Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 78

SES VE YAYILIMI

SES VE SESİN OLUŞUMU

• Ses, fiziksel bir terim olarak, dalga şeklinde hava boyunca


ilerleyen bir vibrasyon biçimidir.
• Fizyolojik olarak, elastik bir ortamda işitme duyusunun
algılayabildiği küçük basınç dalgalanmalarının ya da
değişimlerinin oluşturduğu duyuma ses denir.
• Sesin oluşumu için titreşen bir ses kaynağına ve basınç
dalgalanmalarının içinde yayılacağı kütlesi olan elastik bir
ortama gereksinim vardır. Örneğin vakumda ya da boşlukta
sesin yayılması olanaksızdır. Elbette bu basınç dalgalanmalarını
ses olarak algılayacak bir algılayıcının gerekliliği de açıktır.
• Genelde hava, sesin tanımında referans ortam olarak
kullanılmakla birlikte ses dalgaları çelik, beton vb., katı
maddelerle su vb., akışkanlar içinde bu ortamların elastik
olmaları nedeniyle yayılabilmektedir.
SESİN OLUŞUMU VE YAYILIMI

• SES KAYNAĞI→İLETİCİ ORTAM→ALICI


• Bu üç öğeden birisinin eksik olması
halinde sesin varlığından söz
edemeyiz.
• Ses oluşumunun kaynağı her ne
olursa olsun ses katı,sıvı ve gaz
ortamlarında belli değişiklikler
göstererek ortama göre bir yayılma
prensibi oluşturur.
• Hava molekülleri bir yanındaki
molekülü ittikten hemen sonra geri
dönerler,yani ilerleyen hava
molekülleri değil bu moleküllerin
taşıdığı dalga hareketleridir.
BASİT HARMONİK HAREKET

• Bu tip bir hareketin olabilmesi


için, kuvvet uygulanan cismin
inertia (atalet) ve elastisite
özelliklerine sahip olması
gereklidir.
• Elastik özelliğinden ötürü cisme,
restoring force olarak adlandırılan
bir kuvvet etki ederken, kütlesi
nedeniyle de atalet kuvveti etki
eder.
• Bu tip titreşime basit harmonik
hareket denir çünkü salınım kendi
kendini aynı oranda tekrar
etmektedir.
BASİT HARMONİK HAREKET
SESİN YAYILIMI

• Diyapozon titreştirildiği zaman


ses üretir çünkü diyapozonda
meydana gelen titreşimler
çevredeki hava moleküllerine
iletilir.
• Hava moleküllerinin istirahat
halindeyken aralarında mevcut
olan basınca atmosferik basınç
denir.
• Compression, hava basıncının
atmosferik basınçtan daha
fazla olması durumu iken,
rarefaction, hava basıncının
atmosferik basınçtan daha
düşük olması durumudur.
SES DALGALARI

Transvers Dalgalar Longitudinal Dalgalar


• Transvers dalgalarda moleküller • Longitudinal dalgalarda moleküller
dalganın ilerlediği doğrultuya dik dalganın ilerlediği doğrultuyla aynı
olacak şekilde hareket ederler. doğrultuda salınım gösterirler. (Ör:
ses dalgaları)
SES DALGALARI

KOMPLEKS DALGALAR PERİODİK DALGALAR


• İki veya daha fazla saf ses bir araya • Belirli bir zaman içerisinde kendini
getirildiğinde meydana gelen dalga tekrar eden dalga periodik dalga
kompleks dalga olarak adlandırılır. olarak adlandırılır.
• Belirli bir zaman içerisinde kendini
tekrar etmeyen dalga aperiodik dalga
olarak adlandırılır.
SES DALGALARININ FAZI
SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)

• Ses dalgasının yüzeye


çarptığı noktadaki açı ile
yansıyan dalganın yüzey ile
yaptığı açı birbirine eşittir.
• Yüksek frekanslı sesler bir
engel ile karşılaştığında,
engele çarpıp geri dönerler
yani yansırlar. Alçak
frekanslı sesler ise bir engel
ile karşılaştığında, engeli
aşıp yollarına devam
ederler, yansımazlar.
SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)
SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)
SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)
SES DALGASININ REFRAKSİYONU

• Ses dalgalarının kırınımı,


dalgaların bir ortamdan başka bir
ortama geçişi sırasında meydana
gelmektedir.
• Kırınım sırasında dalgaların
hızında ve dalga boyunda
değişiklikler meydana gelir.
• Frekans ve periyotta herhangi bir
değişiklik meydana gelmez.
• Ses dalgasının doğrultusu
değişedebilir değişmeyedebilir.
SES DALGASININ DİFRAKSİYONU

• İlerledikleri yol üzerinde bulunan


bir engel ya da açıklıktan
geçerken ses dalgalarının
doğrultularında meydana gelen
değişikliktir.
SES DALGASININ DİFRAKSİYONU

• Difraksiyon nedeniyle ses


dalgasının herhangi bir
özelliği değişmez.
• Frekansı, hızı, periyodu ve
dalga boyu aynı kalır.
• Sadece ses dalgasının
doğrultusunda değişiklik
meydan gelir.
SES DALGASININ ABSORBSİYONU

• Ses enerjisi, fiziksel bir cisim ile


temas ettiği zaman enerjisinin bir
kısmını kaybeder.
• Bir ses dalgası bir duvara çarptığı
zaman enerjinin bir kısmı duvar
tarafından absorbe edilirken geri
kalan enerji yansıtılır.
• Farklı yapı ve nesnelerin farklı
absorbsiyon katsayıları ve
yansıtma özellikleri vardır.
SES DALGASININ ABSORBSİYONU

