Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 65

AKUT KARIN

Prof. Dr. Adem AKÇAKAYA


18.09.2020
Suçlu Kim? Hata Nerede?
• G.K. Kadın, 07.03.1986 doğumlu hasta
• Karın ağrısı şikayetiyle acil servise gidiyor
• Renal kolik düşünülüyor
• Spazmolitik verilip gönderiliyor.
• Hasta 2 gün sonra tekrar acil servise başvuruyor. Önceki tetkiklerinden
dolayı Diklofenak Sodyum yapılıyor.
• Sonra?????
Hastanın Eşinin İfadesi

• 19.01 tarihinde gece saat 22:30 sıralarında eşim G.K. rahatsızlandı. Çok sancı ve
ağrıları vardı. Hemen alıp K. Devlet Hastanesi‘ne acil servise götürdüm. Nöbetçi
Dr. Ö.S eşimi muayene etti. Bana eşimin hastalığının ne olduğunu söylemedi, ekte
sunduğum sağlık karnesinde yazılı ilaçları yazarak hastamızı eve götürmemi ve
ilaçları kullanmamı söyledi.
• Eve getirdik ancak eşimin sancısı daha da artarak devam etti. Saat 23:30‘da tekrar
hastaneye götürdüm. Nöbetçi Dr. Ö.S. idrar ve kan tahlili yaptırdı. Tahlil
sonuçlarına bakarak eşiniz kum döküyor, sancı ve ağrılar bundan oluyor dedi.
Bunu üzerine eşime bir ağrı ve sancı kesici iğne yaptı, bu ilaçları isimleri hasta
kayıtlarında mevcuttur. İğne yapıldıktan sonra hastamızı eve götürmemizi söyledi.
İğnelerin etkisi ile eşimin ağrı ve sancıları biraz azaldı.
• 21.01.2007 günü saat 11:30‘da eşimin ağrı ve sancıları şiddetlendi.
Tekrar K. Devlet Hastanesine götürdüm. Hafta sonu olması nedeni ile
acil servise giriş yaptım. Acilde görevli Dr. O.Ş. eşimi muayene etti.
Bana hastalığının ne olduğunu söylemedi, bizde K. Devlet
Hastanesinde görevli doktorların hasta sahiplerine hiç bir şey
söylemediği ve hastamızın nesi var dediğimizde bize kızmaları
nedeniyle hastamızın neyi olup olmadığını soramadık.
• Muayene sonucu sağlık karnesinde yazılı iğneyi yaptı ve bu iğneyi de
sağlık karnesine yazdı. Bizlere de ağrı ve sancı olduğundan iğneyi
yaptırın diyerek bizi eve gönderdi.
• Eşimin sancı ve ağrıları o gün biraz azaldı ancak ertesi gün tekrar şiddetlendi. Yine doktorun yazdığı
iğneyi yaptırdım, ağrıları yine hafifledi, bu böyle 26.01.2007 tarihine kadar böyle devam etti.
• 26.01.2007 tarihinde saat 17:30‘da eşimin ağrı ve sancısı çok şiddetlendi, hemen K. Devlet
Hastanesi Acil servsisine götürdüm. Nöbetçi Dr. H.Ü. eşimi muayene etti, serum takarak kan ve
