Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 106

Gönüllülük

Çalışmaları
Dr. Öğretim Üyesi
Mihriban AKYOL AKIN
Gönüllülük ekseninde topluma hizmete yönelik
uygulamalarını tanımak, öğrencilerin eğitim
yaşantıları boyunca edindikleri bilgi, beceri ve
birikimleri kullanarak üniversite ile toplum
arasındaki bağları güçlendirmek; insani, sosyal,
ekonomik vb. problemlerle toplumda göç ve
afetler, engelliler, dezavantajlı gruplar başta
olmak üzere çeşitli konu ve sorunlar hakkında
duyarlılık kazanmalarını sağlamak; toplumda
engelli yaşamı, göç ve afet gibi toplumsal
hassasiyetin yüksek olduğu konularda
görünürlüğü ve farkındalığı artırmaktır.

DERSİN AMACI

2
Bu derste topluma hizmet ve gönüllülük
uygulamalarının önemi, toplumun güncel
sorunlarını belirleme ve çözüm üretmeye
yönelik projeleri inceleme, panel, konferans,
kongre, sempozyum gibi bilimsel etkinliklere
izleyici, konuşmacı yada düzenleyici olarak
katılma, sivil toplum kuruluşlarını tanıma ve
faaliyetlerini inceleme, medyanın gönüllülük
ekseninde etkin kullanılmasına yönelik temel
bilgi ve becerilerin kazanılması.

DERSİN İÇERİĞİ

3
GÖNÜLLÜLÜK ÇALIŞMALARI

4
Gönüllülük Çalışmaları

Gönüllülük Hiç gönüllülük Neden Gönüllük? Bu dersten ne Başka bir dünya


nedir? yaptınız mı? bekliyoruz? mümkün

mü?

5
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
Gönüllülük desek?
 Gönüllülük bir işte kendi rızasıyla çalışmak olarak tanımlanmış olmasına rağmen toplumumuzda sivil toplum kuruluşlarında
çalışanlar gönüllü olarak algılanmaktadır.
 Zira gönüllü olarak çalışma esası sivil toplum kuruluşlarının var oluşunun temel unsurlarındandır.
 Gönüllü kişilerin en basit tanımı, yaptıkları işler için hiçbir ücret veya kazanç talep etmemeleridir.
 Gönüllülük, gönüllü olma durumudur.
 Toplumsal yapının tinsel anlamda güçlendirilmesi için gönüllülük önemli bir kavramdır.
 Ulusal afetler, toplumsal kalkınma projeleri durumlarda gönüllüler büyük önem taşır.
 Gönüllülük bireylere bilgi, deneyim, enerji, hoşgörü, paylaşımcılık, profesyonel yaklaşım, sorumluluk üstlenme gibi
nitelikler kazandırır.
 Gönüllülükte bireyler bir kazanç beklentisinde bulunmamalarına rağmen, en büyük kazanımları edindikleri yetkinliklerdir.
6
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
NİÇİN GÖNÜLLÜ OLURUZ?
 Kendimize sosyal bir çevre edinerek yalnızlık duygusundan veya can sıkıntısından

kurtulmak istiyoruzdur…

 Yeni arkadaş ve dost çevresi edinmek istiyoruzdur….

 Kendimizi ihtiyaç duyulan birisi olarak görmek istiyoruzdur…

 Bir problemin çözümüne ortak olmak istiyoruzdur….

 Yeni beceriler kazanmak istiyordur ya da var olan becerilerini ilgili kurumda

kullanmak suretiyle korumak istiyoruzdur......

7
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
NİÇİN GÖNÜLLÜ OLMAYIZ?
 Niçin gönüllü olmadığımızı bilmek, bizim niçin gönüllü olmak istemediğimizi bilmekten daha önemlidir.
 Nedensiz olmadan, herhangi bir beklenti içine girmeden gönüllü olma şansımız var ancak olmuyoruz...
 NEDEN???
 Bu soru cevaplanırken çoğunlukla altında önemli nedenlerin yattığı görülmektedir.
 Bu nedenlerden en çok karşılaşılanlar sıralanacak olursa:
 Sorumluluk almak ya da kendimizi bir yere bağımlı hissetmek istemeyebiliriz.
 Kimse bize gönüllü olup olmayacağımızı sormamıştır.
 Yapabileceğimiz bir şeylerin olduğuna inanmayız.
 Bir “gönüllü olma” anlayışımız yoktur / Böyle bir alışkanlık/gelenek çevremizde/ailemizde yoktur.
 Biz ek masraf yapacağından çekiniriz ve bu masrafları gözümüzde büyütürüz....
 Hayatta bir fark yaratacağımıza dair bir inancımız yoktur…
8
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
Gönüllülük Gönül İşi ?
 Kâr amaçlı işletmelerde kişileri motive eden unsur genellikle oraya gelme sebepleri olan maddi unsurlardır.
(Tamamen duygusal )
 İşletmeler çalışanlarının motivasyonu için prim, ikramiye ve çeşitli yöntemlerle gelir artışları sağlarlar.
 Oysa amacı kâr elde etmek olmayan sigil toplum kuruluşları için performans unsuru olarak herhangi bir
ücretin kullanılamayacağı aşikardır.
 Zaten gönüllü emeği ücretsiz bir emektir.
 Kişi gönüllü olurken doğal olarak bir ücret beklemez.
 Bu sebeple, sigil toplum kuruluşları gönüllü çalışanlarının performansını arttırabilmek için işletmelerden
daha zor durumdadır ve bu konuda daha fazla düşünmeleri gerekmektedir

9
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
Gönüllülük Gönül İşi ?
 Gönüllülerin üstleneceği işler kendi istek ve imkanlarına uygun olmalı
ve gönüllülere uygun ve iyi tanımlanmış işler verilmelidir.
 Gönüllü emeğine saygıdeğer bir emek olarak yaklaşılmalı, başarılar
takdir edilmeli ve ödüllendirilmelidir.
 Gönüllülük hakları kurum tarafından belirlenmelidir.
 Kurum içinde eşit davranılma, eğitilme, doğru rehberlik, yönlendirme,
uygun çalışma mekanı bulma, deneyim çeşitliliği ve tercih hakkı, fikir
beyan etme ve görev kabul etmeme hakları gönüllülere sağlanmalıdır.

10
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları

Neden gönüllülük
var?

Gönüllülere neden ihtiyaç var?


11
Dr. Ögr. Üyesi Mihriban Akyol Akın
Gönüllülük Çalışmaları
 1990’lar ve 2000’ler sivil toplum örgütlerinin yıldızının yükseldiği, seslerinin
duyulduğu ve görünürlüklerinin arttığı yıllar oldu.
 Hem dünyada, hem de Türkiye’de farklı toplumsal olaylarla tekrar tekrar gündeme
gelen STK’lar, hem tekil örgütlere, hem de sivil toplumun kendisine ilişkin olarak pek
çok tartışmaya, akademik makaleye, politik ajandaya konu oldular.
 Sivil toplum kuruluşlarında bir araya gelen, örgütlenen, inisiyatifi ellerine alan bireyler
tartışmaların ana konularından birini oluşturdular.
 Özellikle, Türkiye’de, 1999 depremi sonrası sesi daha güçlü çıkan sivil inisiyatifler,
gönüllü olmak ve gönüllülük üzerine daha fazla kafa yorulmasına ve daha fazla
tartışmanın yapılmasına neden oldular.

12
Gönüllülük Çalışmaları
 Gönüllülüğe ilişkin methiyeler, gönüllülüğün ne kadar ulvi ve önemli bir kurum olduğuna
ilişkin konuşmalar, yazılar ve STK’ların, gönüllülüğü kurum olarak görme ve kendi
bünyelerinde yaşatma fikrine ilişkin çalışmalar, özellikle 2000’lerde hız kazandı.
 Gönüllülük, bir yandan, bireylerin topluma katılımında, karar mekanizmalarında yer
almalarında ve haklarını savunmalarında önemli bir kurum olarak belirdi, öte yandan, topluma
hizmet götürmeyi sağlayan işgücü olarak sayıları artırılmaya çalışıldı.
 Özellikle gönüllülüğün STK’larda yaşatılmasına ve kullanılmasına, gönüllülerin
“yönetilmesine” ve onlardan “en çok” yararlanılmasına yönelik yaklaşımların ürettiği bilgi,
gönüllülüğü, içinde barındığı STK’nın karar verme mekanizmalarından ve katılımcı
demokrasinin bir unsuru olmaktan uzak, hizmet götürmeyi amaçlayan faaliyetleri
gerçekleştiren bir kurum olarak tanımladı.