Madde Emilme Katsayısı


Tuğla 0.02  Farklı yapı ve nesnelerin
Boyalı Beton 0.07 farklı absorbsiyon katsayıları ve
Beton Blok 0.29 yansıtma özellikleri vardır.
0.07 at 1kHz but 0.15
Ahşap Zemin
at 125 Hz
0.12 at 1khZ, 0.35 at
Cam
125 Hz
0.72 at 1kHz, 0.14 at
Yüksek Perde
125 Hz
Fiberglas ( 4" 1.00 at 1kHz, 0.8 at
derinliğinde ) 125 Hz
SES DALGALARININ ENTERFERANSI

• Aynı ortamda ilerleyen iki


dalga birbiriyle etkileşim
halinde olacaktır.
• Bu etkileşim yapıcı
(constructive) olabildiği gibi
yıkıcı (destructive) de
olabilir.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Ses iletimini açık ortamda şu • Açık ortamda ses dalgasında


faktörler etkiler: • Yansıma
 Hava sıcaklığı, • Absorbsiyon
 Hava Basıncı ( Statik Olarak ) • Difraksiyon
 Hava Yoğunluğu (Nem) • Refraksiyon
 Ortamın fiziksel koşulları • Enterferans meydana gelebilir.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Ses hızı sıcaklığın kareköküyle ters


orantılıdır. Isı arttıkça ses hızı
artacaktır, çünkü sıcaklık, ortamdaki
moleküllerin daha fazla titreşmelerini
sağlayarak onların esnekliğini etkiler.
• Ses sıcak havadan soğuk havaya
geçerken yayılma doğrultusunu
değiştirir.
• Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan
eserse ses zemine doğru yönlenir.
Rüzgar önden eserse, ses zeminden
yukarı doğru yönlenir.
• Rüzgarın ses dalgasıyla aynı
doğrultuda ya da karşı doğrultuda
esmesi de ses dalgasının ilerleyişini
etkiler.
• Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan
eserse ses zemine doğru yönlenir.
Rüzgar önden eserse, ses zeminden
yukarı doğru yönlenir.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı havanın nemini


(yoğunluğunu) etkiler. Nemli hava daha yukarı itildiğinden
dolayı gündüz ses dalgaları dikey doğrultuda yayılma eğilimi
gösterir . Bu nedenden dolayı yatay doğrultuda sesimizi
duyurmak için daha şiddetli (yüksek sesle) bağırmamız
gerekir. Oysa gece gün ışığı çekildiğinden ortamdaki nem
miktarı fazlalaştığı için sesimizi karşımızdaki kişiye daha
rahatlıkla gönderebilmekteyiz.
• Gündüz, zemin ısındığı için ses dalgaları ısı etkisi nedeniyle
yukarı doğru yönelir. Gece, zemin soğuduğu için ses
dalgaları daha uzağa gidecektir ve aşağıya doğru yönelir.
• Denizde suyun yapısı yansıtıcı bir yüzey oluşturmaktadır. Bu
nedenle denizde ses sakin bir ortamda 4-5 km. kadar uzağa
gidebilir.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Amfitiyatroların basamak basamak


yapılmasının iki nedeni bulunuyordu.
Bunlardan ilki, birim alana daha fazla
insanın sığabilmesi; ikincisiyse, en alt
kademede konuşan kişinin sesinin en
üst noktadan bile duyulabilmesini
sağlamaktı.
• O yıllarda elektrikli amplifikatörler ve
hoparlörler olmadığı için ses
dalgalarının çok iyi biçimde yayılması
gerekiyordu. Bunun için Eski
Yunanlılar bu açık hava tiyatrolarında
yüzlerine deri veya tahtadan yapılmış
maskeler geçiriyor ve sesin daha
küçük bir delikten çıkarak dalgalarının
daha uzak mesafelere yayılmasını
sağlıyorlardı.
• Ses  dalgalarının yükselmesini
sağlamak için de, yapılan her
basamağın boyu ve genişliğinin, sesi
en iyi şekilde yansıtabilecek ve en az
düzeyde de kıracak şekilde olması
gerekiyordu.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Sesin en aşağıdan en üst düzeye ulaşabilmesi


için, tiyatronun bakışı, yüksekliği,
basamaklarının  yüksekliği ve genişliği,
kullanılan malzemenin çeşidi de çok
önemliydi.
• Örneğin, bu tiyatrolar hakim rüzgarların esiş
yönüne doğru yapılırdı. Çünkü rüzgar
sahnenin arkasındaki kapıdan geçerek,
sahneye ulaşır ve buradaki sesi alarak
yukarıya doğru taşırdı. O yüzden sahnenin
arkasında her zaman bir kapı bulunurdu.
• Sesin yansımasını sağlamak için de
tiyatronun yapımında mermer, granit gibi
çok sert taşlar kullanılıyordu. Ahşap gibi
yumuşak malzemelerse sesi emdikleri için,
sesin yansımasını ve yayılmasını engelliyor,
bu nedenle de bu tip yapılarda ahşap
kullanılmaktan kaçınılıyordu.
• Sesin daha iyi yansıması ve ortada
toplanması için yan duvarlar kalın yapılırken,
arka duvarlar da içbükey olacak şekilde inşa
ediliyordu.
SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMI

• Bu tip yapılarda tavan


olmamasının nedeniyse, yükselen
sesin tavana çarpıp sahneye geri
dönmesini ve sonuçta oluşacak
gürültüyü engellemekti. Eğer bu
tiyatrolar günümüzdeki gibi daire
şeklinde olmayıp merdiven
şeklinde ve düz bir enlemde
yapılmış olsaydı, sahneden gelen
ses sadece tiyatronun belli bir
kısmında iyi şekilde
duyulabilecekti.
SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMI

• Kapalı ortamda ses • Kapalı ortamda ses


dalgasında yayılımından bahsedildiği
 Yansıma zaman iki fenomen
 Absorbsiyon karşımıza çıkmaktadır.
Bunlar:
 Difraksiyon
 Reverberasyon
 Refraksiyon
 Eko
 Enterferans meydana
gelebilir.
SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMI

• Reverberasyon, kapalı bir


ortamda yüzeylerden yansıyan
seslerin bir araya gelmesine
denir.
• Sonuç olarak kişi, farklı
doğrultulardan gelen çok sayıda
sesin olduğunu zanneder.
• Orijinal sesin farkındadır ancak
kaynağını belirlemekte güçlük
çeker.
SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMI

 Reverberasyon, sıklıkla genişliği, uzunluğu ve yüksekliği 17 metre veya


daha küçük olan kapalı ortamlarda meydana gelmektedir.
 Peki neden 17 metre?
 İnsan beyni sesi hafızasında 0.1 saniyeye kadar tutabilir. Eğer bir ses
meydana geldikten sonra bu sesin yansımış olan hali 0.1 saniye içerisinde
tekrar kulağa ulaşırsa kişi bu sesi uzamış ya da yankılanmış olarak hisseder.
 17 metrelik bir odada sesin meydan gelip sonra yansıyıp tekrar kulağa
gelmesi için 17+17=34 metrelik bir yol alması gerekir. Sesin oda
sıcaklığında hızı 340 m’sn olduğundan 340m/s’nin 34 metreye
bölünmesiyle 0.1 s’ye elde edilir.
SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMI

• Reverberasyon süresi,sesin çıkış


anından itibaren, yansıyan ses
enerjisinin başlangıçtaki ses
enerjisinin milyonda birine düştüğü
ana kadar geçen süredir, bir ortamda
en iyi işitme şartı için bunun 1<x<2 sn
arasında olması istenir.
• Ancak bu durum hacmin
büyüklüğüne göre değişir. Örneğin
konuşma hacimlerinde, dersliklerde,
konferans salonlarında nispeten kısa
reverberasyon süresi uygunken,
konser salonlarında daha uzun, 2 sn
seviyesinde ve hatta daha uzun
süreler olumlu sonuç verir.
• Reverberasyon süresi, sesin
başlangıçta sahip olduğu şiddet
seviyesinden 60 dB düşük olan şiddet
seviyesine ulaşıncaya kadar geçen
süre olarak da ifade edilmektedir.
SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMI

• Yansıyan ses dalgaları ekoya neden


olurlar. Eko, reverberasyondan
farklıdır.
• Orijinal sesin kulak tarafından
duyulmasını takiben, yansıyan
sesler 0.1 sn’den daha uzun bir süre
sonra kulağa ulaşırlarsa eko
meydana gelir.
• Birbirini takip eden iki ses dalgası
arasındaki zaman 0.1 sn’den daha
uzun ise ilk ses duyulduktan sonra
ikinci ses duyulacaktır. Böylece
takip eden ses, birinci sesin
uzaması olarak değil ikinci bir ses
olarak algılanacaktır. Bu da
reverberasyon değil ekodur.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

 Ses dalgasının kendisini


yinelemesi için geçen süreye
peryot denir.
 Şekildeki basit harmonik ses
dalgasının peryodu, dalganın
peşpeşe birbirinin aynısı iki
konuma, örneğin iki tepe
noktasına, ulaşması arasında
geçen süredir.
 Peryot, genellikle saniye
cinsinden ifade edilir.
 Bir peryotluk süre içinde kalan
dalga kısmına ise dalganın
devri denir.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

 Basınç dalgalanmalarının birim


zamandaki (genellikle bir saniyede)
devir sayısı frekans olarak tanımlanır.
 Diğer bir ifadeyle frekans, basınç
dalgalanmasının birim zamanda
kendini yineleme sayısı olarak da
nitelendirilebilir.
 Frekans, bir saniyede tamamlanan
dalga devir ya da peryot sayısı olarak
da tanımlanır.
 Frekansın birimi Hertz ya da cps
(cycle per scond) olarak ifade edilir.
 Eğer hava basıncı her bir saniyede bir
devirlik hareket gösteriyorsa 1Hz,
iki devirlik hareket gösteriyorsa 2Hz,
dört devirlik hareket gösteriyorsa
4Hz’lik frekans oluşturur.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• Ses dalgasının frekansı ile


peryodu arasında; f=1/T
şeklinde bir ilişki vardır.
• Buradan alçak frekans
seslerin peryotlarının uzun,
yüksek frekans seslerin
peryotlarının ise kısa olduğu
anlaşılmaktadır.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

 Bir ses dalgasının bir peryoduna


eşit bir süre içinde aldığı yola
sesin dalga boyu adı verilir.
 Dalga boyu,  ile gösterilir.
 Dalga boyu, uzunluk birimleriyle
(metre, milimetre…) gösterilir.
 Ses dalgalarına özgü olarak sesin
yayılma hızı ile dalga boyu ve
frekansı arasında c= f.
şeklinde bir ilişki vardır.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

