(5. Hafta) TYDÖ - Okuma Eğitimi

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 39

Türkçenin

Yabancı Dil Olarak Öğretiminde Okuma Eğitimi


Dil Becerileri

Anlama Anlatma
Becerileri Becerileri
(alıcı) (verici)

Okuma Dinleme Yazma Konuşma

Yazılı Sözlü
İletişim İletişim

Okuma Metinleri ile


Geliştirme 2
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE
A1-A2 (temel düzey) KURU OKUMA EĞİTİMİ
Okuma becerisi, bireyin hayatın her alanında ihtiyaç
duyduğu, her an başvurduğu bir dil becerisidir. Bu ihtiyaç
durumu, yabancı dil öğreniminde kendisini daha çok
hissettirmektedir.
 Yabancı dil öğrenen bireyin, hedef dilde daha iyi
konuşmak, dinlemek ve yazmak; yani hedef dilde yeterli
düzeyde iletişim kurabilmek için, öncelikle o dildeki temel
söz varlığını öğrenmesi gerekmektedir. Bu ise, öğrencinin
hedef dilde okuma-anlama becerisinin düzeyine bağlı
olarak değişmektedir.
Sınıf içerisinde yapılan okuma-anlama etkinliklerinin temel
amacı, öğrencinin okuduğu metni ana hatlarıyla
anlamasıdır. Bu ise, düzeylere uygun metinlerle yapılan
sınıf içi etkinliklerle mümkündür.
Diller için Avrupa Ortak Öneriler Çerçeve Metni’ne
(CEFR, 2018) uygun olarak düzenlenen basamaklı kur
sisteminde A1, A2, B1, B2 ve C1 olmak üzere 5 düzey
bulunmaktadır. Bu düzeyler, A1-A2 temel; B1-B2 orta ve
C1-C2 ileri düzeyden oluşmaktadır.
Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminin en temel
basamağı olan A1 düzeyi büyük önem taşımaktadır.
Öğrenci dili henüz öğrendiğinden, kelimelerin sesletimi,
öğrenme stili, öğreticinin yaklaşımı gibi unsurlar,
öğrencinin dile karşı tutumlarını büyük ölçüde
etkilemektedir. Bu durum, öğrencinin bir sonraki kurda
başarısını da etkileyecektir. Ayrıca, sesletimi yanlış
öğretilen bir kelimenin veya dilbilgisi yapısının
düzeltilmesi uzun zaman almaktadır.
Diller için Avrupa Ortak Öneriler Çerçeve Metni’ne göre,
A1 düzeyinde öğrenim gören bir öğrenciye kazandırılacak
temel beceriler şunlardır: "Katalog, duyuru, ya da afiş gibi
yazılı metinlerdeki bildik adları, sözcükleri ve çok basit
tümceleri anlayabilirim." A2 düzeyindeki kazanımlar ise;
"Kısa ve basit metinleri okuyabilirim. İlanlar, kullanım
kılavuzları, menüler ve zaman çizelgeleri gibi basit günlük
metinlerdeki genel bilgileri kavrayabilir ve kısa kişisel
mektupları anlayabilirim."
 Yukarıdaki kazanımlara ek olarak A1 düzeyindeki bir
öğrenciye, basit selamlaşmalar, kısa ve genel olarak
kendini tanıtma, temel söz varlığının öğretilmesi (renkler,
yakın çevredeki eşya isimleri, ülke isimleri, okuduğu
üniversite/bölüm, yönler vb.) gibi günlük hayatta iletişim
kurabileceği yapıların öğretilmesi büyük önem
taşımaktadır.
Yukarıda sayılan kazanımların öğretimi sürecinde
öğrenci seviyesi her zaman göz önünde
bulundurulmalıdır. Sınıf içerisinde öğretim materyali
olarak kullanılacak metinlerin oldukça basit ve sade,
diyaloglara dayalı, görsellerle desteklenen metinler
olmasına dikkat edilmelidir. Öğrenci seviyesini aşan bir
metni, görseli ya da videonun kullanılması, öğrencide
dile karşı olumsuz bakış açısı geliştirmesine neden
olarak, başarısız olacağı veya Türkçenin çok zor bir dil
olduğu inancı oluşmasına yol açacaktır. Bu durum hem
öğrencinin hem de öğreticinin işini daha da
zorlaştıracaktır.
Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi sürecinde
öğretmen ders boyunca etkin olmalıdır. Temel düzeyde
öğrenciyi yönlendiren, dili öğrencinin zihnine kodlayan
ve bu sürecin en önemli unsuru yabancı dil öğretmenidir.
Kelime öğretimi sürecinde, öğretmen kelimelerin
öğrenilmesini kolaylaştırmak için gerekirse sınıf
içerisinde duruma uygun olarak oyun, drama, diyalog
oluşturma gibi yöntemlere başvurarak, kelime ve
yapıların iyi bir şekilde öğrenilmesini sağlamalıdır.
Ayrıca bu düzeyde, bir önceki derste yapılanların tekrar
edilmesi gerekmektedir. Yabancı dil öğrenimi sarmal bir
şekilde ilerlediğinden, önceki dersin tekrarı ve verilen
ödevlerin kontrolü hem öğrencinin hem de öğretmenin
işini kolaylaştıracaktır.
Temel Düzey
Etkinlik Örneği
MESLEKLERİ BULALIM VE BİR OYUN YAZALIM

