Professional Documents
Culture Documents
Eğitim 1
Eğitim 1
Eğitim 1
ASUDE
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ BİLGİN
Gelişim
Bireyin doğum öncesinden başlayıp ölümüne kadar bedensel, zihinsel, duygusal,
sosyal, ahlaki ve cinsiyet gelişimi bakımından geçirdiği tüm değişim ve
gelişmelerdir.
Boyun uzaması,
Organların ağırlığının artması.
Olgunlaşma
Bireyin herhangi bir organının, o organın gerektirdiği işi yapabilecek düzeye erişmesidir.
Bireyin belli davranışları, belli dönemlerde kazanabilmesine kritik dönem denir. Birey belli bir
yaş evresinde, bir önceki evreye oranla belli davranışları kazanmaya hazır konumda bulunur.
Bu nedenle bireyin öğrenme yaşantılarını kritik dönemde diğer dönemlere göre daha hızlı
kazanabilir.
Örneğin; bir bebek yaşıtlarına göre daha erken doğmamışsa o bebeğin konuşmasıyla
ilgili kritik dönem 12 ay, 15 ay arasıdır. Bu bebeğin 36 ayda konuşmaya başlaması, o
bebeğin konuşmayla ilgili olarak kritik dönemin geçildiğini gösterir.
Öğrenme
Öğrenme Davranışta Bir Değişikliktir
Davranışın değişmesi, eskiden yapılmayan bir hareketin yapılması, bir görüş ve düşüncenin
benimsenmesi ya da bırakılması anlamına gelir. Bu değişiklik iyiye doğru olabileceği gibi kötüye doğru da
olabilir. Örneğin, bir çocuğun çok yalan söyleyen arkadaşına bakarak yalan söylemeye başlaması olumsuz
bir davranış değişikliği iken, araba kullanan birinin kırmızı ışıkta durması olumlu bir davranış değişikliğidir.
Davranış Değişikliğinin Gözlenebilir Olması Gerekir
Öğrenmenin kendisi içsel (zihinsel) bir süreç olduğu için doğrudan gözlenmez. Gözlemlenen ancak bireyin
performansıdır (Performans, öğrenilenin gözlenebilir hale dönüşmesidir).
Bu değişikliğin olabildiğince devamlı ve kalıcı olması gerekir.
Davranış değişikliğinin eğitim-öğretim, tekrar ve yaşantılar (deneyimler) sonucu meydana gelmesi
gerekir. Yeni doğan bebeğin ağlaması öğrenilmiş bir davranış değilken, hemşireyi görünce ağlayan
bebeğin davranışı öğrenilmiştir.
Neler Öğrenme Değildir?
1- Geçici davranışlar öğrenme sayılmaz. Hastalık, sakatlanma, yorgunluk, uykusuzluk, ilaç alkol
ya da uyuşturucu gibi nedenlerle meydana gelen ve ortaya çıkmasına yol açan etken ortadan
kalktığında kaybolan davranış değişiklikleri öğrenme kabul edilmez.
2. Büyüme, olgunlaşma sonucu ortaya çıkan değişmeler de öğrenme sayılmaz. Örneğin,
yürüme, süt dişlerinin çıkması, ergenlikte sesin kalınlaşması öğrenme değildir. Olgunlaşmanın
kendisi öğrenme değildir fakat öğrenmenin ön koşuludur.
3. İçgüdü davranışları öğrenme sayılmaz. Örneğin, kuşların belli mevsimlerde göç etmesi, arıların bal
yapması gibi.
4. Refleksler öğrenme değildir. Dıştan gelen bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı (otomatik),
basit, oldukça hızlı ve tutarlı bir tepki olan refleksler de öğrenme değildir. (Göz bebeğinin ışığa karşı
tepki vermesi gibi, tozlu bir ortamda hapşırma gibi)
5. Kişiyi belli bir hedefe iten ihtiyaçlar nedeniyle ortaya çıkan, organizmanın yaşamasına ve neslin
devamına hizmet eden iç dürtüler (birincil güdüler) de öğrenme sayılmaz. (Acıkan bir insanın
yiyeceğe yönelmesi gibi)
https://www.psikolojibilimi.gen.tr/ogrenmenin-tanimi-ogrenme-nedir-psikolojide-ogrenme/
Gelişimin Temel İlkeleri
Cinsiyete bağlı kalıtım, diğer 22 çift kromozomlardan ziyade cinsiyet krmozomlarında yer alan
genlerin özelliklerinden etkilenmektedir (Sigelman ve Rider, 2017). Erkeklerde sadece bir tane
X kromozomu bulunmaktadır. X kromozomunda değişen, hastalık yaratan bir gen varsa X
bağlantılı bir hastalık taşınabilir. Kadınlarda ise ikinci bir X kromozomu olduğu için, kadınların
X bağlantılı hastalığa sahip olmama olasılıkları yüksektir. Sonuç olarak, X bağlantılı hastalıkları
olan çoğu birey erkektir. Hemofili ve frajil-X sendromu, X bağlantılı kalıtım hastalıklarına örnek
olarak verilebilir (Santrock, 2011).
