Şehircilikte Ütopyalar - 8. Hafta - 23.03.2020

You might also like

Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 21

Şehircilikte Ütopyalar

Endüstri Devrimi ve
19.yy Kent Ütopyaları

Doç. Dr. Esin AKTUĞLU AKTAN

8.Hafta / 23.03.2020
Şehircilikte Ütopyalar dersi kısa ödev2 (bir A4)
Konu kısmına ‘Şehircilikte Ütopyalar’ yazın,
esinaktan@gmail.com adresine gönderin.
Friedmann, John. (çev. Gizem Caner) «İyi kent: Ütopyacı Düşünceyi Savunma Adına»
Sevinç, A. ve Yürekli, F. (2006) Ütopyacı anlayışın 1960’larda gösterdiği değişimler,
İTÜ dergisi cilt 5, sayı 2, kısım 2, 143-155.

1. Yukarıdaki iki yazıyı okuyunuz.


2. Bu kaynaklar ve başkalarını da değerlendirerek kendi ütopyanızı yeniden
gözden geçiriniz. Bu ve benzer makalelerdeki kavramları kullanarak,
atıf/referans kullanarak ütopyanızı geliştirin. Ve gönderin.
En son gönderme 5 Nisan saat 18.00’dir.
ENDÜSTRİ KENTİ

 Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllardaki yeni buluşların etkisi ve buhar gücüyle


çalışan makinelerin üretimde kullanılması Avrupa’daki sermaye birikimi artmış
Bu süreç de Endüstri/Sanayi Devrimi olarak adlandırılmıştır.

 Düzenli kent fikrinden uzaklaşılmıştır.


 19. yüzyılın ilk yarısında, büyük Avrupa kentleri tarihsel duvarlarını yıkar,
kendilerini çevreleyen kırsal alana doğru hızla ve sağlıksızca genişler (Fishman,
2002). Londra, Paris, Berlin, New York… nüfusu hızla 4’e, 5’e katlanır.

EXPO 1889 Paris Almanya’da bir fabrika


Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan
ENDÜSTRİ KENTİnden KAÇIŞ
 Kent ve doğa arasındaki uçurum büyümüş, kentler hem doğadan uzak hem de
yaşanılmaz bir hal almıştır (Sarcey vd. 2003)

 Bu dönemdeki ütopyacılar; endüstri devriminin beraberinde getirdiği kentlerdeki


 aşırı nüfus artışı,
 sağlıksız koşullar,
 eşitsizlik gibi olumsuzlukları eleştirerek, hem toplumsal hem de kentsel yeni bir kurgu
arayışına girmişlerdir.

 Bu dönemdeki ütopyaların,
 bir yandan kentsel aydınlatma,
lağımlar, metro gibi teknik altyapılara tutkun,
 öte yandan Ortaçağ’a ve anıtlarına özlem
duyan iki farklı yüzü vardır(Yüksel, 2012).

Ancoats in 1870
Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan
JEREMY BENTHAM (1748-1832)
Filozof Bentham yeni düzenin
eleştirisinin ötesinde somut
modeller öne sürmüştür. Önerileri,
şehir oluşumunda, komünal
yerleşimlerin ve komünal
mekanların, kişisel mahremiyetle
birlikte, bir konut birimine nasıl
aktarılacağını sunmaktadır.

Panopticon modeli, hapishaneler,


hastaneler, fabrikalar vs. gibi çok
farklı işlevler için tasarlanmıştı.
Farklı fonksiyon ve amaçlara cevap
verebilecek nitelikteydi.
Panopticon modeli - 1791
BENTHAM Ayrıca onikigen planlı ve beş katlı bir
kompleks olan ’2000 kişi için
Endüstri evi’ni (1797)
tasarlamıştır.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


JEREMY BENTHAM (1748-1832)

Presidio Modelo Hapishanesi, 2005

Presidio Modelo Hapishanesi,


bir binanın içi,2005
 Bu dönemi ütopik sosyalistler de etkilemiştir. Bunların en önemlileri
olan Charles Fourier, Robert Owen ve Henri de Saint-Simon, yeni
bir toplumsal yapılanma kurgularken söylemlerini de tasarım
unsurlarıyla desteklemişlerdir. Owen ve Fourier, ütopik topluluklar
yaratmak için ayrıntılı toplum ve mimarlık planları üretmişlerdir.

 Ütopik sosyalist planlamaya iki konu egemen olmuştur:


 Kent ile kır arasındaki ayrımı ortadan kaldırmak
 Topluluğu bir tek büyük “aile” yapısı içine yerleştirerek, bireylerin ve
ailelerin fiziksel yalıtılmışlığının üstesinden gelmek.
Tasarımlarının birçoğu, ideal kentleri değil, ideal komünleri betimler
(Fishman, 2002, s.120).