• Önce aşağıdaki resimlere bakalım. Bu resimlerde bazı


meslekler var. Sonra resimler hangi mesleklere ait
“meslekler” listesinden bulalım. Resimlerin yanında
bayraklar var. Bu bayrakların içine, mesleklerin
numarasını yazdıktan sonra mesleklerle ilgili bir tiyatro
oyunu yazalım.
MESLEKLER

1. DOKTOR

2.
ASKER

3.
SEKRETER

4.
ÇİFTÇİ

5.
MÜZİSYEN

6.
İŞÇİ
OYUN YAZALIM
Şimdi, yukarıdaki mesleklerle ilgili diyaloglar yazalım. Daha sonra, sınıfta
arkadaşlarımızla okuyalım.
• Doktor : Ben, hasta insanları tedavi ederim.
• Ben...........................................................................................
• Sekreter: ..................................................................................
• Asker: .......................................................................................
• İşçi: ...........................................................................................
• Müzisyen: .................................................................................
• Çiftçi: ........................................................................................
-E, -DE, -DEn Durum Eklerinin Öğretimine Yönelik Örnek Materyal
AYRILMA DURUMU EKİNİN DOLAYLI ÖĞRETİMİ
YÖNELME DURUMU EKİNİN DOLAYLI ÖĞRETİMİ

Canım arkadaşım Gökçen,


Beş ay önce İtalya’ya taşındım. İlk mektubumu sana yazıyorum. Buraya yalnız
geldim. Burası çok güzel. Her sabah erken kalkıyorum. Kahvaltı yapıyorum.
Kahvaltıda süt içiyorum. Süte biraz bal döküyorum. Ekmeğe kaymak sürüyorum.
Kahvaltım sadece bu. Çünkü diyete ve spora başladım. Evimin karşısında spor salonu
var. Her sabah spora gidiyorum. Oraya sabahları az kişi geliyor. İtalyanlar erken
kalkmıyor. Spordan sonra eve dönüyorum. Evde hemen aynaya bakıyorum. Hep aynı
kilodayım. Bu duruma üzülüyorum. Ama ben anneme benziyorum. O da kilolu.
Artık asansöre binmeyeceğim. Taksiye de binmeyeceğim. Bisiklete bineceğim. Bazen
yürüyeceğim. Sana söz veriyorum. Anneme de söz verdim. Beş ayda 15 kilo
vereceğim. Annem bana inanıyor ve güveniyor. Beş ay sonra Türkiye’ye geleceğim.
Sana buradan hediye getireceğim. Beni unutma. Seni çok seviyorum.
Kendine iyi bak
Etkinlik 1.
Aşağıdaki soruları cevaplandırın.

1. Birgül nereye taşındı?

A. İspanya’ya
B. İtalya’ya
C. İstanbul’a
D. İzlanda’ya

2. Birgül kime söz verdi?

A. Annesine
B. Kardeşine
C. Kendisine
D. Amcasına

3. Birgül neye binmeyecek?

A. Otobüse
B. Trene
C. Bisiklete
D. Taksiye
Etkinlik 2.

Aşağıdaki cümleleri okuyun.


Doğru mu yanlış mı? Doğru Yanlış

1) Birgül beş ay sonra spora başlayacak.