Genetik baskılanma ilkesi
Genetik baskılanma, anne veya babadan geçen bir genin farklı etkilerine bağlı olarak meydana
gelen kimyasal bir süreçtir ve gen çiftinin birini baskılar. Örneğin, genetik baskılanma sonucu,
anneden geçen gen aktif iken, babadan geçen gen aktif olmayabilir ya da tam tersi olabilir.
İnsan genlerinin yalnızca küçük bir yüzdesi genetik baskılanma sürecindedir, bu durum
gelişimin normal ve önemli bir yönüdür. Genetik baskılanma bozulduğunda bir büyüme
bozukluğu olan Beckwith-Wiedemann sendromu ve bir tür kanser türü olan Wilms tümörü
durumunda olduğu gibi gelişim olumsuz etkilenir (Santrock, 2011).
Çok genli kalıtım ilkesi
İnsanoğlunun en önemli özellikleri tek bir gen çiftinden değil, birden fazla çevresel faktörle
etkileşen çok genli kalıtımdan etkilenir (Sigelman ve Rider, 2017). Örneğin, boy, kilo, zeka, deri
rengi, mizaç ve kansere yatkınlık gibi özellikler, çok genli kalıtım sonucu ortaya çıkar. Belirli bir
özelliğe katkıda bulunan gen sayısı arttıkça olası fenotiplerin ve genotiplerin sayısı da hızla
artmaktadır. Boy, zeka veya diğer çok genli özelliklerin kaç tane gen çiftinden etkilendiğini tam
olarak bilinmemektedir (Shaffer ve Kipp, 2014).
Gelişim baştan ayağa doğrudur:
Gelişim içten dışa doğrudur:
Gelişim Ödevleri: Havinghurst
Kritik dönem kavramının öneminden hareketle Havighurst gelişim ödevleri kavramını
geliştirmiştir. Havighurst, bireylerin gelişimlerinin dönemler halinde gerçekleştiğini ve her
dönemde yerine getirilmesi gereken görevler ve kazanılması gereken özelliklerinin
bulunduğunu belirtmiştir. Her dönemin gerektirdiği gelişim görevleri kazanılmadığında, bir
sonraki dönemde kazandırılmaları zor olur. Havighurst bireylerin geçirdikleri yaşam dönemleri
ile bu dönemlerde yerine getirmeleri zorunlu olan gelişim görevlerini şöyle sıralamıştır:
Gelişim Dönemleri ve Görevleri
1. Doğum Öncesi (Prenatal dönem)
a) Ovum dönemi (Germinal dönem) - İlk 15 gün
b) Embriyo dönemi – 2 Hafta- 2 ay
c) Fetus dönemi- 3. aydan doğuma kadar
2. Doğum Sonrası (Postnatal dönem)
a) Yenidoğan dönemi (Neonatal dönem) 0-2ay
Homeostatik denge- yaşam dengesi
b) Bebeklik – 2 yaş sonuna kadar
C) İlk çocukluk- 2-6 yaş Dil gelişimi
d) Son çocukluk 6- 12 yaş Toplumsallaşma
e) Erinlik 12-13 yaş Cinsel gelişimin başlaması
f) Ergenlik 12-18 (20) Kişilik gelişimi
g) Gençlik 20-30 Toplumsal gelişim: İş ve eş seçimi
h) İlk yetişkinlik 30-45 Üretkenlik
J) Son yetişkinlik 45-65 Yaratıcılık ve yöneticilik
k) Yaşlılık 65+ Gerileme
Doğum Öncesi Dönem
Doğum öncesi gelişim döllenme ile başlar ve 266-280 gün devam ederek doğumla sonlanır.
Doğum öncesi gelişim üç döneme ayrılır; germinal dönem, embriyonik dönem, fetal dönem
Germinal Dönem
Döllenmeden sonraki ilk iki hafta içinde yer alır. Döllenmiş yumurta bu dönemde zigot olarak
adlandırılır.