 Bu tür bir ilişki ses dalgaları gibi


yayılma hızları frekanstan
bağımsız olan ya da frekans ile
değişmeyen tüm dalga oluşumları
için geçerlidir.
 Bu ilişkiden alçak frekans seslerin
dalga boylarının uzun, yüksek
frekanslı seslerin dalga boylarının
ise kısa olduğu anlaşılır.
 İşitme aralığının alt sınırı olarak
kabul edilen 20 Hz frekansındaki
bir ses dalgasının dalga boyu 17
m, üst sınırı olan 20000 Hz
frekansındaki bir ses dalgasının
dalga boyu ise 17 mm’dir.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• Basınç dalgalanmalarının
büyüklüğünü ifade etmek için
amplitüd (genlik) terimi kullanılır.
• Şekilde elastik ortam içindeki
sabit bir noktada ya da konumda
zamanla değişen basit bir
harmonik dalganın amplitüdü
gösterilmiştir.
• Denge basıncı etrafında ölçülen
en büyük sapma ya da değişim
değeri olarak tanımlanabilen
dalga amplitüdü, deciBel (dB)
cinsinden ifade edilir.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

 Desibel ölçeği logaritmiktir; çünkü ses şiddeti aralığı öyle geniştir ki ölçülmesi
yada gözlenmesi gereken tüm sesleri lineer bir ölçeğe sığdırmak imkansızdır.
 İnsan kulağı sese inanılmaz derecede geniş bir aralıkta tepki verebilmektedir.
 Üst sınırda, yani acı sınırındaki bir ses, duyulabilen en kısık sesin tam on milyon
katı büyüklüğündedir.
 Bu on milyonun bire oranı ancak logaritmik olarak gösterilebilmekte ve 140 dB
ile noktalanmaktadır.
 Desibel özelliğindeki bir başka özellik de, iki farklı sesin ses basıncı seviyelerinin
aritmetik olarak toplanmamasıdır.
 Örneğin 60 dB’lik bir ses, 60 dB’lik bir başka ses ile toplandığında, artış sadece
3 dB olacaktır; yani toplam 120 dB değil 63 dB olacaktır.
 Dahası eğer iki farklı seviyede ses söz konusuysa, düşük olanın büyüğe katkısı
fark azaldıkça azalır.
 Eğer ikisi arasındaki seviye farkı 10 dB’in üzerinde ise, düşük seviyeli sesin hiç
bir etkisi olmaz.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• Verilen bir noktada sesin


büyüklüğü anlık amplitüd olarak
adlandırılır ve sadece o an için
geçerlidir.
• Ses dalgasının toplam ortalama
amplitüdü ise daha farklıdır.
• Anlık amplitüdlerin lineer toplamı
toplam ortalama amplitüdü
vermez çünkü bu değerlerin
lineer toplamı 0’dır.
• Toplam ortalama amplitüd için
başka bir hesaplama yöntemi
gereklidir. Bu yönteme root-
mean-square (RMS)denir.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• RMS, şu şekilde hesaplanır:


 Dalga üzerindeki tüm pozitif ve
negatif değerlerin karesi alınır
böylece tüm değerler pozitif olur.
 Karesi alınan bu değerler için bir
ortalama hesaplanır.
 Bu ortalama değerin kare kökü
alınarak RMS değeri hesaplanır.
• RMS amplitüd değeri sayısal
olarak tepe noktası
amplitüdünün 0.707 katı, tepe
noktasından tepe noktasına olan
amplitüdün ise 0.354 katıdır.
SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• Ses şiddeti, sesin dalga hareketi • Ses basıncı, birim alana uygulanan
sırasında birim alandan geçen sesin kuvvet miktarı olarak ifade
gücü olarak tanımlanır ve I= P/A edilebilir ve P=F/A olarak formüle
olarak formüle edilir. edilir.
• Birimi MKS sisteminde W/m2 ya da • Birimi MKS sisteminde N/m2, cgs
cgs sisteminde W/cm2 olarak sisteminde ise dynes/cm2 ‘dir.
belirtilir. • 1N/m2 = 1 Pascal,
• Ses şiddetinin anlık değeri, ses • 1 dynes/cm2 = 1microbar
basıncı ile hava parçacık hızının •
çarpımına eşittir. İnsan kulağını uyarabilen en düşük
ses basınç seviyesi, 2.10-5 N/m2
• Belli bir konumda oluşan ortalama veya 2.10-4 dynes/cm2’dir.
ses şiddeti ise anlık değerlerin
zamana göre ortalaması alınarak
elde edilir.
• İnsan kulağını uyarabilen en düşük
ses şiddet seviyesi, 10-12 W/m2 veya
10-16 W/cm2’dir.
SESİN PSİKOAKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• TINI (PITCH)
 Tını, frekans ile ilgilidir.
 Bir sesin bas ya da tiz olduğu ile ilgili bireysel subjektif
ifadeleri açıklamak amacıyla kullanılan bir terimdir.
 Frekans arttıkça hissedilen tını da tizleşir (en azından
20-20000 Hz arasında)
 Subjektif bir kavram olan tını, mel olarak isimlendirilen
bir birim kullanılarak ölçülebilir.
 1000 mel, 40 dB SPL’de 1000Hz’lik bir sesin tınısıdır.
SESİN PSİKOAKUSTİK ÖZELLİKLERİ

