Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 20

Tracey & Şükran

Tracey Emin

1963, Londra.
Kıbrıslı Türk olan babasna göre, sanatçının “büyük büyük babası”,
Osmanlı imparatorluğu zamanında Sudan'dan gelmiş siyah bir köledir.
Annesinin siyah derisi ve evli bir adamla birlikte yaşaması evredekiler ve
okuldakiler için her zaman alay konusu olmuştur.
Tracey, küçük yaşta yoksullukla birlikte, sosyo-ekonomik düzeyi düşük bir
çevrede acımasız kişilerle cinsel deneyimler yaşar.
“Yaban Vatan” kitabında “ beni böylesine bağımsız yetiştirdikleri için
aileme teşekkür ederim” diye yazar.
Moda, Resim, Özgün Baskı ve Felsefe okumuştur.
Yaşamından yola çıkarak sanat üreten Tracey Emin de Frida Kahlo gibi
otobiyografik bir sanatçıdır. Ve çok kültürlü sanatsal üretimler
gerçekleştirir.
1997 yılında 5. Uluslararas stanbul Bienali’ ne katlan Tracey Emin’in “Saying Good-
bye to Those You Love” (Sevdiklerinize Hoçakal Demek) adlı neon işi Haydarpaşa
Tren İstasyonu’nda ve bir performansını içeren videosu da Pera Palas`ta sergilenmiştir.

Ancak Tracey Emin’in adını duyurması 1997 yılında Charles Saatchi tarafından satın
alınıp, Royal Academy of London'da düzenlenen Sensation isimli sergide Everyone I
Have Ever Slept With 1963-1995 adlı çalışmasının yer alması sonucunda mümkün
olabilmiştir.

Uluslararası şöhreti ise My Bed adlı işiyle gelir. 1999 yılında, Turner Prize ödülüne My
Bed’le aday gösterilir ve Tate Museum bu çalmayı satın alarak kendisine bir mekan
ayırır.
Tracey Emin, ‘‘1963-1995 Yılları Arasında Birlikte Uyuduğum Herkes’’, (Everyone I Have Ever Slept With 1963-1995), 1995,
122 x 245 x 214 cm, Saatchı Gallery
Tracey Emin at her exhibition "Tracey Emin ‘My Bed’/JMW Turner" at Turner Contemporary, Margate. 13 October 2017 - 14 January 2018. Photo: Stephen
White, courtesy Turner Contemporary.
Tracey Emin, Exploration of the Soul, London 2003
Neal Brown, Matthew Collings, Sarah Kent, Tracey Emin, exhibition catalogue, South London Gallery
Installation view of Tracey Emin’s exhibition I Need Art Like I Need God at the South London Gallery, 1997
Tracey Emin’in Günümüz Sanatındaki Yeri

Tracey Emin’in yapıtlarında kapitalist sistem içinde yalnızlık, intihar, tüketilme gibi ele aldığı
konular kadınlara yüklenen kurban rolüyle değil, kimseye aldırmadan utanmadan ifade eder.
Emin, sanat hakkındaki düşüncelerini şöyle anlatır:
“Benim için sanatçı olmak sadece güzel bir şey yapmak veya insanların sizin sırtınızı okşamaları
sıvazlamaları değildir. Mesaj iletmek ve iletişim içindir.”
20. yüzyılın sanatlarında patlayan cinsellik, aslında aklın bir sorgulamasıdır denebilir ve o yapıtlarn
tümü bunu, doğrudan cinselliğin kendisini sorgulayarak gerçekleştirir. Bu tam anlamda bir yön
değişikliğidir. (Kahraman)

Daha önceki dönemlerde sanat, cinselliği estetize ederek yüceltirken 20. yüzyılın sanatı cinselliği ve
cinsel ahlakı sorgular.

Emin ise cinselliği doğrudan bedensel bir gerçekliğe dönüştürür. Böylece cinselliği acımasız, katı
gerçeklik anlayışı içinde ama dürüst bir tutumla ele alır.

