Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 33

SAN404 - Osmanlı Süsleme ve El Sanatları

Osmanlı Dönemi Cilt Sanatı

Hazırlayan:
Onur KOL

Karabük - 2024
İçindekiler

Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi.............................................. -2


Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi................................ -5
Cildin Bölümleri................................................................ - 10
Cilt Sanatında Tezyinat ..................................................... - 13
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler........................ - 15
Örnekler.......................................................................... - 23
Kaynakça........................................................................ - 32

1
Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

Cilt, bir dergi veya kitabın yapraklarını dağıtmadan ve


sırasını bozmadan bir arada tutabilmek için yapılan koruyucu
kapaktır. Türkçe’ye Arapça’dan geçen cilt kelimesinin anlamı deridir.
Yazılı eserlerin korunması amacıyla yapılan kitap kapları genellikle bu
işe en uygun malzeme olan deriden yapıldıkları için cilt adını almıştır.
Kâğıt henüz icat edilmeden önce, balmumu levhalar ve papirüs
üzerine yazılan yazıların saklanması için iplere bağlı tahta kapaklar
kullanılırdı. Parşömen kullanılmaya başlanması üzerine ise,
parşömenler katlanarak formlar haline getirilmiş ve daha sonrasında
bunlar dikilerek ciltlenmişlerdir.
Balmumu ile kaplı tahta tabletler iplerin yanı sıra kayış denilen deri
şeritlerle de bağlanırdı. Bu bağlayıcı kayışları sağlamlaştırmak
amacıyla üzerlerinde delik ve düğmeler yerleştirilmiştir.

2
Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

Cilt ve ciltçiliğin gelişimi ancak kâğıdın icadıyla birlikte gelişen bir


sanat dalı olmuştur. Ele geçirilen en eski cilt kapakları 4. yüzyıla ait
olup papirüs üzerine sade ve gösterişsiz bir şekilde meşin kaplanarak
yapılmışlardır. Sanat eseri özelliği taşıyan ilk ciltler ise 8. ve 9.
yüzyıllarda Mısır’da Koptlar ve Orta Asya’da Uygurlar
tarafından meydana getirilmiştir.
Mısırda yapılan Kopt (Kıpti) deri ciltleri, kabartmalıdır. Kopt ciltçiliği
Arap ve o yolla da Batı ciltçiliğini etkilemiştir.

3
Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

İlk olarak Orta Asya’da görülen cilt sanatı, Mezopotamya, Mısır,


İran, Suriye, Anadolu’da 12. ve 15. yüzyıllarda tarihi seyrini
sürdürmüştür.
Doğuda Türklerle birlikte gelişen İslam cildi Batıyı da etkilemiştir.
İşlemeli, ıstampalı, yaldızlı ve lake ciltler 15. ve 16. yüzyılda Avrupa
deri ciltlerinde seçkin bir üslup olarak ortaya çıkmıştır. Yeni İslam tarzı
ciltçilik 15. yüzyıl ortasında Floransa ve Padova’da doğmuş, 16.
yüzyıl boyunca Venedik’te seçkin bir üslup olarak kalmıştır.

4
Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

Orta Asya’da kâğıdın icadıyla beraber, Türklerde ciltçilik gelişmiş


ve bir sanat dalı haline gelmiştir. Türklerinin cilt yapımında deri
kullandıkları, ilk defa deri üzerine madeni kalıplarla bastıkları, Bin
Buda mağaralarında İngiliz araştırmacı Dr. Aurel Stein ve Fransız
sinologlarından Paul Pelliot tarafından yapılan araştırmalar sonucu
bulunan parçalardan anlaşılmaktadır.
İlk Türk ciltleri Orta Asya’da Mani dinini kabul eden Uygur
Türklerine aittir.

