Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 16

FOTOVOLTAİK PV GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALLERİNİN

YER SEÇİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE İMAR


PLANLARI AÇISINDAN ÖNGÖRÜLEN YASAL
DÜZENLEMELERİN İNCELENMESİ

SALİH YİĞİT
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ
• Fotovoltaik (PV) santraller, güneş enerjisini doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Bu
dönüşüm, özel olarak tasarlanmış yarı iletken malzemelerin (genellikle silikon) kullanıldığı güneş hücreleri
aracılığıyla gerçekleşir.
• PV santralinde, genellikle bir dizi güneş paneli vardır. Her panel, birçok küçük güneş hücresi içerir ve bu
hücreler, güneş ışığına maruz kaldıklarında elektronları hareket ettirir, bu da elektrik akımı oluşturur.
• Bu tür santraller genellikle büyük ölçekte enerji üretimi için tasarlanmıştır ve genellikle tarım arazileri,
çatılar veya diğer geniş açık alanlar üzerine kurulurlar. PV santralleri, çeşitli büyüklüklerde ve kapasitelerde
olabilir, birkaç kilovatt (kW) ile birkaç yüz megavatt (MW) arasında değişen enerji üretme kapasitesine
sahip olabilirler.
• PV santralleri, enerji üretimindeki düşük karbon emisyonları, düşük işletme ve bakım maliyetleri ve
yenilenebilir enerji kaynağı olarak güneşin kullanılması nedeniyle çevresel olarak sürdürülebilir bir seçenek
olarak görülür. Ayrıca, bu tür santraller, enerji bağımsızlığı ve güvenliği sağlamada da önemli bir rol oynar.

Kalyon Karapınar Güneş Enerji Santrali


Solar enerji santrallerinin yer seçimini belirleyen birçok faktör vardır.

GÜNEŞ IŞIĞINA MARUZ KALMA SÜRESİ:


Bir güneş enerjisi santrali, özellikle fotovoltaik (PV) paneller kullanan bir tesis, güneşten gelen ışınımı
doğrudan elektriğe dönüştürür. Bu enerji dönüşümünün verimliliği, birçok faktöre bağlıdır ve bunların
arasında güneş ışınımının yoğunluğu önemli bir rol oynar.
• COĞRAFİ KONUM ETKİSİ:

Güneş ışınımı: Coğrafi konum, bir yüzeyin yıl boyunca aldığı toplam güneş ışınımını belirler.
Ekvatora yakın bölgeler, kutuplara göre daha fazla güneş ışığı alır. Bu, ekvatora yakın yerlerin
genellikle güneş enerjisi üretimi için daha elverişli olduğu anlamına gelir.

Güneşin pozisyonu: Güneşin gökyüzündeki konumu yıl boyunca değişir. Bu, güneş panellerinin
hangi yöne bakması gerektiğini ve optimum eğim açısını belirler. Genellikle, panellerin güneye
(kuzey yarımkürede) veya kuzeye (güney yarımkürede) doğru yönlendirilmesi ve yerel enlemle
benzer bir eğim açısına sahip olması önerilir.
• COĞRAFİ KONUM ETKİSİ:

İklim koşulları: Coğrafi konum ayrıca hava koşullarını ve dolayısıyla bulutluluk oranını, yağışı ve
sıcaklığı belirler. Bu faktörler, güneş ışınımını ve dolayısıyla güneş enerjisi santralinin
performansını etkileyebilir.

Mevsimsel değişiklikler: Dünya'nın eksen eğikliği nedeniyle, yılın farklı zamanlarında güneş
ışınlarının açısı değişir. Bu, güneş enerjisi santralinin yıl boyunca üreteceği enerji miktarında
mevsimsel değişikliklere neden olur.
• ARAZİNİN TOPOGRAFYASI

Eğim: Arazinin eğimi, güneş panellerinin kurulumu ve yönlendirilmesi üzerinde büyük etkiye sahip
olabilir. İdeal olarak, güneş panelleri, en fazla güneş ışığına maruz kalacak şekilde yerleştirilir ve
bu genellikle yerel enlem derecesine yakın bir açıda olmalıdır. Arazinin doğal eğimi bu açıyı
sağlamıyorsa, panel montajını düzgün bir şekilde gerçekleştirmek daha zor ve maliyetli olabilir.
Yön: Güneş panelleri genellikle güneye (Kuzey Yarımküre'de) veya kuzeye (Güney Yarımküre'de)
doğru yönlendirilmelidir. Arazi, panellerin bu şekilde yerleştirilmesine izin vermiyorsa, enerji
üretimi düşebilir.
• ARAZİNİN TOPOGRAFYASI