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


“Bir toplumu bir araya getirip yeniden
örgütlemek kabiliyeti, ancak insanlığın
geleceğiyle geçmişi arasındaki bağı
yakalayabilen ve böylece hatıralarıyla
ümitlerini bağdaştırabilen, başka bir
deyişle, geleneklerle geleceğe yönelik
projeler arasında bir köprü kurup,
herkesin özlemleriyle beklentilerine
cevap verebilen insanlara özgü bir
yetenektir.”
SaintSimon (1760-1825)

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


ROBERT OWEN (1771-1858)

Owen, 1810-1820 arasında hem kırda hem fabrikada


çalışan, kendi kendine yeterli ve bütün zorunlu
hizmetlerle donatılmış sınırlı bir topluluk için
kurulacak bir köy “village of unity” tasarlamış. Bu
köyün özellikleri şöyle sıralanabilir:

- Köyün nüfusu için ideal rakam 300-2000 (daha iyisi


800-1200) olarak düşünülmüştür.
- Nüfus başına 52 ar uygundur. Yani (800-1200)x52
ar, toplam araziyi vermektedir.
- Owen’a göre, geleneksel kentlerdeki ‘avlular,
caddeler, sokaklar’ sayısız sakınca doğurmakta,
Robert Owen sağlık açısından tehlike meydana getirmektedir.
(1771-1858)

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


ROBERT OWEN (1771-1858)
Owen 1824 yılında yatakhaneleri, değirmeni,
atölyeleri, kilisesi ile bir köy satın aldı. Avrupa’nın
Owen, New Lanark ve Fabrikalarını,
özgür düşünceli ve demokrat bilim adamlarını ve
çevresindeki işçi evlerini ve
sanatçılarını ideal toplumuna katılmaya çağırdı.
okullarını, İngiltere’nin ve
800 kişi New Harmony’e 1826 yılında yerleşti. Çok
dünyanın çeşitli yerlerinden
başarılı bir kaç yılın ardından Owen’ın hayal ettiği
gelen ziyaretçilerin beğeni ile
uyum hüsranla sonuçlandı. Çok sayıda seçkin
gezdikleri örnek bir yer haline
bilimadamı Amerika’da kaldı. New Harmony uzun
getirmeyi başarmıştır.
yıllar Batı Amerika’nın bilim ve eğitim merkezi
oldu. Daha sonra Birleşik Devletler’in yasalarına
girecek pek çok eğitim kurumu, ilk anaokulu, ilk
kamu kitaplığı New Harmony’de doğdu.

New Lanark (1825)

New Harmony (1824)Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


 Falanster,
Falanster
 falanj; bütün beden, organize birlik
 stere; konut, ikametgah anlamlarına gelen iki kelimenin
birleşimi

Falanster / Falanj;
toprağın, sermayenin ve malzemenin hisse senetleriyle temsil
edildiği, sermayeye, işe ve yeteneğe üç tür kar payının
dağıtıldığı; ortak mülkiyete ve harcamaya yer verilmeyen,
toplu olarak üretimde bulunulan bir birliktir. (Yüksel, 2012)

