Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 62

APOPTOZİS

PROGRAMLI HÜCRE ÖLÜMÜ


• Apoptozis nedir?
• Siz bu cümleyi okumayı bitirdiğinizde
• binlerce hücrenizi kaybetmiş
olacaksınız.
• O hücreler sizin sağlıklı kalmanız için
intihar ettiler.
• “Cell suicide”
• Yani, fizyolojik şartlar altında öldüler.
• “Physiological cell death”
• Üstelik, ölecekleri önceden
programlanmıştı.
• “Programmed cell death”
Ökaryotik organizmalardaki hücreler doğarlar,
belirli bir süre yaşarlar ve sonra ölürler.
(Bowen,1998)

APOPTOZİS
Apoptozis, embriyo döneminden
ölüme kadar pek çok fizyolojik
veya patolojik olayda izlenen
programlı hücre
ölümüdür. Hücre ölümü
sürecinde, hücre yüzeyinde,
yüzey organellerinde ve
nükleusta çeşitli değişiklikler
izlenir.
• Zamanı gelince ölen hücreler daha önceden proglamlanmış bir
şekilde ölürler (‘’programmed cell death’’).

• Tüm bu ölümler fizyolojik şartlarda meydana geldiği için bu


ölüm şekli fizyolojik hücre ölümü (‘’physiological cell death’’)
olarak da adlandırılır.

• Ayrıca, bir şekilde DNA’sı hasarlanmış (virüs etkisi veya


çevresel nedenlerle) hücreler organizmanın zarar görmemesi
için kendilerini öldürürler (‘’cell suicide’’) ve bunu
organizmanın yararı için yaparlar.

• Doku homeostazisi için (örneğin yara iyileşmesinde olduğu


gibi) hücreler ölerek ortamdan kaybolur (‘’cell deletion’’).

İşte tüm bu kavramlar apoptozisle eş anlamlı olarak


Apoptozis hücrelerin öldürülmesinde fizyolojik
bir süreçtir. Çok hücreli organizmaların
gelişimi ve işlevselliğinde çok önemlidir.

Bu hücre ölümünün kontrolündeki anormallikler;


– Kanser
– Otoimmun hastalıklar
– Dejeneratif hastalıklar dır.
Apoptozisin gereksiz oluştuğu veya hızlandığı hastalıklar;
AIDS
nörodejeneratif hastalıklar
insüline bağımlı tip diyabet
hepatit C infeksiyonu
miyokard enfarktüsü
ateroskleroz

Apoptozisin yavaşladığı hastalıklar;


otoimmun hastalıklar
kanser
APOPTOZİSİN OLUŞUMU

Organizmaların yaşam süreleri hücre tipine göre


değişmektedir.

Barsak hücreleri 3-5 günlük ,derinin epidermal hücreleri


ise 20-25 günlük yaşam süresine sahiptir.

Miyokard kası hücreleri veya nöronlar ömür boyu


yaşarlar.Buna rağmen nöronlarımızın %10-15’ini
ömrümüzün sonuna doğru kaybetmekteyiz.Doğumda aşırı
sayıda olan nöronların sayısı uygun sinaptik ağın
sağlanabilmesi için azalır. Optimum sayıda nöronun
optimum sayıda sinaptik bağıntı içinde olabilmesi için bu
nöron kayıpları gereklidir. Bahsedilen bu hücre ölümleri
apoptozis ile gerçekleşir.
Doku homeostazisi ;
apoptozis (ölüm) ve
mitozis (yeniden yapım) ile sağlanır.

Normal apoptotik hücre ölümü ve yerine yeni


hücre yapımının günde yaklaşık 1x1011 hücreyi
bulduğu hesaplanmaktadır. Bu da yetişkin bir
insanın vücut ağırlığının her 18-24 ayda
yeniden yapım ve yıkımı anlamına gelmektedir.
Apoptozis çok hücreli canlıların gelişimi esnasında da
görülür.
Çok hücreli canlıların normal ve doğru gelişimleri seçilmiş
bazı hücrelerin apoptozisle ölmesine bağlıdır.