idrar tahlili yaptırdı. Ayrıca eşimin göğüs filmini çektirdi. Tahlil sonuçları ve filmi inceledikten sonra
bana hastayı gözlem altında tutalım dedi.
• Sancıları artınca siz hastayı bir cerraha gösterin dedi. Ben de hastanede görevli cerrah var mı diye
sordum. Kendisi de bana 3 tane var dedi. Ben de yetkililerinden doktorların cep telefonlarını aldım.
Sırasıyla aradım ama hiç biri gelmedi.O gece hastanede icapçı doktor yoktu. Ben bu durumu Acil
doktoru H. Ü.‘e söyledim. O da O. Devlet Hastanesini aradı, durumu anlattı ve hastamıza serum
takarak ambulansla O. Devlet Hastanesine sevk etti.
• Biz O. devlet Hastanesine vardık, yapılan muayene sonunda icapçı Dr. O. K. bizlere hastanızın
apandisiti patlamış ve vücudunu akciğerlerine kadar zehirlemiş olduğunu söyledi. Gerek yukarıda
belirttiğim nedenler …
Davalı Pretisyen Dr. O.Ş.’nin ifadesi
• Davalı Pratisyen Dr. O.Ş.’nın 20.04 tarihinde verdiği ifadesinde; ―Hasta bana
nöbetçi olduğum akŞam geldiğinde sağ yanında sancısı olduğunu söyledi.
Hastaya yaptığım muayenede sadece sağ tarafta kostovertebral açı hassasiyeti
vardı. Hastanın başka bir şikayeti yoktu. Muayenesinde de başka bir bulgu
tespit etmedim. Karında defans rebaundu yoktu. Renal Kolik düşündüm.
Sancısını hafifletmek için iğne yaptırdım ve reçete ettim. Bu ilacı kullanmasını
Pazartesi günü polikliniğe gelmesini söyleyerek hastanın şikayetleri
hafiflediğinde evine gönderdim. Hastalara tekrar tekrar söylememize rağmen
bu hastadan da anlaşıldığı üzere polikliniğe gitmeyerek Acil Servise
gelmekteler. Şikayetleri biraz hafiflediğinde önerilerimizi dikkate almayarak
uzman hekime gitmemektedirler. Acilden sağlık hizmeti almak daha kolaylarına
geldiği düşüncesindeyim. Konu hakkında söyleyeceğim bundan ibarettir.
Varsa?
Suçlu Kim? Hata Nerede?
ADLİ TIP KURULU RAPORU
• 19.01. tarihinde K. Devlet Hastanesinde dispepsi tanısı ile reçete
verdiliği, 21.01.tarihinde Renal Kolik tanısı ile Dicloron amp. yapılıp,
TİT istendiği, 26.11. tarihinde Akut Batın tanısı ile O. Devlet
Hastanesine sevk edildiği, orada Perfore Apendisit nedeniyle opere
edildiği, 31.01.'de öldüğü bildirilen 1986 doğumlu G.K. hakkında
düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bulunan,
I-

• Zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskobik,histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmamakla birlikte adli
dosyada mevcut belgelere göre,
• 19.01 tarihinde K. Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine "Dispepsi tanısı ile geldiği, tetkik istendiği,
• WBC:9.10, HB:12.40, HCT:35.10, PLT:214.00, lenfosit:2.30, Monosit:0.50, Gra:6.30, İdrar:Her sahada bol miktarda amorfürat kristalleri
görüldüğü,reçete düzenlenerek eve gönderildiği,
• 21.01 tarihinde K. Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine tekrar geldiği, Renal Kolit tanısı ile dicloron amp. yapıldığı,eve
gönderildiği,
• 26.01.2007tarihinde K. Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine tekrar geldiği Akut Batın ? tanısı ile O. Devlet Hastanesine
sevk edildiği, O. Devlet Hastanesine karın ağrısı, bulantı, kusma ile getirlidiği, yoğun bakıma alındığı,
• Laboratuar Bulgusu: Wbc:23,64 Hgb: 12,89 Hct:37,06 Glukoz:84 Üre:66 Ast:46 Alt:24 Ldh:S40 Koles.:90 Trig.370 CkMb:S,03 olduğu,
acil ameliyata alındığı, genel A.A., üst medyan insizyonla laparotomi yapıldığı, Explarasyonda perfore apandisite bağlı jeneralize
peritonit yaygın apseler olduğu, Apendektomi yapıldığı, Apseler drene edildiği, enfekte omentum tam eksize edildiği, Batın kapatıldığı,
Septik şok şeklinde ameliyata alındı.
• Ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alındığı, takiplerinde kardiak arrest geliştiği, CPR uygulandığı, cevap
alınamayarak exitus olarak kabul edildiği dikkate alındığında; Kişinin ölümünün perfore apendisit jeneralize peritonit
ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu,
II-
• 19.01 tarihinde K. Devlet Hastanesi Acil Polikliniğine karın ağrısı ile
geldiği, Dr. Ö.S. tarafından muayene edildiği, "Dispepsi tanısı ile tetkik
istendiği, WBC:9.10, HB:12.40, HCT:35.10, PLT:214.00,
lenfosit:2.30,Monosit :0.50, Gra:6.30, İdrar:Her sahada bol miktarda
amorfürat kristalleri görüldüğü,reçete düzenlenerek eve
gönderildiği,dikkate alındığında, akut batının başlangıçta subklinik
seyredebileceği, tetkiklerde kesin tanıya gidilemeyeceği tıbben
bilinmekte olup bu nedenle Dr. Ö.S‘na atfı kabil kusur bulunmadığı,
III-
• Adli dosyada mevcut belgelere göre, 21.01 tarihinde K. Devlet
Hastanesi Acil Polikliniğine tekrar geldiği, Dr. O. Ş. tarafından
görüldüğü, 2 gün önce yapılan tetkiklere bakıldığı, Renal Kolik tanısı ile
dicloron amp. yapıldığı, eve gönderildiği kayıtlı olduğu, 2 gün sonra
başlayan devam eden karın ağrısı şikayeti olan kişiye laboratuar
tetkiki ve ADBG çekilmeksizin eve gönderilmesinin uygun olmadığı,
ancak bu dönemde kişinin apandisit olup olmadığının bilinemediği, 5
gün sonra perfore apendisit tanısı ile ameliyat edildiği, uygun takip ve
tedaviye rağmen ölüm gerçekleştiği Dr. O. Ş.‟nın hastanın şikayetlerin
geçmediği takdirde üroloji uzmanı kontrolu önerdiği dikkate
alındığında; sorulduğu üzere Dr. O. Ş.‟nın kusur oranın 4/8 olduğu…
 İster birinci basamak sağlık merkezi doktoru olsun isterse daha sonraki
basamaklarda görev yapan doktor olsun akut karınlı hasta ile karşılaşan
hekimin amacı;
‘‘En kısa zamanda tanıyı doğru koyarak uygun tedavi planını uygulamak
OLMALIDIR!!’’
TANIM
•Akut Karın: Ani başlayan karın ağrısı ile karakterize, belirti ve bulguları
karın bölgesinde yoğunlaşan ve travma dışı nedenlere bağlı olarak
gelişen patolojilerin tümü “akut karın’’ başlığı altında incelenmelidir.
• Hekimin görevi hastalığın hangi gruba girdiğini belirlemektir. Yapılması
gerekenler;
Dikkatli bir anamnez
İyi bir fizik muayene
Tanıya yardımcı laboratuvar tetkiklerinin istenmesi
Bu esnada zaman dikkate alınmalı
Gereksiz sadece "rutinde isteniyor” şeklinde tetkiklerden
kaçınılmalı
ANATOMİ VE FİZYOLOJİ
SEMPTOMLAR
Bulantı ve Kusma
• Ağrının başlangıcından sonra görülen kusma akut apandisiti, başlangıcından önce
görülen kusma gastroenteriti düşündürür, sayısı ve karekteri de önemlidir.
• Safrasızsa pilor obstruksiyonu
• Fekaloitse intestinal tip obstrüksiyonu düşündürür
• Kolonik seviyedeki kusma geç ortaya çıkar
• Kusmadan sonra rahatlıyorsa duodenal ülser aktivasyonu veya pankreatit akla gelmeli
Ateş
İnflamatuar veya infeksiyöz olayı veya her ikisini düşündürür.

