Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 46

Teknoloji, teknoloji

transferi, patent, know


how ve markalar
İnsanoğlu bugünkü teknik seviyeye, yüzyıllar boyunca kazanılan
bilgi ve tecrübeleri derleyerek, bu biriken bilgilere her gün yenilerini
ekleyerek gelmiştir. Varılan daha doğrusu erişilen bu seviye ile de
yetinmemekte, durmadan tabiatın sırlarını çözmeye çalışarak da
yeni imkânlar yaratmaktadır. Düne kadar edindiğimiz bilgiler,
tabiatın sırlarının tesadüfen çözülmesiyle kazanılmaktaydı. Bugün
ise "sistematik araştırma" yolu ile, yüzyılların kazandırabilecekleri
tecrübe ve bilgiler, çok daha kestirme yoldan, daha yoğun bir
biçimde elde edilmektedir. Dünya çapında yapılan yayınlar
sayesinde de, başkalarının eriştikleri sonuçlar, hepimize ulaşmakta,
bizim aynı konuya zaman, emek ve para sarf etmemize lüzum
bırakmamaktadır.
Başkaları tarafından toplanan bilgileri sanayide uygulamak yeni
usullere bağlanmıştır. Bir ücret karşılığında, geliştirilen teknolojileri
transfer etmek mümkündür. Bunları yeniden arayıp bulmaya
çağımızda artık lüzum kalmamıştır.
Bu bölümde teknoloji transferi usullerinin anlatılmasına
çalışılacaktır. Sanayi kollarında da durum hemen hemen aynı olduğu
için onlarda da yararlı olabilir.
Teknik
 Tabiatın sırları çözülerek yüzyıllar boyunca çok büyük bir
"bilgi" birikimi olmuştur. İnsan kafasının kapasitesi sınırlı
olduğu için, hepsini öğrenmek imkânsız hale gelince,
bunlar sınıflandırılarak belli bölümlere ayrılmıştır. Bugün
birer "bilim dalı" şeklinde ayrı ayrı okutulmaktadırlar. Her
bilim dalının "metodu" ve "sistematiği" az çok farklıdır.
Bilim durmadan geliştiği için, bilimin seviyesi de, çağın
seviyesi anlamına gelmektedir.
 Teknik ise bilimin, insanoğlunun yararına kullanılmasıdır.
Teknik tabiat kuvvetleri ile tabiattaki maddeleri hâkimiyet
altına almak ve bu bilgileri insanların yararına, onların
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanmaktır. Kısaca ifade
etmek gerekirse, teknik, biriken bilgilerden insanlık
hizmetinde yararlanma yollarıdır.
 Söz gelimi, demirin ve pirincin özelliklerini bize bilim
öğretir. Bir torna tezgâhında pirinç veya demir malzemeye
şekil vermek birer tekniktir. Çimento ve demirden
betonarme inşaat yapımı da başka bir tekniktir. Aynı işlem
olmasa da, aynı hedefe götüren çeşitli teknikler de
düşünülebilir.
Teknoloji
 Çeşitli tekniklerden tek bir maksat için yararlanabiliriz. Sanayide,
bir maksada yöneltilmiş, bir çok teknik yan yana kullanılır. Bir işin
başından sonuna kadar uygulanan tekniklere toplu olarak
"teknoloji" adı verilir.
 Söz gelimi makine sanayinde torna etmek, delmek, kesmek,
kaynak yapmak, taşlamak, tavlamak, vs. gibi çeşitli teknikler
uygulanır. Bu çeşitli teknikler "makine Teknolojisi"ni meydana
getirirler. Makinelerin imalinde yan yana uygulanırlar.
 Aynı şekilde pancardan şeker üretimini ele alabiliriz. Pancarların
yıkanmaları, tartımı, kıyımı, haşlanması, şerbetin kireçlenmesi,
süzülmesi, için teknikler geliştirilmiştir. Hatta aynı maksat için
birden fazla teknik bilinmektedir. Bu teknikler sayesinde şeker
elde olunur ve bu tekniklerin bir arada uygulanmaları da "şeker
teknolojisi "ni oluşturur.
 Şu halde teknoloji, aynı maksada yöneltilmiş çeşitli tekniklerin bir
arada nasıl uygulandıklarını öğretmek demektir. Bir işin başından
sonuna kadar gerekli teknikleri bir arada öğreten bilim dalıdır.
icat, ihtira, Keşif
 Bulunduğumuz bilgi ve teknik seviyesinden hareket ederek,
yeni "maddeler", yeni "metotlar" ve yeni "cihazlar" veya
"makineler" ortaya koymak birer buluştur. Buna sanayide
"ihtira" denir.
 "İhtira" yaratıcı zekânın, beynin analiz ve sentez
yeteneğine dayanarak ortaya koyduğu bir buluştur.
 Keşif de bir anlamda buluştur. Fakat o tarihe kadar
varlığını bilmediğimiz şeyleri ortaya çıkarmaktır. Tabiat
kuvvetlerinin mahiyetlerini anlamak, tabii hadiseleri izah
etmektir. Coğrafya konularında daha önce mevcut olduğu
halde kimsenin haberi bulunmayan yerleri bulmaktır.
 Keşif ile ihtira çok kez birbirine karıştırılır. Kısaca ifade
etmek gerekirse, keşif, daha önce varlığından haberdar
olmadığımız bir şeyi bulmak veya fark etmektir.
Patent
 Teknikte bir buluş sahibine, kanunların
himayesinde olduğunu göstermek üzere verilen
belgeye "ihtira beratı" (patent) denir. Berat
sahibinin rızası alınmadan kopya edilemeyeceğini
gösterir. Resmen adına tescil edilir.
 Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye
uygulanabilir olan buluşlara yetkili makamlar
tarafından (Türk Patent Enstitüsü) verilen
belgeye kısaca Patent diyebiliriz. Patent belgesi
ile buluş sahibi, buluşunun başkaları tarafından
kullanılmasını engelleme hakkına sahip
olmaktadır.
Know how
 Bir işin başından sonuna kadar nasıl yapılacağını gösteren
bilgilere know how denir. O işin teknolojisi anlamına gelir.
Birikmiş, çok gizli tutulan bilgiler grubudur.
 Bilgi paylaşılabilen bir nitelik olmakla beraber teknolojik
ilerlemeler, ona ticari faktör olma özelliği de katmıştır.
Çeşitli sektörlerde bulunan firmalar yılların getirdiği tecrübe
ve bilgi birikimlerini, rakiplerine karşı pazarlama stratejisi
olarak kullanırlar. Bu birikim ve tecrübelerin tamamına
KNOW-HOW denir.
 Daha kısa bir tanımlama ise KNOW-HOW; bir üründen ya
da yöntemden en kolay ve en verimli biçimde yararlanmayı
sağlayan bilgi (ticari sır)dir.
 Dünya Sanayi Mülkiyeti Koruma Birliği’nin hukuksal
tanımına göre know-how; kazanç amacına yönelik yenilik
taşıyan ve patent edilebilirliğine bakılmaksızın belirli bir
meslek ya da sanayi ile ilgili tekniği uygulamaya dayanan
bütün bilgi ve üretim araçlarıdır.
Know how….
 Bu noktada karşımıza çıkan diğer bir kavram da BİLGİ YÖNETİMİ’ dir. Bilgi yönetimi,
bir firmanın çalışanlarının know-how uygulamalarından elde edilen değer sürecidir.
Şirketlerin ve firmaların, bilgi yönetimini gerçekleştirme evresinde, kurumsal
rollerini geliştirebilmeleri için bir diğer departman olan İnsan Kaynakları’na büyük
rol düşer.
 Bilginin toplumların gelişimi için çok önemlidir. Bilgiyi üretebilen toplumlar gerek
siyasal, gerekse bilimsel, ekonomik, sosyal alanlarda diğer toplumlardan ayırt
edilebilir özellikler taşıyorlar.Nedeni şudur ki; bu ürettikleri bilgiyi diğer toplumlara
pazarlayarak ülkeler arası TEKNOLOJİ TRANSFERLERİ sağlamaktır. Teknoloji;
"araştırma, geliştirme, üretim, pazarlama, satış ve satış sonrası hizmeti kapsayan
bir sanayi sürecinin, etkin ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi için
kullanılabilecek bilgi ve becerilerin tümüdür". Buradan çıkarak: Teknoloji transferi;
gelişmiş ülkelerin ürettikleri teknolojilerini ve sağladıkları bilgileri az gelişmiş ya da
gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerine adapte etmeleridir. Bu adapte şekline
teknoloji danışmanlığı da denilmektedir. Yenilenen teknolojinin ve kazanılan yeni
bilgilerin, verimliliği arttırdığı, büyümeyi hızlandırdığı bilinmektedir. Fakat başka
ülkelerden gelen teknolojiler, bunları alan ülkelerin kültürlerine adapte edilerek,
başarı elde etmeleri sağlanabilir ve böylelikle verim arttırılabilir.
 Sanayi, fabrika ya da üretim yapılan yerler için konuşulursa; makine, teorik ve
teknik bilgi gibi somut bilgilerin yanında önemli olan; bir işin nasıl yapılması
gerektiğini veren bilgi, yani know-how’dur.
Ticari marka, Lisans, Teknik
müşavir, Proje mühendisliği
 Üretilen bir malın, başkalarının mamullerinden ayırt
edilmesi maksadıyla üzerine veya ambalajına konan
işaretlerdir. Tescil ettirilirse kanunlarla himaye edilir
 Patent, know how ve marka gibi sanayide kullanılan gayri
madde hakların kullanılması için verilen "kullanma
müsaadesidir. Satıcıya da "lisansör" denir.
 Teknik konularda danışılan bir şahıs veya firma demektir.
 Bir yatırımda o işin tatbik veya imali için gerekli ayrıntılı
projeleri bir bedel karşılığında yapmağa yöneltilmiş
mühendislik hizmetidir. Çok zaman yapılacak projenin
temel bilgileri, proses esasları daha önce bir lisansör
tarafından sağlanır. Söz gelimi bir boya imal metodunun,
buna ait bilgiye, know how'a sahip bir firma, lisansını verir.
Bir başka mühendislik firması da lisansörün vereceği temel
bilgilere göre kurulacak tesisin projesini yapar.
Teknoloji transferinde kanallar
Çok para, zaman ve emek sarfıyla geliştirilen bir teknolojinin
sahibi, bunu kolaylıkla paraya çevirebilir. Bu teknolojiye
dayanılarak üretilen mal kazanç getirici ise, bu bilgileri
satın almak isteyecek bir çok "yatırımcı" bulunabilir.
Bundan dolayı, teknolojiler çok aranan bilgilerdir. Sahibi de
ülke ülke, kapı kapı dolaşıp isteyenlere satmağa çalışır.
Mesleki dergilerde reklamını yapar. Teknoloji aynı zamanda
satıldıkça tükenmeyen bir mal gibidir; Tıpkı yeniden
bastırılıp piyasaya sürülen bir kitap gibidir.
 Teknolojiyi geliştirenle, ona sahip olmak isteyenler
arasında belli transfer kanalları mevcuttur. Bilgilerin bu
şekilde el değiştirilmesinde aracılık eden transfer kanalları
başlıca şunlardır:
Patentler, Müşavirlik,
Know how, Proje mühendisliği,
Ticari markalar Teknik meslek
literatürü.
Patentler (ihtira beratları)
 Yaratıcı bir zekânın teknikte bir Derlemeye yol
açan buluşunun değerlendirilebilmesi için, bu
buluşun haksız rekabetten korunması gerekir.
Buluş sahibinin sarf ettiği para ve emeği
çıkarabilmesi için teşvik edilmesi ihtiyacı
duyulmuştur. Bir süre buluşunun sonuçlarını
alması arzu edilir. Bu himayeyi devlet sağlar.
 Patentler teknikte bir ilerlemeye yol açan bir
buluşu himaye maksadıyla buluş sahibine
devletin verdiği himaye belgeleridir. Türkçede
"ihtira beratı" denilmektedir. Devletin bir buluşu
koruması, kanunda yer alan usuller gereğince bir
"ihtira beratı" verilerek kesinleşir.
Tarihçe
Dünyada buluşları himaye için ilk çıkartılan kanun 19 Mart 1474'de kabul
edilmiştir. Sonra 1624'de İngiltere'de kabul edilen "Act of Monopolics"
yürürlüğe konmuştur.
 Türkiye'de ilk kanun [10 Mart 1296] (23 Mart 1879)'da kabul edilmiş olup,
esasları 5 Temmuz 1344 tarihli ikinci Fransız Kanunundan alınmıştır.
Bugün PATENT HAKLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAME ile 24/06 /1995 tarihinde uygulmalar
güncellenmiştir.
Buluşları himaye etmek, fakat nizami yollardan milletlerarası teknoloji
transferini de mümkün kılmak maksadı ile 1883 yılında Pariste 11 milletin
katıldığı bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma daha sonra Brüksel (1900),
Washington (1911), Lahey (1925), Londra (1934) Lizbon (1958) ve
Stokholm (1967) toplantılarında ilâve tadillere uğramıştır. Türkiye
15.5.1930'da (1616 sayılı) Lahey 11.4.1967'de ise Stokholm anlaşmalarını
kabul etmiş bulunmaktadır.
1968'de bu teşkilata 79 üye kayıtlı bulunuyordu.
Halen milletlerarası bir organizasyon kurma imkanları incelenmekte, ayrıca
berat formalitelerini birleştirme, patentleri sınıflandırma ve teknik
kolaylaştırma gibi çeşitli konular üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir.
Patentlerin özellikleri
Patent Verilerek Korunacak Buluşlar
Yeni, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluşlar,
patent verilerek korunur.
Aşağıda sayılanlar buluş niteliğinde olmadıkları için bu Kanun Hükmünde
Kararname kapsamı dışında kalır:
a - Keşifler, bilimsel teoriler, matematik metotları;
b - Zihni, ticari ve oyun faaliyetlerine ilişkin plan, usul ve kurallar;
c - Edebiyat ve sanat eserleri, bilim eserleri, estetik niteliği olan yaratmalar,
bilgisayar yazılımları;
d - Bilginin derlenmesi, düzenlenmesi, sunulması ve iletilmesi ile ilgili teknik yönü
bulunmayan usuller.
e - İnsan veya hayvan vücuduna uygulanacak cerrahi ve tedavi usulleri ile insan,
hayvan vücudu ile ilgili teşhis usulleri.
Bu maddenin birinci fıkrasının (e) bendindeki hüküm bu usullerin herhangi birinde
kullanılan terkip ve maddeler ile bunların üretim usullerine uygulanmaz.
Bu maddenin birinci fıkrasında sayılanlar için münhasıran koruma talep edilmesi
halinde patent verilmez.
Aşağıda belirtilen buluşlar patent verilerek korunmaz:
a - Konusu kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı olan buluşlar.
b - Bitki veya hayvan türleri veya önemli ölçüde biyolojik esaslara dayanan bitki
veya hayvan yetiştirilmesi usulleri.
Patentlerin özellikleri
 Buluşa esas olan fikir yeni olmak zorundadır.
Daha önce herhangi bir yerde yayınlanmış veya uygulanmış buluşlar, yeni
sayılmamaktadır. Almanlar son 100 yıl içinde yayınlananları yeni saymıyorlar.
Daha önce yayınlanmış da sonradan ortaya konmuşsa, buna patent veriyorlar,
demektir. Bazı ülkelerde ise, "yenilik" bakımından tahkikat açmaktadır. Ancak
ondan sonra patent verilebilmektedir. Yenilik tah­kikatı yapmadan berat veren
ülkeler de vardır. Fakat yeni olmadığı sonradan anlaşılırsa, ip­tali cihetine gidilir.
 Buluş sanayide uygulanabilmelidir.
Bulunan metot veya madde teorik bir değer taşımamalı, sanayide
uygulanabilmelidir. Akla esen her şey, her fikir patent konusu yapılamaz. Söz
gelimi "Kauntum teorisi" veya "İnsanın menşei teorisi" birer dahiyane buluş da
olsalar, patent konusu olamazlar. Fikri ortaya atarken, nasıl yapılacağını da
göstermek şarttır.
 Buluş konusu, kanunlarla yasaklanmış şeyler olmamalıdır.
Kanunlara ve ahlaka aykırı bulunan buluşlara patent verilmemektedir. Söz gelimi,
ço­cuk düşürmeye yarayan bir buluş için patent istenemez.
 Berat talebi "kanunlarda yazılı usul hükümlerine uygun olarak"
yapılmalıdır.
Her ülkede patentler, kanuni formaliteler yerine getirilirse alınabilir veya geçerli
olur.
Kanuni usuller
Bir ihtira beratı (patent) alınırken izlenecek yollar şöyle sıralanabilir:
Başvurma
Buluşun esaslarını bildiren bir yazıya belgeler eklenerek yapılır. Muhatap makam Türkiye'de
"Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Mülkiyet Dairesi"dir. Bir ücret ödenmesi gerekir.
Buluşun incelenmesi
Buluşun "yeni" olup olmadığı araştırılır. Fakat bu iş bazı ülkelerde yapılmamaktadır. Binlerce
eleman gerektirir. Çok para ister.
İngiltere'de 1938 yılında 37.937 patent müracaatından ancak 19.314 tanesi yeni bu­luş
sayılmıştır*.
Buluşun açıklanması
Buluş resmen herkese duyurulur. Ücreti alınır. Bir de itiraz süresi tanınır. Alman Patent Dairesi,
1938'de 56.217 müracaattan 17.964 tanesini "ilan" edilmeye lâyık görmüştür. İlândan
maksat, itiraza imkân vermektir*.
Beklenen süre
Buluşun herkese duyurulmasından itibaren, 3 ay kadar beklenir. Bu arada vaki itirazlar
incelenerek karara bağlanır.
Buluşun gösterilmiştir.
tescili
İtiraz edilmeyen veya itirazı geçerli sayılmayan hallerde patent verilir. Türkiye'de ödenecek
ücretler harçlar kanununda
.Yayınlanması
Patentler herkese açık belgelerdir. Satın alınıp okunabilir. Kopyası çıkarılabilir. Kaynak (mehaz)
göstermek suretiyle bir eser veya makalede tekrar yayınlanabilir. Patent içindeki deneyler
küçük çapta tekrarlanabilir ve denenebilir.
Yalnız memleket savunması ile ilgili patentler açıklanamaz.
Patentler çokça bastırılıp satışa da arzedilir. Kısmen de teşhir yerlerinde sergilenir. Bunların
yayınlandıkları özel dergi veya yayınevleri dahi vardır (Chemische Zentralblatt).
Uygulanması
Bulunan metot iki veya üç yıl gibi belli bir süre uygulanmazsa, veya bir başka firmaya lisansı
verilmezse, ve bu firma iki yıl teşebbüse geçmezse, bu patent kaldırılabilir. Türkiye'de 3 yıl
uygulanmazsa patent hakkı sakıt olur.
Patent süresi
Patentlerin himaye süreleri 5 - 20 yıldır. Bizde azami 15 yıldır. 5 - 10 veya 15 yıllık da olabilir.
Fakat patentlerin çoğu daha bu süre dolmadan söner.
Söz gelimi, Almanya'da 1919'da verilen 13.389 patentten 4 yıl sonra 7.810, 8 yıl sonra 2.208,
12 yıl sonra 980, 16 yıl sonra ise, 362 tanesi yürürlükte kalabilmiştir. Kazanç sağlamayan
patentlere bir süre sonra para ödemekten vazgeçilmektedir.
Lisans verme, devretme
Bir patent sahibi, patentini başka birisine devredebilir. Bir başkasına bu metodu kullanma hakkı
da verebilir. Buna lisans adı verilmektedir. Toptan, peşin, taksitli, üretim üzerinden bedel
ödeme gibi şekilleri vardır. Monopol lisans bir ülkede tek bir sanayiciye verilir. Başka ülkeye
lisans satışı demek, patenti o ülkede tescil ettirip satın alan kimseye resmen devretmek
demektir.
Patent yasaklan
Bir memlekette, patent dairesi bir konuyu "gelişmeyi engelleyici" bulursa, tescil etmeyebilir.
Yalnız sebep göstermesi de gerekir. İlâç, gıda maddeleri ve içki gibi bazı maddelerin patenti
alınamaz.
Türk kanunlarına göre ilaçların patenti alınamaz. Fakat dezenfeksiyon maddelerinin, diş
dolgularının, röntgen kontrast maddelerinin, hatta hastalık teşhisine yarayan maddelerin ve
güzellik müstahzarlarının patentleri alınabilir.
Almanlar Afrika'da görülen uyku hastalığına iyi gelen "Germanin" (Bayer 205) adlı
ilacın taklitleri çıkmasın diye kimya formülünü açıklamamışlardır. Bir Fransız profesörü ila­cın
önce analizini, sonra da sentezini yapıp formülünü ilân etti. Sonra da, Almanların formülünü
ispat edemediklerini ileri sürdü.
Sigara ve tütün, vücuda girmedikleri gerekçesiyle içilen bir şey sayılmamakta ve patenti
alınabilmektedir. Parfümler henüz münakaşa konusudur.
Patentlerin iptal olunmaları
 Türk kanunlarına göre verilmiş bir patent,
 İcat yeni değilse,
 Yasak maddelere ait ise,
 Nazari (teorik) kalıyorsa,
 Genel emniyeti bozucu ise,
 Ahlâk kurallarına aykırı ise,
 Sahtekârlık yapılmışsa,
 Tarifnamesi yetersizse, yetersiz olduğu anlaşılırsa,
Patent Başvurusu ve Ekleri
Buluşlara patent verilebilmesi için, Yönetmelikte şekli ve kapsamı belirlenen ve
aşağıda belirtilen unsurlar ile başvuruda bulunmak şarttır:
a - Başvuru dilekçesi;
b - Buluş konusunu açıklayan tarifname;
c -Patentle korunması istenilen buluşun unsur veya unsurlarını kapsayan istem
veya istemler;
d - Tarifnamede, istem veya istemlerde atıf yapılan resimler;
e - Özet;
f - Başvuru ücretinin ödendiğini gösterir belge.
Bir patent veya patent başvurusu ile ilgili olarak, 121 inci maddeye göre
yapılacak ek patent başvurusunda, söz konusu patentin veya patent
başvurusunun numarası belirtilir.
Bir patent başvurusunun geçerliliği için, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
öngördüğü başvuru ücretinin, başvuru ile birlikte veya başvuru tarihinden
itibaren herhangi bir bildirime gerek olmadan en geç yedi gün içinde
ödenmesi şarttır. Başvuru ücretinin bu süre içinde ödenmemesi halinde,
başvuru geri alınmış kabul edilir.
Bir patent başvurusu ile birlikte veya daha sonra Enstitü'ye verilecek her türlü
belge, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin Yönetmelikte yazılı hususları
kapsar.
Tarifname ve istem veya istemler, başvuru sırasında İngilizce veya Fransızca
veya Almanca dillerinden biri ile verilebilir. Bunların Türkçeye çevrilmesi ve
Enstitü'ye veya onun yetkili kıldığı makama verilmesi için, her hangi bir
bildirime gerek olmaksızın, bir aylık süre tanınır. Bu işlem için Yönetmelikte
yazılı ücret ödenir.
Patent sayıları ve milletler
Her ülkede her yıl binlerce patent müracaatı yapılır. Bunların ancak ciddi bir
"sınıflandırma" ve "gruplara ayırma" yolu ile karışıklıktan kurtarmak
mümkündür. Bir patent dairesi yüzbinlerce dosya, katalog ve evrak ile korkunç
bir arşiv teşkil eder.
Milletlerin patent sayılarının artışından adeta bir beyin ve yaratıcı zekâ
olimpiyatına katıldıkları anlaşılır. Patent sayılan, milletlerin nüfuslarına, yenilik
kontrolünün ciddiyetine ve ilk patent kanununun çıkış tarihine göre değişir.
Tüm dünyadaki patent başvurularına bakıldığında, 1985 yılında toplam 884 bin
400 adet patent başvurusu yapılırken, bu rakamın 2004 yılında 1 milyon 599
bin adete ulaşmıştır. 1985 ile 1995 yılları arasında dünyada en çok patent
başvurusu yapılan ülkelerin; Japonya, ABD, Avrupa Birliği, Güney Kore ve Çin
olduğunu kaydedilmiştir.
2004 yılında en çok başvuruyu Japonya, ABD, Güney Kore, Çin, ve Almanya`nın
yaptığını, İlk beş patent ofisinin (Japonya, ABD, Güney Kore, Çin, Avrupa
Patent ve Almanya) başvuru sayısının dünyada yapılan toplam patent
başvurusunun yüzde 75`ini teşkil etmektedir.
Yıl Yerli Yabancı Genel Genel

TÜRKPATENT PCT EPC Toplam Artış Oranı TÜRKPATENT PCT EPC Toplam Artış Oranı Toplam Artış Oranı
1995 170 0 0 170 - 1520 0 0 1520 - 1690 -
1996 189 0 0 189 11,18% 687 26 0 713 -53,09% 902 -46,63%
1997 202 1 0 203 7,41% 598 730 0 1328 86,26% 1531 69,73%

1998 201 6 0 207 1,97% 596 1680 0 2276 71,39% 2483 62,18%

1999 265 11 0 276 33,33% 524 2220 0 2744 20,56% 3020 21,63%

2000 258 19 0 277 0,36% 442 2714 0 3156 15,01% 3433 13,68%

2001 298 39 0 337 21,66% 119 2756 2 2877 -8,84% 3214 -6,38%

2002 387 27 0 414 22,85% 88 1335 37 1460 -49,25% 1874 -41,69%


2003 454 35 1 490 18,36% 43 305 314 662 -54,66% 1152 -38,53%
2004 633 49 3 685 39,80% 68 167 1342 1577 138,22% 2262 96,35%
2005 895 33 7 935 36,50% 75 143 2308 2526 60,18% 3461 53,01%
2006 979 93 18 1090 16,58% 71 89 3915 4075 61,32% 5165 49,23%
2007 1747 60 31 1838 68,62% 71 139 4141 4351 6,77% 6189 19,83%
2008 2159 69 40 2268 23,39% 68 107 4694 4869 11,91% 7137 15,32%
2009 2473 74 41 2588 14,11% 69 105 4479 4653 -4,44% 7241 1,46%
2010 3120 60 70 3250 25,58% 77 100 4916 5093 9,46% 8343 15,22%
2011 3962 43 82 4087 25,75% 120 100 5934 6154 20,83% 10241 22,75%
2012 4360 74 109 4543 11,16% 78 154 6824 7056 14,66% 11599 13,26%
2013 4345 54 129 4528 -0,33% 95 175 7257 7527 6,68% 12055 3,93%
2014 4654 112 95 4861 7,35% 149 183 7182 7514 -0,17% 12375 2,65%
2015 5302 50 160 5512 13,39% 251 238 7957 8446 12,40% 13958 12,79%
2016 6153 88 204 6445 16,93% 407 211 9715 10333 22,34% 16778 20,20%

2017 7994 181 450 8625 33,82% 202 178 10278 10658 3,15% 19283 14,93%

*2017 yıllarına ait değerler 16.01.2018 raporlama tarihi itibari ile hazırlanmıştır.

İlk başvuru sahibinin 16.01.2018 raporlama tarihi itibari ile sicilde bulunan bilgileri gözönününde bulundurulmuştur.

İlk başvuru sırasında geri çevrilen, işlemden kaldırılan başvurular, başvuru sayılarına dahil edilmiştir.

Başvuru sayıları, başvuru numaraları gözönünde bulundurularak hazırlanmıştır.


Patentlerin fayda ve zararları
Patent kanunları her şeyden önce "yaratıcı zekâ" ve "emeği" teşvik
için düşünülmüştür. Himaye süresi boyunca buluş sahibi
faydalanacak, aynı zamanda araştırma için yapılan masrafları
karşılamış olacaktır. Bu yeni araştırma ve buluşları da teşvik
edebilir, edicidir. Ayrıca büyük bir "işletme sırrı saklama"
külfetinden de kurtarmaktadır.
Söz gelimi AEG firması Nernst lambası araştırmalarına 1 milyon DM
sarf etmiştir. Bergius buluşu için 12 milyon DM harcanmıştır.
BASF'm ise indigo adlı boya sentezi için 18 milyon DM sarf ettiği
düşünülürse, patentler için para ödenmesi hoş görülecektir.
Bununla beraber patentler zararlı da olmaktadırlar. Bu yüzden ürün
veya mamul fiyatları suni olarak yüksek tutulabilmektedir.
Nitekim 1 Kg bakelit 1931'de 2,25 DM olduğu halde, Bakeland
patentinin süresi dolunca 0,90 DM'a düşüvermiştir.
Bazı firmalar da bir buluşu satın alıp rafa koyarak, toplumun
faydalanmasına engel olabilmektedir.
Patent sahibi tam bir açıklama yapmadığından diğer araştırmacılara
da tam bir ışık tutmamaktadır.
Endüstride Know How
 Bir başkasının "emek", "zaman" ve "para" sarfı suretiyle edindiği bilgi ve
teknikleri, bir bedel karşılığında elde etme yollarından birisi de know how
satın almaktır. Para karşılığında satın alınan bu teknolojiye know how
denir. Diğer bir deyimle, know how temini, bir teknoloji Transferidir.
 Know how İngilizce "nasıl yapıldığını bilmek" anlamına gelir. Tam bir
tanımını yapmak gerekirse; bir işin başından sonuna kadar nasıl yapıldığını
gösteren teknik bilgilere "know how" adı verilir.
 Türkçede "ustalık bilgisi" gibi bir karşılık bulunmuşsa da henüz
tutunamamıştır.
 Sanayide bir veya birkaç ilkel maddeden hareket ederek, bir ürün, bir
sonuç elde edilmesi, hatta çıkan ürünün tekrar işlenmesi veya
kıymetlendirilmesi uzun emek ve büyük masraflarla elde edilmiş bir
teknolojiye dayanır. Know how adı verilen bu bilgi birikimi çok kez bir
bedel karşılığında satılır. Dünyada son 30 yılda işitilmeye başlanmış bir
sanayi terimidir. Bugün böyle özel bir teknolojiye sahip, özel bir metot
geliştirmiş firmalar, bu bilgile­ri satabilmek için reklam yapmakta, hatta
ülke ülke, kapı kapı dolaşarak ellerinde bulundur­dukları know how'ı
tanıtmağa çalışmaktadırlar.
Sınırları
Know how, bir işin başından sonuna kadar nasıl yapıldığını gösteren
bilgilerdir, demiştik. Çok büyük sanayilerde, işin her safhası bile
bir "know how" konusudur. Herkes her safhayı bilemez. Tarihi
gelişimi icabı, her safhası bir başkası tarafından geliştirilmiş
olabilir. Söz gelimi, petrolden plastik boru imalini ele alalım.
 Petrolden nafta,
 Tuz'dan klor
 Naftadan etilen
 Etilen ve klordan vinilklorür (VCM)
 VCM'den polivinilklorür (PVC)
 PVC'den plastik boru
elde olunması birer basamaktır. Ayrı ayrı birer know how
konuşudurlar. Tamamına ait bir teknoloji sağlamak istersek,
arada kopukluk olmamasına dikkat etmek gerekir. Her safhayı ,
ayrı alacaksak bu defa da sınırları iyi çizmek icap eder.
Teknik Bilgiler
Kurulacak bir tesis için know how temin ederken iki grup bilgiye ihtiyaç
duyulabilir:
c.l. Tescil edilmiş bilgiler (ihtira beratı almanlar),
c.2. Gizli tutulmuş işletme sırları
Bunlardan c.l grubuna giren teknik bilgiler, daha önce ihtira beratı alınmış
buluşlara ait bilgilerdir. Patent konusudurlar. Yaratıcı bir zekânın buluşunu
gösteren bu bilgiler, devletin himayesi altındadırlar. Kimse sahibinin
müsaadesini almadan, himaye süresi içinde bunları taklit edemez ve
uygulayamaz. Fakat gizli değildirler.
Bunlardan c.2 grubuna giren bilgiler ise, herkesçe parça parça bilinen, niçin ve ne
şekilde bir araya getirildiği bir işletme sırrı olarak gizli tutulan basit bilgilerdir.
Herkesin bildiği bu parça parça bilgiden meydana gelmiş bilgi birikimi, bir know
how'ın esasını oluşturur.
c.l ve c.2 grubuna giren bilgilerin ve tekniklerin toplamı, diğer bir deyimle, patent
konusu bilgilerle, gizli tutulan basit bilgilerin toplamına know how denir. Bunlar
arasında bir patent veya patentler bulunması da muhakkak şart değildir. Bazen
içinde başlangıçta bir kaç patent bulunduğu halde zamanla bunların da
geçerlikleri kalmamış olabilir.
Know how konusu bilgiler, bir başkasına "gizlilik sözleşmesi" yapılmadan
açıklanmazlar, ancak başkalarına açıklanmayacağını kabul etmek suretiyle
devri mümkündür
Lisans
Bir teknolojinin bir bedel karşılığında, know how şeklinde bir
başka şahsa veya kuruluşa devrine "lisans" denir. Bilgilerin
"kullanılma müsaadesi" demektir. Bilgiyi satana da
"lisansör" adı verilir.
Teknik bilgi alım satımında başlıca iki şekil bilinmektedir:
 Monopol lisans (tek alıcı),
 Genel lisans (herkese açık).
Bunlardan monopol lisans, bir ülkede tek bir alıcıya tanınan
haktır. Aynı ülkede tekel kurmak anlamına gelir. Lisansör
bu bilgileri bir başkasına vermemeyi kabul etmektedir.
Genel lisans ise normal lisans olup, bir ülkede her isteyen
satın alabilecek, demektir. Ücreti daha düşüktür. Alıcının
bir lisans alırken, başkalarına devretmek hakkı olup
olmadığını bilmesi gerekir.
Know how'ın kapsamı
Knovv how lisansı sadece bir teknik bilgi edinmekten ibaret değildir. Bir üretim ünitesi için
know how temin ederken satın alınacak bilgilerin iyi tesbit edilmesi lâzımdır. Diğer bir
deyimle, know ho\v'ın kapsamının iyi çizilmesi gerekir.
Bilhassa şu konuları içine alıp almadığına dikkat edilmelidir:
 e.l. Ham madde hazırlama: Ham madde bir ön işlemden geçecek'se bu bilgilerde
istenir. Metalürjide cevher zenginleştirmek gibi.
 e.2. Üretim teknolojisi: Fabrikasyonda uygulanacak veya faydalı olacak işlemlerin
sırası ve şartlarıyla gösterilmesi gerekir.
 e.3. Proje esasları: Bir mühendislik firmasının tesisin detay projesini yapmasına
yanyan teknolojik esaslar ve donelerdir. Lisansörce verilmesi gerekir. Prosesi içine alır.
 e.4. Kontrol metotları: Fabrikasyon yürütülürken hammadde, malzeme, su, yakıt, enerji,
ara madde ve son ürüne ait sarfiyat miktarlarının kontrolü ile, analiz ve test metotlarını
içeren bilgilerdir.
 e.5. Emniyet tedbirleri: Üretim, depolama, ambalaj ve sevkiyat esnasında dikkat edilecek
güvenlik kurallarını ve tedbirleri gösterir.
 e.6 Katalist hazırlama: Hazır satın alınmadığı hallerde yapılacak işlemleri içine alır.
 Artıkların işlenmeleri: Çıkacak artıkları zararsız hale getirmek ve depolamak için gerekli
işlemlerdir:
 e.8. Yan ürün değerlendirme: Çıkacak yan ürünleri değerlendirmek için gerekli işlemler olup
bazan bu da yeni bir teknolojidir.
 e.9. Mamulün işlenme ve kullanılma usulleri: Çıkan ürünlerin yeni mamullere nasıl
çevrileceğini veya nasıl işleneceğini gösteren bilgilerdir.
 e.10. İşletme ve bakım kılavuzları: Fabrikanın çalıştırılma ve durdurulma şartları ile, normal
rejim ve bakım esaslarını veren teknolojik bilgilerdir.
 e.İL Projenin kontrol ve tasdiki: Mühendislik firmasının proje yaparken göndere­
ceği resimlerin, proje sahibi adına, lisansör tarafından tasdiki işlemleridir.
 e.12. Personelin eğitimi: Yeni tesislerde çalıştırılacak personelin içte ve dışda
lisansör tesislerinde yapacckları eğitime ait şartlardır.
 e.13. Nezaret hizmetleri: Lisansörün inşaat, montaj, eğitim ve işletmeye alma
esna­sında yollayacağı nezaretçi personele ait şartlardır.
 e.14. Müşteriye teknik hizmet: Mamullerin nasıl işleneceğini müşterilere
gösterecek laboratuvar hizmetleriyle ilgili şartlardır.
 e.15. Gelişmelerden bilgi verme: Lisansörün gelecekte kaydedeceği gelişmeler
hakkında alıcıya vereceği bilgilere ait esaslardır. Bazen sadece haber
vermekten ibarettir. Bazen da yeni bilgileri içine alır.
 e.16. Satış ve ihracat kısıtlamaları: Bazen çıkacak ürünlerin hangi ülkelere ihraç
olunamayacağı kayıtlara bağlanır.
Bir know how sözleşmesi yapılırken bu hususlar dikkate alınır. Çoğu veya hepsi
yer alabilir. Bunları bilmeyenlerin yapacakları sözleşmelerde atlanan hususlar
pek çok olur. Bilhassa satıcının karşısında konuşurken daha soru
soruşunuzdan.bilginizin derecesi hakkında fikir edinebilir.
Lisans bedeli
Emek, zaman ve para sarfiyle geliştirilen bir teknolojiyi, lisansör bir bedel karşılığında
satar y£ proje sahibi de bunu satın alır. Daha önce "monopol" ve "genel" lisans diye iki türü
bulunduğunu görmüştük. Monopol lisans bir tekel yarattığı için ücret bakımından daha paha­
lı oluyordu. Genellikle ödenecek miktar kurulacak tesisin kapasitesiyle orantılıdır.
Ödeme bakımından iki tip lisans vardır:
 — Peşin ödemeli lisans,
 — Ürettikçe ödenen lisans.
Peşin ödemeli lisans (paid up royalty) temininde, ödemeler fabrika işletmeye alınıncaya kadar
tamamlanır. Ürettikçe ödenen lisanslarda (running royalty) her yıl üretim miktarı üzerinden
ödenir.
Bazen üretim belli bir miktarı bulunca, yani ödemeler belli bir seviyeye erişince ödeme­ler son
bulur.
Bunlardan başka, kurulacak fabrika kapasitesi işletmeye geçtikten sonra fiilen aşılırsa, fabrika
tevsi edilirse, yahut da bir yenisi daha kurulacak olursa ayrıca bedel ödenmesi gerekebilir.
Bunları satın alırken peşinen konuşmakta yarar vardır.
Süre
Lisans sözleşmeleri genellikle bir süre ile (10 yıl kadar) sınırlandırılır. Bu süre aşılınca herhangi
bir ödeme yapılmadan her tesiste uygulamak mümkündür.
Gizlilik
Lisansör, lisans verirken, kaç yıl "gizlilik" isteyeceğini de belirtir. Alıcı bu süre içinde bu sırlan
saklamakla yükümlüdür. Bu süre genellikle 15 yıl kadardır. Hatta alıcı personelinin 3.
şahıslara açıklamasından da alıcı sorumlu tutulur.
Süre
Lisans sözleşmeleri genellikle bir süre ile (10 yıl kadar) sınırlandırılır.
Bu süre aşılınca herhangi bir ödeme yapılmadan her tesiste
uygulamak mümkündür.
Gizlilik
Lisansör, lisans verirken, kaç yıl "gizlilik" isteyeceğini de belirtir.
Alıcı bu süre içinde bu sırlan saklamakla yükümlüdür. Bu süre
genellikle 15 yıl kadardır. Hatta alıcı personelinin 3. şahıslara
açıklamasından da alıcı sorumlu tutulur.
Bilgi alış verişi
Lisansör verdiği bilgileri bir defa verip bitirmez. Kendi tesis ve
laboratuvarlarında kaydettiği gelişmelerden de haberdar eder.
Hatta aynı lisansörden lisans satın almış bulunan alıcılar, kendi
aralarında bilgi alış verişini mümkün kılan bir nevi "kulüp"
kurarlar. Bazen lisansör yıllık toplantılar tertipleyerek bunları bir
araya getirip teknik konulan tartışma imkânı sağlar. Karşılaşılan
problemler ve çözüm şekilleri ortaya dökülerek herkes yararlanır
Lisans teklifi isteme
 Proje sahibi tarafından uygulanacak teknoloji için lisans teklifi alma şartnamesi hazırlanırken,
önce lisansör adresleri aranır. Bunlar mesleki dergilerden, ticaret ateşeliklerinden, üretici dost
firmalardan, mühendislik firmalanndan veya müşavirlik firmalarından sorulur. Gazete ilânı
verme usulü pek uygulanmamaktadır. ı Lisansörlerden teklif isterken başlıca şunlann
sorulması gerekir:
 Bu metot en az kaç projede uygulanmıştır?
 Bu metot en az kaç yıldır uygulanmaktadır?
 Bu uygulamalarda başarılı olmuş mudur?
 Uygulandığı tesisler nerelerde görülebilir?
 Teknolojik esastan kısaca nedir?
 Uygulama şartlan ve akım şemalan istenir.
 Birim başına tüketilen miktarlar nedir ve garanti edilebilir mi?
 Verilen bu know how'a hangi patentler dahildir ve geçerlik süreleri ne kadardır?
 Bu sırlar hangi ülkelerden saklanacaktır?
 Bu ürünleri hangi ülkelere ihraç edemeyiz?
 Gizlilik süresi ne kadardır?
 Hangi mühendislik firmalarına proje esasları verilmesi yasaktır?
 Kimlerle gizlilik sözleşmesi imzası şarttır?
 Sözleşme imzasından sonra ne kadar zaman içinde mühendislik firmasına proje esasları
verilebilir?
 Mühendislik firması detay projeleri hazırlarken soru sorarsa nasıl cevaplandırılacak­tır?
Lisans teklifi isteme
 Proje hazırlanırken-, mühendislik firmasına gönderilecek proje esasları, proje sahibine de
verilecek midir? (Bunu istemek şartı daha isabetlidir) .
 Mühendislik firması projeleri hazırlarken, projeleri lisansörün kontrol ve tasdik etmesi kabul
edilmekte midir? Ne kadar zaman zarfında tasdik edip iade edecek­tir?
 Karşılıklı bilgi mübadelesi şartı mevcut mudur?
 Temel mühendislik (basic engineering) için ayrıca bir ücret talep edilmekte midir?
Edilecekse ne kadardır?
 İçte ve dışta eğitim mümkün müdür, ücreti ne kadardır?
 Nezaretçi personele tanınması istenilen haklar nelerdir?
 Daha önce kurulmuş tesislerin kapasiteleri ve tesis bedelleri yaklaşık ne kadardır?
 Vergilendirmede bir tenzilat söz konusu mudur?
 Bunlardan bir bedel ödeneceklerin miktarları sorulur bir bedel ödenmeyecekse açıkça
belirtilmesi istenir. İlerde imzalanacak sözleşmenin İngilizce bir taslağının şimdiden gönderil­
mesi ilerde aylarca müzakere yapılmasını önleyebilir. Hiç olmazsa sözleşmenin esasları sayıl­
malıdır. Yalnız unutulmamalıdır ki, bazı lisansörler kendi şartlarında ısrar edecek kadar
güçlü
çıkabilir. Bu nazlanmaları ancak rekabet şansı azaltır. -
 Birden fazla fabrika için şartname hazırlanacaksa, önce genel hükümler ve sonra da özel
hükümler ihtiva eden iki bölüm hazırlanabilir.
 Bazan alıcının vereceği bilgilerin şartnameye eklenmesi gerekir (Hammadde evsafı gibi, su
evsafı gibi, v.s.)
Teklif değerlendirme

Çeşitli lisansörlerden alınacak teklifler değerlendirilirken, bilinen şekilde


 Aynı baza getirme,
 Tesis bedeli hesaplama,
 Ürün maliyeti hesaplama
metotlan uygulanır. Daha hassas hesaplanması isteniyorsa en az 10 yıllık gelir gider bugünkü
değere çevrilerek karşılaştırılır.
Bununla beraber henüz mühendislik bedeli ile malzeme ve teçhizat bedeli de bilinmemektedir.
Hepsini bir arada öğrenmek ise kolay değildir. Bundan dolayı lisans alırken en uy­gunu
bulunsa bile, mühendislik ve teçhizat teklifleri alınmadan sonuçta hangisinin en uygun
olacağı anlaşılamaz.
Çok önemli bir husus da satın alınacak metodun uygulandığı tesisleri bizzat gidip gör­
mektir. Bu inceleme hem ilerde yapılacak teklif değerlendirmesini kolaylaştırır, hem de her
birisinden rakibinin kusurlu taraflarını öğrenmeye yarar. Kusurları lisansör değil, rakibi or­
taya atar. N
Yalnız bu incelemelerin, şartnamenin firmalara gönderilmesiyle, tekliflerin geleceği tarih
arasında kalan süre içinde yapılması doğru olur. Yalnız bu süre içinde firmaların bazı sorular
yöneltecekleri unutulmamalıdır. [Bunları cevaplandıracak geride kimseler kalmalıdır.]
Lisans sözleşmeleri
Lisans sözleşmesi taslağı, daha şartname ile birlikte lisansörlere yollanmışsa, sözleşme
metninde tarafların mutabık kalmaları ve imzalanması oldukça kolaylaşır. Sadece metindeki
boşlukların doldurulmaları kalmıştır (para, zaman, adam sayısı, v.s. gibi). Şayet her madde
yeniden tartışılacaksa, görüşmeler çok uzayabilir.
Her sözleşmede olduğu gibi, aşağıdaki konular yer alacaktır:
Taraflar ve kanuni adresleri, kısa adları,
Tarafların yükümlülükleri,
Lisans tipi,
Gizlilik ve süresi,
Ödemeler, taksitler,
Devir hakkı,
İçte ve dışta eğitim,
Nezaret hizmetleri,
Proje tasdik işleri ve süresi,
Fesih,
Zorunlu haller,
Hakeme gitme,
Resmi organların tasdikleri,
Yürürlük tarihi
Garantiler, kabul tecrübeleri,
Sözleşme süresi.
Lisans sözleşmeleri
Bunlara ilâveten konunun özelliğine göre yeni hükümler
düşünülebilir. Ayrıca sözleşmenin teknik ekinde, teknik şartlar
gösterilir. Çok ciddi olarak incelenmesi gerekir.
Bu şekilde hazırlanan sözleşme taslağı, tarafların mutabık kalmaları
üzerine sadece "parafe" edilir. Üst organların tasdikinden sonra da
imzalanarak yürürlüğe girer [ Türkiye'de bir sözleşmenin parafe
edilmesiyle, imzalanması arasında 6 — 15 ay gibi uzun bir zaman
geçeceği unutulmamalıdır.]
Lisans devretme
Gerek monopol, gerekse genel lisans satın alırken, başkalarına
devretmek hakkı olup olmadığı sözleşmede açıkça yer almalıdır.
Bazen kurulacak fabrikalar müstakil bir şirket haline getirilirken
bile böyle kısıtlayıcı maddeler yüzünden güçlük çekilmektedir.
Bazı lisansörler ise geliştirdikleri metotları ve teknolojiyi, bir
mühendislik firmasına bırakarak o kanaldan satışını sağlarlar. Alım
satımı bu firma yapar. Çünkü geliştiren firma çok kez bir işletmeci
firma olup bu işlerle uğraşmak istemez, istemeyebilir.
Uygulama

Satın alınan lisans, lisansörün "proje esasları" denilen (basic engineerin) temel
bilgilerin verilmesiyle başlar. Bu bilgiler bir gizlilik sözleşmesiyle mühendislik
firmalarına yollanır. Mühendislik firması bu bilgilere göre projeyi yapacaktır.
Makina ve cihazlar da bu projeye gö­re sipariş olunacaktır. Önce proje
ilerledikçe, mühendislik firması tasdik için yollar. Bu tas­dik işini, yatırımcı adına
lisansör yapar. Aynı zamanda sorumluluğu da tam üzerine alır. Te­sis
kurulmaya başlayınca lisansör ayrıca nezaretçiler gönderir.
Lisansör ayrıca kurulacak tesis için, proje sahibi ile birlikte bir işletme kadrosu
tesbit eder. Buna göre miktar ve vasıf itibariyle eleman alınır. Bu elemanların
alınış zamanları, hangilerinin iç, hangilerinin dış eğitime tabi tutulacakları
önemli bir konudur. Lisansör ayrıca, mühendislik firmasıyla birlikte işletme ve
bakımı konusunda kılavuzlar hazırlar. Bunda iki tarafın iş birliği yapmaları
şarttır.
Lisansör ayrıca tesisler işletmeye-alınırken, yardım eder, fakat kendisi işletmeye
almaz. Bu nadiren vakidir. Proje sahibi tereddüdü varsa, lisansör elemanları
uzun bir süre daha işletmede tutmayı tercih eder.
Garanti tecrübeleri

Lisansör, kapasite, kaİite ve sarfiyat (verim dahil)


garantileri vereceğinden, fabrika düzgün işletmeye
geçtikten sonra, ispat denemeleri yapılır. Aynı konuda
mühendislik firması da sorumluluk alır. Malzeme ve
işçilik garantileri de dikkate alınır.
Bir çok hallerde, garanti denemeleri başarılı geçtiği
halde, daha sonra bu teknolojinin aksayan tarafları
bulunduğu ortaya çıkar. Çünkü bazı kusurları zaman
gösterir. Korozyon, infilak tehlikesi, isabetsiz malzeme
seçimi, bozulma tehlikesi gibi hallerle karşılaşılır.
Özellikle tek satıcısı olan katkı ve yedeklere büyük
paralar gidebilir. Bunları alıcının kendisi geliştirme
imkânı aramalıdır. Mümkünse yerli maddelerin
ikamesine çalışılır.
MARKA NEDİR?
* Bir işletme tarafından üretilen mal/hizmetleri, diğer işletmeler
tarafından üretilen mal/hizmetlerden ayırt etmeyi sağlayan işarettir.
* Piyasada bulunan benzer nitelikteki ürün veya hizmetler arasından
tüketicilerin tercih yapabilmesini sağlayan anahtardır.
•Ürün ve hizmetin kimliğidir, satış adıdır.
•MARKA : BİR İŞLETMENİN İMALATINI VEYA TİCARETİNİ YAPTIĞI
MALLARI VEYA SUNDUĞU HİZMETLERİ BAŞKA İŞLETMELERİN MAL
VEYA HİZMETLERİNDEN AYIRAN İŞARETLERDİR.
Koruma Süresi : 10 Yıl, Yenilenerek Sonsuz.
MARKALAR NEDEN ÖNEMLİDİR?

* Ayırt edicilik sağlar.


* Kaynak gösterir.
* Kalite belirtir.
* İmajdır.
* Reklamlarda, tanıtım faaliyetlerinde
kullanılan temel araçtır.
2019 YILININ EN DEĞERLİ
MARKALARI
2018 Marka Ülke 2017 2018
Değeri Değeri
(Milyar $) (Milyar $)
1 GOOGLE AMERİKA - -

2 APPLE AMERİKA - -
3 AMAZON AMERİKA - -
4 MİCROSOFT AMERİKA - -
5 TENCENT ÇİN - -
6 FACEBOOK AMERİKA - -
MARKA YARATIRKEN NELERE
DİKKAT ETMELİ?
MARKA:

Pazarlama stratejileri bakımından:

* Hedef kitleye uygun olmalı

* Verilmek istenen mesajı içermeli

* Ne zaman, nerede ve nasıl pazara
çıkılacağı önceden belirlenmeli

Yasal açıdan:

* * Yasal açıdan korunabilir olmalı!

Türkiye’de marka, Türk Patent Enstitüsüne tescil
ettirilmek suretiyle korunmaktadır.
www.turkpatent.gov.tr
YASAL AÇIDAN MARKA
Aynı tür ürün ve hizmetler için başka bir
firmanın markasına benzer olmamalı.
Ürün ve hizmetler için vasıf belirtmemeli

Ticaret alanında herkes tarafından


kullanılabilir bir ifade olmamalı.
Ürün ve hizmetlerin
vasfı konusunda
yanıltıcı olmamalı
Yetkili mercilerden
kullanma izni almayı
gerektirmemeli.
Ancak ürün Böcek
İlacı
MARKALAR NEDEN ÖNEMLİDİR?

Tarihi,kültürel değerler
içermemeli.
Dini değerler içermemeli.
Kamu düzeni ve genel
ahlaka aykırı olmamalı (Yasa
dışı örgüt adları, işaretleri)
YETKİLİ MAHKEME (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR
CEZA MAHKEMELERİ) TARAFINDAN
VERİLEBİLECEK CEZALAR

* Hapis cezası (2-4 yıl)

* Para cezası (27-46 bin YTL)

* İşyerinin kapatılması ve
ticaretten men (en az 1 yıl)
MARKALARIN tescil süresi

 Bir markanın himaye süresi 10 yıl olup, uzatılması mümkündür. Müracaat


Sanayi Bakanlığına yapılır. Kabul edilen marka için "marka tescil belgesi"
verilir. Bir ücret ödenmesinin gerektirir

You might also like