Uzaktan Egitim 2 Temel Kavramlar v7wn 1 Qeps

You might also like

Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 61

TEMEL KAVRAMLAR

Kambiyo
 Kambiyo, değiştirme, bozdurma, değer anlamındadır.
 Diğer bir ifade ile para ya da para yerine geçen değerlerin
değiştirilmesi, alım-satımıyla ilgili işlemleri kapsar.
 Türk Parasının Kıymetinin Korunması hakkındaki 1567 sayılı
yasaya ilişkin 32 sayılı Karar’da Kambiyo;
 ‘‘Efektif dahil yabancı parayla ödemeyi sağlayan her nevi
hesap, belge ve vasıtalar’’ şeklinde tanımlanmıştır.
Efektif
 Banknot şeklindeki bütün yabancı ülke paralarını ifade eder.
 Bankaların efektif alışları sadece kâğıt para şeklindeki yabancı
paraları kapsar, madeni paralar efektif tanımı içinde yer
almaz.
Döviz
 Yabancı para cinsinden ödemeyi sağlayan her tür bono,
poliçe, garanti mektubu, havale, transfer ve benzeri
varlıklardır.
 Uluslararası bankacılık uygulamasında döviz ile efektif aynı
değerde olmayabilir; çünkü efektifin bir saklama ve nakil
maliyeti vardır.
 Ayrıca efektif, bankaların kasalarında durduğu sürece faiz
gelirleri elde edilemeyeceğinden, efektif ve dövizin alış-satış
fiyatları arasında dövizin lehine bir fark olabilir.
Döviz
 Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu ile ilgili olarak alınan
32 sayılı kararda yapılan değişiklikle dövize ilişkin işlemlerin
T.C. Merkez Bankası’nın belirlediği konvertibl dövizler
üzerinde yapabileceğine ilişkin ifade çıkarılmış ve bankalara
konvertibl olmayan dövizler de dahil olmak üzere, her türlü
dövizle işlem yapma serbestisi getirilmiştir.
 T.C. Merkez Bankası sadece kendi işlemlerinde kullanacağı
konvertibl dövizleri belirlemeye yetkili kılınmıştır.
Kambiyo ve Döviz Kavramları Arasındaki
İlişki

 Bir çok ülkede kambiyo ve döviz eş anlamlı kullanılmaktadır.


Uluslararası finans hukukundaki anlamı da hem yabancı ülke
parası ve hem de farklı ülkelerin paralarının birbiriyle
değiştirilme işlemidir.
 Ülkemizde eş anlamlı kullanılmakla birlikte "kambiyo" bir
işlemi ve döviz de yabancı parayı ifade etmektedir.
 Örneğin; bir ihracat olgusu sonucu mal bedeli olarak gelen yabancı paralar
"döviz"dir. Söz konusu ihracatla ilgili banka işlemleri ve dövizin izlenmesi
ise " kambiyo"dur.
 Türk Kambiyo Mevzuatı da döviz ile kambiyoyu eş anlamlı
kabul etmiştir.
Kambiyo Senetleri ile Olan İlişki
 Kambiyonun döviz hukuku dışında bir diğer önemli konumu
Türk Ticaret Kanununda (TTK) yer almaktadır.
 TTK’ da Kanun'da "Kıymetli Evrak" başlığı altında " Kambiyo
Senetleri" yer almaktadır. Kambiyo Senetleri teriminin
kapsamına poliçe, bono ve çek girmektedir. Dersimizin konusu
olan "kambiyo"nun TTK’ da yer alan "Kambiyo Senetleri" ile
hiçbir ilgi ya da hukuki nitelik benzerliği bulunmamaktadır.
Kambiyo İşlemleri
 Türk Parasının Kıymetinin Korunması Hakkındaki 1567 sayılı
yasaya ilişkin 32 sayılı Karar’a göre;

 Yabancı para,
 Döviz çekleri,
 Döviz havaleleri,
 Yabancı paralar üzerinden düzenlenmiş her nevi belgeye
istinaden yapılan işlemler ile,
 İthalat - ihracat işlemleri,

kambiyo işlemleri kapsamına girer.


