Professional Documents
Culture Documents
Iletişim
Iletişim
• Çünkü insanlar doğdukları andan itibaren çevresindeki kişilerle sürekli olarak bilinçli ya da
bilinçsiz bir şekilde iletişim kurmaktadır.
• Kişiler konuşarak, susarak, bakarak, oturuş ve duruş biçimi ile diğer kişilere çeşitli anlamlar
aktarmaktadır.
• İnsanın sosyal bir varlık özelliğine sahip olması, yaşamını devam ettirebilmesi için diğer
kişilerle iletişim kurmasını bir anlamda zorunlu kılmaktadır.
İLETİŞİM KAVRAMI
• İletişim kavramı, psikoloji, sosyoloji, yönetim, tıp vb. birçok bilim dalının inceleme konusu
olmuştur.
• Bu nedenle iletişim kavramının farklı bilim dallarına ve farklı bakış açılarına göre
birbirinden farklı birçok tanımının yapıldığı görülmektedir.
• Diğer bir ifade ile, iletişim, bireyler arasında bilgi alıp vermek amacıyla oluşturulan bir
ilişkiler sistemi olarak açıklanabilir.
• Kaynak, iletişimi başlatan, iletmek istediği duygusu, düşüncesi, fikirleri vb. bir mesajı olan
kişi ya da kişilerdir.
• Kelime anlamı olarak çıkış yeri anlamına gelen kaynağın iletişimde çıkış noktasını
oluşturduğu ifade edilebilir.
• Alıcı açısından değerlendirildiğinde mesaj bir sinyal ya da sinyallerden oluşan bir uyaran
niteliği taşır.
• İngilizcede “message” olarak ifade edilen kavram Türkçede mesaj ya da ileti biçiminde
kullanılmaktadır.
KANAL VE ÖZELLİKLERİ
• İletişim sürecinde kaynak ve alıcı arasında mesajın iletilmesini sağlayan yola kanal adı
verilmektedir.
• Araç, mesajı kanal aracılığı ile aktarabilecek bir sinyale dönüştüren teknik ya da fiziksel bir
nesnedir ve aracın özellikleri aracın aktarabileceği kodları belirlemektedir.
ALICI VE ÖZELLİKLERİ
• Kaynak tarafından gönderilen mesajların hedefidir.
• Kodlanmış olarak gelen mesajların kodlarını kendi duygu, düşünce, anlayış, algılama,
deneyim vb. özelliklerine bağlı olarak çözmektedir.
• İngilizce’de “receiver” olarak ifade edilen kavram Türkçe’de alıcı ya da hedef olarak
kullanılmaktadır.
• İletişim süreci içinde kaynaktan alıcıya ulaşan mesaja karşılık olarak alıcının da kaynağa
tepkisini ya da yorumunu belirtmek üzere gönderdiği mesaja geribildirim adı
verilmektedir.
• İletişim sözcüğü kendisi bir tepkiyi, karşıtlığı, geri dönüşümü, alışverişi, değiş tokuşu
anlatmaktadır.
• Temel mesajdan önce gönderilen ve temel mesaj hakkında bilgi veren mesajlara
“ileribildirim” adı verilmektedir.
• Diğer bir ifade ile, iletişim sürecinde iletişimde bulunan her katılımcının içsel ya da dışsal
faktörler nedeni ile engellenmesi ve bunun sonucunda mesajın iletilmesini ya da mesajın
yorumlanmasını olumsuz olarak etkilemesine gürültü adı verilmektedir.
ORTAK DENEYİM/YAŞAM ALANI
• İletişim süreci içinde mesaj çeşitli işaretler/simgelerden oluşmaktadır.
• Fiziksel bileşenlerin yanında gönderici ile alıcının kimlikleri, kişilerin beyninde yer etmiş
olan çok geniş bir ruhsal, kültürel ve sosyal oluşumlar olarak da açıklanmaktadır.
• İletişimde birden fazla bağlam (duygular, statü, mekân vb.) bulunmakta ve bu çoklu
bağlamlar iletişimin çerçevesini oluşturmaktadır.
İLETİŞİM TÜRLERİ
• Haber, bilgi, duygu, düşünce ve tutumların simgeler sistemi aracılığıyla kişiler, gruplar
arasında ya da toplumsal düzeyde değiş tokuş edildiği dinamik bir süreç olarak
tanımlanabilen iletişim, kaynak, ileti, hedef, kanal, geri besleme ve gürültü ögelerini
içermektedir.
• Bu iletişim tanımından farklı olarak iletişimde kaynak tarafından bir ya da birden çok
hedefe mesajın iletilmesi ve geribildirim beklenmemesi söz konusu olabilir. Bu iletişimde
amaç sadece aktarmaktır.
İLETİŞİM MODELLERİ VE TEORİLERİ
1. Aristo İletişim Modeli
İ.Ö. beşinci ve dördüncü yüzyıllarda iletişim bir sanat, beceri ve disiplin olarak
değerlendirilmektedir. İletişim alanındaki ilk çalışmalar Aristo ve Platoya kadar uzanmaktadır.