13
Gönüllülük Çalışmaları
 STK’lar politika öneren ve hak arayan ya da bunlarınn savunuculuğunu yapan
örgütlenmeler yerine, hizmet götürmeyi amaçlayan kurumlar olarak gören bu
yaklaşım, gönüllülere de bu kurumların “ucuz işgücü” rolünü verdi (Mayer,
2003).
 Yaklaşım işgücü odaklı olunca, çıkan yayınlar da “gönüllüleri en iyi ve en verimli
nasıl kullanırız?” temasını işledi.
 İlgili yazında son 10 senede çıkan kitapların, rehber kitapçıkların ya da web
sayfalarında yayınlanan önerilerin pek çoğunun “gönüllüleri yönetmek”,
“gönüllülere liderlik etmek”, “gönüllüleri çalıştırmak” gibi bir dil üzerine
kurulduğuna tanık olundu…
14
Gönüllülük Çalışmaları
 Gönüllüleri, bir fabrikada ya da bir işletmede çalışan beyaz ya da mavi yakalı işçiler
olarak görüp, insan kaynakları disiplininden uyarladıkları/devşirdikleri yöntemlerle
en iyi ne şekilde yönetilebileceklerine ilişkin öneriler getiren bu yaklaşımlar,
gönüllülerin bir yandan doğrudan karar verme mekanizmalarından soyutlanmalarını
ön kabul olarak alırken, diğer yandan STK’ların politika üreten ve savunuculuk
yapan örgütlenmeler olmasını değil, hizmet götüren kurumlar olmasını öngördü. 
 Dahası gönüllülerin örgütün dışında, örgüte dahil olmayan, ayrıca hem yaptıkları
işle, hem de politik alana yabancılaştırılan bireyler olarak algılanması, sivil
toplumun ve “örgütlenme”nin özüne aykırı bir durum olarak belirdi.

15
Gönüllülük Çalışmaları
 Gönüllülük, pek çok dokümanda bireylerin, bir STK için karlılığında maddi çıkar
sağlamadan çalışılması olarak tanımlanmaktadır.
 Bu tanımda “çalışma”ya yapılan vurgu keskin olmasına rağmen, eklenmesi gereken,
gönüllülerin toplumsal örgütlenmelerin ana ögeleri olduğu ve “çalışma”nın yanı sıra
karar verme mekanizmalarında söz sahibi olmaları gerektiğidir.
 Gönüllülüğün bu coğrafyada nasıl algılandığına baktığımızda, bu konuda kapsamlı bir
çalışmanın henüz bulunmadığını görmekteyiz…
 YÖK tarafından üniversitelerin ders programlarına eklenmesi önerilen bu ders ile
birlikte toplumda gönüllülük ve gönüllülük algısına dair önemli dönüşümler olmasını
ümit ediyoruz…

16
Gönüllülük Çalışmaları
TEMEL KAVRAMLAR

HİZ
MET
?
M ?
PLU
TO

STK ?

UYGULAMA ?

17
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM:
 Toplum veya grup içindeki bireylerin birbirleriyle ilişkileri çerçevesinde etki ve
tepkileri sosyal etkileşim sürecini oluşturur.
 Sosyal etkileşim sayesinde bireyler içinde yaşadıkları sosyal gerçekliği yaratırlar.
 Bireyler tarafından yaratıldığı noktada toplumsal yapı döngüsel olarak yaratıcıların
ilişkilerini idare etmeye başlar.
 Toplum onu oluşturan bireylerden veya parçalardan daha fazla bir şeydir.
 Bireysel yaşamların ve yaşantıların ötesine uzanır.
 Bizler doğmadan önce var olmuştur ve yaşadığımız sürece de bizi şekillendirir .

18
Gönüllülük Çalışmaları
Bir Başka Deyişle Toplum:

İhtiyaçların zorlaması sonucunda bir


yığın inanç, ideal ve arzunun etrafında
birbirine kenetlenmiş insan gruplarının
temsilcisidir .

19
Gönüllülük Çalışmaları
HİZMET:

 İnsan ihtiyaçlarının giderilip yaşamın


kolaylaştırılmasına yönelik olarak insanlar
tarafından üretilen organize edilen; elle
tutulup gözle görülmeleri veya saklanmaları
mümkün olmayıp üretildikleri anda
tüketilmeleri söz konusu olan beşeri
faaliyetlerdir.

20
Gönüllülük Çalışmaları
UYGULAMA:

 Mesleğin, alanda hizmet bekleyen/ isteyen


başvuranların sorunlarının çözülmesi,
istemlerinin yerine getirilmesi için yapılması
eylemidir.
 Uygulamada bilgi, beceri ve deneyim
kullanılır ve sonuçlar raporlaştırılır .

21
Gönüllülük Çalışmaları
SİVİL TOPLUM KURULUŞU:

 Avrupa’da hükümet dışında bir alan “nongovernmental organizations”,

 ABD’de özel sektör dışında bir alan “non-profit sector”

 Türkçede siyasal alanın dışında, sivil topluma referans vererek “Sivil

Toplum Kuruluşları” olarak tanımlanıyor.

22
Gönüllülük Çalışmaları
SİVİL TOPLUM KURULUŞU:

 STK’lar alanı siyasi otoritenin

yönlendirmesinden uzak, devlet karşısında özerk

olarak, yaptıkları faaliyetlerle piyasanın alanına

girmeyen, kamusal alanda etkisi olabilen bir

kolektif girişimler alanı olarak tanımlanmaktadır

.
23
Gönüllülük Çalışmaları
SİVİL TOPLUM KURULUŞU:

 STK’ların nihai amaçları topluma bir hizmet


sunmaktır.
 Sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında ya
da başkaları üzerinde bir iktidar oluşturma
arayışında bulunmamaları önemli bir özelliktir.
 İşbirliği yapma gereksinimleri ise eşitler arası
ortaklık ilişkileridir..

24
Gönüllülük Çalışmaları
SİVİL TOPLUM KURULUŞU:

25
Gönüllülük Çalışmaları
ÖDEV

• ÜLKEMİZDE FAALİYET GÖSTEREN


1.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ
HAFTANIN WEB SİTELERİNİ İNCELEYİN.

SONU • KENDİNİZİ YAKIN HİSSETTİĞİNİZ


BİR STK HAKKINDA BİLGİ EDİNİN.

• ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA KONUŞALIM



26
Gönüllülük Çalışmaları
 İnsanlar tarafından yaratılmış
TOPLUM organizasyon ya da bireyleri ortak bir
kültürle bağlayan ilişkiler sistemi.

 Bütün insan etkileşiminin ürünleri,


etrafımızda başkalarıyla birlikte
yaşama deneyimi.

 Sıklıkla, toplumu (insanların yarattığı


organizasyon) bireylerden ve toplumu
yaratan etkileşimlerden ayrı bir şey
olarak deneyimleriz.

27
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Modern Öncesi Toplumlar

Genel olarak 3 ana başlık altında toplanan


modern öncesi toplumları modern toplumdan
ayıran özellikleri bu toplumların modern
toplumlara nazaran yaşam şartlarındaki
radikal farklılıklardır.

28
Gönüllülük Çalışmaları
İlk toplumlar: Avcı ve toplayıcılar
TOPLUM
 Bu gezegendeki insan varoluşunun, küçük bir
bölümü hariç geri kalanında, insanlar, avcı ve
toplayıcı toplumlarda yaşamışlardır.

 Avcı ve toplayıcılar yaşamlarını, avcılık, balıkçılık


ve doğada bulunan yenilebilir bitkilerin
toplanmasıyla kazanırlar.

 Bu kültürler, Afrika ve Brezilya ile yeni Gine’nin az


sayıdaki kıraç köşeleri gibi dünyanın kimi
bölgelerinde var olmayı sürdürmektedirler.

29
Gönüllülük Çalışmaları
İlk toplumlar: Avcı ve toplayıcılar
TOPLUM
 Avcı ve toplayıcı kültürlerin çoğunluğu, Batı
kültürünün (Avrupa, A.B.D ve Avusturalya ile Yeni
Zelanda kültürleri) yayılmasıyla yok edilmişler ya da
asimile edilmişlerdir.