Kambiyo Senetleri
 Yabancı ülke paraları üzerinden düzenlenen ticari senetler,
poliçe, çek, bono gibi kıymetli evraklardır.
Kambiyo Mevzuatı
 Kambiyo mevzuatı, bir ülkenin yabancı parayla yapmak
zorunda olduğu ödemeleri ve tahsilatı düzenleyen kuralların
tümünü ifade eder.
Kambiyo Rejimi
 Bir ülkenin dış ekonomik işlemlerinin (yabancı para üzerinden
yapılan işlemlerin) parasal yönlerini düzenleyen genel
çerçevedir.
 Döviz işlemlerinde serbestliği veya resmi denetimi öngörebilir.
Türkiye’de Kambiyo Rejiminin Tarihçesi
 1980 öncesi dönemde sabit döviz kuru rejimi uygulanmış ve Türk Lirasının
değeri hükümet tarafından değişen ekonomik koşullara göre
ayarlanmıştır.
 Ancak, yapılması gereken ayarlamalarda ortaya çıkan gecikmeler Türk
Lirasının bazı dönemlerde belirgin şekilde ve aşırı derecede
değerlenmesine neden olmuştur.
 1980 yılında yürürlüğe giren (24 Ocak 1980) istikrar programıyla daha
gerçekçi ve esnek bir döviz kuru politikası yürürlüğe konmuş ve Türk
Lirasının yabancı paralar karşısındaki değeri (%33) düşürülmüştür.
(Devalüasyon)
 1982 yılında ticari bankaların döviz pozisyonu bulundurmalarına izin
verilmiştir. (Döviz Pozisyonu; bankaların döviz alma, satma ve dış ticarete
aracılık etme amacıyla bulundurdukları döviz stokudur.) Getirilen bu
düzenlemenin amacı, yurt dışından ve paralel piyasalardan bankacılık
sistemine döviz transferlerini artırmak ve sermaye kaçışını engellemektir.
Türkiye’de Kambiyo Rejiminin Tarihçesi
 TPKKK ile ilgili olarak çıkarılan 7 Temmuz 1984 tarih ve 30 sayılı Karar
ile kambiyo rejiminin serbestleştirilmesindeki en önemli adım
atılmıştır. Bu karar ile ticari bankaların döviz yükümlülükleri oranında
döviz operasyonları ve işlemleriyle meşgul olmalarına imkân
sağlanmıştır.
 30 Sayılı Kararın hemen ardından 29 Haziran 1985 tarihinde bankaların
ticari, ticari olmayan ve bankalararası işlemleri için kendi kurlarını
belirlemelerine serbesti getirilmiştir.
 Alınan tüm bu tedbirler bankaların yabancı para faaliyetlerini önemli
ölçüde büyütmüş ve döviz cinsinden mevduatları geniş paranın (M2Y)
temel bileşeni haline gelmiştir.
Türkiye’de Kambiyo Rejiminin Tarihçesi
 Döviz mevduatlarının hızla artması nedeniyle parasal genişlemeyi
kontrol altına alabilmek için bu tür mevduatlar 1986 yılında zorunlu
rezerv uygulamasına tabi tutulmuştur.
 Bunun yanı sıra, döviz mevduatlarından elde edilen kazançlar önceleri
vergiye tabi değilken, para ikamesini azaltmak için 1988 yılı Şubat
ayında alınan tedbirler çerçevesinde %5 oranında stopaja tabi
tutulmuş ve bununla da yetinilmeyerek söz konusu oran 1989 yılında
%10 düzeyine çıkarılmıştır.
 Kambiyo rejiminde devam eden serbestleşme hareketinin bir diğer
adımı, döviz kurlarının piyasa koşullarına göre belirlenebilmesine
yardımcı olmak amacı ile 21 Eylül 1988 tarihinde Merkez Bankası’nın
himayesinde Bankalararası Döviz ve Efektif Piyasasının kurulması ile