• GÜRLÜK (LOUDNESS)
 Gürlük, sesin fiziksel şiddetinin
subjektif ifadesidir.
 Sesin şiddeti arttıkça gürlüğü de
artmaktadır.
 Sesin durasyonu ve frekansı gürlüğün
hissedilmesine katkıda bulunur.
 Gürlük frekansa göre değişiklik
göstermektedir.
 Gürlük seviyesinin birimi, phon’dur.
 Gürlük birimi, sone’dur. Farklı
şiddetlerde 1000 Hz’lik bir sesin
gürlüğünün karşılaştırılmasını ifade
eder.
 Bir sone, 40 dB SL’de 1000 Hz’lik bir
sesin gürlüğüdür.
SOUND LEVEL METER

• Ses basıncı ve ağırlıklanmış ses


düzeylerinin ölçümünü yapan cihazlara
sound level meter denir.
• Bu cihazlar temelde ses dalgalarını
algılayarak elektrik sinyaline dönüştüren
bir mikrofon, mikrofondan gelen
sinyalleri güçlendiren amplifikatör,
elektronik olarak ağırlıklama ve
filtreleme yapmaya olanak sağlayan
devreler, karasız gürültü düzeylerinin
ölçümünü sağlayan devreler ve ölçülen
değerlerin okunduğu gösterge ile ilgili
donanımdan oluşmaktadır.
• Analog ve dijital SLM’ler mekanizma ve
ölçüm yöntemi açısından birbirlerine
benzemektedirler.
• SLM, odyometrelerin ve işitmeyi test
eden diğer cihazların kalibrasyonlarının
kontrolünde ve gerekiyorsa yeniden
yapılmasında, çeşitli amaçlar
doğrultusunda gürültü düzeyinin
belirlenmesinde kullanılmaktadırlar.
SOUND LEVEL METER
SOUND LEVEL METER

• SLM, çeşitli ölçüm özelliklerine


sahiptir.
• SLM’nin mikrofonu kendi
hassasiyet aralığında bulunan
frekanslarda mevcut olan tüm
sesleri toplar.
• SLM linear setting’te olduğu
zaman, mikrofon tarafından
toplanan tüm sesler için
overall SPL değerini ölçer.
• Linear setting’e ilaveten
SLM’ler ağırlıklanmış filtrelere
veya oktav-band ya da third-
octave band filtrelere göre de
ölçüm yapabilmektedir.
SOUND LEVEL METER

• SLM’ler ağırlıklanmış filtrelere


(weighting filters) sahiptirler.
• Ağırlıklanmış filtreler, spektrumda
belirli frekans bölgelerine verilen
vurguyu artırırken belirli frekans
bölgelerine verilen vurguyu
azaltırlar.
• Burada ağırlıklama terimi, ölçülen
fiziksel basınç dalgalanmasının
frekansa bağımlı olarak
değiştirilmesi işlemini
simgelemek için kullanılmaktadır.
• Elde edilen ses düzeyleri ise
uygulanan ağırlıklama (A,B,C gibi)
ya da biçimlendirme işleminin
tipine bağlı olarak dBA, dBB, dBC
cinsinden ifade edilmektedirler.
SOUND LEVEL METER

• Yandaki şekilde mikrofon


vasıtasıyla SLM’ye giren orijinal
bir sesin ağırlıklanmış filtreleme
ile değiştirilmesi gösterilmektedir.
• 0 dB’deki A horizontal çizgisi,
ağırlıklanmış filtreleme
olmadığında sesin nasıl olacağını
göstermektedir. Bir başka
ifadeyle 0 dB ‘değiştirilmemiş’
anlamına gelmektedir ki bu
durum SLM’nin linear setting’te
yaptığı ölçüm ile aynıdır.
• Negatif değerler, herbir frekansta
SLM tarafından ağırlığı ya da
vurgusu azaltılan ses seviyesinin
miktarını göstermektedir.
SOUND LEVEL METER

• A ağırlıklı filtrelemede, alçak


frekansların vurgusu azaltılır.
• A ağırlıklı ses düzeyleri, işitme
sisteminin düşük şiddetlerdeki seslere
karşı davranışını temel almaktadır.
• A ağırlıklama işlemi, işitme sistemin
duyarlı olduğu frekans aralığındaki (1
kHz ile 5 kHz) seslerin bileşenlerinin
etkisini vurgulamakla birlikte bu aralık
dışında kalan frekanslardaki seslerin
toplam düzeye olan etkisini işitme
sisteminin özelliklerini de dikkate alarak
azaltmaktadır.
• B ağırlıklı filtrelemede de esas olarak
alçak frekans bölgesindeki vurgu
azaltılır ancak A ağırlıklı filtreleme kadar
bun yapılmamaktadır.
• C ağırlıklı filtreleme, linear bir
ölçümden çok az farklılık
göstermektedir.
• Bu filtreler ile yapılan ses seviye
ölçümleri, dBA, dBB ve dBC ağırlıklı ses
basınç seviyeleri olarak ifade
edilmektedirler.
SOUND LEVEL METER

• dBA’da yapılan ölçümler, alçak frekansların etkilerinin


ölçümden uzaklaştırılmak istendiği durumlarda
kullanılmaktadır.
• Kişilerin gürültüden kaynaklanan işitme kaybı hasarlarının
değerlendirilmesinde A ağırlıklı ses düzeyleri kullanılmaktadır.
• Gürültü denetim ve gürültüden etkilenim çalışmalarında ise B
ve C ağırlıklı ses düzeyleri kullanılmaktadır.
SOUND LEVEL METER

