Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 60

AHB 3

ERKEK GENİTAL
SİSTEMİ
ANATOMİSİ
ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia)
İnsan neslinin devamını sağlayan sisteme genital sistem denir. Bu
görevi kadın ve erkek genital sistemleri birlikte üstlenirler.
İnsan neslinin devamında kadın genital organlarının görevi erkek
genital organlarının görevinden daha komplekstir.
Kadın üreme sistemine ait organlar dişi üreme hücresi olan
ovumu meydana getirmekle görevlidir.

ovum
Ayrıca ovumun döllenmesinden itibaren doğuma kadar geçen
süre içerisinde onun beslenmesini ve barınmasını sağlamak ve
hem de doğum olayını gerçekleştirmekle görevlidir.
Bunun yanında dünyaya gelen bebeğin büyütülüp beslenmesinde
kadın erkeğe göre daha fazla aktif görev üstlenmiştir.
Erkek genital organları, erkek üreme hücresini (spermatozoon)
üretip, kadın birleşme organına (vagina) bırakmakla görevlidir.
ERKEK GENİTAL ORGANLARI
(Organa genitalia masculina)

Erkek genital organları bulundukları


yerler göz önüne alınarak iç ve dış
genital organlar diye iki gruba
ayrılırak incelenir.
ERKEK İÇ GENİTAL
ORGANLARI (Organa
genitalia masculina
interna)

İç genital organlar kısmen


pelvis boşluğunda ve
kısmen de perineum’da
bulunurlar.

Bu grupta, testis,
epididymis, ductus
deferens, vesicula
seminalis, prostata ve
glandula bulbourethralis
bulunur.
Testis (Orchis): Testisler erkek
üreme hücrelerini (spermatozoon)
ve erkeğe özgü seks hormonlarını
üreten kuş yumurtası
büyüklüğünde oluşumlar olup
scrotum içerisinde asılı olarak
bulunurlar.

Sağlı sollu bir çift olan testisler 4-5


cm uzunluğunda, 2.5 cm
genişliğinde, 3 cm kalınlığında ve
10-14 gr ağırlığındadırlar.

Testisler oval biçimde olup


yanlardan basıktır, scrotum içinde
hareket ederler ve sol testis sağ
testisden 1 cm daha aşağıdadır.
Dış (facies lateralis) ve iç
(facies medialis) iki yüzü,
ön (margo anterior) ve
arka (margo posterior) iki
kenarı, alt (extremitas extremitas
inferior) ve üst (extremitas epididymis superior
superior) iki ucu vardır.

Arka kenara epididymis


tutunur.

facies lateralis

extremitas inferior
Descensus testis: Testisler anne karnında böbreklere yakın olarak
gelişirler.

testis

Hamileliğin 2. ayı Hamileliğin 3. ayı


Fakat hamileliğin 7. ayından sonra inguinal kanaldan geçerek
scrotum içerisine inerler. Bu inişleri sırasında karın ön duvarında
bulunan kaslardan ve fasyalardan kılıflar alır. Testislerin inişi
hormanal denetim (gonadotropin ve androgenlerin) altındadır.

testis

Hamileliğin 7. ayı Doğumda


Bu inişi sırasında testisler karın içerisinde veya canalis inguinalis
içerisinde kalabilir. Böyle testisler üreme açısından yararsızdır.
Her iki testisde karın boşluğunda ise (anorşizm) kısırlık söz
konusudur. Fakat iktidarsızlık olmayabilir. Scrotumda bir
testisin bulunmasına monorşizm denir.
Testisin yapısı: Testisler dıştan sağlam ve kalın bir fibröz kılıf
(tunica albuginea) ile sarılıdır.
Kollagen lifler içeren tunica albuginea’nın genişleme kabiliyeti
yoktur.
Yırtıldığı zaman testis kanalcıkları dışarıya fırlarlar. Bu durum
testislerde iç basıncın fazla olduğunu ve tunica albuginea’nın bu
basınca karşı koyduğunu gösterir.
İltihaplarında iç basınç daha da artacağından çok fazla ağrı olur.

tunica albuginea
Tunica albuginea testisin
arka kenarında bez
içerisine sokulur ve tam
olmayan bir bölme yapar.

