Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 18

Dil Türleri

1. Ana Dil

• TDK’de “Kendisinden başka diller veya


lehçeler türemiş olan dil.” olarak tanımlanan
ana dil, “temel dil, kaynak dil, ortak dil”
olarak da adlandırılmaktadır.
• Belli dil öbekleri içinde toplanan ve akraba
oldukları kabul edilen dillerin aslını oluşturan
kaynak dil. Altay dili Türkçe, Moğolca ve
Mançu-Tunguzca’nın ana dili kabul edilir.
Latince Roman dillerine göre bir ana dildir
• Günümüzde “ana dil” ve “ana dili” terimleri
birbirlerinin yerine kullanılmaktadır. Ancak alanyazın
incelendiğinde terimlerin birbirlerinin yerine
kullanılamayacak kadar açık bir şekilde tanımlarının
yapıldığı görülmektedir. Türkiye’nin resmî dili
Türkçedir. Türkiye’de eğitim denilince de akla
Türkçe gelmektedir. Bugün hangi terim kullanılırsa
kullanılsın Türkçe ile yapılan eğitim bütünleştirici ve
birleştirici olmalıdır (Dolunay, 2013:36).
2. Ana Dili

• Çocuğun ailesinden ve çevresinden edindiği dil olarak


bilinen ana dilini Aksan (2009:81), “Başlangıçta anneden
ve yakın aile çevresinden, daha sonra da ilişkili bulunulan
çevrelerden öğrenilen, insanın bilinçaltına inen ve
bireylerin toplumla en güçlü bağlarını oluşturan dil.”
olarak tanımlamaktadır.
• Çocuk ana dilini anne karnında dinleme yoluyla edinir,
çevrede geliştirir. Bireyin duygu ve düşüncesini etkili bir
şekilde anlatması, anlatılanları anlaması, içinde doğduğu
kültürü yaşaması ve gelecek nesillere aktarması, bilim ve
sanatta yaşanan ilerlemeler toplumun ana diline verdiği
önem ile doğru orantılıdır.
3. Devlet Dili
• Devlet dili TDK’nin resmî sitesinde “Bir devletin sınırları içerisinde
yönetimde, hukukta, eğitimde ve ticarette gerek sözlü gerekse yazılı
iletişimde kullanılan, genellikle kanunla belirlenen dil, resmî dil.”
şeklinde açıklanmaktadır. Devlet dili ile resmî dil eş anlamlıdır,
diyebiliriz. Ancak Demir ve Yılmaz (2010), resmen tanınmış her
dilin devlet dili olamayacağının da altını çizmektedirler.

• Bir toplumda birden fazla dil kullanılabilir. Dillerin tamamı veya


kullanım alanı en geniş olan dil, devlet dili olmaktadır. Örneğin,
Kanada’da İngilizce ve Fransızca resmî dil olarak kullanılmaktadır.
Diğer taraftan Lüksemburg da Almanca, Fransızca ve
Lüksemburgcayı eşit resmî dil olarak kabul etmektedir. Türkiye
Cumhuriyeti’nin devlet dili ise Türkçedir. Bu durum Anayasanın
üçüncü maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bir bütündür. Dili Türkçedir.” şeklinde ifade edilmektedir.
4. Konuşma Dili
• Konuşma dili, “İşitme duyumuza seslenen işaretler
sistemi”dir (Ediskun, 2010:18). İnsanın kendini sözlü olarak
ifade ederken kullandığı dile konuşma dili denir. Konuşmanın
insan hayatındaki yeri düşünüldüğünde konuşma dilinin
iletişim açısından önemi ortaya çıkmaktadır.
• Konuşma dili, bölgelere ve kişilere göre farklılık gösterebilir.
Bu durum konuşma dilinin değişebileceğini göstermektedir.
Konuşma dili, katı bir dil değildir. Yazı dilinde olduğu gibi
kurallara uyma zorunluluğu yoktur. “Konuşma dili gelişigüzel
dildir. Onda dilin ölçülerine yüzde yüz uyulmaz, dil
kaidelerine, kelime sırasına dikkat edilmez.” (Ergin, 2011:11).
5. Yazı Dili

• Yazı dili, kendimizi yazılı olarak ifade etmek istediğimizde kullandığımız


dildir. Yazı dili aynı zamanda toplumun kültür dili ve edebiyat dilidir
(Ergin, 2011). Yazı dili, disiplinli bir dildir, kuralcıdır, hata kabul etmez.
Konuşma dilinde uyulmayan kurallara yazı dilinde uyulmalıdır. Çünkü
konuşma dili konuşulan ortamı etkilerken yazı dili yüzyıllar sonrasını bile
etkileyebilecek bir güce sahiptir. “Konuşmanın yayılım alanı dar; yazının
yayılım alanı geniştir.” Dolayısıyla ifade edilenlerin anlaşılırlığının artması
için dilin kurallarına uyulmalıdır.
• İletişimin sözlü ve yazılı olmak üzere iki temel boyutu vardır. Sözlü
iletişimde konuşma dili, yazılı iletişimde yazı dili kullanılır. Bunların
sistemli, kurallara uygun bir şekilde kullanılması ise ana dili eğitiminin
kalitesiyle doğru orantılıdır. Bu nedenle ana dili eğitimi kuralların
ezberletilmesinden ziyade çocuğun yaparak öğrenmesine fırsat verecek ve
konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı en aza indirecek şekilde
düzenlenmelidir.
6. Özel Dil

• Diller arasında lehçeden, şiveden ve ağızdan farklı olan diller de vardır.