2) Birgül babasına benziyor.
3) Annesi Birgül’e inanıyor ve güveniyor.
4) Birgül beş ay sonra Türkiye’ye gelecek.
TÜRKÇENİN YABANCI DİL OLARAK ÖĞRETİMİNDE
B1-B2 (orta düzey) OKUMA EĞİTİMİ
Yabancı dil öğretiminde B1 ve B2 düzeyleri ileri seviye
Türkçe için bir hazırlık aşaması niteliğindedir. Temel
düzeyde günlük iletişimin kazandırılmasına odaklanan
öğretim, B1 düzeyinin özellikle ikinci yarısından itibaren
daha akademik bir kimliğe bürünmektedir. Özellikle,
Türkiye'de üniversite hayatlarını sürdürmek isteyen
öğrenciler için, bu kurlar büyük önem taşımaktadır. Çünkü
ülkemizdeki üniversitelerin çoğu artık, B1 düzeyinde
Türkçe bilgisine sahip öğrencileri de kabul etmektedir. Bu
bağlamda, bu düzeyde verilecek Türkçe öğretiminde,
öğrencilerin düzeylerine uygun olarak hazırlanmış daha
uzun, yeni kelimeleri içerisinde barındıran, metinler,
videolar, diyaloglar tercih edilmelidir.
Karşımızdaki hedef kitlenin niteliği, düzeyi ne olursa
olsun, en temel öğretim materyalinin her zaman metinler
olacağı unutulmamalıdır. A1 düzeyinde görsel ögelerle
fazlaca desteklenen metinler, diyaloglar yerini yavaş
yavaş, daha uzun metinlere bırakmalıdır. Bu metinler aynı
zamanda Türk kültüründen, geleneklerinden, tarihinden
öğeler de barındırmalıdır. Dil öğretiminin aynı zamanda
bir kültür öğretimi, kültür aktarımı süreci olduğu göz
önünde bulundurulmalıdır.
Temel düzeyde öğrenciler daha çok öğretmenin
yardımıyla ilerler. B1 kuru, öğretmenin bu yardımının
azaltılacağı ilk basamaktır.
Örneğin, temel düzeyde öğrencinin anlamını bilmediği kelimeleri açıklayan
öğretmen, B1 kurunda her kelimeyi açıklamamalıdır. Öğrencileri sözlük kullanmaya
yönlendirmeli, gereken durumlarda ise öğrencinin sosyal ortamlardan anlamını
bilmediği kelimeleri öğrenmesini sağlamalıdır. Böylece öğrenci hedef dil ile daha da
yakınlaşacak ve hayatının her alanında hissedecektir.

• B1 düzeyindeki okuma kazanımları Diller için Avrupa Ortak


Öneriler Çerçeve Metni’nde şu şekilde ifade edilmektedir:
"Meslekle ilgili ya da günlük dilde en sık kullanılan sözcükleri
içeren metinleri anlayabilirim. Kişisel mektuplarda belirtilen
olay, duygu ve istekleri anlayabilirim."
Kazanımlar öğrencinin günlük dildeki kelimelerinin yanı sıra, istek ve
arzuların yer aldığı metinlerdeki yapıların, kelimelerin öğretilmesi
gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca olaya dayalı, yani hikâye edici
metinlerdeki olayın öğrenci tarafından anlaşılmasını da ön görmektedir.
Bu kurda sınıf içerisine getirilecek olan hikaye edici metinlerin, basit
kelimelerden oluşturulmuş, sade metinler olmasına dikkat edilmelidir.

Mecazi anlamlara sahip üst düzey anlamayı gerektiren deyim,


atasözleri yerine, kelimelerin gerçek anlamlarından yola çıkılarak
anlaşılacak deyim ve atasözlerini az da olsa yer verilmelidir. Örneğin,
suya yazı yazmak deyimini açıklamak bu kurda, ocağına incir ağacı
dikmek deyimini açıklamaktan daha kolaydır.
B1 düzeyinde mecazi kelimelerle, yeni yapılarla ve uzun metinlerle
karşılaşan öğrencilere, B2 düzeyinden itibaren akademik nitelik
taşıyan okuma metinleri ile öğretim yapılmalıdır. B2 düzeyinin
kazanımları şu şekildedir: "Yazarların belli tutum ya da görüşü
benimsedikleri, güncel sorunlarla ilgili makaleleri ve raporları
okuyabilirim. Çağdaş edebi düzyazıyı anlayabilirim."