 Şuan, dünya nüfusunun çeyrek milyondan daha az


bir bölümü-dünya nüfusunun sadece yüzde 0,001’i-
avcılık ve toplayıcılıkla geçinmektedir.

.
30
Gönüllülük Çalışmaları
İlk toplumlar: Avcı ve toplayıcılar

TOPLUM • Özellikleri:

 M.Ö 50.000’den günümüze kadar yaşamışlardır ve


yaşamaktadırlar (şimdi yok olmanın eşiğindedirler).

 Yaşamlarını avcılık, balıkçılık ve yenilebilir bitkilerin


toplanmasıyla sürdüren az sayıda insandan oluşurlar.

 Eşitsizlik çok azdır.

 Rütbe farklılıkları yaş ve cinsiyetle sınırlıdır.

31
Gönüllülük Çalışmaları
İlk toplumlar: Avcı ve toplayıcılar
TOPLUM  Modern toplumlarla kıyaslandığında zengin ile yoksul ayrımı
söz konusu olmadığı gibi konum ve rütbe farklılıkları yaş ve
cinsiyetle sınırlıdır.

 Yaşamları bizim için bir önem taşımayan ilkel insanlar


değillerdir. Savaşın olmayışı, rekabet yerine iş birliğinin hakim
olması ve temel servet ve güç eşitsizliklerinin olmayışı, avcı ve
toplayıcı toplumları modern sanayi uygarlığı tarafından
yaratılan dünyadan daha istikrarlı ve daha doğal kılmaktadır.

32
Gönüllülük Çalışmaları
Kır ve Tarım Toplumları
TOPLUM
 Kır toplumları esas olarak evcil hayvanlara
dayanırlarken tarım toplumları tahıl yetiştiren
(tarım yapan) toplumlardır.

 Modern dünyada özellikle Afrika, Ortadoğu,


ve Orta Asya’daki bölgelerde yoğunlaşan pek
çok kır toplumu bugün de varlığını
sürdürmektedir.

33
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM Kır ve Tarım Toplumlarının Özellikleri

 M.Ö. 12 000 den günümüze kadar yaşamışlar ve halende az


sayıda da olsa varlıklarını devam ettirmektedirler.

 Kentler ya da kasabaların olmadığı, küçük kır topluluklarına


dayanır.

 Yaşamlarını genellikle avcılık ve toplayıcılıkla desteklenen


tarım yoluyla sürdürürler.

 Avcı ve topluluklara kıyasla daha güçlü eşitsizlikler bulunur.

 Şefler tarafından yönetilirler.

34
Gönüllülük Çalışmaları
Geleneksel Toplumlar yada Uygarlıklar
TOPLUM
 Yaklaşık olarak M.Ö 6000lerden başlayarak 19.yya kadar
yaşamışlardır.
 Uygarlık anlamında bugün tümü ortadan kalkmıştır
denebilir.
 Kentlerin ortaya çıkmasına dayanan bu toplumlarda
oldukça belirgin servet ve güç eşitsizliği gözlemlenmektedir.
 Yazının kullanımı ile bilim ve sanatta gelişmelerin bu
toplumlarda ortaya çıkması bu toplumları genellikle
uygarlıklar olarak adlandırmaya yol açmıştır.

35
Gönüllülük Çalışmaları
Geleneksel Toplumlar yada Uygarlıkların Özellikleri

TOPLUM
 Birkaç milyon nüfusa sahip olacak kadar çok
büyüktürler.
 Ticaret ve tarım dışı üretimin yoğunlaştığı kimi kentler
bulunur.
 Büyük ölçüde tarıma dayanırlar.
 Farklı sınıflar arasında önemli eşitsizlikler bulunur
 Bir kral ya da imparatorun başında bulunduğu ayrı bir
hükümet aygıtı bulunur.

36
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Modern Dünya Toplumları: Sanayi Toplumları
Sanayileşmeyle beraber 200 yıl öncesine kadar tarım, kır, kısaca
geleneksel diyebileceğimiz bir çok toplum radikal değişikliğe
uğramıştır.
Sanayileşme cansız güç kaynaklarının (buhar ya da elektrik
gibi) kullanımına dayanan makinalaşmış üretimin ortaya
çıkışına göndermede bulunur.
Sanayi toplumları (kimi zaman modern ya da gelişmiş
toplumlar olarak da adlandırılır), daha önceki bütün toplumsal
düzen türlerinden son derece farklıdırlar.

37
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Modern Dünya Toplumları: Sanayi Toplumları

 Geleneksel uygarlıkların en gelişmişlerinde bile, insanların büyük bölümü toprak


üzerinde çalışırlardı. Bugünkü sanayi toplumlarının temel bir özelliği ise çalışan
nüfusun büyük bölümünün tarım yerine fabrikalar, ofisler ya da dükkanlarda
çalışıyor olmalarıdır.
 İnsanların yüzde doksandan fazlası var olan işlerin büyük bölümünün yer aldığı ve
yeni iş olanaklarının yaratıldığı kasaba ve kentlerde yaşamaktadır.

38
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Modern Dünya Toplumları: Sanayi Toplumları

 Modern toplumlarda siyasal düzenler geleneksel toplumlardan gelişmişlik ve


yoğunluk bakımından daha merkezi konumdadır. Geleneksel uygarlıklarda, siyasal
yetkelerin (monarklar ve imparatorlar), kendilerine oldukça yeterli olan köylerde
yaşayan tebalarının büyük bölümünün yaşamları üzerindeki doğrudan etkileri çok
azdı. Sanayileşmeyle birlikte, taşımacılık ve iletişim çok daha hızlı hale
geldiğinden, daha bütünleşmiş bir ulusal topluluk ortaya çıkmıştır. (Demiryollarının
ülke içindeki farklı coğrafyaları bağlaması gibi)

39
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Modern Dünya Toplumları: Sanayi Toplumları

Sanayi toplumuyla beraber ulus-devlet olgusu gittikçe yaygın bir hal almıştır.
Sanayinin iletişimin yanında ekonomiye ve askeri silahlanmaya getirmiş olduğu
katkılarla beraber merkezi yönetimleri güçlendirmiş ve ulus-devletin Avrupa’da
yayılmasına zemin hazırlamıştır.
Kısacası sanayi devrimiyle beraber toplumda ekonomi, siyasi, askeri ve kültürel bir çok
öğe geleneksel toplumlara nazaran köklü değişikliklere uğramış ve yeni bir toplum
ortaya çıkmıştır.

40
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Sanayileşmeyle ortaya çıkan yeni toplumlar:
On yedinci yüzyıldan beri Batı ülkeleri geleneksel toplumların
yaşadığı bölgelerde sömürgeleştirme politikalarıyla bir çok
yerde sömürge elde etmişlerdir. Her ne kadar bugün bütün bu
sömürgeleşmiş ülkeler bağımsızlıklarını kazanmış olsalar da
sömürgecilik süreciyle beraber dünya haritası yeniden
biçimlenmiştir.

41
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Sanayileşmiş Birinci Dünya Toplumları

Sanayisini tamamlamış gelişmiş toplumlar olarak da


adlandırılır. Bu toplumların en büyük özelliği çok partili,
parlamenter, yani kısaca demokratik siyasal yönetimleri
benimsemiş olamalarıdır. Bunun yanında Birinci Dünya
Ülkelerinin bir diğer özelliği de sömürgeler yoluyla
ekonomilerini geliştirmiş olmalarıdır. Birinci Dünya toplumları
ya da ülkeleri genelde ABD ve Batı Avrupa ülkeleri için
kullanılır.

42
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Sanayileşmiş Birinci Dünya Toplumları

Özellikleri:
18 yy.dan günümüze kadar yaşamışlar ve yaşamaktadırlar.
Sanayi üretimi ve genellikle serbest girişime dayanırlar.
İnsanlarının çoğu kentlerde yaşar, pek azı kırsal alanda
tarımla uğraşır.
Sınıfsal eşitsizlikler az da olsa vardır.