5
Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

Kara Hoça’da bulunan ilk Türk cildi. (Arıtan)


6
Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

Türk cilt sanatının kendine özgü ilk örnekleri 14. yüzyılın


ortalarında görülmeye başlamıştır. Bu durumda sanat hamisi olarak
bilinen Sultan II. Murat’ın katkısı büyüktür.
15. yüzyılda Fatih Döneminde sağlanan siyasi istikrar ve
ekonomik güçlenme diğer birçok alana etki ettiği gibi kültür ve sanat
ortamına da yansımış bunun neticesinde Türk cilt sanatı da en güzel
örneklerini oluşturmaya başlamıştır. Bu dönemde yapılan ciltler
Timurlunun Herat ve Şiraz, İran’da Akkoyunlu ve Karakoyunlu
Türkmen ciltleriyle ve Mısır’da Memlüklüler’den Kayıtbay
Devri ile benzerlik gösterirler.

7
Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

16. yüzyıldan itibaren Osmanlı ciltleri Yavuz Sultan


Döneminden itibaren Türk sanatının diğer alanlarında olduğu gibi
klasik dönem için bir hazırlık evresini teşkil eder. Kanuni
döneminden itibaren ise 15. yüzyıl Fatih Dönemi ile gelişmeye
başlayan cilt sanatının en olgun eserleri ortaya çıkarılmaya
başlanmıştır.
Klasik Türk cildi olarak anılan bu dönemde ciltlerinde her renk deri
kullanılmış olup kapak yüzeylerinde bordür, köşebent ve salbekli
şemse yer almıştır. Klasik Türk cildinin en belirgin özelliği kalıplarla
basılarak yapılan, gömme tekniğinde natüralist karakter taşıyan
stilize edilmiş bitki motifleridir.

8
Türklerde Cilt Sanatının Tarihi Gelişimi

17. yüzyıla gelindiğinde, siyasi hayatta yaşanan olumsuz


gelişmeler birçok sanata olduğu gibi cilt sanatına da yansımış ve
klasik dönem ciltlerine kıyasla cilt sanatında da teknik ve
kompozisyon anlamında bir gerileme gözlenmiştir.
18. yüzyılda ise 17. yüzyılda yaşanan bu gerilemeye kıyasla
III. Ahmed ve damadı İbrahim Paşa’nın desteğiyle 16. yüzyılın
klasik deri ciltleriyle aynı düzeyde klasik ciltlerin yapılmasına yeniden
başlanmıştır.

9
Cildin Bölümleri

Klasik bir cilt, dört bölümden meydana gelir; alt ve üst kapak,
sırt (dip), sertap ve miklep klasik cildin bölümlerini oluşturur.
* Alt ve Üst Kapak; kitabın alt ve üst kısmını örten bölümlerdir. Alt
ve üst kapağın her ikisi de deffe diye adlandırılmıştır. Bir kitap kapağı
gibi ortasından menteşeli ve açılır kapanır iki kanat şeklinde çift
sayfalara da deffeteyn adı verilmiştir.
* Sırt (Dip); alt ve üst kapağı birbirine bağlayan bölüm olup kitabın
arka kısmını örter.
* Sertap; miklebi alt kapağa bağlayan bölümdür. Bu bölüm miklebe
rahat hareket edebilme kolaylığı sağlar.
* Miklep; alt kapağa sertap yardımı ile bağlı olan bölümdür ve
kitabın ön kısmını örter. Genellikle üç köşeli olan miklep; kitabın en
son sayfası ile kapak arasına sokularak sertabın kapalı tutulmasını
sağlar.

10
Cildin Bölümleri

Klasik bir cildin çizimi.


11
Cildin Bölümleri

* Şemse; Arapçada güneş anlamına gelen ‘’Şems’’ kelimesinden


gelmektedir. Güneş şekline benzemesinden dolayı bu isim verilmiştir.
Türk kitap kaplarının iç yüzeylerinde ya oyma (katı) ya da ‘’halkar’’
denilen altınla boyama tekniğiyle işlenmiş şemselere rastlanır.
* Salbek; şemselerin iki ucunda bulunan süslenmiş küçük
bölümlerdir.
* Köşebent; kapakların dört köşesine yapılan düzenlemelerdir. Türk
cilt sanatında genellikle şemse ile köşebent arası boş bırakılırken 16.
yüzyılda bazı ciltlerde bu kısımlarda süslenmiştir.
* Bordür; geniş bir uygulama sahası olan bordürler, klasik ciltler
üzerinde kapağın dış kenarını çerçeve içerisine alır. Kenarsuyu,
pervaz, ve ulama gibi isimlerle de tanımlanırlar.
* Zencirek; kitapların sayfa kenarlarına yapılan, iç içe geçmiş
halkalar şeklindeki süsleme.

