Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 452

OKÜLER ACİLLER- GİRİŞ


Acile baş vuran hastaların %2 sini göz vakaları oluşturur

Göz travmaları genellikle baş travmaları ile birlikte gözlenir

Gözü ilgilendiren acil bir durumla basvuran hastada öncelikle yapılması gerekenler söyle sıralanabilir:

1- Hayati tehlikeye sebep olan durumların hemen tedavi edilmesi gerekmekte ve hastanin genel durumu
ve nörolojik bulgularının stabillesmesi sağlanmalıdır.

3- Eğer mekanik bir travma var ise göz ovuşturulmamalı ve baskı uygulanmamalı

2- Eger göze kimyasal bir travma olmussa göz doktoru beklenmeden, göz acilen toksik olmayan bir sıvıyla
yıkanmalıdır.

3- Geçmis medikal hikaye alınmalıdır.

4- Oküler hikaye ve travmatik olayın hikayesi alınmalıdır.

5- Sonrasında göz muayenesi yapılmalıdır.


OKÜLER ACİLLER- GİRİŞ

• Kırmızı göz zaman zaman önemsiz göz hastalığının ilk bulgusu olsa bile,

• Kırmızı göz sıklıkla görmeyi tehdit eden ciddi bir travma veya hastalığın işaretidir.
OKÜLER ACİLLER- MUAYENE

 Görme keskinliği,HER ZAMAN,her göz için ayrı ayrı alınmalı!!!!!

• 6 metrelik uzaklıktan bir Snellen Levhası okutularak ölçülmelidir.

• Hastalar uzak gözlüklerini takmalıdır. Ancak gözlükler evde unutulmuşsa veya hastalar hastalar 6/6 satırını
tam okuyamıyorsa,her gözün bir küçük delikten(pinhole) bakması sağlanarak pinhole görme alınmalıdır.

• Çocuklar geneliklikle üç yaşından itibaren Snellen testinde işbirliği yapabilirler.

• Travmatik veya inflamatuar optik sinir hastalığı olan hastalarda renk görme değişikliklikleri
değerlendirilmelidir.
OKÜLER ACİLLER- MUAYENE

 Orbito-zigomatik bölgede travmaya uğramış hastalarda ve diplopi şikayeti olan tüm hastalarda, gözlerin tüm
bakış alanlarındaki ekstraoküler kas hareketleri muayenesi yapılmalı

 Gözün ön segmenti bir biyomikroskop veya parlak ışık kaynaklı bir büyüteçle muayene edilmeli

 Kirpik kenarlarının yönü,kapak kenarlarının görünümü ve kapakların üzerinde kistlerin varlığına dikkat edilmeli

 Ağrılı, kırmızı gözü olan tüm hastaların üst kapağı tersine çevrilerek kapak konjonktivasına bakılmalıdır.

 Kapak spazmı olan hastalarda bir damla lokal anestezik muayeneyi kolaylaştırabilir.
OKÜLER ACİLLER- MUAYENE

 Göz yaşına floresein boya uygulanması da korneal abrazyonları ve yabancı cisimleri ortaya çıkarır

 Abrazyonlar beyaz ışıkta sarı yeşil ve kobalt mavisiyle parlak yeşil görünür.

 Konsantre floressein boyası, eğer perforasyon ve sızıntı varsa ön kamara sıvısı ile dilüe olur. Koyu
turuncu boyanın içinde bir yeşil akıntı görünür. Bu bulguya Seidel testi denir.
OKÜLER ACİLLER- MUAYENE

 Ön kamara derinliği ve ön kamara sıvısının berraklığı not edilmelidir.

 Biomikroskop yoksa gözde ön kamarada irin birikimi(hipopiyon) veya kan birikimi (hifema) parlak bir ışık tutularak
görülebilri

 İrisin rengi ve şekli not edilmelidir.

 Pupillalar çap,şekil ve direkt ile ışık reaksiyon açısından incelenmelidir.

 Kırmızı röflenin varlığı not edilmeli ve vitreus,optik sinir başı ve retinayı muayene etmek için oftalmoskopi
uygulanmalıdır
OKÜLER ACİLLER
1. Non – travmatik
2. Travmatik
• Mekanik
• Non-mekanik
OKÜLER ACİLLER-Kırmızı göz nedenleri

1. Konjonktivit
2. Subkonjonktival kanama
3. Blefarit
4. Keratit
5. Akut Glokom krizi
6. Akut ön üveit
7. Hordeolum (Arpacık)
8. Yabancı cisim (kornea, konjonktiva)
9.Kuru göz
10. Episklerit/Sklerit
11.Kornea erozyonu
12.Pinguekula/Pterigyum
13. Nazolakrimal Enfeksiyonlar (Kanalikülit vs)
Kırmızı göz
• Ağrı: Kornea, iris, göz dışı kaslar
• Işığa karşı hassasiyet

AGRI (+) AGRI (-)


 Kerait  Konjonktivit
 Akut glokom krizi  Kuru göz
 Blefarit
 Akut ön üveit  Allerji
 Kornea veya  Subkonjonktival hemoraji
konjonktivada
 yabancı cisim
Kırmızı göz-Göz kapakları
• Blefarit
Kapak serbest kenarı iltihabıdır.
Kapak kenarların ön kısmında,kirpik diplerinde veya kirpik
foliküllerinde meibomian bez orifislerinde görülür
Konjonktivit veya keratitle birlikte görülebilir

Kapak çevresinde kabuklanma


Kaşıntı
Yabancı cisim hissi
Kırmızı göz - Göz kapakları
• Şalazyon
Göz kapağındaki salgı bezlerinin iltihaplanmasıdır

Göz kapağı içinde görülebilir veya palpe edilebilir iyi sınırlı subkutan nodül
Göz kapağında şişlik ve eritem
Göz kapağında lokalize hassasiyet
Kırmızı göz - Eksternal Hordeolum

• Kirpiklerle ilişkili yağ bezlerinin


(zeiss ve moll bezlerinin) akut
enfeksiyonudur.
• Küçük püstül görünümündedir.
• Tedavi: – Ilık kompres – Topikal
antibiyotik damla, günde 2 kez, 7-
10 gün
Kırmızı göz - İnternal Hordeolum (Şalazyon)
• Meibomian yağ bezlerinin
tıkanması sonucu akut/kronik
enflamasyon vardır. – Hiperemik,
duyarlı şişlik oluşturur – Ödem ve ağrı
şiddetlidir
• Tedavi:
-Ilık, nemli kompres, günde 3-4 kez
birlikte antibiotik göz damla ve
pomadı
-Klinik düzelme yok ise cerrahi
tedavi.
Kırmızı göz-Konjonktivit
• Konjonktivit
konjonktivanın iltihabıdır

1.Bakteriyel: çapaklanma iltihabi akıntı

2.Viral: sulu akıntı, lenf nodu

3.Allerjik: kaşıntı mevsimsel


Non travmatik - Bakteriyel Konjunktivit

• Mükopürülan akıntı ve inflamasyon


• Sıklıkla sabah göz kapakları yapışır
• Tek ya da çift taraflı
• Korneada flurosein tutulumu yoktur
• Tedavi: antibiotikli damla ve pomad
önerilir
• Biomikroskopik muayene
yapılmadan steroid önermeyin!!!!
Kırmızı göz- Viral Konjunktivit
• Sıklıkla viral ÜSYE sonrası olur, • Soğuk kompres günde 4 kez
preauriküler LAP olabilir • Topikal anitienflamtuar (detofen 4x1)
• Önce bir göz, birkaç gün içinde • Suni gözyaşı, 5-6 x 1-2
diğer göz • Bakteriyel şüphesi (pürülan akıntı eşlik
ediyorsa) varsa antibiyotik damla ekle
• Akıntı sulu, konjunktiva • İyileşme 1-3 hf’yı bulabilir
hiperemik, ödemli (kemozis)
• Çok bulaşıcı,el yıkama,muayenede
• Kornea normal, boyamada eldiven kullanımı
nadiren punktat tutulum olabilir
Kırmızı göz - Allerjik Konjonktivit
• Kaşıntı baskın semptomdur.
Genelde bilateraldir.
– Kızarıklık, sulu drenaj olur.
• Tedavi:
– Soğuk kompres günde 4 kez.
– Antihistaminik/dekonjestan
damla.
– Suni gözyaşı, ihtiyaç halinde.
Kırmızı göz-Konjonktiva
• Subkonjonktival hemoraji
Subkonjunktival kanama, gözün beyazının (sklera) üstünde
bulunan ince, şeffaf zarın (konjunktiva) altında bulunan küçük
kan damarlarından kan sızmasıdır.
Bu kanın konjunktiva altında birikmesi, skleranın etkilenen
bölgesinin parlak kırmızıya dönmesine neden olur
Subkonjonktival kanama hem non travmatik hemde travmatik
ortaya çıkabilir

Ağrı yok
Hipertansiyon
Öksürük, ıkınma, ağır kaldırma
Ser ovalama
Travma
Kırmızı göz-Lakrimal sistem
• Kuru göz
Göz yaşının yetersizliğidir
Yanma
Batma
Sebebi: 1.Salgılanma azlığı
2.Aşırı buharlaşma
araç kullanma
kontakt lens
klima
uzun okuma
Uzun süreli ekran kullanımı
Kırmızı göz-Lakrimal sistem
Schirmer testi – Gözyaşı miktarını belirler

Floresein boya testi –göz yaşının stabilitesini


değerlendirir
Kırmızı göz-Lakrimal sistem
• Gözde sulanma (epifora)
* Doğuştan(konjenital)
* Edinsel
Göz yaşı yollarında tıkanıklık
Kapak anormallikleri
Refleks
Kırmızı göz- Kornea

Korneal abrazyon (corneal abrasion)

Herhangi bir nedenle korneal epitel tabakasındaki soyulmaya


bağlı hasar olarak tanımlanır
Kırmızı göz- Kornea
• Keratit
Korneanın iltihabıdır
Enfeksiyöz
1.Bakteriyel
2.Viral
3.Fungal
4.Parazitik (çeşme suyu)
Non enfeksiyöz
• Korneal travmalar
• Korneal yabancı cisimler
Kırmızı göz- Kornea
• Kornea hastalıklarında belirtiler
Ağrı kızarıklık ışığa karşı hassasiyet
Gözde sulanma
Görmede azalma
Kontakt lens kullanımı sorgulanmalı
Kırmızı göz- Keratit
Kırmızı göz-Sklera
• Sklerit
Skleranın iltihabıdır
Çoğunlukla ciddi
romatizmal, sistemik
hastalıklarla birliktelik
vardır
Kırmızı göz-Üvea
• Üveit
Üvea; iris, corpus
ciliare ve koroidden
oluşur.
Üveal dokunun
iltihabıdır
Ağrı
Işığa karşı hassasiyet
Görmede azalma
Kırmızı göz-Üvea
• Akut ön üveit
Şiddetli ağrı
Bulanık görme
Işığa karşı hassasiyet
Ön kamarada hücre
hipopion
Kırmızı göz-Glokom
 Göz içi basıncının yükselmesi sonucu oluşan
göz siniri harabiyeti şeklinde tanımlanır.

 Sık gözlenen, erken tanınıp tedavi edilmediği


durumda kalıcı görme kaybına yol açan bir
göz hastalığıdır.

Akut glokom krizi


• Şiddetli ağrı
• Görmede ileri derecede azalma
• Renkli halkalar görme
• Başağrısı
• Bulantı
• Kusma
Kırmızı göz-Akut glokom krizi
• Bulgular: ön kamara sığ, kornea ödemli, pupilla hareketsiz, göz çok
sert
• Kırma kusurlarından hipermetropi risk faktörüdür
• Acil tedavi
Kırmızı göz- Pterygium

• Kırmızı göz şikayeti ile başvurular ama oftalmik


acil kırmızı göz hastalığı değildir.
• Benign, dejeneratif konjoktival lezyondur.
• UV’ye maruz kalanlarda sık görülür.
• Lezyon infalme olursa kırmızı göz olabilir.
• Parasentral kornea etkilenmediği sürece görmede
bozukluk olmaz.
• Yapay gözyaşı damlaları çoğunlukla yeterlidir.
• Kornea invazyonu varsa konsülte edilmelidir.
• Tedavi cerrahidir
Non travmatik - Periorbital Selülit (Preseptal
Selülit)
• Preseptal sellülit orbital septumun
önünde meydana gelen enfeksiyondur
Tedavi
• Antibiyotik tedavisi verilir
• çeşitli presdispozan faktörler
sonucunda göz kapağı ve periorbital • Ciddi Enf. Göz ve enfeksiyon
bölgenin yüzeyel ve yumuşak
dokusunu tutan, çocukluk çağında
konsültasyonu istenmeli
erişkin döneme göre daha sık görülen
ve iyi prognoz gösteren bir
enfeksiyondur.
• Göz kapaklarında inflamasyon
bulguları vardır. Ancak göz
etkilenmemiştir. Görme keskinliği, pupil
reaksiyonu korunmuş, göz hareketleri
tam ve ağrısızdır.
.
Non travmatik - Orbital Selülit (Postseptal Selülit)

• Orbital selülit, orbital septumun • Göz hareketlerinde kısıtlılık, ağrı, ateş, bazen pitozis
olur. Görme keskinliğinde azalma geç bulgudur.
posteriorundaki doku- larda oluşan ve • Kavernöz sinüs trombozu ve beyin absesi gelişebilir.
hayatı tehdit eden bir infeksiyondur. • Orbital ve sinüs BT. – Negatifse kontrastlı BT ile
• Polimikrobiyal enfeksiyon sık. subperiostal abse?
• Hastaneye yatış yapılarak tedavi edilmelidri
• Sıklıkla paranasal sinuslerden yayılır
Kırmızı göz- ENDOFTALMİ

 Göz Boşluklarının mikroorganizmalara bağlı olarak oluşan iltihabı olarak tanımlanır

 Ameliyat sonrası (en sık)

 Travma sonrası

 Göz içi enjeksiyonlar sonrası dişardan gelebilir

 Veya vücuttaki bir enfeksiyonun yayılımı sonrası oluşabilir

 Tedavi: Medikal yetersiz kalırsa cerrahi tedavide uygulanabilir.


Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı

Akut, tek gözde görme azlığı (ön segment bulgusu yok)


• Amarozis Fugaks
• Santral Retinal Arter Tıkanıklığı
• Santral Retinal Ven Tıkanıklığı
• Retinal ve Vitreus Hemorajisi
• Retina dekolmanı
• İskemik optik nöropati (İON)
• Papil Ödemi
• İnme
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Ani görme kaybı,

• Hızlı ve beklenmedik bir şekilde gelişen,

• tek veya çift taraflı,

• geçici ya da kalıcı,

• değişken şiddetteki görme azlığı olarak tanımlanabilir

Ani görme kaybı önemli bir göz acilidir


Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Amarozis Fugaks
 Amarozis fugaks, retinanın geçici iskemik atağıdır.
 retinanın kan akımının birkaç saniyeden uzun süre kesilmesi geçici
monooküler körlüğe sebep olur.
 En sık kaynak karotid arter veya aortadaki aterosklerotik plaklardır.
 Hastalar gözlerinin önüne bir perde iniyormuş gibi gelişen, ağrısız
anigörme kaybı tarifler, bazen görme alanının sadece bir kısmı
etkilenebilir.
 Emboli çözünür ya da arteriyolü geçerse akım yeniden sağlanır ve
kalıcı hasar kalmadan vizyon normale geri gelir.
 Atak sayısı günde 10-20 kez olabilir.
 Göz dibi incelemesinde emboli görülebilirse de sıklıkla fundus
doğaldır.
 Amarozis fugaks hastayı olası bir stroke için uyarıcıdır, yüksek
riski gösterir
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Santral Retinal Arter Tıkanıklığı
 ani, tam, ağrısız görme kaybına yol açar.
 İskemik retina ödemli ve beyaz görünümdedir.
 Ancak, fovea çok ince olduğu için koroid dolaşımı görülür
ve bu yüzden “Japon bayrağı” görüntüsü oluşur.
 Popülasyonun yaklaşık %20’sinde bulunan siliyoretinal arter
santral görmenin korunmasını sağlayabilir.
 Fundusta yaygın arteriolar daralma izlenir.
 Bir kaç hafta içinde ödem ve Japon bayrağı görüntüsü
kaybolur ve optik atrofi gelişmeye başlar.
 En sık nedenleri aterosklerotik plak, kalp veya karotis arter
kaynaklı emboli ve dev hücreli arterittir. Tedavisi acildir,
çünkü retina iskemiye kısa süre dayanabilir.
 İlk 24-48 saatte başvuranlara tedavi önerilir. Ancak görsel
prognoz kötüdür
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Santral Retinal Ven Tıkanıklığı

 Retinal ven oklüzyonu diyabetik retinopatiden sonra en sık görülen


retinal vasküler hastalıktır.
 Ateroklerozdan veya hipertansiyondan etkilenen arterler aynı kılıfı
paylaştıkları venlere bası uygulayarak tıkanıklığa yol açar.
 Özellikle iskemik santral retinal ven tıkanıklığında görme kaybı
şiddetlidir.
 Fundusta, venlerde tortuosite ve dilatasyon, yaygın hemoraji,
yumuşak eksüda ve disk ödem gözlenir.
 Tedavide göz içi enjeksiyon ve laser fotokoagulasyon uygulanır.
 Tedavi edilmediği takdirde (iskemik olgularda) yaklaşık 3 ayda
olguların %50’sinde rubeozis iridis ve neovasküler glokom gelişir
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı

Retinal ve Vitreus Hemorajisi


• Vitreus hemorajisi (VH), vitreus jeline
kanamadır
• En sık nedenleri retinal yırtık,
diyabetik retinopati, retinal ven
tıkanıklığı ve travmadır
• maküla bölgesini tutarsa AGK yol
açabilir.
• Retinanın görülmesini engelleyecek
kadar yoğunsa ultrasonografi
yapılmalı ve olası retina dekolmanı
veya göz içi tümörü atlanmamalıdır.
• Tedavisi etiyolojiye bağlıdır.
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Retina dekolmanı

• Görmeyi ciddi şekilde tehdit eden bir göz problemidir

• Retina sinir tabakasının altındaki pigment epiteli


tabakasından ayrılması olarak tanımlanır.

• Çoğunlukla retinada oluşan yırtık veya deliği takiben bu iki


tabakanın arasına sıvı sızmasıyla gelişir.

• Fotopsi (ışık çakmaları) ve floaters (uçuşan cisimcikler) olur.

• Görme alanı kaybı sıklıkla önce periferden başlar, takiben


santral görme alanını da içerebilir.

• Maküla etkilendiğinde görme keskinliğinde azalma da


eklenir
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
İskemik optik nöropati (İON)

 Optik siniri besleyen damarsal yapıda


tıkanıklık meydana gelmesidir.

 orta ve ileri yaş grubunda ciddi görme azlığı ve ve


körlüğün başlıca nedenleriden birini oluşturur.
 Ancak herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir.

 Optik sinirin etkilendiği segmente bağlı olarak


anterior ve posterior iskemik optik nöropati olarak
iki gruba ayrılır.

 En sık görülen form olan nonarteritik anterior


iskemik optik nöropatinin (NAİON) bilinen bir
tedavisi yoktur.

 Daha az sıklıkta olan arteritik anterior iskemik


optik nöropati (AAİON) oküler bir acildir
Görme azlığı- Ani başlangıçlı
Optik Nevrit

 Optik nevrit; demyelinizan, viral veya otoimmün hastalıklara bağlı gelişen


optik sinir inflamasyonudur.
 Genel olarak ani ve tek taraflı görme kaybına neden olur.
 Retrobulber nevrit (RBN), papillit veya nöroretinit şeklinde kendini gösterebilir.
 RBN erişkinde en sık görülen tiptir ve optik disk normal görünür.
 Papillit çocuklarda sıktır ve disk ödemlidir.
 Nöroretinitte, papillite ek olarak makulada eksudaların özel dağılımıyla oluşan
“makular yıldız” bulunur ve en nadir tiptir.
 Optik nevrit sıklıkla 18-50 yaşlar arası görülür.
 Hastaların %77' si kadındır.
 Hastaların %92' si göz hareketiyle oluşan retrobulber ağrıdan şikâyet ederler.
 Vücut sıcaklığının artışıyla (örneğin egzersizle) görmede azalma olur ki buna
Uhtoff bulgusu denir.
 Görme kaybının şiddeti değişkendir ve tipik olarak 1-2 hafta içinde en ileri
seviyeye ulaşır.
 Hastalarda 4 hafta içinde spontan düzelme başlamaktadır.
 %30 hastada multipl sklerozla ilişkili
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Toksik Optik Nöropati
 Genelikkle bilateraldir (her iki göz birden etkilenir)
 Bilateral optik disk kabarıklığı, santral veya çekosantral skotomla beraber görülen
akut görme kaybı ile sonuçlanır.
 En sık nedenleri ethambutol, metil alkol, etilen glikol (antifriz) ve karbon
monoksite maruziyettir.
 Açlık, malabsorbsiyon veya alkolizmle indüklenen yetersizlik durumları da görme
kaybı ile sonuçlanabilir.
 Açıklanamayan bilateral santral skotom ve optic disk solukluğu olan her hastada
tiamin, vitamin B12 ve folat seviyeleri kontrol edilmelidir
 Tüberküloz tedavisi için kullanılan ethambutol ani görme kaybına neden olabilir.
 Metanol intoksikasyonunda, metil alkol vücutta formaldehid (retinaya toksik) ve
formik asite (asidoz) dönüşür.
 Metanol intoksikasyonunda Hastada ani görme kaybı oluşur, pupiller dilatedir,
optik disk ve retina ödemlidir.
 Metanol intoksikasyonunda Erken tedaviyle bu bulgular geri dönebilir. Tedavide,
etanol, hemodiyaliz önerilmektedir.
Görme azlığı- Ani başlangıçlı
Papil Ödemi

 İntrakraniyal basınç artışı nedeniyle bilateral optik disk


başı kabarıktır ve sınırları belirsizdir.
 Baş ağrısı ve görmede geçici kararmalar görülür.
 Tek gözde ya da aynı anda her iki gözde ortaya çıkabilir.
 Kararmalar ani postür değişiklikleri veya kendiliğinden
oluşabilir.
 Papil ödem ağır ve uzun süreli değilse, maküler ödem
veya hemoraji eşlik etmiyorsa görme keskinliği
etkilenmez.
 Süreklilik gösteren papil ödemde optik sinir atrofisi gelişir
ve periferik görme alanı kaybı gizli biçimde ilerleme
gösterir.
 Papil ödemin araştırılırken intrakraniyal lezyonun ekarte
edilmesi amacıyla BT veya MR görüntülemesine ihtiyaç
vardır.
 Görüntüleme yöntemleri negatifse, lomber ponksiyonla
subaraknoid açılma basıncı ölçülmelidir. Artmış basınç
pseudotümör serebriyi gösterir
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
Vitreus Dejenerasyonu
 Kronik ve akut görme semptomlarına yol açarak, yaş ilerledikçe
her hastada ortaya çıkar.
 Vitreusda oluşan opasiteler retina üzerinde rahatsız edici
gölgelere neden olurlar.
 Göz hareket ettikçe bu rahatsızlık verici sinek uçuşmaları
vitreus jelinin durumundan kaynaklanan hafif bir gecikmeyle
senkronize olarak hareket ederler.
 Retina üzerindeki vitreus çekintisi flaş çakmalarına neden olan
mekanik stimulasyona neden olur. Fotopsi kısa ve tek göze
sınırlıdır.
 Vitreusun kontraksiyonu, sinek uçuşmaları ve fotopsinin
habercisi olduğu retinadan ani ayrılma ile sonuçlanabilir.
 Bu durum vitreus dekolmanı olarak bilinir ve yaşlılarda sıktır.
Retina hasarı olmadığı sürece zararlı değildir.
 Sinek uçuşması ve ışık çakması olan her hastada periferal yırtık
veya delik açısından dikkatli bir fundus muayenesi gereklidir.
Görme azlığı- Organik ani başlangıçlı
İnme

 Posterior serebral arterden görme korteksine olan kan


desteğinin kesilmesi uzun sürdüğü zaman görülür.
 Bakıdaki tek bulgu vertikal meridyende son bulan
homonim görme alanı defektidir.