atılmıştır. Söz konusu piyasanın katılımcıları bankalar ve yetkili döviz
büfeleridir.
Türkiye’de Kambiyo Rejiminin Tarihçesi
 Ağustos 1989 tarihi, Türkiye ekonomisi açısından oldukça önemli bir dönüm
noktasını ifade etmektedir. Bu tarihte, Türk Parasının Kıymetini Koruma
Hakkında 32 sayılı Karar yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararla Türk
Parası’nın “tam konvertibilite”ye geçişinin ilk adımları atılmış, kambiyo
sisteminde serbestleştirme artırılmıştır. Şubat 1990’da tam konvertibiliteye
geçilmiştir.
 Yine 32 Sayılı Kararla sermaye hareketleri üzerindeki kontroller büyük ölçüde
hafifletilmiş ve bankaların kendi faaliyetlerinde kullandıkları döviz kurlarını
serbestçe belirlemelerine izin verilmiştir.
 Kambiyo rejiminde yapılan bu düzenlemeler neticesinde döviz üzerindeki
kısıtlamalar büyük ölçüde kalkmış, bu ise para ikamesine doğru bir baskıya
yol açmıştır.
 Enflasyonun yükselmesi ile birlikte ulusal para biriminin taşıması gereken özellikler
yıpranmaya başlar ve paranın fonksiyonlarını (değişim ölçüsü olma, hesap birimi ve değer
saklama işlevleri) yerine getirememeye başlaması sonucunda ulusal para yerine yabancı para
kullanımı yaygınlaşmaya başlar. Bu olgu para ikamesi ya da Dolarizasyon olarak adlandırılır.
Döviz Pozisyonu
 Bankaların döviz mevcut ve alacakları ile döviz taahhüt ve
borçlarının toplamını ifade eder.
 Bankaların döviz mevcut ve alacakları toplamı döviz taahhüt
ve borçlarına eşit ise buna başa baş veya net/tapi pozisyon;
 Döviz mevcut ve alacakları toplamı döviz taahhüt ve
borçlarından fazla ise buna uzun/kapalı pozisyon;
 Döviz mevcut ve alacakları toplamı döviz taahhüt ve
borçlarından az ise bu duruma kısa/açık pozisyon adı verilir.
 Kur riski, döviz kurlarındaki değişmelerin bankaların varlıklar-
yükümlülük dengesinin yükümlülükler aleyhine bozulması
durumunda ortaya çıkar.
Döviz Pozisyonu
 Özellikle bankaların uluslararası piyasalardan sağladıkları
fonların kullanımında kur riski çok barizdir.
 Bankaların yurtdışından sağladıkları krediler döviz cinsinden
olmakla birlikte, bu kredilerin yurtiçindeki kullanımı ulusal
para cinsindendir. Böyle bir durumda yükümlüklerin döviz,
alacakların ulusal para cinsinden olması nedeniyle bankalar
herhangi bir dalgalanma durumunda döviz yükümlülüklerini
yerine getirememe riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
Konvertibilite
 Bir ülke parasının diğer ülke paraları ile serbestçe (hiçbir
sınırlamaya tabi olmadan) değiştirilmesine konvertibilite
denir.
 Diğer ülke paralarına kolayca çevrilen dövizlere konvertibl
döviz denir. Bu tür dövizler değer, istikrar, işlem ve ticari
hacim açısından uluslararası bir geçerliliğe sahiptir; ancak, her
ülkenin özel koşullarından dolayı, başka ülkelerde konvertibl
olarak nitelendirilen bazı paralar o ülkede konvertibl
olmayabilir.