Kazanımlardan da anlaşılacağı üzere, bu düzeydeki öğretim


öğrencilerin okudukları metinlerin ana fikir ve konularını
belirleyebilme, Türkçe bir makaleyi, gazete yazısını okuduklarında
anlayıp çözümleyebilme becerisini kazandırmaya yönelik olmalıdır.

Bu düzeyde gazete yazıları, Türkiye veya herhangi bir konu


hakkında bilgi veren düzeye uygun makaleler sınıf ortamına
getirilerek, okuma-anlama etkinlikleri yapılmalıdır. Ayrıca bu süreç,
öğrencilere bir konu hakkında bilgilendirici metin yazma ödevleri ile
desteklenmelidir.
İHTİYARLIK HAKKINDA
Ömrün her çağı güzeldir. Bunun aksini söylemek tabiatı,
hayat piyesinin bir perdesini güzel yazdığı hâlde son perdesine
aldırış etmeyen bir acemi tiyatro yazarının yerine koymak olur.
Tabiat, her çağı birtakım güzelliklerle süslemeye özellikle itina
etmiştir.
Siz bakalım, ihtiyarlığın nesinden şikâyet ediyorsunuz?
İnsanı işlerden uzaklaştırmasından mı? Vücudu zayıf
düşürmesinden mi? İnsanı bazı zevklerden mahrum etmesinden
B2 mi? Yoksa ölüme yakın oluşundan mı?
İhtiyarlık insanı işlerden uzaklaştırırmış derler. Evet, ama

Düzeyi hangi işlerden? Önce onu tayin etmeli. Gençlik isteyen, kuvvet
isteyen işlerden değil mi? Bir kere ihtiyarların kuvveti yoktur
diye boşuna üzülmemeli. Çünkü onların kuvvetli olmalarına

Örnek zaten lüzum yoktur ki! Sonra, vücut halsiz de olsa ihtiyarlara
göre manevi kuvvetlerle yapılacak işler az mıdır? Ya
tecrübeleriyle, düşünceleriyle, öğütleriyle büyük işler gören

Metin ihtiyarlara ne demeli? İhtiyarların işe yaramadığını söyleyenler


ne söylediklerini bilmeyen insanlardır. Böyle bir iddiada
bulunmak bir gemide dümencinin hiçbir işe yaramadığını
söylemek gibidir. Öyle ya, gemide kimi direğe tırmanır, kimi
güvertede koşar, kimi geminin suyunu boşaltır. Dümenci ise
geminin arka tarafında, dümen elinde rahat rahat oturur.
Hâlbuki geminin selameti namına en mühim vazife
dümencidedir. Gerçi ihtiyarlar gençlerin yaptıkları işleri
yapamazlar ama çok daha büyük, çok daha iyi işler görürler.
Büyük işler kuvvetle veya çeviklikle değil düşünce ile, sözünü
geçirme ile, ortaya doğru fikirler atmakla başarılır.
Ama yaşlandıkça hafıza yavaşlarmış. İnsan, hafızasını işletmezse yahut hafızası
doğuştan ağır işliyorsa, ihtiyarladıkça zayıflar elbette. Siz bir ihtiyarın parasını
sakladığı yeri unuttuğunu hiç duydunuz mu? İhtiyarlar iş edindikleri, ehemmiyet
verdikleri şeyleri unutmazlar. Bunaklık denen ihtiyarlığa has aptallık da her
ihtiyarda değil, hafif akıllı, gençliğinde zihnini işletmemiş insanlarda olur.
Hele okumuş yazmışlarda, bütün hayatları boyunca fikir yormuş, ruhunu
zenginleştirmiş olanların ihtiyarladıklarında bunadıkları görülmemiştir.
İhtiyarlıkta insanın kuvvetten düştüğü doğrudur. Fakat gençliğinizde
zaten fil kadar kuvvetli olmak istemediğinize göre şimdi neden
gençliğinizdeki kuvveti kaybettiğinize üzülesiniz? Etrafınızda gençler
dolaşıyor. Siz de onların arasında gücünüzün yettiği işi yaparsınız, olur biter.
Ağır yükleri kaldırmayı gençlere bırakınız. Sizin, hatta oturduğunuz yerde
pek az kuvvetle yapacağınız işler vardır. Belki pehlivan olsaydınız “Artık
gençleri yenemiyorum” diye üzülebilirdiniz. Hâlbuki ona da üzülmeye gerek
yok. Gençlere kendilerinden daha kuvvetli olanları nasıl yeneceklerini
öğretmek, kuvvetlerini yenmekten daha zevklidir. Gençliğinde iyi bir
pehlivan olan Krotonlu Milon ihtiyarlığında genç pehlivanları seyrederken
kendi kollarına bakıp ağlaya ağlaya “Ah, bunlar öldü artık” demiş. Herkes de
pazı kuvvetinin geçici olduğunu bilmeyen bu akılsız adamın hâline katıla
katıla gülmüş.
Hem ihtiyarlıktaki dermansızlık, ihtiyarlıktan çok gençlikteki kabahatlerin bir
neticesidir. Gençlerin zevke, içkiye düşkünlükleri ihtiyarlığa miras olarak
hâlsiz bir vücut bırakır. İnsan kuvvetini idare etmesini bilmeli. Yalnız gücünün
yettiği kadarına el atmalı. Ancak böyle olursa insan “Artık eski kuvvetim
kalmadı” diye hayıflanmaz. Her çağın kendine göre bir hâli vardır. Çocuklarda
çelimsizlik, delikanlılarda taşkınlık, orta yaşlılarda ağır başlılık, ihtiyarlarda
olgunluk tabii hâllerdir. Bunları zamanında kabul etmeli.