 Oksipital lob felci genellikle vertebrobasiller sistemin


trombotik oklüzyonu, emboli ya da diseksiyonu
nedeniyledir.
 Çoğu hastada her iki gözün sağ ya da sol yarım
alanlarında görme kaybı gelişir.
 Diplopi, vertigo, his kaybı, güçsüzlük veya dizartri gibi
beyin kökü iskemisi belirtileriyle birlikte olabilir
Görme azlığı- Organik olmayan
Organik Olmayan Görme Kaybı

 Hasta görme kaybı varmış gibi başvurur ancak aslında görmesi normaldir (fonksiyonel görme
kaybı). Bu durum kazanım elde etmek için bilinçli (simülasyon) veya bilinçsiz (konversiyon)
olabilir.
 Uygun muayene teknikleriyle bu durum ortaya çıkarılabilir
OKÜLER ACİLLER-TRAVMA
Oküler travma
• Mekanik
• Non-mekanik
Göz Travmaları- Muayene
 Travma ile gelmiş bir gözde iyi bir anamnez ve muayene bazı patolojilerin atlanmaması için son derece önemlidir.

• Rutin oftalmoskobik muayene yapılmalıdır.

• Muayenede sırası ile görme, eksternal muayene göz hareketleri, pupil ışık reaksiyonları, ön segmentin
biomikroskobik muayenesi yapılmalıdır

• Muayenede yabancı cisim giriş deliği yada buna ait bir iz aranmalı ve hastaya bu şüphe ile yaklaşılmalıdır.

• Travmalı gözlerde göz içi basınç değeri önemlidir.

• Bazen ön segment tamamen normal olmasına ragmen gözün arka kısmında künt travmaya bağlı gizli bir
perforasyon olabilir.

• Özellikle kirli göz yaralanmalarında hasta tetanoz aşı proflaksisi yapılmalıdır

• Çocuk göz travmalarında gören bir yetişkin yok ise her zaman perforan kabul edilmelidir!!!!!!
OKÜLER ACİLLER-TRAVMA
Oküler travma
• Mekanik
• Non-mekanik
Non-mekanik - Kimyasal göz yaralanması

 Acil göz travmalarının %8 i

 %80 i iş kazası

 Erkek > kadın

 Alkali > asit

 %1 ağır derecede yanık


Non-mekanik - Kimyasal göz yaralanması

Alkali yanıklar Asit Yanıkları

 Hücre zarının yağlı bileşenleri ile reaksiyona  Epitelde yüzeyel stromada protein koagülasyonu
girerek sabunlaşma
 Hücre parçalanması ve ölümü  Derin dokulara penetrasyon sınırlı

 Derin dokulara penetrasyon  Nonprogresif

 Kornea stroması endoteli iris lens ve silier cisim  Yüzeysel


hasarı
Non-mekanik
Kimyasal göz yaralanması
• Gözde en acil tedavi gerektiren
durumlardan biridir.
• Çoğunda konjonktiva ve kornea
yanıkları yüzeyseldir ve çabuk iyileşir.
• Gözde yanık oluşturan kimyasal
maddeler başta asit ve alkaliler olmak
üzere deterjanlar, aseton, tiner gibi
çözücülerdir.
• Kimyasal maddenin
miktarı ve PH’sı ve dokularının madde
ile temas süresi yanığın ciddiyetinde son
derece önemlidir
Non-mekanik
Kimyasal göz yaralanması
• Tedavideki en önmeli aşama Topikal
anestezik + irrigasyon pH 7–8 e gelinceye
kadar gözün izotonik serum ile en az 30
dakika yıkanmasıdır.
• Asit koagülasyon nekrozuna, alkali
likefaksiyon nekrozuna neden olur. Alkali
maddeler daha çok hasar verir
• Korneal bulanıklık veya epitel defekti
olan hastalar göz konsültasyonu gerektirir.
• Kornea ve ön kamera normal olan
hastalar: – Antibiyotik damla, poliklinik
kontrol
Non-mekanik- Kimyasal göz yaralanması

GÖZÜ YIKAMA ÇOK ÖNEMLİDİR!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!


Hastane dışında
 İrrigasyon, dilüsyon.

 İsotonik veya soğuk musluk suyu

****HEMEN
****BÜYÜK MİKTARDA

 Musluğun üzerine gözünüzü açarak tutun

 Lavaboya eğilip avuçlarınızı akan suyun altına koyup gözünüzü açıp kapayın.

 Duşun altuna girip gözününü akan suya karşı açık tutmaya çalışın.

 Gözünüze su dolu bir bardak dayayıp başınızı geri ve ileri hareket ettirin
Non-mekanik
Kimyasal göz yaralanması
Hava yastığı
 Hava yastığının ani şişmesine

 neden olan kimyasal reaksiyon


sonucu açığa çıkan sodyum hidroksit,
karbondioksit, sodyum bikarbonat,
metalik oksit gibi alkalen maddeler
kimyasal oküler hasara yol
açabilmekte
Non-mekanik
Kimyasal göz yaralanması
Göz yaşartıcı gazlar

N– Kloroasetofenon

CS-- O-Klorabenziliden malononitril

CR—Dibenzoksazepin

OC--Oleresein capsium (biber gazı


Non-mekanik
Siyanoakrilat (Japon)
• Çocuklarda sık.
• Ciddi yaralanmaya neden olmaz. •
Sert düzensiz yapıştırıcı
agregatlardan mekanik abrazyon
oluşabilir.
• Bol miktarda eritromisin damla
göz kapaklarına ve göze uygulanır. •
Sadece kolay çıkan yapıştırıcı
parçaları çıkartılır, bir kaç gün
içerisinde yapıştırıcı daha kolay
çıkacaktır.
Non-mekanik-Termal
UV keratiti
• Işık ekspozisyondan 6-12 saat sonra bilateral her iki
gözde başlayan
(Kayakçılar ve kaynakçılar.)
– Ağrı
– Yaşlanma
– Fotofobi
– Yabancı cisim hissi
• Biyomikroskopi Yüzeyel punktat keratopati geliştiği
için ağrılıdır
• Tedavi: – Siklopleji, antibiotikli pomad ile kapama ,
analjezik önerilir
• 24-48 saat sonra medikal tedavi ile iyileşir.
• ALCAİNE gibi topikal anestezikler asla tedavide
kullanılmaz
OKÜLER ACİLLER-TRAVMA
Oküler travma
• Mekanik
 Göz çevresi yaralanmaları
 Gözde yabancı cisim
 Göz küresi yaralanmaları (açık ve kapalı göz küresi
yaralanması
• Non-mekanik
Göz çevresi yaralanmaları
Göz kapağı laserasyonu
Künt travmalar sonucu kapaklarda sıklıkla ödem
ve ekimoz gelişir. Erken dönemde soğuk kompres
uygulanarak ödem gelişmesi azaltılabilir.
Özellikle üst kapak ödemleri geçici pitoza neden
olur.

Bazen de levator aponörozunda yerinden ayrılma


oluşarak kalıcı pitozlarda olabilir

Künt travmalarda radyolojik görüntüleme


unutulmamalı!!!!
Bunlar genellikle tedavi gerektirmez.
 Kapak kesilerinin tamirinde yaralanmanın yeri
derinliği dikkate alınarak sütüre edilmelidir.
Göz çevresi yaralanmaları
Göz kapağı laserasyonu
• Göz doktoru tarafından onarım
gerektiren laserasyonlar:
– Tam kat laserasyonlar
– Punktumun medialinde
kanalikülide etkileyen
laserasyonlar
• Parsiyel laserasyonlar acilde
onarılabilir. 24 saat içinde göz
hekimine yönlendirilmelidir
Göz çevresi yaralanmaları
Gözyaşı Drenaj Sistemi
Yaralanmaları
• Gözyaşı drenaj sistemi punktum
lakrimalelerle başlayıp sırası ile
kanalikuller, lakrimal kese ve burunda alt
meatusa açılan nazolakrimal kanal ile
sonlanan sistemdir.
• Travmalarda özellikle punktum ve
kanaliküllerde sıklıkla kesiler
oluşabilmektedir.
• Kanaliküllerin sağlam olup olmadığı
mutlaka araştırılmalıdır.
• Kanalikül kesilerinde onarım acil
olarak 24 saat içinde yapılmalı
Gözde yabancı cisim
Kornea Yabancı Cisimleri :
 Özellikle sanayide çekiçleme, torna gibi işlerde çalışan ve
koruyucu gözlük kullanmayan işçilerde korneada yüzeysel
veya gömülü yabancı cisimlere sıklıkla rastlanır. Bu tür
yüzeysel yapancı cisimler hastalar arasında “Çapak” olarak
ta adlandırılmaktadır.
 Erken dönemde ağrı, batma, sulanma, fotofobi, görmenin
bulanması söz konusudur. Biyomikroskopta YC yanı sıra,
demir içeren YC’lerde YC etrafındaki pas halkası gözlenir

Konjonktvada Yabancı Cisimleri :

 Mutlaka göz kapağı çevrilmeli ve altına bakılmalı


Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Konjunktival abrazyon
• Izole olan süperfisiyel
konjunktiva abrazyonları
antibiyotik damla ve pomad (2-3
gün) dışında tedavi gerektirmez.
• Göz kapağın altında yabancı
cisimler açısından dikkatle
bakılmalıdır
Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Korneal abrazyon
Sıklıkla tırnak, ağaç dalı, kağıt gibi cisimlerin
korneaya teğet olarak çarpması sonucunda
yüzeyel epitel erezyonları oluşur. Şiddetli ağrı,
sulanma ve fotofobi mevcuttur.
 Fluoresein boya ile boyanarak mavi ışık ile
bakıldığında epitelin kalktığı alan yeşil boyalı
olarak gözlenir.
 Göz kapağı altına yabancı cisim açısından
dikkatle bakılmalıdır.
Bu durumda en iyi tedavi gözün kapatılmasıdır.
Böylece epitelizasyon hızlandırılır.
Ayrıca sekonder enfeksiyonları engellemek için
antibiyotikli damla ve pomadlar kullanılmalıdır.
Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Künt travma
• Gözün künt travmalarında çarpan • Cilt duyu muayenesi: İnf. orbital
cismin hızı ve çarpma bölgesi önemlidir. sinir
• Globun değerlendirmesi göz
spekulumu ile yapılır:
• Biyomikroskop
– Düzleşmiş ön kamera → glob rüptürü • Fundoskopi
– Hifema – → Göz konsültasyonu • Glob rüptürü şüphesi olan
• Göz hareketleri vakalarda hemen göz
– Bozulmuş yukarı veya lateral bakış
konsültasyonu istenmelidir.
blow-out fraktürü düşündürür.
• Orbital rimler palpe edilmelidir.
Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Künt travma
• TEDAVİ:
– Glob bütünlüğü ve görmeyi
değerlendir.
- Orbita BT iste
– Rüptür şüphesi varsa intraoküler
basıncı değerlendir.
- Göze bastırma hareketi ve topikal ilaç
verilmemelidir.
– Tetanoz proflaksisi
– Sistemik antibiotik
– Göz konsültasyonu
Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Künt travma- HİFEMA
• Ön kamarada seviye yapmış hemoraji yada
kanamaya hifema denir.
• Göz içi basıncı artışı çoğunlukla beta-
– Özellikle künt göz travmalarında sıklıkla
karşımıza çıkar.
blokerler ve karbonik anhidraz intibitorleri.
– Spontan: Orak hücre anemi • Nadiren mannitol gibi ozmotik yolla göz içi
– Travmaya bağlı: İris kök damarından
sıvı volümünü azaltıcı solüsyonlara ihtiyaç
duyulur.
• Göz konsültasyonu
• Acilde; eşlik eden yaralanmalar
• Ayrıca özellikle orak hücreli anemisi olan
değerlendirilmelidir ve intraoküler basınç artışı olgularda tekrar kanama riskini azaltmak için
engelenmelidir. antifibrinolitik ajanlar kullanılabilir
– Baş elevasyonu
– Pupil dilatasyonu
Kapalı Göz küresi yaralanmaları
Künt travma
Blow-out fraktürü

• Orbitaya önden gelen künt travmalar


sonucu orbitanın en zayıf duvarı olan alt
duvarda meydana gelen çökme kırığıdır.
• Alt duvar maksiller sinüse doğru çöker.
• Birlikte orbita yağ dokusu ve göz de
sinüse doğru yer değiştirir.
• Yüzde en sık görülen kırıklardandır –
Enoftalmus veya çökmüş göz küresi –
İnfraorbital anestezi
– Yukarı bakışta diplopi
– İnfraorbital rimde deformite
Blow-out fraktürü
• İzole olan blow-out fraktürleri 3-
10 gün içinde göz, plastik cerrahi,
KBB tarafından
değerlendirilmelidir.
• Orbita BT.
• Oral antibiyotik başlanmalıdır.
• Semtomlar özellikle çift görme
devam ederse cerrahi müdahale
uygulanarak alt duvardaki çökme
kırığı düzeltilir
Penetran travma/Glob rüptürü
• Penetran tanımı genellikle
kesici aletlerle olan yaralanmalar
için kullanılır.
• Keskin alete bağlı olan göz
kapağı laserasyonlarında her
zaman glob rüptürü
dışlanmalıdır.
Penetran travma/Glob rüptürü
• Şüphe:
– Düz ön kamera
– Hifema
– Düzensiz pupil
– Görme keskinliğinde azalma
*****seidel testi (+) olması (ön kamaradan sıvı kaybı)
perforan yaralanma tanısı koydurur
– Fundoskopide optik sinir gösterilmemesi – → Glob
rüptürü gibi değerlendirilir ve göz konsültasyonu istenir

• Göz Bastırılmamalı
• Ön sinüs grafisi veya orbita BT
• Hasta aç bırakılmalı( acil cerrahi müdahele için)
• Tetanoz proflaksisi
• IV antibiotik başlanmalı
Birinci derecede acil olgular

 Kimyasal travmalar

 Santral retinal arter tıkanıklığı

Prognozu ilk gören hekimin müdahalesi belirler


İkinci derecede acil olgular
 Endoftalmitis

 Travmatik hifema

 Delici göz yaralanmaları

 Göz kapağı yaralanmaları

 Akut açı kapanması glokomu(glokom krizi)

İlk gören hekim tanıyı koymalı ve gerekli önlemleri alarak hastayı göz hekimine
yönlendirmeli
Unutulmamalı!!!!!
• Tedavide ALCAİNE kullanılmaz ve reçete edilmez
• Steroid içeren topikal ilaçlar biomikroskopik muayene olmadan
veya göz hekimi önermeden kullanılmamalı!!!!
• Künt travmalarda ve perforan yaralanmalarda radyolojik
görüntüleme yapılmalı (grafi yada Orbita BT)
• Penetran yada açık yara olduğunda TETANOZ profilaksisini
unutmamalı
• Göz yaralanmalarını içeren adli raporlar asla direkt kati rapor
verilmez (olay tarihinden en az 3 ay sonra verilebilir)
LENS
 Lens, fonksiyonu gereği şeffaf ve avasküler
olan, innervasyonu olmamasına rağmen
akomodasyon nedeniyle refraktif fizyolojide
önemli rol oynayan bir yapıdır.
 Temel de iki tip patolojisi olur.
 şeffaflığını kaybetmesi ile katarakt
 zonüllerle asılı olduğu bölgeden yer
değiştirmesi sonucu subluksasyon veya
luksasyon ile sonuçlanır
LENS ANATOMİSİ
• Vitreus ön yüzünde hyaloid membran
üzerindeki patellar fossaya yerleşerek
pupil alanının tamamını kapatır. Bu
alandaki stabilitesini bikonveks yapının
ekvatorundan çepeçevre radial olarak
uzanan zonuler liflerle silier cisme
tutunarak sağlar.
• Lensin ekvatoryal çapı doğumda 6-6.5 mm
iken erişkinde 9mm olur.
• Kalınlığı doğumda 3-3.5 mm iken
erişkinde 4- 4.5 mm ulaşır
LENS FİZYOLOJİSİ VE METABOLİZMASI

• Lens yüksek protein içeriği ve homojen yapısı sayesinde hem şeffaf hem de kırıcı
bir ortam oluşturabilmektedir. Total lens ağırlığının %66’sı su, %33’ü protein ve
%1’i diğer
• Kırıcılığa katkısı yaklaşık +20 D dir. Siliyer cisim, zonula lifleri ve lensi birlikte
düşünürsek + 19 D akomodasyon yeteneği vardır.
• Şeffaflığın korunması fonksiyonu için çok önemlidir.
• Lens enerjisini glukozdan sağlar. Glukoz aközden temin edilir. Lens dokusundaki
miktarı aközdekinin %10’u kadardır.
• Lens içeriğinin yaklaşık %33’ ünü proteinler oluşturmaktadır. Bu oran lensi insan
vücudunda proteinlerin en yüksek konsantrasyonda olduğu doku yapar.
• Lipidler lens membran stabilitesi için önem taşır.
LENS MUAYENESİ

• Lensi en iyi değerlendirme


yöntemi biyomikroskopidir.
• Bu yöntemde ön kamara
derinliği ile birlikte lensin
pupiller alandaki konumu, iris
ile ilişkisi, ön kapsülden
itibaren tüm katmanların ışık
kesiti ile değerlendirilmesi
yapılabilir
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
Lensin doğumsal anomalileri genellikle bir başka göz anomalisi veya sistemik anomalilerle birlikte görülür.
Bu nedenle sistemik ve genetik değerlendirme gerekir.
 Başlıca Lens anomalilerinin şunlardır;
• Konjenital Afaki
• Lens Ektopisi
• Lens ve pupilla ektopisi
• Marfan Sendromu
• Weill- Marchesani Sendromu
• Homosistinüri
• Lens Kolobomu
• Mikrofaki
• Lens Luksasyonu
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
• Konjenital Afaki:
Lensin doğuştan olmamasıdır

• Lens Ektopisi:
Lensin olması gereken patellar fossa dışında
başka yerde gözlenmesidir
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
• Lens ve pupilla ektopisi:
Lens üst temporale yer değiştirirken pupilla aksi istikamete yani aşağı
nazale çekilmiş ve atrofik görünümdedir.
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
• Marfan Sendromu:
Otozomal dominant geçişli
Bilateral süperiora doğru
olan lens subluksasyonudur.
Progresyon göstermez ve
akomodasyon korunmuştur
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
• Homosistinüri

Metabolizma hastalığıdır.
Metabolik analiz ile kesin tanı konur.
inferiora lens subluk-sasyonu,
zonulaların etkilenmesine bağlı akomodasyon yokluğu,
sferik lensin pupiller blok yapması veya ön kamaraya
lükse olması ile glokom gelişebilir.
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
Lens Kolobomu:
 Kolobom, oküler dokuların
gelişme defekti nedeniyle
kısmi yoklu-ğunu ifade
eder
Lensin bir kısmını yok
olmamamsı demektir.
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
Mikrofaki:

Lens boyutlarının küçük olmasını ifade eder.


Mikrosferofaki şeklinde küçük boyutlu ve daha sferik formda olabilir.
Genellikle mikroftalmiye eşlik eder
DOĞUMSAL LENS ANOMALİLERİ
• Lens Luksasyonu:

Zonula liflerindeki kısmi yada tam


zafiyet sonucu lensin olması gereken
lokalizasyondan uzaklaşmasına
luksasyon veya subluksasyon denir.
 Zonüller kısmen tutuyor ve lensin bir
kısmı pupil alanında ise subluksasyon
denir.
LENS HASTALIKLARI
• Kristalin lensin şeffaflığını yitirmesine katarakt
denir.
• Tüm dünyada tedavi edilebilir görme kaybının en
önemli sebebi katarakttır.
• Lensteki opasite optik aksın periferinde ve
progresyon göstermiyorsa takip edilebilir.
• Katarakt da tedavi yöntemi cerrahidir.
• Tedavide amaç kesif lensin ortamdan uzaklaştırılması
ve görsel rehabilitasyonun sağlanmasıdır.
• Bu genellikle IOL (intraoküler lens) implantasyonu ile
sağlanır.
LENS HASTALIKLARI - KATARAKT
• Katarakt sınıflandırması kesafetin lokalizasyonuna,
etyopatogeneze ve yaşa göre yapılabilir.
• Aşağıdaki sınıflandırma en genel olanıdır.
Konjenital Katarakt
Senil Katarakt
Komplike Katarakt
Travmatik Katarakt
Toksik Katarakt
steroid gibi ilaçlara bağlı kataraktlar
Fiziksel Katarakt
radyasyon elektrik nedeniyle oluşan kataraktlar
KATARAKT- Konjenital Katarakt
• Ülkemizde yıllık 1500-2000 yeni vaka
• Erken tanı tedavi ile normale yakın görme
• Doğumda mevcut olan veya postnatal bir ay
içinde gelişmiş olan kataraktlar bu grupta 1.5-6/
10000 oranında rastlanır.
• Üçte ikisi bilateraldir.
• Görsel gelişimin sağlıklı olması için konjenital
kataraktların erken tanısı ve optik aksın biran
önce açılarak görsel rehabilitasyon
sağlanması binoküler görme ve ambliyopinin
önlenmesi açısından önemlidir.
• Kortikal görsel gelişim ve optik sinir
myelinizasyonu açısından postnatal ilk üç ay
kritik dönemdir. Tanı ve tedavide bu periyod
göz önüne alınmalıdır.
KATARAKT- Konjenital Katarakt
• Konjenital Kataraktın Görülebileceği Metabolik Hastalıklar

Galaktozemi:
Lowe Sendromu:
Fabry Hastalığı:
Mannosidoz:
KATARAKT- Konjenital Katarakt
Geçirilmiş intrauterin enfeksiyonlara bağlı katarakt

• TORCH enfeksiyonları olarak tanımlanırlar


• Etkenin transplasental yolla fetusa geçmesi ile etkilenme olur.

Rubella
Toksoplazma
Sitomegalovirüs
 Herpes Simplex (Varisella )
KATARAKT- Konjenital Katarakt
Kromozom anomalileri ile birlikte görülen katarktlar

 Down Sendromu
 Edwards Sendromu
 Kedi ağlaması sendromu
Hallerman-Streiff-François Sendromu
EDİNİLMİŞ KATARAKTLAR –SENİL KATARAKT
• En sık görülen edinilmiş katarakt senil olandır.

