b4fa801a-3fd1-451d-bfff-055f41cdaa4c

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 18

 Narsisist kişiler, çoğunlukla kolayca tanınabilen, kendi

kendine yetebilen, boş sözler söylediği zaman bile önemli


şeyler söylemiş gibi hisseden; bu özellikleriyle kolayca
tanınabilen kişilerdir.
 Çoğunlukla başkalarının hayatına, dertlerine ve
problemlerine ilgi göstermezler. Ancak zeki bir kişiyse kendi
narsisizmini başkasına ilgi duyuyormuşçasına sorular sorarak
gizlemeyi başaracaktır.
 Narsisist kişi aynı zamanda kendisine yöneltilmiş bir eleştiriyi
kolay kolay kaldıramamakta ve bu eleştiriye karşı saldırgan
bir tutum sergilemektedir.
 Her ne kadar narsisizmin değişik görüntüleri olsa da bunların
ortak özelliği kişinin dış dünyaya karşı ilgisini kesmesidir
 Gruen, narsisizmi doğru tavrı, istenen görüntüyü
sunmaktan ötürü kendini sevmek olarak tanımlamaktadır.
 Bu insanlara göre norm ve değerler aniden değiştiğinde
narsisist kişi hızla değişerek o norma uygun bir şekil
almaktadır, sadece şekille yetinen bu kişiler tıpkı Hitler’in
yaptığı gibi poz verirler.
 Davranışlarının altındaki dürtü gerçek duygularından
kaynaklanmaz, onlar için önemli olan geçerli normlara
uygun davranıp yeterli olmaktır.
 Duygularını ve tavırlarını hızla değiştirebilen ve geçerli
normlara uyum sağlayarak onlara uygun davranabilen
insanların pek çok örneğine Nazi döneminde rastlanabilir.
 Narsisist kişi başka bir insanla ilgili gerçeği kavrayamayacak kadar
kendisiyle ilgilenir.
 Çoğu zaman kendi kişiliği, zekâsı, fiziksel gücü, mizah anlayışı veya dış
görünüşü narsisizminin bir nesnesi haline gelmektedir.
 Kişi kendisinin belli bir yönüyle özdeşleşmekte ve kim olduğu sorusu
sorulduğunda bu yönünü vurgulamaktadır.
 Narsisizm nesnesine dair herhangi bir eleştiri yöneltildiğinde, kişi bunu
kendisine yapılmış bir saldırı olarak görerek bunu hazmedememektedir.
 Karşıdaki kişinin aşağılayıcı bir tutum içinde olduğunu düşünerek
öfkelenmekte ve o insanın böyle bir yargıda bulunamayacak ölçüde
eğitimsiz, akılsız veya duygusuz olduğunu iddia etmektedir.
 Narsisizm, yaşamı sürdürebilmek için gereklidir.
 Biyolojik olarak yaşama içgüdüsü açısından insan
kendisine başkasına verdiğinden daha çok değer vermek
zorundadır.
 İnsanda doğadaki canlılar gibi yaşamını sürdürmesini
sağlayan gelişmiş içgüdüler bulunmamaktadır.
 Bunun yerine kendilik değerini bağlı olarak yaşam
enerjisini sağlayan narsisizm bulunmaktadır.
 Ancak aşırı narsisizm, insanın başkalarına karşı ilgisini
azaltarak, onların toplumdan soyutlanmasına sebep
olmaktadır.
Aşırı narsisizmi engelleyebilmek için
iki yol vardır:

