Professional Documents
Culture Documents
Sağlıkta ETİK-2
Sağlıkta ETİK-2
Dr.Mustafa Kaplan
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi
Hekimin Hakkı
yer verilmişti.
BUNLARA RAĞMEN!!
19. yy'da Birleşik Devletler'de insan üzerinde
araştırmalar yapılıyordu.
Hekimler sıcağın travmatik etkisini incelemek için
köleleri fırınlara koydular.
Tifoda bir şifa metodu denemek üzere deneklerin
üzerine kaynar su döktüler.
Bir kölenin iki parmağı kontrollü deney ile kesildi.
Biri anestezili, diğeri anestezinin etkisini kontrol
etmek için anestezisiz.
Denemeler hastalar ile sınırlı kalmıyordu.
Dublin'li bir hekim hastalığın bulaşıcı olduğunu
kanıtlamak için sağlıklı denekleri sifilistik materyelle
infekte etti.
Başka bir çalışmada, yeni doğanın gözleri gonokokla
infekte edildi.
Etiğe aykırı bir diğer çalışmada tifolu hastanın kanı 17
sağlıklı askere enjekte edildi.
VE DİĞERLERİ…
20. yy.da sistematik araştırmalarla birlikte ilk ulusal
ve uluslararası etik ilkeler belirlenmeye başladı.
Almanya, ulusal etik ilkeleri formüle eden ilk
ülkeydi.
Daha çok Paul Ehrlich'in çalışmaları sonucu 20.
yy.ın başında farmasötik endüstride Almanya
dünyada başı çekiyordu.
Ehrlich, ilaçları test etmede denekler üzerinde
yapılacak tecrübelerin kötüye kullanılması
ihtimali üzerinde durdu.
Kullanılan tecrübe ilaçlarının riskleri konusunda
gönüllüleri etraflı şekilde aydınlatmanın
gerekliliğinin bilincindeydi.
Tıp ilerleyecekse, yeni tedavi edici maddelerin test
edilmesi zorunluydu ve insan üzerinde tecrübeden
vazgeçilemezdi.
Fakat tecrübe öncelikle hayvan üzerindeki
testleri içine alan bir seri çalışmayla
yürütülmeliydi.
Uygun aydınlatmadan sonra rıza alınmalıydı.
Çocuklar üzerinde tecrübe yapılmamalıydı.
SAVAŞ VE İNSAN ÜZERİNDE TIBBI ARAŞTIRMALAR
İnsan deneklerinin tıbbi araştırmalarda daha geniş kapsamlı
bir şekilde kullanılması 2. Dünya Savaşı sırasında oldu.
Dünya, Nazi Almanya'sında araştırıcıların insanlar üzerinde
yaptığı gaddarca tecrübeleri Nurnberg duruşmaları sırasında
öğrendi
Tifo ve malarya ile infekte edilen denekler üzerinde çeşitli
ilaçlar test ediliyordu.
Çeşitli amaçlarla sterilizasyon ve kastrasyon yapılıyordu,
insanlar, çocuklar da dahil, anatomik örnek elde etmek için
öldürülüyorlardı.
"Bilim ve toplum bireyin önüne geçemez"
Bu araştırıcılar savunmalarında çok sayıda hayatı
kurtarmak için birkaç kişinin hayatının feda
edilmesinin kaçınılmaz olduğunu ileri
sürmüşlerdi.
Amerikan Tıp Birliği'nin onayı ile insan
üzerindeki tecrübeler için üç esas ilke
önerildi:
1. Gönüllü rıza,
2. Her bir tecrübenin tehlikelerini
belirlemede öncelikle hayvan tecrübesi,
3. Tıbbi sorumlu olarak ehliyetli yönetim.
Tarihsel bir sürecin ürünü olan ve bireyin salt
insan olmakla kazandığı hakları ifade eden insan
hakları kavramı 2. Dünya Savaşı'ndan sonra
güncel dile girdi.
1919 yılında kurulan Milletler Cemiyeti'nin
yerine 1945 yılında Birleşmiş Milletlerin
kuruluşunu hazırlayan anlaşma, insan
haklarına, insan kişiliğine ve eşitlik ilkelerine
önem verdi.
10 Aralık 1948'de kabul edilen İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi, insan hakları kavramına
psikolojik ve felsefi boyutlar getirdi.
30 maddesi olan bu bildirgenin ilk ve ikinci
maddeleri eşitlik, özgürlük hakkında olup, ırk,
renk, dil, din vb hususlar sebebi ile insanlar
arasında ayırım yapılamayacağını belirtir.
Üçüncü maddesi yaşama hakkına, 6'ncı maddesi
herkese kişilik tanınmasına, 7'nci maddesi kanun
önünde eşitlik ilkesine ilişkindir.
1964'de Dünya Tıp Birliği tarafından kabul edilen ve insan
denekleri üzerinde araştırma ile ilgili bir etik ilkeler bütünü olan
Helsinki Bildirgesi yayınlandı.