Professional Documents
Culture Documents
Ai̇le Mahkemeleri̇-1
Ai̇le Mahkemeleri̇-1
• Aile birliği, önemi gereği Anayasanın 41. Maddesiyle devlet koruması altına
alınmıştır.
• Aile mahkemeleri de ailenin korunmasına yönelik koruyucu, eğitici ve sosyal
önlemler gibi önemli işlevleri yerine getirerek ailenin korunmasını
amaçlamaktadır.
• Bu amaç doğrultusunda, aile hukukuna ilişkin hükümleri düzenleyen 4721 Sayılı
Türk Medeni Kanunun “aile hukuku” başlıklı ikinci kitabında düzenlenen
hükümlerin uygulanmasının yanı sıra günümüzde özellikle Birleşmiş Milletler
Çocuk Hakları sözleşmesi ile hakları güvenceye alınan ve uluslararası alanda da
korunmaya değer en yüksek menfaat grubu olan “çocukların üstün yararının
korunması ve Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi kapsamında kadın haklarının korunması’, bu sözleşmelere uygun
hazırlanmış yasalar doğrultusunda aile mahkemeleri aracılığıyla sağlanmaktadır.
Aile Mahkemesinin Görevleri
• 4787 Sayılı Kanunla, aile mahkemelerine dava ve işlerin yanı sıra “koruyucu, eğitici
ve sosyal önlemler” başlığı altında birtakım tedbirler alma görevi de verilmiştir.
• Kanunun 6. maddesine göre aile mahkemesi, diğer kanunlardaki hükümler saklı
kalmak üzere görev alanına giren konularda:
• I. Yetişkinler hakkında;
• a) Evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde
uzlaştırmaya,
• b) Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali
yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya,
• c) Resmi veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya
benzeri yerlere yerleştirmeye,
• d) Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye,
Aile Mahkemesinin Görevleri
• Boşanma kararı sonrasında çocuğun velayetinin tek bir tarafa verilmesinin, çocuğu
anne ya da babasından mahrum etmenin çocuğun üstün yararına olmadığı,
boşanma sayısının günden güne artması nedeniyle toplumun genelinde
parçalanmış ailelerin yaygınlaşması ve boşanmanın çocuk üzerindeki yıkıcı etkisinin
azaltılması düşünceleri “ortak velayet” fikrinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
• Ortak velayet, eşlerin medeni durumu fark etmeksizin, evlilik birliği içinde çocuk
üzerinde kullanılan hak ve yükümlülüklerin, evlilik birliği sona erdikten sonra da
eşlerin eşit şekilde paylaşılması olarak tanımlanabilir .
• Evlilik birliğinde “birlikte” kullanılan velayet, burada “eşit şekilde paylaşılarak”
kullanılmaktadır. Türk Medeni Kanununda ortak velayete ilişkin bir hükme yer
verilmemekle birlikte ortak velayet kurumu, 14.03.1985 tarihinde imzalanan ancak
10.03.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6684 Sayılı kanunla uygun
bulunarak onaylanan “11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana
Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’ye Ek 7 No’lu Protokol” ile hukukumuza
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev Alanına
Giren Dava Çeşitleri -Velayet ve Kişisel İlişkinin Tesisi
• Ortak velayet konusunda hukukçular arasında tartışma vardır. Bir kısım
yazarlar, ortak velayetin Türk Medeni Kanununun velayete ilişkin
hükümlerinin emredici nitelikte olduğunu, boşanma ile velayetin tek
bir tarafa verileceği düzenlendiğinden hâkimin ortak velayet hakkında
karar veremeyeceğini ve aksine düzenleme yapılmasının ve ortak
velayet hakkında karar verilmesinin kanuna aykırı bir düzenleme