• Kurbağaların metamorfozisi • İnsan embriyosunun el


esnasında kuyrukları parmakları arasında bulunan
kaybolur. Böylece yetişkin perdelerin, buradaki
forma geçerler. Kuyruktaki hücrelerin apoptozisle
hücreler apoptozisle ölerek ölmesi sonucu kaybolduğu
kaybolurlar. düşünülmektedir.
1 mm uzunluğunda transparant bir kurtçuk olan
Caenorhabditis elegans’ın başlangıçta 1090 olan
hücre sayısı tam olarak 131 hücre azalır ve böylece
hermafroditik formdan yetişkin forma dönüşür.
Ölen hücreler mikroskop altında izlenebilirler.

Bu kurtçuk model alınarak yapılan organ gelişimi ve


apoptozis çalışmaları 2002 yılında Sydney Brenner,
Robert Horwitz ve John Sulston’a Nobel Ödülü
kazandırmıştır.
APOPTOZİSİN GÖRÜLDÜĞÜ HÜCRE ÇEŞİTLERİ

 İnce barsaklar : Kriptaların tabanlarında yeni oluşan


hücreler, kriptaların uçlarına doğru göç ederler ve 3-4 gün
süren bu göçün sonunda ölerek,barsak boşluğuna dökülürler.

 Deri : Keratinositleri derinin bazal tabakasında oluştuktan


sonra derinin en üst tabakasına doğru göç ederler. Bu
esnasında her tabakada çeşitli farklılaşma özellikleri
gösterip en sonunda derinin organizmayı dış etkenlerden
koruyucu ölü tabakasını oluşturmak üzere ölürler.

 Timus : İmmün sistemin çok önemli hücreleri olan T


lenfositler timusda olgunlaşırlar. Etkisiz olanlar veya
organizmanın kendi dokularına karşı reaksiyon verme
potansiyeli taşıyanlar kan dolaşımına girmeden önce
apoptozisle ölür ve ortamdan uzaklaştırılır.
 Uterus : Menstruasyon esnasında uterusun iç duvarındaki
hücreler ölürler ve menstruasyon kanıyla uzaklaştırılırlar.
Böylece uterus endometriumu apoptozisle dökülür.

 Gözdeki lensde içleri saydam bir protein olan kristallin ile


dolu apoptotik hücreler bulunur.

 Virüslerle enfekte olmuş veya kalıcı DNA hasarı oluşmuş


hücrelerden apoptozise gidemeyen ve genetik olarak
değişmiş olanlar ileride kanser gelişimine neden olabilirler.
Apoptozisin sinyallenmesi;
1-Hücre içinden gelen tetikleyici olaylar
2-Ölüm reseptörlerinin ligasyonu
şeklinde olmaktadır.

Apoptozis şekillenen hücrede Apoptozis şekillenen hücrede


morfolojik değişiklikler moleküler değişiklikler

• Kromatin agregasyonu • DNA ayrılması


• Stoplazmik büzülme
• Plazma membran kabarması
İnternükleozomal DNA ayrılması

Apoptozisin en önemli özgün yönü DNA’nın


internükleozomal bölgelerden yaklaşık 180-200 baz çifti
veya bunun katları boyutunda DNA parçaları oluşturacak
şekilde parçalanmasıdır. Bu durum agaroz jel
elektroforezinde merdiven görüntüsü imajının ortaya
çıkmasına neden olur.DNA’yı parçalayan bir Ca/Mg-
bağımlı endonükleazdır.Ayrıca, DNase I ve II ‘de DNA
parçalanmasından sorumludur.
‘’Fosfotidilserin(PS) geçişi’’

Apoptotik hücrede görülen önemli


değişikliklerden biri normalde plazma
membranının iç yüzünde bulunan fosfotidilserin’in
erken evrede membranın dış yüzüne doğru
transloke olmasıdır.Bu mekanizma apoptotik
hücrelerin komşu hücreler ve makrofajlar
tarafından tanınmasını sağlar.
APOPTOZİSİN BOZULDUĞU HASTALIKLAR

