Professional Documents
Culture Documents
MİHRAPLAR
MİHRAPLAR
MİHRAPLAR
EBRU KURBAN
MİHRAP
Mihrabın Tanımı: Mihrap kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup; saray, sarayın
harem kısmı veya hükümdarın tahtının bulunduğu bölüm, Hıristiyan azizlerinin heykel
hücresi, çardak, oda, köşk, yüksekçe yer, meclisin baş tarafı, en şerefli kısım, evin en
güzel yeri, hayvanın boğazı, insanların toplandıkları yer, yiğit, cesur, harpçi, arslan
yatağı gibi anlamlara gelmektedir . Arseven mihrabı; cami, mescit ve namazgâhlarda
kıbleyi ve imamın namaz kıldırırken duracağı yeri gösteren mimari elemanın adı olarak
nitelendirmiştir .
• Kelimenin “çatışmak ve savaşmak” anlamlarındaki harb kökünden türediği, bunun da
işaret edilen önemli yerlere ulaşmak veya bunları korumak ve savunmak için büyük
çaba gösterilmesi ve savaşılmasıyla irtibatlı olduğu söylenmiştir. Ayrıca şeytan, kötü
düşünce ve arzularla savaşmak anlamına geldiği de düşünülmüştür. Bir yapıdaki esas
mihrabın dışında bir de mihrabiyeler vardır.
• Mihrabiye ise; genellikle taç kapı nişinin yan duvarlarında ya da son cemaat
mahallinin kıble cihetindeki duvara yerleştirilmiş fonksiyonel olmaktan çok tezyini
özelliğe sahip küçük nişlerdir.
Mihrabın Tarihçesi ve Mimarisi
*Suffa, İslam peygamberi Muhammed'in, Medine döneminde Mescid-i Nebevi'nin duvarına bitişik olarak kurdurduğu hurma dallarıyla örtülmüş gölgelik.
Cemaate bir saf daha ilave edebilme imkânı sağlayan nişi yarım daire planlı mihrapların
en eski örnekleri bu iki cami ile Şam Emeviye Camii‟ndedir(705–714). Günümüze
kadar gelmeyen her üç mihraptaki nişin üst kısmında kavsara ve kemerin nasıl
şekillendiği bilinmemektedir. 691 tarihli Kubbetüssahra‟da kayanın altında bulunan
mescid deki mihrabın fazla derin olmayan formuyla bu güne ulaştığı bilinen en eski
mihrap olduğu belirtilir.
Selçuklu Hanedanı ve özellikle Osmanlılar zamanında yapılan taş
ve çini çeşitleriyle diğer İslam ülkelerinin hiçbirinde görülmeyen
bir değişiklik arz etmiştir. Özellikle Bursa'daki Yeşil Camii'nin
mihrabı Osmanlı mihrap mimarisine örnektir. Bu caminin çinili
mihrabı kendi cinsleri arasında en büyük ölçüde yapılmış olanıdır.
Mihrap önünde kubbenin olması bu yapıyı, diğer İslam
ülkelerindeki uygulamalardan ayıran en önemli özelliktir.
• Türklerde ise mihraba sanatsal anlamda büyük önem verilmiştir. Mihraplar, taş
veya ağaç ve hatta çini sanatının müstesna birer eserleri olarak meydana
getirilmiştir. Osmanlı döneminde de mermer mihraplar ön plana çıkmıştır. Bir
nişte yer alan mihrap sütunçeler, bordürler, kavsara, kemer, köşelik, kitabe ve
tepelik gibi elemanlardan oluşur. Kavsara yarım kubbeli, dilimli yarım kubbeli ve
mukarnaslı formlar göstermekte; niş ise yarım daire, atnalı, dikdörtgen, çok
kenarlı veya çift kademeli olabilmektedir. Ancak bu elemanların bir kısmının yer
almadığı mihraplar da vardır. Plan ve cephe düzeni bakımından farklılıklar
gösteren mihraplarda niş kıble duvarından dışarıya taşabileceği gibi duvar
kalınlığı içinde de kalabilir.
Mihrabın camilere günümüzdeki şekliyle girmesi Emeviler devrine kadar
dayanmaktadır. Emeviler devrinde camilerin ayrılmaz bir unsuru olarak dini hayata
giren Mihrap, İlk zamanlarda, yani Peygamber döneminde renkli bir çizgi veya
üzerinde belirli işaretler bulunan bir taş levha gibi herhangi bir işaret ile
gösterilmekteydi. Emeviler döneminde mihraplar, yarım daire veya at nalı planlı bir niş
şeklinde yapılmıştır. Yarım daire planlı niş şeklindeki ilk mihrap I. Velid zamanında
Mescid-i Nebevi'de, Emevi halifesi Ömer b. Abdülaziz tarafından inşa ettirilmiştir. Daha
sonra Fustat’daki Amr Camii’nde ve Şam’daki Emevi Camii’nde yapılmışsa da bu üç
mihrap günümüze ulaşmamıştır. Günümüze ulaşan en erken tarihli mihrap örneği
Basra Ömer Camii'nin yarım daire planlı mihrabıdır.
