24-Deneti̇m Muhakemeleri̇

You might also like

Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 65

DENETİM MUHAKEMELERİ

• Yargılama sonucunda yargılama makamı bir karara


(yargıya) ulaşmaktadır.
• Yargılama makamını işgal eden hâkimlerin de
yanılması ve hukuka aykırı karar vermesi mümkündür.
• Bu nedenle kararın hukuka aykırı olduğunu düşünen
tarafa hükmün gözden geçirilmesini isteme olanağı
tanınmalıdır.
• İşte kararın hukuka aykırı olup olmadığının başka bir
yargılama makamı tarafından incelenmesine denetim
muhakemesi adı verilmektedir.
Denetim Muhakemelerine Başvurmanın
Etkileri
• Denetim muhakemesi henüz sonlanmadan,
sadece bu yöndeki talep bile bazı etkilere
sahip olabilmektedir.
• Ancak bu etkiler her denetim muhakemesinde
ortaya çıkmamaktadır. Her denetim
muhakemesi türünde ayrı ayrı
görülebilmektedir.
A. Durdurma Etkisi
• Yargılama makamlarının kararları kural olarak yerine
getirilmek zorundadır. Bu kararlara karşı denetim
muhakemelerine başvurulması infazı durdurmaz. Bu nedenle
sanık beraat ettiğinde, iddia makamı bu karara karşı denetim
muhakemesine başvurmuş olsa bile, kararın yerine
getirilmesi gerekir.
• Bununla birlikte istisna olarak kanunda açıkça yazılan
durumlarda denetim muhakemelerine başvurulması ve hatta
başvuru için tanınan sürenin dolmaması yargılama
makamının kararının yerine getirilmesini durdurmaktadır.
Buna denetim muhakemelerinin durdurma etkisi
denilmektedir.
• Mahkûmiyet veya güvenlik tedbiri uygulanmasına
ilişkin hükümlere karşı istinaf ve temyiz kanun
yollarına başvurulması, bu kararların yerine
getirilmesini durdurur (CMK md. 275/1, 293/1).
• Buna karşılık itiraz ve yargılamanın yenilenmesi
kanun yollarına başvurulması yargılama makamının
kararlarının yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak
ilgili yargılama makamı kararın yerine getirilmesinin
durdurulmasına karar verebilmektedir (CMK md.
269, 312).
B. Aktarma Etkisi
• Bir yargılama makamının kendisinin vermiş olduğu
kararın denetimini tarafsız olarak yapması her zaman
düşünülemez.
• Kararı veren yargılama makamının zaten değerlendirdiği
hususların yine aynı makamın önüne götürülmesi
denetim muhakemesine başvuru hakkının sağlıklı olarak
işletilmemesi sonucunu doğurur.
• Bunu önlemek için bir yargılama makamının vermiş
olduğu kararın denetiminin kural olarak başka bir
yargılama makamı tarafından yapılması kabul edilmiştir.
• Bu şekilde denetim muhakemesinin kararı
veren yargılama makamı dışında başka bir
makama aktarılmasına denetim
muhakemelerinin aktarma etkisi
denilmektedir.
• Örneğin istinaf ve temyiz kanun yollarına
başvurulduğunda denetim muhakemesi bölge
adliye mahkemesi ve Yargıtay ceza daireleri
tarafından yapılmaktadır.
• Aktarma etkisi bazı kanun yollarında sınırlıdır.
Örneğin, itiraz kanun yoluna başvurulduğunda
kararı veren yargılama makamı itirazı yerinde
görerek kararı düzeltecek olursa, denetim
muhakemesinin aktarma etkisi doğmaz. İtirazı
yerinde görmediği takdirde, inceleme makamına
göndereceğinden aktarma etkisi doğar (CMK md.
268/2).
• Aynı husus Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın
itirazında da geçerlidir (CMK md. 308/2-3).
• Bazı kanun yollarında ise, aktarma etkisi kabul
edilmemiştir. Örneğin yargılamanın yenilenmesinde
denetim yine kararı veren yargılama makamı
tarafından yapılmaktadır (CMK md. 318).
• Ancak kanun koyucu yargılamanın yenilenmesinde
önceki yargılamada görev yapan hâkimin aynı işte
görev yapamayacağını kabul ederek (CMK md.
23/3) bu kanun yolunda aktarma etkisinin
olmamasının sakıncasını gidermek istemiştir.
