Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 21

ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLÜLÜK VE

ÇALIŞMA YAŞAMI
Öğrenilmiş Güçlülük ve Çalışma Yaşamı
Yaşamda strese neden olan, çalışma yaşamına ve
özel yaşama dair eylemlerde isteksizlik yaratan,
belli hedeflere ulaşma konusunda insanları
yıldırarak ilgisiz ve kayıtsız hale getiren pek çok
olay ve faktör mevcuttur.
Bireylere ekonomik, sosyal, fiziksel ve psikolojik
açılardan insancıl bir çalışma ortamının
sunulmasının en gerekli ve etkili yol olduğu
düşünülmektedir.
Çalışma yaşamı stres kaynaklarının önemli bir
bölümünü barındırmaktadır.
Kişisel özelliklerin farklılığı bireylerin direnme
davranışlarını da farklılaştırır. Bu konudaki
çalışmalar genellikle strese dayanıklılıkla
ilişkilendirilerek A tipi B tipi kişilik çerçevesinde
ele alınmaktadır.
A tipi kişiliğe sahip olanlar sabırsız, rekabetçi,
aceleci ve saldırgan kişiler iken B tipi kişiliğe
sahip olanlar daha rahat, uysal, az rekabetçi ve
daha az saldırgan olarak tanımlanmaktadır.
Çalışma yaşamı açısından ortaya çıkmayan bir
kişilik özelliği de öğrenilmiş güçlülüktür.

Öğrenilmiş güçlülük düzeyinin yüksek olması


bireylerin stres yaratan durum ve koşullar
karşısında daha dirençli olmaları için yardımcı
olan bir kişilik özelliği olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Öğrenilmiş Güçlülük Kavramı
Bu kavram ilk kez Meichenbaum tarafından kullanılmış,
insan davranışlarını açıklamada kişisel faktörlerden
biri olarak ifade edilmiştir.
Buna göre öğrenilmiş güçlülük stresli yaşam olayları ve
sorunlarla etkin bir biçimde başa çıkmada bireye
yardımcı olan belirli tutumları içermektedir.
Meichenbaum stres aşılama eğitimi programı ile
bireylerin mevcut durumda karşılaştıkları ve gelecekte
karşılaşacakları sorunlara çözüm bulabilmelerini
sağlayacak mücadele yeteneklerini kazandırmayı
amaçlamaktadır.
Stres aşılama programı temel unsurları :
a) uyumsuz düşünceleri, hayalleri, duyguları ve
davranışları kendi kendine gözden geçirme
b) sorun çözme becerileri
c) duyguları denetleme ve diğer kendini kontrol
becerilerinin artırılması hedeflenmektedir.
Öğrenilmiş güçlülük kavramı Rossenbaum’ un
çalışmalarıyla da literatürdeki yerini almıştır.
Rosssenbaum öğrenilmiş güçlülüğü kendini
kontrol davranışları ile birleşen bilişsel beceriler
bütünü olarak ele almıştır. Böylece kavram algı
ve tutum seviyesindeki soyut biçiminden
davranış ve beceriler bütününe doğru
genişleyerek somut bir kişisel özellik olarak
tanımlanmıştır.
Rosenbaum kişilerin içsel tepkileri düzenlemede
kullandıkları davranışsal ve bilişsel beceriler
repertuarını ‘ öğrenilmiş güçlülük ’ olarak
tanımlamakta ve bu kavramın dört temel öz kontrol
becerisini içerdiğini belirtmektedir. Bunlar:
a) Duygusal ve fizyolojik tepkilerle başa çıkmada
bilişlerin ve öz yönergelerin kullanımı
b) Problem çözme becerilerinin uygulanması
c) Hemen doyum isteğini erteleyebilme
d) Bireyin içsel olaylarını kendisinin
düzenleyebileceğine dair genel inancıdır.
Öğrenilmiş Güçlülüğün Öğrenilmiş Çaresizlik,
Yılmazlık ve Kontrol Odağı Kavramları İle İlişkisi
Öğrenilmiş çaresizlik adından da anlaşıldığı gibi olumsuz
anlam içeren bir olguyu ifade eder ve öğrenilmiş
güçlülüğe karşıt bir içeriğe sahiptir.
Öğrenilmiş çaresizlik: Bireyin kontrol yoksunluğu
sonucunda kendi yetkinliğine olan inancının zayıflaması
ile sorunlarla baş etmede pasifleşmeyi ifade etmektedir.
Öğrenilmiş acizlik olarak da ifade edilen olguda çaresizlik
belirtileri:
• Motivasyonel bozukluk
• Bilişsel bozukluk
• Duygusal bozukluk olmak üzere üç boyutta ortaya
çıkmaktadır.
Öğrenilmiş güçlülük itici ve engelleyici durumlara karşı
bireyin olayları kontrol altına almaya dair
motivasyonunu artıran, kendi yapabileceklerini ve
yetkinliklerinin farkına vararak geçirdiği sosyal öğrenme
sürecini ifade ederken, öğrenilmiş çaresizlik bireyin
kontrolünü kaybetmeyi öğrenmesi sürecini ve
sonucunda oluşan belirtileri tanımlamaktadır.
Çabuk iyileşme gücü, zorlukları yenme gücü, dirençlilik,
esneklik anlamında kullanılan yılmazlık kavramı
öğrenilmiş güçlülük özelliğiyle yakından ilgilidir.
Yılmazlık olgusu daha çok okul ve özel yaşamda
karşılaştıkları zor durumlarla nasıl baş ettiği, travmadan
nasıl kurtulduğu ile ilgilenen genel bir kavramdır.
“Yılmaz” bireylerin temel özellikleri sosyal,
duygusal ve bilişsel olmak üzere üç grupta ifade
edilmektedir.
Sosyal özellikler:
• Arkadaşlıklar geliştirmede yetenekli olduğunu
gösterir
• Başkalarıyla pozitif ilişkiler kurmakta yeteneklidir
• Etkili iletişim becerilerine sahip olduğu görülür
• Gerekli olduğunda yardım bulabilir ama yardım
almada isteksizdir.
Duygusal özellikler:
• Güçlü bir öz yeterlik sergiler
• Kendine güveninin yüksek bir düzeyde olduğu görülür
• Yüksek öz saygı ve kendini kabul çok açıktır
• Duyguları denetleme ve farkına varma becerisi gösterir
• Yeni durumlara çabucak adapte olabilir
• Kaygı ve engellenmeye dayanabilme gücünü gösterir.
Bilişsel/Akademik özellikler:
• Başarı güdüsü yüksektir
• Geleceği düşünme ve planlama yeteneği sergiler
• Stresli olaylarla mantıklı olarak baş edebilir
• Dışsal yüklemelerden (şans, yetenek vb.) çok içsel
yüklemeler (çaba vb.) yapar.
• Çevresini yine çevresindekilerin yararı için biçimlendirir
ve harekete geçirir.
Kontrol Odağı