12
Cilt Sanatında Tezyinat

Erken Osmanlı ve Beylikler Dönemi Anadolu’sunda klasikleşmeye


başlayan cilt tezyinatı geometrik süslemeleri gölgede bırakarak
bitkisel desenlerin ön plana çıktığı zaman dilimi olmuştur. Fatih
Dönemi Baba Nakkaş’ın stilize çiçek desenleri, dilimli ve beyzî
forma sahip şemse içlerinde sıkça kullanılan tezyinî unsur olmuştur.
XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin üç kıtaya hâkim olmasıyla
birlikte birçok sanatkâr İstanbul’a getirtilmiş ve Saray
nakkaşhanesinde vazifelendirilmişlerdir. Ciltler üzerine alet
yardımıyla uygulanıp fırça ile bezenen bitkisel desenler bu yüzyılda
kalıba dişi olacak şekilde hâk edilmiş ve cilt yüzeyine basıldığında da
motiflerin kabartılması sağlanmıştır. Akabinde kabartılan bu desenler
birçok teknikte bezenerek yeni cilt türevlerini meydana çıkarmıştır.

13
Cilt Sanatında Tezyinat

XVII. yüzyılda Batı ile başlayan münasebetler sonucu Osmanlı


Devleti birçok yönden etkilenmiş ve Avrupa sanatı İslâm
coğrafyasında etkisini hissettirmeye başlamıştır. Bu dönemde şemse
formları oval biçimden dikdörtgene yakın bir şekilde tasarlanmış ve
klasik formlardan yavaş yavaş uzaklaşılmıştır.
XVIII. yüzyılda Batı sanatı başta mimari olmak üzere tüm
objelerde kendisine yer bularak barok, rokoko ve empire gibi tezyinî
unsurlar boy göstermiştir. Osmanlı sanatkârları ise bu sanat
akımlarını kendi klasiği ile harmanlayarak uygulamış ve Avrupa
tesirinde ilerleyen bir Türk sanatı meydana getirmiştir.

14
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Malzeme

* Deri
Cilt satında en yaygın kullanılan malzeme olan deri, Batı
Türkçesi’nde deri şeklinde ifade edilirken kelimenin aslı teri (tiri)’dir.
Deri büyük ve olgun hayvan gövdelerini kaplayan oldukça kalın, sert,
dayanıklı ve esnek örtüdür.
Derinin cilt yapımında çok kullanılan malzeme olmasının başlıca
nedeni; esnek, yumuşak, dayanıklı bir malzeme olması ve üzerine
çeşitli tekniklerde bezemelerin uygulanabilmesidir.
Cilt için seçilen derinin boyanması, yıkanması, traşlanması ve
kurutulması, kullanılan zamkların türü, deriyi kesme biçimi, kullanılan
aletlerin cinsi belli kurallara bağlıdır. Bu şekilde tabaklanmış,
kurallara uygun biçimlenmiş deriden yapılan cildin uzun ömürlü
olması ve sanat değerinin artması sağlanmış olur.

15
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Malzeme

* Mukavva
Cilt yapımında kullanılan ilk malzemedir. Mukavva, birinin suyu,
diğerinin aksi yönüne gelecek şekilde, istenilen kalınlık elde
edilinceye kadar üst üste yapıştırılmış kağıttan elde edilir. Hazırlanan
bu taslağın dışına ve içine, süslenmiş deri, altın plaka, bağa, fildişi,
işleme, dokuma ipek kumaş, ebru kağıt gibi maddeler kaplanarak cilt
oluşturulur.

16
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Malzeme

* Şiraze
Şiraze, klasik ciltte kitabın yapraklarını düzgün tutan bağ örgüdür.
Elle örülür ve iki adet ince, uzun iğne ile çeşitli örgülere göre değişen
kalınlıkta iki renk ibrişim kullanılır. Cilt yapılacak kitabın sayfaları cüz
cüz alınır ve yan yana dikilir ve dikişte kullanılan ipin uçları uzun
bırakılır. Buna da kanat adı verilir ve kitabın cilde bağlanmasını
sağlar.