 Ülkemizde TCMB tarafından döviz ve efektif fiyatları ayrı ayrı
belirlenen paralar Türkiye’de konvertibl sayılırlar.
Konvertibilite-Rezerv Para İlişkisi
 Eğer bir ülkenin parası başka ülkelerin bankaları ya da kişi ve
kurumları tarafından da ödeme aracı olarak kabul ediliyorsa o para
sadece konvertibl değil aynı zamanda rezerv para konumundadır.
Dolar ve Euro, hem konvertibl hem de rezerv paraya örnektir.
Kısmen Yen, Pound, İsviçre Frangı da benzer konumda kabul
edilebilir.
 Bir yabancı Türkiye’de satın aldığı bir malın bedelini ödemeyi Dolar
ya da Euro ile yapmak isterse satıcı bunu kabul edebilir. Çünkü Dolar
da Euro da sadece konvertibl değil aynı zamanda her yerde geçer
akçe yani rezerv para konumundadır. Buna karşılık benzer bir
uygulamayı TL ile İngiltere’de yapsanız bunun kabul edilmesi istisnai
bazı haller dışında mümkün olmaz. Bu durum, TL’nin konvertibl
olmadığını değil rezerv para konumunda bulunmadığını gösterir.
Non-Konvertibl Döviz
 TCMB tarafından yanlızca efektif olarak alış ve satılı yapılan
paralara denir.
Kur
 Bir milli paranın yabancı paralar karşısındaki değerine kur denir.
Diğer bir deyimle bir birim yabancı paranın Türk Lirası değeri
demektir. Döviz alım satımları işlem anında geçerli kurlar
üzerinden yapılır. Kambiyo (forex) piyasalarında anlık alım satımlar
sırasında oluşan döviz fiyatlarına cari kur denilmektedir.
 Ticari ve gayri ticari işlemlere ilişkin olarak yapılan döviz ve efektif
alım satım işlemlerinde uygulanacak döviz kurları bankalar, yetkili
müesseseler, PTT, kıymetli maden aracı kuruluşları ve aracı
kurumlarca serbestçe tespit edilen kurlar üzerinden yapılır.
 T.C. Merkez Bankası’nca her iş günü sonunda ilan edilecek günlük
kurlar, uluslararası ve iç piyasadaki gelişmeler dikkate alınarak
serbestçe belirlenir.
TCMB Tarafından İlan Edilen Gösterge
Kurları Neyi Gösterir?
 Merkez Bankasınca her iş günü saat 15:30'da gösterge
niteliğinde kurlar belirlenmekte ve ertesi gün Resmi Gazete'de
yayımlanmaktadır.
 Ancak, bu kurlar hiçbir kişi ve kurumu bağlamamakta,
belirlendikleri günü takip eden iş günü Merkez Bankasının bazı
gişe işlemlerinde ve muhasebe amaçlı olarak kullanılmaktadır.
 Merkez Bankası dışındaki gerçek ve tüzel kişiler arasındaki
işlemlerde hangi kurun uygulanacağı hususu ise tamamen bu
kişilerin kendi iradelerindedir.
Kur Nasıl Belirlenir?
 Eğer bir ülkede dalgalı kur rejimi (floating exchange rate
regime) uygulanıyorsa ülke parasının yabancı paralar
karşısındaki değeri yani döviz kuru piyasada belirleniyor
demektir. Dövizi de bir çeşit mal gibi kabul edersek onun fiyatı
olan döviz kurunun da öteki malların fiyatı gibi arz ve talep
kurallarına göre belirlendiğini görebiliriz.
 Bir ülkede döviz bol, yerli para kıtsa döviz kuru düşük, döviz
kıt, yerli para bolsa döviz kuru yüksek olacak demektir. Dalgalı
kur rejiminde döviz kurları piyasadaki hareketlere göre sürekli