• Diyabet varlığında katarakt


 Diabetes Mellitusta hümör aköz ve lens dokusunda glikoz seviyeleri
artmıştır.
 Hiperglisemi halinde miyopik yönde geçici refraksiyon kusuru gelişir.
Ayrıca artmış glukoz uzun dönemde presenil katarakt gelişimine yol açar
 Diabete bağlı presenil katarakt erken başlamasının yanında hızlı
progresyon gösterme eğilimindedir.
EDİNİLMİŞ KATARAKTLAR –KOMPLİKE KATARAKT
Oküler patolojilere eşlik eden kataraktlara komplike katarakt denir

Üveit
Açı kapanması
Miyopi
Herediter fundus distrofileri
EDİNİLMİŞ KATARAKTLAR –TRAVMATİK KATARAKT
• Katarakta sebep olan travma
çok çeşitli olabilir.
• Genç yaş gurubunda tek
taraflı kataraktın en sık
sebebi travmadır
• En sık delici yaralanmalar
sonucu gelişir.
KATARAKTLI HASTAYA YAKLAŞIM
• Erişkin kataraktları önlenebilir körlüklerin en önemli sebebi olduğu için
kataraktlı hastaya yaklaşım oftalmoloji pratiğinde her ayrıntısı ile önem taşır.
• Halen mevcut kataraktın herhangi bir medikal yaklaşımla tedavisi mümkün
değildir.
• Gelişmiş kataraktın tek tedavi yöntemi cerrahi olarak kesif lensin
çıkarılmasıdır.
• Katarakt varlığında ameliyat için başlıca endikasyon hayat kalitesini bozan
görme bozukluğudur.
• Ayrıca fakolitik veya fakomorfik glokom gibi acil endikasyonlar dışında arka
segmentin değerlendirilmesinde güçlüğe yolaçıyorsa diabetik retinopati veya
diğer fundus patolojilerinde de kesif lens çıkarılmalıdır.
PREOPERATİF OFTALMİK DEĞERLENDİRME

• Preoperatif Oftalmik Değerlendirme


• Görme keskinliği tıbbi ve legal sebeplerle mutlaka kaydedilmelidir.
• Göz hareketlerinde kısıtlılık veya kayma varlığı ambli opi veya postoperatif diplopiyi öngörmede yararlıdır.
• RAPD mutlaka araştırılmalıdır. Çünkü katarakt hiçbir zaman tek başına afferent pupillla defektine yolaçmaz.
RAPD varlığında mutlaka buna sebep olabilecek başka patolojiler araştırılmalıdır.
• Korneanın yapısı katarakt cerrahisinde önemlidir. Yaşlı hastalarda ve bazı kornea bozukluklarında endotel
sayı ve fonksiyonunun postoperatif de-kompansasyona sebep olabileceği gözönüne alınmalıdır.
• Ameliyat sonrası iyileşmeyi olumsuz yönde etkileyen veya endoftalmiye zemin oluşturabilecek dakriyosistit,
blefarit, konjonktivit, lagoftalmi, kapak pozisyon bozuklukları, gözyaşı disfonksiyonu mutlaka
değerlendirilmelidir.
• Gerekli tedaviler tamamlanınca cerrahiye uygun hale gelir.
• Ön kamara ve pupilla özellikleri ameliyatta karşılaşılabilecek zorluklar hakkında fikir verir.
• Lens değerlendirilirken pseudoeksfoliasyon varlığı önemli ipuçları verir Bu vakalarda kapsülün frajil ve
kontrolünün güç olacağı hesaplanmalıdır. Ayrıca zonül zaafı ve iyi dilate olamama beklenen sorunlardır.
POSTOPERATİF REFRAKSİYON HEDEFLERİ

• IOL hesaplamaları postoperatif emetropi hedeflenerek yapılır. Çogunlukla Monofokal lens


kullanılmaktadır
• Ancak kullanılacak lensler genellikle akomodasyon yapmadığı için uzak görme hedeflenir.
• Yakın görme için tashih gerekir.
• Bazen dominant göz uzağa, nondominant göz yakına endeksli olarak IOL gücü hesaplanır.
Bir göz uzağı, diğeri yakını iyi göreceği için pratikte hasta hayatını kolaylaştırır. Bu yönteme
monovizyon denir.
• Uzak ve yakın görmeyi birlikte sağlamak için yöntemlerden birisi de multifokal veya
trifokal lens implantasyonudur.
• Astigmatizmada torik lensler düşünülebilir. Bu tip lens implantasyonları iyi hasta seçimi,
yüksek isabetlilikte IOL gücü hesaplanması, sorunsuz bir cerrahi süreç ile başarılı ol-bilir.
• Yüksek miyopisi olan hastaları afak bırakmak da bir rehabilitasyon yöntemidir
KATARAKT CERRAHİSİNDE ANESTEZİ UYGULAMALARI

• Topikal anesteziden genel anesteziye kadar çeşitli yöntemler geçerli


olsa da
• en sık topikal anestezi tercih edilir.
• Çocuklarda, kooperasyon kurulamayan hastalarda, mental yada fizksel
olarak işlem esnasında stabil kalamayacak hastalarda, epilepsi, tremor
gibi kontrol edilemeyen durumlarda genel anestezi tercih edilir.
• Topikal Anestezi için hasta ile kooperasyonun iyi olması gerekir.
• Lidokain prezervansız formda intrakamaral olarak da uygulanabilir.
• Subtenon anestezi ve peribulber anestezi ge-rektiğinde uygulanabilir.
KATARAKT CERRAHİ YÖNTEMLERİ
• İntrakapsüler Teknik:
Luksasyon, subluksasyon, ciddi zonül zaafı durumlarında int-rakapsüler yöntem kaçınılmaz olabilir. Lens kapsül ile birlikte
çıkarılır. Genellikle skle-ral fiksasyon ile IOL implante edilir.

• Ekstrakapsüler Teknik: Bu teknikte ön kapsülde oluşturulan bir açıklıktan nükleus manuel olarak doğurtulur. Yerine IOL
yerleştirilerek geniş olan Korneal veya limbal kesi 10/0 nylon sütür ile kapatılır. Astiğmatizm, enfeksiyon riski, geç görsel
rehabili-tasyon ve sütürün alınması ihtiyacı dezavantajlarıdır. Sert nükleuslarda ve zonül za-afı varlığında tercih edilebilr.
• Küçük İnsizyonlu Bimanuel Cerrahi: Fakoemülsifikasyon imkanı ile küçük kesi-den çalışma şansı verir.
Günümüzde modern katarakt cerrahisinde kullanılan yöntem fakoemülsifikasyondur (FE).
İşlemin esası küçük kesi ile çalışarak lens materyalinin dışarı alınması ve yerine aynı küçük keşiden IOL konulmasına
dayanır.
Lensin parçalanmasında ultrason gücü kullanılır.
Avantajları, küçük kesi ve gerekmedikçe sütür konmadığı için astigmatiz-ma azdır. Erken görsel rehabilitasyon sağlanır.
Endoftalmi riski azalır. İris prolapsuu, yara yeri sızıntısı daha az görülür.
 Dezavantajı ise pahalı bir sistem gereksinimi ve uzun öğrenme sürecidir.
KATARAKT CERRAHİ KOMPLİKASYONLARI
Peroperatif Komplikasyonlar

• Arka kapsül açılması


• vitreus kaybı
• lens materyalinin vitreusa düşmesi
• IOL ‘in vitreusa düşmesi,
• ekspulsif hemoraji başlıcalarıdır.
KATARAKT CERRAHİ KOMPLİKASYONLARI
Postoperatif Komplikasyonlar
• Endoftalmi
• IOL Malpozisyonu
• Retina Dekolmanı
SEKONDER KATARAKT
• Diğer adıyla katarakt cerrahisi
sonrası katarakt
• Önceden katarakt operasyonu
geçirmiş kişilerde lensin
arkasında bulunan kapsülün
saydamlığının yitirmesi
sonucu ortaya çıkar
KORNEA-ANATOMİ
 Göz küresinin önündeki saydam tabaka
 Avasküler yapıda
 Yatayda 11-12 mm vertikale 10-11 mm
 Santral kalınlığı 550 mikron
 Merkezinin ortalama eğrilik yarıçapı: 7,8 mm
 Kırma gücü 43 diyoptiri (en kırıcı)
 En fazla sinir inervasyonu olan dokulardan biri
• Trigeminal sinirin duyusal lifleri
 Kan ve lenf damarları yoktur
 İki önemli fonksiyonu bulunur.
• Göze gelen ışığın retinaya düşmesini sağlar
• ve aynı zamanda gözü koruyan bir yapıdır ve enfeksiyon girişini
engeller.
KORNEA-ANATOMİ

Korneal dokunun beslenmesi gözyaşından,
limbal bölge çevresindeki kapiller ağlardan ve
humor aközden sağlanır.

Kornea 5 tabakadan oluşur (dıştan


içe )

epitel tabakası

bowman tabakası

stroma

descemet membranı

endotel
KORNEA-ANATOMİ
1- Epitel

Dış yüzü göz yaşı ile örtülü

Çok katlı

Konjonktiva epitelinin devamı

Hücrelerin yaşam süresi 7 gün

Derininde Trigeminal sinirin
oftalmik dalına ait bol miktarda
sinir lifleri içerir

Yenilenme kabiliyeti yüksek
(mitozla bazal kısımdan yenilenir)
KORNEA-ANATOMİ
2- Bowman katı

Hücre yoktur.

Yenilenme yeteneği yok!!!!!

3- Stroma

En kalın tabaka (korneanın %90’ı)

Yaklaşık 60 katlı lamel yapısında

Lameller arasındaki sıvılardan beslenir

Lifler düzgün, su miktarı az (saydam)
KORNEA-ANATOMİ
4- Descement zarı

Stromayı arka yüzden örter

Stromadan kolaylıkla ayrılabilir.

Rejenere olabilir.
5- Endotel

Tek katlı, yassı, poligonal hücreler

Ön kamara sıvısının korneal
geçişini engeller

Yaşla beraber sayıları azalır

Rejenerasyon kabiliyeti yoktur
KORNEANIN FONKSİYONLARI
1. ışığın kırılması
• Kornea ön yüzünde normalde vertikal eksen horizontal eksenden daha
diktir. Dolayısı ile kırıcılığıda daha fazladır. ( - 0.50 - 0.75 D kadar ) Bu
durum fizyolojiktir ve “ kurala uygun astigmatizma “ adını alır
( Ör: + 0.25 - 1.00 a180° ).
• Bu durumun aksine eğer horizontal eksenin kırıcılığı daha fazla ise “
kurala aykırı astigmatizma “ olarak adlandırılır.
( Ör: -0.50 - 0.75 a90° )

2. göz içi yapıların korunması


3. göze uygulanan ilaçların emilmesi
KORNEANIN FONKSİYONLARI

Bu fonksiyonları gerçekleştirmek ile ilgili fizyolojik süreçler

korneanın biyokimyasal yapısı ve metabolizması

korneal saydamlık

kornea boyunca ilaç geçisi


KORNEANIN FONKSİYONLARI

Korneal metabolizma:
• kornea normal metabolik aktiviteleri ve transparan yapısını sürdürmek için
enerjiye ihtiyaç duyar
• Enerji glokozun yıkılması ile elde edilir
• Kornenın besin kaynakları:
Oksijen ve humör aközden elde edilirgöz yaşı tabakası yoluyla
atmosferden
Glukoz ve amino asitler humör aközden elde edilir
KORNEANIN FONKSİYONLARI
Korneal saydamlık
• Stromadaki liflerin düzdün dizilimi,
• Kornenın damarsız oluşu,
• Endotelde sıvıyı dışarı pompalayan
yapılar saydamlığının
sağlanmasında önemlidir
• Epitel ve endotel bariyer
fonksiyonu görür
•Endotel hasarı korneada sıvı
birikmesine ve ödeme neden olur
KORNEANIN FONKSİYONLARI

İlaç geçirgenliği
İntakt epitelden yağda eriyen moleküller geçebilirken, stromadan
suda eriyebilenler geçer.
Hem yağda hem suda eriyebilen özellikte olmaları gerekir(endotel ve
epitel lipofilik stroma hidrofilik yapıda)
Belirli bir yoğunlukta ve molekül büyüklüğünde olmalı
KORNEAL HASTALIKLAR
1. Konjenital
2. Edinsel
Hastalıklara diye 2 ana alt başlığa ayırabiliriz
DOĞUMSAL KORNEA ANORMALLIKLERI
1. Mikrokornea

2. Megalokornea

3. Kornea plana


DOĞUMSAL KORNEA ANORMALLIKLERI
Mikrokornea

Korneanın küçük olmasıdır (çapının 10
mm nin altında olması)

tek veya çift taraflı olabilir

Bu hastalar çoğunlukla Hipermetropik

Tüm göz küresi küçük ve malforme ise
mikroftalmus,

Göz küresi küçük fakat diğer açılardan
normal ise nanoftalmus terimi kullanılır.
DOĞUMSAL KORNEA ANORMALLIKLERI
Megalokornea

Korneanın normalden büyük olması
(çapının 13 mm nin üstünde olması)

çift taraflı

yüksek miyopi ve astigmatizm

göz içi basıncı normal

Şayet göz içi basıncı yüksekliğinde
magalokornea varsa doğumsal
glokomun (konjenital glokom) belirtisi
olabilir
DOĞUMSAL KORNEA ANORMALLIKLERI


Kornea Plana

kornea eğriliğin ileri derece azalması

kornea kırıcılığı ciddi recede azalır (20-30 D)

çift taraflı

Hipermetropi gözlenir
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

1.Korneal enfeksiyonlar (keratitler)

2.Ektatik kornea hastalıkları

3.Distrofi ve dejenerasyonlar
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

Korneal enfeksiyonlar (keratitler)


 bakteriyel
 viral
 paraziter
 fungal
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)


Bakteriyel keratitler
sıklıkla oküler yüzey hastalıkları, travma,
kontakt lens kullanımı gibi enfeksiyona yatkınlık
oluşturan bir durum söz konusudur.
korneada beyaz sarı renkli stromal infiltrat gözlenir
ilerlemiş olgularda korneada ülser ön kamarada
iltihabi hücreler (hipopion)
semptomlar: görmede azalma ağrı ışığa
bakamama
tedavi: topikal antibiyatikler
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)
Bakteriyel keratitler
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)


Viral keratitler

1. Herpes simpleks keratiti


2. Herpes zoster oftalmikus keratiti
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)
Viral keratitler
Herpes simpleks keratiti

dentritik ülser: linear dallanan ülser. Tabanı
florosein ile boyanır

ilerleyen olgularda dendritik ülserin büyümesi ile
geniş jeografik ülser oluşabilir

tedavi: topikal antiviral ajanlar
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
KORNEAL ENFEKSIYONLAR
(KERATITLER)
Viral keratitler
Herpes zoster oftalmikus keratiti


Primer enfeksiyonu olan su çiçeği sonrası
trigeminal gangliondaki virüslerin
reaktivasyonu sonucu meydana gelir

sinirin uyardığı bölgede deri döküntüleri
gözlenir

korneada dendritik lezyonlar oluşabilir


EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)


Fungal keratitler
 sıklıkla organik bir materyal (bitkisel travma,
tahta ile temas ) ile temas sözkonusudur.

semptomlar: görmede azalma ağrı ışığa bakamama


tedavi: topikal antifungal ajanlar
cevapsiz olgularda keratoplasti
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEAL ENFEKSIYONLAR (KERATITLER)


Paraziter keratitler

etken akontomoeba ajanıdır


kontakt lens kullanımı, musluk suyu ile temas,
sauna gibi ortamlarda kalma
semptamlar : Şiddetli ağrı, fotofobi, kızarıklık,
sulanma, görme azalmasıdır
tedavi: klorheksidin, polihekzametilenbiguanid
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
Korneal distrofileri
 Enflamasyon olmaksızın gelişen bir grup progresif
genellikle bilateral çoğu genetik olarak geçen korneada
opaklaşmaya neden olan hastalıklardır.

Sınıflama
Anterior distrofiler
-Mikrokistik -Reis büclers -Meesmann -Schnyder
Stromal distrofiler
-Lattice -Maküler -Granüler
Posterior distrofiller
-Fuchs endotelyal -Posterior polimorfik
Tedavi: ileri olgularda keratoplasti


EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEA DEJENERASYONLARI

arkus senilis

lipit keratopati

bant keratopati

siferoidal dejenerasyon

salzmann nodüler dejenerasyon

kornea vertisillata

kayser fleischer halkası
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

Kornea dejenerasyonlari
Arkus senilis

kornea kenarında gri, mavimsi halka

yaş ile ilişkili

lipit materyal birikesine bağlı

görme azalması oluşturmaz tedavi gerektirmez
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

KORNEA EKTAZILERI


Keratokonus


Keratoglobus


Pellusid marjinal dejenerasyon
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
Kornea ektazileri
Keratokonus


korneanın düzensiz bir koni şeklini aldığı ilerleyici
bir hastalıktır

keratokusun özelliği

santral veya parasantral stromal incelme

apikal protrüzyon

düzensiz astigmatizmadır

hastalık ergenlikte başlar ve yavaş yavaş ilerler
fakat herhangi bir zamanda ilerleme durabilir
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
Kornea ektazileri
Keratokonus
Biomikroskopik bulgular
-belirgin korneal sinirler
-vogt çizgileri: kornea stroma ve desme membranındaki kışıklıklar
-fleischer halkası: korenal dikliğin tabanında demir birikimi !!!!
-korneal incelme
-munson belirtisi: aşağı bakışta korneal dikleşmeye bağlı alt kapakta v şeklinin oluşması
-korneada skar: desme membranında yırtıklar oluşması ve sonrasında skar kokusu gelişmesi
-korneal hidrops: desme membranı yırtıklarından ön kamara sıvısının korneaya ilerlemesi ani görme kaybı
oluşur
Keratometre: kornea eğriliğinde atış (korneanın kırıcılığının artması)
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

Kornea ektazileri
Keratokonus

Kornea eğriliğine göre sınıflama



hafif < 48 D

orta 48-52 D

ileri 52-62 D

ciddi >62 D
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
Kornea ektazileri
Keratokonus
Tedavi
gözlük : erken evre ve hafif keratokonus olgularında gözlük ile düzeltme uygulanabilir
kontakt lens : gözlük ile yeterli görme artışı sağlanamayan olgularda birinci tercih sert gaz
lens
cross linking: amaç görme artışı sağlamak değil korneada çapraz bağları arttırak
keratokonus ilerlemesini durdurmak amacıyla uygulanır. Sonrasında gözlük konrakt lens
kullanımı gerekli olabilir
kornea içi halka: kornea stromasına yerleştirilip korneada şekil değişikliği yaratarak görme
artışı sağlamak amacıyla uygulanırlar
Keratoplasti (kornea Nakli): korneası ileri derecede incelmiş olgularda, korneada skar
hidrops gelişen olgularda
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI
Kornea ektazileri
Keratoglobus


korneanın genel olarak incelmesi
ve küresel protrüzyonu ile
karakterize nadir bir hastalıktır

kornea travmaya karşı
dayanıksızdır
tedavi: kontakt lens
keratoplasti
EDiNSEL KORNEA HASTALIKLARI

Kornea ektazileri
Pellusid marjinal dejenerasyon

korneanın inferiorunda incelme

20-40 yaş rasında başlar

yüksek astigmatizma
tedavi: kontakt lens
keratoplasti
Keratoplasti endikasyonları

 Keratoplasti = Kornea nakli,


seffafligini yitirmis ya da sekli bozulmus kornea dokusunun çikarilarak
yerine ölüden alinan saglikli kornea dokusunun yerlestirilmesi ameliyatidir.

Optik: keratokonus, distrofiler ….

Terapotik: enfeksiyonlar

Tektonik: perforasyon desmatosel stromal incelme

Kozmetik
Keratoplasti
Penetran keratoplasti

Tam kat kornea nakli demektir.
Keratoplasti
Penetran keratoplasti
avantajları
bir cerrahi ile tüm katmanlardaki sorun çözülür
nispeten kolay bir yöntemdir
dezavantajları
yüksek astigmatizma
görsel düzelme süresi uzun
sütür problemleri (gevşeme endoftalmi)
red reksiyonun her tipi ihmal dahilinde
açık göz cerrahisi olaması nedeniyle ekspulsif
hemoraji yüksek
Keratoplasti
Arka lamellar keratoplasti (endotelyal
keratoplasti)


Korneanın ön tarafının sağlam olduğu tüm
endotelyal disfonksiyonlarda uygulanabilir.
(büllöz keratopati, fuchs endotelyal distrofi….)


Korneada stromal skar, keratonus, distrofi gibi
durumlarda uygulanmaz
Keratoplasti
Arka lamellar keratoplasti (endotelyal keratoplasti)
Keratoplasti
•Arka lamellar keratoplasti (endotelyal
keratoplasti)
avantajları
hızlı gösel düzelme
daha az astigmatizma (sütürsüz)
daha az red ihtimali
kornea iki ayrı hastada kullanılabilir
Keratoplasti
Ön lamellar keratoplasti
Keratoplasti
Ön lamellar keratoplasti

alıcı korneanın hastalıklı olan ön stroması uzaklaştılır

desme membranı ve endotel yerinde bırakılır

desme membranı ve endoteli soyulmuş verici kornea
alıcı yatağa sütüre edilir

endotel foksiyonun iyi olduğu desme zarını tutmayan
tüm korneal hasttalıklarda uygulanabilir (keratokonus,
distrofiler…..)
Keratoplasti
Ön lamellar keratoplasti

daha az travmatik

göz bütünlüğü korunur

daha hızlı iyileşme

daha az red reaksiyonu

Ön lamellar keratoplasti dez avantajları

yüksek astigmatizma

cerrahi güçlük penetran keratoplastiye dönüş gerekebilir

Orbita
ORBİTA ANATOMİSİ
  • Göz küresinin içinde bulunduğu kemik çukur
• Yedi adet kafa kemiğinin birleşmesi ile oluşur
Frontal kemik
Zigomatik kemik
Maksiller kemik
Lakrimal kemik
Etmoid kemik
Palatin Kemik
Sfenoid kemik
ORBİTA ANATOMİSİ
  • Bir yetişkinde orbita’nın hacmi
35 mm yaklaşık 30 cm3’tür.
• Orbita girişinde

45 mm
35 mm. yüksekliğe
45mm. genişliğe sahiptir.
•Maksimum genişliğe girişten 1
cm. sonra ulaşır.
• Erişkinde orbitanın derinliği
40-45 mm’dir
ORBİTA ANATOMİSİ
Orbita Lateral Duvar
– Orbita Lateral duvar
– En kalın ve güçlü duvardır.
– Ön 1/3'lük kısım zigomatik kemik, arka 2/3'lük kısım ise sfenoid kemiğin
büyük kanadı tarafından oluşturulur.
– Önde lateral duvar ve tavan birleşiktir ancak arkada superior orbital
fissür ile ayrılırlar.
– Lateral orbital çıkıntı (tüberkül) (Whitnall tuberkülü) zigomatik kemik
üzerinde bulunan bir çıkıntıdır. Frontal ve zigomatik kemiğin birleşim
yerinden 11 mm aşağıdadır. Buraya şu önemli anatomik oluşumlar
yapışır.
• Lateral rektus kasının kontrol ligamentleri
• Göz küresinin elastik ligamanları
• Lateral palpebral ligament
• Levator kasının aponörozu
Orbita Tavanı
ORBİTA ANATOMİSİ
• Orbita Tavanı
 **Frontal kemiğin orbital plağı ve posteriorda
sfenoid kemiğin küçük kanadı tarafından
oluşur.
 **Anterolateral yerleşimli bir fossa
içerisinde lakrimal bezin orbital kısmı yer
alır (lakrimal fossa).
 ***Supraorbital çentik medialinde, orbital
kenardan 4 mm. kadar geride superior oblik
kasının makarası olan troklea için bir fossa
bulunur.
ORBİTAOrbita iç Duvar
ANATOMİSİ
Orbita iç duvar

* Önden arkaya doğru; maksillanın frontal prosesi, lakrimal kemik,


etmoidin orbital plağı, ve sfenoid kemiğin küçük kanadı tarafından
oluşturulur.