C. Yayılma Etkisi
• Birden fazla sanığın bulunduğu fiile ilişkin bağlantılı davalarda
sanıklardan biri veya birkaçı denetim muhakemesine
başvurduklarında hüküm bunlar açısından kesinleşmez.
• Ancak denetim muhakemesine başvurmayanlar bakımından
hüküm sürenin geçmesiyle kesinleşir. Zira esasında her bir
sanığın her fiili için ayrı bir muhakemenin yürütüldüğü kabul
edilmektedir.
• Bu nedenle her bir sanığın da denetim muhakemelerine ayrı
ayrı gitmeleri kabul edilmiştir. Böylece mahkûmiyet hükmüne
karşı denetim muhakemesine başvuran sanıklar bakımından
muhakemeye devam edilmekte, buna karşılık başvurmayanlar
için ise kesinleşerek infaza geçilmektedir.
• Denetim muhakemesine başvuran sanıkların
ileride beraat etmeleri, buna karşılık denetim
muhakemesine başvurmayanların mahkûm olarak
infazlarının yapılması, maddî gerçeğin araştırılması
amacını taşıyan ceza muhakemesinde adaletsiz
bulunmuştur.
• Bu adaletsizliği gidermek için mahkûm olmuş
sanıklardan birinin denetim muhakemesine
başvurmasının aynı davadaki diğer sanıklara da
yayılması kabul edilmiştir.
• Bizim hukuk sistemimizde denetim muhakemesinin
yayılma etkisi sadece istinaf ve temyiz kanun
yolunda sınırlı olarak kabul edilmiştir.
• CMK md. 280/3 ve md. 306’ya göre, istinaf ve
temyiz başvurusu yapmayan sanıkların hükmün
bozulmasından yararlanabilmesi için, hükmün istinaf
ve temyiz başvurusu yapan sanık lehine bozulmuş
olması ve bunun istinaf ve temyiz başvurusu
yapmayan diğer sanıklara da uygulanma olanağının
bulunması gerekmektedir.
Denetim Muhakemesine İlişkin
Genel Kurallar
I. Başvurabilecek Kişiler
• CMK md. 260; (1) Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet
savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış
olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya
katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar
için kanun yolları açıktır.
• (2) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır
ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin;
bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge
adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yollarına
başvurabilirler.
• (3) Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak da kanun yollarına
başvurabilir.
• CMK md. 261; «Avukat, müdafiliğini veya vekilliğini
üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak
koşuluyla kanun yollarına başvurabilir».
• CMK md. 262; «Şüpheli veya sanığın yasal
temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan
kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden
başvurabilirler. Şüphelinin veya sanığın
başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından
yapılacak başvuru ve onu izleyen işlemler için de
geçerlidir».
• CMK md. 263; (1) Tutuklu bulunan şüpheli veya sanık, zabıt kâtibine
veya tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne
beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun
yollarına başvurabilir.
• (2) Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya
dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonra bu hususları belirten bir
tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği
verilir.
• (3) Kurum müdürüne başvuru hâlinde ikinci fıkra hükmüne göre işlem
yapılarak, tutanak ve dilekçe derhâl ilgili mahkemeye gönderilir. Zabıt
kâtibi başvuruyu ilgili deftere kaydeder.
• (4) Zabıt kâtibi veya kurum müdürü tarafından ikinci fıkra hükmüne göre
işlem yapıldığı zaman kanun yolları için bu Kanunda belirlenen süreler
kesilmiş sayılır.
II. Kanun Yolunun Belirlenmesinde Yanılma
• CMK md. 264; (1) Kabul edilebilir bir
başvuruda kanun yolunun veya merciin
belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını
ortadan kaldırmaz.
• (2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci,
başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie
gönderir.
III. Feragat, Vazgeçme ve Etkisi
• Denetim muhakemeleri kural olarak talep üzerine
yürütülmektedir. İlgilinin talebi olmaksızın denetim
muhakemelerinin işlemesi kural olarak mümkün olmamakta,
yargılama makamının kararının hukuka uygun olduğu kabul
edilmektedir.
• Denetim muhakemelerinin yürümesi kural olarak talebe bağlı
olduğundan başvurulması da zorunlu olmayan çarelerdir.
• Denetim muhakemeleri talep üzerine yapılan muhakemeler
olduğundan, bu talepten feragat edilmesi veya vazgeçilmesi
de kural olarak mümkündür.
• Denetim muhakemesinden feragat, bir yargılama makamı
karar verdikten sonra henüz süresi içerisinde denetim
muhakemesine başvurmadan ilgilinin bu denetim
muhakemesine başvurmayacağı yönünde beyanda
bulunmasıdır.