43
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
İkinci Dünya Toplumları:

Birinci dünya savaşından sonra ortaya çıkan Sovyetler Rus


Cumhuriyetinin ikinci dünya savaşından sonra Sovyetler Birliği
olarak dünya siyaset sistemine çıkmasıyla bu Birliğe üye olan
komünist toplumlara ikinci dünya toplumları ya da ülkeleri
denmekteydi. Soğuk savaşın bitmesiyle beraber artık bu kavram
sosyolojide kullanılmaz oldu. Sovyetler Birliği (S.S.C.B),
Çekoslovakya, Polonya, Doğu Almanya ve Macaristan gibi
komünist toplumlar anlamına gelmekteydi.

44
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
İkinci Dünya Toplumlarının Özellikleri

 1917 Rusya Devriminden 1990 ların başına kadar varlıkları devam etmiştir.
 Sanayiye dayanmasına rağmen, ekonomik sistem merkezi planlamayla yönetilir.
 Önemli sınıf eşitsizlikleri varlığını sürdürür.
 Çoğunluk kent ya da kasabalarda yaşar.

45
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Gelişmekte Olan Toplumlar (3. Dünya
Toplumları?)
İçlerinde geleneksel biçimde yaşayan insanlar olsa da, gelişmekte olan ülkeler daha
önceki geleneksel toplumlardan oldukça farklıdır.
Bu toplumların politik düzenleri, ilk kez Batı toplumlarında kurulan düzenlere
dayanmaktadır. Yani bunlar ulus devlettir.
Nüfuslarının büyük bölümü kırsal bölgede yaşıyor olsa da, bu toplumların pek çoğu
hızlı bir kentleşme süreci de yaşamaktadır.

46
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Gelişmekte Olan Toplumlar (3. Dünya
Toplumları?)
Tarım yine ana ekonomik etkinlik olarak kalsa da, yetiştirilen ürünler artık çokluk yerel
tüketime yönelik olmak yerine dünya piyasalarında satılmak için üretilmektedir.
Bu ülkeler daha önceki, daha geleneksel ülkelerin çözülmesine yol açan Batı
Sanayisiyle olan karşılaşma sonucu ortaya çıkmıştır.
*İkinci Dünya Ülkeleri teriminin Sovyet Rusya’nın ortadan kalkmasıyla beraber 3.
Dünya ülkeleri ya da toplumları kavramının kullanılması artık anlamsızlaşmıştır
diyebiliriz.

47
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Gelişmekte Olan Toplumlar (3. Dünya
Toplumların Özellikleri)
On sekizinci yüzyıldan günümüze kadar yaşamaktadırlar.
Nüfus çoğunluğu, geleneksel üretim yöntemlerinin kullanıldığı
tarımda istihdam edilir.
Tarımsal ürünlerin bir bölümü dünya pazarlarında satılmaktadır.
Kimilerinde serbest girişim sistemi, diğerlerinde merkezi
planlama bulunur.
Çin, Hindistan, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri örnek
gösterilebilir.

48
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM TOPLUM TÜRLERİ
Gelişmekte Olan Toplumlar (3. Dünya
Toplumların Özellikleri)
On sekizinci yüzyıldan günümüze kadar yaşamaktadırlar.
Nüfus çoğunluğu, geleneksel üretim yöntemlerinin kullanıldığı
tarımda istihdam edilir.
Tarımsal ürünlerin bir bölümü dünya pazarlarında satılmaktadır.
Kimilerinde serbest girişim sistemi, diğerlerinde merkezi
planlama bulunur.
Çin, Hindistan, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri örnek
gösterilebilir.

49
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM a) Toplumsal kurumlar

«Toplumda yaşayan bireylerin gündelik yaşamını ve eylemlerini


düzenler.

«Toplumsal kurumlar, etki alanları doğrultusunda toplumsal


düzenin oluşmasına ve bu düzenin devamlılığına katkı verirler
(Kalaycıoğlu, 2012).

50
Gönüllülük Çalışmaları
• Toplumsal kurumlar: 3 düzey
TOPLUM
1. Küresel düzeyde

• 2. Ulusal düzeyde

• 3. Yerel düzeyde (Kalaycıoğlu, 2012).

51
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM • Toplumsal kurumlar:

• Toplumsal kurumların işlevleri gelişen ve değişen gereksinimlere duyarlıdır.

• Bu duyarlılık toplumsal kurumların yeni işlevlerinin ortaya çıkmasında da etkili olur


(Kalaycıoğlu, 2012).

52
Gönüllülük Çalışmaları
b) Toplumsal tabakalar (sınıf, statü, toplumsal hareketlilik)
TOPLUM
Bir bütün; Bazı grup ve En çok
ancak kesimler toplumsal
homojen daha fazla eşitsizlik

Toplumda
Toplum

Toplumlar
değil… fırsat ve çerçevesinde
haklardan bölünmüşler
yararlanır dir.

53
Gönüllülük Çalışmaları

TOPLUM Modern toplum öncesi Modern toplum

Eşitsizlikler hakim Eşitsizlikler hakim

Günlük yaşamda ve toplumbilimde


Ancak günlük yaşamda görünür değil
görünür halde

Çünkü ortak bir dil üzerinden kullanımı


Çünkü dilde kavramsal olarak yok
söz konusu

54
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM Modern toplum öncesinde Modern toplumda

Kendi aklını kullanarak kendi kaderi üzerinde söz


Doğal kabul edilen kilise ve din otoritesi
sahibi olması gereken birey görüşü

Toplum yönetiminde bu otoriteler hakim Kralların ve kilisenin otoritesi tartışılır hale gelmiştir

Yurttaş tarafından, yönetenin yetkileri, rolleri


Bu yönetenlerin yurttaşlara hesap vermesi söz konusu
sorgulanır hale gelmiştir; yani yönetenlerin yurttaşlara
değil
hesap vermesi söz konusu

55
Gönüllülük Çalışmaları
TOPLUM *Ekonomik (maddi
kaynakların mülkiyeti, gelir,
meslek farklılıkları)
Sosyal
sınıf
farklılıklar *Ekonomik olmayan
ı (siyasi, sosyal ve kültürel)

56
Gönüllülük Çalışmaları
O toplumda var olan
TOPLUM Mesleki konumla elde
edilen mevkiye
Bağlı bulunan aile,
cemaat, aşiret gibi
topluluklar aracılığıyla
kültürel değerlere ve
normlara göre bu
mevkilere tanımlanan
dayanır elde edilen mevkiye
unvan, prestij gibi
dayanır
kriterler ile açıklanır

SOSYAL STATÜ

57
Gönüllülük Çalışmaları

olarak gelişmiş toplumlarda


TOPLUM

Sanayileşmiş ve ekonomik
Üst sınıf: işveren, sanayici
ve yönetici…

Orta sınıf: beyaz yakalı


çalışanlar, devlet görevlileri…

Alt sınıf: Mavi yakalı, el


emeği ile çalışanlar…

58
Gönüllülük Çalışmaları
KÖYLÜ SINIFI
TOPLUM FARKLILIKLAR GÖSTERİR
(TR’de %25)
(Sanayileşmekte olan ve tarım
sektörünün güçlü olduğu toplumlarda)

İşlenen ürün ve
Toprak sahibi Toprağın pazarla
olma durumu büyüklüğü bütünleşmiş
olup olmama

Bölgesel
farklılıklar

59
Gönüllülük Çalışmaları
Marksist Kuram’a Yapısal İşlevselci
TOPLUM Göre Sosyal Max Weber’e Göre Görüşe Göre
(Toplumsal) Sınıf ve Sınıf, Statü ve Güç Toplumsal
Sınıf Eşitsizliği Tabakalaşma

Toplumsal sınıflar, eşitsizlikler üzerine inşa edilir ve sosyolojinin ödevlerinden biri


bu inşa sürecinin gerçekleşmesini sağlayan kodları deşifre etmektir. Bu nedenle
toplumsal eşitsizlikle ilgili çalışmalar sınıf çalışmaları ile doğrudan ilişkilidir.
Toplumsal yapının kurulumu ve örgütlenmesi kadar bu yapının içinde üretilen
eşitsizliklerin kaynağı ve temel motivasyonu sınıf çalışmalarının içerisinde yer
almalıdır. Bir diğer husus ise eşitsizliğin görüntülendiği ve yeniden-üretildiği
toplumsal alanlar ile ilgilidir. Örneğin ulus-devletin herkese eşit olarak sunmayı
amaçladığı ve herkesi eşit bir biçimde eğitmeyi amaçladığı eğitim alanı bu
eşitsizliğin görüntülendiği tipik alanlardan biridir.
60
2. HAFTANIN SONU
ÖDEV

TOPLUMLARDA BİZ NEDEN AYRI BAŞKA BİR DÜNYA


NE DEĞİŞTİ? DÜŞTÜK? MÜMKÜN MÜYDÜ?