• SLM’ler oktav band filtrelere de


sahiptirler.
• Buradaki amaç tüm frekanslar
yerine SLM’nin belirli bir frekans
ranjındaki seslere odaklanmasını
sağlamaktır.
• Oktav band filtreleme sayesinde
analiz tüm frekans ranjı boyunca
değil seçilen frekans aralığında
yapılmış olmaktadır.
• Oktav band, merkez frekansına
göre isimlendirilir. Ancak merkez
frekans üst ve alt sınırı oluşturan
cutoff frekansların artimetik
ortalaması ile değil geometrik
ortalaması ile elde edilir.
SOUND LEVEL METER

• Çok daha hassas bir ölçüm yapılmak isteniyorsa third-octave band filtreler
kullanılmaktadır.
• Burada herbir filtre bir oktav genişliğinin üçte biri kadar bir genişliğe
sahiptir.
• Örneğin 500 Hz third-octave band filtre, 450 ile 560 Hz arasını; 4000 Hz
third-octave band filtre ise 3550 ile 4500 Hz arasını içerir.
• Oktav band ve third-octave band filtreler, daha dar bir frekans ranjında
diğer frekansların etkisi olmaksızın ölçüm yapmak istediğimizde oldukça
kullanışlıdır.
• 1000 Hz’lik bir sesin ölçümünü merkez frekansı 1000 Hz civarında olan bir
oktav band filtre ile yapmak, linear setting’te yapmaya göre daha
anlamlıdır.
SOUND LEVEL METER

• SLM ile yapılan ölçümden elde edilen


oktav band ya da 1/3 oktav band
seviyesinden sesin overall seviyesine
ulaşmak mümkündür.
• Yapılan işlem, iki sesin şiddetleri
arasındaki farkı belirlemek, bu farka
denk gelen artım miktarını grafikten
bulmak ve büyük ses şiddet seviyesinin
üzerine eklemektir.
• Örneğin bir ses 80 dB ve diğer ses 76 dB
olsun. Aradaki fark 4 dB olacaktır.
Tabloda 4 dB’nin karşılığı 1.4 dB’lik
artım miktarına denk geliyor. Büyük
olan ses şiddet seviyesinin üzerine
ekleyince 81.4 dB elde edilir. Böylece
overall ses şiddet seviyesi 81.4 olarak
bulunur.
• İkiden fazla ses olursa sesleri çift çift ele
almak ortaya çıkan sonuçları da kendi
arasında işleme tabi tutmak gerekir.
SOUND LEVEL METER

• Aynı yöntem sayesinde oktav


band seviyeleri ile A ağırlıklı ses
seviyeleri elde edilebilir. Sadece
düzeltme faktörünün herbir oktav
band seviyesine uygulanması
gerekmektedir.
• 125 Hz oktav band seviyesi 60 dB
olsun. Tabloya göre 125 Hz’te
dBA düzeltme faktörü -16.1
dB’dir. 60 dB- 16.1 dB= 43.9 dBA
olacaktır.
SOUND LEVEL METER

• SLM’de kararsız gürültü düzeylerini ölçebilmek için gösterge biriminin iki


ayrı F (fast) ve S (slow) yanıt özelliklerini taşıması ilkesi göz önünde
tutulmuştur.
• İlgili düğme F’ye getirildiğinde kararsız gürültü düzeyleri hızlı olarak
izlenebilmektedir.
• Eğer gürültü kararlı ise başka bir ifadeyle düzeylerde büyük sapmalar
yoksa ilgili düğme S konumuna getirilerek ölçüm yapılmaktadır.
• Bazı özel SLM’ler F ve S’nin dışında F’den daha hızlı üçüncü bir yanıt
özelliğine sahiptirler. I olarak gösterilen bu yanıt özelliğinde darbe türü
gürültülerin ölçümü yapılmaktadır.
SOUND LEVEL METER

• Gelişmiş SLM’ler, ses düzeylerinin zamana göre integralini almaya olanak


sağlayan elektronik devreler ile donatılmıştır.
• Bu tür SLM’ler vasıtasıyla, Eşdeğer Sürekli Ses Düzeylerini (Leq) ve Ses
Etkilenim Düzeylerini (SEL) ölçüm olanağı bulmaktadır.
• SEL ölçümü için, gürültü çıkaran işlem ya da araç gürültü yaymayı
sürdürdüğü sürece ölçüm alınır.
• Leq için ise genellikle belli bir süre için örneğin 5 dakika sürdürülür.
MİKROFONLAR

• Ses ölçme sistemleri, ses basınç varyasyonlarını elektrik analoglarına


çevirmek için mikrofon kullanmaktadırlar.
• Mikrofonlar, akustik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlardır.
• Mikrofon, gürültü ölçüm sisteminin en önemli parçasıdır.
• Transduser olarak işlev görmektedir.
• Akustik ölçümlerde kondansatör, elektret veya piezoelektrik mikrofon
kullanılmaktadır.
MİKROFONLAR

• Genellikle aşağıdaki mikrofon tipleri


kullanılmaktadır.
 Dinamik (Manyetik,Bobinli) Mikrofonlar,
 Şeritli Mikrofonlar,
 Karbonlu Mikrofonlar,
 Kondansatörlü (Kapasitif) Mikrofonlar,
 Elektretli Mikrofonlar
 Piezoelektrik (Kristalli) Mikrofonlar
MİKROFONLAR