Bu dillere özel dil denilmektedir. Özel diller duyulmaması gereken
konular için oluşturulmuş sadece konuşurlarının anladığı yer yer süslü
dillerdir. TDK’de ise özel dil, “Aynı meslekten olanların veya aynı iş
alanında çalışanların kendi aralarında konuştukları dil.” şeklinde
tanımlanmaktadır.
• Argo, jargon ve gizli dil özel dil içinde yer alan terimlerdir (Yıldırım,
2012:567). Demir (2002) ise özel dili argo, meslek dili, esnaf dili,
sosyal dil ve gizli dil alt başlıkları ile açıklamaktadır.
• Toplum içinde bir kesimin anlaşmayı sağlamak amacıyla oluşturduğu
dil olan argo, özel diller içerisinde yer almakta olup oldukça sanatlı bir
dildir (Aksan, 2009:89). Örneğin inek, sığıra verilen addır. Oysa bu
kelime argoda çok çalışan insanlar için kullanılmaktadır. Bunun gibi
bir şeyi yüksek bir yerden geçirmek anlamında kullanılan aşırmak
kelimesi argoda “çalmak, araklamak” anlamındadır
• Özel diller içerisinde yer alan bir başka tür ise jargondur.
TDK’de jargon, “Aynı meslek veya topluluktaki
insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil
veya söz dağarcığı.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Hukukçuların ve tıpçıların konuştukları dil, jargona örnek
olarak verilebilir (Metin, 2006).
• Argo ve jargon genelde birbirine karıştırılan terimler olsa
da jargon, argodan farklıdır. Bu farklılığı ise jargonun
tanımında gizlidir. Argoda ortak dilden yararlanılırken
jargonda ortak dilden yararlanılmaz hatta kullanılacak
sözcüklerin yapısı bozulur. Bu sebeple jargonun konuşan
kişiler dışında anlaşılması zordur (Aksan, 2009:90).
7. Lehçe

• Toplulukların bağımsızlık sembolü olan, iletişim özelliğinin


yanı sıra geçmişle gelecek arasında köprü vazifesi gören
dilde zamanla farklı kollar oluşmuştur. Lehçe de bu
kollardan biridir. Gramer Terimleri Sözlüğü (2003)’nde
lehçe “Bir dilin tarihî, siyasî, sosyal ve kültürel nedenlerle
değişik bölgelerde, zamanla ses yapısı, şekil yapısı ve
kelime hazinesi bakımından önemli farklarla birbirinden
ayrılan kollarından her biri.” olarak tanımlanmaktadır.
• Lehçelerde ses, şekil ve kelime ayrılıkları oldukça fazladır.
Sibirya’nın kuzeyinde oturan Yakutların konuştuğu dil
Yakutça, Volga’nın iki kolunun kesiştiği bölgede oturan
Çuvaşların dili Çuvaşça, Türkçenin lehçeleridir.
8. Şive
• Şive “1. Söyleyiş özelliği, 2. Tarz, tavır, üslup, 3. Naz, eda.”, “Bir dilin
bilinen tarihî seyri içinde ayrılmış olup bazı ses ve şekil ayrılıklarını
gösteren kolları.” şeklinde tanımlanmaktadır (TDK, 2011; Ergin, 2011).

• Lehçe ve şiveler dilin gücünü göstermesi bakımından önemlidir. Ancak


alanyazın incelendiğinde lehçe ve şive konusunda bir adlandırma
sorunu olduğu görülmektedir. “Lehçe mi şive mi?” sorusu
araştırmacılar arasında hararetli tartışmalara neden olmuştur. Ancak bu
tartışmanın günümüzde eskisi kadar gündemde olmadığını söylemek
gerekir. Tekin (1992) kendisiyle yapılan bir söyleşide Fransızca asıllı
aksan kelimesinin karşılığı olan şivenin dillerin sınıflandırılmasında
kullanılamayacağını söyleyerek “şive” adlandırmasını kabul etmediğini
göstermiştir. Ergin (2011) ise bu görüşlerin aksine Kırgızca, Kazakça,
Özbekçe, Azerbaycan Türkçesi ve Osmanlı Türkçesi vb. Türkçenin
şiveleri olarak kabul etmektedir.
9. Ağız
• Bir dildeki kelimelerin söylenişi her zaman aynı olmamaktadır.
Kelimeler kişilere ve bölgelere göre farklı seslendirilmektedir. Bu
söyleyiş farklılıkları ise ağızları oluşturmaktadır: Yozgat, Çorum,
Konya, Erzurum vb. Türkiye Türkçesinin ağızlarıdır.