iner ya da çıkar. Eğer bir ülkenin parası yabancı paralara karşı
değer kaybediyorsa buna değer kaybı, değer kazanıyorsa buna
değer kazanımı diyoruz.
Kur Nasıl Belirlenir?
 Eğer bir ülkede sabit kur rejimi (fixed exchange rate regime)
uygulanıyorsa o ülkedeki merkez bankası ülke parasının döviz
kurunu tek tek bütün dövizler için belirler ve bu kurlar yeni bir
karar alınana kadar değişmeden kalır.
 Bu döviz kurunun merkez bankası tarafından ülke parasına
değer kazandıracak biçimde düşürülmesine revalüasyon, ülke
parasına değer kaybettirecek biçimde düşürülmesine de
devalüasyon deniyor.
Kur Nasıl Belirlenir?
 Eğer bir ülkede müdahaleli döviz kuru rejimi (dirty float)
uygulanıyorsa, döviz kuru esas olarak piyasada belirlenmekle
birlikte merkez bankası bu kuru çeşitli müdahalelerle
yönlendirerek istediği düzeyde olmasına çalışır.
 Merkez bankalarının günümüzde dalgalı kur rejiminde, döviz
kurunun aşırı oynaklığını önlemek için yaptığı müdahaleler
dalgalı kur rejiminden müdahaleli kur rejimine geçiş olarak
kabul edilmemektedir. Bununla birlikte bu yargıya varabilmek
için müdahalenin boyutu ve süresine bakmak gerekir. Eğer
müdahale sürekli ve yüksek boyutlu bir hal alıyorsa o zaman
dalgalı kur yerini müdahaleli kur rejimine terk etmiş sayılır.
Parite
 Yabancı paraların birbirine olan oranına parite denir ve bir
paranın başka bir para birimine dönüştürülme oranını ifade
eder. Paritede baz döviz ABD dolarıdır.
Arbitraj
 Arbitraj fiyat farklarından yararlanmak amacıyla para, kıymetli
maden, tahvil ve hisse senedi alıp satma işlemidir.
 Farklı piyasalarda aynı menkul kıymetler için farklı denge fiyatları
oluşmuş olması durumunda, menkul kıymetlerin ucuz olduğu
piyasadan alınarak daha pahalı olduğu piyasada satılmasıdır.
Arbitrajcı arbitraj işlemini gerçekleştiren kişidir.
 Alış-satış işleminin aynı anda gerçekleştiği varsayımı altında
arbitrajcı hiçbir risk üstlenmez. Arbitrajda malın satış fiyatı ile alış
fiyatı arasındaki pozitif fark arbitrajcı kârıdır. Arbitraj, piyasa
işleyişinde bozukluğun sonucudur. Zira işleyen bir piyasada aynı
menkul kıymetler için tek fiyat oluşur. Ve işleyen piyasalarda
arbitraj mümkün değildir.
Arbitraj
 Arbitrajı örnekleyecek olursak; BIST'te 10€ = 21.4 TL iken
Dowjones'ta 10€ = 27 TL ise arbitrajcı BIST'ten aldığı avroları
Dowjones'ta satarak kâr elde eder. Arbitrajın oluşabilmesi için iki
piyasanın birbirinden habersiz olması gerekir fakat günümüzde
mükemmel piyasa koşullarına yaklaşılmakta olduğundan arbitraj
gün geçtikçe zorlaşmaktadır.
ARA SINAV SONRASI KONULAR
Hedging
 Yabancı para üzerinden işlem yapan kişiler kur değişmelerinin
doğurduğu belirsizliklerle yani kur riski ile karşı karşıyadırlar.
Bu durumu önlemenin en dolaysız yolu vadeli döviz piyasası
sözleşmeleri ile hedging işlemleri yapmaktır.
Muhabir Banka
 Bir bankanın yabancı para işlemlerinde diğer bankalarla