61
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi’nin Yaşandığı Dönemde Geçerli Ekonomi Felsefesi ve Kurulu Hukuk Düzeni

TOPLUMSAL
 Ekonomi Felsefesi Klasik liberalizm olarak adlandırılan, Adam Smith ile başlayan
SORUNLAR
Ricardo ve Malthus’un katkılarıyla geliştirilen ekonomi felsefesi hakimdir.
 Bu yaklaşıma göre “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” düşüncesi hakimdir.
 Liberal düşünceye göre kişi kendi çıkarları ile hareket eder ve bu kişisel çıkarlarını
gerçekleştirirken ekonomik ve sosyal yapıda kendiliğinden şekillenecektir.
 Dolayısı ile devlet bu düzene karışmaktan kaçınmalıdır.

62
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi’nin Yaşandığı Dönemde Geçerli Ekonomi Felsefesi
ve Kurulu Hukuk Düzeni
TOPLUMSAL
SORUNLAR
 Bu dönemlerde hukuki düzen ise işçi-işveren arasındaki ilişki
özel hukuk kapsamında ele alınmıştır.
 Zamanla Borçlar Hukuku’ndaki satış sözleşmelerine benzer bir
şekle dönüşmüştür.
 Dolayısı ile emek pazarda serbestçe alınıp satılan ve değeri arz
- talebe göre belirlenen bir meta-mal gibi görülmüştür

63
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi ve Sosyal Sorunların Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL  Sanayi Devrimi sadece ekonomik yaşamı değil aynı zamanda toplumsal yapıyı da daha önce hiç
SORUNLAR görülmemiş düzeyde değiştirmiş, emek ve sermaye çatışmasından doğan sosyal sorun bugün
anladığımız anlamı ile Sanayi Devrimi’nin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.
 Sanayi Devrimi 18. yy insanlık tarihinde “en çok değişen” ve “en çok şeyi değiştiren” yüzyıl olarak
kabul edilir.
 Özellikle 17. Ve 18. yy’larda deniz ticaretinin gelişmesi, yeni kıtaların keşfi ve sömürgeciliğin
gelişmesi ve örgütlenmesine yol açmıştır.
 Bu dönemde bankalar, borsalar, sigorta şirketleri kurulup güçlenmiş, para ve kredi büyük önem ve
değer kazanmıştır.
 Aile tüketim ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz hale geldiğinden bir çok iş alanı ve çalışma
biçimleri ortaya çıkmıştır.
64
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi ve Sosyal Sorunların Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL  Tarım ekonomisi yerini sermaye ve makineye dayalı yeni bir düzene bırakmıştır.
SORUNLAR  Küçük zanaat, tezgah ve atölye üretiminin yerini yeni teknik ve makinelerle donatılmış fabrika
üretimi almış, yeni enerji kaynağı olarak buhar eski(rüzgar, su, hayvan) enerji kaynaklarının yerini
almıştır.
 Fabrika üretimi üretim ilişkileri, çalışma koşulları ve toplumsal yapıyı köklü biçimde değiştirmiştir.
 Sanayi Devrimi’nin Teknolojik Koşulları Buhar ile başlayıp elektrik, gaz, petrol gibi yeni enerji
kaynaklarıyla devam eden süreç üretimi sürekli hale getirmiştir.
 İlk uygulamaları İngiltere’de dokuma sektöründe görülmüştür.(1. Dalga sanayileşme) ➣ James
Watt’ın buhar makinesi (1764) sanayi devriminin başlangıcı kabul edilir.
 Dokuma sanayindeki gelişmelerden sonra demir-çelik sanayinde hızlı teknolojik gelişmeler
yaşanmıştır. 1830 lardan sonra ilk trenler ortaya çıkmaya başlamıştır.
65
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi ve Sosyal Sorunların Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL  Sanayi Devrimi’nin Toplumsal Koşulları Sanayi Devrimi öncesi servet kaynağı toprak olarak

SORUNLAR görülürken, sanayi devrimi ile birlikte gelişen burjuva (tüccar) sınıfı servet kaynağı olarak ticareti
görmekteydi.
 Bu sebepten öncesinde Feodal bir sistem hakim iken Sanayi Devrimi sonrası yeni ticaret zenginleri
ortaya çıkarak saygın ve etkili bir güç haline dönüşmüştür.
 Sanayi Devrimi öncesi ticari faaliyetler loncalar tarafından kontrol edilirken, sonrasında loncalardaki
ustalar ve kalfalar açılan yeni fabrikalarda nitelikli işçiler olarak çalışmak zorunda kalmışlardır.
 Çoğunlukla kırsal kesimden gelen kesim ise niteliksiz işgücünü oluşturdu. Böylece üretim araçlarına
sahip olmayan, geçimlerini emek karşılığında aldıkları ücret ile karşılayan yeni bir toplumsal sınıf
ortaya çıktı. (işçi sınıfı)
 Bu dönemde oldukça sağlıksız olan fabrika koşulları ve yetersiz ücretler, yoğun göç ile birleşerek
şehirleri de sağlıksız yerleşim merkezlerine dönüştürdü. 66
Gönüllülük Çalışmaları
Sanayi Devrimi ve Sosyal Sorunların Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL
SORUNLAR
 Alınan ücretlerin yetersizliği kaçınılmaz olarak ailelerde
kadınların ve daha sonra da çocukların çalışma hayatına
girmesini kaçınılmaz kılmıştır.
 Bu süreç aile yapısının da kökten değişmesine sebep
olmuştur.
 İşçilerin olumsuz çalışma koşulları onları “Koalisyon”
olarak adlandırılan ilk mesleki yapılanmaları kurmaya
itmiştir.

67
Gönüllülük Çalışmaları
Sosyal Sorunun Tanımı ve Sosyal Sorunun Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL  Sosyal sorun; toplumsal sınıfların gerek birbirleriyle, gerekse tüm toplumla İlişkilerinde ortaya
SORUNLAR çıkan ya da toplumdaki değişmelerden ileri gelen uyuşmazlık, gerginlik ve çatışmalardır.
 İşlevselci yaklaşıma göre, toplum daima bir sosyal dengeye sahiptir ve toplumsal düzen esastır.
 Sosyal sorun ise toplumun bir kuralsızlık döneminde ortaya çıkar ve bu kuralsızlık da kurumların
ya da oluşumların bozuk işleve sahip olmalarından kaynaklanır.
 Çatışmacı kurama göre ise sosyal sorunların temelinde toplumsal sınıflar arası karşıtlık ve
mücadele bulunur.
 Sanayi Devrimi öncesi dönemde (feodal dönem) geleneksel yaşam koşulları, İnsanların dayanışma
içinde, tek düze bir hayat sürdürmelerini sağlıyor ve olası sosyal risklerden insanları koruyordu.

68
Gönüllülük Çalışmaları
Sosyal Sorunun Tanımı ve Sosyal Sorunun Ortaya Çıkışı
TOPLUMSAL
SORUNLAR  Bu korunak sanayileşmeyle birlikte İnsan ilişkilerinin çözülmesi sonucu ortadan kalkacaktı.

 Sanayinin getirdiği büyük servet artışları ve zenginlik, tümüyle varlıklı sınıfların elinde
toplanmıştır.

 Böylelikle Sanayi Devrimi’yle ortaya çıkan emek-sermaye arasındaki ilişki ya da çelişkiler,


çıkar çatışmaları, çözülmesi gereken büyük ve yeni bir sorunu (sosyal sorunu)
doğurmuştur.