1.Viral infeksiyonlar

• Virüsler hücreleri enfekte ettiklerinde girdikleri hücreye kendi


proteinlerini sentez ettirirler. O hücrenin kendisi için gerekli
proteinlerin yapımını durdururlar. Bu yüzden, hücrede apoptozis
indüklenir ve hücre ölür.Böylece virüs kendini de elimine eder.
– Ebstein-Barr virüsü bir apoptozis inhibitörü olan bcl-2’ye
benzer moleküller üretmektedir.
– Papillomavirüs ise güçlü bir apoptozis indükleyicisi olan p53’ü
inaktifleştirmektedir.
• Fakat vücudun immün sistemi viral enfeksiyonlarla savaşır. İmmün
sistemin önemli bir komponenti olan T lenfositleri,virüsle enfekte
olmuş hücreleri apoptozisi indükleyerek öldürürler.Apoptozisin
indüksiyonu T lenfositlerinden salgılanan granzimlerin etkisiyle
sağlanır.Böylece virüsle enfekte olan hücre ortamdan
uzaklaştırılır.
Granzimler
Patojenle enfekte edilmiş hücrelerin veya tümör
hücrelerinin ortadan kaldırılmasında etkin rol alırlar.

Granzimler normal olarak sitotoksik lenfositlerin (CTL)


stoplazmik granüllerinde bulunurlar.

CTL’ lerin hedef hücreye bağlanmasıyla membranda porlar


meydana gelir. Bu porlar aracılığıyla granzimler hücreye
girer ve kaspaz kaskadı başlatılır.
Sağlıklı hücrelerde apoptozisin indüklenmesi

Sitotoksik T lenfositleri FasL salgılayarak


enfekte hücrelerde apoptozisi indükleyebilirler ama
bu mekanizmayla sağlıklı komşu hücrelerde de
apoptozisin indüklenme riski ‘’bystander effect’’
vardır.

Hepatit virüslerinin göreceli olarak daha az


sayıda hücre enfekte etmelerine rağmen daha çok
sayıda hücre hasarına neden olmalarının bu şekilde
açıklanabileceği önerilmiştir.
2-Nörodejeneratif hastalıklar

• Nöronlar, sinaptik bağıntıları uygun şekilde


kurulduktan sonra bir daha çoğalamayan
hücrelerdir(kalp kası gibi). Dolayısıyla
yenilenemediklerinden ömür boyunca yaşarlar. Oysa
Alzheimer, Parkinson, gibi hastalıklarda nedeni henüz
bilinemeyen bir şekilde apoptozisin indüklenerek
nöronların öldüğü düşünülmektedir.

3-İnsüline bağımlı tip diabet

• Bu hastalıklarda, insülin salgılayan hücreler


apoptozisle ölmektedirler.
4-Organ transplantasyonları

• Transplante edilen organlara vücudun immün atağı


olduğu bilinmektedir.Oysa, testis hücreleri devamlı
olarak FasL eksprese ettiklerinden dolayı bu bölgelere
gelen T lenfositleri bu hücrelerin üzerindeki Fas
reseptörlerini aktive ederek apoptozisle
öldürebilmektedirler.Böylece, immün sistemin
etkisinden kurtulabilmektedirler. Aynı şekilde,
transplante edilen organın FasL eksprese etmesi
sağlanabilirse bu durumda rejeksiyon olasılığını önlemek
mümkün olabilir.Böylece, immün sistemin etkisinden
kurtulabilmektedirler.
5-AIDS (Acquired immunodeficiency
syndrome)

• AIDS enfeksiyonu sonucu CD4+ T-hücreleri


(lenfositleri) apoptozisle ölmektedirler. HIV
(human immunodeficiency virüs) CD4+ T
hücrelerinin yüzeyindeki CD4 moleküllerine
bağlanır. Aslında, AIDS’de CD4+ hücrelerinin
100 000’de 1’inden az bir kısmında bu
bağlanma görülmesine rağmen birçok hücre
apoptozisle ölmektedir. Bunun mekanizması tam
6-Malign hastalıklar