** Etmoid kemik, medial duvarın en büyük kısmını oluşturur ve etmoid


sinüsleri orbital boşluktan ayırır. Etmoid kemik yer yer 0.2-0.4 mm
kalınlığındadır. Bu ince kemik yapıya ‘lamina paprisea’ adı verilir.

En ince duvar, lamina papyrecea, bu yüzden çocuklarda etmoidal


sinüzitin orbital selülite dönüşme riski yüksektir ****

**** Ön tarafta, lakrimal kese fossası vardır. Lakrimal fossa, arkada


lakrimal kemik, önde ise maksiller kemiğin frontal prosesi tarafından
oluşturulur. İçinde lakrimal keseyi barındırır. Lakrimal fossa, aşağıda
nazolakrimal kanal ismini alan kemik kanalla devam eder ve burunda
inferior meatusa açılır. Lakrimal sistemin drenaj yollarını oluşturur.
ORBİTAOrbita Tabanı
ANATOMİSİ
Orbita tabanı
* Maksiller kemiğin orbital plağı, zigoma ve palatin kemikler
orbita tabanını oluştururlar.

** Anteriorda lateral duvarla birleşiktir, posteriorda ise


infraorbital fissür vardır. Bu fissür öne doğru geldikçe bir
kanala dönüşür ve maksiller kemikte orbita kenarından
aşağıda infraorbital foramen olarak açılır. İnferior oftalmik
venden kaynaklanan damarlar bu fissür ile pterjoid venöz
pleksus ile birleşir, gene trigeminal sinirin maksiler dalı bu
fissürden geçerek infraorbital foramenden yüze çıkar.

*** Maksiller sinüs ile komşu olan kemik yapı oldukça incedir,
ve burada künt travmalar sonucu ‘Blow out kırıklarına’
yol açabilir. Blow out kırıkları sonucu kişide diplopi (çift
görme), enoftalmus (gözün orbitaya doğru içe çökük olması),
hipoestezi (his azalması) ve maksiller sinüsde röntgende
havalanma azlığı veya hava sıvı seviyesi görünümü oluşabilir.
Orbital
ORBİTA Duvarlar
ANATOMİSİ
• Globu korurlar
• Tepesi optik kanalda olan bir piramit şeklindedir

• Üst duvar: Frontal kemik, sfenoid kemiğin küçük kanadı,

• İç duvar: Maksilla, lakrimal, etmoid ve sfenoid kemik,

• Alt duvar: Maksilla, palatin ve zigomatik kemik

• Dış duvar: Zigomatik kemik ve sfenoid kemiğin büyük kanadı’ndan


oluşmuştur.
ORBİTA ANATOMİSİ
Sfenoid kemiktedir.
Supraorbital İçerisinden optik sinir,
çentik
oftalmik arter sempatik
Optik Kanal sinirler geçer geçer.
Sfenoidin büyük ve küçük
Superior kanatları arasındadır.
Orbital fissür III (N. Oculomotorius)
IV (N. Trochlearis)
İnferior V (N. Trigeminus)
Orbital fissür VI ( N. Abducens)
sinirleri geçer
İnfraorbital Sfenoidin büyük kanadı ile
foramen
maksiller kemik arasında
Trigeminal sinirin
maksiller dalı ve
infraorbital ven geçer
ORBİTA ANATOMİSİ
ORBİTANIN ARTERLERİ

• Göz beslenmesi oftalmik arter ile sağlanır.

• Oftalmik arter, Optik kanal yoluyla optik sinirle birlikte


orbitaya girer, burada dallanır, orbita ve göz küresini
besler

• Retinayı besleyen santral retinal arter oftalmik


arterin bir dalıdır
ORBİTA HASTALIKLARINDA
SEMPTOM VE BULGULAR
• Konjonktiva ve kapaklarda
ödem,
kızarıklık,
ağrı (bazen göz hareketleri ile artar),
• bulanık görme,
• çift görme,
• göz küresinin aksında değişiklikler,
• üfürüm,
• pulsasyon
orbita hastalıklarında görülebilecek semptomlardan bazılarıdır.
ORBİTA HASTALIKLARINDA
SEMPTOM VE BULGULAR
Ekzoftamus/ Proptosiz: göz küresinin öne doğru
protrude olmasıdır. Genelde retrobulber dokuların göz
küresini öne doğru ittirmesi ile oluşur. Ekzoftalmometre
denilen bir alet yardımı ile ölçülür ve 20 mm üstü
değerler veya her iki göz küresi arasında 2-3 mm den
fazla farklar ekzoftalmus olarak kabul edilir
Distopi: Göz küresinin koronal planda yer
değiştirmesidir. Göz küresi dışa, içe, aşağıya veya
yukarıya yer değiştirebilir. Genelde ekstrakonal
dediğimiz kas konisi dışında yerleşmiş kitleler nedeniyle
oluşur. En bariz örnek lakrimal bez kitlesine bağlı aşağı
ve dışa distopidir.
ORBİTA HASTALIKLARI
SEMPTOM VE BULGULAR
• Enoftalmus: Göz küresinin orbita
içine çöküklüğü şeklinde
açıklanabilir. Blow-out kırıkları,
orbital doku atrofileri, bu bölgenin
sikatrizan tümörleri, radyoterapi
nedenlerden bazılarıdır.
• Oftalmopleji: Göz hareketlerinin
kısıtlılığı
ORBİTA HASTALIKLARI
TİROİD GÖZ HASTALIĞI
• Erişkinlerde en sık ekzoftalmus sebebidir.
• Tiroid hormon düzeyleri hiper, hipo veya ötiroid olabilir.
• Otoimmun bir hastalıktır.
• Sigara ve kadın cinsiyet risk faktörüdür.
• Ayrıca hipertiroidi tedavisinde kullanılan radyoaktif iyot tedavisi de tiroid göz hastalığını daha
kötüleştirebilir.
• Hastalığın enflamasyon ve fibrozis olmak üzere 2 evresi mevcuttur.
• Enflamasyon evresinde orbital dokularda enflamasyon ve ödem oluşur.
• Bu evrede bası, kemiriş, göz içi basınç artışı, arter ve vena tıkanıklıkları, optik sinir
kompresyonu oluşabilir.
• Enflamasyon çözüldükçe dokular fibrosiz evresine geçer ve bu evre restriktif miyopati kapak
retraksiyonu gibi bulgularla ortaya çıkar
ORBİTA HASTALIKLARI
TİROİD GÖZ HASTALIĞI
Tiroid göz hastalığında 5 temel prezantasyon mevcuttur.
• 1) Yumuşak doku tutulumu: Enflamatuar aktivitienin en temel
bulgularındandır. Konjonktiva ve kapaklarada kızarıklık ve ödem mevcuttur.
Göz yaşını oluşturan bezlerde harabiyete bağlı kuru göz gelişebilir.
• 2) Kapak retraksiyonu: Hastaların %50 sinde görülür. Genelikle üst ve alt
kapak retraktörlerinde fibrozise bağlıdır. Ancak hiperitroidiye bağlı artmış
sempatik deşarj ile müller kas fonksiyonunun artışına da bağlı olabilir.
• 3) Ekzoftalmus: Tek veya çift taraflı, simetrik veya asimetrik olabilir, orbita
dokularını enflamasyon ve ödemi sonucu göz küresinin proptozudur.
Kapakların tam kapanamaması ve oküler yüzey ve göz yaşı problemlerine yol
açabilir.
• 4) Restriktif miyopati: %30-50 sıklığında görülebilir. En sık alt rektus kası
tutulur.
• 5) Optik nöropati: %5 sıklığında izlenir ve en ciddi tutulumdur. Direkt
bası ile veya kanlanmasını bozarak hasar gelişebilir. Merkezi görme bozulur.
ORBİTA HASTALIKLARI
TİROİD GÖZ HASTALIĞI
TEDAVİ
• Tiroid göz hastalığının tedavisinde
• ilk önce sigara içenlerde öncelikle sigaranın bırakılmasıdır.
• Enflamasyon evresinde immun sistemi baskılamak amacıyla sistemik steroid tedavisi
• Düşük doz radyoterapi de seçeneklerden biridir ancak etkinliğinin hemen
başlamaması ve vakaların yaklaşık olarak yarısında etkisiz olmaması gibi kısıtlılıkları
vardır.
• Optik nöropati ve korneal yüzey harabiyeti daha agresif tedavi endikasyonlarıdır. Bu
durumda intravenöz pulse ve oral idame tedavisi başlanır.
• Eğer steroid tedavisi etkisizse CERRAHİ olarak orbital duvar dekompresyonu
gereklidir.
ORBİTA HASTALIKLARI
ENFEKSİYONLAR
Preseptal selülit
• Orbital septum önündeki cilt
altı dokuların enfeksiyonudur
• Cilt travması, böcek ısırması,
çevre doku enfeksiyonlarından
yayılım veya hematojen
yayılım sonucu gelişebilir.
• Hassas, ağrılı kapak ödemi
mevcuttur.
• Sistemik antibiyotik kullanımı
ORBİTA HASTALIKLARI
ENFEKSİYONLAR
Orbital selülit
• Septum arkasında orbital dokuların
enfeksiyonudur,
• Hayatı tehdit eden ACİL ve hastane
yatışı gerektiren bir durumdur.
• Çocuklarda daha sıktır.
• Enfeksiyon sıklıkla sinüslerden yayılım
sonucu olsa da preseptal selülite benzer
şekilde lokal travmalar, hematojen
yayılım gibi çeşitli şekillerde gelişebilir.
• Göz kapaklarında ödem ve kızarıklık
daha belirgindir eşlik eden proptozis,
göz hareketlerinde kızarıklık ve ağrı
mevcuttur.
• Tedavi için hastane yatışı yapılmalı ve
antibiyotik tedavisi başlanmalı
ORBİTA HASTALIKLARI
ENFEKSİYONLAR
Orbital mukarmikoz
• Tipik olarak diyabetik ve immunsupresif
hastaları tutan ölümcül sonuçları olabilen
bir mantar enfeksiyonudur.
• Hastalığın en önemli bulgusu olan siyah
nekrotik dokular da bu enfarkta bağlı
olarak gelişir.
• Hastalığın kliniği orbital selülite benzerdir
ancak daha yavaş seyirlidir.
• Tedavide intravenöz antifungal
başlanmalı günlük nekrotik doku temizliği
ve yara bakımı yapılmalıdır.
• Hiperbarik oksijen tedavisi faydalı olabilir.
ORBİTA HASTALIKLARI
ENFLAMATUAR HASTALIKLAR

İdiopatik orbital enflamatuar hastalıklar (IOEH)


• Non-neoplastik, non-enfeksiyöz yer kaplayıcı orbital enflamasyondur.
• Tipik olarak erişkinlerde tek taraflıdır ancak çocuklarda bilateral olabilmektedir.
• Proptozis, optik sinir basısı, oftalmopleji görülebilirIOEH’ nın sadece ekstraoküler kasları tutan bir
alt formudur. Hastalarda göz hareketleri ile oluşan ağrı, diplopi, etkilenen kas üzerindeki
konjonktivada hiperemi mevcuttur. Akut veya kronik olarak ortaya çıkabilir. BT veya manyetik
rezonans (MR) incelemesinde etkilenen kasta ödem ve genişleme izlenir. Tedavide sistemik
steroidler faydalıdır.
Akut Dakriyoadenit
• Bakteriyel, viral veya idiopatik olabilir. Lakrimal bez lokalizasyonunda ağrı ve hiperemi görülür.
Distopi ve kapakta karakteristik “S” şeklinde pitoz izlenir.
Tolosa-Hunt Sendromu
Wegener Granolomatosis
ORBİTA HASTALIKLARI
VASKÜLER HASTALIKLAR

Karotiko-kavernöz fistül
• Karotid arterden kavernöz sinüse yani yüksek debiden düşük
debiye doğru gelişen bir arterovenöz fistüldür
ORBİTA HASTALIKLARI
KİSTİK LEZYONLAR

Dermoid kist
• Bir koristom (normal yapılar ama anormal lokalizasyonda)
olan dermoid kist kıl, yağ ve ter bezi gibi deri eklentilerini
içeren çok katlı yassı epitel ile örtülü bir kisttir.
• Çocukluk çağında sık görülür ve genelde orbita
süperotemporalinde yerleşir ve ağrısız nodul şeklinde
bulgu verir.
• Küçük ve yüzeyel olanlar takip edilebilir. Kist duvarının
bozulmasıyla kist içeriği ekspoze olduğunda enflamatuar
reaksiyon tetikleneceğinden tedavide kistin ruptüre
edilmeden total eksizyonu çok önemlidir.
Ensefalosel
• Üfürümün eşlik etmediği pulsatil proptoz ile bulgu verir.
• Ön ve arka ensefalosel olarak görülebilmektedir. Arka
formu sıklıkla tip 1 nörofibromatosis (NF) de görülür
ORBİTA HASTALIKLARI
LAKRİMAL BEZ TÜMÖRLERİ

Pleomorfik adenom
• Lakrimal bezin en sık epitelyal tümörüdür.
• İnferonazal distopi ile bulgu verebilir.
• BT de kemik erozyon olmaması maligniteden ayırımı için önemlidir.
• Tanı konusunda şüphe kuvvetliyse tümörü orbitaya ekmemek için biyopsi yapmadan
total eksizyon tercih edilebilir. Prognoz iyidir.
Lakrimal bez karsinomu
• Yüksek morbidite ve mortaliteye sahip nadir görülen bir tümördür
• Ağrı malignitenin önemli bir göstergesidir ancak enflamatuar durumlarda da görülebilir.
• Kemik erozyonu ve lezyon içi kalsifikasyon da malignite lehine bir bulgudur.
• Tedavide cerrahi eksizyon, kemoterapi ve brakiterapi seçenekler arsındadır ancak
prognoz kötüdür
GLOKOM
• Glokom, Optik Sinir ve Retina Ganglion Hücrelerinin bir dizi
reaksiyon ile hasarlanması veya ölmesi sonucu gelişen
ilerleyici optik sinir hastalığıdır.

• Glokom genellikle artmış göziçi basıncı (GİB) sonrasında optik sinir


başında çukurlaşma, atrofi ve tipik görme alanı değişiklikleri ile
karakterize bir optik nöropatidir

• Glokom toplumların yaklaşık %3’ünü etkilemekte olup, dünyada


körlüğün 2. en sık nedenidir
GLOKOM
• Humör aköz siliyer cisimden arka
kamaraya salgılanır
• Pupil açıklığından ön kamaraya
ulaşır
• Humör Aköz
%90 trabeküler ağ yoluyla (trabeküler, konvansiyonel
yol) drene olur. Daha sonra aköz hümör gözü çepeçevre
saran Schlemm kanalına geçer buradan toplayıcı
kanallarla venöz sisteme karışır.
Aköz hümörün %10 kısmı siliyer cisimden suprakoroid
boşluğa ve siliyer cisimdeki venöz dolaşıma drene olur
(uveaskleral yol).
dışa akım gerçekleşir
GLOKOMUN PATOGENEZİ
• Glokomatöz hasarda en önemli risk faktörü artmış Göz İçi Basıncı
(GİB) ıdır.
• Artmış GİB mekanik veya iskemik (vasküler) mekanizmalarla
glokomatöz hasara neden olur.
Mekanik teoriye göre artmış GİB direkt olarak sinir liflerine hasar
vermektedir,
 Vasküler teoriye göre artmış GİB optik sinir başındaki mikrodolaşımı
bozarak sinir liflerinde kayba yol açar.
• Glokomatöz optik sinir hasarı retina gangliyon hücrelerinin apoptozis
yoluyla geri dönüşümsüz harabiyete uğramasıyla gerçekleşir.
GLOKOMUN PATOGENEZİ
GLOKOM
• Göz içi Basıncı (GİB) neden yükselir?
Üretilen sıvı miktarı > dışarı çıkan sıvı miktarı
Basınç artışı Optik sinir hasarı
• Normal GİB: optik sinir üzerinde harabiyete ve görme alanlarında
kayba yol açmayacak basınç seviyesi
Normal GİB: 9-22 mmHg !!!
GLOKOM
GLOKOM
• Ön kamara açısı
• İridokorneal Açı da denilen bu bölge trabeküler
sisteme aközün girmeden önce izlemesi gereken
yoldur.
• ön kamara açısı genişliği ve açıklığı glokom
sınıflamasının belirlenmesi açısından önemlidir.
Üst yarısını kornea, alt yarısını ise iris oluşturur.
• Normalde 35-45 derece arasında olması gereken
açıklığın daha dar olması kapalı açılı glokom yönüne
bir delil olabilir.
• Bölgenin muayene edilebilmesi için Biomikroskopi
esnasında gonyolenslerden yararlanılır. (gonyoskopi)
GLOKOM
GLOKOM-SEMPTOMLAR
• Hastanın Şikâyetleri
Şikayetlerde dramatik farklılıklar olabilir. Ağrıdan duramayan bir
hasta ile karşılaşılabileceği gibi, gözlük muayenesine gelmiş ve hiçbir
şikayeti olmayan hastalarda da glokom saptanabilir. Şikayetlerdeki
farklılık glokom tipi ile ilgilidir.
Hastanın ilerleyen glokomunun şiddetine göre değişen görme
fonksiyonlarında bozulma olabilir. Renk görme, kontrast görme,
görme alanı, hareket algılama ve görme keskinliklerinde zamanla
bozukluklar gelişebilir.
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ

Göz tansiyonun ölçümü (tonometri)

Kornea kalınlık ölçümü (pakimetri)

Ön kamara açısının muayenesi (gonyoskopi)

Optik disk muayenesi (fundoskopi)

Görme alanı muayenesi (perimetri)

Retina sinir lifi analizi (optik kohorens tomografi…)


GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Göz tansiyonun ölçümü (tonometri)
GİB ölçülmesinde
• altın standart biomikroskopa bağlı
Goldmann aplanasyon tonometresi ile
ölçümdür
• Göze temasın olmadığı non-kontakt
tonometre,

• yatar pozisyondayken ölçümlerin


sağlanabildiği tonopen ve el tipi Goldmann
aplanasyon tonometresi
kliniklerde kullanılan birçok tonometre arasında
en çok kullanılanlardır
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
• Göz tansiyonun ölçümü (tonometri)
• GİB aköz yapımı ve gözden drenajı arasındaki dengeyle oluşur.
• Normalde 10-21 mm-Hg arasındadır. GİB 21 mm-Hg’ı aşarsa artmış olarak
değerlendirilir.
• Nabız, kan basıncı, solunum, egzersiz, sıvı alımı, topikal ve sistemik ilaçlara
bağlı olarak değişim gösterebilir.
• Genellikle sabah saatlerinde yüksek, gece düşük olmak üzere fizyolojik
diürnal ritim de gösterir.
• Normalde günlük değişimler yaklaşık 4-5 mm-Hg olup glokomatöz
gözlerde daha fazladır.
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ

Kornea kalınlık ölçümü (pakimetri)


• Kornea kalınlığı ölçümü ve önemi (pakimetri)
Normal gözlerde santral kornea kalınlığı (SKK) 520-550 mikron
SKK> 600 mikron
göz içinde aslında mevcut olmayan yüksek bir basınç ölçülecektir
SKK< 500 mikron
ölçülen basınç normale göre daha düşüktür

Ölçülen GİB değerlendirilirken Gerçek GİB elde etmek için kornea kalınlığı dikkate alınmalıdır
Kornea kalınlığı yüksek bir olguda ölçülen GİB değeri gerçekte daha düşük
Kornea kalınlığı düşük bir olguda ölçülen GİB değeri gerçekte daha yüksektir
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Ön kamara açısının muayenesi (gonyoskopi)
• Lensler yardımıyla ön kamara açısı
değerlendirilerek açı genişliği derecelendirilir
ve tedavi belirlenir.
• Açık bir açıda gözlemlenen anatomik
yapılar (dıştan içe doğru)
 Schwalbe çizgisi (korneada Descemet
membranının sonlandığı yer),
 Trabeküler ağ (pigmentsiz ve pigmentli),
 Skleral mahmuz
 Korpus siliyare bandıdır
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Optik disk muayenesi (fundoskopi)
• Optik disk santralindeki çukurluğun diske oranına
cup/disk oranı denir
• Glokomun en belirgin bulgusu retina gangliyon
hücreleri aksonlarının atrofisi sonucu fizyolojik
çukurlukta
 genişleme,
 kenarlarında incelme,
 diskte soluklaşma gözlemlenebilir.
• Normal gözlerde optik diskin ortasındaki çukur
alanın toplam disk çapına oranı(C/D) 0.3-0.4 dür.
Glokomlu kişilerde bu oran yükselir
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Optik disk muayenesi (fundoskopi)
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ

Görme alanı muayenesi (perimetri)


• Perimetre denilen aletler kullanılır.
• Perimetre Glokomlu kişinin görme alanı
hakkında bilgi verir.
• Görme alanı muayenesinde Humphrey görme
alanı cihazı klinik pratikte sıkça kullanılmaktadır
• Glokomun tanısı ve takibi açısından çok önemli
bir testtir
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Görme alanı muayenesi (perimetri)
• Glokomda ganglion hücreleri, buna bağlı
optik sinir lifi ve optik sinir başında defektler
gelişmektedir.

