Mononükleer Fagositik Sistem (Retiküloendotelyal Sistem (Res) ) Tanımı

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 17

MONONÜKLEER FAGOSİTİK SİSTEM

(retiküloendotelyal sistem)
TANIMI

Prof. Dr. Serap IŞIKSOY


ESOGÜ Tıp Fakültesi Patoloji Ana Bilim Dalı
MONONÜKLEER FAGOSİTİK SİSTEM
İNFLAMATUAR YANITIN OLUŞUMUNDA VE

ADAPTİF İMMÜNSİSTEM İLE ETKİLEŞİMDE ESAS ROLÜ OYNAMAKTADIR.


İmmün sistemin iki majör alt sistemi vardır, bunların hedeflerinin
natürü ve immün yanıtlarının tipi farklıdır.
Doğuştan gelen immün sistem
Kemik iliğinde diferansiyasyonu olan
ve vücutda dolaşan myeloid seri aracılığı ile fonksiyon görür
ve çeşitli patojenlere karşı savunma oluşturur. Primitiftir ve
nonspesifiktir, immünolojik hafıza gerekli değildir.

Adaptif immün sistem


daha sofistike immün yanıt oluşturur.
Bu immün yanıt yada immünolojik savunma antijen spesifiktir
ve bir hafıza ile karekterizedir. Adaptif immün yanıtın başlaması için
antijen sunan hücreler gereklidir.
B ve T hücreleri üzerinde Ag spesifik reseptörler vardır,
T hücrelerine MHC aracılığı ile antijen sunulur; antijen sunma işlevini
gören Mononükleer fagositik sistem (MFS ) hücreleridir.
Doğumsal ve adaptif immün sistem sinyalleri düzenleyen kompleks bir ağ oluşturarak
aktivitelerini düzenlemektedir.
Dendiritik hücrelerin (DC) bu iki immünistemin bağlantıları arasında en önemli role
sahip olduğu düşünülmektedir. Vücudumuza giren mikroorganizmaların
bulunduğuna dair PRR denilen doğumsal antijen reseptörleri aracılığı ile oluşan
duyarlılığa ilaveten dendiritik hücreler de T ve B hücrelerini aktive ederler ,
bunu da ilk karşılaşılan (naive) antijenleri bu haliyle ya da bir takım aşmalardadan geçirerek
T ve B hücrelerindeki TCR ve BCR denilen adaptif reseptörlerine tanıtarak gerçekleştirirler.
DC ler kemokin sitokin salgılayarak T ve B hücrelerin gelmesi aktive olması ve
Diferansiyasyonunu sağlarlar ; oluşan efektör hücreler granulosit ve makrofajların
,fagositoz, öldürme ve inflamatuar fonksiyonlarını arttırır, bunlarıda salgıladıkları
sitokinler ve antikorlar aracılığı ile gerçekleştirirler.
Primer lenfoid organlar
Kemik iliği
Timus

Sekonder lenfoid organlar


Lenf nodları
Dalak
Mukozal lenfoid dokudur.
Doğuştan gelen immünite

Gamma-delta T
hücreleri,
NK hücreleri, NK
benzeri hücreler

Toll benzeri reseptörler

Sitokinler
Kemokinler
Kompleman

Apoptotik ve nekrotik hücre ölümü yolakları

Bariyer immünitede en önemli rolü oynayan ilk savunma


Hematopoetik ve lenfoid doku tümörlerinin WHO sınıflaması kitabı, 2017, sa 190
Jaffe ES nin .modellemesi
Adaptif İmmün yanıt

B T
hücresi hücresi

APC

B ve T
T hücrelerine
hücrelerde Ag
MHC aracılığı ile
spesifik
Ag sunumu
reseptörler

Spesifik ve hafıza ile karakterize immunolojik yanıt oluşur


Hematopoetik ve lenfoid doku tümörlerinin WHO sınıflaması kitabı, 2017, sa 190
Jaffe ES nin .modellemesi
Mononükleer fagositik sistem adaptif immün sistem ile
iletişim halindedir, inflamatuar yanıtı yönlendirmede rol
oynar.

Mononükleer fagositik sistem farklı yüzey antijenleri, farklı


fagositik ve antijen sunma aktivitesi ve gen ekspresyonları
olan çeşitli hücreleri içerir.

Bu hücreler monositler, makrofajlar ve dendiritik


hücrelerdir.
HSC
Multipotent progenitörler,
lenfoid primed multipotent Progenitörler( LMPP)

Ortak(common) myeloid progenitörler (OMP) ve


ortak lenfoid P (OLP) olarak farklılaşır.