Bu bölmeye mediastinum
testis denir.

Mediastinum testis’te,
testise giren ve çıkan
damarlar ile testis kanalları
bulunur.

mediastinum testis
Tunica albuginea’nın iç septula testis
yüzünden ayrılan bağ dokusu
uzantıları (septula testis)
periferden mediastinum testise
doğru uzanır.

Septula testisler, testisi 200-300


lobüle (lobülü testis) ayırır.

Lobüller piramid şeklinde olup


tabanları testis yüzeyine ve
tepeleri mediastinum testise
doğrudur.

lobülü testis
Lobuli testislerin parankimini üreme hücrelerini yapan tubuli
seminiferi kontorti denilen kanalcıklar oluşturur.

Septula testislerden ayrılan bağ dokusu uzantıları lobulusların


içerisine sokularak ince bir tabaka halinde bu kanalcıkların
etrafını sarar.

Bu bağ dokusu içerisinde interstitiel hücreler (Leydig hücreleri)


bulunur.

Bir testiste 200-300 lobulus ve her bir lobulusta 1-3 arasında


değişen sayıda tubulus seminiferi kontorti bulunur.

Bu kanalların her birinin uzunluğu 70-80 cm, genişliği ise 0.12 ile
0.3 mm’dir.

Toplam sayıları 400-900 arasında değişir.


Tubulus seminiferi contortiler mediastinum testise doğru
yaklaştıkça düzleşir ve birbirleriyle birleşerek sayıları 20-30
arasında değişen tubulus seminiferi recti’leri oluşturur.
Bu tüplerin çapları 0.5 mm kadardır.

Tubulus seminiferi rectiler mediastinum testisin fibröz dokusuna


sokularak yukarı ve arkaya geçerler.

Bu kanallar birbirleriyle birleşerek bir ağ meydana getirirler. Bu


ağa rete testis (Haller ağı) denir.

Rete testisten çıkarak, epididymis’e uzanan ve sayıları 12-15


arasında değişen kanallara ductuli efferentes testis denir.

Ductuli efferentes testisler caput epididymis’te ductus epididymis


denilen kanala açılırlar.
ductuli efferentes testis
Testis aorta abdominalis’in bir dalı olan
a. testicularis tarafından beslenir.

Testis’in venleri önce funiculus


spermaticus’u saran plexus
pampiniformis’i meydana getirirler.

Daha sonrada birbirleriyle birleşerek v.


testicularis’i oluştururlar.

Sağ v. testicularis v. cava inferior’a, sol v.


testicularis v. renalis sinistraya açılır.

Plexus pampiniformisi oluşturan venlerin


genişlemesi ile varikosel olarak bilinen
durum ortaya çıkar.
Varikosel sol tarafta daha çok görülür.
varikosel
Epididymis: Spermiumların
depo edildiği ve olgunlaştığı bir
oluşumdur.

Testislerin arka kenarında


bulunan epididymis yaklaşık 6
metrelik ductus epididymis’in
bir araya toplanmasıyla oluşan
bir yapıdır.

Testisten çıkan ductuli


efferentes testisler direkt olarak
caput epididymis’e girerler ve
burada ductus epididymis’e
açılırlar.

epididymis
Epididymis’in genişlemiş üst kısmına caput epididymis, orta
parçasına corpus epididymis, alt parçasına cauda epididymis
denir. Bu sayede caput epididymis testise bağlanmış olur.

Cauda epididymis’e yaklaştıkça ductus epididymis’in çapı artar,


kıvrımları azalır. Ductus epididymis kuyruğun ucunda ductus
deferens ile devam eder.
caput epididymis

corpus epididymis

cauda epididymis

ductus deferens
Ductus deferens: Ductus deferens
cauda epididymis’in devamı
şeklinde başlar ve ductus
ejaculatorius’a kadar uzanır.