• Malign hastalıklar kontrolsüz bir aşırı hücre


proliferasyonunun olduğu hastalıklar olarak bilinir.
Oysa, aşırı proliferasyonun yanında azalmış
apoptotik hücre ölüm hızının da malignite gelişimine
katkıda bulunduğu görülmüştür. Zamanı geldiğinde
normal olarak apoptozise gidemeyen dolayısıyla
beklenenden daha uzun süre yaşayan hücreler,
genomlarında biriktirdikleri mutasyonların etkisiyle
malign hücrelere dönüşme potansiyeli taşırlar.
KANSER ve APOPTOZİS

Kanser yüzyılın en önemli ölüm sebebidir.Günümüzde


nedeni bilinen ölümler arasında, kalp-damar hastalıklarından
sonra 2. sıraya yükselmiştir. Her on ölümden birine neden
kanserdir.

Her hücre, doğar, çoğalır (proliferasyon),farklılaşır


(diferensiasyon) ve ölür (apoptozis). Bütün bu olaylar doğal
bir denge halinde sürer. Doku homeostazisinin bir düzen
içinde oluşu, apoptozis/proliferasyon dengesinin sağlıklı bir
şekilde sürdürülmesine bağlıdır. Son yıllarda, bu dengenin
bozulmasının bir çok önemli hastalığın patogenezinde rol
oynadığı gösterilmiştir. Artmış proliferasyon ve azalmış
apoptozisin karsinogenezisde rol oynadığı düşünülmektedir.
Apoptozisdeki Major Oyuncular

• Kaspazlar
• Kaspazların başlatıcı etkinliğini kontrol eden
Adaptör Proteinler
• TNF-R
• Bcl-2 proteinleri
Kaynağına yada ölüm uyaranına
bakılmaksızın apoptozise giden tüm
hücrelerde sistein proteaz (Kaspaz)
aktivitesi tespit edilir.
APOPTOTİK SÜREÇ

İndükleyici Modülatör Efektör Substrat Ölüm


ajan

. FADD . Kaspazlar . Birçok hücre proteini


.Büyüme faktörü
. TRADD . DNA
eksikliği
.Adezyon kaybı . FLIP
.Ölüm . Bcl-2 family
reseptörlerinin . Cytochrome c
uyarılması . p53
.Radyasyon . Mdm2
.Kemoterapi .Seramid
Apoptozisin modülatör(mediatör)leri

Bazı mediatörler hücre tipine özgüdür, bazıları da apoptotik


stimulusun çeşidine göre farklılık gösterebilir.

• Mitokondri
• Seramid
• Genler (c-myc)
• Proteinler (p53)
• Kalsiyum (Apoptotik süreç boyunca hücre içine sürekli kalsiyum girişi
olur.)
Apoptozisde mitokondrinin rolü
• Apoptozisi başlatan yolların kesiştiği kavşak noktanın
mitokondri olduğu görülmüştür.

• Sitokrom c’nin mitokondriden sitoplazmaya salıverilmesi


apoptotik süreçte geri dönülmez noktayı gösterir!

• Mitokondrinin aktivasyonuna yol açan en önemli faktör


bcl-2 ailesidir. Hem pro-apoptotik hem de anti-
apoptotik üyeleri olan bu ailenin üyelerinin mitokondri
üzerindeki etkisiyle ya sitokrom c’nin stoplazmaya
salıverilmesi gerçekleşir veya sitokrom c’nin
stoplazmaya salıverilmesi baskılanır.
Seramid

Plazma membran hasarına karşı bir


sinyal olduğu düşünülmektedir.
p53

• Hücrede bir şekilde (radyasyon, kemoterapi


etkisiyle)DNA hasarı oluştuğunda;
– hasar onarılabilecek düzeyde ise; hücre siklusunu
G1fazında durdurur ve hücreye DNA’sını tamir
edebilmesi için zaman kazandırır.
– hasar onarılamayacak düzeyde ise; p53 apoptozisi
indükler. p53’ün apoptozisi indüklemesi Bcl-2/Bax
oranını değiştirmesi yoluyla gerçekleşir.
• Adenovirüs tip12, insan papillom virüsü ya p53’ü
inaktive ederek ya da Bax’a bağlanarak apoptozisi
bloke eder.
Sitokrom c

Mitokondri iç membranında bulunan elektron


transport zincirinin bir proteinidir. Son yıllarda
apoptozis sürecinde merkezi bir konuma
oturmuştur.