olacağını ; eşlerin ortak velayeti kişisel hırsları uğruna kötüye
kullanabileceğini; boşanmış eşlerin bir araya gelerek velayeti
kullanmalarının kendilerinden beklenemeyeceğini düşünerek karşı
çıkmaktadırlar.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev Alanına
Giren Dava Çeşitleri -Velayet ve Kişisel İlişkinin Tesisi
• Bir kısım yazarlar ise ortak velayete olumlu bakarak, Türk Medeni
Kanunun velayete ilişkin hükümlerinin emredici niteliği olmadığını ,
mevcut yasal düzenlemede boşanma sonrası ortak velayet hakkında
karar verilmesinde hukuki bir engel olmadığını ; hakimin takdir
yetkisini kullanarak çocuğun üstün yararı gözetip ortak velayete
hükmedilebileceğini ; çocukla kişisel ilişkinin kurulmasını düzenleyen
yasa maddesinde “velayeti kendisine verilmeyen eş” ibaresinin
çocuğun velayetinin tek bir eşe bırakılmasının zorunlu olduğu şeklinde
yorumlanamayacağını, anlaşmalı boşanma protokolünde de ortak
velayetin düzenlenebileceğini ifade ederek ortak velayetin
hukukumuzda uygulanabileceğini kabul etmektedirler.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev Alanına
Giren Dava Çeşitleri -Velayet ve Kişisel İlişkinin Tesisi
• Velayet, çocuğun 18 yaşını tamamlayıp ergin olması ile kendiliğinden sona erebileceği gibi,
velayet hakkı olan eşin ölmesi ya da dava yoluyla hakimin kararı üzerine sona erebilir.
• Evlilik birliği içinde anne ve baba çocuğun velayetini birlikte kullandığı için, çocuğun 18
yaşına gelmesinden önce eşlerden birinin ölmesi halinde, velayet sağ kalan eş tarafından
kullanılmaya devam eder.
• Eşlerin boşanması nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesi halinde kendisine velayet
bırakılan eşin, çocuğun ergin olmasından önce ölmesi halinde evlilik birliğindeki durumdan
farklı olarak velayet diğer eşe kendiliğinden geçmez.
• Bu durumda sağ kalan eş velayetin kendisine verilmesi için dava açabilir, hakim velayeti
sağ eşe verebileceği gibi duruma göre çocuğa vasi atanmasına da karar verebilir.
• Velayet hakkı kendisine verilmeyen eş, boşanma davasının sona ermesinden sonra
çocuğun velayetini alabilmek için “velayetin değiştirilmesi” davası açabilir; davayı
kazanması halinde velayet davacı eşe geçer.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev Alanına
Giren Dava Çeşitleri -Velayet ve Kişisel İlişkinin Tesisi
• Aile mahkemelerinde genellikle boşanma ile birlikte gündeme gelen
velayet hakkı konusu hukuki sonuçlarının yanı sıra psikolojik ve sosyal
sonuçlarıyla da dikkat çekmektedir.
• Aile mahkemeleri, özellikle çocuğun gündemde olduğu velayet
davalarında, çocuğun üstün yararı kapsamında sosyal inceleme raporu
aldırılmasını tercih etmekte, böylelikle küçüğün “ikamet yer özellikleri,
ebeveyn ilişkileri, mevcut eğitim koşulları ve takibi, ebeveynlerine
ilişkin duygu ve düşünceleri, istek ve beklentileri, gelecek planları” gibi
konularda psikolojik ve sosyal yönden detaylı incelemenin yanında
ihtiyaç tespitlerinin de yapılabileceği bir zemini oluşturmaktadır
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Evlat edinme, biyolojik yollardan ebeveyn olamayanlar için Türk Medeni Kanununda
(TMK) düzenlenen koşullar ve usuller içinde hakim kararı ile soybağı kurulmasını
sağlayan aile hukuku kurumudur.
• On sekiz yaşını doldurmayanlar ile evlenme ya da mahkeme kararıyla ergin
kılınmayanlar, hukukumuzda “küçük” olarak kabul edilir.