Yaklaşık 40-50 cm uzunluğunda


kalın duvarlı bir borudur.

Epididymis’te depo edilen


spermiumların ductus
ejaculatorius’a kadar taşınmasını
sağlar.

Ductus epididymis, cauda


epididymis’in ucundan itibaren
ductus deferens adını alır ve geçtiği
yerlere göre 4 parçaya ayrılır. ductus deferens
Ductus deferens’in cauda epididymis’ten itibaren testisin arka
kenarı boyunca yükselen kısmına pars epididymica denir.

pars epididymica
Bu kısım testis’in üst ucuna geldiğinde funiculus spermaticusun
içerisine katılır ve pars funicularis adını alır.

pars funicularis
Canalis inguinalis içerisinde ilerleyen parçasına pars inguinalis
denir. İnguinal kanaldan pelvis içerisine girince funiculus
spermaticus’u oluşturan diğer yapılardan ayrılır.

pars inguinalis
Dışa ve aşağıya doğru
uzanan bu kısmına pars
pelvina denir. pars pelvina
Pars pelvina pelvis
boşluğunun yan
duvarında ilerleyerek
mesanenin arkasına
ulaşır.

Burada mesane tabanı


ile rectum arasında yer
alır.
Ductus deferensin son
bölümü genişler ve ampulla
ductus deferentis adını alır.

Ampulla’nın alt ucunda


lümen tekrar daralır ve
prostatanın tabanı yakınında
vesiculae seminalis’in kanalı
ile dar bir açı yaparak
birleşir ve ductus
ejaculatorius’u oluşturur.

Funiculus spermaticus baş ve


işaret parmakları arasında
sıkıştırılırsa ductus deferens ampulla ductus deferentis
sert bir oluşum olarak
hissedilir.
Kordon (Funiculus spermaticus):
Testislerin inişi sırasında, funiculus spermaticus
birlikte sürükledikleri
damarları, sinirleri ve ductus
deferens, anulus inguinalis
profundus’ta bir araya gelerek
funiculus spermaticus’u
oluştururlar.
Klinikte kısaca kordon denir.
Funiculus spermaticus testisleri
scrotum içerisinde asılı tutar.
Anulus inguinalis profundus’tan
testis arka kenarına kadar
uzanır. Sol kordon sağdakinden
biraz uzundur.
Bu yüzden sol testis biraz daha
(yaklaşık 1cm) aşağıdadır.
Ductus ejaculatorius: Vesicula seminalis’in kanalı (ductus
excratorius) ile ductus deferensin ampulla parçasını izleyen son
kısmı birleştikten sonra prostata içerisine girer ve ductus
ejaculatorius adını alır.
Uzunluğu 2 cm kadardır. Bu kanal prostat içerisinde urethraya
açılırlar.

ductus ejaculatorius
ERKEK ÜREME vesicula seminalis
ORGANLARININ ÖZEL
BEZLERİ:

Bu bezler;
vesicula (glandulae) seminalis,
prostata
prostata (gl. prostata) ve
gl. bulbourethralis
gl. bulbourethralis

olmak üzere üç tanedir.


Vesicula seminalis (Gl. vesiculosa): Vesicula seminalis sağda ve
solda birer adet olup, mesanenin arka yüzü ile rectum arasına
yerleşmiştir.

Uzunluğu yaklaşık 5 cm, genişliği ise 2.5 cm kadardır.