• Ağızlar, konuşma dilini oluşturmaktadır. Yazı dilinde sadece İstanbul


Türkçesi kullanılmaktadır. Örneğin, bazı bölgelerde “Gırşehir”
olarak seslendirilen “Kırşehir” ili yazıda Kırşehir olarak
yazılmaktadır. Bu yazı dilinin kurallara uyan bir dil olduğunu
hatırlatmaktadır.
• Ağızlar da tıpkı lehçe ve şiveler gibi Türkçenin zenginliğidir. Ağızlar
dilin geçirdiği aşamaları ve geçmişini göstermesinde önemli bir rol
oynar. Bu nedenle araştırmacılara Türkçenin ağızları ile ilgili
çalışmaların sayısını artırmaları tavsiye edilmektedir.
10. Standart Dil

• Standart dil, bir toplumda diğer ağızlara göre konuşur sayısı


daha fazla olan, kurallardan oluşan bir dildir ve toplum
içinde konuşulan ağızlardan seçilir. “Standart dilin de
aslında belli bir ağza dayandığı unutulmamalıdır.”
• Standart dil bir yazı dilidir (Demir, 2010). Örneğin, “Hava
soğuk.” ve “Hava suug.” cümlelerini inceleyelim. “Hangisi
doğrudur?” gibi bir soruyla karşılaştığınızda muhtemelen
birinci cümlenin doğru olduğunu söyleyeceksiniz. Aslında
her iki cümlede doğrudur. Çünkü ikisi de Türkçenin
ağızlarına örnektir. Ancak yazı dili açısından
incelediğimizde birinci cümle doğrudur. Çünkü standart
Türkçeye uygundur ve yazıda kullanılmaktadır.
• Standart dil; edebiyat dilidir, bilim dilidir, devlet
dilidir. Dil türleri içinde sadece standart dilin bölgeler
üstü bir özelliği vardır. Çünkü bütün üst düzey kurum
ve kuruluşlarda, sanatsal, eğitsel vb. metinlerde
standart dil kullanılmaktadır. Bu sebeple okullarda
standart dilde konuşma ve yazma çalışmalarına önem
verilmeli ve yapılan çalışmaların sayısı artırılmalıdır.
11. İzole Dil

• İzole dil, bir dil ailesi içinde yer alan ancak coğrafi bakımdan
ailenin diğer üyelerine komşu ya da yakın olmayan ya da
eldeki dil bilimsel verilere göre herhangi bir dil ailesi içinde
yer almayan veya aynı dil ailesi içinde yakın akrabası
bulunmayan dildir. Örneğin tarihî Mezopotamya dillerinden
Sümerce, Orta Asya’daki tarihî Hint-Avrupa dili Toharca,
Doğu Sibirya’daki Gilyak, modern İberik yarımadasında
Baskça coğrafi bakımdan izole dillerdir. Hint- Avrupa dilleri
oldukları halde bu aile içinde yakın akrabaları bulunmayan
Arnavutça ve Yunanca da akrabalık ilişkileri bakımından izole
dillerdir.
12. Kutsal Diller

Dil bilimsel bakımdan dillere kutsallık


atfedilmez, ancak kimi dinlerin öğretilerinin
vaaz edildiği diller o dinlerin inanırları
tarafından kutsal kabul edilir. Örneğin, Yahudilik
için Klasik İbranice, Hinduizm için Sanskrit,
Budizm için Prakrit (Pali), İslam dünyası için
Klasik Arapça kutsal dillerdir.
13. Yapay Diller

• İnsanlar arasındaki sorunların önemli ölçüde birbirini


anlamamaktan kaynaklandığını, bu nedenle iletişim
engellerinin ortadan kaldırılmasının, insanların birbirlerini
kolayca anlayabilmesinin önemli olduğunu düşünen bilim
insanları, düşünürler, sanatçılar yüzyıllar boyunca ortak bir
dil oluşturmayı düşünmüşlerdir. Genellikle Latince, Grekçe
ortak ve yaygın sözcüklerle ve basitleştirilmiş dil bilgisi
kurallarıyla öğrenme kolaylığı, yaygın ana dillere yakınlık,
işlevsellik vb. sağlamak üzere ilk yapay dil, Volapük (Dünya
Dili) 1880 yılında Johann Martin Schleyer tarafından;
Esperanto (Ümit Dili), 1887 Ludwig Zamenhof tarafından
oluşturulmuştur.
14. Çok dillilik

• Anadilinin ve statüsü ne olursa olsun sonradan


öğrenilmiş diğer dillerin insanlar arasında
iletişim amaçlı konuşulmasıdır.
(multilingualizm) (bilingualizm: iki dillilik)

You might also like