Sitokrom c’nin mitokondriden stoplazmaya


salıverilmesi apoptozis yoluna girmiş bir hücrede
irreversibl bir döneme girildiğini işaret eder!
Bcl-2 AİLESİ
Anti-apoptotik Pro-apoptotik
- Bcl-2(mitakondri dış - Bax(sitozolde)
membranında) - Bcl-XS
- Bcl-XL - Bid
- Mcl-1 - Bad
• Bu ailenin üyeleri kendi aralarında homo veya hetero-dimerler
oluştururlar.
• Hücrenin yaşayabilirlik durumu bu ailenin proapoptotik ve anti-
apoptotik üyelerinin oranına bağlıdır.
• Bcl-2/Bax’ın bazı hematolojik malignensilerde prognostik değer
taşıdığı rapor edilmiştir.Oranın artması yada azalması apoptozisin
inhibisyonu veya aktivasyonu ile sonuçlanır.
Bad Bad
Bcl-XL Bcl-2

HÜCRE
DEVAMLILIĞI
Bcl-XL Bcl-2
Bax Bax

Bax Bax

HÜCRE ÖLÜMÜ
KASPAZ (‘’caspase’’)’ LAR
• İnaktif prekürsör olarak stoplazmada bulunan ve aktif merkezlerinde
sistein yer aldığından sistein proteazlar olarak adlandırılan bir grup
enzimdir.

• Apoptozisin son devresindeki hücresel substratların degradasyonundan


sorumlu olduğu gibi, apoptozisin başlatılmasında da kritik önemi vardır.

• 14 tanesi tanımlanmıştır.

• Kaspazlar birbirlerini aktifleştirerek proteolitik bir kaskad ’a neden


olurlar

• Kaspaz 2,8,9,10 başlatıcı, (bunlar apoptotik uyarıyla başlayan ölüm


sinyallerini efektör kaspazlara naklederler.)

• Kaspaz 3,6,7 ise efektör kaspazlar, (bunlar da,nükleer membran


proteinleri gibi ilgili proteinleri parçalayarak apoptotik hücre
morfolojisinin meydana gelmesine neden olurlar.
KASPAZLAR
İnisiatör K. Efektör K.

Ced-3 C-3
C-2 C-6
C-9 C-7
C-10
C-8
KASPAZLAR
Kaspaz-1 (ICE)
Kaspaz-2 (ICH-1, Nedd-2)
Kaspaz-3 (CPP32, Apopain, Yama)
Kaspaz-4 (ICH-2, TX, ICEreıı)
Kaspaz-5 (ICErelııı, TY)
Kaspaz-6 (Mch2)
Kaspaz-7 (ICE-LAP3, Mch3, CMH-1)
Kaspaz-8 (FLICE, Mch5, MACH)
Kaspaz-9 (Mch6, ICE-LAP6)
Kaspaz-10 (Mch4)
Kaspaz-11 (ICH-3)
Kaspaz-12
Kaspaz-13 (ERICE)
Kaspazlar, TNF-R ler ve Adaptör Proteinler arasındaki
bağlantılar,
-Ölüm Sahası (DD)
-Ölüm Effektör Sahası (DED)
-Kaspaz Toplama Sahası (CARD)
olarak bilinen alanlar arasındaki etkileşimler ile
sağlanmaktadır.

• Adaptör Proteinler • TNF-R Ailesi


– Apaf-1 – TNF-R1
– Ced-4 – CD95
– RAIDD – DR3
– FADD/MORT1 – CAR1
– RIP – DR4
– FLIP1 – DR5
– NGFRP75
Kaspazların aktivasyonu

Hücre yüzey ölüm reseptörlerinin(Fas)


aktivasyonu ya da kaspaz-9 bağlayıcı proteinin
indüklenmesi ile gerçekleşir.
Apoptozisi Tetikleyen
Ölüm Faktörleri ve Reseptörleri
1-Fas Ligand (FasL) ve TNF 2-Fas ve TNF Reseptör Ailesi

– FasL, TNF ailesinin bir üyesidir. – Fas, TNF reseptör ailesinin bir
üyesidir.
– TNF, hedef hücredeki TNFR1
– FasL ve TNF, apoptozisi
(tümör nekrozis faktör
başlatmak üzere hedef hücrede
reseptör-1) ve TNFR-2 adlı
spesifik reseptörlere bağlanır.
reseptörleri ile bağlandığında
– FasL’ın reseptörü olan Fas bir
apoptozisi aktive eder.
membran proteinidir.
– FasL, sitotoksik T lenfositlerde – Fas, TNF reseptör ailesinin bir
(CTL) ve natural killer (NK) üyesidir.
hücrelerde bulunur. – Fas, lenfoid
hücrelerde,hepatositlerde, bazı
kanser hücrelerinde ve
akciğerlerde bulunur.
Calbiochem, Inc

HÜCRE YÜZEY ÖLÜM RESEPTÖRLERİ


Apoptozisin indüklenmesi
• Apoptozis, hücre ölüm reseptörleri olarak bilinen Fas ve tümör
nekroz faktör reseptörü-1(TNFR-1)’in ilgili ligandları ile etkileşime
girmesi sonucu indüklenir.

• Bu hücre yüzey reseptörleri membranda bulunur ve TNFR ailesinin


üyesidirler.

• Fas lenfoid hücrelerde, hepatositlerde, bazı tümör hücrelerinde,


akciğerlerde, hatta miyokardda bulunur.

• Fas ve TNFR-1, ligandlarıyla bağlandıklarında ölüm uyarısı almış


olduklarından bir seri protein interaksiyonlarından geçerler.
APOPTOZİSİN SAPTANMASINDA
KULLANILAN ESKİ YÖNTEMLER

– Aktif kaspaz-3 ün moleküler tayini


– DNA kırıklarının saptanması
– kaspaz aktivasyonunun belirlenmesi
GÜNÜMÜZDE APOPTOZİSİN
SAPTANMASI
1 - Morfolojik görüntülüme yöntemleri
2 - Histokimyasal yöntemler
3 - Biyokimyasal yöntemler
4 - İmmunolojik yöntemler
5 - Moleküler biyoloji yöntemleri
1- MORFOLOJİK GÖRÜNTÜLEME
YÖNTEMLERİ
1.1 Işık Mikroskobu
– a. Hematoksilem Boyama(nukleus morfolojisi)
– b. Giemsa Boyama
1.2 Floresan Mikroskobu/Lazerli Konfokal Mikroskop
(Fluoresan boyaların DNA’yı bağlayabilmesi esası)
– a. Propidium İyodür (PI)
– b. Hoechst Dye
1.3 Elektron Mikroskobu(gold standart, morfolojik
görüntülerin en kaliteli alındığı yöntem))
1.4 Faz Kontrast Mikroskop(sadece hücrelerin kültür
ortamında incelenmesi)
BİR APOPTOZİS HÜCRE KÜLTÜRÜ

Collins JA, 1997


2 - HİSTOKİMYASAL YÖNTEMLER

2.1 Anneksin V Yöntemi (PS lerin hücre zarının dış


yüzüne translokasyonu tespit edilir)
2.2 TUNEL Yöntemi (parafin bloklar, donmuş
kesitlerde apoptotik hücrelerde DNA kırıklarının
saptanması)
2.3 M30 Yöntemi (apoptotik hücrelerde sitokeratin
18’in kaspazların etkisiyle kırılması
sonucu ortaya çıkan yeni antijenik bölgelerin
saptanması)
2.4 Kaspaz-3 Yöntemi (sadece apoptotik
hücrelerde oluşan aktif kaspaz-3 varlığının
saptanması)
3 - BİYOKİMYASAL YÖNTEMLER