Bu bezler birçok kıvrımlar girintiler yapan, kesecikler oluşturan
birbirinin içine girmiş 10-15 cm uzunluğunda birer borudan
ibarettir.

vesicula seminalis
Bez, dıştan içe, arkadan öne ve yukarıdan aşağıya doğru
yönelmiştir.
Vesicula seminalis bağ dokusu aracılığı ile mesaneye yapışık
olduğu için, bezin konumu mesanenin dolu veya boş olmasına
göre değişir. Bezin alt ucu (ductus excratorius) ductus deferens ile
birleşerek ductus ejaculatorius’u yapar.
Bezin salgısı hafif alkalidir. Spermiumların enerji ihtiyacını
karşılayan fruktoz, az miktarda ascorbic asit ve fibrinojen ile
pıhtılaşma enzimi (vezikulaz) içerir.
Bez ejaculasyon esnasında kontraksiyon yapar, ductus
ejaculatoriusa akan salgıları ejakulat sıvısının %60-70’ini
oluşturur.
Salgısı, spermiumların hareketlerini arttırdığı gibi içinde bulunan
fruktoz ve diğer besleyici maddeler ile spermiumların ovumu
dölleyinceye kadar yaşamalarını sağlar.

ductus ejaculatorius
Prostata: Erkek genital sisteminin en büyük bezidir. Yüksekliği 3
cm, genişliği 4 cm, ve kalınlığı 2 cm olup ortalama ağırlığı 20
gr’dır.
Prostat küçük pelviste, symphysis
pubica’nın arkasında, rectum’un
önünde, mesane’nin altında ve
diaphragma urogenitale’nin
üstünde bulunur.

Prostatın içerisinden urethra ve


ductus ejaculatorius geçer.

Şekli kestaneye benzeyen prostatın


bir tabanı (basis prostata), bir
tepesi (apex prostata) ile üç yüzü
(facies anterior, facies posterior ve
facies inferolateralis) vardır. prostata
Prostatın tabanı mesanenin boyun
kısmına oturur.

Urethra prostat tabanının ön


kısmından bez içerisine girer.

Tepesi diapragma urogenitale’nin


üst yüzüne oturur.

Apex prostata’nın biraz ön ve


yukarı tarafından urethra çıkar.

Arka yüzü, klinik açıdan önemli prostata


yüzdür. urethra

Çünkü rektal tuşe ile muayene


edilebilen yegane kısmıdır.
Prostat bezi anüsten yaklaşık 4 cm. yukarıdadır. Arka yüzün üst
kenarına yakın olarak ductus ejaculatoriuslar prostat içerisine
girerler.
Ön yüz, symphysis pubica’nın 2 cm kadar arkasındadır. Bu
aralıkta ven plexusu (Santorini ven plexusu) ile bir miktar yağ
dokusu bulunur.
Bu yüzün vertical uzunluğu 2.5 cm kadardır. Alt dış yüzleri, m.
levator ani ile komşuluk yapar.

urethra
Yapısı: Prostat dokusu dıştan ince ve sağlam bir kapsülle
(capsula prostatica) sarılıdır. Kapsül organın içerisine uzantılar
göndererek organı 40-50 lobcuğa böler.

Prostat dokusu bez dokusundan ve kas dokusundan oluşur.


Bezlerin kanalları kısmen birleşerek veya ayrı ayrı olarak, 15-20
delikle urethra’ya açılırlar.

Prostat bezi kanallarında bir miktar salgı depo edilir.


Ejakulasyon sırasında ara dokuda bulunan kasların kasılmasıyla
buradaki salgı urethraya akıtılır.
Prostat salgısı günde 0.5-2 ml kadar olup ejaculatın % 20-30’unu
oluşturur.
Bazik karakterde olan salgı vaginanın asidik ortamını nötralize
etmek suretiyle spermlerin vagina içerisinde yaşamalarını sağlar.
Meninin özel keskin kokusunu prostat salgısı içerisindeki
spermin adı verilen madde sağlar.
Gl. bulbouretralis (Cowper bezi):
Yuvarlak, 1 cm çapında ve sarı renkli
bir çift bezdir.
Her biri diaphragma urogenitale’nin
ve bulbus penisin üzerinde yer alır.

Yaşla birlikte büyüklüğü azalır. Her


bir bezin salgı kanalı (ductus
glandulae bulbourethralis) 2.5 cm
uzunluğunda olup diaphragma
urogenitalenin 2.5 cm ön tarafında
urethranın pars spongiosasına küçük
bir delik aracılığı ile açılır.