 bunlardan ilki, yaşamı sürdürmeyi sağlayan narsisizmin


maximal noktadan optimal noktaya çekilip, kişinin
toplumsal işbirliğine açık hale gelmesinin sağlanmasıdır.
 İkinci çözüm ise, bireysel narsisizmin topluluk
narsisizmine dönüştürülmesidir.
 Bu durumda narsisistik tutkunun objeleri birey yerine
boy, ulus, din vb almaktadır.
 Böylece narsisistik enerji korunmakta, ancak bireyin
yaşamının sürdürülmesi yerine topluluğun yaşamının
sürdürülmesi ön plana çıkmaktadır
 Topluluk narsisizminin en önemli işlevi, tıpkı bireysel
narsisizmde olduğu gibi topluluğun yaşamını sürdürmektir.
 Varlığını sürdürmek isteyen örgütlü bir topluluk açısından
üyelerinin narsistik bir enerjiyle yüklenmesi gerekmektedir.
 Topluluğun ayakta kalabilmesi, topluluk üyelerinin buna
kendi yaşamları ölçüsünde, giderek yaşamlarından daha çok
önem vermeleriyle sağlanmaktadır.
 Dahası, o topluluğun üyeleri kendi topluluklarını diğer
topluluklardan daha erdemli, daha üstün olduklarına
inandırmalıdır.
 Bu tür bir narsisist birikim olmazsa, topluluğun ayakta
kalmasını sağlayan gerekli enerji yada topluluk uğruna
yapılan özveriler büyük ölçüde azalmaktadır
 Topluluk narsisizminin bir başka işlevi, bir toplum, üyelerinin çoğunu ya da
büyük bir kesimini yeterince besleyemiyorsa, toplumsal huzursuzluğu
önleyebilmek için onlara hastalıklı bir narsisizmle doyum sağlamak
zorunda kalmasıdır.
 Topluluk narsisizmi de bireysel narsisizm gibi doygunluğa gereksinme
duyar.
 Bir düzeyde bu doygunluk insanın kendi topluluğunun üstün, öteki bütün
topluluklarınsa aşağı olduğuna inanmalarıyla sağlanır.
 Bu olgunun en iyi örneklerinden biri de tabi ki Hitler Almanya’sında
görülen ırksal narsisizmdir.
 Hitler Almanya’sında ırksal üstünlük duygusunun özü aşağı orta sınıftan
kaynaklanmıştır
 Ekonomik ve kültürel açıdan gelişmemiş, hiçbir gerçekçi
gelişme umudu kalmamış olan bu geri kalmış sınıfın tek
bir doyum yolu vardır:
 Kendini dünyada en büyük hayranlığı toplayan topluluk
sayarak, aşağı ırk diye damgalanan bir ırksal gruba
üstünlük taslayarak kendi imgesini şişirmektir.
 Bu geri kalmış topluluk üyelerine toplumsal narsisizmin
yüklediği duygu ‘Yoksul ve kültürsüz olsam da önemli bir
kişiyim çünkü bugüne dek dünyanın gördüğü en üst
topluluğun üyesiyim’dir.
 Kişi güçsüzlüğünün verdiği acıdan bu yalancı
büyüklenme ile kendini kurtarmaktadır.
 Kişinin kendi durumunu üstün görmesinin, bunun dışında
her şeyden nefret etmesinin özünde kendine duyduğu
hayranlık yatmaktadır.
 ‘Biz’ hayranlık duyulacak taraftayızdır; ‘onlar’ ise nefret
edilecek durumdadırlar. Biz iyiyizdir; onlar kötüdürler.
 Kişinin kendi öğretisine yöneltilen her türlü eleştiri kötü
niyetli ve dayanılmaz bir saldırıdır.
 Karşı tarafın durumunu eleştirmekse, onların hakikate
dönmelerine yardım etmek için yapılan iyi niyetli bir
girişimdir
 Topluluk narsisizmi zedelendiği zaman bireysel narsisizmde görülen öfke
tepkisine benzer bir tepki ortaya çıkmaktadır.
 Tarihte topluluk narsisizmi simgelerinin aşağılanmasının deliliğe yakın bir
öfke yarattığını gösteren pek çok örnek verilebilmektedir.
 Bayrağa karşı saygısızlık, Tanrı’nın ya da liderin aşağılanması, savaşın ya
da toprağın yitirilmesi şiddetli öç alma duygularını uyandırmakta ve
savaşlara yol açmaktadır.