Gölgeleme: Dağlar, tepeler, ağaçlar veya binalar gibi gölge yapabilecek büyük yapılar, güneş
panellerinin güneş ışığına erişimini sınırlayabilir. Gölgeleme, panel performansını düşürür, çünkü
panellerin tüm hücreleri aynı miktarda ışığı almalıdır. Bir hücre gölgelenirse, tüm panelin
performansı düşer.
Erozyon ve sel riski: Çok eğimli araziler, erozyon veya sel riskine daha fazla maruz kalabilir. Bu,
hem güneş panellerine zarar verebilir hem de bakım maliyetlerini artırabilir.
Ulaşılabilirlik: Arazi topografyası, bir güneş enerjisi santralinin inşaat ve bakımına yönelik lojistik
zorlukları da etkileyebilir. Çok eğimli veya engebeli araziler, ekipman ve malzemelerin taşınması
ve personelin hareket etmesi için zor olabilir.
• ELEKTRİK ŞEBEKESİNE ERİŞİM

Erişilebilirlik: Santralin konumunun elektrik şebekesine yakın olması, enerjinin şebekeye


daha kolay ve maliyet etkin bir şekilde bağlanmasını sağlar. Uzak yerlerdeki santraller,
enerjiyi şebekeye bağlamak için daha fazla altyapıya (örneğin, iletim hatları) ihtiyaç duyar
ve bu, genellikle daha yüksek maliyet anlamına gelir.
Kapasite: Elektrik şebekesinin kapasitesi de önemlidir. Şebeke, güneş enerjisi
santralinden üretilen tüm enerjiyi alabilecek kapasiteye sahip olmalıdır. Eğer bu kapasite
yetersizse, üretilen enerjinin bir kısmı israf olabilir veya santralin çıkışını sınırlamak
gerekebilir.
• ELEKTRİK ŞEBEKESİNE ERİŞİM

Stabilite: Güneş enerjisi, hava koşullarına bağlı olarak dalgalanabilir ve bu, şebeke stabilitesini
etkileyebilir. Bu nedenle, bazı durumlarda enerji depolama (örneğin, bataryalar) veya şebeke
stabilizasyon teknolojilerine (örneğin, frekans düzenleyiciler) ihtiyaç duyulabilir.
Düzenlemeler ve Politikalar: Elektrik şebekesine bağlantı ve enerjinin satılması, genellikle belirli
düzenlemelere ve politikalara tabidir. Bu düzenlemeler, güneş enerjisi santralinden elde edilen
getirileri ve genel işletme maliyetlerini etkileyebilir.
YEREL ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

1. İzinler ve Lisanslar: Bir güneş enerjisi santrali inşa etmek ve işletmek genellikle belirli izinler ve
lisanslar gerektirir. Bu izinler, genellikle çevresel etkileri değerlendiren ve minimize etmek için belirli
koşulları belirleyen bir çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecini içerir.
2. Arazi Kullanımı: Yerel çevre düzenlemeleri, bir güneş enerjisi santralinin kurulabileceği arazi türünü
sınırlayabilir. Örneğin, tarım arazileri, korunan alanlar veya belirli doğal habitatlar genellikle bu tür
tesisler için off-limits olabilir.
YEREL ÇEVRE DÜZENLEMELERİ

1. Gölgeleme ve Yansıma: Güneş panelleri, komşu mülkler üzerinde gölgeleme veya yansıma yaratabilir
ve bu durum yerel düzenlemelerle sınırlanabilir. Bu, panellerin yerleşimini ve yönlendirilmesini
etkileyebilir.
2. Su Kullanımı: Güneş enerjisi santralleri genellikle temizlik ve soğutma için suya ihtiyaç duyar. Yerel
düzenlemeler, su kullanımını sınırlayabilir, özellikle de su kıtlığı olan bölgelerde.
3. Atık Yönetimi: Güneş panellerinin ömrü sona erdiğinde, atıkların düzgün bir şekilde bertaraf edilmesi
gerekir. Bu genellikle yerel ve ulusal atık yönetimi düzenlemelerine tabidir.
• Öte yandan, imar planları ve yasal düzenlemeler de önemlidir.
Özellikle, solar enerji santralleri genellikle bir dizi çevre ve inşaat
düzenlemesine tabidir.

GES için kısıtlamalar:


Bir bölgede GES kurulabilmesi için belirli koşulların sağlanması
gerekmektedir. Bu koşullar çalışma amacına ve bölgesine göre değişiklik
arz etmektedir. Bu çalışmada uygun olmayan bölgelerin belirlenmesi
için, yapılan literatür araştırması (Asakereh vd., 2017; Al Garni &
Awasthi, 2017; Noorollahi vd., 2016; Şenlik, 2017) sonucunda altı adet
koşul kullanılmıştır.
• Bu koşullar;
• Yerleşim yerlerine, yasak bölgelere ve koruma alanlarına 500 m’den
yakın olmamak
• Göllere 400 m’den yakın olmamak,
• Eğimi %11’in altında olmak,
• Akarsulara 400 m’den yakın olmamak,
• Demir yollarına 100 m’den yakın olmamak,
• Kara yolarına 100 m’den yakın olmamaktır.
İdeal olarak, bir güneş enerjisi santrali,

• yıl boyunca yüksek güneş ışığına maruz kalacak,


• düz veya hafif eğimli bir arazi üzerinde yer alacak
elektrik şebekesine kolayca bağlanabilecektir.
TEŞEKKÜRLER

You might also like