Hücre bölünmesi ve zigotun uterus (rahim) duvarına tutunması germinal dönemde gerçekleşir.
Embriyonik Dönem
Döllenmeden sonraki 2-8 hafta arasındaki dönemdir.
Bu dönemde hücrelerin farklılaşma hızı yoğunlaşır, destek sistemleri ve organlar oluşur.
Hücre kümesi artık embriyo adını alır. Burada canlı artık bir hücre yığını değildir. Organlar
oluşmaya başlamıştır ancak tüm canlıların embriyoları birbirine benzemektedir.
Embriyonun gelişen destek sistemleri amnion, göbek kordonu ve plasentadır.
Amnion; gelişmekte olan embriyonun yüzeceği içi temiz su dolu bir torba gibidir. Nem ve ısı
derecesi açısından olduğu kadar şok geçirmezlik açısından da kontrollü bir çevre sağlar. Göbek
kordonu ve plesenta aracılığıyla da anneden gereklş besin ve oksijeni sağlar.
Göbek kordonu; bebeği plasentaya bağlayan yaşam destek sistemidir. İki atar damar ve bir toplar
damardan oluşur.
Plasenta; içinde anne ve bebeğin küçük kan damarlarının sarmal olduğu disk biçiminde doku
grubundan oluşmuş yaşam destek sistemidir.
Fetal Dönem
2. aydan doğuma kadar (28.-40. haftalar) devam eden dönemdir. Burada artık canlı insan yavrusu
olma yolunda önemli adımlar atmaktadır.
Döllenmeden sonraki 3. ayda fetus yaklaşık 7,6 cm uzunluğunda ve 85 gr ağırlığındadır. Kollarını
ve bacaklarını hareket ettirir, ağzını açıp kapatabilir ve başını çevirebilir. Genital organları
kız/oğlan olarak tanımlanabilir.
4. ayın sonunda fetus yaklaşık 15 cm boyunda ve 113-198 gr. ağırlığındadır.
Yaklaşık bu dönemde bebeğin kol ve bacak hareketleri anne tarafından hissedilir.
5. ayda cilt yapılaşması biçimlenir, 6. ayın sonunda göz kapakları tamamen biçimlenir ve başı ince
bir saç tabakası kaplar. Yakalama refleksi vardır ve düzensiz solunum hareketleri ortaya çıkar.
Doğum öncesi gelişimin son iki ayında yağ dokuları gelişir. Kalp, böbrek gibi çeşitli organ
sistemleri çalışmaya başlar.
DOĞUM ÖNCESİ DÖNEMDE
TERATOLOJİ VE HASARLAR
Teratojen “normalden farklı, anormal yapı oluşturan” anlamında kullanılır.
Gebelikte teratojen madde “maruz kalınması durumunda bebekte yapısal bozukluklar yaratan
etken” anlamına gelir
Hasarın tipi ve şiddeti üç faktöre göre
değişir;
Doz
Genetik yatkınlık
Maruz kalma zamanı (Embriyonik
dönem fetal dönemden çok daha
kritiktir. Çünkü organlar henüz oluşum
aşamasındadır.)
TERATOJENLER VE ETKİLERİ
ancak bu zaman aralıklarından daha önceki ve sonraki zaman aralıklarında aynı etkiye sahip
olmadıklarını ya da daha az bir etkiye sahip olduklarını söylenebilir.
KROMOZOM VE GENE
BAĞLI HASTALIKLAR
Anne ve babadan gelen kromozomların kopyalanması sırasında, bazen ortaya çıkan hatalar,
Erkeklerde daha sık olur ve daha sert seyreder. Geniş alın, büyük ve belirgin kulaklar ve
büyük çene gibi yüzde hafif deformasyon görülür. Ayrıca, zeka geriliği, öğrenme güçlüğü ve
otizm özellikleri görülmektedir.
TURNER SENDROMU
Kadınların normal gelişme ve büyüme örüntüleri için iki X kromozomuna ihtiyaçları vardır
(Cummings, 2014). Turner sendromunda sadece bir cinsiyet kromozomu (X) bulunur ve bu
sendrom, 10.000 kadında 1 görülür. Bir X geni eksiktir ve kişi 45 kromozomludur.
Turner sendromlu kadınların boyları kısa ve boyunları kalındır. Kısırlık problemlerinin yanı
sıra bazı vakalarda böbrek, kalp ve damar bozuklukları da görülmektedir. Uzaysal algılama
ve ince motor becerilerde problem görülmesine rağmen, zekada bir problem
bulunmamaktadır (Pasternak, 2005).