• TMK 305. ve 320. maddeleri arasında, küçüklerin ve erginlerin evlat edinmesinin
şartlarını ve usulünü ayrı ayrı düzenlenmiştir.
• Bir küçüğün evlât edinilmesi, evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve
eğitilmiş olması şartına bağlıdır.
• Evlât edinmenin mutlaka küçüğün faydasına olması ve evlât edinenin diğer
çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir
(TMK Md. 305).
• Bu hükümle, daha önce birbirine hiç bakmayan, birbirini görmeyen bireylerin evlatlık
ilişkisi kuramaması ve bir yıllık deneme süresi getirilmesi hedeflenmiştir .
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât
edinemezler.
• Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş
bulunmaları gerekir.
• Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını
doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.
• Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
• Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli
olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun
bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı
yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını
ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Evlât edinilenin, evlât edinenden en az on sekiz yaş küçük olması şarttır.
• Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez.
• Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.
• Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı
olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş
veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir. Rıza, küçüğün doğumunun
üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez.
• Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir.
• Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir.
• Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmeyen veya ayırt etme
gücünden sürekli olarak yoksun bulunan ve küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince
yerine getirmeyen ana ve babanın rızası aranmaz.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Evlat edinmede hakim, her halükarda çocuğun üstün yararı olması
şartını aramaktadır .
• Anne ve babanın öz çocuğu varken, başka bir çocuğu evlat edinmesi,
öz çocuğun bakım ve gözetimini ihmal edecekse her iki taraf için de
hakkaniyete aykırı olduğundan üstün yarar şartı yerine getirilmemiş
sayılır .
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Evlât edinme kararı, evlât edinenin oturma yeri, birlikte evlât edinmede eşlerden birinin
oturma yerindeki aile mahkemesince verilir.
• Evlât edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde
araştırılmasından, evlât edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde
uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir.
• Araştırmada özellikle evlât edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri,
ekonomik durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlât edinmeye yönelten sebepler
ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. ,
• Evlât edinenin altsoyu varsa, onların evlât edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de
değerlendirilir.
• Mahkeme kararıyla birlikte evlâtlık ilişkisi kurulmuş olur. Evlatlık ilişkisinin kurulması ile
ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer. Evlâtlık, evlât
edinenin mirasçısı olur. Evlâtlık küçük ise evlât edinenin soyadını alır. Evlât edinen isterse
çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlâtlık, evlât edinilme sırasında dilerse evlât
edinenin soyadını alabilir.
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Eşler tarafından birlikte evlât edinilen ve ayırt etme gücüne sahip
olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen
eşlerin adları yazılır.
• Evlâtlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının
devam etmesi için evlâtlığın naklen geldiği aile kütüğü ile evlât
edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur.
• Ayrıca evlâtlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus
kütüğüne işlenir. Evlât edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler
mahkeme kararı olmadıkça veya evlâtlık istemedikçe hiçbir şekilde
açıklanamaz
Sosyal Hizmet Odağında Aile Mahkemesinin Görev
Alanına Giren Dava Çeşitleri -Evlat Edinme
• Aile mahkemeleri, evlat edinme davalarında ileri düzeyde inceleme
yapılabilmesi, hukuki delillerin yanı sıra küçükle ve aile görevi
üstlenecek bireylerle bizzat görüşme yapılarak psikolojik ve sosyal
açıdan değerlendirilmesi, küçüğün bugünü ve geleceğinin güvence
altına alınmasında gereken koşulların sağlanıp sağlanmadığı ve dava
konusu çocukla bakım veren arasındaki ilişkin sevgi ve şefkate dayalı
yakınlık ilişkisi içerisinde anne-baba-evlat ilişkisine dönüşüp
dönüşmediğine yönelik tatminkâr koşulları belirleyebilmek açısından
sosyal inceleme sürecini başlatarak sosyal inceleme raporu alınmasını
istemektedirler.