İştahsızlık
Akut peritonitli hastaların büyük çoğunluğunda vardır.
Gaz ve Gaita Çıkaramama
Ağrıdan sonra ikinci sıklıkla görülen şikâyettir. Cerrahi patolojileri öncelikle akla
getirmelidir
Kabızlık-İshal
• Kabızlıkta gaz çıkarma vardır ancak dışkılama olmaz.
• İshal, gastroenterit ve tıbbi akut karın tablolarının tanısında önemlidir. İshalin
içeriği ve sıklığı da tanıda önem arz eder.
• 24 saatlik periyottaki gaz gaita çıkarıp çıkaramadığı sorulmalı
Sarılık
Hepatopankreatobilier patolojileri düşündürür.
Akut kolesistit,
Kolanjit,
Hepatitlerde görülür.

Kanama
Mide-barsak sisteminde kanamanın lokalizasyonuna göre rengi farklı olur.
 AĞRI
 Karın ağrısı şikâyeti ile kliniğe başvuran bir hastada ilk saptanması
gereken bu ağrının akut karın ağrısı olup olmadığıdır.
 Eğer akut karın ağrısı ise ikinci aşama bu ağrının cerrahi bir akut
karın hastalığına bağlı olup olmadığının tespitidir.
 Kesin tanı konulana kadar asla ağrı kesici verilmemelidir, çünkü
ağrıya bağlı olarak gelişen fiziki bulguları maskeler. ***
 Bazı araştırmacılar akut karın ağrısını 6-8 saatten daha kısa süredir
var olan ağrı olarak tarif ederler.
 Karın ağrısı, bulantı, kusma, gaz, gaita çıkaramama ile birlikte ise
cerrahi bir akut karın akla gelmelidir.**
AĞRININ BAŞLAMA ZAMANI VE SÜRESİ:
• Ağrının aniden başlaması perforasyon veya rüptürü düşündürür (peptik ülser
delinmesi, abdominal aort anevrizma rüptürü gibi).
• Hızla başlayıp dakikalar içinde artan ağrı; kolik sendromları (biliyer, üreter
koliği, ince barsak tıkanıklığı), inflamatuar olayları (akut apandisit,
pankreatit, divertikülit), iskemik olayları (strangüle barsak tıkanıklığı,
volvulus) düşündürmelidir.
• Azar azar başlayıp saatler geçtikçe artan ağrı inflamatuar olaylar (apandisit,
kolesistit), tıkanma olaylarını (strangüle olmayan barsak tıkanması, idrar
retansiyonu) akla getirmelidir.
AĞRININ DESENLERİ:
1- İnflamatuar ağrı; bir başlangıç noktasından itibaren yavaş yavaş gelişir ve
ağrının şiddeti giderek artar. İlk evrede visseral tipte olan ağrı inflamasyonun tam
oturmasıyla somatik nitelik alır. Belirleyen en önemli özellik sürekliliktir*.
İnflamasyona bağlı olduğundan inflamasyon sürdükçe var olacaktır. Örnek olarak;
akut apandisit, akut kolesistit, akut pankreatit ve akut divertikülit verilebilir.
2- Kolik ağrı; şiddetli ve kesin ağrı, mekanik tıkanmaya karşı oluşan düz kasların
peristaltizm artışına ikincildir. Kolik ağrının nedeni düz kas spazmıdır. Bu spazm
aralıklı olacağından kolik ağrının belirleyici özelliği de aralıklı* olmasıdır. Kolik ağrı
deseni genellikle içi boş organların obstrüksiyonunu (renal, biliyer, kolik, mekanik
barsak obstrüksiyonu, boğulmuş fıtık gibi) gösterir.

3- İskemik ağrı: İskemik ağrının en belirgin özelliği aniden başlar, şiddetlidir ve


aynı düzeyde devam eder*. İskemik ağrının en sık görüldüğü durum mezenter
arter tıkanmasıdır.
4-Perforan ağrı: Lümenli organ perforasyonlarına bağlı oluşan ağrılardır.
Genellikle hasta tarafından tarif edilirken bıçak saplanır* gibi deyimi kullanılır.
İskemik ağrıdan farkı aynı şiddette devam etmemesidir. Örnek olarak peptik ülser
perforasyonu ve ince barsak perforasyonu verilebilir.

5-Birleşik ağrı: Bu tip ağrılarda birden fazla ağrı çeşidi aynı anda görülür.* Bu
ağrının en tipik ve sık rastlanan özelliği strangülasyonlu mekanik barsak
tıkanmasıdır.
AĞRININ DESENLERİ***
İNFLAMATUAR AĞRI KOLİK AĞRI İSKEMİK AĞRI

PERFORAN AĞRI BİRLEŞİK AĞRI


FİZİK MUAYENE

1-???

2-İNSPEKSİYON

3-OSKÜLTASYON!!!!

4-PALPASYON

5-PERKÜSYON

6-???
Vital bulgular hastanın genel durumunun önemli bir göstergesidir.
• Ateş, inflamasyon veya infeksiyon varlığını düşündürür,
• 39 0C üstü ateş apse, kolanjit veya pnömoniyi düşündürür.
• Hipotansiyon ve taşikardi hipovolemi veya sepsise işaret edebilir.