• Görme alanı testi (perimetri ) bu defektlere


bağlı olarak gelişen kayıp bölgeyi tespit
eder.
• Glokoma bağlı oluşan fonksiyon kaybını
değerlendirir
GLOKOM- MUAYENE YÖNTEMLERİ
Retina sinir lifi analizi (optik kohorens
tomografi
• Optik Kohorens Tomografi (OCT) ile peripapiller
retina sinir lifi ve gangliyon hücre tabakası
kalınlığı ölçülebilmekte, optik disk çukurluğu
yüksek hassasiyetle değerlendirilebilmektedir
• Optik Kohorens Tomografi (OCT) Optik sinir başı
ve retina sinir lifi tabakasında meydana gelen
yapısal değişiklikleri gösterirler
• Görme alanı (perimetri) glokoma bağlı oluşan
fonksiyon kaybını değerlendirir
GLOKOM SINIFLAMASI

Primer glokom
başka bir göz veya vücut hastalığına bağlı olmaksızın ortaya çıkan
glokom. En sık görülen glokom tipidir.
Açık açılı
Kapalı açılı iki farklı türü vardır
Sekonder glokom
bir göz hastalığı veya travma sonrası gelişen glokom
Doğumsal glokom
gözün yapısında doğumda mevcut olan anatomik bir bozukluk vardır
GLOKOM SINIFLAMASI
Primer glokom

• İris trabeküler ağı örtmüyorsa açık açılı

• İris trabeküler ağı örtüyorsa kapalı açılı


GLOKOM
Primer açık açılı glokom

En sık görülen glokom türü


Patofizyoloji
trabeküler ağ ve schlemn
kanalındaki yapısal
değişikliklere bağlı olarak ön
kamara sıvısının dışa
akımında güçlük ve azalma,
buna bağlı olarak göz içi
basıncında artış
GLOKOM
Primer açık açılı glokom

• Glokomda risk faktörleri


Yüksek göz içi basıncı (en önemli risk
faktörü)
İnce kornea dokusu (< 500 mikron)
Miyopi
• Genetik (aile öyküsü)
• Yaş ve ırk (40 yaş üstü siyah ırk)
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

• İrisin trabeküler ağı örttüğü glokom


tipidir

• Akut, subakut ve kronik tipleri


mevcuttur
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

• anatomik olarak yatkın gözlerde


iridotrabeküler temas sonucu
humör aköz dışa akımında ani
blokaj meydana gelmesi
• Önemli bir oftalmolojik acil
durum
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom
Primer açı kapanması için oküler risk
faktörleri

 Kısa aksiyel uzunluk (<22 mm)/


hipermetropi
 Dar ön kamara açısı (<2,5mm)
 Lensin yaş ile beraber öne doğru yer
değiştirmesi ve kalınlığının artması
 Konveks ve/veya volümü fazla olan iris
dokusu
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

Presipite edici risk faktörleri


• Temelde gözde mydriasis gelişimi açının
kapanmasına sebep olur
Loş ışık aydınlatması
Antikolinerjik (tropikamid, siklopentolat….)
ilaç kullanımı
Adrenerjik ilaç kullanımı (epinefrin,
fenilefrin….) ilaç kullanımı
Stres, şiddetli ağrı durumlarına bağlı
sempatik sistem aktivasyonu ve midriyazis
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

Akut glokom krizi bağlı semptomlar


• Şiddetli ağrı
• Gözde kızarıklık
• Görmede ileri derecede azalma
• Renkli halkalar görme
• Başağrısı
• Bulantı
• Kusma
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

Bulgular
Görme keskinliği <0,1
Göz içi basıncı >50 mmHg
Korneada ödem
Daralmış ön kamara
Gonyoskopide 360 derece
iridotrabeküler temas
Middilate ışığa cevapsız pupil
Konjontivada hiperemi
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

Tedavi
Amaç: göz içi basıncını mümkün olduğunca çabuk normal seviyeye
indirmek ve yeni atak oluşmasını önlemek
Göz içi basıncını düşürmek için medikal tedavi uygulanır
1.Hiperosmatik ajanlar ile damar içinde osmolarite artışı ve vitreustan
damar yatağına sıvı geçişi sağlanır
2.Parasempatomimetikler (pilokarpin): topikal olarak kullanılır ve miyozis
sağlar
3.Humör aköz yapımını azaltan ajanlar
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

Tedavi
• Yeni atak oluşmasını önlemek:
Lazer iridotomi
• Atak geçiren göze ve diğer göze
profilaktik olarak uygulanır
• Lazer ile iris üzerinde bir açıklık
oluşturularak ön ve arka kamara
arasındaki basınç eşitlenir ve irisin
açıdan uzaklaşması sağlanır
GLOKOM
Primer kapalı açılı glokom

• Subakut (intermittan) açı kapanması glokomu :  Ön kamara


açısının kapanması ve tekrar açılması şeklinde oluşan tabloda
göz içi basıncı da geçici olarak yükselir, açının açılması ile
tekrar normale döner.

•  Kronik açı kapanması glokomu:  Açının yavaş ve ilerleyici


olarak kapanması ile meydana gelir. Semptomlar primer açık
açılı glokom ile aynıdır, ancak açı dar ve yer yer kapalıdır, açıda
yapışıklıklar mevcuttur.
GLOKOM SINIFLAMASI

Primer glokom
başka bir göz veya vücut hastalığına bağlı olmaksızın ortaya çıkan
glokom. En sık görülen glokom tipidir.
Açık açılı
Kapalı açılı iki farklı türü vardır
Sekonder glokom
bir göz hastalığı veya travma sonrası gelişen glokom
Doğumsal glokom
gözün yapısında doğumda mevcut olan anatomik bir bozukluk vardır
GLOKOM- Sekonder glokom

Lense bağlı glokomlar


İnflamatuar glokom
Pigmenter glokom
Neovasküler glokom
Steroid ile ilişkili glokom
Psödoeksfolyatif glokom
Travmatik glokom
Tümörler, intraoküler hemoraji……..
GLOKOM SINIFLAMASI

Primer glokom
başka bir göz veya vücut hastalığına bağlı olmaksızın ortaya çıkan
glokom. En sık görülen glokom tipidir.
Açık açılı
Kapalı açılı iki farklı türü vardır
Sekonder glokom
bir göz hastalığı veya travma sonrası gelişen glokom
Doğumsal glokom
gözün yapısında doğumda mevcut olan anatomik bir bozukluk vardır
GLOKOM- Pediatrik glokomlar

Primer primer konjenital glokom


juvenil açık açılı glokom
Sekonder edinsel
edinsel olmayan oküler
sistemik
GLOKOM- Pediatrik glokomlar
Konjenital glokom

Doğum öncesi dönemde homör aköz


dışa akım yollarının yeterince gelişmemesi
sonucu göz içi basıncının attığı bir durumdur
Oldukça nadir olup, 1/10.000 canlı
doğumda görülmektedir
Genellikle her iki göz birlikte etkilenir
GLOKOM- Konjenital glokom
Klasik üçlü (triad) belirtileri (yüksek GİB sonucu
kornea epitel ödeminin oluşturduğu
irritasyonuna bağlı)
• Fotofobi (ışığa aşırı duyarlılık)
• Epifora (aşırı sulanma)
• Blefarospazm (özellikle gün ışığında)
• Gözde büyüme (buftalmus),
• Kornea genişleme (megalokornea), korneada
bulanıklık ve
• Descemet zarında yırtıklar (Haab’s stria)
artmış göz içi basıncının sonucudur
GLOKOM- Konjenital glokom
Gözün büyümesi

Yenidoğan gözü elastiki yapıda. Kornea ve sklera artmış göz içi


basıncına bağlı genişlemeyi önleyecek kadar sertleşmemiştir
Yenidoğanda kornea horizontal çapı normalde 10-10,5 mm dir.
1 yaşında 11 mm den büyük, herhangi bir yaşta 12 mm den
büyük ise konjenital glokomdan şüphelenilmeli
Göz içi basıncı 3 yaşından önce artarsa buftalmus meydana
gelir
GLOKOM- Konjenital glokom
Tanı
Genel anestezi altında muayene
-mikroskobik muayene
-kornea çapının değerlendirilmesi
-göz içi basıncının ölçülmesi
-gonyoskopi
-fundus muayenesi
GLOKOM- Konjenital glokom

Tedavi:
Konjenital glokomda öncelikli tedavi cerrahidir.
Medikal tedavi destek amacıyla uygulanabilir
GLOKOMDA TEDAVİ

Tedavide temel prensip görme sinirinin ve bu sinirin fonksiyonları


olan görme alanı ve görme keskinliğinin korunmasıdır.

Glokomun kanıtlanmış tek tedavisi göz içi basıncının düşürülmesidir

Glokomun yarattığı hasar geri dönüşümsüzdür tedavi ile yeni hasar


gelişimi önlenebilir
GLOKOMDA TEDAVİ
Tedavi Seçenekleri
1.Medikal (ilaçlar)
en sık başvurulan yöntem, sıklıkla ömür boyu sürer
2.Cerrahi
3.Lazer
4.Kombine tedaviler
GLOKOMDA TEDAVİ
Hedef göz içi basıncı!!!!!!!!!
Oluşabilecek glokomatöz hasarı engellemesi beklenen

Hastalığın ilerleme hızını en aza indirebilecek

Görmeye bağlı yaşam kalitesini beklenen yaşam süresinde


sağlayabilecek
göz içi basıncı değeridir
GLOKOMDA TEDAVİ
Hedef göz içi basıncı
Erken glokomda 21 mmHg< veya %20 azalma

Orta evre glokomda 18 mmHg< veya en az %30 azalma

İleri glokomda ise %30-50 azalma olacak şekilde ayarlanır


GLOKOMDA TEDAVİ
• Medikal tedavi:
Humör aköz yapımını azaltanlar ( timolol, dorzolomid, brimonidin…..)
Göz sıvısının dışa çıkışını arttıranlar (latanoprost, bimatoprost ……)

• Lazer tedavisi:
Lazer iridotomi
Lazer trabeküloplasti
Siklofotokoagülasyon
GLOKOMDA TEDAVİ
Cerrahi tedavi
Penetran cerrahi: trabekülektomi

Non penetran cerrahi: derin sklerotomi, viskokanalostomi

Şant cerrahisi: Ahmed, molteno implantları


GLOKOMDA TEDAVİ
Hastanın takibi
Görme keskinliği
Göz içi basıncı
Yapısal değerlendirme
 optik sinir başı , retina sinir lifi tabakası
Fonksiyonel değerlendirme
 görme alanı
Değerlendirme sonuçlarına göre progresyon olup olmamasına göre
tedavi protokollerinde değişiklik
GÖRME YOLLARI- ANATOMİ

• Optik Sinir

• Optik Kiazma

• Optik Trakt

• Optik Radyasyon:

• Kalkarin Korteks (Brodman 17


no’lu alan)
GÖRME YOLLARI- ANATOMİ
Optik Sinir
• Görme yolları, optik sinir ile başlamakta olup retina
ganglion hücrelerinin aksonların-dan oluşmaktadır
• Her iki optik sinir, optik kiazmada birleşerek sonlanırlar.
• Optik sinir (ikinci kafa çifti), aslın-da beynin bir uzantısı
olup çevresinde dura mater, araknoid mater ve pia mater mev-
cuttur
• Optik sinir yaklaşık olarak 50 mm uzunluğunda olup 4
bölümde incelenebilir

 1. İntraoküler bölüm

2. İntraorbital bölüm

3. İntrakanaliküler bölüm

4. İntrakraniyal bölüm


GÖRME YOLLARI- ANATOMİ
Optik sinir
1. İntraoküler bölüm
• 1.5 mm çapında dikine oval olup 1 mm kalınlığındadır.
• Orta-sından santral retinal arter ve ven geçerek retinanın
beslenmesini sağlar.
• Optik si-nir başı, önden arkaya doğru sinir lifi tabakası (prelaminer
bölge), lamina kribroza ve retrolaminer bölgeden oluşmaktadır.
• Lamina kribroza, skleranın devamı olup burada-ki mevcut olan
çok sayıda delikten optik sinir lifleri demetler halinde geçerler.
Optik sinir aksonları, lamina kribrozayı geçtikten sonra
miyelinlenerek iletim hızlanır.
2. İntraorbital bölüm:
• Optik sinirin en uzun bölümü olup 25-35 mm uzunluğunda ve 3-4
mm kalınlığındadır.
• Bu kalınlık artışı, miyelin tabakası sebebiyledir.
GÖRME YOLLARI- ANATOMİ
Optik sinir
3. İntrakanaliküler bölüm
• Sfenoid kemiğin küçük kanadındaki optik kanal içinden geçen
bölüm olup yaklaşık 9 mm uzunluğundadır.
4. İntrakraniyal bölüm
• Yaklaşık 10-16 mm’dir ve üzerinde frontal lob vardır.
• Lateralinde internal karotid arter bulunabilir.
• Optik sinir, internal karotid arterden köken alan oftalmik
arterin dallarından beslenir.
• Oftalmik arter, optik kanal ve orbitada pial dallar verir.
• Globun yaklaşık 8-12 mm gerisinde ise optik sinir içine girerek
santral retinal arter adını alır.
• Santral retinal arter, optik sinir başına dal vermeden geçerek
retinayı besler. Optik sinir başı beslenmesi ise Zinn-Haller
halkası aracılığıyla olmaktadır
GÖRME YOLLARI- ANATOMİ
Optik Kiazma
Her iki optik sinir, 45° açı ile seyrederek optik
kiazmada birleşirler.
Burada her iki op-tik sinirin nazal lifleri (optik sinirlerin
yaklaşık %55-60’ı) çaprazlaşırlar, temporal lifler ise
kendi tarafında yoluna devam ederek aynı taraf optik
traktusta seyrederler.
Op-tik kiazmanın altında hipofiz bezi mevcuttur.
Optik Trakt
 Kiazmada optik sinir lifleri çaprazlaştıktan sonra bir
tarafın temporal lifleri ile karşı gözün nazal lifleri, o
tarafın optik traktını oluştururlar.
Optik trakt, lateral genikülat cisimde sonlanır.
Lateral genikülat cisim, 2 gözden gelen ilişkili
sinyallerin birleştiği yerdir.
Burada retina ganglion hücreleri nöron değiştirir.
 Bu nedenle optik traktın gerisindeki görme yolları
(Optik radasyon ve görme merkezi)hasarında fundus
GÖRME YOLLARI- ANATOMİ
Optik Radyasyon
 Görme yolları, lateral genikülat cisimden
sonra temporal ve parietal loblar içinden
temporal ve parietal optik radyasyon aracılığı
ile seyrederek görme merkezine ulaşırlar.
Üst retinal lifler temporal radyasyondan, alt
retinal lifler ise parietal radyasyondan
geçerler.
Görme merkezi (Brodman 17 no’lu alan)
Medial oksipital lobtadır.
Koordinasyon merkezi olarak kabul
edilmektedir.
OPTİK SİNİR HASTALIKLARINDA KLİNİK

• Görme keskinliğinde azalma

• Diskromatopsi (renkli görmede bozukluk)

• Kontrast duyarlılığında azalma

• Aferent pupil defekti (Markus Gunn pupillası)

• Işık parlaklığında azalma

• Görme alanı defektleri


OPTİK SİNİR HASTALIKLARINDA YARDIMCI
TANISAL TESTLER
• Görme alanı
• VEP (visual evoked potentials, görsel uyarılmış potansiyeller)
• Fundus fluorescein anjiyografisi
• Optikal koherens tomografisi
• Bigisayarlı beyin tomografisi (kemik doku değerlendirilmesinde
daha ön planda)
• Manyetik rezonans görüntüleme (yumuşak doku
değerlendirilmesinde daha ön planda)
• Manyetik rezonans anjiyografi
OPTİK DİSK ÖDEMİ
NEDENLERİ
• Optik disk ödemi, optik sinir başı (optik disk) sınırlarının
keskinliğinin oküler, orbital veya intrakraniyal nedenlerle
bozulmasıdır.
1. Oküler nedenler
• GIB’nda ani düşme, perforan yaralanma, oküler ameliyatlardan
sonra
2. Orbital nedenler:
• Optik sinirin orbital kısmına yapılan bası sonucu (tümör, oftal-mik
arter anevrizması, orbital abse, ekzoftalmus, vb)
3. İntrakraniyal nedenler
• Tümör, beyin absesi, tüberkülom, kistler, ve anevrizma
4. Sistemik hastalıklar
Hipertansiyon, kalp yetmezliği, kan diskrazileri (lösemi, pernisiyöz
anemi, makroglobulinemi, vb), endokrin bozukluklar, SLE, PAN,
sarkoidosis
PAPİLÖDEM
• Kafa içi basınç artışı (KIBA) sonucu gelişen bilateral optik disk ödemine Papilödem denilir.
• Normalde intrakraniyal basınç 20 cmsu (200 mmsu)’yu geçmemelidir. BOS, lateral
ventriküllerdeki koroid pleksustan salınır, 3. ventriküle ve sonra akuadukt ara-cılığıyla 4.
vetriküle geçer, takiben araknoid villuslardan emilerek dolaşıma katılır. 7
• BOS sentezinin arttığı veya dolaşımında engel olduğu durumlarda KIBA ve buna bağ-lı
papilödem gelişir.
• Papilödem patogenezi aksoplazmik akımın durması ile ilişkilidir.
• Ayırıcı tanısında konjenital disk anomalileri, hipermetropi, druzen, optik nöropatiler ve
optik sinir başı tümörleri düşünülmelidir.
• Papilödem varlığında mutlaka nörolojik değerlendirme yapılmalıdır.
• Klinikte başağrısı, bulantı, kusma ve horizontal diplopi (her iki 6. kraniyal sinire bası
sonucu) olur.
• Papilödem bilateral olup görme keskinliği ve ışık refleksi optik atrofi gelişene kadar
normaldir, ancak erken evrede venöz pulsasyon kaybolur.
• Göz hareketleri ile ağrı yoktur.
• Tedavisi etyolojiye yönelik olup optik atrofi gelişmeden önce başlanırsa prognoz iyidir.
OPTİK NÖROPATİLER
Etyolojik ve anatomik olarak sınıflandırılabilir.
Etyolojik sınıflandırma
• İnflamatuvar: demiyelinizan, paraenfeksiyöz, enfeksiyöz
• İskemik
• Toksik ve nutrisyonel
• Kompresif
• Herediter
• Granülomatöz
İnflamatuvar: demiyelinizan,
paraenfeksiyöz, enfeksiyöz
 Optik nevrit; demyelinizan, viral veya otoimmün hastalıklara bağlı gelişen
optik sinir inflamasyonudur.
 Genel olarak ani ve tek taraflı görme kaybına neden olur.
 Retrobulber nevrit (RBN), papillit veya nöroretinit şeklinde kendini gösterebilir.
 RBN erişkinde en sık görülen tiptir ve optik disk normal görünür.
 Papillit çocuklarda sıktır ve disk ödemlidir.
 Nöroretinitte, papillite ek olarak makulada eksudaların özel dağılımıyla oluşan
“makular yıldız” bulunur ve en nadir tiptir.
 Optik nevrit sıklıkla 18-50 yaşlar arası görülür.
 Hastaların %77' si kadındır.
 Hastaların %92' si göz hareketiyle oluşan retrobulber ağrıdan şikâyet ederler.
 Vücut sıcaklığının artışıyla (örneğin egzersizle) görmede azalma olur ki buna
Uhtoff bulgusu denir.
 Görme kaybının şiddeti değişkendir ve tipik olarak 1-2 hafta içinde en ileri
seviyeye ulaşır.
 Hastalarda 4 hafta içinde spontan düzelme başlamaktadır.
 %30 hastada multipl sklerozla ilişkili
İSKEMİK OPTİK NÖROPATİ (İON)

 Optik siniri besleyen damarsal yapıda


tıkanıklık meydana gelmesidir.

 orta ve ileri yaş grubunda ciddi görme azlığı ve ve


körlüğün başlıca nedenleriden birini oluşturur.
 Ancak herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir.

 Optik sinirin etkilendiği segmente bağlı olarak


anterior ve posterior iskemik optik nöropati olarak
iki gruba ayrılır.

 En sık görülen form olan nonarteritik anterior


iskemik optik nöropatinin (NAİON) bilinen bir
tedavisi yoktur.

 Daha az sıklıkta olan arteritik anterior iskemik


optik nöropati (AAİON) oküler bir acildir
Toksik Optik Nöropati
 Bilateral optik disk kabarıklığı, santral veya çekosantral skotomla beraber görülen
akut görme kaybı ile sonuçlanır.
 En sık nedenleri ethambutol, metil alkol, etilen glikol (antifriz) ve karbon
monoksite maruziyettir.
 Açlık, malabsorbsiyon veya alkolizmle indüklenen yetersizlik durumları da görme
kaybı ile sonuçlanabilir.
 Açıklanamayan bilateral santral skotom ve optic disk solukluğu olan her hastada
tiamin, vitamin B12 ve folat seviyeleri kontrol edilmelidir
 Tüberküloz tedavisi için kullanılan ethambutol ani görme kaybına neden olabilir.
 Metanol intoksikasyonunda, metil alkol vücutta formaldehid (retinaya toksik) ve
formik asite (asidoz) dönüşür.
 Metanol intoksikasyonunda Hastada ani görme kaybı oluşur, pupiller dilatedir,
optik disk ve retina ödemlidir.
 Metanol intoksikasyonunda Erken tedaviyle bu bulgular geri dönebilir. Tedavide,
etanol, hemodiyaliz önerilmektedir.
Görme azlığı- Ani başlangıçlı
Papil Ödemi

 İntrakraniyal basınç artışı nedeniyle bilateral optik disk


başı kabarıktır ve sınırları belirsizdir.
 Baş ağrısı ve görmede geçici kararmalar görülür.
 Tek gözde ya da aynı anda her iki gözde ortaya çıkabilir.
 Kararmalar ani postür değişiklikleri veya kendiliğinden
oluşabilir.
 Papil ödem ağır ve uzun süreli değilse, maküler ödem
veya hemoraji eşlik etmiyorsa görme keskinliği
etkilenmez.
 Süreklilik gösteren papil ödemde optik sinir atrofisi gelişir
ve periferik görme alanı kaybı gizli biçimde ilerleme
gösterir.
 Papil ödemin araştırılırken intrakraniyal lezyonun ekarte
edilmesi amacıyla BT veya MR görüntülemesine ihtiyaç
vardır.
 Görüntüleme yöntemleri negatifse, lomber ponksiyonla
subaraknoid açılma basıncı ölçülmelidir. Artmış basınç
pseudotümör serebriyi gösterir
KONJENİTAL OPTİK SİNİR ANOMALİLERİ
• Druzen: optik sinir başı üzerindeki sıklıkla kalsifiye
birikimlerdir.
• Miyelinli sinir lifi: optik sinirin lamina kribroza’dan
önce miyelinlenmesidir.
• Optik pit: optik disk sıklıkla normalden büyük olup
genellikle temporalinde gri, yu-varlak veya oval
çukurluk vardır. Seröz maküla dekolmanı gelişebilir.
• Tilted disk: sık görülür ve optik sinirin glob ile oblik
olarak birleşmesine bağlıdır. Miyopi ve astigmat
eşlik eder.
• Megalopapilla: optik disk normalden büyüktür
Aşağıdakilerden hangisi optik sinir hastalıkları semptomlarından
değildir
 
Görme keskinliğinde azalma
Diskromatopsi (renkli görmede bozukluk)
Kontrast duyarlılığında azalma
Görme alanı defektleri
Işık çakması
Aşağıdakilerden hangisi optik sinir hastalıklarında yardımcı tanısal
testlerden değildir.
 
a) Görme alanı
b) VEP (visual evoked potentials, görsel uyarılmış potansiyeller)
c) Fundus fluorescein anjiyografisi
d) Optikal koherens tomografisi
e) Göz ultrasonu
Göz Muayenesi
• Oftalmolojik hikaye
• Sistemik hikaye
• Oküler muayene
Oftalmolojik hikaye
• Ana şikayeti
Görme azalması
Kızarıklık
Çift görme
Çapaklanma
Ağrı
Batma
Işık çakması vb

• Şu anki hastalığının öyküsü


Ne kadar süredir, nasıl başladı, travma hik?
• Geçmiş oküler öykü
Geçirilmiş cerrahi, geçirilmiş hastalık
• Aile öyküsü
Glokom, kırma kusuru, makula dejenerasyonu
Sistemik hikaye
• Sistemik hastalık öyküsü
Diyabet, hipertansiyon, deri hastalıkları ve romatolojik rahatsızlıklar

• Kullandığı ilaçlar
Steroid, klorokin, etambutol

• Allerji
Oküler muayene
İnspeksiyon

Hasta odaya girdiği anda başlar ve inspeksiyon demek gözlemdir.