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Sürecinin Yeri ve Önemi
• Aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların görülmekte olduğu davalarda hakim,
çocuklara ilişkin vereceği kararlarını çocuğu duruşmaya davet edip dinledikten
sonra vermekte iken, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve
Yargılama Usullerinde Dair Kanunla aile mahkemelerinin kurulması ve
uzmanlardan yararlanılacağına ilişkin düzenlemenin yapılması ile bu uygulama
ortadan kaldırılarak yerine, aile mahkemesince görevlendirilen sosyal hizmet
uzmanı tarafından sosyal inceleme yaparak rapor hazırlaması ve çocuğa dair
kararın rapor gözetilerek verilmesi uygulamasına geçilmiştir.
• Böylece sosyal inceleme süreci adli sisteme dahil olarak bilimsel bir yaklaşımla
çocuk hakkında verilecek kararlarda hakime yardımcı olmakta bir taraftan da
çocuğun ve ailenin korunmasına yönelik koruyucu ve destekleyici önlemlerin
tespiti ve uygulanmasını sağlamaktadır
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Sürecinin Yeri ve Önemi
• Aile mahkemesinde görülen çocuğun velayeti, çocukla kişisel ilişkinin
kurulması ve evlat edinmesi talepli davalarda, hakimin karar
vermesine esas olacak şekilde sosyal inceleme yapılması için uzmanlar
görevlendirilmektedir.
• Görevlendirilen uzmanlar, çocuğun ev, okul ve sosyal çevre
incelemesini yapmak üzere duruşma ortamından bağımsız bu
ortamlarda kapsamlı bir fiziksel koşulların incelemesi ile çocuğun
ihtiyaçlarının tespit edildiği ev ve çevre, yaşam koşulları hakkında
detaylı bilgi edinildiği sosyal inceleme sürecini gerçekleştirmektedirler.
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Sürecinin Yeri ve Önemi
• Sosyal incelemede, sadece evin fiziksel koşulları incelenmemektedir. Sosyal
inceleme sürecinde, davanın tarafları ve çocukla görüşme yapılmakta,
çocuğun evde düzenli olarak yaşayıp yaşamadığı, ev ortamında velayet
değişikliğine sebep olabilecek bir risk bulunup bulunmadığı, çocuğun yatılı
olarak kalabileceği koşulların sağlanıp sağlanmadığı hususlarında karar
verebilmek için de gözlem yapılmaktadır.
• Sosyal inceleme sürecinden sonra uzmanlar, gözlem, değerlendirme ve
kanaatlerini mahkemeye sunmakta ve hakim de uzmanın kanaatini de esas
alarak çocuğun üstün yararına olan nihai kararını vermektedir.
• Sosyal inceleme süreci, adli sosyal hizmet uygulamalarında kanaatin
oluşumunda ve hakimlerin kararını vermesinde kullanılan çok önemli bir
araçtır
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Sürecinin Yeri ve Önemi
• Sosyal inceleme süreci, sosyal hizmetin bilgi temelinde sistem ve ekolojik yaklaşımları içeren eklektik
özellik gösterir.
• Aile mahkemeleri tarafından görevlendirilen sosyal hizmet uzmanı, sosyal inceleme sürecini dosyanın
kendisine teslimi ile başlatarak, dosyanın okunması, taraflarla ve çocukla görüşmek için bağlantı
kurulması, ikamet yer ve özellikleri bakımından fiziksel koşullar yanında çocuğun kaldığı taraf yanında
odasının bulunup bulunmadığı, ihtiyaçlarını karşılayabilecek imkanları olup olmadığı, aile içindeki
bireylerin iletişim ve etkileşim biçimi, çocuk ebeveyn ilişkileri, çocuğun eğitim aldığı okulla ilgili
memnuniyet durumu, okulda arkadaşları ve öğretmenleri ile ilişkisinin yönü, beklentileri, ailesine
yönelik algısı, gelecek düşünceleri, mevcut duygu ve düşünceleri, ailenin sosyal çevre ile etkileşiminin
nasıl olduğu, aile içi sevgi, ilgi, yakınlık ilişkileri ve küçüğün velayet hususundaki iradesi gibi çok yönlü
incelemesini kapsamaktadır.