Mihrabın bölümleri
VI-Kavsara: Mihrab nişinin üst kısmı olup aynı zamanda nişi örten
bölüm olarak da bilinmektedir. VII-Kuşak: Nişin alt kısmı ile kavsara
arasında şerit şeklinde yer alan kısımdır.
Mihrabın sağ üst kısmına "Allah", sol üst kısmına "Muhammed" veya
üst kısma yalnız "İhlâs" sûresinin yazıldığı da görülür. Osmanlılarda geceleri
imamın namazda görülebilmesi için mihrabın iki tarafına büyük ve yüksek
bir şamdan konulmakta ve bunlara dikilen kalın mumlar geceleri
yakılmaktaydı. Günümüzde petrol lambalarının veya elektriğin
aydınlatmada kullanılmasıyla bu şamdanlar bazı büyük camilerde süs ve
hatıra olarak korunmaktadır.
Mihraplarda görülen yazılar içerik olarak değerlendirildiğinde büyük
bir kısmının caminin amacıyla aynı paydada bir araya geldiği gözlenir. Camiler
ibadet maksadıyla özellikle de namaz ibadeti için inşa edilmiş ve ayetlerin büyük
çoğunluğu namaz hususundadır. Bu ayetler namazın önemi, namazı kılmanın
gerekliliği, namaz kılanın kurtuluşa ereceği ve buna benzer konuları
içermektedir. Bakara suresi 144. ayet, Tevbe Sûresi 18 ve 108. ayetler, Hud
Sûresi 114 ve 115. ayetler, İsra Sûresi 78 ve 79. ayetler, Hac Sûresi 77. ayet,
Mü‟minun Sûresi 1ve 2. ayetler, Nur Sûresi 36 ve 37. ayetler, Fetih Sûresi 29.
ayet, Cuma Sûresi 9 ve 10. ayetler namaz konusunun geçtiği mihrap yazılarına
örneklik eder.
Mihraplarda ayetlerin dışında, az da olsa başka yazılarda
görülür. Bunların içinde en yaygını Kelime-i Tevhid olmakla birlikte
Kelime-i Şehadet, Besmele, inşa kitabeleri, Allah‟ın isimleri, Hz.
Peygamber ve Sahabe sözleri, halife ve hükümdar isimleri, Tekbir
ve bazı dualar da yer almaktadır.
Mihraplarda birçok süsleme unsurunun var olduğu görülmüştür. Ağırlıklı
olarak farklı şekillerdeki geometrik motiflerin yer almaktadır. Mihraplarda
geometri motifleri yanında yer yer geçmeler, rumi motifleri yer almaktadır. Yazı
ise bu süsleme unsurları içinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Ve yine
görülmüştür ki yazı sadece süsleme elemanı değil aynı zamanda önemli bir mesaj
verme yoludur. Bu yol da İslam sanatında en iyi şekilde değerlendirilip ortaya göz
kamaştıran şaheserler çıkarılmıştır.
KAYNAKÇA
•Celal Esad Arseven(1971), Türk Sanatı Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
•Celal Esad Arseven(1966), Sanat Ansiklopedisi, 5 cilt, Milli Eğitim Yayınları, İstanbul.
•Ergun Tamer, İstanbul Anıtlarının Çinili Mihrapları ve Mihrap Duvarlarının Çini ile Süslenmesi (1963), İÜ Ed.Fak. Sanat Tarihi.
•Eskici, B. (2001), Ankara Mihrapları, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, I.Baskı.
•Hafız Hüseyin Ayvansaraylı(1987), Camilerimiz Ansiklopedisi, Aile ve Kültür Kitaplığı Yayınları, İstanbul.
•Mehmet Efendi Ayıntabi(1957), Tıbyan Tefsiri, Bütün Kitabevi, İstanbul.
•Oktay Aslanapa(1999), Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, 5. Basım, İstanbul.
•Ödekan Ayla (1997). "Mihrab". Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Cilt 2, 1244. İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları.
•Ömür Bakırer (2000), Onüç ve Ondördüncü Yüzyıllarda Anadolu Mihrabları, Türk Tarih Kurumu, Ankara.
•Yılmaz Can, - Recep Gün (2006) Ana Hatlarıyla Türk İslam Sanatları ve Estetiği, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2006.
•Yılmaz Can, - Recep Gün (2006) Ana Hatlarıyla Türk İslam Sanatları ve Estetiği, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2006.
•Yetkin Suut Kemal (1965). İslam Mimarisi (1.Baskı). Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
•Yetkin Şerare (1986), Anadolu'da Türk Çini Sanatının Gelişmesi (2.Baskı), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları