Professional Documents
Culture Documents
Embriyoloji 3
Embriyoloji 3
Embriyolojisi
3- Embriyolojinin
tarihçesi ve farklılaşma
İçindekiler
Embriyolojinin tarihçesi
Farklılaşmanın tarihçesi
Farklılaşma dereceleri
Kö k hü creler
Gelişimin genel planı
Embriyolojinin tarihçesi
İlk Mısırlılar yaklaşık M.Ö . 3000 yılında kuş yumurtalarını
kuluçkaya yatırma işlemlerini uygulamışlardır.
Yunan filozofları embriyoloji bilimine çok katkıda
bulunmuşlardır. İlk yazılı embriyolojik çalışmalara yunan
bilim adamı Hipokrat’ın (M.Ö . 460-370) kitaplarında
rastlanmıştır.
Yunan filozof ve bilim adamı Aristo embriyoloji ü zerine bir
tez yazmıştır ve civciv ile diğ er embriyoların gelişimini
tanımlamıştır. Aristo (M.Ö . 384-322) embriyolojinin
kurucusu olarak tanınır çü nkü embriyonun şekilsiz bir
kitleden oluştuğ u fikrini o ö ne sü rmü ştü r.
Embriyolojinin tarihçesi
Galen (129-216) fetusun oluşumu hakkında bir kitap
yazmış ve kitapta fetusun gelişimini ve beslenmesini
anlatmış ve allantois, amniyon ve plasenta diye
bilinen yapıları tanımlamıştır.
Constantinus Africanus (11. yy) De Humana Natura
adlı bir tez yazmış ve embriyonun gelişimini aylık
olarak gezegenler ile ilişkilendirerek gebeliğ i
tanımlamıştır.
Ortaçağ bilim insanları Aristo’nun dü şü ncelerinden
etkilenerek embriyonun menstü rel kan ve semenden
oluştuğ unu iddia etmişlerdir.
Embriyolojinin tarihçesi
Leanordo da Vinci (1452-1519) fetus içeren uterus
çizimleri yapmıştır. Prenatal bü yü me hakkında ö lçü m
yaparak embriyolojiye kantitatif bir yaklaşım getirmiştir.
Embriyolojinin tarihçesi
William Harvey’in (1578-1657) 1651’de De Generatione
Animalium adındaki kitabı yayınlaması ile embriyolojide bir
devrim meydana gelmiştir. Harvey erkek tohumunun, dö l
yatağ ına girdikten sonra yumurta benzeri bir yapıya
dö nü ştü ğ ü nü ve bu yapıdan embriyonun gelişiminin başladığ ını
ileri sü rmü ştü r.
Regnier de Graaf (1641-1673) tavşan uterusunda kü çü k
yuvarlak yapılar gö rmü ştü r. Bunların ovaryum adı verilen
organlardan geldiğ ini ileri sü rmü ştü r. De Graaf’ın tanımladığ ı
kü çü k yuvarlak yapılar aslında blastositlerdi. Ayrıca vezikü ler
folikü lleri de tanımlamıştır ki bunlar şu anda graaf folikü lleri
olarak da bilinmektedir.
Embriyolojinin tarihçesi
Marcello Malpighi (1628-1694) dö llenmemiş
tavuk yumurtalarını incelediğ ini sanarak erken
embriyoları gö zlemlemiştir.
Johan Ham van Arnheim ve Anton van
Leeuwenhoek 1677’de mikroskop ile insan
spermini incelemişler ancak spermin dö llenmedeki
rolü nü anlayamamışlardır. Spermin kü çü k bir insan
minyatü rü taşıdığ ını dü şü nmü şlerdir.
Embriyolojinin tarihçesi
Caspar Friedrich Wolff (1733-1794), ön oluşum
teorilerini reddetmiş ve embriyonun kü çü k yuvarlak
yapılardan meydana geldiğ ini belirtmiştir. Embriyoda
tabaka kavramını ö ne sü rmü ş ve zigot diye adlandırdığ ımız
yapının hü cre katmanları oluşturduğ unu (embriyonik disk)
ve buradan da embriyonun geliştiğ ini sö ylemiştir. Onun bu
dü şü ncesi epigenez teorisinin temelini oluşturmuştur. Bu
teoriye gö re gelişim ö zelleşmiş hü crelerin bü yü mesi ve
farklılaşması sonucu oluşmaktadır.