Aristo, Retorik adlı eserinde iletişimi bir konuşmacının ya da bir hatibin, konuşmasında
dinleyicilere sunacağı tartışmanın oluşturulması ya da biçimlendirilmesi sanatı olarak
açıklamaktadır. Aristo’nun teorisine göre iletişim süreci “konuşmacı”, “mesaj” ve “dinleyici”
olmak üzere üç ögeden oluşmaktadır. Aristo bu üç ögeyi ethos (konuşmacı), pathos (dinleyici)
ve logos (mesaj/mesajın içeriği) olarak ifade etmektedir. Bu model daha çok bir konuşmacının
konuşmasını dinleyicilere aktarırken inandırıcı olma ve ikna etme özelliklerini taşıması
gerektiğine odaklanmaktadır.
2. Laswell İletişim Modeli (Laswell Formülü)
Siyaset bilimci Harold Laswell 1948 yılında propaganda alanında çalışırken, sorgulayıcı bir
iletişim modeli oluşturmuştur. Laswell kendi adı ile anılan modeli ile medya alanına kavramsal
bir çerçeve kazandırmıştır. Model, belirli sorular üzerine odaklanarak iletişim sürecine yönelik
çözümlemeler yapmayı temel almaktadır. İletişim sürecinde Laswell ya da beş W formulü
olarak bilinen “Who says, what, to whom, through which Channel, with what effect” (kim,
kime, hangi etkiyle, ne söylüyor?) sorularına yanıt arayan Laswell genel olarak sözel mesajlar
üzerinde durmakta, sonuçta ise farklı etkilerin ortaya çıkabileceğine işaret etmektedir.
3. Shannon ve Weaver İletişim Modeli (Shannon ve Weaver Matematik Modeli)
Shannon-Weaver 1949 yılında iletişim sürecinin temel olarak altı değişkene sahip olduğunu
ifade etmişlerdir. Bell Telefon laboratuvarında geliştirdikleri model iletişim alanına
uygulanabilir niteliği ile önem kazanmıştır. “Hangi iletişim kanalı maksimum miktarda sinyali
taşıyabilmektedir? Kaynaktan alıcıya ulaşıncaya kadar gönderilen sinyallerin ne kadarı gürültü
tarafından tahrip edilmektedir?” sorularına modelde cevap aranmaktadır.
4. Newcomb İletişim Modeli (Newcomb ABX Modeli)
Model, iki kişi arasındaki iletişim ilişkisinin dinamiklerini basit olarak açıklamaktadır. Heider
1946 yılında iki kişi arasındaki ilişkiye üçüncü bir kişi ya da obje dâhil olduğunda tutarlılığın
derecesini ölçümlediği denge teorisinde, kişilerin birbirlerinden hoşlanma ya da hoşlanmama
düzeyleri, dışsal bir nesne tarafından ilişkinin nasıl etkilendiği vb. koşulların etkilerini
incelemiştir. Heider’ın teorisinden ilham alarak bu teoriyi geliştiren Newcomb 1953 yılında bu
teoriyi iki ya da daha fazla kişi arasındaki iletişime uygulamıştır.
5. Osgood & Schramm İletişim Modeli (Osgood & Schramm Dairesel Modeli)
Wilbur Schramm ve C. E. Osgood 1954 yılında, Shannon ve Weaver’in modelinin daha çok
mühendislik sorunlarına uygulanan teknik özellikler taşıması nedeni ile insan iletişimine
uygulanmasında sorunların yaşanacağı görüşünden hareketle, bir bireyin hem gönderme
hem de alma işlevlerini temel alarak dairesel bir model geliştirmişlerdir. Shannon ve
Weaver’in modeline benzerliği, iletişim sürecinde kaynak ve alıcı arasındaki mesajların
etkinliğinde kanalın etkisi üzerinde durmasıdır. Shannon ve Weaver’in modelinde kaynak
gönderme ve alıcı alma/yorumlama sürecinde etkin bir rol oynamaktadır.
6. Gerbner İletişim Modeli
George Gerbner, modelinde diğer iletişim modellerinden farklı olarak “ne tür bir iletişim
durumunun olduğunu” tanımlamaktadır. Modelde mesajların üretiminin tamamlanması ve
mesajların algılanması olmak üzere iki aşama bulunmaktadır. Model hem grafik hem de sözel
özellikler taşımaktadır (Mcquail ve Mcquail, 1987: 18). Modelin en önemli özelliği, iletişim
durumuna bağlı olarak farklı iletişim biçimlerine, diğer bir ifade ile basit bir iletişim
eyleminden daha karmaşık iletişim süreçlerine uyarlanabilmesidir. Bununla birlikte model
iletişim davranışının başlangıç noktasının ortaya konulmasına ve iletişimin meydana geldiği
olayla ilgili faktörlerin mesajın alınmasını ve algılanmasını doğrudan etkilediğine dikkat
çekmektedir.
7. Berlo İletişim Modeli (Berlo’nun SMCR Modeli)
David K. Berlo 1960 yılında “The Process of Communication” adlı kitabında geleneksel iletişim
ögelerini içeren KİKA (SMCR) modelini sunmuştur. David Berlo, SMCR modelinde iletişim
sürecinde beş temel ögenin bulunduğu ve bu ögelerden kaynak ve alıcının iletişimin
yararlılığına olan etkisi üzerinde durmaktadır.
8. Dance İletişim Modeli (Dance Sarmal İletişim Modeli)
Frank Dance iletişim modelinde, iletişimi başlatan ve bitiren kişi olmak üzere ya da iletişimin
nerede başladığı ve bittiği şeklinde kesin bir belirleme yapmanın olanaksız olduğunu ifade
etmektedir.