Şevket Rado “Eşref Saat” adlı eserinden sadeleştirilmiştir.


ETKİNLİKLER
Etkinlik-1: Anlamını bilmediğin kelimeleri tahmin edin ve sözlükten anlamlarına
bakınız.
a) Aşağıdaki kelime ve kelime gruplarının anlamlarını tahmin ediniz. Metinde
anlamının bilmediğiniz başka kelimeler varsa, onları da yazınız.
İtina etmek:
Bunamak:
Katıla katıla gülmek:
b) Tahminlerinizi sözlüğe bakarak kontrol ediniz. Yanlış tahmin ettiğiniz kelimelerin
doğru anlamlarını aşağıya yazınız.
Etkinlik-2: Aşağıdaki soruları cevaplayınız.
1) Yaşlanmak nedir?
2) İhtiyar insanların özellikleri nelerdir?
3) Yaşlanmaktan korkuyor musunuz? Neden?
4) Metin içerisinde 3. ve 5. paragraflarda koyu yazılan onu ve ona zamirleri ile ne
anlatılmaktadır?
TÜRKÇENİN YABANCI DİL
OLARAK ÖĞRETİMİNDE C1
DÜZEYİ (ileri düzey) OKUMA
EĞİTİMİ
Yabancı dil öğretiminin en üst basamağı olan C1 düzeyi,
öğrencilerin artık hedef dilde kendilerini yazılı ve sözlü
olarak ifade edebildikleri, okuduklarını ve dinlediklerini
anlayabildikleri, yazılı ve görsel materyalleri takip
edebildikleri ve B2 düzeyinde görmeye başladıkları
akademik metinlerle daha çok karşılaştıkları bir süreçtir. Bu
süreçte aynı zamanda, mecazî söyleyişlerin nasıl
anlaşılması gerektiğine ilişkin bir öğretim de yapılmalıdır.
Öğrenciler basit hikaye kitaplarından ziyade, kendi alanları
ile ilgili kitap, dergi, makale veya günlük gazeteleri takip
etmeye yönlendirilmelidir. Böylece günlük dildeki kelime
hazinesi ile birlikte, terim ve kavram öğretimi de
sağlanacaktır.
Diller için Avrupa Ortak Öneriler Çerçeve Metni’ne
göre, C1 düzeyi kazanımları şu şekildedir: "Üslup
farklılıklarını da ayırt ederek uzun ve karmaşık, somut ya
da edebi metinleri okuyabilir, ilgi alanımla alakalı
olmasalar bile herhangi bir uzmanlık alanına giren makale
ve uzun teknik bilgileri anlayabilirim."
C1 düzeyi kazanımlarından yola çıkılarak, öğrencilerin
çeşitli alanlara dair geniş kavram ve terimleri içerisinde
barındıran akademik metinlerle karşı karşıya bırakmak
gerektiği söylenilebilir. Akademik metinlerin yanı sıra,
edebiyatımızdaki üst düzey metinlerin okunması da
sağlanmalıdır. Böylece öğrencilerin Türkçe okuma zevkleri
gelişirken aynı zamanda öğrenciler, Türk kültürünü,
toplumunu yakından tanıma imkanı da bulacaklardır.
Bu düzeyde öğretmen temel ve B1 düzeyindeki
yönlendirici tavrından sıyrılarak, gerektiği yerlerde
düzeltme ve hatırlatmalarda bulunmak suretiyle öğrencilere
anında dönüt sağlamalıdır. B1 düzeyinden itibaren
öğretmen destekleyici tavrından sıyrılamazsa, öğrenci her
zaman birisinin desteğine ihtiyaç duyacaktır. Bu ise
amacına ulaşamamış bir dil öğretimini beraberinde
getirecektir.
Öğrencilere sınıf içi etkinliklerde üst bilişsel becerilerini
harekete geçirici metin altı sorular yöneltilmeli,
gerektiğinde zorlayıcı metinlerle analiz-sentez ve yorum
yapabilme becerileri sınanmalıdır. Böylece öğretmen
öğrencilerin eksikliklerini belirleyerek, gerekirse tekrar
dersleriyle bu eksikleri gidermelidir.
C1 Düzeyi Örnek Metin ve Etkinlikler
GÜLER YÜZE VE GÜLMEYE DAİR
Güler yüz her şeyden önce insana cesaret verir. Çünkü güler yüzlü
insanlar her kusuru hoş gören, affeden insanlardır. Dünyada ilk adımlarını
yeni atmaya başlamış bir çocuğa herkes güler yüzle bakar. Onun her
kusuru yapabileceğini ve bütün bu kusurların affedilmeye layık olduğunu
önceden kabul ettiğimiz için çocuk karşısında gülümser bir yüz takınırız.
Olgun insanlar yalnız çocuklara değil, herkese affedici, kusura pek