Embriyolojinin tarihçesi
Ö n oluşum teorisi 1775’te Lazzaro Spallanzani
(1729-1799) tarafından sona erdirilmiş ve yeni bir
bireyin gelişiminin başlatılabilmesi için hem ovum
hem de spermin gerekli olduğ unu gö stermiştir.
Heinrich Christian Pander (1794-1865) 3 germ
tabakasını keşfetmiş ve blastoderm terimini
tanımlamıştır.
Etienne Saint Hilaire ve oğ lu İsidore Saint
Hilaire (19. yy) teratoloji biliminin temelini
atmışlardır.
Embriyolojinin tarihçesi
Karl Ernst von Baer 1827’de kö pekte over folikü lü
içerisinde oositi tanımlamıştır. Von Baer iki ö nemli
embriyolojik kavramı tanımlamıştır; embriyonik gelişimin
safhalar halinde gerçekleştiğ i ve gelişimin genel
niteliklerinin ö zel niteliklerden sonra geldiğ ini
gö stermiştir. Anlamlı ve ileri gö rü şlü katkıları ile modern
embriyolojinin babası olarak tanınmıştır.
Embriyolojinin tarihçesi
1839 yılında hücre teorisinin tanımlanması
ile Schleiden ve Schwann embriyolojide çok
ciddi gelişmelere neden olmuşlardır. Hü cre
teorisinin ortaya koyduğ u kavramlarla
embriyonun zigottan gelişerek çeşitli hü cre
bö lü nmelerinden sonra doku ve organları
oluşturduğ u anlaşılmaya başlanmıştır.
Wilhelm His (1831-1904) doku tespiti,
kesimi ve boyaması ile embriyonun 3 boyutlu
yapısının oluşturulması konusunda gü venilir
teknikler geliştirmiştir.
Embriyolojinin tarihçesi
Frankin P. Mall (1862-1917) bilimsel çalışmalar için insan
embriyosu toplamaya başlamıştır. Mall’ın embriyo
koleksiyonu Amerika’da bulunan Carnegie
Koleksiyonu’nun bir bö lü mü nü oluşturmuştur.
Robert G. Edwards ve Patrick Steptoe 1978 yılında insan
ü remesi tarihinde devrim sayılacak olaylardan birisi olan
in-vitro fertilizasyon tekniğ ine ö ncü lü k etmişlerdir. Bu
çalışmalarıyla Nobel Fizyoloji-Tıp ö dü lü nü almışlardır.
Farklılaşmanın tarihçesi
Embriyolojinin başlıca problemi, gelişme sırasında bir tip
hü crenin diğ er bir tip hü creye nasıl farklılaştığ ıdır.
Ergindeki bü tü n yapıların bir tek dö llenmiş yumurtadan
olduğ unu dü şü ndü ğ ü mü z zaman problemin bü yü klü ğ ü
anlaşılmış olur. Hü cresel farklılaşmaların bugü n genler
tarafından kontrol edildiğ ini biliyoruz.
Farklılaşma yeni bir problem değ ildir. Aristo'dan beri
insanlar bunu tartışmışlardır. 17. ve 18. yü zyıllarda gelişme
ve farklılaşmayı açıklamak için iki teori ileri sü rü lmü ştü r.
Farklılaşmanın tarihçesi
1. Preformasyon Teorisi (Ön Oluş):
Bu teoriye gö re, terimden de anlaşılacağ ı gibi erginin bü tü n
kısımları en kü çü k ayrıntılarına kadar gelişmenin
başlangıcında mevcuttur. Gelişme, ancak başlangıçta
mevcut olan bu minyatü rü n boy bakımından artması
olarak kabul edilir. 17. ve 18. yü zyılda genel olarak kabul
edilen teori preformasyon teorisidir. Bu inanç o devirde
kuvvetli olan dini ve felsefi bir temele dayanıyordu.
Preformasyon teorisini savunan bilim adamları arasında
Harvey, Swammerdam, Bonnet, Von Haller, Spallanzani gibi
araştırıcılar vardır.
Farklılaşmanın tarihçesi