 Yaralanan narsisizmden ancak saldırganın ezilmesi ve narsisizme yöneltilen
aşağılanmanın ortadan kaldırılması ile kurtulunabil-mektedir.
 Bireysel veya ulusal öç alma duygusu, bu yaralanmayı saldırganı ortadan
kaldırarak tedavi etme gereksiniminden doğmaktadı
 Aşırı narsisist bir topluluk kendisini özdeşleştirebileceği bir lider bulmak
ister.
 Topluluk, kendi narsisizmini yansıttığı bu lidere hayranlık duyar.
 Aslında birlikte yaşama ve özdeşleşmeden başka bir şey olmayan lidere
boyun eğme durumu bireyin narsisizminin öndere aktarılmasıdır.
 Lider ne denli büyükse izleyicileri de o denli büyük olacaktır.
 Bireysel yapıları yüzünden özellikle kendilerine hayran olan kişiler liderin
peşine takılmaya da en yatkın olan kişilerdir.
 Kendisinin büyüklüğüne inanmış, bu konuda hiçbir kuşkusu olmayan liderin
narsisizmi, kendisine boyun eğenlerin narsisizmine son derece çekici gelir.
 Yarı deli liderler çoğu zaman en başarılı olanlardır ama
nesnel yargıdan yoksun olmaları, yenilgi karşısında
gösterdikleri öfkeli tepkiler ve her şeyi yapabilen bir
insan imgesini koruma gereksinmeleri yüzünden bunlar
yanlışlara düşerek kendi yıkımlarını hazırlamaktadırlar.
 Mesela, zeki olmasına karşın Hitler gerçekliği nesnel bir
gözle görememiş, çünkü onun kazanma ve yönetme
tutkusu silahların, iklimin gerçekliklerine ağır basmıştır.
 Türk Tarihinde Enver Paşa’nın doğu cephesi hezimeti de
benzer bir kazanma ve yönetme tutkusunun sonucu
olarak ortaya çıkmıştır.
 Aşırı bir narsisist olan Hitler, milyonlarca insanı kendi
imgesine, ‘’3. Reich’in bin yıl süreceği’’ konusunda
olmayacak düşlerine inandırmış ve giderek gerçekliği
kendisini izleyenlere haklı görünecek biçimde
değiştirmiştir.
 Zaten aksi bir durum söz konusu olsaydı Hitler, yalnızca
psikozunu açıkça dışarıya vurmuş bir hasta olarak
yaşardı.
 Yenilgiye uğradıktan sonra Hitler için kendini
öldürmekten başka çıkar yol kalmamıştır.
 Çünkü onun için narsisist imgesinin yıkılışı gerçekten
dayanılamayacak bir şeydir.
 Stalin, Hitler tarihte dünyayı değiştirip narsisizmlerine
göre çarpıtarak “tedavi eden” megalomanyak liderlere
örnek teşkil ederler.
 Liderlerdeki bu delilik öğesi aynı zamanda çelişik bir
biçimde onları başarılı kılar.
 Çünkü bu delilik öğesi onlara, normal insanları çok
etkileyen kesin kararlılık, yaptıklarından kuşkulanmama
gibi özellikler kazandırır.
 Bu kişilerin kendilerine inanan insanlar bulma,
gerçekliği narsisizmlerine uyacak biçimde çarpıtma, tüm
eleştirmenleri yok etme gereksinmeleri çok büyük ve
sınırsızdır.
 Bu dünyayı değiştirme, başkalarına kendi fikirlerini, hatta
düşlerinin kabul ettirebilme gereksinmeleri de psikozlu olsun
olmasın normal insanda bulunmayan yetenekler ve ustalıklar
gerektirir.
 Bu insanlar mutlak güçle donatılmışlardır, ağızlardan çıkan son
söze göre yaşamla ölüme karar verebilirler, istedikleri her şeyi
yapabilme gücüne sahiptirler.
 Yalnızca hastalık, yaş ve ölümle sınırlandırılmışlardır.
 Kendi güçleri sınırsızmış gibi davranırlar. Ancak kişi
tanrılaşmaya ne kadar yaklaştıkça kendini öteki insanlardan o
kadar soyutlar.
 Bu soyutlama onu giderek paranoyaklaştırır, herkes onun
düşmanı hale gelir. Kişi buna gücünü ve acımasızlığını daha da
arttırarak tepki gösterir

You might also like