17
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Malzeme

* İplik ve İbrişim
Kitabın yapraklarını birbirine tutturmak ve genellikle kâğıdın aharlı
rengine uydurmak için ince sarı ipek iplik, kitabı daha çok
sağlamlaştırmak amacıyla sırtın üst ve alt köşelerine örülen
şirazelerde ise renkli ibrişimler kullanılmıştır.

18
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Aletler

* Bıçkı
Mücellidlerin deriyi tıraşlamada kullandıkları balta şeklinde alettir.
Uç kısmı çelik olup sapı ahşaptan yapılır.
* Istaka
Hayvan kemiğinden yapılan 10 cm uzunluğunda ve 2 cm eninde
yaklaşık 3 mm kalınlığında ucu sivri alettir. Derinin ve sırtın kapaklara
yapıştırılması, zeminde oluşan pürüzlerin giderilmesi için kullanılır.
* Istamka
Cilt yapımında kullanılan malzemelerden biri olan ıstamka;
kalıpların basımında, murakkaların yapıştırılmasında ve cilt yüzeyine
yapıştırılan derinin aynalanmasında kullanılan alettir.

19
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Aletler

* Kalıplar
Motiflerin deri üzerine kabartma olarak çıkmasını sağlayan alete
denir. Metalden, tahtadan ve deriden yapılan kalıplar, kapak
üzerindeki yerlerine göre şemse kalıbı, köşe kalıbı gibi isimler alırlar.
Tahta ve metal kalıplar deriyi zedelediğinden Türk ciltçiliğinde daha
çok deve derisinden yapılmış kalıplar tercih edilmiştir. Bazı ciltlerde,
özellikle şemse ve köşebentlerde miklep ve kapak içlerinde yekpare
büyük kalıplar kullanılmıştır. Bunun dışında genellikle zencirek,
köşebentler, şemse iç dolguları ve sertabın çeşitli yerlerinin
süslenmesi için daha pratik olan küçük kalıplar kullanılmıştır.

20
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Aletler

* Cendere
Ciltlenecek kitap dikildikten sonra dibinin yapıştırılması için
mengene olarak kullanılan ve tahtadan yapılan, iki ucu vidalı alettir.
* Nevregan
Mücellidlerin mukavva, karton ve deri oymada kullandıkları eğri ve
ağzı çok keskin alettir.
* Mühre
Kâğıtlar aherlendikten sonra parlatmak için kullanılan yuvarlak
veya kalın camdır. Bazen kalemtraş kabzasının ucu da bu iş için
kullanılmıştır. Böcek mühresi, cam mühre, çakmak mühre, damar
mühresi, har mühre, zer mühre gibi çeşitleri bulunmaktadır.

21
Cilt Yapımında Kullanılan Malzeme ve Aletler / Aletler

* Fırçalar
Cilt sanatında en önemli malzemelerden biride fırçalardır. Yavru
kedilerin ensesinden alınan tüylerle yapılan fırçaların yerini
günümüzde 1,0,00,00 numaralı iyi kalite, ince, kısa uçlu samur tahrir
fırçaları kullanılmaktadır. Zemin doldurmada ve halkar zemini
boyamada, çok boya alan ince uçlu tombul fırçalar tercih edilir.

22
Örnekler

23
Örnekler

24
Örnekler

25
Örnekler

26
Örnekler

27
Örnekler

28
Örnekler

29
Örnekler

30
Örnekler

31
Kaynakça

Akgül, S. (2019). Kütahya Vahid Paşa Kütüphanesi`nde bulunan 18. yüzyıla


ait cilt sanatı örnekleri
Çakmak, Y. (2021). Türk Cilt Sanatında ‘Yazma’ Kavramı
Aydın, F. (2022). Chester Beatty Müzesi Türk-İslam Eserleri
Koleksiyonununda Yer Alan Bir Grup Osmanlı Dönemi Yazma Eserin Cilt
Sanatı Açısından İncelenmesi
Kartal, M. ve Tozun, H. (2022). Osmanlı Deri Cilt Sanatı ve Sahtiyan-Meşin
Kullanımı

32

You might also like