Kârlar ve ücretler üzerine

Mal mevcudu kârlarının artıp eksilmesi, emek ücretlerinin yükselip

alçalmasındaki aynı nedenlerle, yani topluluk zenginliğinin çoğalan ya da
azalan durumuna bağlıdır. Ancak bu nedenler, bunlardan birinde,
ötekinde olduğundan çok başka şekilde etkisini gösterir.

Ücretlerin yükselmesine neden olan mal birikimi artışı, kârın düşmesine

neden olur.
Rekabet, kârların azalmasına neden olur.
Faiz oranları ve kâr oranları
Faiz oranları, kâr oranlarının göstergesi olarak alınabilir.
Faizler değiştikçe, kâr oranı da değişir.

«Para kullanmakla çok kâr sağlanabilen yerde, paradan yararlanmak için

genellikle çok şey verileceği; az kâr edilebilen yerde ise, çokluk daha az
verileceği düstur olarak konulabilir. İşte böylelikle; bir ülkede, faizin
alışılmış pazar kertesi değişince, bununla birlikte mal mevcudunun
olağan kârlarının da değişeceğinden; o alçalınca onların da
alçalacağından; o yükselince onların da yükseleceğinden emin olabiliriz.
Şu halde faizin gidişi, bize kârın gidişi üzerinde biraz fikir verebilir.»
Kâr oranlarındaki değişmeler ve mal
mevcudu
Kârın azalması, ticaretin gelişmesinin, mal mevcudu artışının doğal
sonucudur.
Buna karşılık, yüksek emek ücretleri ile büyük kârlar birbiriyle bağdaşan
şeyler değildir.

Sermaye, kârlı alana yönelir.

Kârlar arttıkça, faizler yükselebilir.

Kanun tamamen yasak etse de, faize engel olamaz. Birçok kimse ödünç
almak zorundadır.
Ücret ve kârlardaki artışın fiyat üzerindeki
etkisi
Gerçekte yüksek kârlar, yüksek ücretlerden ziyade işin fiyatını yükseltmeye
sebep olur. Örneğin, keten bezi sanayisinde çalışan keten tarayıcısı, iplikçi,
dokumacı vb. gibi türlü kimselerin ücretleri günde hep birden iki peni
artacak olsa; bir top keten bezi fiyatını, yalnız, yapılmasında kullanılan işçi
sayısı ile bunların çalıştırıldıkları gün sayısının birbirine çarpılmasından ne
rakam elde edilirse o kadar iki peni yükseltmek gerekecektir. Yapımının
bütün çeşitli evreleri boyunca, mal fiyatının ücretlere dönüşen kısmı,
ücretlerin bu yükselişine kıyasla, yalnızca matematiksel oranda artmış olur.
ama bu çalışan kimselerin türlü patronlarının hepsinin kârları %5
yükseltilecek olsa, mal fiyatının kâra dönüşen kısmı, yapımın bütün değişik
evrelerinde bu kâr yükselişine kıyasla, geometrik oranda artacaktır.
İstihdamın doğal özelliklerinin ücret
üzerindeki etkileri
Birincisi: istihdamın (çalıştırılışların) işçilerin hoşuna gidip gitmemesi.
‘Şerefli meslekler’; ‘kasabın işi’…
İlkel toplumda zorunlu olan emek faaliyetleri, uygar bir toplumda
eğlence haline gelir; örneğin avcılık.
İkincisi: ücretler işi öğrenmenin kolaylığı ve maliyetine göre değişir.
Üçüncüsü: Ücretler, işin devamlı veya kararsız oluşuna göre değişir
Dördüncüsü: işçiye duyulan güvenin azlığı veya çokluğu: hekimlik,
avukatlık vs.
Beşincisi: işlerdeki başarı olasılığı
Mal mevcudunun kullanılışı ve kâr oranı
Mal mevcudunun türlü kullanışlarının hepsinde kârın alışılmış oranı, aşağı
yukarı, kazancın kesin oluşuna veya olmayışına göre değişir. Genel olarak bu
kazanç iç ticarette dış ticarettekinden; dış ticaretin bazı kollarında ise öteki
şubelerindekinden daha az kararsızdır. . . . Kârın alışılmış oranı, her zaman için,
az çok riziko ile birlikte yükselir. Bununla beraber, kâr, riziko ölçüsünde yahut
onu tüm karşılayacak kadar yükseliyorsa benzemez. İflaslar, en çok, ticaretin en
tehlikelilerinde olur.

Böylece, emek ücretlerini başkalaştıran beş şart içinde yalnız iki tanesi sermaye
kârlarını etkiler: İşin hoşa gidip gitmemesi ile rizikolu ya da güvenilir olması
Avrupa siyasetinin (idari düzenlemelerin)
etkisi (I)
i) Rekabeti sınırlamak
Lonca sistemi, çırak sayısının sınırlanması, çıraklık süresi
«İnsanın emeği üzerindeki tasarruf, bütün mülkiyet haklarının temelidir.»
Çıraklık süresinin uzatılması, ürünün teminatı olamaz.
Lonca kanunlarının amacı ücret ve kârlardaki düşüşü, rekabeti kısarak önlemek
Yasal düzenlemeler kentte ürün fiyatlarını yükseltir; tarım ürünlere karşı sınai ürün
fiyatları pahalanır
Yasal düzenlemeler, kentte ürün fiyatını yükseltir, tarım ürünleri karşısında sınai ürün
fiyatları yükselir.
Sermaye ve emek, kazançlı yere—yani kente—gider.
Kent ahalisi daha kolay bir araya gelir.
Avrupa siyasetinin (idari düzenlemelerin)
etkisi (II)
ii) Avrupa siyaseti (idari düzenlemeler) rekabeti doğal şekilde
olabileceğinden ileri vardırarak, emek ile mal mevcudunun koşullarını
olumsuza çevirerek, bir başka eşitsizlik doğurur.

iii) Avrupa’daki yönetim tutumu, bir işten ötekine, bir yerden bir
başkasına serbestçe geçilebilmesine engel olur, eşitsizlik doğurur.

Mal mevcudunun dolaşımına ket vurulması, emeğe yapıldığı ölçüde

değildir.
Rant
Rant, kiracının ‘alışılmış kârın’ ötesinde verilebilecek en yüksek bedeldir.

Rant, tekelci bir fiyattır.

Rantın yüksekliğini, toprağın bayındırılması ile doğrudan ilişkili değildir.
Rant, hiçbir insan emeği istemeyen ürünler için bile istenebilir.

Yüksek ya da düşük ücret ve kâr, yüksek ya da düşük fiyatın nedenidir;

rant ise bunun sonucudur.
Rantı etkileyen unsurlar
Rant verimlilik oranında artar

Rant, toprağın bulunduğu yere göre değişir

Ulaştırma, en önemli bayındırmadır.

Tekel, iyi yönetimin baş düşmanıdır
İşlenmemiş toprak rant ve kârı, işlenmiş olanın rant ve kârı ile belirlenir