Oküler muayene
• Görme keskinliği
• External muayene
• Pupillalar
• Şaşılık ve oküler motilite
• Görme alanı muayenesi
• Biomikroskopi
• Tonometri
• Fundoskopi
Oküler muayene
Görme keskinliği
• Eşeller
Snellen
Landolt C
E eşeli
Oküler muayene
Görme keskinliği
Görme keskinliğinin değerlendirilmesi
• 10/10 Tam görme
• 1/10 Legal körlük
• PS Parmak sayma
• EH El hareketleri
• P+P + Persepsiyon ve projeksiyon
• P + Işık algılama
• Absolu Işık algılama yok
Oküler muayene
Görme keskinliği
• Görmede azalma varsa ilk olarak refraksiyon kusuru varmı ona bakılır
• Otorefraktometre
• Retinoskopi
Oküler muayene
OTOMATİK REFRAKTO-KEROTOMETRE
TANIM:

• KİŞİNİN KIRMA KUSURU İLE İLGİLİ ÖLÇÜMLERİNİ OTOMATİK OLARAK, HERHANGİ


BİR EK ENSTRÜMANA GEREK OLMADAN YAPAN VE BUNLARI BİLGİSAYAR
PROGRAMLARI İLE BİR ÇIKTI ŞEKLİNDE VEREBİLEN ALETLERDİR.
Oküler muayene
OTOMATİK REFRAKTO-KEROTOMETRE
YAPILABİLEN ÖLÇÜMLER:
• REFRAKTOMETRİ: - SFERİK
- SİLİNDİRİK
- AKS
• KERATOMETRİ
• KORNEA ÇAPI
• PUPİL ÇAPI
• İNTERPUPİLLER MESAFE
Oküler muayene
Eksternal muayene
• Göz kapakları
• Kapak aralığı normalde 8-10 mm arasındadır ve üst kapak korneayı 1-2 mm kadar örter.
• Her iki göz kapağının hareketleri eş zamanlıdır.
• Orbikularis okuli kapatır
• Üst levator ve müller açar
• Göz kırpma dakikada 10-12 defadır
• Amaç, Korneayı nemlendirmek, levator palpebra kasını dinlendirmek, retina pigmentlerinin yenilenmesini
sağlamaknmesini sağlamak
Oküler muayene
Eksternal muayene
Kirpikler
• Kapak kenarında kirpikler çok sıralı,
korneaya dönük veya dışarı dönük
olabilirolabilir.

• Renk değişikliği, alopesi, vitiligo ve


madorozis olabilir.

• Blefarit ve konjunktivitlerde çapaklanma


belirtileri verir.
Oküler muayene
Pupilla
Pupillanın şekil muayenesi
• Her iki pupil tek tek ve karşılaştırmalı olarak şekil ve çaplarına
bakılır.

• Normalde pupil ortada ve yuvarlaktır. Oval veya çekiktir

• Çok sayıdadır

• Ön ve arka sineşi sonucu düzensiz veya çekik pupilla


Oküler muayene
Pupilla
 Pupilla çapı küçük miozis

 Pupılla çapı büyük


midriazis

 Her iki pupil eşitse


izokorik

 Biri diğerinden büyükse


anizokori
Oküler muayene
Pupilla
Hasta karanlık odada otururken ışık kaynağı
sol göz pupillasına tutulur ve sol göz pupilla
küçülür,
(direkt ışık reak pozitif),

diğer göz pupillasıda küçülür


(indirekt ışık reak pozitif)

eğer diğer pupil küçülmezse


indirekt ışık reak negatifdir.
Oküler muayene
Şaşılık ve oküler motilite
• Göz hareketleri
• Duksiyon: Tek gözün hareketleri
Abduksiyon
Adduksiyon
Supraduksiyon
İnfraduksiyon
İnsikloduksiyon
Ekssiklodksiyon
Oküler muayene
Şaşılık ve oküler motilite
• Versiyon: Çift gözün hareketleri
Dekstroversiyon
Levoversiyon
İnfraversiyon
Supraversiyon
Oküler muayene
Şaşılık ve oküler motilite
• Kapama testi

• Açma kapama testi


Tropya: aşikar şaşılık
Forya : gizli şaşılık
Oküler muayene
Görme alanı muayenesi
• Konfrontasyon görme alanı
• Bilgisayarlı görme alanı
Oküler muayene
BİYOMİKROSKOPİ

• Biyomikroskop, gözün büyütülerek muayenesi


için tasarlanmıştır
• Binoküler görüntü sağlar
• Büyütme oküler ve objektif lenslerle sağlanır
• Biyomikroskop tozsuz, aşırı ısı ve rutubetin
olmadığı bir odaya kurulmalıdır
• Ampul, sigortalar ve çenelik kağıtları yedekte
bulundurulmalıdır
Oküler muayene
BİYOMİKROSKOPİ
• Göz kapakları, kirpikler,
palpebral-bulber
konjonktiva, gözyaşı filmi,
kornea, sklera, iris, pupilla,
hümor aköz, lens, ön vitreus
incelenir

• Çeşitli eklemelerle ön
kamara açısı, korpus siliyare
ve fundusun incelenme
olanağı vardır
Oküler muayene
Biomikroskopi
• Büyütme
• Binoküler görüş
• Işıkla saydam oküler dokuların kesiti
Oküler muayene
Tonometri
• Göz içi basıncı ölçümü
Kontakt
Nonkontakt
Oküler muayene
Tonometri
Kontakt-
Schiotz İndentasyon Tonometri

 Tonometre tabanı

 Çökertme mili

 Ağırlık(5.5,7.5,10gr)

 Ölçüm skalası
Oküler muayene
Tonometri
Kontakt-
Goldman Aplanasyon Tonometresi

 Biomikroskop

 Tonometre ucu (plastik biprizm )

 Tonometre ucu çubukla merkeze


bağlanmıştır

 Uygulanan kuvvet ölçülür


Oküler muayene
Tonometri
Kontakt-
Goldman Aplanasyon Tonometresi

 Topikal anestezi
 Fluoresin çubuk
 Kobalt mavisi
 Tonometre ucu kornea apeksine
 Fluoresan yarı daireleri okülerden görülür
 Yarı dairelerin iç noktaları üst üste gelene
kadar kuvvet uygulanır
 GİB tonometre ucunun bir çubuk ile bağlı
olduğu merkezdeki skaladan okunur
Oküler muayene
Tonometri
Non -Kontakt-
Pnömotik Tonometre

Göz içi basıncı mmHg

Santral kornea kalınlığı


Oküler muayene
Fundus muayenesi
• Fundoskopi, oftalmoskopi
Direkt
İndirekt
Oküler muayene
Oftalmoskopi
• Normal şartlarda pupil
alanı siyah

• Koşullar
• Karanlık oda
• Pupiller dilatasyon

• Oftalmoskopi
Direkt
İndirekt
Oküler muayene
Oftalmoskopi- Direkt

• Işık kaynağı
• Yansıma mekanizması
• Ayna
• Prizma
• Gözlem yeri
Oküler muayene
Oftalmoskopi- Direkt
Oküler muayene
Oftalmoskopi- Direkt

• Yeterli aydınlatma
• Hasta gözü büyütücü sistem
• Görüntü hekimin retinasında
• Refraktif kusur
• Büyük ve düz hayal
• Emetrop hastada 8 o lik saha , x15 büyütme
• Miyop hastada saha küçülür, büyütme artar
• Hipermetrop hastada saha büyür, büyütme azalır
• Pupilla çapı
Oküler muayene
Oftalmoskopi- Direkt
Brückner testi- Kırmızı Refle Testi

• Gözden kırmızı reflenin değerlendirilmesi


“Brückner testi” veya "Kırmızı Refle ”
Testi olarak bilinmektedir
• Kırmızı refle testi pediatrik muayenenin
zorunlu bir parçasıdır.
• Test görme aksı üze- rinde yer alabilecek
katarakt, korneal opasite gibi opasitelerin
ve retinablostom ve retina dekolmanı da
dahil olmak üzere retina bozukluklarının
belirlenmesinde kullanılır.
• Oftalmoskop her bir pupillaya 30-45 cm
mesafeden odaklanır. Daha sonra 90 cm
mesafeden her iki göz simultane olarak
değerlendirilir. Kırmızı refle içinde yer
alan karanlık noktalar, bozuk veya
kaybolmuş kırmızı refle veya beyaz refle
(lökokori) mevcudiyeti hastanın
oftalmoloğa yönlendirilmesi için
endikasyon teşkil eder
Oküler muayene
Oftalmoskopi- İndirekt

• Monoküler
• Binoküler
• Binoküler Oftalmoskop

• Biomikroskop
lensler (kontakt veya non kontakt)
Oküler muayene
Oftalmoskopi- İndirekt

• Sol el: konvex lens


+14 D, +20 D, +30 D
• Görüntü ters
• Görüntü gözlemci ile lens arasında
Oküler muayene
Oftalmoskopi- İndirekt
• Avantajları
• geniş alan-perifer muayenesi
• iyi aydınlatma-ortam kesiflikleri
• stereoskopik görüntü
• asistan gözlemi
• Dezavantajları
• ters görüntü
• miyotik pupilla
• büyütme az
Oküler muayene
Oftalmoskopi- İndirekt

• lensler
a) Kontakt
• Goldmann tek ve 3 aynalı lensi
• Quadrspheric (130 )

b) Non-kontakt
+78 D
+90 D (x 0.72) (69 o)
Superfield (120o
Oküler muayene
Oftalmoskopi- İndirekt
Fundus muayenesi
1- Optik disk
2- Damarlar
3- Makula
4- Periferik retina
Oküler muayene
Yardımcı Muayene Yöntemleri –
Kornea Topografi

Korneal topografi sistemleri, kornea yüzeyinin tümünün veya tümüne yakın bir
bölümünün renk kodlu yüzey haritasını kantitatif değerler eşliğinde gösteren
sistemlerdir
Oküler muayene
Yardımcı Muayene Yöntemleri –
Kornea Topografi
Ortak prensipler;
• Kornea üzerine çeşitli keratoskoplarla ışık yansıtılır
• Korneanın ön yüzeyinden geri yansıyan ışınlar videokamerayla kaydedilir
• Elde edilen görüntü bilgisayarda analiz edilir
• Analiz sonuçları çeşitli şekillerde gösterilir
Oküler muayene
Kornea Topografi- Endikasyonları

• Keratokonus tanı ve izlemi


• Refraktif cerrahi için hasta seçimi, uygulaması ve izleminde
• Astigmatik keratotomi planlaması ve izleminde
• Penetran keratoplasti sonrasında kornea yüzeyinin değerlendirilmesi
• Düzensiz astigmatizması olan olgularda kontakt lens uygulaması için
Oküler muayene
Yardımcı Muayene Yöntemleri-FFA
• Anjiografiler
• FFA: fundus floresan anjiografi
• ICG: indosiyanin yeşili anjiografisi
Oküler muayene
Yardımcı Muayene Yöntemleri-
Optik kohorens tomografi

• Oküler dokuların mikron çözünürlükle kesitlerini alır


• Işıkla USG alınması gibi
• Ön segment, arka segment
Oküler muayene
Yardımcı Muayene Yöntemleri-
Oküler Usg
• Retina muayenesi yapılamayan olgularda arka segment patolojisini
değerlendirmede kullanılır
Kontrast duyarlılık
Günümüzde görme fonksiyonunu değerlendirmek için kullanılan yöntemlerden önemli bir tanesi
kontrast duyarlık ölçümüdür

Kontrast duyarlık, obje ve zemin arasındaki en düşük aydınlanma farklılığının saptanabilmesi


olarak tanımlanmıştır
Kontrast duyarlılık
• Opik sinir hastalıklarında
Akomodasyon

• Refraksiyon kusuru olmayan bir gözde, yaklaşık 6 metreden


uzakta olan cisimlerden göze gelen ışınlar refraksyiona
uğrayarak fovea üzerine odaklanır.
• Yaklaşık 6 metreden daha yakındaki cisimlerden gelen ışınlar
ise retina tabakasının arkasına toplanır. Retina tabakasının
arkasında toplanan ışınların, retina tabakasında odaklanması
için gözümüzdeki lensimiz fizyolojik olarak kırma gücünün
artırılmasına sebep olan bu mekanizmaya akomodasyon veya
uyum adı verilir.
Akomodasyon
Akomodasyon üç bileşenden oluşan reflexle oluşur.

• Miyosiz (pupilla konstriksiyonu)

• Lensin kırıcılığının artması

• Konverjan (gözlerin birbirine yaklaşması)


Refraksiyon

Refraksiyon:ışığın optik yoğunluğu farklı iki ortamın birinden diğerine


geçerken doğrultusunu değiştirerek kırılmasıdır

Yansıma: Bir ortamdan başka bir ortama geçmekte olan ışık demetlerinin,
ikinci ortamdan yansıyarak birinci ortama geri dönmesidir.

Göze gelen ışığında bir kısmı kornea, lens ve retina yüzeylerinden yansır
Refraksiyon- Mercekler
13. yy dan beri kullanılmaktadır. Cam, plastik vb materyalden
yapılabilirler

Sferik Mercekler: 2’ ye ayrılabilir;


1. Konveks Mercekler
2. Konkav Mercekler
Refraksiyon- Mercekler

1. Konveks Mercekler:
Işık ışınlarını kırarak daha konverjan hale getirirler. Pozitif
( + ) değerli lensler olarak kabul edilirler. Lensin gücünü
belirleyen lensin iki yüzünün ilişkisidir. Planokonveks,
bikonveks veya menisküs formunda yapılabilirler. Yakındaki
bir objeye bakıldığında, objeyi daha büyük gösterir, lens
hareket ettirildiğinde bakılan obje ters yöne hareket eder.
2. Konkav Mercekler:
Işık ışınlarını kırarak daha diverjan hale getirirler. Negatif
( - ) değerli lensler olarak kabul edilirler. Planokonkav,
bikonkav ( = myodisk ) menisküs formunda olabilirler.
Yakındaki bir objeye bakıldığında daha küçük gösterir, lens
hareket ettirildiğinde bakılan obje aynı yöne hareket eder
Refraksiyon- Mercekler

Astigmatik mercekler
• Sferik merceklerdeki tüm meridyenlerde eşit güç var iken bunlarda yoktur.

• Astigmatın kelime anlamı “ nokta şeklinde olmayan ” dır. Çünkü astigmatik


mercekler ışık demetlerini bir noktaya odaklayamaz.

• Silindirik ve torik mercekler olarak 2 gruptur.

• Torik mercekler sferosilindirik mercekler olarakta bilinir.


Refraksiyon- Mercekler

• Merceklerin gücü: Odak uzaklığı azaldıkça mercek gücü artar.

• Mercek gücü = Dioptri ( D ) = 1 / F ( odak uzaklığı m olarak )

• Bir merceğin ( sferik veya silindirik ) gücü lensmetre adı verilen


aletlerle ölçülebilir
BİR OPTİK SİSTEM OLARAK İNSAN GÖZÜ
• Kornea
• Kornea ön yüzü + 48,8 D
• Kornea arka yüzü –5,8 D
• Toplam +43,0 D
• Lens
• +19,0 D
• Akomodasyon ile +33,0 D
• Toplam kırıcılık ortalama + 62,0 D
GÖZÜN GELİŞİMİ BOYUNCA REFRAKSİYON VE
KOMPONENTLERİ
• Doğumda gözün ön arka çapı yaklaşık 18 mm’ dir.
• Bu değer 3 yaşında 23 mm . Bunun anlamı gözün hayatın ilk 3 yılında 5 mm
uzamadır.
• Aksiyel uzunlukta 1 mm’ lik uzama 3 D myopiye kayış oluşturduğuna göre burada
15 D myopiye kayış olmalıdır.
• 3 -14 yaşlar arasında ise aksiel uzunluk, yılda ortalama 0.1 mm artar.
• Bu da 10 yılda 1 mm, yani 3 D myopiye kayış demektir. Burada bu aşırı myopi
oluşumu kompensatuar mekanizmalar ile önlenir.
• Kompansasyon lens ve korneanın refraksiyon gücünün azalması ile sağlanır.
Refraksiyon
Emetropi:
• Gözde refraksiyon kusurunun bulunmama haline denir ve bu durumda uzaktaki bir
nesneden göze paralel olarak gelen ışınlar gözün görme tabakası olan retina üzerinde
odaklanır. Böyle bir durumda kişi gözlük veya kontakt lens gibi bir yardımcı alete
ihtiyaç duymadan görebilir

Ametropi:
• Gözde refraksiyon kusurunun bulunmasıdır.

Anisometropi:
• İki gözün refraksiyon kusurların birbirinden farklı olmasıdır.
Ametropi

 Miyopi

 Hipermetropi

 Astigmatizma
Miyopi

Akomadasyon yapmayan gözde göze paralel gelen ışık


ışınlarının retinal düzlemin önünde odaklanmasıdır
1.Basit miyopi
 Aksiyel miyopi
 Kurvatür (eğrilik) miyopisi
 İndex (kırıcılık) miyopi
2. Dejeneratif Myopi ( patolojik myopi )
Basit Miyopi
 Aksiyel miyopi: Gözün ön arka çapının normalden
uzun olması

 Kurvatür (eğrilik) miyopisi: Kornea eğriliğinin


(kurvatürünün) artması (yani dikleşmesi) sonucu
gelişen miyopi
 Örnek: keratokonus

 İndex (kırıcılık) miyopi: Lensin kırıcılığının artması


sonucu gelişen miyopi Örnek: diyabet hastalarında
şeker yüksekliği, katarakt
Dejeneratif Myopi ( patolojik myopi )

• Daha önceleri malign myopi adı da verilmiştir,


fakat günümüzde bu isimlendirmenin uygun
olmadığı düşünülmektedir. Özellikle arka
kutupta dejeneratif değişiklikler vardır.
• Aksiyel uzunluk belirgin olarak artmıştır ve
olay ilerleyicidir.
• Görme keskinliği tashih ile bile “ Tam “ a
ulaşmaz.
• Kadınlarda biraz daha sıktır
Miyopinin düzeltilmesi

• Miyopide uzak nokta düzlemi göze yaklaşmıştır


• Bu düzlemin ilerisi bulanık görünür
• 1D miyopide uzak nokta 1m
• 2 D miyopide uzak nokta 0,5m
• Miyopide – (eksi) değerlikli mercekler kullanılır
• Miyopik mercekler göze ne kadar yaklaşırsa uzak nokta
düzleminden o kadar uzaklaşacak ve etkileri o oranda artacaktır
• Bu sebeple miyoplarda verteks mesafesi (Lensin arka tepe noktası
ile korneanın tepe noktası arasındaki mesafe ) düşükse gözlük
numarası da o kadar küçülmektedir
Miyopinin düzeltilmesi

• Aynı kural Kontakt lensler içinde geçerlidir. Yani lens numaraları kontakt lens numarasından
daha küçüktür….
• Miyop hastalar yakına bakarken de gözlüğünü kullanmalıdır
• Çünkü akomodasyon yapmayan bir gözde konverjans ve miyozis oluşmaz bu durumda yakına
bakarken dışa kayma fotofobi gelişebilir
• Bu durumda astenopi hatta diplopi (çift görme) meydana gelebilir
• Akşam saatleri ve loş ışıkta pupilla genişlediği için sferik aberasyon oluşacak ve miyopi
miktarı artacaktır
• Bu nedenle gündüz net gören hastalar akşam saatlerinde aynı gözlük ile net göremeyebilirler
Miyopinin düzeltilmesi
Miyopinin düzeltilmesi

• Yüksek miyoplarda kalın kenarlı mercekler estetik olarak rahatsızlık verebilir.


• Bu durumda verteks mesafesini azaltmak bir miktar yarar sağlayabilir
• Asiferik mercek kullanımı da fayda sağlayabilir
Miyopinin düzeltilmesi

• (-) değerlekli gözlük mercekleri yakına bakış esnasında tabanı içerde prizma gibi davranırlar

• Bu durum kişinin yapması gereken konverjansı azaltacaktır

• Bu durum kontakt lens için geçerli değildir.

• Bu nedenle hasta gözlükten lense geçtiğinde konverjans yetmezliği oluşabilir.


Hipermetropi

Akomodasyon yapmayan gözde 6 m den uzaktan gelen ışık


ışınlarının retinal düzlemin arkasında odaklaşmasıdır.

Retinadaki görüntü silik olduğu için akomodasyon ile görüntü


retinal düzleme getirilmeye çalışılır. Bu yüzden akomodasyonun
güçlü olduğu yaşlarda genellikle bulgu vermez. Çeşitli
sınıflamalar yapılabilir.

1. Basit hipermetropi
2. Uyum mekanizmasına göre
3. Patolojik hipermetropi
Hipermetropi
1. Basit hipermetropi
• Aksiyel hipermetropi
• Kurvatür (eğrilik) hipermetropisi
• İndex (kırıcılık) hipermetropi

2. Uyum mekanizmasına göre


• Latent hipermetropi
• Manifest hipermetropi

3. Patolojik hipermetropi
• Göz küresinin deformasyonu
• Mikroftalmi
• Arka kutba bası yapan tümörler
• Retina dekolmanı
• Retinayı eleve den göz içi tümörleri
• Lens dislokasyonu
Hipermetropi
1. Basit hipermetropi

• Aksiyel hipermetropi: Gözün ön arka çapının normalden kısa olması


• Kurvatür (eğrilik) hipermetropisi: Kornea eğriliğinin (kurvatürünün) azalması
(yani düzleşmesi) sonucu gelişen hipermetropi Örnek: kornea plana
• İndex (kırıcılık) hipermetropi: Lensin kırıcılığının azalması sonucu gelişen
hipermetropi Örnek: diyabet hastalarında şeker düşüklüğü, afaki (lensin yokluğu)
Hipermetropi

2.Uyum mekanizmasına göre

• Latent hipermetropi: Akomodasyonla tam düzeltilebilen hipermetropi, siklopleji ile ortaya


çıkar.

• Manifest hipermetropi: Akomodasyon yapıldıktan sonra, düzeltilemeyen ve ortaya çıkan


hipermetropidir.
Hipermetropinin düzeltilmesi

• Total hipermetropi = latent hipermetropi + manifest hipermetropi

• Hipermetropinin tedavisinde “+” değerlikli mercekler kullanılır.

• “+” değerlikli mercekler, konverjan etkileri ile ışığın retinaya düşmesini


sağlarlar

• Özetle bu mercekler gözün kırma gücünü arttırırlar


Hipermetropinin düzeltilmesi

• D=1/f formülüne göre odak mesafesi kısaldıkça dyoptrik güç artacaktır.