Feminist kuramcıların ele aldkları, erkek iktidarının kadını cinsel anlamda nesneletirmesi konusu,
feminist bir sanatçı olan Tracey Emin’in kadınlara öğretilen utangaçlık, sıkılganlık perdesini
kaldırmasıyla görünür hale gelir.
Aktivist olan Tracey Emin asıl olan hayattır anlayışından yola çıkar. Bu işlerinde sarsıntılı ve sıra
dışı bir yaşamı aynı nitelikte bir sanatsal üretime dönüşür. Emin’in çalışmaları ile karşılaşan
izleyicinin sıradan ve normal olarak kabul ettiği ile sıra dışı ve anormal olanın sınırları arasında bir
akışkanlık yaşadığı söylenebilir.

Bu süreçte sanatçı, görünür olmak için sansasyonel olma durumunu seçerek ciddi riskler alır. Tracey
Emin bireysel mitolojisi, yaşam ve sanat arasındaki sınırları eritirken, hem yaptı hem de yaptın
algılanması süreciyle izleyiciyi şoke eder. Yaşam hakkında bildiklerimizi yapıbozuma uğratarak
yeniden kurar.
Şükran Moral

1962, Samsun

Ankara Üniversitesi
Roma Güzel Sanatlar Akademisi

Performansları, videoları ve enstalasyon sergileri ile


tanınan Şükran, 80'li ve 90'lı yıllarda şiirler yazmış ve
gazetelerde ve sanat eleştirmeni olarak çalışmıştır. Şükran
Moral şu anda İstanbul ve Roma'da yaşıyor ve çalışıyor.
Moral, 1997 yılında yaptığı Genelev
(Bordello) adlı performansında bir
genelev çalışanı karakterindedir.

İstanbul‟da Yüksek Kaldırım’da bir


evde gerçekleştirdiği bu
performansında genelev kapısına
Ç̧ağdaş Sanat Müzesi yazılı bir
tabela asan sanatçı, elinde tuttuğu
kağıtta satılık yazmaktadır.

Moral’ın, sanatın birer tüketim


nesnesi olma durumuna ilişkin
yaptığı Genelev (Bordello)
Şükran Moral, Genelev (Bordello), 1997 performansı, video ve fotoğraf
olarak da birçok kez sergilenmiştir.
Sanatçı performansında kara çarşaflı
olarak, bezden yapılmış bir kız çocuğu
kuklasını kırbaçlamaktadır. Anne
konumunda olan sanatçı tarafından bir
jiletle sünnet edilen çocuk, kara çarşaf
giydirilip başına bir tül geçirilerek
kırmızı fondaki sarıklı ve sakallı olan
adamın yanına konulur. Performans
sonrasında sergilenmek üzere her şey
olduğu gibi bırakılmıştır.

Aşk ve Şiddet (Love and Violence),


Şükran Moral, Aşk ve Şiddet (Love and Violence), kadın cinselliğinin suç olarak
2009 addedilmesi, aile içi ve kadına yönelik
şiddetin, aşk ile iç içe geçmesiyle
oluşan hastalıklı ruh halinin
yansıtıldığı bir performanstır.
Peki orada Hz. İsa
pozunda yaptığınız
Sanatçı/Artist çalışma ile ilgili olarak
sorun yaşadınız mı?
Sanatçının oto portresi.
Cenova’da kişisel
Dünya çağdaş sanatında ilk kez sergimde yapmıştım bu
bir kadın kendini İsa’nın yerine çalışmayı ve çok
koydu. rahatsız oldular tabi.
94’te orada sergilendi,
İlk kez bir kadın Müslüman ondan sonra hiç
sanatçı kendisini İsa’nın yerine sergilenmedi. Bırakın
koydu. sergilenmeyi insanlar
bunu basamıyorlardı
bile.
Almanya’da verdiği röportajda, aynı eser için “Türkiye’de kadın sanatçı olmanın ne anlama
geldiğini gösterdim” dedi.