GENETİK BOZUKLUKLAR
Genetik anormallikler düzensiz kromozom sayısının yanı sıra zararlı genler nedeniyle ortaya
çıkabilir. Birçoğu nadir olmakla birlikte, hemofili, kistik fibriyosis gibi 7.000’den fazla genetik
bozukluk tanımlanmıştır.
https://cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/19_20_Bahar/gelisim_psikolojisi/3/index.html
AKRABA EVLİLİĞİ
Endogami olarak tanımlanan akraba evliliklerinin en önemli nedenleri;
aileye ait mal varlığının dağılmama istemi, aile bireyleri arasında bütünlüğü,
sevgi ve saygıyı koruma, büyüklerin istek ve sözlerinden çıkamamaktır.
bir faktördür.
Özellikle son yıllarda, dengesiz ve yetersiz beslenmenin beyin gelişimini olumsuz etkilediği
hücre yüzeylerinde yer alan proteinler olup bağışıklık sisteminde cevaba yol açmaktadır. Rh
Faktörü kırmızı kan hücresinin (eritrosit) yüzeyinde yer alan bir protein tipidir.
Ayrıca, anne adayının yasının ilerlemiş olması nedeniyle annede yaşla birlikte ortaya çıkan
hastalıkların görülme olasılığı artmaktadır.
RADYASYON
Hamilelikleri sırasında röntgen ve radyum ısınlarından etkilenen anne adaylarının
bebeklerinde körlük, mikrosefali (beyinin küçük oluşu), anensefali( beyinin olmayışı), kafa
kemikleri kusurları, yarık damak kusurları oluşmaktadır.
ALKOL VE SİGARA
KULLANIMI
Anne adayının alkol kullanması, doğacak bebeklerde fiziksel, zihinsel ve
bağışıklık sistemi, zayıf bebekler, kalp, eklem, kol ve bacak kusurları ve zeka
geriliklerine anneleri sigara içen ve alkol alan bebeklerde daha çok
rastlanmaktadır.
DOĞUM SIRASI FAKTÖRLER
Doğum sırasında, bebeğin yeterli oksijen alamamasına “perinatal anoksiya” denilmektedir.
Bu durum, plasentanın erken ayrılması, bebeğin ters doğması, bebeğin boynuna kordon
dolanması ve uzun süren doğumlarda ortaya çıkmaktadır. Bebeğin uzunca bir süre oksijen
alamaması beyin hücrelerinde tahribata neden olmaktadır. Bu durum da beyin felcine,
epilepsiye, zeka geriliğine ve diğer bazı kusurlara neden olabilmektedir.
DOĞUM SONRASI
FAKTÖRLER
Doğumdan hemen sonra anne ile bebek arasında oluşması beklenen bağlılık,
Çocuğun beslenme düzeyi,
Anne sevgisi veya yoksunluğu,
Çevredeki uyarıcı zenginliği veya yoksunluğu,
Çocuğun geçirdiği enfeksiyon hastalıklar,
Yaşadığı duygusal şoklar,
Kazalar.
Arkadaş grupları
Kitle iletişim araçları
BİREYİN GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Doğum Öncesi Faktörler Doğum Sırası Faktörler Doğum Sonrası Faktörler
Doğum sırasında bebeğin geçirdiği travmalar, Doğumdan hemen sonra anne ile bebek arasında
Kalıtım,
oluşması beklenen bağlılık,
Kromozom ve gene bağlı hastalıklar ve özürler,
Bebeğin doğumunun sağlıksız koşullarda ve
Çocuğun beslenme düzeyi,
ehliyetsiz kişiler tarafından yaptırılması ve gerekli
Annenin yaşı,
önlemlerin alınmaması
Anne sevgisi veya yoksunluğu,
Annenin beslenme düzeyi,
Annenin kullandığı ilaçlar, Çevredeki uyarıcı zenginliği veya yoksunluğu,
Alkol ve sigara kullanımı
Çocuğun geçirdiği enfeksiyon hastalıklar,
Madde bağımlılığı,
Annenin radyasyona maruz Yaşadığı duygusal şoklar,
kalması,
Kazalar.
Anne ve babanın kan uyuşmazlığı,
Arkadaş grupları
Annenin geçirdiği enfeksiyon hastalıklar,
Kitle iletişim araçları
Annenin süreğen bir hastalığının olması,
Hamilelik toksemisi,
Annenin duygusal yaşantısı.