Fizik muayenede amaç periton irritasyon bulgularının olup olmadığının


saptanmasıdır.***
 DEFANS MUSKULER***

 İstemli

• Konuşularak ya da hastanın ilgisi başka tarafa çekilerek yenilebilir

 İstemsiz

• Zona Zoster

• Kot kırığı

• Metal zehirlenmelerinde
BULGU TANIMLAMA KLİNİK
Murphy bulgusu İnspirasyon esnasında sağ üst Akut Kolesistit
kadranda ağrı
Rovsing bulgusu Sol alt kadranı palpasyon esnasında Akut Apendisit
sağ alt kadranda ağrı oluşması
Coppernail bulgusu perine, labia, veya skrotumun Pelvik Fraktür
ekimozu
Culen Bulgusu Mavi Umbilikus Hemoperitoneum ,pankreatit
Grey Turner bulgusu Yanlarda Ekimoz Retroperitoneal Hemoraji,
pankreatit
Obturator bulgusu Uyluğun 90 derece flexion ve Pelvik apse veya appendisit
internal rotasyonunda ağrı oluşması
Ciltte aşırı hassasiyet Yumuşak palpasyonda karın Parietal peritoneal inflamasyon
duvarında hassasiyet
Iliopsoas Bulgusu Sağ alt kadranın derin palpasyonu Retroçekal Appendisit veya psoas
sırasında uyluğun fleksiyon haline üzerinde inflamasyonlu kitle
getirilmesi ağrıyı arttırır
Kehr Bulgusu Sol omuza vuran ağrı Sol diyafragma İrritasyonu,
dalakrüptürü/dal akta hematom
 Her iki cinste de inguinal bölgeler mutlaka kontrol edilmelidir
 Parsiyel obstruksiyona sebep olması bakımından Richter fıtığı kontrol
edilmelidir

 5-????
 Rektal muayene mutlaka yapılmalıdır
 Rektovesikal boşluk mutlaka yorumlanmalıdır (hassasiyet, dolgunluk, sıvı
açısından)
PELVİK MUAYENE REKTAL MUAYENE
TETKİK EDİCİ ÇALIŞMALAR

TANIYA YARDIMCI HASTAYI AMELİYATA HAZIRLAMAYA YARDIMCI

RADYOLOJİ LABORATUVAR Kanama pıhtılaşma testleri


Cross match
RUTİN
RUTİN Kan grubu
Tam kan
Ayakta batın grafisi Elektrolitler
Tam idrar
Yatarak batın grafisi Proteinler
Ayakta toraks grafisi RUTİN DIŞI Bilirubinler
Amilaz Arteryel kan gazları
İnorganik fosfor Yüzey antijenleri
RUTİN DIŞI
Gebelik testi
US
Üre
Kontrastlı grafiler
SPESİFİK TANI Şeker
BT
YÖNTEMLERİ Gaitada gizli kan
MR
Sedimentasyon
Endoskopi Sgot,SGPT
Parasentez EKG
Diagnostik Laparoskopi gGT, LDL
KAN TESTLERİ

Tam Kan Sayımı


Periferik Yayma
Kan biyokimyası
KŞ
KCFT
BFT
Amilaz (kan ve idrarda)
 İDRAR ANALİZLERİ

İdrar sedimentinin incelenmesi


Olayın renal kaynaklı olup olmadığı hakkında bilgi verir
Deneyimli bir biyolog gereksinimi vardır
Ancak idrar analizi enfeksiyon lehine dahi gelse hekim muayenesine
daha fazla güvenmelidir.
İdrarda profobilinojen ve kanda fibrinojen yüksekliği FMF lehinedir
Gebelik şüphesi olanlara Gebelik Testi yapılmalı
RADYOLOJİK İNCELEMELER

Direkt Grafiler***  Ultrasonografi


ADBG*** Akut kolesistit

Yatarak direkt batın grafisi Akut pankreatit

Sol dekubitus grafisi KC ve batın içi abseleri

Pelvik kitle varlığının gösterilmesi

Dezavantajı kullanıcıya bağlıdır. Apandisit düşünülen


hastada USG nin normal olması tanıyı ekarte ettirmez.
BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ
Özellikle pankreatik ve retroperitoneal hastalıkların varlığını ortaya koymada durumu
stabil hastada değerlidir.
Solid organ ya da karın içinde yer kaplayan solid-kistik lezyonların gösterilmesinde etkilidir.
ANJİOGRAFİ
Ekipmana ihtiyaç duyar
İntestinal iskemi ve
kanama düşünülen
hastada faydalı olabilir
Selektif arteriel
embolizasyonda
kullanılabilir.
Ancak acil şartlarda değeri
tartışmalıdır
DİAGNOSTİK ABDOMİNAL PARASENTEZ

Negatif olması bir anlam ifade etmez

Pozitifse anlamı büyüktür.

İşlemden önce hasta 5 dakika kadar sol yanına yatırılır.

Sol tarafta negatifse sağdan yapılır.