Öğrenilmiş güçlülükle farklı ve ortak yönleri bulunan bir


başka kavram da kontrol odağıdır.
Kontrol odağı bireylerin yaşamlarında meydana gelen
olaylar ve bunların olumlu ve olumsuz sonuçları
üzerinde sahip oldukları kontrol konusundaki
genelleştirilmiş inancı ifade eder.
Rotter tarafından geliştirilen bu kavram bireylerin çeşitli
ortamlardaki davranışlarının ve bu davranışlarının
sonuçlarının, kendi yetenek ve çabalarına mı yoksa
şans, kader ve başka insanların etkisine mi dayalı
olduğu konusundaki inançlarını yansıtmaktadır.
İçsel kontrol odağına sahip bireyler, kendilerini
daha etkili, güvenli ve bağımsız kişiler olarak
algılayan, yüksek derecede öz saygıya sahip
kişiler iken dışsal kontrol odağına sahip bireyler
ise depresif özellikler taşıyan, kendini kabul ve
öz saygı düzeyi düşük, çaresizlik duyguları olan
kişilerdir.
İçsel kontrol odaklı kişiler öğrenilmiş güçlülüğü
daha yüksek olabilecek potansiyele sahiptir.
Öğrenilmiş güçlülük ile içsel kontrol odağına sahip
olma arasında pozitif yönlü bir ilişki olması
beklenmektedir.
ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLÜLÜK NASIL KAZANILIR?

