Professional Documents
Culture Documents
Sosyoloji̇k Düşünmek
Sosyoloji̇k Düşünmek
Sosyoloji̇k Düşünmek
DÜŞÜNMEK
ZYGMUNT BAUMAN
Özgürlük ve Bağımlılık
• “Biz” ait olduğumuz grup anlamına gelir. Bu grup içindekileri gayet iyi
anlarız ve anladığımız için nasıl sürdüreceğimizi iyi biliriz, kendimizi
güvende hissederiz, içinde olmaktan hoşlanırız. “onlar” grubunun işleyişine
dair ise pek bir bilgimiz yoktur. Bu yüzden bu grubun yaptığı her ne ise
bizim için genelde kestirilemez ve korkutucu şeylerdir. “biz” ve “onlar”
ancak birlikte karşılıklı çatışma içinde anlaşabilirler. İç grup bizdendir
fakat dış gruba her zaman önyargıyla yaklaşılır. Irkçılık yaklaşımı gibi.
• İç grup duygusu olmadan dış grup, dış grup duygusu olmadan da iç
grup olamayacağını vurgulanır. Birlikte sorunsuzca yaşamak ve bu
gruplar arasıda çatışma çıkmaması için emsal duygusunu güçlendirip
bu sanata hakim olmak gerekir. Emsal duygusu öteki kişileri bizim
gibi özneler olarak kavrama, onların da kendi hedefleri ve bu
hedefleri gözetmeye hakları olduğunu, bizimkine benzer duygular
yaşadığını, benzer zevk alma ve acı duyma özellikleri taşıdıklarını
kabul etme yetimizden ibarettir.
• Dış grup, iç grubun hayali olarak zıddıdır ve iç grubun dış gruba
ihtiyacı vardır. İçerinin değerini verebilmek için bir dışarısı
olmalıdır. İdeal iç grup örneği ailedir.
Yabancılar
• İnsani etkileşim çoğu kez birbiriyle çelişen iki ilkenin bakışma baskısına teslim
olur; eşdeğerler mübadelesi ve armağan ilkeleri.
Bu bölümde armağanın ilkeleri ele alınıyor ve armağanla mübadelenin zıtlığı
karşısında ortaya çıkan çıkarcılık vurgulanıyor.
Mübadele durumunda asıl olan öz çıkardır.
• Armağanda ise alıcının niteliğine bakılmaksızın verilmesi durumu ön plandadır,
çıkarsızdır yani. Sadece ihtiyacı olduğu için herhangi bir kişiye sunulur. Şu da bir
gerçek ki eğer duyguların yargılara mübadelesine izin verilirse zararlı olabilirler.
Mesela banka yetkilimiz acıdığı için ve çektiğimiz sıkıntıyı anladığı için borç
vermeye karar verir ve bu nedenle bizim parasal savrukluğumuzu dikkate almazsa
kolaylıkla temsil ettiği bankanın zarar görmesine neden olabilir. Duygu kişisel
ilişkilerin vazgeçilmez bir parçası iken kişisel olmayan ilişkilerde böyle bir özelliği
kalmamıştır.
Güç ve Seçim
• Kendini koruma, bir şeye sahip olmak ihtiyacının getirdiği bir tür
zorunluluk ya da baskıdır. O şeyi ele geçirmek kendimizi korumamızın
ve hata hayatta kalmamızın bir koşuludur. Bir şey ihtiyaç
duyulduğundan iyidir, bir şey biz ona ihtiyaç duyuyorsak iyidir.
• Bir şeye sahip olmak ötekilere ona ulaşma imkânı vermemek
anlamına gelir. Bu nedenle sahip olma, her şeyden önce bir
dışlama ilişkisidir. Sahip olan ile sahip olmayan arasında asimetrik
bir ilişki kurulur; çünkü sahip olmayanı ihtiyaç halinde sahibe
bağımlı kılar. Neticede bu tür bir ilişkide bağımlı kılan güç
sahibidir. Burada özgürlük ve bağımlılığa gönderme yaparak güç
sahibinin bağımlı olana göre daha özgür olduğunu hatırlatır.
Doğa ve Kültür