3.1 Agaroz Jel Elektroforezi


– DNA fragmentasyonu (merdiven görüntüsünün oluşumu
izlenir)

3.2 ‘’Western Blotting’’


– Substrat kırılmaları
– Aktif kaspaz’ın belirlenmesi
– Sitokrom c salıverilmesi

3.3 ‘’Flow Sitometri’’


(Floresan bir madde ile işaretlenmiş antikor kullanılarak
apoptotik hücrede hücre yüzey proteinin saptanması)
– DNA azalması
– Annexin V
4 - İMMUNOLOJİK YÖNTEMLER

4.1 ELISA
(Kültürü yapılmış hücre populasyonlarında DNA
fragmentasyonunun saptanması
– DNA Fragmentasyonu
– M30 Düzeyi
4.2 Fluometrik Yöntem
– Kaspaz Aktivasyonu (Hücre kültüründe floresanın
şiddeti fluometre ile ölçülerek kaspaz aktivitesi
saptanır.)
5 - MOLEKÜLER BİYOLOJİ
YÖNTEMLERİ

5.1 ‘’DNA Microarrays’’


• Gen ekspresyon dereceleri (mRNA’ların tespiti)
– Hücre ölüm reseptörleri
– Kaspazlar
Analiz çalışmalarında;
• Yöntem türünden ziyade apoptozise özgü herhangi
bir hücresel olayın /aktivitenin belirlenmesi esas
alınarak değerlendirme yapılabilir.

• Örneğin ; apoptozis DNA fragmentasyonu esas


alınarak saptanacaksa belirtilen metotların bir
veya birden fazlası kullanılabilir. DNA
fragmentasyonu histokimyasal olarak
gösterilebileceği gibi, biyokimyasal olarak da
gösterilebilir.

• Apoptozisin herhangi bir metotla tespit edildikten


sonra bir başka metotla da doğrulanmalıdır. Aksi
taktirde, yapılan çalışmanın temel bilim
araştırmalarının yayımlandığı uluslararası
dergilerde yayımlanma şansı ya hiç yoktur ya da
Özetle Apoptozis;

• Apoptozis FasL veya TNF ligandın hedef


hücredeki ilgili reseptörleri ile bağlanması ile
tetiklenir.Bu reseptörler, Fas, TNFR-1 ve
TNFR-2’dir. Bu reseptörlerin aktive olan
bölümlerine ölüm bölgeleri adı verilir. Ölüm
sinyali bundan sonraki aşamada bu ölüm
bölgeleri üzerinden hücre çekirdeğine kadar
ileti kaskadı aracılığı ile iletilir.
Apoptozisin Yarını
Oldukça yeni bir kavram olan apoptozis yaşamın sürdürülmesinde
temel mekanizma olarak görülmektedir ve bu yüzden etiyolojisini tam
olarak açıklayamadığımız pek çok hastalığın aydınlatılmasında ve belki de
tedavisinde ileride anahtar rol oynayabilecektir.

Apoptozisin rol oynama potansiyeli olan konular;


Malignite patogenezi ve etiyolojisinin tanımlanması,
Kanser gelişecek kişilerin önceden saptanması,
Kanser tedavisi,
Gen tedavisi,
Apoptozisi aktive eden kemoterapi,
Hormon tedavisi,
Tümörün tedaviye vereceği yanıtın saptanması (apoptozis
indeksi, apoptoziste etkin genlerin saptanması),
Hücre yaşlanması ve dolayısıyla yaşlanmanın önlenmesi,
Dejeneratif ve otoimmün hastalıklar ve astım tedavisinde yeni
yöntemlerin geliştirilmesi,
AIDS’de apoptozisin önlenmesiyle immün baskılama sağlanması.

You might also like