Professional Documents
Culture Documents
Ders
Ders
ÜNITE
15. YÜZYIL-17. YÜZYIL
FELSEFESI
ÜNİTE KONULARI
3.1. 15. YÜZYIL-17. YÜZYIL FELSEFESİNİN ORTAYA ÇIKIŞI
3.2. 15. YÜZYIL-17. YÜZYIL FELSEFESİNİN AYIRICI NİTELİKLERİ
3.3. 15. YÜZYIL-17. YÜZYIL FİLOZOFLARININ FELSEFİ
GÖRÜŞLERİNİN ANALİZİ
3.4. 15. YÜZYIL-17. YÜZYIL FELSEFESİNİN DÜŞÜNCE VE
ARGÜMANLARINI DEĞERLENDİRME
•TEMEL KAVRAMLAR
Hümanizm •Bilim •Ütopya •Akıl
Krallıklar dönemi..Yeni bir çağ
1400
1500
15. YÜ ZY IL – 17. Y Ü ZYIL D Ü ŞÜN ÜR LE R İ VE
1600
1700
15. Yüzyıl-17. Yüzyıl Düşünürleri ve Filozofları
- Machiavelli (Makyevelli) (1469-1527)
- Nicolai Kopernik (Kopernik) (1473-1543)
- Thomas More (Mor) (1478-1535)
12. yüzyıla doğru İslam dininin geniş bir coğrafyaya yayılması, beraberinde bilim ve
felsefenin de bu coğrafyalarda gelişmesini sağlamıştır.
Bu durum, Bağdat, Tunus, Toledo, Sicilya, Solerno gibi yerleri bilim ve felsefenin
merkezi konumuna getirmiş; astronomi, tıp ve felsefe gibi alanlarda gelişmeler olmuştur.
Görsel 3.1: Zeytuniye Üniversitesi, Tunus, MS 732 İbn Haldun
12. yüzyıldan itibaren Batı; ilk olarak İslam ilimleri, Antik Yunan, Hint ve Mısır
eserlerini Arapçadan kendi dillerine çevirmeye başlamıştır.
İbn Sînâ
Genel olarak çeviri
hareketleri 12. yüzyılda
Afrikalı Konstantin’in
Tunus’tan getirdiği tıp
alanındaki eserleri
Salerno’da Latinceye
kazandırmasıyla
başlamıştır.
Nasreddin-i Tusî
Çeviri hareketinin
yoğun olarak 16-17.
yüzyılın sonlarına kadar
devam ettiği
görülmektedir. İki
kültürün etkileşimi,
Antik Yunan
felsefesinin neredeyse
tamamının Batı
tarafından
öğrenilmesini sağlamış
ve dolayısıyla
Rönesans’ın ortaya
çıkmasının
nedenlerinden biri
olmuştur.
İbn Sînâ’nın uçan adam metaforunda gözleri kapalı,
kulakları işitmeyen, bedeninin herhangi bir noktası
kendisine değmeyen, havada öylece salınan bir adam
tasavvur edilir. Adam, bedene sahip olduğunu bilmiyor
ancak düşünüyor, düşündüğünü bilerek düşünüyor. Var
olduğunu, bir başkasının onun varlığını onaylamasına ve
kendisini inandıracak bir başka bilince gerek duymadan
düşünüyor.
UYGULAMA
Aşağıdaki metni okuyup metinden hareketle verilen soruyu cevaplayınız.
17. yüzyılda yaşamış filozof Digby, İbn Sînâ’nın ruh hakkındaki düşüncelerini ve
onun uçan adam metaforunu yakından takip eder. Metaforda gözleri kapalı, kulakları
işitmeyen, bedeninin herhangi bir noktası kendisine değmeyen, havada öylece salınan
bir adam tasavvur edilir. Adam, bedene sahip olduğunu bilmiyor ancak düşünüyor,
düşündüğünü bilerek düşünüyor. Var olduğunu, bir başkasının onun varlığını
onaylamasına ve kendisini inandıracak bir başka bilince gerek duymadan düşünüyor.
“Digby, İbn Sînâ’ya ait ruhun bedenden ayrı varlığı olduğu ve ruhun varlığının
farkında olduğuna dair kanıtlarını inceler. İbn Sînâ’dan esinlendiği şey “uçan adam”
metaforudur. Kaleme aldığı denemesinde İbn Sînâ’nın Latinceye çevirilen ‘Almahad’
ve Descartes’ın ‘Metod’ eserinde aynı tespitin bulunduğuna dikkat çeker. İkisi de aynı
şeyi kastederek şöyle demektedir. Benliğimi yürümemi, konuşmamı, düşünmemi
sağlayan kişiden (bedenden) soyutlasam; bacaklarım ve dilim olmayıp da
yürüyemesem ama hayatta olsam bana sadece zihnim karşılık verecektir. Sonuçta aynı
şey olarak kaldığımı, benliğimin kaybolmadığını bilirim.”
Veysel Kaya, İbn Sînâ’nın Batı Dünyasındaki Etkileri
Soru
Digby’nin yorumundan hareketle filozofların düşüncelerinin biçimlenmesinde
çevirinin etkisini tartışınız.