 Madde 35: Çocukların satışa, kaçırmaya ve fuhuşa
konu olmalarını önlemek üzere her tür çabayı
göstermek devletin görevidir.
 Madde 37: Hiçbir çocuk, işkenceye, zalimce
davranışlara ya da cezaya, yasa dışı tutuklamaya tabi
tutulamayacak ve keyfi biçimde özgürlüğünden
yoksun bırakılamayacaktır.
 Madde 38: Devlet, 15 yaşından küçük hiçbir çocuğu
askere alamaz ve çocukların savaştan korunmaları için
her türlü önlemi alır.
 Madde 41: Eğer devletin yürürlükteki yasa hükümleri,
çocuk haklarının gerçekleştirilmesi bakımından bu
sözleşmede yer alanlardan daha üstün standartlara
sahipse, o hükümler geçerli olacaktır.
 Madde 42: Devletin bu sözleşmede yer alan hakların,
uygun ve etkili araçlarla yetişkinler ve çocuklar
tarafından yaygın biçimde bilinmesini sağlama
yükümlülüğü vardır.
 2. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
  Birleşmiş Milletlerce hazırlanan pek çok bildirge ve sözleşmede
eğitim hakkına yer verilmiştir. 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi 26. maddeye göre “Herkes eğitim hakkına sahiptir.
Türkiye söz konusu bildirgeyi 1 Nisan 1949 yılında kabul etmiş ve iç
tüzük haline dönüştürmüştür. Asıl amacı insanların temel hak ve
özgürlüklerini güvence altına almak olan ve otuz maddeden oluşan bu
bildirgenin eğitim-öğretimle ilgili olan 26 maddesi bulunmaktadır.
  Bu bildirgeye göre; eğitim, hiç olmazsa temel eğitim evrelerinde
parasız olmalıdır. Temel eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki
eğitimden herkes yararlanabilmelidir. Yükseköğretim, yeteneklere
göre herkese açık olmalıdır.
 3. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde bulunan hakları
topluca güvence altına almak için Avrupa Konseyi
üyelerinin 4 Kasım 1950’de imzaladıkları ancak 3 Eylül
1953’de yürürlülüğe giren bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin
giriş bölümünde üye devletler arasındaki sıkı işbirliğini
kurma amacına ulaşma yollarından birinin insan haklarını
ve temel özgürlüklerini korumak ve geliştirmek olduğu
vurgulanmıştır. Amacı, insan haklarının korunması ve
geliştirilmesidir. Türkiye bu sözleşmeyi 10 Mart 1954’de
imzalamıştır.
 4. Avrupa Birliği Antlaşmaları
  Amsterdam Antlaşması’nın 149. maddesinde
topluluğun eğitime katkısı, Topluluk faaliyetinin
amaçları, eğitimde işbirliği, Konseyin görevi ana başlıklar
halinde düzenlenmiş, alt başlıklar verilmiştir.
  Aynı şekilde 150. maddede Topluluğun meslekî eğitim
politikası uygulaması, Topluluk faaliyetinin amaçları,
eğitimde işbirliği, Konseyin görevi ana başlıkları alt
başlıklarıyla birlikte düzenlenmiştir.

You might also like