Gestalt Kuramı

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 13

GESTALT KURAMI

ÖĞRETMEN ADI ; AĞAH TUĞRUL KORUCU


Ö Ğ R E N C İ A D I ; İ S M A İ L K A R AY E L
Gestalt Kuramı Nedir?
Gestalt psikolojisi ya da gestaltizm 1912’de Almanya Wertheimer’in yazdığı bir makale
ile başlamış ve kuramının ilkelerini Wertheimer, Köhler ve Koffka tarafından
geliştirilmiştir. Bu kurama göre bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade
eder ve birey, bütünü parçalarına ayrıştırarak değil, bütünlük içinde algılar.Yazının
giriş kısmında anlamın aslında şekil,biçim ve bütünlük olduğunu söylemiştim. Bir
davranışı parçalarına bölmek, onun bütünlüğünü bozmaktadır. Aynı zamanda anlam
ve niteliğini değiştirmektedir. Örneğin, bir nehirde su zerrecikleri her an değişmektedir.
Ancak nehir varlığını sürdürmektedir. Bir toplum içerisinde insanlar doğup, büyür ve
ölürler. Ama toplum süre gider. “Kalem” sözcüğünü “k-a-l-e-m” harflerine böldüğümüz
zaman anlamı kalmaz. Doğadaki nesneler ve olaylar da en küçük parçaları değil, büyük
parçaları ve bütünü incelendiğinde daha iyi anlaşılabilmektedir.
Gestalt psikologları algı konusunda birçok uyaranın karışık bağlantıları sonucu insan
algısının ürün çıkardığını öne sürmüşlerdir. Uyaran-sonuç ilişkisine odaklanan
davranışsalcıların aksine Gestalt psikologları bilişsel sürecin organizasyonunu anlamaya
çalışmışlardır. Gestalt etkisi beynimizin, özellikle basit ve bağlantısız
ögeleri (çizgiler, noktalar, eğriler…) görsel olarak bir araya getirerek, tanıdık ve
bütün figürler çıkarma kabiliyetine denir. Günümüz davranışçı kuramda öğrenmeyi
sadece uyarı-tepki ilişkisi içerisinde değerlendiriyordu. Davranışçı kuramın
aksine, gestalt psikolojisi zihnin uyarıcılar arasında bir bağlantı (örüntü) kurduğunu
savunur.
Örneğin, sıcak sudan çıkan elimize ılık su, soğuk su gibi geldiği halde, buzlu sudan
çıkan elimize aynı derecedeki ılık su sıcak gibi gelmektedir. Çok tatlı yendikten sonra
yenilen bir meyve, bireye olduğundan daha tatsız gelmektedir. Peki, bu kurama neden
ihtiyaç duyulmuştur? Bu soruyu cevaplayabilmek için algı kelimesini incelemek
gerekir. Algı; dikkatin yöneltildiği herhangi bir şey hakkında duyu organları aracılığıyla
edinilen bilgilerdir. Dikkat edilen şeyin bilince varması durumu da algılamaktır.
Gestalt İlkeleri Nelerdir ?
Gestalt okulu, psikolojik araştırmalara yaklaşımı yeniden tanımlamak içim girişimlerde
bulunan bir dizi teorik (kuramsal) ve metodolojik (yöntem-bilimsel) ilkeler üzerinde çalıştı.
Bu, 20. Yüzyılın başında geliştirilen, geleneksel bilimsel metodolojiye dayalı olan ve çalışma
konusunu, onun karışıklığını azaltma amacıyla ayrı ayrı analiz edilebilecek bir dizi parçalara
ayıran araştırmalara terstir.
Gestalt kuramının ana bileşenleri olan Gestalt İlkeleri, tasarımda görsel algıyı açıklamak
amacıyla kullanılır. Bu ilkeler şunlardır:
• Yakınlık İlkesi: • Ortak Kader İlkesi:
• Benzerlik İlkesi: • Devamlılık İlkesi:
• Tamamlama (Kapatma) • İyi Gestalt İlkesi (Prägnanz İlkesi):
İlkesi: • Geçmiş Deneyim İlkesi:
• Simetri İlkesi:
Yakınlık İlkesi:

Bu ilkeye göre insanlar çeşitli nesneleri algılarken birbirine yakın olanları


grup oluşturarak algılarlar. Bu ilke günlük hayatta sık sık reklam
amblemlerinde, olayın ilişkili yönünü vurgulamak için kullanılır.
Benzerlik İlkesi:

Bu ilkeye göre eğer parçalar


birbirine benziyorsa, bu çeşitli
parçalar algısal olarak birbirleriyle
gruplaşır. Bu benzerlik; şekil, renk,
gölgelendirme ya da bu gibi diğer
özelliklerle meydana gelebilir. Algı
sıraları benzerlik ilkesinden
kaynaklanır.
Tamamlama (Kapatma) İlkesi:
Bu ilkeye göre nesneler
tamamlanmasa bile insanlar bu
nesneleri bütün bir şekil, harf,
resim gibi algılar. Yani resmin
bütünün bazı parçaları olmadığı
zaman bizim algımız bu görsel
parçaları tamamlar.
Simetri İlkesi:

Bu ilkeye göre akıl nesneleri simetrik olarak ve bir merkez noktası etrafında
şekillendirerek algılar. Nesneleri eşit sayıda simetrik olarak bölmek algısal
olarak memnuniyet vericidir. Sonuç olarak birbirine bağlı olmayan iki simetrik
parça olduğunda akıl algısal olarak uyumlu bir şekil oluşturmak için onları
birleştirir. Birleşik simetrik nesne oluşturmak için grup olan nesneler simetrik
nesneler arasındaki benzerliği arttırabilir.
Ortak Kader İlkesi:
Bu ilkeye göre nesneler düzgün bir yörünge şeklinde ilerleyen sıralar
olarak algılanır. Araştırmacılar görsel duyu şekilleri (modeliteleri) kullanarak
insanların yörünge üzerindeki hareketli unsurlardan oluşan objeyi algılamasını
bulmuşlar. Bu ilke aynı hareket eğilimi ve sonuçta aynı yörünge üzerinde olan bir
araya gruplanmış nesneleri ifade eder.
Devamlılık İlkesi:
Devamlılık İlkesi, nesnelerin parçalarının bir grup oluşturuyormuş gibi algılanma
eğiliminde olduğunu, ve bu sebeple bir nesnenin parçalarının, yan yana
konumlandırıldıkları durumda algısal bütünlük yarattıklarını belirtir. İki nesnenin
kesişmeleri durumunda, bireyler bu iki nesneyi iki ayrı bölünmemiş nesne şeklinde
algılarlar. Uyarıcılar, kesişime rağmen ayrı görünmeyi sürdürürler. Keskin ve net yön
değişimleri olan nesneleri grup olarak görüp tek bir nesne olarak daha az algılama
eğilimindeyizdir.
İyi Gestalt İlkesi (Prägnanz İlkesi):
Eğer bir nesnenin parçaları düzenli, yalın ve sıralı bir örüntü
oluşturuyorlarsa grup oluşturuyorlarmış gibi algılanırlar. Bu yasadan
çıkarılabilecek şey şudur: Bireyler dünyayı algılarken karmaşık ve yabancı olanı
ortadan kaldırırlar ki gerçekliği en yalın hali ile gözlemleyebilsinler. Konu dışı
uyarıcıları dikkate almamak aklın çevresini anlamlandırmasına yardımcı olur.
Algılama sırasında yaratılan bu anlam, zihnin konumsal ilişkilerden üstün tuttuğu
evrensel düzen unsurlarının yardımıyladır. İyi Gestalt İlkesi, tüm gestalt
teorisinin temeli olan netlik fikrine odaklanır. Bu yasa aynı zamanda Prägnanz
İlkesi olarak da adlandırılır. Prägnanz, direkt olarak “özlülük” anlamına gelen
Almanca bir kelimedir ve belirginlik, netlik ve düzenlilik anlamlarını taşır.
Geçmiş Deneyim İlkesi:
Geçmiş Deneyim İlkesi’ne göre
bazı koşullarda görsel uyarıcılar
geçmiş deneyimlere göre
kategorize edilir. Eğer iki nesne
mekansal yakınlık içinde veya
küçük zaman aralıklarında birlikte
gözlemlenmişlerse bu nesnelerin
birlikte algılanma ihtimali
yüksektir.
İSMAİL KARAYEL
20317271009

You might also like