Bugün Moral’ın işleri Victorian Albert’tan British Museum’a önemli müzelerin


koleksiyonunda. Geçen yıl Berlin’deki “Istanbul Next Wave” adlı sergiye altı işiyle katılıp
kendinden söz ettirdi. Hatta Bild gazetesi onu “Türkiye’nin en cesur kadın sanatçısı” diye
lanse etti.
O yıllarda daha yeni yeni kadınların doğumu
filme çekiliyordu. Ama sadece kadın doğumu
çekiliyordu. Ama bu bir iş haline getirilmemişti,
ön plana çıkarılmamıştı.
Bırakın bunu bir iş olarak başkalarına ekspoze
etmeyi, kadının kendine ait, çok mahrem bulduğu
bir şeydir. Kendi deneyimlerimizden biliyoruz. O
yüzden çok çarpıcı.

Genelde benim işlerimin çoğu kendi


deneyimlerimden yola çıkar zaten. Jinekoloji
muayenesine gittiğimde de nefret ettiğim için
orada aklıma geldi. Ayrıca, doğumu anlatmak ve
Jinekoloji Masası / Speculum, 1996 orada vajinayı konuşturmak: orada konuşan, bir
vajina.

Gösteren ve kurgulayan bir vajina... Burada


monitör, sanat tarihini inceleyen ve ona
küfredendir!
Moral, bu performansında bir kadınla sevişmektedir. Özel
davetlilerin bulunduğu performansta seyirci, röntgenci
konumunda bırakılmaktadır. Yaklaşık yirmi dakika süren
performans, iki kadının sevişmesinden rahatsız olan
seyircilerin tepki gösterip galeri mekânını terk etmesiyle
sona ermiştir.

Cinsellik, iktidarların yasakladığı alanların başında yer


alıyor. Örtük olarak masa altına süpürülen heteroseksüel
ilişkilerin varlığının yanında, yüz çevrilen gay/lezbiyen
ilişkilerin normal dışı olarak kodlanması da dikkat
Casa Dell Arte‟de Sevişme (Amemus), 2011 çekmek istediğim önemli bir konu. Bu performanstaki
sevişme sanatsal bir gösteridir. İzleyiciler, bakanlar,
dikizleyenler ise pasif konumundaki okuyuculardır ve bu
bağlamda etkinlik bir cinsel gösteri değil, bir ahlak
sorununun ele alınmasıdır.”
“20. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar gelen
süreç, insan bedeni ile ilgili politikaların ele alındığı
performans sanatı ve türevlerinin örnekleri ile dolu.
Bu, Marina Abramovic, Tracey Emin gibi isimlerin de yer
aldigi bir süreç ve temelinde 1960’larin hippi hareketi,
cinsel özgürlük mücadeleleri ve feminist hareketlerin
başkaldırıları yer alıyor.
Bu bile başlı başına politik bir gösterge ve bu gösterge,
iktidarların bedenler üzerinde kurduğu hegemonyanın
varlığının belirtisidir: Bedeni kontrol altına almak ve arzu
ettiği şekli vermek.

Şükran Moral
Heidegger, “Sanat Eserinin Kökeni” makalesinde, sanat eseri için “gerçeğin sergilenmesi” yorumunu
yapar. Tracey Emin ve Şükran Moral’de gerçek yaşantılarına dayalı gerçeği sergilemişlerdir.

İki sanatçı da performans sanatına otobiyografik öğelerle dahil olarak otobiyografik, politik,
sansasyonel bir performans sanatı pratiğini güçlendirmişlerdir.
KAYNAKÇA

ŞÜKRAN MORAL ÖZELİNDE TÜRKİYE’DE FEMİNİST SANATTA KİMLİK VE FARKLILIK


Fırat ARAPOĞLU
Tracey Emin’in Günümüz Sanatndaki Yeri Ve lerinin Deerlendirilmesi Ayegül TÜRK , Nuray AKKO
L
https://news.artnet.com/art-world/tracey-emin-bed-margate-1115603
https://www.southlondongallery.org/exhibitions/tracey-emin-i-need-art-like-i-need-god/
https://www.britannica.com/biography/Tracey-Emin
https://www.sosyalarastirmalar.com/articles/branding-as-a-symbolic-source-in-postmodern-perspecti
ve-and-the-tracey-emin-example.pdf

https://dehrizen.com/performans-sanatcisi-sukran-moral/
http://fotografya.fotografya.gen.tr/cnd/index.php?id=525,0,0,1,0,0

You might also like