• Mikrofon seçiminde dikkat edilecek faktörler,


mikrofonun kullanıldığı yere ve amaca göre
dört kısma ayrılır. Bu faktörler;
 Empedans,
 Duyarlılık,
 Frekans Karakteristiği,
 Yön Karakteristiğidir.
KONDANSATÖR (KAPASİTİF) MİKROFON

• Statik elektriklenme esasına göre


çalışan mikrofon tipidir.
• Şekilde görüldüğü gibi kapasitif
mikrofonlarda ses dalgalarının
basıncı, ince metal diyaframı
etkiler.
• Diyaframın esnemesiyle
kondansatör gibi çalışan
düzeneğin kapasitesi değişir.
• Bu değişim sesin özelliğine göre
çıkışta elektrik sinyalleri oluşturur.
• Bu tip mikrofonlar yüksek kalite
istenilen yerlerde kullanılır.
KONDANSATÖR (KAPASİTİF) MİKROFON

• Avantajları;
 Frekans cevabı iyidir (50-15000
Hz)
 Yeterli hassasiyet vardır
 Farklı ebatlarda olabilir
 Kendi sesi azdır, bu nedenle
dinamik aralığı iyidir.
 Mekanik vibrasyona hassasiyeti
azdır.
 Ne kadar küçük olursa yüksek
frekans cevabı da o kadar iyi olur.
• Dezavantajları;
 Kırılgandır
 Güç desteği gerekir
 Neme hassastır
ELEKTRET MİKROFON

• Halka biçimindeki ince bir yarı


iletken maddenin iki yüzü, üretim
aşamasında elektrostatik yöntem
kullanılarak artı (+) ve eksi (-) ile
yüklenir.
• Bu elektrik yükü yarı iletken
maddenin özelliğinden dolayı
yıllarca aynı değerde kalır.
• Elektret kapsül, kristal
mikrofonlarda olduğu gibi
diyaframa bağlanmıştır.
• Diyafram titreştiğinde, elektret de
hareket eder.
• Bu da kapsülün moleküler
yapısını değiştirerek elektrotlar
arasında bir gerilim oluşmasını
sağlar.
ELEKTRET MİKROFON

• Elektret mikrofonların teknik  Kondansatör mikrofonun bir


varyantıdır.
özellikleri:  En büyük avantajı yüksek nem
 Dirençleri (empedansları) koşullarında çalışabilmesidir.
yüksektir.  Dış polarizasyon voltajına dolayısıyla
 Boyutları küçük olduğundan güç kaynağına gereksinim yoktur.
 Kondansatör mikrofonun diaframı
yaka mikrofonu olarak yerine ince elektret tabaka vardır.
kullanılmaya uygundur.
 Hassasiyetleri yüksektir.
 İlave bir DC üreteciyle besleme
yapmaya gerek duymazlar.
 Frekans bantları geniştir. Yani
alçak ve yüksek frekanslı
sinyalleri dengeli olarak
algılarlar.
PİEZOELEKTRİK (KRİSTAL) MİKROFON

• Kuartz (quartz), roşel (rochelle) tuzu,


baryum, turmalin gibi kristal yapılı
maddelere basınç uygulandığında
üzerlerinde elektrik akımı oluşur.
• Bu akım, basıncın kuvvetine ve
frekansına göre değişir.
• İşte bu esastan yararlanarak kristal
mikrofonlar yapılmıştır.
• Kristalli mikrofonlarda, kristal madde
çok ince iki metal elektrot arasına
yerleştirilmiş ve bir pin (küçük çubuk)
ile diyaframa tutturulmuştur.
• Ses titreşimleri diyaframı titreştirince
kristal de titreşmektedir.
• Kristaldeki titreşim ise AC özellikli
sinyallerin oluşmasını sağlamaktadır.
PİEZOELEKTRİK MİKROFON

• Kristal mikrofonların bazı teknik


özellikleri
I. Kaliteleri yüksektir.
II. Hassas yapılıdır.
III. Kristalin ürettiği gerilimin değeri
çok küçük olduğundan
mikrofonun içine mini bir ön
yükselteç (preanfi) monte edilir.
IV. Mikrofonun yapımında kullanılan
kristal, nem, sıcaklık ve güneş
ışığından uzak tutulmalıdır.
V. Kristal, sarsıntı, düşürme ve
çarpmalardan dolayı
bozulabileceğinden, bu tip
mikrofonların özenle kullanılması
gerekir.
DİNAMİK (MANYETİK) MİKROFONLAR

• Şekilde iç yapısı görülen dinamik


mikrofonun diyafram (membran,
kon, esnek zar) adı verilen
kısmına gelen ses titreşimleri bu
elemanın salınım yapmasına
neden olur.
• Titreşen diyafram ise kendisine
tutturulmuş olan çok hafif
hareketli bobini titreştirir.
• Silindirik yapılı bir doğal
mıknatısın içine yerleştirilmiş olan
bobin ise gelen ses dalgalarının
frekansında (AF: alçak frekans)
elektrik sinyalleri üretir.
• Üretilen elektrik sinyallerinin
değeri son derece küçük olup,
1-10 mV düzeyindedir.
KARBON TOZLU MİKROFONLAR