• Bu bağlamda, etkili bir sosyal inceleme sürecinin gerçekleşmesi; aile dinamiklerinin daha net
görülebilmesi, sorun odaklarının tespiti, çocuğun üstün yararı kapsamında korunması ve güvence altına
alınması, aile için hangi tedbirlerin uygulanabileceği ya da sağlıklı boşanmanın gerçekleşmesi
noktasında boşanma sürecinin yönetilebilmesi gibi faktörler çerçevesinde mahkemeye ışık tutması
bakımından önemlidir
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Aile mahkemelerinde sosyal hizmet uzmanlarınca hazırlanan sosyal inceleme raporu
(SİR), hukuki bir belge olarak yargılama sürecinde hakimin kararını etkileyen, sosyal
hizmet mesleğinin değerlerini taşıyan, bilimsel bir değerlendirme ve öneri sunan
uzmanlık raporlarıdır
• Sosyal inceleme raporları kapsamına, hakkında inceleme yapılması istenen çocuğun
doğumundan başlayarak görüşme anına kadarki gelişim süreci, fiziksel, zihinsel,
bilişsel, duygusal, sosyal özellikleri, ailenin toplumsal, sosyal, kültürel, ekonomik
durumu, aile bireylerinin çocukla ve birbirleriyle arasındaki ilişki, çocuğun yaşadığı
evin, okulunun koşulları, çocuğun bakım ve gözetiminin nasıl ve kimler tarafından
yapıldığı gibi konular girmektedir.
• Dolayısıyla, sosyal inceleme raporu çocuğun ailesi başta olmak üzere arkadaşları,
akran grubu gibi ilişkide olduğu kişileri ile okulu, evi, komşuları, mahallesi, boş zaman
olanakları gibi yaşadığı çevre ve tüm sistemleri değerlendirmektedir
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Boşanma, velayet veya evlat edinme davası için hazırlanan sosyal inceleme raporlarının
konusu ve içeriği farklı olmakla birlikte, tüm sosyal inceleme raporları (SİR) için standart
olarak raporun yasal dayanağı (görevlendirilen mahkemenin adı ve dosya numarası)
bilgi toplama yolları, kimlik bilgileri ve kullanılan kaynaklar gibi başlıklardan oluşan
“Demografik/Formel Bilgiler” ile başlamaktadır (Mutlu, 2015).
• Buna göre sosyal inceleme raporlarında bulunan standart giriş bilgiler; görüşme yapılan
tarafların aile yapısı, (anne-babanın durumu, kardeş ve çocuk sayısı vs), tarafların temel
bilgileri (adı, soyadı, mesleği, eğitim durumu, yaşı, mesleği, iş durumu-çalışıp
çalışmadığı gibi ), tarafların ekonomik bilgileri (ailenin aylık geliri, gelir biçimi ailenin
ekonomik gelirini sağlayan kişi/kişiler), yaşanılan konutun niteliği (fiziksel koşulları,
konutun mülkiyet durumu, konutta kimlerin yaşadığı, taraflar ile ilgili dava dosyasında
yer alan kayıtlar (sağlık kurulu raporu, hastane kayıtları, tutanaklar, resmi evraklar vs.)
gibi bilgileri içerir, diğer başlıklar ise mahkemenin talebi ve SHU değerlendirmesi
doğrultusunda değişiklikler göstermektedir
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Formel bilgilerin tamamlanmasından sonra sosyal inceleme sürecinde
uzmanın edindiği bilgiler, gözlemleri, değerlendirmeleri adım adım
yazılır. Bu bölümde, raporun hangi dava için yazıldığı önem taşır.