arasında aracılık yapmasını sağlamak için yetki verdiği
bankadır.
Rambursman Bankası
 Bir bankanın, muhabir bankalar arasında, nezdinde hesap
açtırdığı ve bu hesaptan ödeme yapma konusunda yetki
verdiği bankaya denir.
 Örneğin, Almanya’da bulunan A ve B bankaları ile muhabirlik
ilişkisi kurulmuştur. A Bankası nezdinde hesap açtırılmış ve bu
bankaya hesaptan ödeme yetkisi verilmiştir. Bu durumda A
bankası hem muhabir hem de rambursman banka olarak, B
bankası ise sadece muhabir banka olarak hizmet vermektedir.
Nostro ve Vostro Hesaplar
 Nostro hesap, bir bankanın yabancı bankalar nezdinde
açtırdığı döviz hesaplarıdır. Vostro hesap ise yabancı bir
bankanın Bankamız nezdinde açtırdığı Türk lirası hesaptır.
 Örneğin; bir Türk Bankasının bir İngiliz Bankasında
bulundurduğu hesap Türk Bankasının nostro hesabıdır. İngiliz
Bankası açısından ise aynı hesap o bankanın vostro hesabıdır.
Libor
 LIBOR (London Interbank Offered Rate), Londra Bankalararası
piyasasında birinci sınıf ticari bankaların diğer banka ve mali
kuruluşlara verdikleri ödünç paralara uyguladıkları faiz
oranları temel alınarak oluşan referans faiz oranıdır. LIBOR,
BBA (British Bankers Association-Britanya Bankalar Birliği)
tarafından 11.00’dan itibaren ilan edilmekte ve gecelikten bir
yıllığa kadar süreler için değişen faiz oranlarını içermektedir.
 BBA İngiliz sterlini, Amerikan Doları ve Euro ‘nun da olduğu on
değişik döviz cinsinden LIBOR oranı yayımlamaktadır. Özellikle
Amerikan Doları ve İngiliz Sterlini için bankalararası piyasada
referans faiz oranı olarak alınmaktadır.
Sendikasyon
 Bir bankalar gurubunun (sendika) borç alacak hükümet,
kurum veya kuruluşa büyük miktar da fon sağlanma amacıyla
bir araya gelerek borç vermesi sendikasyon kredisi olarak
adlandırılır. Kredi sendikasyonun oluşma nedeni ise borç talep
edilen miktarın tek bir kuruluş tarafından ödenme
güçlüğünden, miktar büyüklüğünden kaynaklanan riskin
dağıtılma ihtiyacından ve yüksek miktarda borç talep eden
tarafın menkul kıymet ihracı yoluyla değil de kredi vasıtası ile
fon sağlama isteğinden kaynaklanmaktadır.
Sendikasyon
 Sendikasyon kredi anlaşması, borç talep eden taraf ile kredi
sağlanması için sendikasyonda bulunacak diğer bankaları
organize eden aracı bankanın kredi yapısını belirlemesi ile
başlamaktadır. Aracı veya lider banka borç veren diğer sendika
üyeleri arasında idari görevleri belirlemek, nakit akışını dağıtmak
ve kredi veya görevler ile orantılı olarak diğer bankalara oranla
daha büyük payı üstlenerek çalışmaktadır.
Sendikasyon
 Uluslararası finansman yöntemi olan sendikasyon kredileri
özellikle 1970 dünya petrol şoku sonrası artarak devam
etmiştir ve faiz oranlarını düşük olduğu dönemlerde de
kullanılarak dış ödeme açıklarının kapatılması için
kullanılmıştır.
 Sendikasyon kredilerinde faiz oranları genellikle LIBOR
oranları referans olarak oluşmaktadır ve ek olarak kredi