OMP lerden
-----megakaryositik ve eritroid P (MEP); ve
-----granulosit ve makrofaj progenitörleri
OLP lerden B Lenfoid Progenitör, NK ve Timusta erken timosit
Progenitörler oluşur. Timusda CD4 ve CD8 pozitif T lenfositler gelişir.
- Son zamanlarda başka bir progenitör hücre olduğu öne sürülmektedir.
Bu insanlarda multilenfoid progenitör olarak tanımlanmış
erken lenfoid progenitördür ve bu granulosit- monosit progenitör
ve ortak (common) lenfoid progenitöre farklılaşır.
Monositler GMP lerden oluşur ve monoblast promonosit
ve matür monositlere dönüşür.
Matürleştikçe nükleer katlantıları artar, sitoplazmaları
. genişler ve granüller oluşur. Ancak monositlerin
morfolojileri aktivasyonlarına göre değişir.
Monositler kemik iliğinde geliştikten sonra kana geçerler
kan hücrelerinin %10 nunu oluştururlar; 3 saat- 3 gün
dolaşırlar burda çoğalma kapasiteleri sınırlıdır, dokuda
yerleşerek makrofajlara ya da inflamatuar dendiritik
hücrelere dönüşürler, yani monositler dalak ya da diğer
spesifik dokularda makrofaj havuzları olarak depolanırlar.
Monosit ve makrofajlar patojenlerin fagositozunu
yapabilirler, sitokin salgılarlar, ve bunlar aracılığı ile adaptif
immün yanıt ile iletişim içerisindedirler ve infeksiyonları
temizlemek için Class II MHC’ ler aracılığı ile antijen
sunarlar
Monositler periferal dokulara gittiklerinde bulundukları yere göre
isim alırlar.
-Nervöz sistemde mikroglia, karaciğerde
sinuzoidleri döşedikleri yerde Kupffer hücreleri, akciğerde
alveolar makrofaj, kemiklerde Osteoklast, interkonnektif dokuda
Histiyosit, peritonda peritoneal makrofaj, lenf nodunda
subkapsuler makrofaj gibi.
Monositler gibi makrofajlar da fonksiyonlarına göre sınıflanırlar.
M1, M2, ve tümör ilişkili makrofajlar olarak. Bu özellikler
SALGILADIKLARI SİTOKİNLER VE İNDÜKLEDİKLERİ T-HELPER YANITI
YETENEKLERİNE GÖRE belirlenir.

M1 makrofajlar artmış antijen presente etme yeteneğine sahiptir


ve LPS ya da IFN- gama ile aktive olurlar

M2 makrofajlar parazitler yaralanmalar, doku onarımı ve


diğer antiinflamatuar yanıtla ilişkilidir. IL4 ve IL13 ile aktive olurlar.

M1 ve M2 makrofajlar biribirinin fonksiyonlarını dönüşerek


yapabilirler.

Tümör ilişkili makrofajlar fenotipik olarak M2’lere benzer


fonksiyonları farklıdır. İmmün yanıtı baskılarlar ve
tümör genezini promote ederler
Dendiritik hücreler
Farklı yollardan gelişebilmekte olup doğumsal ve
sonradan gelişen adaptif immün sistemi birbirleriyle ilişkilendiren
bağlayan kritik bir role sahiptir. İmmatür formları daha az iğsi formda
olup, matür olanların lamellipodia’ları vardır.
Mononükleer fagositik sistemin bir parçası olarak kabul edilmektedir,
hücre kökenleri ve fonksiyonlarına göre 4 majör grup oluşturur.
-Konvansiyonel ya da klasik DH ler
-Plazmasitoid DH ler
-Langerhans DH ler
-Monositlerden gelişen DH ler

Lenf nodlarında bulunan DH LER MONOSİTLERDEN GELİŞMEZLER.


Kökenleri kemik iliğindeki pre DH lerdir.
--Bu Pre DH’ler sadece KLASİK DH lere ve makrofajlara dönüşürler.

Aktivasyonlarına göre marker ekspresyonları değişir bu da


biyolojilerine yönelik çalışmaları zorlaştırır.
Pre DH den gelişen DH LER LENF NODLARINDA GEZİCİ YA DA KALICIDIR
Gezici olanlar da
*interstisyel ve *CD11b pozitif,
*CD103 negatif DH ler olmak üzere 2 formdadır.

migratuvar olanlar dokularda yerleşik iken fagositik aktivasyon


yaparlar, ancak antijenlerle aktive olduklarında
MHCII ekspresyonları artar ve antijenlerini sundukları
T lenfositlerin bulunduğu lenf nodlarına göç ederler.
Lenfoid dokuda yerleşik olanlar tüm sekonder lenfoid
dokularda
bulunur ve CD4 ve CD8 EKSPRESYONLARINA GÖRE alt
sınıflandırılırlar.
Lenf nodundaki yerleşik olanlar kanda dolaşan ve lenfatik
sisteme
giren antijen survelansı açısından gereklidir.

-Lenfoid olmayan dokularda monositlerden derive olurlar


ya da kemik iliğinden gelirler. Bunlar konvansiyonel DH
lerdekine
benzer antijen sunumu yetenekleri vardır, CD11c ,MHCII,
CD209a
MAC pozitiftir.
Antijen ile karşılaşan immatür dendiritik hücre aktive olur,
lenf noduna gitmek üzere hazırlanır
ve lenfatik damara girerek lenf noduna göç eder,
lenf nodunda bu antijen taşıyan DH ,
CD4 ve CD8 pozitif naïve T hücreleriyle etkileşime girer
ve bu hücreler IL2 etkisiyle çoğalır
efektör ve hafıza T hücreleri oluşur
Diferansiye olan bu efektör ve hafıza Th1 ve CD8 pozitif
sitotoksik T hücreleri dolaşıma geçerek antijenin olduğu
hedef dokuya gider ve burada
CD4 pozitif efektör hücre (Th1, Th17),
mikrobu içine almış makrofajı salgıladığı sitokin aracılığı
ile aktive ederek içindeki mikrobu öldürmesini sağlar.
İnflamasyonu başlatır
CD8 pozitif T lenfosit aracılığı ile infekte hücre öldürülür.

You might also like