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


CHARLES FOURIER (1772-1837)
Falanj yaklaşık 1600 ha’lık bir alanda kurulur, optimum nüfusu
1620’dir. Bileşik binada, daireler, iş, uğraşı ve eğlence yerleri,
mutfaklar ile kişinin serveti ya da ortaklık derecesine göre oturulan
yemekhaneler vardır.
Fourier’in kenti tek merkezli bir şemaya uygun olarak kurulacaktı.
Ortada ticaret ve yönetim kesimi, çevresinde sanayi kenti, onun
çevresinde de tarım kenti yer alacaktı. Ticaret kentinde yeşil
alanlar, binaların kapladığı alana eşit, sanayi kentinde iki katı,
tarım kentinde ise üç katı olacaktı. Evlerin yüksekliği yolların
genişliğine göre ayarlanacak, tahta perdeler kaldırılıp yerlerine çit
konulacaktı. Mülkiyet sahiplerinin hakları, kamunun haklarıyla
uzaklaştırılacak ve çevredeki binalarda yapılacak kamu
çalışmaları sonucu üretilen artı değerinde bir kısmı topluluğa ait
olacaktı. Ancak Fourier bu ilerlemeleri, hayatın ve mülkiyetin
tamamıyla kollektifleştirileceği döneme doğru bir geçiş olarak
FOURIER kabul ediyordu.
Fourier, Owen’e farklılıkla, falanster/falanj sakinlerine ayrı konut
vermiyordu. Yaşlılar zemin katta, çocuklar orta katta, yetişkinler
ise üst katlarda olmak üzere, hayatlarını büyük bir otelde yaşar
gibi geçireceklerdi.
Fourier’in “Phalanstere”I, mütevazi
boyutlara indirgenmiş haliyle işçi sitelerinin ve
Le Corbusier’in yaratıp geliştirdiği sosyal konut
modelinin prototipi olmuştur.
Kuzey Amerika Phalanx’I New Jersey
Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan
ALBERT BRISBANE (1809-1890)
Brisbane, Fourieriste projenin Amerika’da tanınmasına öncülük etmiştir. 1840
yılında yazdığı ‘The Social Destiny of Man’ adlı kitabı ile Fourier’in
düşüncelerini kamuoyuna tanıtmıştır. 1842-1858 yılları arasında Amerika’da 40
kadar falanj kurulmuş, ancak bunların çoğu uzun ömürlü olmamıştır. 1841
yılında Boston yakınlarında kurulan Brook Farm, 100 kişilik topluluğu ile, el
işiyle entellektüel çalışma arasında doğal bir birlik kurma amacını güdüyordu.
İçinde el işi atölyeleri de barındıran Brook Farm’ın başlıca gelir kaynağı,
evrimci yöntemleri uyguladıkları bir okuldu. Eğitim alanında radikal bir
deneyimi gerçekleştiren Brook Farm, 1847 yılında falansterlerinin bir yangınla
yok olması sonucu dağıldı.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


ETIENNE CABET-İCARİE’YE YOLCULUK 1842
İcarie’ye Yolculuk endüstrinin insanlığı zenginliğe, barışa götüreceği yolundaki inancın
en açıkça görüldüğü ütopyadır. Cabet’İn ülkesi, insanlar arasında maksimum bir
eşitlik ve minimum bir özgürlüğün gerçekleştirildiği bir ülkedir. Yorucu işler
makineler tarafından yapılmaktadır. Mülkiyet ve para ortadan kaldırılmıştır.
Yargıçlar ve polis de yoktur. Herkes aynı kıyafeti giymektedir. İcariyeliler
birbirinin aynı evlerde oturmakta, evlerinde aynı eşyaları kullanmaktadırlar.
Başkenti İcara, çember biçiminde bir kenttir. Kentin içinden geçen nehir, onu iki
eşit parçaya ayırmaktadır. Geniş sokaklar
birbirine dik kesmekte, her sokakta
aynı sayıda ev bulunmaktadır. Yağmura,
çamura karşı önlemler alınmıştır. Hastane,
mezarlık, çevreyi kirletici fabrikalar ve
ahırlar da kent dışında bulunduğundan geniş
sokaklar her zaman temizdir. Hiçbir ulaşım aracının
giremediği kent sokaklarının yarısına ancak
köpeklerin çektiği küçük arabalarla dağıtım
yapılmaktadır. Cabet’in , örnek kentlerine
örnek kentlilerini yerleştirmiş olması,
çoğulcu bakış açısıyla, İcarie’yi hiç de çekici
kılmıyordu.

Corning I, Iowa 1860

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan
LE CORBUSIER - MARSİLYA BLOĞU 1952
Fourier’in toplu barınma ideali ve konut
birimleri 20.yy’da Le Corbusier
tarafından tasarlanan "Unité
d'Habitation" (Konut Birimi) ile
gündeme gelmektedir. Falansterde
ideal 1620 kişinin birarada yaşamasıdır.
Fourier, 19.yy endüstri kentlerine tepki
olarak, çağdaşları gibi çözümü şehir
sınırlarının dışında aramıştır. Marsilya
Bloğunda barınan insan sayısı 1600 ile
sınırlandırılmıştır.

Le Corbusier’in modern şehir şemasında da benzer


yaklaşım görülmektedir. Ancak ideal yerleşme
formu kentin dışında değil, endüstri kentinin içinde
aranmıştır. Le Corbusier, bütün bir yerleşmeyi tek
bir blokta toplayarak ve blokların arasını 400-500m
açarak, yapı-çevre ilişkisinde yeni bir model
önermiştir. Bu yerleşimin özellikleri arasında ise, iki
kat yüksekliğinde ve bahçe boyutlarında teraslar ile
yaya yolu ölçeğindeki arkadlı koridorları yer
almaktadır.
Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan
JAMES S. BUCKINGHAM 1849