aldırmayıcı bir yüzle bakarlar. Bu dünya öyle çatık kaşla dolaşmaya,
şunun bunun kalbini kırmaya değer bir dünya değildir. Onun için güler
yüzlü insanlar arasında yaşayanların hayatı, asık suratlı insanlar arasında
kalmış insanların hayatından daha tatlı geçer.
Bazı kimseler vardır, sanki Cenabıhak onlara gülmeyi yasak etmiştir.
Gülümsemeyi, aklı başında adamın ciddiyetini bozan bir hâl zannederler.
Yüzgöz olmasınlar diye çocuklarına gülmezler; laubali demesinler diye
komşularına gülmezler. Kaşları sanki kudretten çatılmıştır. Çalışırken
çatık, konuşurken çatıktırlar. Hatta kendilerine ettikleri zulüm
yetmiyormuş gibi gülenlere de kızarlar. Yalnız gülümsemekle kalmayıp
arada bir kahkahalar savuranları ciddi meseleler konuşmaya değmez
insanlar yerine koyarlar.
Alain (filozof) hiddetin bir hastalık olduğunu söyler. Hem de hiddeti
öksürüğe benzetir. Nasıl öksürük bir tahrişle gelirse hiddet de öyledir. Bir
kere başladı mı bir kere ile kalmaz; iki de bir öksürdüğünüz gibi iki de bir de
hiddetlenir, sağa sola çatarsınız. Bu hastalığın bir tek tedavisi vardır. O da
gülmeye alışmaktır.
Gülmeye alışmak deyip geçmeyiniz. İkinci Cihan Harbi’nden önce, belki
de Birinci Cihan Harbi’nin yarattığı ruh hâli yüzünden Avrupa’da bazı
milletler çok az güldüklerini fark etmişlerdi. Adeta neşe azalmış, insanlar
fazlasıyla somurtur olmuşlardı. Bunun, özellikle Macarlar farkına varmışlar
ve hatırımda kaldığına göre Budapeşte şehrinde insanlara gülmeyi öğreten bir
okul açmışlar. O zaman bu okula çok öğrenci yazılmış; özel olarak
yetiştirilmiş hocalar gülmeyi öğrenememiş veya unutmuş olan yaşlı başlı
öğrencilerine hayatın muhtelif hadiseleri karşısında, evlerinde, çalıştıkları
yerlerde, kulüplerde, gazinolarda, hatta eğlence yerlerinde nasıl güleceklerini
öğretmişler. O insanlar şimdi ne haldedirler pek bilmiyoruz ama fî tarihinde
insanları biraz olsun gülmeye alıştırmak için sarf edilen gayret herhâlde
boşuna değildi. Nitekim Tagor filozof da kendi özel okulunda öğrencilerine
günde bir saat gülümsemeyi öğretiyordu. Japonlarda yüksek terbiye, en
büyük matem günlerinde bile gülümsemeyi emreder. Kocası ölen bir Japon
kadın, ziyaretçilerini gülerek karşılamak zorundadır.
Hayatı iyi karşılamanın sırrını bulabilmek için her şeyden önce gülümsemeyi
öğrenmeli. Belki siz de bilirsiniz: Her hadiseyi tebessümle karşılayan bir adama
“Eh… Hayatta istediğin şeyler olduğu için sen tabii daima gülersin. Ama biz öyle
miyiz ya?” demişler. Adam, bir kere daha gülmüş: “Yanılıyorsunuz, hem de çok
yanılıyorsunuz. Ben hayatta her istediğim olduğu için gülmüyorum. Tam tersine!
Güldüğüm için hayatta her istediğim oluyor.” demiş. Bu söz boşuna söylenmiş bir
söz değildir. İçinde herkesin bilmesi gereken bir gerçek saklı.
Bektaşî’nin hikâyesini bilirsiniz: 80 yaşında öldüğü halde mezar taşına “5 sene
yaşadı” yazdırmış. Bu beş sene onun hayatta gülerek, neşe içinde yaşadığı, gam
kasvet nedir bilmeden hoşça geçirdiği senelermiş. Hayatınızı yaşadığınız yıllar
boyunca uzatabilmek için her anınızı gülerek geçirmelisiniz.
Gene bizim bir şairimiz bir dostuna hediye ettiği resminin altına; “Ağlarım
hatıra geldikçe gülüştüklerimiz” diye yazmıştır. Bu da güzel bir sözdür. Çünkü en
iyi hatıra, gülerek geçen günlerin hatırasıdır. Hayatta o günlerin sayısı az olursa
insan bir gün gelir, “Ne etmişim de gülmemişim” diye ağlayabilir.
Yüzünüzden tebessüm, evinizden neşe eksik olmasın.