DİAGNOSTİK PERİTONEAL LAVAJ

Parasentez negatif olan hastalarda karın bulgularını açıklamakta zorluk


çekiliyorsa yapılır

Kateterden bol miktarda pıhtılaşmayan kan gelmesi halinde pozitifdir

Hastanın durumuna göre operasyona karar verilir


DİĞER İNCELEMELER
Radyonuklid incelemeler
Endoskopik İncelemeler

LAPAROSKOPİ

Künt karın travmalarında intraabdominal patolojilerin gösterilmesi


ve onarılmasında yüz güldürücü
Retroperitoneal bölgede yararı sınırlı
AYIRICI TANI KRİTERLERİ
Cerrahi Patolojiler
Medikal Patolojiler
Karın Dışı Patolojiler
CERRAHİ PATOLOJİLER
• Akut apandisit • Over kist ve tümör rüptürü
• Kolesistit • Mezenter arter-ven tıkanıklığı
• Peptik ülser perforasyonu • Boerhaave sendromu
• Akut mekanik barsak obstrüksiyonu
• Boğulmuş fıtık
• İnce-Kalın Barsak Perforasyonu
• Meckel divertiküliti
• Nekrotizan pankreatit
• Anevrizma rüptürleri
• Dış gebelik rüptürü
MEDİKAL PATOLOJİLER
• Akut ülser hecmesi • Akut lösemi,
• Gastroenterit • Kurşun zehirlenmesi
• Akut hepatit • Sistemik lupus eritematozis,
• Budd-Chiari sendromu • Akut hiperlipoproteinemi,
• Biliyer ve Renal Kolik • Herpes zoster,
• Üriner enfeksiyonları • Orak hücreli anemi krizi,
• Ailesel Akdeniz ateşi (AAA) • Narkotik zehirlenmesi,
• Primer peritonit • Tabes dorsalis,
• Tüberküloz peritonit • Herpes zoster,
• Addison krizi • Karın duvarı hematomu,
• Pelvik peritonit • Hennoch-schönlein purpurası,
• Üremi • Poliarterizis nodoza
• Gastrit
• Dismenore
• Endometriozis
• Mittelschmerz
KARIN DIŞI PATOLOJİLER

• Bazal pnömoni
• Plörezi
• Spontan pnömotoraks
• Miyokart infarktüsü
• Ampiyem
• Perikardit
• Akciğer infarktüsü
• Testis torsiyonu
• Kaburga kırıkları
TEDAVİ

Primer hastalığın tanısı konamıyor ve peritonit tanısı


konulmuşsa, sıvı ve elektrolit dengesi hemen sağlanmalı ve
cerrahi girişim (eksplorasyon) planlanmalıdır.

 Cerrahi girişim etkene yönelik yapılmalıdır.