Müköz salgısı diğer bezlerin salgısı ile


birleşerek spermanın mukoid
kıvamda olmasını sağlar. gl. bulbouretralis
ERKEK DIŞ GENİTAL
ORGANLARI

(Organa genitalia masculina


externa)

Dış genital organlar


urogenital diaphragmanın ve
arcus pubicus’un aşağısında
bulunur.

Bu grupta scrotum, penis ve


urethra yer alır.
penis
scrotum
urethra
Scrotum: Testis, funiculus spermaticus’un alt bölümü ve
epididymis’i içinde barındıran torbaya scrotum denir.

Symphysis pubis’in hemen altında uyluğun üst kısmının ön


tarafında bulunur. Deri, fibröz kılıflar ve bir kısım kas
liflerinden oluşur. Scrotumun sol yarısı sağa göre biraz daha
aşağıdadır.

scrotum
Scrotum dıştan içe doğru, deri,
tunica dartos, ve testislerin inişi
sırasında birilikte getirdikleri
kılıflardan oluşur.

Deri diğer bölgelerin derisinden


biraz farklıdır. Daha fazla
pigment içerir bu yüzden koyu
renklidir.

İnce ve buruşuk bir


görünümdedir. Üzerinde seyrek
kıllar bulunur.

Burada çok sayıda ter bezi ile


özel kokulu salgı yapan yağ
bezleri bulunur.
Scrotum derisi sıcağa,
soğuğa ve dokunmaya
duyarlıdır.

Scrotumun şekli dış


etkenlere bağlı olarak
değişebilir.

Soğukta ve gençlerde
scrotumun tunica dartos
tabakasındaki kasların
kasılması sonucu yüzeyi
buruşarak küçülür.
Sıcakta ve yaşlılarda ise
scrotum gevşer ve sarkar.

Bu durum scrotumun ısı


düzenlemisine katkıda
bulunur.

Testisler normal fonksiyon


görebilmeleri için vücut
ısısından 2.5oC daha düşük
ısıya ihtiyaç duyarlar.

Scrotum bu ısıyı sağlayan


mekanizmaya sahiptir.
Penis: Erkek çiftleşme organı olan penis iki kısımda incelenir.

Perineumda bulunan ve dışarıdan görünmeyen kısmına radix


penis (pars perinealis) denir.

Dışarıdan görülen ve çiftleşmeye yarayan kısmına ise corpus


penis (pars libera) denir.

Bu kısım penis ucundan pubise kadar uzanır.

radix penis

corpus penis
İstirahat halinde corpus penis’in ön yüzüne dorsum penis, arka
yüzüne ise facies urethralis denir.

Ereksiyonda ise dorsum penis yukarı ve arkaya, facies urethralis


aşağı ve öne bakar. Yetişkinlerde 8-10 cm uzunluğunda, 2-3 cm
çapındadır. Ancak ereksiyon halinde boyutları 1.5-2 katına çıkar.
Corpus penisin ön ucundaki genişlemiş kısmına glans penis
denir. Glans penisin tabanında çıkıntılı bir kenar (corona
glandis) vardır.
Corona glandisin arkasındaki oluğa collum glandis adı verilir.

collum glandis

corona glandis

glans penis
Glans penisin ön ucundaki vertikal yarığa ostium urethra
externum denir.
Glans penisi örten deri (sünnet derisi: preputium) glans penise
yapışık değildir.
Bu deri müslümanlarda ve musevilerde sünnetle uzaklaştırılır.
preputium