• Karbon tozlu mikrofonlar şekilde görüldüğü


gibi bir hazne içinde doldurulan karbon tozu
zerrecikleri ve esnek diyaframdan
oluşmuştur.
• Ses dalgaları alüminyum diyaframa çarpınca
bu eleman titreşerek karbon zerreciklerinin
sıkışıp gevşemesine yol açar.
• Tozlar sıkışınca akımın geçiş yolu
kısalacağından direnç azalır. Tozlar
gevşeyince ise akımın geçiş yolu
uzayacağından direnç yükselir.
• İşte bu işlem esnasında sesin şiddetine göre
karbon tozlarından geçen akım değişken
özellik gösterir.
• Karbon tozlu mikrofonların çalışabilmesi için
bir DC besleme kaynağına gereksinim vardır.
• Bu tip mikrofonların empedansları 50 ohm
dolayında olup çok küçüktür.
• Ayrıca, kömür tozları zamanla özelliğini
kaybettiğinden mikrofonun hassasiyeti
bozulmaktadır.
• İşte bu nedenle günümüzde çok kullanılan bir
mikrofon tipi olmayıp, eski tip telefonlarda
vb. karşımıza çıkmaktadır.
ŞERİTLİ MİKROFONLAR

• Şekilde görüldüğü gibi 


manyetik alan içine
yerleştirilmiş ince bir
alüminyum ya da kalay
levhaya ses sinyalleri çarpınca,
manyetik alan içinde hareket
eden levhada ses frekanslı
akım oluşur.
• Şeritli mikrofonların
empedeansı çok düşük,
kaliteleri yüksektir.
• Sarsıntıdan, rüzgârdan
olumsuz etkilendiklerinden
kapalı ortamlarda kullanılırlar.
MİKROFONLAR

• Mikrofonlar, polar cevap paternlerine göre de


sınıflandırılmaktadırlar. Polar cevap paterni, mikrofonun farklı
yönlerden ya da açılardan gelen sesleri nasıl aldığını ifade etmek
için kullanılır. Bunlar;
 Omnidirectional mikrofonlar
 Unidirectional mikrofonlar
 Cardioid mikrofonlar
 Subcardioid mikrofonlar
 Supercardioid mikrofonlar
 Hypercardioid mikrofonlar
 Shotgun mikrofonlar
 Bi-directional mikrofonlar
OMNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Omnidirectional mikrofonlar,
basınç (pressure) prensibine göre
çalışırlarken, diğer mikrofonlar
basınç eğilimi (pressure gradient)
prensibine göre çalışırlar.
• Omnidirectional mikrofonlar, tüm
yönlerden gelen sesleri alırlar.
Hangi yönden gelirse gelsin sesler
bu mikrofonlarda ‘reject’
edilmezler.
• Polar cevap paterni, yandaki
şekilde gösterilmektedir.
• En doğal ses bu mikrofonlar
vasıtasıyla elde edilir.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Bu tip mikrofonlar belirli


yönlerden gelen sesleri alırlarken
diğer yönlerden gelen sesleri
almazlar.
• Cardioid mikrofon, polar cevap
paterni kalbe benzediği için bu
ismi almışlardır.
• Önde gelen seslere maksimum
hassasiyet gösterirlerken,
arkadan gelen sesleri almazlar.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Supercardioid mikrofonlar,
cardioid’e göre önden gelen
sesler için daha dar bir ses
alımına sahipken arkadan gelen
seslere de biraz hassasiyet
göstermektedir.
• Diğer yönlerden gelen sesleri
almadıkları için en sık vokal veya
konuşma mikrofonlarında
kullanılmaktadırlar.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Hypercardioid mikrofonlar,
supercardioid’e göre önden gelen
sesler için daha dar bir ses
alımına sahipken arkadan gelen
seslere biraz daha fazla
hassasiyet göstermektedir.
• Diğer yönlerden gelen sesleri
almadıkları için en sık vokal veya
konuşma mikrofonlarında
kullanılmaktadırlar.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Bi-directional mikrofonlar esas


olarak önden ve arkadan gelen
sesleri eşit olarak alırlarken diğer
yönlerden gelen sesleri almazlar.
• Şeritli mikrofonların cevap
paternleri bu şekildedir.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Shotgun mikrofonlar, yüksek


oranda ‘directionality’ özelliğine
sahiptirler.
• Arkadan ve yanlardan gelen
seslere daha az hassasiyet
gösterirken önden gelen seslere
maksimum düzeyde hassasiyet
gösterirler.
• Belirli bir mesafedeki sesleri
almak için kullanılırlar.
• Sıklıkla TV, film ve vahşi hayat
belgesellerinde kullanılırlar.
UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAR

• Omnidirectional
mikrofonlara göre daha dar
bir cevap paternine
sahiptirler.
• Önden ve yanlardan gelen
seslere daha fazla hassas
iken arkadan belirli bir
mesafeden sonra gelen
sesleri almazlar.
MİKROFONLAR
MİKROFONLAR

• KAYNAKÇA:
 Gelfand A.S. (2001) Essentials of Audiology, acoustics and
sound measurement, syf 1-36.
 Martin F.N. ve Clark J.G. (2003). Introduction to Audiology,
sound and its measurement, syf 23-65.
 www.google.com internet arama motoru
 Katz, J. (2002). Handbook of Clinical Audiology,
psychacoustics, syf 33-50.
 Belgin, E ve Çalışkan, M. (2004). Çalışma yaşamında gürültü ve
işitmenin korunması, gürültü: kavram ve yaklaşım, 17-25.
DİNLEDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİM

You might also like