69
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Düşünsel Düzeydeki Gelişmeler Liberal Düşünce Akımı:
SORUNLAR
 Klasik liberal düşünceye göre, ekonomik ve toplumsal yaşantıyı yöneten doğal bit düzen ve bu
düzenin yasaları bulunmaktadır.
 Devlet ise bu düzene karışmaktan kesin olarak kaçınmalıdır.
 A. Smith’e göre, kişi bir girişimde bulunurken, içinde yer aldığı ortamın koşulları hakkında kamu
otoritelerinden daha çok bilgiye sahiptir.
 Kişisel çıkarları ona, hangi malı, ne zaman, hangi yöntemle ve en yüksek kâr getirecek şekilde
nasıl üretebileceğini gösterir.
 Kişiyi, bu şekilde davranmaya yönelten ve kişiyle toplumun çıkarlarını uyumlaştıran olay,
rekabettir.
70
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Düşünsel Düzeydeki Gelişmeler Liberal Düşünce Akımı:
SORUNLAR
 Rekabet ve piyasa mekanizması liberal düşünürlere göre, girişimciyi, tüketicilerin talep ettikleri
malları en ucuz ve en kaliteli şekilde üretmeye zorlayarak, girişimciyle toplumun çıkarlarının
uyum içinde olmasını sağlar.

 Kişisel çıkarlar, salt toplumun ekonomik örgütlenmesini yaratmak ve sürdürmekle kalmaz, aynı
zamanda bir ulusun refaha ve servete kavuşmasına da olanak tanır

71
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Liberal düşünceye göre;
SORUNLAR  İş için savaşma: bu alanda da rekabet serbestliği, özgürlük düşüncesine uygundur.
 İnsanlar arasında doğal bir yaşam savaşı sürmektedir.
 Özgürlük ve serbestlik ortamı üretimin artmasına büyük ölçüde hizmet ve yardım etmektedir.
 Çalışma özgürlüğü serbest bir sözleşmenin yapılması için gereklidir.
 Taraflar arasında yapılacak sözleşmenin koşullarına devlet toplumsal düşüncelerle müdahale
etmemelidir.
 Emek ile sermaye arasındaki ilişkilere yön vermek için sosyal bir mevzuat geliştirilmemelidir.
 Zira bu mevzuat zora dayanır.

72
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL
Liberal düşünceye göre;
SORUNLAR
 Yasa koyucu çocukların ve kadınların çalışmalarına karışmakla aile
reisinin yerini almaktadır.
 Bu gereksiz ve yersizdir.
 Çocukların çalışıp çalışmamaları, yalnız aile reisinin kararına
bağlıdır.
 Ayrıca, kadınların gece çalışmalarını yasaklamak aile için yararlı
değildir.
 Çünkü bu durumda kadın gündüz çalışmak zorunda kalacak ve
evdeki işlerini-görevlerini yapamayacaktır.
73
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Sosyalist Politika Akımı:
SORUNLAR
 Liberalizm’e tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır.
 Sosyalizmden beslenmiştir.
 3 çeşit sosyalist yaklaşımdan söz edilebilir.

o Birlikçi-Kooperatif Sosyalistler:
o Bilimsel Sosyalistler:
o Demokratik Sosyalistler:

74
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL
Birlikçi-Kooperatif Sosyalistler:
SORUNLAR
 Bir yandan işçi sınıfının özde eşitliğini ve yaşam ölçülerinin yükseltilmesini savunurlarken öte
yandan da çatışmanın yerini sosyal uyum ve işbirliğinin almasını İstiyorlardı.
 Onlara göre; mevcut sistem üretimde plansız, bu anlamda müsrif, dağıtımda ise haksız ve
merhametsizdir.
 Sonuçta ise zenginlik küçük bir azınlığın elinde iken çoğunluk yoksulluk İçinde bulunmaktadır.
 Sorunun çözümü için üretim ekonomik planlamaya dayanmalı, üretilen servet İse ihtiyaçlara uygun
olarak dağıtılmalıdır

75
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Bilimsel Sosyalistler:
SORUNLAR  Üretim araçlarının özel mülkiyetinin, emek-sermaye karşıtlığına ve emeğin sömürülmesine yol
açtığını ileri süren Marx, bu karşıtlığın ancak üretim araçlarının toplum mülkiyetine geçmesiyle
önlenebileceğini söylemektedir.
 Marx’a göre, Sosyalizm aşamasında üretim malları devlete geçmeli ve Komünizm aşamasına
varıldığında tüm servet toplumsallaştırılarak emeğin egemen olacağı bir yapıya ulaşılmalıdır.
 Bu yapıya ise Kapitalist toplum düzeni İçinde kalınarak ve bu düzende reformlar yapılarak
ulaşılamaz.
 Zira mevcut devlet yapıları düzeltilemeyecek ölçüde Kapitalizm ve yönetici sınıfın çıkarları ile
bağlantılıdır ve sosyal sorunların tamamen çözüleceği yapıya ulaşmak için Kapitalist sistemin
devrimci yöntemlerle tasfiyesi gerekir
76
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELEN GELİŞMELER
TOPLUMSAL Demokratik Sosyalistler:
SORUNLAR  Reformist, revizyonist, evrimci, parlamenter sosyalizm olarak da anılan
bu akımın temsilcilerinin, bilimsel sosyalistlerden ayrıldığı en önemli
nokta “sandık yoluyla gelen sosyalizme” inanmaları ve bu şekilde
anayasacılık ve parti rekabeti gibi temel liberal demokratik ilkeleri
benimsemeleridir.

 Demokratik sosyalizm, revizyoncu bir görüş benimseyerek yoksulluğu


ortadan kaldırmayı, sosyal devlet kurmayı, serveti adil dağıtmayı, tam
istihdam ve istikrarı sağlamayı amaçlayan bir yaklaşımdır.

77
Gönüllülük Çalışmaları
Sosyal Politika Düşünce Akımı

TOPLUMSAL  Bu yaklaşımı savunanlar, yerleşik düzenin (kapitalizm) korunması ilke ve amacını


SORUNLAR benimsediklerinden, yeni bir ekonomik ve sosyal düzene geçilmesini hedef alan devrimci sosyalist
görüşlerden kesin bir şekilde ayrılmaktadırlar.
 Buna karşılık, yerleşik düzende sosyal reformlar yapılarak, sanayi toplumunu daha eşitlikçi bir
refah toplumuna dönüştürme hedefi yönünden demokratik sosyalistlere yaklaşmaktadırlar.
 Sismondi’ye göre, emekle sermaye (anamal) birleştirme olanağı bulunan her yerde
birleştirilmelidir.
 Kendi toprağını işleyen çiftçi sayısı arttırılmalı, sanayide küçük ve bağımsız atölyelerin sayısı
çoğaltılmalı, fabrika mülkiyeti geniş bir orta sermayedar grubu arasında paylaştırılmak ve sanayi
işçisi işverenin ortağı olma güvenini sahip olmalıdır.

78
Gönüllülük Çalışmaları
Sosyal Politika Düşünce Akımı

TOPLUMSAL  Ancak, bu birleşme sağlanıncaya değin, devlet aşağıda


SORUNLAR sıralanan sosyal politikaları uygulamalıdır.

 Küçük çiftçi ve sanatkârlar korunmalı


 Küçük işletmelere teşvik edilmeli
 İşçilere sendika kurma ve hafta tatili hakkı tanınmalı
 Kadın ve çocuk işçilerin ağır işlerde çalıştırılması
engellenmeli
 İşverenler hastalık, ihtiyarlık ve İşsizlik hallerinde,
işçilere yardıma zorlanmalıdır.

79
Gönüllülük Çalışmaları
Sosyal Politika Düşünce Akımı

TOPLUMSAL
 Daha sonra Le Play Okulu (1806-1882), liberalizmin bireyciliğinin karşısına çıkmış ve
SORUNLAR
lonca düzenine benzer bir düzene geçilmesiyle İşçilerin çalışma koşulları ve yaşamlarının
düzeleceğini savunmuştur.
 Doktrinler içinde emeğin sosyal politikalarla korunmasına yönelik önlemler öngören bir
düşünce de Dayanışmacılıktır.
 Bourgeois’in öncülük ettiği bu akıma göre devlet; sosyal sigortalar kurmalı, karşılıklı
yardım kuruluşlarını desteklemeli, çalışma koşullarını denetlemeli, çalışma sürelerini
kısaltmalı, kadın ve çocuk işçileri korumalıdır

80
Gönüllülük Çalışmaları
İşçi Sınıfı Hareketleri
 Sanayileşmenin getirdiği kötü çalışma koşulları, yetersiz ücretler, sağlıksız çalışma ortamları gibi
TOPLUMSAL
unsurlar zamanla tepkilere sebep olmaya başladı.
SORUNLAR
 İlk tepkiler nitelikli iş gücünü oluşturan sanayi öncesi bir zanaat veya mesleği bulunan iş gücü
arasında oluşmuş ve belirli meslek sahipleri birbiriyle rekabet etmek yerine birlikte hareket etmek
düşüncesine ulaşmışlardır.
 İlk örgütlenme hareketleri de bu düşünce yörüngesinde İngiltere’de görülmüştür.
 İşçilerin örgütlenerek ekonomik ve toplumsal menfaatlerini savunmaya çalışmaları kolay
olmamıştır.
 Örgütlenme hakkı ancak birçok savaşımlardan sonra ve yavaş yavaş elde edilebilmiştir.
 İşçi sınıfı, mesleki ve ekonomik alandaki Örgütlenmesinin belli bir aşamasından sonra ise siyasal
alanda örgütlenme yoluna gitmiştir.