ostium urethra externum


Penisin yapısı: Penis derisi çok ince ve koyu renklidir.
Deri altı dokusu yüzeyel ve derin olarak iki fasciadan (fascia
penis superficialis ve fascia penis profunda) ibarettir.
Penisin yüzeyel fasciası ile derin fasciası arasında gevşek bağ
dokusu vardır ve bu yüzden deri çok hareketlidir.
Fasyaların altında tunica albuginea denilen bağ dakusu bulunur.
Tunica albuginea penisin esas dokusunu oluşturan erektil
yapıları (corpus cavernosum penis ve corpus spangiosum penis)
ayrı ayrı kuşatır.
Penisin erektil dokuları: Penis içerisinde üç adet erektil doku
kümesi bulunur.
Bunlardan çift olan ve penis sırtında bulunanlar corpus
cavernosum penis, tek olan ve içerisinden urethra geçen ise
corpus spangiosum penis adını alır.

corpus cavernosum penis

corpus spangiosum penis


Corpus cavernosum penis:

Sağlı sollu bir çift olan bu yapı


penis’in 3/4 ön kısmında
birbirlerine sıkıca yapışıktır.

Penis’in 1/4 arka kısmında ise


birbirlerinden uzaklaşarak crus
penisleri oluştururlar.
crus penis
Crus penis’ler arcus pubicum’a yapışırlar ve üzerleri m.
ischiocavernosus ile örtülüdürler.
m. ischiocavernosus

m. bulbospongiosus
Corpus cavernosum penislerin ön
uçları glans penis’in içine gömülürler.
İki corpus cavernosum penis sağlam
bir kılıf (tunica albuginea) ile
sarılıdır.

Corpus cavernosum penisleri saran


tunica albuginea’nın iç yüzünden
ayrılan trabeküller çeşitli yönlerde
uzanarak corpus cavernosumların
içerisindeki cavernaları oluştururlar.

Bu trabeküller boyunca çok sayıda


arter ve ven seyreder. Cavernos
aralıklar ereksiyon esnasında kan ile
dolar, fakat istirahat halinde çoğu
boştur.
Corpus spongiosum penis:
Tek olup içerisinden urethra
geçer.
urethra
Tunica albuginea tarafından
sarılmıştır.

Corpus spongiosumu saran


tunica albuginea, corpus
cavernosum’un tunica
albugineasından daha incedir.

Tunica albuginea’nın iç
yüzünden ayrılan trabeküller
corpus spongiosumu daha corpus spongiosum penis
küçük kavernalara böler.
Corpus spongiosumun iki ucu ortasına bulbus penis
göre daha geniştir.

Radix penis içerisinde kalan geniş


kısmına bulbus penis denir. Bulbus
penis’i m. bulbospongiosus tamamen
örtmüştür.

Corpus penis bölümünde yer alan ve


konik şekilde genişleyen ön bölümüne
glans penis denir. Glans penis yüzeyi
çok duyarlıdır.

Corona glandis ve penis boynu


üzerinde küçük bezler (gll.
preputiales) vardır. Bunların salgısına
smegma denir. glans penis
Ereksiyon: Penis derisinden veya kortexten parasimpatik
ereksiyon merkezine (S2-4) gelen uyarılar sonucunda arterlerin
genişleyerek kavernaları kanla doldurması ve venöz dönüşü
kısmen engelleyerek peniste kan birikmesi sonucu penisin
sertleşmesine ve büyümesine ereksiyon denir.

Parasimpatik hakimiyetin ortadan kalkmasıyla kan damarları


daralır, penise gelen kan miktarı azalır ve penis istirahat haline
döner.
Meni (ejakulasyon sıvısı)

Orgazm esnasında urethradan dışarıya atılan sıvıya ejakulat


(meni) denir.

Her bir ejakulasyon esnasında ortalama 3 ml sıvı atılır.

Bu sıvının içerisinde testisler tarafından üretilen erkek tohum


hücreleri (spermium) ve genital bezler tarafından salgılanan
sıvılar bulunur.

Ejaculatın 1ml’sinde ortalama 60-120 milyon spermium bulunur.

Sıvının % 60-70’ini vesicula seminalis’lerin salgısı, % 20-30’unu


prostat salgısı oluşturur.

You might also like