• Denetim muhakemesinden vazgeçme, ilgilinin denetim
muhakemesi başvurusu yaptıktan sonra, bu talebini geri
almasını ifade etmektedir. Vazgeçmeden vazgeçme, yani
denetim muhakemesine başvurudan vazgeçildikten sonra,
bu vazgeçmeden de dönülerek denetim muhakemesinde
incelemenin kaldığı yerden devam edilmesinin talep
edilmesi mümkün değildir.
• Denetim muhakemesinden feragat ve
vazgeçme kural olarak mümkün olmakla
birlikte, buna bazı sınırlamaların getirildiği
görülmektedir.
• Birinci sınırlama, re’sen (talebe bağlı olmayan)
istinaf (CMK md. 272/1) kanun yolundan
feragat ve vazgeçmenin bir sonuç ifade
etmemesidir.
• İkinci sınırlama, denetim muhakemesine
başvurudan vazgeçilmesinin inceleme merciin
karar vermesine kadar mümkün olmasıdır (CMK
md. 266/1,c.1).
• Üçüncü sınırlama, Cumhuriyet savcısının sanık
lehine denetim muhakemelerine başvurmasıdır.
Bu durumda Cumhuriyet savcısının sanık lehine
yaptığı başvurudan vazgeçebilmesi için sanığın
rızasını alması gerekir (CMK md. 266/1,c.2).
• Dördüncü sınırlama ise, avukatlara ilişkindir.
Denetim muhakemesinden vazgeçme hakkı,
şüpheli veya sanığın ve katılanın şahsına bağlı
bir haktır. Bu nedenle vazgeçme hakkının
müdafi veya katılan vekili tarafından
kullanılabilmesi için vekâletnamelerinde
vazgeçme hakkını kullanabileceklerine dair
özel bir yetkinin bulunması gerekmektedir
(CMK md. 266/2).
• Bununla birlikte bu sınırlamaya da bir istisna
getirilmiştir. Buna göre, CMK md. 150/2 gereğince
müdafii bulunmayan çocuğa, kendisini
savunamayacak durumdaki akıl hastasına veya
sağır-dilsize atanan zorunlu müdafi, bu şüpheli
veya sanıklar yararına denetim muhakemesine
başvurduğunda veya bundan vazgeçtiğinde,
şüpheli veya sanık ile iradesi çeliştiği takdirde,
müdafin iradesi üstün tutulacaktır (CMK md.
266/3).
IV. Aleyhe Değiştirme Yasağı
• CMK md. 265; «Cumhuriyet savcısı tarafından
aleyhine kanun yoluna gidilen karar, sanık
lehine bozulabilir veya değiştirilebilir.
Cumhuriyet savcısı, kanun yoluna sanık lehine
başvurduğunda, yeniden verilen hüküm önceki
hükümde tayin edilmiş olan cezadan daha ağır
bir cezayı içeremez».
• CMK md. 283; «İstinaf yoluna yalnız sanık lehine
başvurulmuşsa, yeniden verilen hüküm, önceki
hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır
olamaz».
• CMK md. 307/5; «Hüküm yalnız sanık tarafından
veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci
maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse,
yeniden verilen hüküm, önceki hükümle
belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz».
• CMK md. 323/2; «Yargılamanın yenilenmesi
istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa,
yeniden verilecek hüküm önceki hükümle
belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı
içeremez».
OLAĞAN DENETİM MUHAKEMELERİ

İTİRAZ
• İtiraz, hâkim kararları ile kanunun gösterdiği
hâllerde mahkeme kararlarına karşı gidilebilen
bir kanun yoludur (CMK md. 267).
I. İtiraz Edilebilecek Kararlar
• İtiraz edilebilecek kararlardan ilki, hâkimlik
kararlarıdır. Yargılama makamlarının
soruşturma evresinde vermiş oldukları kararlar
hâkimlik kararlarıdır (CMK md. 162).
• Böylece hâkimliklerin (sulh ceza hâkimliklerinin)
vermiş oldukları kararlardaki hukuka aykırılıkların
giderilmesi için başvurulacak yol itirazdır. Bu
nedenle itiraz yolunun açık olmadığı kararların
mutlaka kanunda gösterilmesi gerekmektedir.
• İtiraz edilebilecek kararlardan ikincisi, mahkeme
kararlarıdır. Yargılama makamlarının kovuşturma
evresinde vermiş oldukları kararlar mahkeme
kararlarıdır.