verilecek kuruluşun risk derecesine göre artı eklemeler
yapılabilmektedir.
Seküritizasyon
 Bilançonun dönen varlıklar bölümünde stok halindeki uzun
vadeli ancak taksitlere dayanan alacakların likit hale
dönüştürülmesi işlemidir. Bu alacaklara örnek olarak, kredi
kartı alacakları, otomobil alacakları, konuttan kaynaklanan
ipotek alacakları gösterilebilir. Bu tür alacakları likit hale
dönüştürmek için sermaye piyasalarının sığ değil oldukça
derin olması gerekmektedir. Diğer taraftan, sigorta
sektörünün ve reyting kuruluşlarının da yeterince gelişmiş
olması gerekmektedir.
Seküritizasyon
 Varlığa dayalı menkul kıymetleştirme (Asset backed
securitization-ABS) olarak da adlandırılan bu innovatif finans
aracı 1970’li yıllarda ABD’de özellikle konut sektöründe
kendini göstermiş daha sonra diğer alacaklarda etkili bir araç
haline gelmiştir. VDMK’ nin bir alt dalı olan ipoteğe dayalı
menkul kıymetleştirme (Mortgage backed securities) çok kısa
bir zamanda devasa rakamlara ulaştığından dolayı adeta
özerkliğini ilan etmiş ve kendi özel ismiyle anılmaya
başlamıştır.
SWIFT
 Society for Worldwide Interbank Financial
Telecommunication'ın kısa adı olan SWIFT, dünya çapında
bankalar arasında kullanılan elektronik haberleşme sistemidir.
 Merkezi Belçika’da bulunan SWIFT sistemi, 1973 yılında 239
üye ile kurulmuş, 1977 yılında fiilen çalışmaya başlamıştır.
SWIFT sisteminin şuan 209 ülkede 9700’den fazla banka ve
kurumsal firma olmak üzere kullanıcısı bulunmaktadır. Swift
yüksek standartlı, iletişimi hızlı, maliyeti düşük, otomasyonu
ve güvenliği yüksek bir sistemdir.
IBAN
 IBAN (International Bank Account Number = Uluslararası
Banka Hesap Numarası), Avrupa Bankacılık Standartları
Komitesi (ECBS) tarafından geliştirilmiş, uluslararası bir banka
hesap numarası standardıdır. ISO (Uluslararası
Standardizasyon Kuruluşu) tarafından tanınan bir standarttır.
IBAN
 Para transferine konu olabilecek hesaplar için üretilen IBAN
en fazla 34 alfanümerik karakterden oluşur. Her ülke kendi
ihtiyacına göre değişik uzunlukta IBAN belirleyebilir. İlk 2 hane
ülke kodu, izleyen 2 hane kontrol karakteri olup sonraki
karakterler ise her ülkenin kendi kararlaştıracağı standart
müşteri hesap numarası için ayrılmıştır.
 Ülkemizde IBAN ile ilgili çalışmalara Türkiye Bankalar Birliği
bünyesinde kurulan çalışma grubu aracılığıyla 2003 yılında
başlanılmıştır. Bu çalışmaların sonucunda Türkiye IBAN
standardı belirlenmiş ve 1 Eylül 2005 tarihinden itibaren
bankacılık işlemlerinde kullanılması kararlaştırılmıştır.
KAMBİYOYA İLİŞKİN
YÜKÜMLÜLÜKLER
Kambiyo İle İlgili Yükümlülükler
 Bankalar, yabancı para üzerinden yaptıkları
işlemlerde devlete karşı bazı yükümlülükleri yerine
getirmek zorundadırlar. Aşağıda belirtilen
yükümlülükleri yerine getirmediği tespit edilen
bankaların dövize ilişkin işlemlere aracılık etme
yetkisi kısmen veya tamamen kaldırılabilir.