• Yani kısa mesafeye odak yapması gereken merceğin numarası büyük olmalıdır

• Kontakt lenslerde verteks mesafesi sıfırdır

• Lensin gücü gözlüğe göre daha fazla olmalıdır

• Bu şekilde hipermetrop hastanın kontakt lensleri gözlüğüne göre daha yüksek numaralı olacaktır
Hipermetropinin düzeltilmesi

• Hipermetropi akomodasyon sayesinde çocuklarda daha az bulgu verir

• Yaş ilerledikçe önce yakın mesafelerde zorluk başlar. Ardından uzak için de aynı sorunlar oluşur.

• Hipermetropisi bulunan çocuklarda gözlük öncesi ve sonrası mutlaka şaşılık muayenesi yapılmalıdır

• Şaşılığın bulunması tedavi prensiplerini ve amblyopi gelişimi riskini değiştirecektir.


Hipermetropinin düzeltilmesi-Çocuk

• Çocukluk çağında her hipermetropi tedavi edilmez


• Tedavi endikasyonları
– Gözlüksüz iki gözün görme keskinlikleri arasında 0.1 den fazla fark olması
- Gözlüksüz görme keskinliğinin düşük olması
– Hipermetropinin 5 D den fazla olması
– 1 D den fazla anizometropi olması – Şaşılık bulunması
Hipermetropinin düzeltilmesi-Çocuk

• Anizometropi varsa hipermetropinin en az %50 -66’sı düzeltilmelidir

• Esotropya varsa veya füzyon bozuluyorsa tam sikloplejik düzeltme


yapılmalıdır

• Bazı şaşılık türlerinde ayrıca yakın ekleme yapılabilir


Hipermetropinin düzeltilmesi-Yetişkin

• Genç hastalar hipermetropiden şikayetçi ise, hastalara toplam hipermetropinin 2/3’ü


kadar düzeltme denenerek verilebilir
• Yaş ilerledikçe akomodasyon gücünün azalması nedeni ile latent (gizli) hipermetropi
manifest (belirgin) hale geçmeye başlar
• Presbiyopi çağında hastanın akomodasyon amplitüdü (miktarı) çok azaldığı için tam
düzeltme verilir
Hipermetropinin düzeltilmesi

• + değerlekli gözlük mercekleri yakına bakış esnasında tabanı dışarda prizma gibi
davranırlar
• Bu durum kişinin yapması gereken konverjansı arttıracaktır
• Bu durum kontakt lense geçtiklerinde prizmatik etki ortadan kalkacağından daha az
konverjans yapma gereksinimi ortaya çıkacaktır
• Konverjans yetmezlikli hipermetroplarda kontakt lens uygun olabilir.
Astigmatizma
 Gözün kırıcı sisteminin (kornea, lens) yüzeyindeki
düzensizlik ve/veya eğrilikler sonucu ışığın değişik
meridyenlerde farklı kırılması nedeniyle 2 ayrı odak
noktasının oluşması
 Myopi ve hipermetroide refraksiyon kusuru tüm
meridyenlerde aynıdır. Oysa astigmatizmada değişik
meridyenlerde değişik refraktif kusurlar vardır.
1.Düzenli astigmatizma (Regüler Astigmatizma):
• Basit
• Bileşik
• Karışık (mikst)
2. Düzensiz astigmatizma (İrregular Astigmatizma)
Korneal skarlar, keratokonus
Astigmatizma
1.Düzenli astigmatizma (Regüler Astigmatizma):
En dik ve en düz meridyenler genellikle birbirine diktir. Bu durum “ regüler ( düzenli )
astigmatizma “ adını alır. Regüler astigmatizmada temel meridyenler genellikle 90 ve
180° lerdedir.
• Basit
Bir eksen emetropik, diğer eksen ametropiktir. Ametropik eksen myopik ise Basit
Myopik Astigmatizma( Ör: - 2.00 a90° ), hipermetropik ise Basit Hipermetropik
Astigmatizma ( +1.00 a180 ° ) adını alır.
• Bileşik
Her iki eksen de farklı Dioptrilerde ama aynı tipte olmak üzere ametropiktir. Bileşik
Myopik Astigmatizma ( Ör: - 1.50 - 1.00 a80° ) veya Bileşik Hipermetropik Astigmatizma
( Ör: + 2.00 + 1.00 a160° ) şeklinde olabilir.
• Karışık (mikst)
Bir eksen myopik iken diğer eksen hipermetropiktir. Ör: + 2.00 - 3.00 a90°
Astigmatizma

Her iki gözde de astigmatizma varsa eksenleri genellikle simetri gösterir.


( Ör: Sağ göz 160° de, Sol göz 20° de ).

Kornea ön yüzünde normalde vertikal eksen horizontal eksenden daha diktir.


Dolayısı ile kırıcılığıda daha fazladır. ( - 0.50 - 0.75 D kadar ) Bu durum fizyolojiktir ve
“ kurala uygun astigmatizma “ adını alır
( Ör: + 0.25 - 1.00 a180° ).

Bu durumun aksine eğer horizontal eksenin kırıcılığı daha fazla ise “ kurala aykırı
astigmatizma “ olarak adlandırılır.
( Ör: -0.50 - 0.75 a90° )

Kornea arka yüzünde normalde 0.25 - 0.50 D kadar bir kurala aykırı astigmatizma
vardır ve bu durum kornea ön yüzünden kaynaklanan kurala uygun astigmatizmayı
dengeler.
Astigmatizma

2. Düzensiz astigmatizma (İrregular Astigmatizma)

• Eğer temel meridyenler pupil boyunca her noktada aynı değil ise “ irregüler ( düzensiz ) astigmatizma
“ adını alır.

• İrregüler astigmatizma gözlük camları ile düzeltilemez.

• Korneal veya lense bağlı olarak gelişmiş olabilir.

• Kornea’ ya bağlı olanlar keratokonus, korneal skarlar, dejeneratif değişiklikler, kornea opasiteleri vb.
durumlarda görülürler.

• Lense bağlı olanlar ise lens kolobomu, lentikonus, lens subluksasyonu ve kataraktlarda görülebilir.
Astigmatizma düzeltilmesi

• Astigmatizmada her biri bir temel meridyende olan iki ayrı uzak
nokta düzlemi vardır
• Düzeltici silindirik mercek sonsuzdaki görüntüyü o meridyenin
(aksın) uzak nokta düzlemine getirmelidir
Astigmatizma düzeltilmesi

• Düzeltilmemiş astigmatizma görme keskinliğini azaltır


• Kurala aykırı astigmatizmada bu durum daha rahatsız edicidir
• Daha kırıcı olan meridyenin 180 dereceye yakın olması kurala aykırı astigmatizmadır
• 0.50 D den daha az astigmatizmalar nadiren şikayete neden olurlar
• Astigmatizmanın getirdiği önemli bir sorun “meridyonel anizokoni”dir
– Silindirik merceğin etkili olduğu eksende sebep olduğu görüntü boyut farklılığı
– Uzaysal oryantasyonda zorluk çıkarır
– Stereoskopik algılamayı bozar (%5 ten fazla boyut farklılığı)
Astigmatizma düzeltilmesi

• Çocuklarda astigmatik düzeltme tam olarak yapılmalıdır, tolerans yetişkinden daha


iyidir
• Yetişkin ilk kez gözlük kullanacaksa önce kısmi düzeltme tercih edilir
• Tüm bu anlatılanlar düzenli astigmatizmalar için geçerlidir
• Düzensiz astigmatizmanın tedavisinde ise kontakt lensler kullanılır.
Refraktif kusurların gözlük camı ile düzeltilmesi

• Gözlük camları sonsuzdaki görüntüyü o gözün uzak noktasına getirerek görülmesini sağlar
• Yani gözlük camının odak noktası o gözün uzak noktasında olmalıdır
• Gözün uzak noktası sabit ancak gözlüğün uzak noktası verteks mesafesi ile değiştirilebilir
• Verteks mesafesi değiştirilerek gözlük numarası değiştirilebilir
• Değişik güçlerdeki iki mercek göze olan uzaklıkları sayesinde görüntüyü aynı noktaya
düşürebilirler. Böyle merceklere özdeş mercekler denir
Refraktif kusurların gözlük camı ile düzeltilmesi

• Prizmalar ışığı tabana doğru kırarlar


• Tabanı içerde prizmalar yapılan konverjansın etkisini arttırırlar
• Hastalar bu şekilde fazla konverjans yapmadan yakını görebilirler
• Gözlük çıkarıldığında ise daha çok konverjans yapmaya ihtiyaçları olacaktır
Refraktif kusurların gözlük camı ile düzeltilmesi

• Anizometropik miyopide önemli bir sorun anizokonidir


• Anizokoni her iki göz retinasına düşen görüntüler arasında büyüklük farkı olmasıdır.

• Bu sorun indeks (kırıcılık) ve kurvatür miyopide daha belirgindir


• Bu hastalarda önce gözlük denetilmeli ve rahat edebildikleri en yüksek fark
verilmelidir
• İndeks ve kurvatür miyopisinde ise 3D’den daha yüksek farklarda kontakt lens veya
refraktif cerrahi düşünülmelidir.
Refraktif kusurların gözlük camı ile düzeltilmesi

• Günümüzde genel olarak kabul edilen yaklaşım miyopinin tam tashihidir (anizometropik
miyopi hariç)
• Eğer hastanın şaşılığı varsa burada yaklaşım şaşılığın türüne göre değişir
• İçe kaymalarda miyopi hafif düşük dereceli tashih edilmelidir bu şekilde hastanın yapması
gereken akomodasyon ve konverjans miktarı azaltılmış olur.
• Dışa kaymalarda tam tersi uygulanmalıdır
• Miyopi fazla tedavi edilerek hastanın yapması gereken akomodasyon miktarı arttırılmış
olacaktır.
• Aşırı akomodasyon da beraberinde konverjansı uyararak dışa kaymayı düzeltecektir.
Korneal topografi

 Komplikasyonlar
 Amaliyat sırasında gelişen komplikasyonlar
 Korneal ektazi
 Epitel içe yürümesi
 Kuru göz
 Keratit
LAKRİMAL SİSTEM

• Salgılayıcı sistem
• Boşaltıcı sistem
LAKRİMAL SİSTEM
Salgılayıcı system

Gözyaşının büyük bir kısmı orbitanın üst


temporal bölgesindeki lakrimal fossaya yerleşmiş
lakrimal bez tarafından üretilir.
Gözyaşı üretimi
 Lakrimal bez: orbitanın üst temporal
bölgesindeki
 Yardımcı bezler: konjontivada yerleşmiş

1-Krause
2-Wolfring
LAKRİMAL SİSTEM-
LAKRİMAL BEZ
Lakrimal bez levator aponörozu tarafından
ikiye bölünür:
1-Orbital parça
2-Palpebral parça
Salgılayıcı kanallar orbital parçadan çıkıp,
palpebral kısmın içinden geçerler, buradan
da kendilerine katılan kanalcıklarla üst
fornix dış kısmına boşalırlar.
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem
1-Punktum
2-Kanaliküller
3-Lakrimal kese
4-Nazolakrimal kanal
Üst fornixe dökülen gözyaşı tüm konjonktiva ve
korneayı ıslattıktan sonra iç kantusta toplanır.
Buradan Punktum lakrimaleye Kanalikülüs
lakrimale ile Lakrimal keseye Duktus
nazolakrimalis ile alt burun boşluğuna açılır.
LAKRİMAL SİSTEM
Salgılayıcı sistem hastalıkları
ALAKRİMA

Gözyaşının konjenital yokluğu Riley-Day Send.ve anhidrotik


ektodermal displazide görülür.
Başlarda asemptomatik olmasına rağmen ilerde Keratokonjunktivitis
Sikka semptomları görülebilir.
Lakrimal bezin tümörleri ve inflamasyonları da gözyaşı üretimini
azaltabilir.
LAKRİMAL SİSTEM
Salgılayıcı sistem hastalıkları

LAKRİMAL HİPERSEKRESYON

Primer hipersekresyon nadirdir ve duktal obstrüksiyona bağlı sulanmadan ayrımı


yapılmalıdır.
Sekonder hipersekresyon psikojenik veya yüzey epitelinin irritasyonuna
(konjonktivit, keratit, yabancı cisim...) bağlı reflex olarak gelişebilir.
LAKRİMAL SİSTEM
Salgılayıcı sistem hastalıkları

PARADOKSİK LAKRİMASYON
( Timsah gözyaşları )

Yemek yerken ortaya çıkan sulanma ile


karakterizedir.
Konjenital olabilmesine rağmen genellikle Bell’ s
Palsi sonrasında görülebilir. Fasial sinirin aberran
rejenerasyonu sonucu gelişir.
LAKRİMAL SİSTEM
Salgılayıcı sistem hastalıkları
DAKRİYOADENİT
Lakrimal bezin akut inflamasyonudur.
Nadirdir.
Çocuklarda kabakulak, kızamık veya influenzanın
komplikasyonu olarak gelişirken erişkinlerde
gonoreyle ilişkilidir.
Üst kapağın temporal bölgesinde ağrı, kızarıklık ve
şişlik görülür. Kapağın lateralindeki ödem S
şeklindeki karakteristik ptozise sebep olabilir.
Bakteriyel kaynaklıysa sistemik antibiyotik verilir.
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Göz yaşı yollarının geçirgenliğinin muayene yöntemleri!!!



fluoresin kaybolma testi

jones boya testi

lavaj

sintigraji ...
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Göz yaşı yollarının geçirgenliğinin muayene yöntemleri!!!

Floresein kaybolma testi


 her yaşta uygulanabilir
 her iki göze %2 floresin damlatıldıktan 5 dk sonra kobalt mavisi ışık altında
değerlendirilir
 testin + olması demek boyanın kaybolmamasıdır
Bu sonuç olası bir bozukluğa işaret eder
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Göz yaşı yollarının geçirgenliğinin muayene yöntemleri!!!

Jones boya testi



göze damlatılan florosein damlanın buruna gelip gelmediği papuk uçlu çubuk
ile kontrol edilir

buruna gelmediyse anatomik veya fonksiyonel tıkanıklık mevcuttur

daha sonra lavaj yapılarak boyanın gelip gelmediği kontrol edilir eğer
geliyorsa tıkanıklık fonksiyoneldir anotomik bir tıkanıklık yoktur
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları
Göz yaşı yollarının geçirgenliğinin muayene
yöntemleri!!!

Lavaj

puntumlardan kanül

yardımıyla sıvı verilmesi

tıkanıklığın yeri hakkında fikir

verebilir
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları
Göz yaşı yollarının geçirgenliğinin
muayene yöntemleri!!!

Dakriyosintigrafi

radyoaktif maddenin göz yaşı yollarından
geçişini değerlendirir

tıkanıklığın yeri hakkında bilgi vermez

yanlış pozitiflik oranı

yüksek
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları


Tümör tavma geçirilmiş cerrahi
öyküsü mevcut ise tomografi, mr gibi
görüntüleme yönlemlerinden
yararlanılabilir
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Burun muayenesi
 endoskopik olarak değerlendirilir
 drenajı etkileyecek burun içi patoloji var mı?
 Nazolakrimal kanalın buruna açıldığı yerdeki
durum ne ?
LAKRİMAL SİSTEM
Dogumsal-Boşaltıcı sistem hastalıkları
Doğumsal nazolakrimal kanal
tıkanıklığı***

•doğumdan itibaren gözde sulanmam mevcuttur


•yeni doğanlarda %6-20 oranında görülür
•1/3 oranında her iki gözde meydana gelir
•%96 oranında 1 yaş civarında kendiliğinden
düzelme gözlenir
•sıklıkla hasner valvi düzeyinde membran varlığı
sebebiyle meydana gelir
LAKRİMAL SİSTEM
Dogumsal-Boşaltıcı sistem hastalıkları
Doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı
Teşhis :

gözde sürekli sulanma

tekrarlayan konjonktivit

kese bölgesinde genişleme

keseye basınç uygulandığında

mukus püy gelmesi

boya kaybolma zamanı

jones testi
LAKRİMAL SİSTEM
Dogumsal-Boşaltıcı sistem hastalıkları
Doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı
Tedavi:
•12 aydan önce göz yaşı kesesi üzerine masaj
•12 aydan sonra sondalama
•Sondolama sonrası başarısızlık durumunda
 sondalama tekrarı
 silikon tüp entübasyonu
 balon dilatasyon
 dsr (dakriyosistorinostomi)
LAKRİMAL SİSTEM
Dogumsal-Boşaltıcı sistem hastalıkları

Dakriyosistosel

hem proksimalde hem distalde tıkanıklık

sonucu içeride mukus ve amniyonun
birikmesi

tedavi: erken sondalama
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Dakriyosistit
•nazolakrimal kesenin iltihabı
•sıklıkla nazolakrimal kanalda bir
tıkanıklık sonrası gelişen bakteriyel
enfeksiyon sonucu gelişir
•akut veya kronik olabilir
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Akut dakriyosistit

lakrimal kese böldesinde ani başlayan ağrı
kızarıklık şişlik ile karakterizedir

tedavide sistemik antibiyotikler kullanılır

akut itihap geçtikten sonra DSR
operasyonu önerilir
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Kronik dakriyosistit

sulanma tek bulgu olabilir

kese bölgesine bastırıldığında pürülan akıntının geldiği
gözlenebilir

Tedavi: DSR
LAKRİMAL SİSTEM
Boşaltıcı sistem hastalıkları

Kanalikülit
•kanaliküllerin enfeksiyonu
•Klinik bulguları punktum veya kanalikülde
şişme, kızarıklık ve bastırma ile punktumdan
püy gelmesi, bazı olgularda punktumda
“sülfür granülleri”denen sarı dakriyolitlerin
gözlenmesi
tedavi:
 topikal antibiyotikler
 kanalikülotomi ve dakriyolitlerin küretajıdır
KONJONKTİVA HASTALIKLARINDA
KONJONKTİVA HASTALIKLARI

Konjonktivit
 konjonktivanın iltihabı

 etyoloji:enfeksiyonlar (bakteriyel, viral….)

 enfeksiyon dışı nedenler (allerji,


kimyasal ajanlar, otoimmün hastalıklar, kuru
göz…..)
KONJONKTİVA HASTALIKLARI

Bakteriyel konjonktivit


genellikle her iki gözde
semtomlar:

gözde kızarıklık, ağrı, yabancı cisim hissi, pürülan akıntı

sabahları uyandıktan sonra kirpiklerde yapışma
bulgular:

konjonktival hiperemi, papiller oluşumlar, ödem (kemozis)

tedavi topikal antibiyotikler
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Adenoviral konjonktivit
 oküler yüzeyin en bulaşıcı enfeksiyonu
 oküler sekresyonla direk temas, eller ve kontamine
objeler, oftalmolojik muayene aletleri
bulgular:
 konjonktivada kızarıklık, kanama, kemozis,
psödomembranlar
 korneada punktat epitelyopati, kronik dönemde
korneada subepitel depozitler
tedavi:
 göz yaşı
 steroid
 povidon iodin
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti

Yeni doğan konjonktiviti

doğumu takiben ilk ayda ortaya çıkar


etyoloji:
 anneden kaynaklı enfeksiyonlar
 kullanılan profilaksi ajanları
 ortaya çıkış süresi etkenin
belirlenmesinde yardımcı
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI
Yenidogan konjonktiviti
KONJONKTİVA HASTALIKLARI

Allerjik konjonktivit
mevsimsel
Kaşıntı *
Yanma
Batma
Kızarıklık
Fotofobi
Sulanma
KONJONKTİVA HASTALIKLARI

Vernal konjonktivit

çocuklar ve erkeklerde sık


kronik seyirli mevsimsel alevlenmeler
şiddetli kaşıntı
üst kapakta püyük papillalar
limbusta birikintiler
şiddetli olgularda korneada ülser, keratit
KONJONKTİVA HASTALIKLARI

Tedavi
kaşınmayı azaltalım
Serin ortam
Soğuk kompres
Şapka
Güneş gözlüğü
Topikal anti allerjik damlalar
siklosporin
steroid
SKLERA -ANATOMİ


göz küresinin arka 5/6 lık
kısmı

sert ve sağlam

ön bölümü konjonktiva ile
kaplı
SKLERA HASTALIKLARI

Episklerit
• skleranın en üstündeki ince yoğun ve damarlı bağ
dokusu olan episkleranın iltihabi
• altta yatan sebep bilinmiyor
• sistemik hastalıklarla birlikteği nadir
• iyi huylu
• genç erişkinlerde sık
• spontan iyileşme (10 gün -3 hafta)
• tekrarlayıcı
SKLERA HASTALIKLARI

Semptomlar
• gözde kızarıklık yanma rahatsızlık hissi batma
Tedavi
• topikal steroid non streroid damlalar
• sistemik non streroid ilaçlar
SKLERA HASTALIKLARI

Sklerit
• skleranın iltihabi
• sıklıkla romatizmal hastalıklara eşlik eder
1. anterior
-nekroz yapmayan: diffüz, nodüler
-nekrozitan
2. posterior
SKLERA HASTALIKLARI

düffüz/nodüler sklerit
semptomlar gözde kızarıklık ve ağrı
tedavide
sistemik nonsteroid ve steroid ilaçlar
SKLERA HASTALIKLARI

Tedavi:

steroid ve nonsteroid antienflamatuar tedaviye cevap yoksa

sistemik immünsüpresif ajanlar

sklerada incelme perforasyonvarsa cerrahi tedavi
SKLERA HASTALIKLARI
Posterior sklerit

ön sklerit ile birlikte veya tek başına olabilir

%30 sistemik hastalık birlikteliği

semptomlar:
ağrı, hassasiyet, göz küresinde öne doğru yer değiştirme,
görme kaybı, göz hareketleri ile ağrı

bulgular:

koroidal katlantılar, eksüdatif retina dekolmanı optik sinirde
ödem

arka skleradaki kalınlaşma USG,BT ve MR ile gösterilebilir
tedavi:

sistemik steroid ve nonsteroid ilaçlar

ağır olgularda immünsüpresif tedavi
GÖZ KAPAKLARI

Göz kapakları
Palpebra superior ve
Palpebra inferior olmak üzere 2 adettir.

• Gözü yabancı maddelerden, aşırı ışıktan ve kurumaktan korur.