81
Gönüllülük Çalışmaları
İşçi Sınıfı Hareketleri

TOPLUMSAL
 Böylece sendikalar, işçilerin siyasî partilerle olan
SORUNLAR
ilişkilerinde bir araç olma işlevini yüklenmiştir

 Belli bir güce ve yaygınlığa ulaştıktan sonra da bir


yandan doğrudan bir baskı grubu olarak İşçi sınıfının
gücünü siyasal alanda ortaya koymuş, öte yandan da işçi
sınıfının işçiden yana siyasal partilerle olan ilişkilerini
düzenleyen en önemli araç olma konumuna gelmiştir

82
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK
 21. yüzyılın ilk yıllarında Batı dünyasında görülen en büyük sosyal huzursuzluk hareketlerinden
TOPLUMSAL
birisi, 2011 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin finansal merkezi olarak bilinen ve New York
SORUNLAR
Borsasının da yer aldığı Wall Street sokaklarının işgal edilmesiyle gündeme gelen olaylardır.
 Bu dönemde, ünlü Fransız ekonomist Thomas Piketty’nin Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa
ülkelerinde zenginlik ve gelir eşitsizliğine odaklanan “Capital in the Twenty-First Century” (2014)
isimli çalışması sadece akademi dünyasında değil ama aynı zamanda İş çevrelerince de sıklıkla
referans verilen bir eser hâline dönüştü.
 Piketty bu çalışmasında, Endüstri Devrimi’nden bu yana toplumsal zenginliğin sosyal yapının en
tepesinde bulunan küçük bir grup insanın elinde yoğunlaştığını istatistiksel verilere dayanarak
göstermekte ve bu yoğunlaşma sürecinin sadece Birinci ve İkinci Dünya Savaşları süresince kısmi
bir kesintiye uğrayarak devam ettiğini ifade etmektedir.

83
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK

TOPLUMSAL
 Sosyal adaletle ilgili önce bir iyi bir de kötü haber var.
SORUNLAR
 İyi haber: Eşitlik bakımından Kuzey ve Güney Yarımküre
arasındaki uçurumda daralma eğilimi görülüyor. Bunun nedeni,
özellikle gelişmekte olan ülkelerin gayri safi yurtiçi
hasılalarında kaydedilen artış.
 Kötü habere gelince: Zengin ve fakir ülkeler arasındaki sosyal
adalet makası giderek açılıyor.
 Çünkü yoksul ülkelerde soyal adaletsizliklerle mücadeleye
yeterince ekonomik kaynak ayrılamıyor.
 Oysa bunu çok da zor olmayan bazı adımlarla önlemek
mümkün. 84
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK
Vergi adaleti
TOPLUMSAL
 Gelir miktarı arttıkça, vergilendirmenin de daha yüksek bir dilimden yapılması, sosyal adaleti
SORUNLAR
sağlamanın en etkili yollarından biri.
 Bu sistemde az kazanandan az, çok kazanandan ise çok vergi alınıyor.
 Ancak pek çok ülkede gelir vergisi, varlık vergisine oranla daha yüksek.
 Bu durumda menkul ve gayrimenkullerden elde edilen rant gelirlerinden daha düşük vergi
alınıyor.
 İşçiler ise vergi yükü altında eziliyor.
 Yani "çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi” prensibi işliyor.
 Örneğin ABD Başkanı Trump'ın vergi reforma da bu prensibe dayanıyor.
 Hal böyle olunca da zengin ile fakir arasındaki uçurum artıyor. Ayrıca vergi kaçakçılığı
nedeniyle pek çok ülke önemli ölçüde gelirden mahrum kalıyor. 85
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK
Vergi adaleti
TOPLUMSAL
SORUNLAR
 AB Komisyonu'nun tahminlerine göre, gerek vergi kaçırma
gerekse dev şirketlerin bilanço manipülasyonu nedeniyle AB
çapında yılda 50 ile 70 milyar euroluk bir vergi geliri kaybı söz
konusu.

 Oysa vergi adaleti prensibine dönülse hem dar gelirliler vergi


yükü altında ezilmez hem de çok kazanandan çok vergi
alınarak, eğitim ve sağlık gibi alanlardaki yatırımlara yeni
kaynak sağlanabilir.

86
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK
Kirleten öder" prensibi
TOPLUMSAL
SORUNLAR  Günümüzde işletmeler küresel çapta faaliyet gösteriyor.
 Hammadeler, üretim maliyetleri nerede ucuzsa orada çıkarılıp işleniyor.
 Ucuza maledilen ürünler, yüksek satın alma gücüne sahip büyük müşterilere pahalı fiyata
satılmak suretiyle büyük kârlar elde ediliyor.
 Bu kazançların vergilendirilmesi ise en düşük vergi dilimlerinin geçerli olduğu ve bu nedenle de
"vergi cenneti” olarak nitelendirilen ülkelerde yapılıyor.
 Bu küresel üretim zincirinin bedelini ise söz konusu düşük maliyetli üretimin yapıldığı yerdeki
insanlar ve doğa ödüyor.
 Örneğin küresel şirketler, bir ülkenin kara sularındaki hemen hemen tüm balıkları avladığında ya
da büyük miktarlarda toprak satın alıp tarımsal üretim yaptığında, yerel balıkçı ve çiftçilerin
ayakta kalma şansı da yok ediliyor. 87
Gönüllülük Çalışmaları
SOSYAL EŞİTLİK VE ADALETSİZLİK
Kirleten öder" prensibi
TOPLUMSAL
SORUNLAR  Vergi kaçakçılığı ve kara para aklamayı önlemek için üretimin yapıldığı ülkede vergilendirme
yapılırsa, yoksul ülkeler kamu yatırımları için gerekli kaynağı da sağlanmış olur.

 Ayrıca "kirleten öder” prensibi uygulanırsa, şirketler çevre ve iklim dostu üretime daha fazla önem
verir.

88
Gönüllülük Çalışmaları

Dezavantajlı/Savunmasız
Gruplar

89
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
 İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesini kendine ilke edinerek insanın tam iyilik
Gruplar
halini hedefleyen sosyal hizmet, insan hakkı temelinde toplumsal adaleti savunarak
işlevini geçekleştirir.

 Bunu yaparken zincirin en zayıf halkasını güçlendirmeyi kendisine esas alır.

 Bir zincir nasıl ki en zayıf halkası kadar kuvvetliyse bir devletin/toplumun gücü de
dezavantajlı bireylerinin gücü nispetinde olacaktır.

90
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
 Tarihsel sürece bakıldığında; Türk toplumunun hem milli hem dini geleneğinde yer alan; açları
Gruplar
doyurmak, yoksula, yaşlıya, mağdura yardım etmek, yetimin/mazlumun/mağdurun hakkını
gözetmek, ihtiyacı olana kucak açmak vb. öğretiler temelinde dezavantajlı gruplara yönelik
kurumsal ve bireysel düzeyde yapılanmaların olduğu görülmektedir.
 Dezavantajlı gruplara yönelik yapılan bu faaliyetlerde on dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde daha
çok kurumsal yapılaşmanın olduğu görülmektedir.
 Sanayileşme insanlığa sunduğu fırsatların yanında ortaya çıkardığı sosyal sorunlarla, Beck’in
ifadesiyle risk toplumunun oluşumuna öncülük etmiştir.
 Risk toplumu bireysel, toplumsal ve çevresel risklerin artmasını beraberinde getirmiş, böylece
dezavantajlı grupların sorunlarına çözüm arayışı, sosyal devletin koruması altında devlet eliyle hak
temelli yapılmaya başlanmıştır.