Şevket Rado’nun ‘Eşref Saat’

adlı eserinden sadeleştirilmiştir.


Etkinlikler

•1. Etkinlik: Anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamlarını tahmin ederek, sözlükten anlamlarına
bakınız.
•a) Metinde bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının tahmin ettiğiniz anlamlarını yazınız.
• Çatık kaş:
• Yüzgöz olmak:
• Hiddet:
• Tahriş:
• Sağa sola çat:
• Somurtmak:
• Sarf etmek:
• Hatırına gelmek:
• Hatıra:
• b) Tahminlerinizi sözlüğe bakarak kontrol ediniz. Yanlış tahmin ettiğiniz kelimelerin doğru anlamlarını aşağıya
yazınız.
2. Etkinlik: Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1) Güler yüzlü insanların özellikleri nelerdir?
2) Metne göre gülmek, hangi hastalıklara iyi gelmektedir?
3) “Gülmeye alışmak” nasıl olmaktadır?
4) Sizin kültürünüzde cenazelerde gülmek serbest midir? Neden?
5) Metinde anlatılan Bektaşî, mezarına neden “5 sene yaşadı” yazdırmış?
Siz olsanız ne yapardınız?
6) 1. ve 2. paragraflarda koyu yazılan bu ve onlara zamirleri ile
anlatılmak istenen nedir?
3. Etkinlik: Okuduğunuz metnin her paragrafının konu cümlesini belirleyerek aşağıya yazınız.

1. Paragraf:
……………………………………………………………………………………………………
…………
2. Paragraf:
……………………………………………………………………………………………………
…………
3. Paragraf:
……………………………………………………………………………………………………
…………
4. Paragraf:
……………………………………………………………………………………………………
…………
5. Paragraf
……………………………………………………………………………………………………
………
6. Paragraf
……………………………………………………………………………………………………
………
4. Etkinlik: Metnin anahtar kelimelerini belirleyerek, bu kelimelerle
anlamlı bir cümle oluşturunuz.
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
…………………………………………………………….
……………………………………………………..
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
……………………………………
Bir sonraki ders konumuz: Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde
yazma eğitimi

Haftaya görüşürüz.

You might also like