• Periyodik olarak açılıp-kapanarak salgıların konjunktival yüzde


dağılmasını ve sürekli ıslak kalmasını sağlar.
• Uyku sırasında kapanır ve gözyaşının buharlaşmasını önler.
GÖZ KAPAKLARI-ANATOMİ


Göz kapaklarının kenarı 3 mm kalınlığında
ve 30 mm uzunluğundadır

Medialden yaklaşık 5 mm dış kısımda
papilla lakrimalis yer alır. Her bir
papillanın ucunda puntum lakrimale yer
alır

Göz kapağı arka kenarında meibomian
bez orifisleri (ağızları) bulunır. Ön kısımda
ise kirpikler yer almaktadır
GÖZ KAPAKLARI-ANATOMİ
GÖZ KAPAKLARI-ANATOMİ

Göz kapaklarının yapısı dıştan içe doğru

Cilt-Cilt altı dokusu


Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri
Orbital septum
Levator palpebra kası
Tarsal plaklar
Düz kas (Müller kası)
Konjonktivadan, oluşur
GÖZ KAPAKLARI-ANATOMİ

Göz kapağını kapatan kas


Orbikülaris okuli

Göz kapağını açan kas


Levator palpebra
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

1. Doğumsal
2. Edinsel
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Ankiloblefaron

Göz kapakların kısmi veya tam olarak birbirine yapışık olması
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI

Blefarofimozis

Göz kapak açıklığının yatay ve dikey
yönde anormal darlığı ile karakterizedir

Levator fonksiyonu zayıftır
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Blefarofimozis Sendromu

Otozomal dominant geçiş (baskın geçiş)

Ptozis

Telekantus

Epikantus inversus

Az gelişmiş burun kökü

Aşağı sarkık kulaklar

Hipertelörizm
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Kolobom
•Göz kapağının kısmi yokluğu
•Genellikle üst kapakta iç 1/3 alt kapakta dış 1/3 lük kısımda gözlenir
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Konjenital Ptozis

Sıklıkla levator kasındaki liflerin gelişme
bozukluğuna bağlıdır

Doğumdan itibaten mevcuttur

Görsel aksı kapatıyorsa ambliyopi riski !!!

Görme aksını tamamen örten kapak
düşüklüğü doğumdan sonra tespit edilir
edilmez ambliyopinin önlenmesi için
düzeltilmeli ve yoğun ambliyopi tedavisi
yapılmalıdır
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Marcus Gunn Jaw-winking
ptozisi

Kapak düşüklüğü ile birlikte anormal kapak
hareketleri mevcuttur

Çiğneme hareketi sırasında göz kağapında
açılma

Konjenital ptozislerin %2-6’sını oluşturur.

Levator ile çiğneme kaslarını uyaran
sinirlerin arasında anormal

bağlantılar sonucu oluştuğu
düşünülmektedir
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI
HASTALIKLARI
Distikiyazis
•Meibomian bez ağızları ile ilişkili
olarak normal kirpik sırasının
arkasında ikinci bir kirpik sırası
olması
•Üst veya alt kapağı etkileyebilir
•Genellikle çift taraflıdır
Kirpiklerin göze batması - Trikiyazis - Distikiyazis

Semptomlar

Yabancı cisim hissi, ağrı, sulanma, kızarıklık
Tedavi

Ekstra kirpiklerin lazer, kriyo veya elektroliz ile ablazyonu

Cerrahi
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Epikantus
• Medial kantusun üzerini örten cilt
katlantısı
• Burun kemiğinin gelişmesi ile birlikte
kaybolur
• En yaygın doğuştan kapak anomalisi
• Yalancı şaşılık görünümüne neden
olabilir
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Epiblefaron

Alt göz kapağındaki katlantı nedeniyle kirpiklerin
dikey duruma gelmesi

Göz kapağı kenarı normal yerlemiştir

Yüz gelişim sürecinde genelde geriler
DOGUMSAL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Kapiller hemanjiom

Yaşamın ilk hafta/ayı içinde belirir. 1
yaşına kadar büyümesine devam eder.
4-5 yaşlarında geriler

En önemli risk amblyopidir. Bu
nedenle görme aksını kapatıyorsa tedavi
gerektirir.

Tedavi: medikal uygulamalar veya
cerrahi
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Trikiyazis
• Kirpiklerin yönünün dışa doğru değil göz
yüzeyine doğru olması

Yaralanma ve enfeksiyonlar sonrasında gelişebilir.

Belirtileri: Gözde sulanma, yanma, yabanı cisim
hissi, kızarıklık ve ağrı olabilir.

Tedavisi: Az sayıda ise kirpik dönmüşse kirpik
köklerinin dondurulması (kriyoterapi) veya
yakılması (koterizasyon) ile tekrar çıkması
önlenebilir. Fazla miktarda ise cerrahi işlem
gerektirebilir.
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Madarozis

Kirpiklerin sayısında azalma
veya tamamen kayıp olması

Yaralanma ve enfeksiyonlar
sonrası gelişebilir
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Allerjik reaksiyonlar
Akut allerjik ödem

genellikle çift taraflı ağrısız göz kapaklarında şişlik
Kontakt dermatit

göz çevresiyle temaseden ajanlara karşı gelişien reaksiyon

göz çevresinde kızarıklık pullanma kaşıntı
Atopik dermatit

astım ve saman nezlesi ile ilişkili

kapaklarda kaşıntı kızarıklık pullanma
Tedavi: sistemik ve topikal antiallerjik ajanlar
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Blefarit
 Göz kapaklarının kronik seyirli enflamasyonu
 Göz kapakalrının serbest kenarlarını ve kirpik
diplerini inflamsyonu ile karakterizedir.
 Enfeksiyöz veya non enfeksiyöz olabilir
 Yerleşim yerine göre anterior, posteriyor veya
mikst olabilirler
 Etyoloji: genellikle stafilakoklara bağlı bakteriyel
enfeksiyon
 göz kapağı akarları:demodex
folliculorum,phthiriaisis palpebrarum
 meibomian bez fonkisyon bozuklukları
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
BLEFARİT
• Anterior blefaritler:1. Stafilakoksik
2. Seboraik
Stafilakoksik: kapak kebarında kızarıklık genişlemiş
damarlar kabuklanmalar sert kırılgan ülserasyon
Seboraik: ciltte seboraik dermatit, kirpiklerde yağlı
sekresyon yapışma kabuklar yumuşak ülserasyon yok
• Posterior blefaritler: göz kapaklarının iç kısmı
tutulur meibomian bez kanallarında dilatasyon
sekresyon artışı göz yaşı tabakası yağılı köpüklü
görünümdedir
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
BLEFARİT

Semptomlar

yanma

kaşıntı

kapaklarda ve gözde kızarıklık

kapaklarda kabuklanma

yabancı cisim hissi
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
BLEFARİT

Komplikasyonlar

konjonktivit

korneal abrazyonlar, keratit

şalazyon

göz yaşı fonksiyon bozukluğu

kirpiklerde dökülme (madarozis)

kirpiklerde ters yöne doğru büyüme(trikiazis)
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
BLEFARİT

Tedavi

kapak hijyeni

Sıcak kompres

sistemik ve topikal antibiyotikler

topikal steroidler
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Hordeolum (arpacık)
•Kapak kenarındaki kirpik diplerine açılan zeis bezlerinin
itihaplanması dış hordeolum
•Meibomian bezlerin iltihaplanmaı iç hordeolum olarak
adlandırılır
Etyoloji
•sıklıkla stafilokokların neden olduğu bakteriyel enfeksiyonlar
Semptomlar
•Kapakta ani başlayan şişlik kızarıklık ve ağrı ile karakterizedir
Tedavide
•sistemik antibiyotik ve ağrı kesiciler topikal olarak ise sıcak
uygulama antibiyotikli damla ve pomatlar kullanılır
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Şalazyon

Meibomian bezlerin kronik
inflamatuar reaksiyonu

Kapak kenarından uzak uzun zamandır
varolan ağrısız şişlik ile karakterizedir

Hordeolumun kronikleşmesi sonucu
meydana gelebilir

Tedavisiz iyileşmesi çok nadirdir

Tedavide lezyon içine steroid
enjeksiyonu, cerrahi olarak lezyonun
boşaltılması gereklidir
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Entropion
göz kapağının içe dönmesi olarak
tanımlanır
• Involüsyonel
• Skatrisyel
• Spastik
• Konjenital (doğumsal)
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
ENTROPİON

İnvolüsyonel entropion (yaşa


bağlı)
• En sık tip
• Alt kapakta gözlenir
• 60 yaş üzerindeki bireylerde sıklığı %2,1
• Kadınlarda daha sık
Etyoloji:
• alt kapak retraktörlerinin gevşekliği
• horizontal (yatay) kapak gevşekliği
• pretarsal orbiküler kas kayması
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
ENTROPİON

Semptomlar (kirpiklerin göz yüzeyine temasına bağlı)


•yabancı cisim hissi
•kızarıklık
•sulanma
•çapaklanma
Tedavi:
• cerrahi düzeltme
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
ENTROPİON
Skatrisyel entropion
• Hem alt hem üst kapakta gözlenebilir
• Arka lamelde skar (tars-konjonktiva) dokusu
ve vertikal kısalma
• trahom
• blefarokonjonktivit
• herpes zoster
• stevens johnsan sendromu
• oküler skatrisyel pemfigoid
• yanıklar
• travma
• Cerrahi
Tedavi : cerrahi düzeltme
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
ENTROPİON
Spastik entropion
• Involüsyonel entropioyana eğilimli bireylerde
• Lokal irritasyon veya enfeksiyon orbikülaris kas spazmına neden olarak gecici entropiona
neden olabilir
• Keratit, korneal yaralanma, üveit gibi altta yatan nedenler araştırılmalı
• Hemifasiyal spazm, blefarospazma eşlik edebilir
Tedavi:
• alttta yatan nedenin tedavisi
• geçici bantlama
• botulinum toksin enjeksiyonu
• cerrahi
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Ektropiyon
göz kapağının dışa dönmesiolarak
tanımlanır
• Involüsyonel
• Skatrisyel
• Mekanik
• Paralitik
• Doğumsal
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
EKTROPİON
İnvolüsyonel ektropiyon
en sık ektropiyon tipi
yaşlanmayla ilişkili
Etyoloji:
 alt kapak retraktörlerinin gevşekliği
 horizontal (yatay) kapak gevşekliği
• Hem entropiyon hem ektropiyonda temel etken yaşlanmayla meydana gelen
değişimlerle kapağın yatay ve dikey stabilitesini yitirmesidir
• Ektropiyon ve entropiyon arasındaki temek fark orbiküler kas tonusudur
• Orbiküler kas tonusunun güçlü olduğu ve liflerin yukarı kaydığı olgularda
entropiyon güçsüz olduğu olgularda olgularda yer çekiminin etkisiyle ektropiyon
oluşur
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
EKTROPİON
Skatrisyel ektropiyon
• ön lamelin skar dokusuna bağlı olarak
kısalması
• Alt kapak cerrahi operasyonları sonrası,
yanıklar, travma, kronik dermatit sonucu
gelişebilir
Tedavide:
• dermatit söz konusu ise steroidli
pomatlar
• hafif olgularda izlem masaj
• çerrahi tedavi
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
EKTROPİON
Mekanik ektropiyon

kapaktaki kitlelerin yapağı dışa
çevirmesi nedeniyle oluşur

tedavi kitlenin cerrahi olarak
alınmasıdır.
EDİNSEL GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
EKTROPİON
Paralitik ektropiyon
• Fasiyal paralizi nedeniyle orbikülaris kasının zayıflaması nedeniyle
oluşur
• Ilk 6 ay göz yüzeyinin suunigöz yaşları ile lubrikasyonu/ geçici tarsorafi
• 6 ays sonunda kalıcı paralizi gözlenen olgularda cerrahi tedavi
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI

Ptozis
göz kapağının düşmesi olarak tanımlanır
• Tek taraflı – çift taraflı
• Doğumsal - edinsel
• Akut – kronik başlangıçlı
• Stabil – ilerleyici
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS

Sınıflama
• nörojenik
• miyojenik
• aponevrotik
• mekanik
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
Nörolojik nedenler (sinirsel)

3, sinir felci

horner sendromu

oftalmoplejik migren
Miyojenik nedenler (kas kaynaklı)

miyastenia gravis

miyotonik distrofi
Aponevrotik nedenler

involüsyonel

travma sonrası

operasyonlar sonrası
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS

SEMPTOMLAR

Kozmetik- psikolojik sorun

Görme fonksiyonu – üst kadranda görme
alanı kaybı

Çocuklarda refraksiyon bozukluğu –
ambliyopi

Baş pozisyonu

Eşlik eden ciddi veya ilerleyici bir hastalığın
belirtisi
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
HİKAYE

Başlangıç yaşı (doğumsal / edinsel)

Aile hikayesi

Eşlik eden semptomlar

bulguların akşam kötüleşmesi çift görme (miyastenia gravis)

yutma güçlüğü (okülofaringeal musküler distrofi)

doğumsal kalp hastalıkları kas erimesi (myotonik distrofi)

Geçirilmiş cerrahi travma

Botox enjeksiyonu

Ani başlangıç: gıda zehirlenmesi, 3. sinir felci, miller fisher sendromu

Kronik ilerleyici: miyojenik nedenler
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
MUAYENE

Görme refraksiyon ambliyopi

Ön arka segment

Pupil fonksiyonları

Göz hareketleri

Orbikülaris fonksiyonu
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
Ptozis derecesinin belirlenmesi

Kenar- refle mesafesi: korneadan yansıyan refle ile kapak kenarı arasındaki
mesafe.normali 4-4,5 mm

Kapak aralığı: üst ve alt kapaklar arasındaki mesafe erkeklerde 7-10 mm
kadınlarda 8-12 mm
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS
Levator fonksiyonun değerlendirilmesi


Hastaya aşığa bakması söylendikten sonra bakabildiği
kadar yukarı bakması istenir. Bu sırada kapak hareketinin
miktarı ölçülür

normal: 15 mm

iyi: 12-14 mm

orta: 5-11 mm

zayıf: 4 mm ve altı
GÖZ KAPAĞI HASTALIKLARI
PİTOZİS

Tedavi :

travma, geçirilmiş cerrahi, 3. sinir felci gibi durumlarda 6 ay gözlem

kalıcı ptozis olgularında cerrahi

Yapılacak cerrahi prosedüre ptozisin derecesine ve levator fonksiyonuna göre karar
verilir
Orbita Tavanı
• Frontal kemiğin orbital plağı ve posteriorda
sfenoid kemiğin küçük kanadı tarafından
oluşur.
• Anterolateral yerleşimli bir fossa içerisinde
lakrimal bezin orbital kısmı yer alır (lakrimal
fossa).
• Supraorbital çentik medialinde, orbital
kenardan 4 mm. kadar geride superior
oblik kasının makarası olan troklea için bir
fossa bulunur.
Orbita iç Duvar
o Önden arkaya doğru; maksillanın frontal prosesi, lakrimal kemik, etmoidin
orbital plağı, ve sfenoid kemiğin küçük kanadı tarafından oluşturulur.
o Etmoid kemik, medial duvarın en büyük kısmını oluşturur ve etmoid sinüsleri
orbital boşluktan ayırır. Etmoid kemik yer yer 0.2-0.4 mm kalınlığındadır. Bu
ince kemik yapıya ‘lamina paprisea’ adı verilir.
o Ön tarafta, lakrimal kese fossası vardır. Lakrimal fossa, arkada lakrimal kemik,
önde ise maksiller kemiğin frontal prosesi tarafından oluşturulur. İçinde
lakrimal keseyi barındırır. Lakrimal fossa, aşağıda nazolakrimal kanal ismini
alan kemik kanalla devam eder ve burunda inferior meatusa açılır.Lakrimal
sistemin drenaj yollarını oluşturur.
Orbital Duvarlar
• Globu korurlar
• Tepesi optik kanalda olan bir piramit şeklindedir
• Üst duvar: Frontal kemik, sfenoid kemiğin küçük kanadı,
• İç duvar: Maksilla, lakrimal, etmoid ve sfenoid kemik,
• Alt duvar: Maksilla, palatin ve zigomatik kemik,
• Dış duvar: Zigomatik kemik ve sfenoid kemiğin büyük kanadı’ndan
oluşmuştur.
ORBİTANIN ARTERLERİ

• Göz beslenmesi oftalmik arter ile sağlanır.

• Optik kanal yoluyla optik sinirle birlikte orbitaya girer, burada dallanır, orbita
ve göz küresini besler

• Retinayı besleyen santral retinal arter oftalmik


arterin bir dalıdır
Orbitanın Arterleri

Oftalmik arter

Santral retinal arter


Orbitanın Venöz Drenajı
• Superior oftalmik ven superior oftalmik fissürden, inferior
oftalmik ven ise inferior orbital fissürden geçerek
kavernöz sinüse drene olurlar.
• Superior oftalmik ven yüzün ve burun sırtının dolaşımını
sağlayan anguler ven ile anastomoz yapar. Bu anastomoz
yolu ile yüzdeki enfeksiyonların orbitaya taşınabileceği
hatırda tutulmalıdır.
Orbitanın Lenfatik Drenajı
• Orbitada lenf yolları ve nodulleri yoktur. Sadece göz
kapaklarında ve konjonktivada lenf damarları bulunur.
• Alt ve üst göz kapaklarının dış 2/3’ü yüzeysel parotis lenf
nodlarına, iç 1/3’ü submandibular lenf nodlara drene olur.
Aksesuar yapılar
Supersilium (kaş)
-Orbita üst kenarında bulunan arcus
superciliaris’in üzerindeki deriye yerleşmiş kısa
kılların hepsine birden kaş adı verilir.
– Açıklığı aşağı doğru bakan kavis şeklinde
yerleşir.
– Gözü ; güneş ışınlarından, alından gelen
ter salgısından ve yabancı cisimlerden
korur.
Göz kapakları
• Palpebra superior ve inferior olmak
üzere 2 adettir.
• Gözü yabancı maddelerden, aşırı
ışıktan ve kurumaktan korur.
• Periyodik olarak açılıp-kapanarak
salgıların konjunktival yüzde
dağılmasını ve sürekli ıslak kalmasını
sağlar.
• Uyku sırasında kapanır ve salgı
buharlaşmasını önler.
Göz kapakları
• Cilt-Cilt altı dokusu
• Orbikularis okulinin çizgili kas lifleri
• Orbital septum
• Levator palpebra kası
• Tarsal plaklar
• Düz kas (Müller kası)
• Konjonktivadan, oluşur
Göz kapakları
Göz kapakları

• Göz kapağını kapatan kas


Orbikülaris okuli

• Göz kapağını açan kas


Levator palpebra
Üst kapak retraktörleri 
• Çizgili kas olan levatör palpebra superioris (LPS) ve düz
kas olan müller kaslarından oluşmaktadır
• levatör palpebra superioris III Kranial sinir
• Müller kası Sempatik innervasyon
•  Üst kapak LPS tarafından kaldırılmakta iken kapağın
yüksekliği Müller kası tarafından ayarlanmaktadır
Lakrimal Sistem

• Lakrimal sistem gözyaşı salgılayan ve dışa akımını


sağlayan sistemlerden oluşmaktadır
• Gözyaşının primer fonksiyonu oküler yüzeyde optik olarak
saydam ve pürüzsüz bir ortam sağlamaktır
Bezler
 Lakrimal gland
*Göz yaşının aköz bölümünü salgılayan ana bezdir. 
Aksesuar lakrimal bezler
• Krause
• Wolfring
bazal gözyaşının aköz bölümünü salgılayan
• Moll bezleri:
*modifiye ter bezleri
• Zeiss bezleri:
*yağ bezleri
• Meibomius bezleri:
* yağ-sebum bezleri
Göz dışı (ekstraoküler) kasları
Kranial sinirler
• 12 çift kranial sinir bulunur ve bu sinirler Romen
rakamlarıyla ifade edilirler
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler
• II. Kraniyal sinir: (Optik sinir)
• III. Kraniyal sinir: (Okülomotor sinir)
• IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir)
• V. Kraniyal sinir: (Trigeminal sinir)
• VI. Kraniyal sinir: (Abdusens sinir)
• VII. Kraniyal sinir: (Fasiyal sinir)
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler
• II. Kraniyal sinir: (Optik sinir)
Retinadaki gangliyon hücrelerinin aksonlarından oluşan
sinir lifleri optik diskte birleşerek optik siniri oluşturur.
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler
III. Kraniyal sinir: (Okülomotor
sinir)
• Superior, medial, inferior rektus
• İnferior oblik
• Levator palpebra (göz kapağının
açılması) Kaslarını innerve eder
• Parasempatik lifleri pupillanın
kasılmasında rol alır
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler

• IV. Kraniyal sinir: (Troklear sinir)


Superior oblik kası innerve eder
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler

V. Kraniyal sinir: (Trigeminal sinir)


Duyusal innervasyon
Gözle ilgili olan kraniyal sinirler
• VI. Kraniyal sinir: (Abdusens sinir)

Lateral rektus kasını innerve eder


Gözle ilgili olan kraniyal sinirler

VII. Kraniyal sinir: (Fasiyal sinir)


Orbikularis okuli kasını innerve eder (göz kapağının
kapanması)
Bulbus Okuli (Göz Küresi)
• Embriyolojik dönemde beyinin bir çıkıntısı (optik vezikül)
olarak gelişir.
• Orbita içine yerleşmiş olan göz küresi, 2.35 cm çapında
ve yaklaşık 7-9 gr. ağırlığında, yukardan – aşağıya
doğru hafifçe basılmış küre şeklinde
Bulbus Okuli (Göz Küresi)

• Göz küresi iç içe geçmiş 3 tabakadan oluşur


1.Fibröz Tabaka
2.Damarsal Tabaka
3.Sinir Tabaka
Oküler muayene
Pupilla-ışık refleksi
Hasta karanlık odada otururken ışık kaynağı

sol göz pupillasına tutulur ve


sol göz pupilla küçülür,
(direkt ışık reak pozitif),

diğer göz pupillasıda küçülür


(indirekt ışık reak pozitif)

eğer diğer pupil küçülmezse


indirekt ışık reak negatifdir.
Akomodasyon refleksi
Akomodasyon üç bileşeni olan bir refleksle oluşur

lensin eğriliğinin arttırılması,


 pupilla konstriksiyonu,
 konvergens.

• Afferent : n. opticus

• Efferent : n. okulomotorius
Kornea refleksi

• Afferent : n. trigeminalis

• Efferent : n. facialis
Lens
• Yaklaşık 9-10mm. çapında,şeffaf,elastik ve bikonveks bir
mercektir
• İris ile corpus vitreum arasında yer alır.
• Avasküler yapıda olup, bir kapsülle (capsula lentis)
sarılıdır.
• Beslenmesi humor aquosus ile sağlanır.
• Her iki yüzün periferde birleştiği kenara equator lentis
adı verilir.
• Bir yetişkinde orbita’nın hacmi yaklaşık 30
35 mm cm3’tür.
• Orbita girişinde
35 mm. yüksekliğe
45 mm
45mm. genişliğe sahiptir.
•Maksimum genişliğe girişten 1 cm. sonra
ulaşır.
• Erişkinde orbitanın derinliği
40-45 mm’dir
Orbita Lateral Duvar
• Lateral duvar:
– En kalın ve güçlü duvardır.
– Ön 1/3'lük kısım zigomatik kemik, arka 2/3'lük kısım ise sfenoid kemiğin büyük kanadı
tarafından oluşturulur.
– Önde lateral duvar ve tavan birleşiktir ancak arkada superior orbital fissür ile ayrılırlar.
– Lateral orbital çıkıntı (tüberkül) (Whitnall tuberkülü) zigomatik kemik üzerinde bulunan
bir çıkıntıdır. Frontal ve zigomatik kemiğin birleşim yerinden 11 mm aşağıdadır.
Buraya şu önemli anatomik oluşumlar yapışır.
• Lateral rektus kasının kontrol ligamentleri
• Göz küresinin elastik ligamanları
• Lateral palpebral ligament
• Levator kasının aponörozu

You might also like