Filmin türü?
Hangi anomali var?
Teşhis?
• Ayakta toraks X R, Diyafram altında serbest hava, perforasyon
• • 85 yaşında yaşlı hasta
• Ani meydana gelen epigastrik ve omuza vuran ağrı, dehidrate, yaygın
peritonit sonucu toksik durum
• Diyafram altında serbest hava viseral organ perforasyonunu önerir.
• Hastanın perfore pre pylorik ülseri vardı ve ülser deliği sütüre edildi.
• Diyafram altında serbest hava perfore peptik ülserli hastaların yaklaşık
%60’ında görülür. Serbest havanın olmaması perforasyonu ekarte etmez.
• Serbest gaz abdominal cerrahiden kısa bir süre sonra görülür fakat 7-10
gün sonra kaybolur.
Ne tür tetkik?
Anomaliteyi nasıl tanımlarsınız?
Teşhis?
• 1. Baryum enema 2. elma tipi darlık 3. kolon kanseri
• 72 yaşında kadın hasta
• 3 aydır devam eden kolik tarzında karın ağrısı ve rektal kanama •
• Rektal ve sigmoidoskopik muayenede özellik yok.
• Bu hastaya sigmoid kolektomi patoloji Duke C.
Ne tip film?
Nasıl anomalite?
• Düz abdominal grafi 2. Sigmoid volvulus
• 89 yaşında yaşlı kadın • 4 günlük konstipasyon ve abdominal
distansiyon hikayesi • Yaygın distansiyon • X-ray de sigmoid
volvulusun tipik özelliği var. Sigmoidoskopide rektum boş.
Ne tip tetkik?
Ne tür anomalite?
• Baryumlu grafi 2. Divertikül
• 70 yaşında yaşlı kadın • Postprandial karın ağrısı • Endoskopi normal •
Baryumlu grafi proksimal ince barsakta divertikül ve parsiyel intestinal
obstrüksiyon gösteriyor. • Teşhis jejunal divertikülosiz. • rezeksiyon ve
primer anostamoz
Ne tür anomali?
• Dilate kolon – toksik megakolon
• 40 yaşında erkek • Kanlı diyare hikayesi • Fleksibil sigmoidoskopide
akut kolit bulguları mevcut olup biyopside ülseratif kolit tanısı
konmuştur. • parenteral steroid ve mesalazine verilmesine rağmen
semptomlar gerilemedi. • Üç gün içinde abdominal distansiyon ve
peritonit bulguları gelişti. • X RAY de dilate kolon ve mukozal ödem
görülmekte. • Bu hastaya subtotal kolektomi yapildı
Ne tip tetkik?
Ne tür anomalite?
• kontrastlı CT 2. pankreatit
• 70 yaşında yaşlı kadın • Ani başlayan ciddi epigastrik ağrı • Toksik,
dihidrate ve peritonit bulguları mevcut. • Amilaz yükselmiş • Ciddi
pankreatit • CT yaygın ödem göstermektedir.
• Ne tip tetkik?
• Ne tür anomalite?
• Ultrasonografi 2. Safra taşı
• 45-yaşında yaşlı kadın • Sağ üst kadranda aralıklı ataklar • Karın ağrısı
• Her bir atak 2-3 saat sürdü ve bulantı kusma eşlik etti. • Sarılık yok •
Karaciğer fonksiyon testleri normal • Klinik tablo biliyer kolik • US
fundusta tek taş • Safra kanalı normal çaplı • Laparoskopik
kolesistektomi uygulandı.
SONUÇLAR
• Akut karın birçok hastalığı kapsayan geniş  bir tablodur. Akut karın şüphesi olan hastalar cerrahla beraber
izlenmelidir.

• Karar verilemeyen olgularda en iyi yöntemlerden biri hastanın yatırılması ve aralıklarla fizik muayenenin
tekrarlanmasıdır. Preoperatif değerlendirmeden amaçlanan ameliyat gerektiren bir hastalık olup
olmadığının anlaşılmasıdır.

• Preoperatif değerlendirmelerde şüpheli olgularda BT kullanılabilir. Ayakta direkt batın grafi çok önemli
bir tetkik yöntemidir.

• Akut karın tanısında hikâye ve fizik muayene yeterlidir.

• Laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri şüpheli olgularda ve ayırıcı tanıda yardımcıdır.

• Akut karın ağrısının tanı ve tedavisinin hızla yapılmasının hayat kurtarıcı olduğu UNUTULMAMALIDIR.
Akut karın ağrısı

Hemodinami stabil Hemodinami nonstabil

Aort veya diğer karın arterlerinin


Rijit karın anevrizma rüptürü
yok Dış gebelik rüptürü
Spontan dalak rüptürü
Rutin lab ve radyoloji tetkikleri KC hemanjiom rüptürü

var
Cerrahi nedenli Non spesifik Resütasyon ve ameliyat

Rijit karına sebep olan medikal nedenler:


yok Narkotik zehirlenme
Kurşun zehirlenmesi
Kas hastalıkları vb.
olabilir
Resütisasyon ve ameliyat
yok var
Araştır

Medikal tedavi başla


KARIN AĞRISI İLE BAŞVURAN BİR HASTADA;

MUAYENE BULGUSU OLARAK REBOUND VE DEFANSIN VARLIĞI

HASTANIN CERRAHİ BİR MERKEZE GÖNDERİLMESİNİ GEREKLİ KILAR***


BU ŞEKİLDE BAŞVURAN BİR HASTAYA
ANALJEZİK VERİLMESİ
KONTRENDİKEDİR
VE
TIBBİ HATADIR***
AKUT KARIN TABLOSU BİR KLİNİSYENİN MESLEK HAYATINDA EN SIK

KARŞILAŞTIĞI VE TANINMADIĞI TAKDİRDE HASTANIN HAYATINA MÂL

OLAN BİR TABLODUR.


«İYİ BİR DOKTOR OLMAK İSTİYORSANIZ ÖNCE
İYİ BİR İNSAN OLMALISINIZ»

You might also like