 Kimlik Tespiti Yükümlülüğü


 Belge Düzenleme Yükümlülüğü
 Yabancı Mevduatlar İçin Karşılık Ayırma Yükümlülüğü
KİMLİK TESPİTİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Bankalar-Suç Gelirlerinin Aklanması Broşürü


Okunacak!
BELGE DÜZENLEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Döviz Alım, Döviz Satım ve TL Transfer
Belgesi

 Türkiye'de faaliyette bulunan bankalar, yetkili müesseseler,


PTT, kıymetli maden aracı kuruluşları ve aracı kurumlar; tüm
efektif ve döviz alımlarında döviz alım (DAB), tüm efektif ve
döviz satımlarında döviz satım (DSB) ve yurt dışına yapılacak
Türk parası transferlerinde Türk parası transfer belgelerini
(TPTB) iki nüsha olarak düzenler, birinci nüshayı ilgiliye verir,
ikinci nüshalarını ise on yıl süreyle saklar.
 Bankalar bu belgeleri ihtiyaçları kadar bastıracaklardır. Bu
belgelerin düzenlenmesinde elektronik makineler ve
bilgisayarlar kullanılması mümkündür.
Nakit Beyan Formu
(Nakit Kontrolleri ve Nakit Beyan Formu Genelgesi ile 32 Sayılı Karara İlişkin
Tebliğ incelenecek! Sarı ile işaretlenen yerler çok önemli!!!)
 Efektif olarak getirilen ihracat bedelinin yurt dışından
getirildiğinin tespiti Gümrük Müdürlüklerince onaylı Nakit
Beyan Formu (NBF) ile yapılır.
 NBF konusu efektifin ihracat bedeli olarak alışının
yapılabilmesi için;
 - Bu formun “Geliş Sebebi” bölümünde efektifin kaynağının “İhracat”
olduğunun açıkça belirtilmesi,
 - NBF’yi ibraz eden şahsın kimlik tespitinin yapılması,
 - İhracatçının yazılı beyanının alınması, gerekir.
 NBF’nin bankalara ibraz edilmesi için herhangi bir kısıtlayıcı
süre yoktur.
KARŞILIK AYIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Nasıl Ayrılır?
 TCMB tarafından yayınlanan Zorunlu Karşılıklar Tebliğine göre,
Bankaların ve finansman şirketleri, kabul ettikleri yabancı para
mevduatlar için zorunlu karşılık ayırmak zorundadırlar.
 Zorunlu karşılığa tabi yükümlülükler TCMB tarafından iki haftada
bir cuma günleri itibarıyla hesaplanır.
 Yabancı para zorunlu karşılıklar, ABD doları yükümlülükler için
ABD doları döviz cinsinden, ABD doları haricindeki yabancı para
yükümlülükler için ABD doları veya Euro döviz cinslerinden,
Merkez Bankası nezdinde açılan hesaplarda nakden tesis edilir.
 Zorunlu karşılıkların tesis süresi 14 gündür. Bu süre
yükümlülüklerin hesaplandığı tarihten iki hafta sonraki cuma
günü başlar ve ikinci haftanın perşembe günü sona erer.
Eksik Ayrılan Karşılıklar
Bankalarca ve finansman şirketlerince;
 a)Zorunlu karşılıkların süresinde tesis edilmemesi veya eksik tesis edilmesi,
 b)Zorunlu karşılık cetvellerinde yer alan yükümlülükler ile yapılacak
incelemeler sonucu tespit olunacak yükümlülükler arasında fark oluşması
nedeniyle, zorunlu karşılıkların eksik tesis edilmiş olması,
hâllerinde, eksik tesis edilen yabancı para zorunlu karşılıkların 3
katı tutarında ABD doları cinsinden mevduat, Merkez Bankası
nezdinde açılan bloke hesaplarda zorunlu karşılıkların eksik tesis
edildiği süreler dikkate alınarak faizsiz olarak tutulur.
Karşılıklara Faiz Uygulaması ve Diğer
Hususlar
 Zorunlu karşılıklara Merkez Bankasınca tespit edilen usul ve
esaslara göre faiz ödenebilir.
 Uygulanacak faiz oranı değişen küresel ve yerel finansal
piyasa koşulları çerçevesinde günlük olarak belirlenmektedir.
(Yaklaşık gecelik faiz oranı yıllık yüzde 0,12 civarında)
 Mevduat veya katılım fonları olağanüstü çekilmekte olan
bankaların eksiliş tutarını, eksilişe konu teşkil eden mevduat
veya katılım fonunun vade ve türü ile eksilişin başladığı tarihi
Merkez Bankasına yazılı olarak bildirmeleri halinde, tesis
etmeleri gereken zorunlu karşılık tutarı olağanüstü eksilişe
tekabül eden mevduat veya katılım fonları göz önüne alınarak
yeniden hesaplanabilir.
Zorunlu Karşılık Oranları

 TCMB web sayfasından güncel zorunlu


karşılık oranları incelenecek!

You might also like