Öğrenilmiş güçlülüğün unsurlarını oluşturan


özellikler bireyin sosyalleşme sürecinde erken
çocukluk döneminden itibaren ailede öğrenilir.
Her bireyin öğrenme süreci ve sosyal çevresindeki
farklılıklar öğrenilmiş güçlülük düzeylerinin de
farklı olmasına yol açar.
Öğrenilmiş güçlülüğün oluşumunu sağlayan temel
bileşenler;
• Durumsal
• Fizyolojik
• Kişisel faktörlerdir.
Durumsal faktörler sosyal ortam içerisinde bireyin
kendi davranışlarına ilişkin olarak diğerlerinden
aldığı geri bildirimlerden oluşur ve bu geri
bilgiler gelecekteki davranışların
belirlenmesinde etkili olur.
Fizyolojik faktörler acı, ağrı, keder, yorgunluk,
açlık gibi davranışların sorunsuz ve istenildiği
şekilde gerçekleştirilmesini engelleyen, kesintiye
uğratan durumlardır.
Kişisel faktörler ise öğrenilen davranışlar, algılar
ve duygulardır. Söz konusu davranışlar, algılar
ve duygular bireylerin sosyal ve fiziksel
çevrelerindeki etkileşimlerinden doğar.
ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLÜLÜĞÜ YÜKSEK
BİREYLERİN ÖZELLİKLERİ
• Öğrenilmiş güçlülüğü yüksek bireyler kendilerini
kontrol etme becerilerini daha iyi kullanır
• Başkalarından yardım beklemez kendi kendine
yardım eder
• Günlük yaşamda karşılaşılan güçlüklerle başa
çıkabilmektedirler
• Karşılaşılan sorunlara karşı inatçı olup mücadele
etmekte daha fazla çaba harcamaktadırlar
ÇALIŞMA YAŞAMINDA ÖĞRENİLMİŞ
GÜÇLÜLÜK
Çalışma yaşamı zorluklarla dolu bir yaşam alanıdır. İşsizlik,
iş arama ve bulma sürecindeki zorluklar, bir iş sahibi
olunduğunda yerini iş ve işyeri ortamına alışma devresine
ve daha ileriki aşamada ise bireyin iş stresi, iş doyumu,
motivasyon, kişiler arası ilişkiler, yöneticiler ile ilişkiler,
işin kendisi ile ilgili beklenti ve zorlanmalar gibi konulara
bırakmaktadır. İş stresi yanında işe yabancılaşma,
işyerinde yaşanan çatışma, cinsel ve psikolojik taciz, ücret
yetersizliği ve adaletsizliği, ayrımcılık, iş doyumsuzluğu, iş
güvencesizliği, sosyal güvencesizlik çalışma yaşamındaki
zorluk ve sorunların başında gelmektedir.
İfade edildiği üzere öğrenilmiş güçlülük özelliği
bireyin zorlandığı durumlarda başkalarından
yardım beklemesi ya da başkalarının yardımını
alması değil kendi kendine yardım etmesidir.
Sorun çözme mekanizmalarının devreye
sokulması ile birlikte bireyin psikolojik
dayanıklılığını da belirli ölçüde sürdürmesi, bu
mekanizmaların etkinliği bakımından önemli
olduğu gibi, kendi psikolojik sağlığını koruma
açısından da gereklidir.
ÖĞRENİLMİŞ GÜÇLÜLÜĞÜN ÖLÇÜLMESİ
Rosenbaum tarafından stres yaratan yaşam olayları
ile ne kadar etkili biçimde baş edildiğini ve
kendini denetleme becerilerini değerlendirmeyi
amaçlayan bir ölçek geliştirilmiştir.
Ölçekte kendini yatıştırma, destek arama ve ruh
hali denetimi, erteleme, planlama, araştırma ve
akılcı davranma, ağrı denetimi, dikkati ve
duyguları yönlendirme, amaca yönelmeyi ölçen
sorular yer almaktadır.
Sonuç
Öğrenilmiş güçlülük, bireylerin zor durum ve
koşullarla başa çıkma mücadelelerinde devreye
soktukları bilişsel ve davranışsal kontrol
mekanizmalarından oluşmaktadır.
Öğrenilmiş güçlülük özelliği ile bireyin çalışma
yaşamı için karşılaştığı pek çok sorun karşısında
güçlü ve özgüvenli bir biçimde durabileceği
düşünülmektedir.

You might also like