Boşanma davaları için hazırlanacak raporda, “tarafların evlilik süreci ve
boşanma aşamasına ilişkin” bilgilerin olduğu bölümle; velayet ve
kişisel ilişkinin düzenlenmesi davaları için hazırlanması halinde anne-
babanın “Ebeveynlik Kapasitesinin Boyutları” ve “Çocuğun Durumu”
bölümleri ile devam edilir. Velayet, boşanma davası sırasında
değerlendirilebileceği gibi, boşanmadan ayrı olarak velayetin
değiştirilmesi veya kaldırılması davası sırasında da değerlendirilebilir.
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Velayet için yazılacak bu bölümde özellikle anne babanın çocukla ilişkisi, iletişimi,
çocuğa yaklaşımı, çocuğun yetişme koşulları, ebeveynin çocuğa uygun rol model
kapasitesi, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik ebeveynin yeterlilikleri,
ebeveynin çocuğun davranışlarına tepkisi, çocuk-ebeveyn ilişkisinin niteliği, aile içinde
şiddet/ihmal/istismar veya madde kullanımı öyküsü, velayeti isteme nedenleri, bu
konudaki istek, bilinç, kararlılık düzeyleri, değerlendirmesine yönelik bilgiler, Anne-
babanın velayet hakkına ilişkin görev ve sorumluluklarını yerine getirirken gereksinim
duydukları/duyabilecekleri sosyal/kurumsal destek sistemlerine ulaşabilme kapasiteleri,
ikamet edilen mahalle, yer ve çevredeki tüm olanaklar ve hizmetlerin (sağlık, ulaşım,
okul, kreş, okul, arkadaşlık ilişkileri, boş zaman olanakları, alışveriş olanakları vb.) neler
olduğu, daha önce yapılmış bir velayet tespiti var ise değişen ve gelişen koşullar, bu
süreç içinde ebeveynlerin davranış ve tutumlarına dair uzmanın incelemeleri ayrıntılı
olarak yazılır (Mutlu, 2015
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Bu kısımdan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler eklenerek, görüşme ve ziyaretler
sırasındaki incelemeye ilişkin gözlemlerle birlikte tüm bilgileri uzmanın mesleki
bilgi, beceri ve değerleri doğrultusunda yazdığı “değerlendirme bölümü” kaleme
alınır. Yine bu bölümde, boşanma davaları bakımından eşlerin evliliğe devam
etmesinin mümkün olup olmadığı, mümkünse evliliğin devamı konusundaki
riskler, gereksinimler, bireysel/kurumsal kaynaklarda irdelenmeli ve bunların
nasıl/kimler/hangi kurumlar tarafından karşılanacağı gibi tespit ve öneriler de yer
alırken, velayet davalarında çocuk anne-baba arasında taraf durumuna
getirilmeden, çocuğun yüksek yararı doğrultusunda, anne-baba veya yaşanılan
yer/ortamdan kaynaklı, çocuğun sağlıklı gelişimine zarar verecek riskler ve
gereksinimler yazılır Son kısımda ise, nihai karar hakimde olmak üzere boşanma,
velayet veya evlat edinmede çocuğun durumu hakkında “uzmanın kanaati” ne yer
verilir
Aile Mahkemelerinde Sosyal İnceleme
Raporu
• Adli Destek ve Mağdur Hakları Birimi’nin, sosyal inceleme raporlarının
hazırlanmasına dair tek bir standart oluşturarak, raporun içeriğine dair
taşıması gereken asgari başlıkları belirlenen bir format halinde ele
alması, ilgili raporlarda belli bir yapının oluşmasını sağladığı düşünülse
de, sosyal hizmet uzmanın, sosyal inceleme sürecini ele alışı ve
değerlendirilmesi bakımından özgürlüğünü kısıtladığı ve soru-cevap
düzeninde bütünüyle şablon şeklinde rapor yazılmasının sosyal
incelemenin ruhuna aykırı olduğu değerlendirilmektedir