91
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı  Dezavantajlı grupları ortadan kaldırmak iddiasından ziyade sorunlarını çözmeye yönelik
Gruplar müdahaleleri bulunan sosyal hizmet, koruyucu önleyici çalışmalarla dezavantajlılık durumunun
oluşmasını engelleme noktasında da kilit öneme sahiptir.

 21. yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakırken dezavantajlı grupları tartışmak, yaşanan küresel ve
toplumsal değişimlere de ayna tutmaktadır.

 Öyle ki önceki yüzyıllarda dezavantajlılık daha çok ekonomik faktörler (kısmen sağlık)
üzerinden açıklanırken bugün artık ekonomik faktörlerle birlikte sosyal ve kültürel özelliklerin
dezavantajlılık tanımında belirleyici olduğunu ha a zaman zaman daha önde olduğunu
görmekteyiz. Nitekim dezavantajlı gruplar söz konusu olduğunda ayrımcılık ve sosyal dışlanma
kavramları ön plana çıkmaktadır.
92
Gönüllülük Çalışmaları
 Bu değişimle paralel olarak yeni dezavantajlı grupların varlığından bahsedilmekte ve
Dezavantajlı
Gruplar geleneksel olarak tartışıla gelen yoksullar, yaşlılar, engelliler, çocuklar, kadınlar gibi grupların
dışında artık sosyal sorunların farklılaşmasıyla birlikte ortaya çıkan farklı dezavantajlı
grupların sorunları tartışılmaktadır.

 Günümüzde yaşanan savaşlar ve ayrımcılıklar kitleler halinde uluslararası göçe neden


olmakta ve göçmenler/mülteciler/sığınmacılar önemli bir dezavantajlı grup olarak karşımıza
çıkmaktadır. Aynı şekilde bağımlılık türleri ve oranlarında yaşanan artış bağımlı bireyleri de
dezavantajlı gruplara dahil kılmaktadır.

 Sanayileşmeyle birlikte yaşanan aile yapısındaki değişmeler, köyden kente göç, boşanma
oranlarının artması vb. nedenler bugün ülkemizde de ev-siz insanların sayıca çoğalmasını
beraberinde getirmekte ve dezavantajlı grup içerisine sokmaktadır. 93
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar  Yine sanayileşmenin getirdiği sosyal sorunların en önemlilerinden biri olan işsizlik, göçebe
işçiler olgusunu ortaya çıkarmış, her mevsim farklı coğrafyalarda farklı işlerde çalışmaya
giden bu işçilerin gerek göç öncesi gerek göç sırasında gerekse de gittikleri yerlerde
karşılaştıkları sorunlar Mevsimlik İşçileri dezavantajlı gruplardan biri haline getirmektedir.

 Bununla birlikte insan hakları yaklaşımı perspektifiyle; ‘insan hak-kına yaraşır bir hayat
sürme olanağından mahrum olanlar/bırakılanlar’ olarak dezavantajlı grupların oldukça geniş
bir yelpazeyi içine aldığını söylemek mümkündür.

94
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar  Yine sanayileşmenin getirdiği sosyal sorunların en önemlilerinden biri olan işsizlik, göçebe
işçiler olgusunu ortaya çıkarmış, her mevsim farklı coğrafyalarda farklı işlerde çalışmaya
giden bu işçilerin gerek göç öncesi gerek göç sırasında gerekse de gittikleri yerlerde
karşılaştıkları sorunlar Mevsimlik İşçileri dezavantajlı gruplardan biri haline getirmektedir.

 Bununla birlikte insan hakları yaklaşımı perspektifiyle; ‘insan hak-kına yaraşır bir hayat
sürme olanağından mahrum olanlar/bırakılanlar’ olarak dezavantajlı grupların oldukça geniş
bir yelpazeyi içine aldığını söylemek mümkündür.

95
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı  Ayrımcılığa veya dışlanmaya maruz kalabilecek herhangi bir işte çalışanlar, insan ticareti
Gruplar mağdurları, LGBTI+, tek ebeveynli aileler, ırkı, dini, kıyafeti, etnik kökeni, siyasi görüşü vb.
özelliklerinden dolayı sahip olduğu temel insani haklardan (sağlık, eğitim, istihdam vb.)
toplumun diğer üyeleriyle eşit oranda yararlanamayan tüm kişiler dezavantajlı gruplar
içerisine girmektedir.

 SAVUNMASIZ GRUPLAR
 ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ GRUPLAR
 DIŞLANMIŞ GRUPLAR
 VSVSVSVSVVSVSVSVS
 DEZAVANTAJLI GRUPLAR

96
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı ÇOCUKLAR
 Ayrımcılığa veya dışlanmaya maruz
Gruplar kalabilecek herhangi bir işte çalışanlar,
YERLİ/ETNİK KÖKENLİLER
KAYIT DIŞI/MEVSİMLİK İŞÇİLER
insan ticareti mağdurları, LGBTI+, tek
LGBTQI+ Bireyler/Gruplar
ebeveynli aileler, ırkı, dini, kıyafeti, etnik
GÖÇMENLER
kökeni, siyasi görüşü vb. özelliklerinden
AZINLIKLAR
dolayı sahip olduğu temel insani
YAŞLILAR
haklardan (sağlık, eğitim, istihdam vb.)
HIV/AIDS/KRONİK HASTALAR
toplumun diğer üyeleriyle eşit oranda
ENGELLİLER
yararlanamayan tüm kişiler dezavantajlı
MÜLTECİLER
gruplar içerisine girmektedir.
GENÇLER
DİĞER GRUPLAR
97
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar ÇOCUKLAR

 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!


 DOĞDUĞUN EV KADERİNDİR? (mi)
 AÇLIK
 YOKSULLUK
 EĞİTİM/SAĞLIK/BAKIM HAKKI

98
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
YERLİ/ETNİK KÖKENLER/AZINLIKLAR
Gruplar

 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!


 DOĞDUĞUN EV KADERİNDİR? (mi)
 KÜLTÜR
 ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK
 AYRIMCILIK
 BİR BAŞKADIR (MIDIR?)

99
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı KAYIT DIŞI/MEVSİMLİK İŞÇİLER
Gruplar

 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!


 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 KAYIT DIŞI EKONOMİ
 AYRIMCILIK
 BELİRSİZLİK!

100
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar
LGBTQI+ Bireyler/Gruplar

 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!


 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 AYRIMCILIK
 ÖTEKİLEŞTİRME

Lesbian, gay, bisexual,  DIŞLANMA


transgender, queer and  HERKESİN HAYATINA KİMSE KARIŞAMAZ?
intersex (LGBTQI)
(MI)

101
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar
GÖÇMENLER/MÜLTECİLER
 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!
 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 AYRIMCILIK
 ÖTEKİLEŞTİRME
 DIŞLANMA

102
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar YAŞLILAR
 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN OLMALIDIR!
 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 AYRIMCILIK/ÖTEKİLEŞTİRME
 HAYATA KARIŞAMAMA
 SOSYAL HİZMET PROBLEMİ
 YAŞAM TASARIMI

103
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar HIV/AIDS/KRONİK HASTALAR

 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN


OLMALIDIR!
 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 AYRIMCILIK/ÖTEKİLEŞTİRME
 HAYATA KARIŞAMAMA
 SOSYAL HİZMET PROBLEMİ
 YAŞAM TASARIMI

104
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar
ENGELLİLER
 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN
OLMALIDIR!
 SAĞLIK HAKLARI
 VERGİ SORUNSALI
 AYRIMCILIK/ÖTEKİLEŞTİRME
 HAYATA KARIŞAMAMA
 SOSYAL HİZMET PROBLEMİ
 YAŞAM TASARIMI

105
Gönüllülük Çalışmaları
Dezavantajlı
Gruplar
AFETZEDELER
 SOSYAL DEVLET HERKES İÇİN
OLMALIDIR!
 TRAVMA YÖNETİMİ
 VERGİ SORUNSALI
 HAYATA KARIŞAMAMA
 GELECEK TASARIMI
 GÖNÜLLÜLÜK??

106

You might also like