James Silk Buckingham’ adlı İngiliz mimar


‘Milli Felaketler ve Pratik Çareler
(National Evils and Practical Remedies)’
isimli bir kitap yazmış ve 1849 yılında
10.000 nüfuslu bir kent planı düzenlemiş,
burada zenginlerin evlerini merkeze yakın,
fakir halka ait konutları ve çalışma
yerlerini çevrede düşünmüştür.
Buckingham buharlı makine kullanan
endüstriyi kentten en az 800 m. uzakta
önermişse de endüstri döneminde sanayi-
yerleşme ilişkisini çözümlemeye yönelik
kent planlamasında atılan ilk önemli adım
‘Soria Y. Mata’nın önerdiği ‘Lineer Kent
(Doğrusal Kent)’ fikridir. Aslında bu öneri
kentlerde endüstri alanları ile ilgili bir
düşünceyi getirmemiştir. Ancak bu
yaklaşım, endüstrileşmenin ortaya
çıkardığı sorunlardan çıkmıştır.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


VICTOR CONSIDERANT (1808-1893)
 Fransa’da ise, Fourier’in düşüncelerini canlandıran ve yayan
Mimar Victor Considerant olmuştur. Onun çabaları, Fourier’in
ideallerinin daha çekici ve herkes tarafından kabul edilebilir
olması içindi. Falanster’in getireceği düzenin altını çizerek,
tek tek evlerden oluşan kentlere kıyasla mutfak, yemekhane
gibi birçok mekanın ortaklaşa kullanıldığı konut birimlerinden
oluşan bir yerleşme biçiminin sağlayacağı yararları sıralıyordu.
1600-2000 kişilik bir topluluğa yaptırılacak 350-400 ev
yerine, onları büyük bir yapıda barındırmak, çok daha akıllıca
ve ekonomik bir yoldu. Böylece 400 mutfak, 400 yemek odası,
400 tavan arası ve mahzen, 400 ahır ve samanlık, birkaç bin
kapı ve pencere tasarruf edilebilirdi. Considerant, her yıl
Avrupa’da harcanan milyarların çok az bir bölümü ile işçi
sınıfının kurtarılabileceğini savunuyordu.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


JEAN BAPTISTE ANDRE GODIN / GUISE
Fourier’in projesini pratiğe geçiren en önemli uygulama, Jean Baptiste Andre
Godin (1817-1888) tarafından gerçekleştirildi. 1858 yılında satın aldığı
arazi üzerinde kurduğu falansterin projesini kendisi tasarladı, hazırladı ve
uyguladı. Familiste, Kuzey Fransa’daki Guise kasabasının hemen yakınında
Godin’in demir döküm ısınma ve sağlık donanımı araçları fabrikasının
yanında, Oise ırmağının aktığı ormanlık alanda altı hektarlık bir bahçenin
içinde kuruldu. Godin’in “Toplumsal Saray” adını verdiği yapıt, Fuorier’in
kitabında çizdiği ve ayrıntılarını anlattığı kenti andırmaktadır.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


 Familister, fabrikadan sık örtülü geniş bir yeşil kuşak ve Oise ırmağı ile
ayrılmakta, işyeri ve konut bağlantısı iki köprü üzerinden
sağlanmaktadır. Familister, birbiriyle bağlantılı üç büyük konut yapısı ile
hastane, kreş, anaokulu, ilkokul, tiyatro, jimnastik salonu, çamaşırhane,
banyo ve çeşitli servis yapıları, depolar, sebze meyve bahçeleri ile oyun
alanları ve havuzlardan meydana gelmekteydi. Konut blokları ortası avlulu
büyük dikdörtgen binalardı. Merkezdeki binanın zemin katı,
tüketim mağazalarına ve
bürolara ayrılmıştır. Batıdaki
bloğun zemin katında ise büyük
bir kitaplık bulunmaktadır.
Doğudaki ve batıdaki her iki blok
300’er dairelik konut birimlerini
içermektedir. Her katta su,
elektrik, kanalizasyon ve ısı
donanımı vardır. Her daireye çöp
bacası yerleştirilmiştir. Orta
avlular, yerleşimin kalbi ve
beynidir.

Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan


 İşçilerin sıcak sulu, tuvaletli, aydınlık konutlarda
oturduğu bir kooperatif aracılığıyla iyi beslendikleri ve
sağlık hizmetlerinden faydalandıkları “Phamilistere”’de, o
dönemdeki işçilere oranla iyi şartlarda yaşamışlardır. Gerek
mekan tipolojisi,gerek de birlikte yaşama ilkesiyle 20.yy’ın
modernistleri için prototip oluşturmuştur.

GUISE İÇ MEKAN
Doç. Dr. Esin Ö. Aktuğlu Aktan

You might also like