• Mahkeme kararları son kararlar (hüküm) ve ara
kararlar şeklinde ikiye ayrılmaktadır.
• Hüküm, mahkemenin önüne gelmiş uyuşmazlığa
son veren karardır (CMK md. 223). Hükümlere
karşı istinaf kanun yolu açık olduğundan itiraz
yoluna gidilmesi düşünülemez (CMK md. 272/1).
• Ara kararlar ise, uyuşmazlığa son verme niteliğine
sahip olmayan, sadece hükmün hazırlanmasına
yönelik kararlardır (CMK md. 272/2).
• Mahkeme ara kararlarına karşı itiraz kanun yoluna
gidilebileceği kanunda açıkça yazılmışsa, istinaf kanun
yoluna değil, itiraz kanun yoluna gidilebilir.
• Örneğin mahkeme tarafından tutuklamaya ilişkin verilen
karara (CMK md. 101/5), durma kararına (CMK md.
223/8,c.3), madde bakımından yetkisizlik kararına (CMK md.
5/2), yer yönünden yetkisizlik kararına (CMK md. 18/3),
istinaf başvurusunun hükmü veren mahkemece veya BAM
ceza dairesince reddi kararlarına (CMK md. 276/2, 279) ve
temyiz başvurusunun BAM tarafından reddi kararına (CMK
md. 296/2) karşı itiraz kanun yolu açık tutulmuştur.
II. Süre ve Usul
• CMK md. 268/1; «Hâkim veya mahkeme kararına
karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı
hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı
öğrendiği günden itibaren iki hafta içinde kararı
veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa
geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda
bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen
beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim
onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır».
III. İtirazı İncelemeye Yetkili Merciler
• CMK md. 268/2; «Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme,
itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok
üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir».
• CMK md. 268/3; İtirazı incelemeye yetkili merciler aşağıda
gösterilmiştir:
• a) Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o
yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde,
numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik
için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı
yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev
yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza
hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh
ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu
yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir.
• b) Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği
kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde
bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı
incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların
gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh
ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza
hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı
inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.
• c) Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara
yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları
ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından
verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır
ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde,
numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için
birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa,
en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
• d) Naip hâkim kararlarına yapılacak itirazların incelenmesi,
mensup oldukları ağır ceza mahkemesi başkanına, istinabe
olunan mahkeme kararlarına karşı yukarıdaki bentlerde
belirtilen esaslara göre bulundukları yerdeki mahkeme
başkanı veya mahkemeye aittir.
• e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile
Yargıtay ceza dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları
davalarda verdikleri kararlara yapılan itirazlarda; üyenin
kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile
ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi;
son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
IV. İtiraza Başvurmanın Etkisi
• CMK md. 269; (1) İtiraz, kararın yerine
getirilmesinin geri bırakılması sonucunu
doğurmaz.
• (2) Ancak, kararına itiraz edilen makam veya
kararı inceleyecek merci, geri bırakılmasına
karar verebilir.
V. İtirazın Bildirilmesi, İnceleme ve Araştırma
Yapılması
• CMK md. 270; (1) İtirazı inceleyecek merci, yazı ile
cevap verebilmesi için itirazı, Cumhuriyet savcısı ve
karşı tarafa bildirebilir.
• (2) 101 ve 105 inci maddeler uyarınca yapılan itiraz
üzerine Cumhuriyet savcısından görüş alınması
durumunda, bu görüş şüpheli, sanık veya müdafiine
bildirilir. Şüpheli, sanık veya müdafii üç gün içinde
görüşünü bildirebilir.
VII. İtiraz Üzerine Yapılacak İnceleme ve Varılacak
Karar
• İtirazı inceleyecek merci, inceleme ve araştırma
yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların
yapılmasını da emredebilir (CMK md. 270/1,c.2).
• CMK md. 271;
• (1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere,
itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir.
Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve
sonra müdafi veya vekil dinlenir.
• (2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı
zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.
• (3) Karar mümkün olan en kısa sürede verilir.
• (4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları
kesindir; ancak ilk defa merci tarafından
verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz
yoluna gidilebilir.
İSTİNAF
I. İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak ve
Başvurulabilecek Kararlar
A. İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilecek Kararlar
• İlk derece mahkemelerinin kararlarına karşı
hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kural olarak
istinaf kanun yoluna başvurulması mümkündür.
• İlk derece mahkemelerinin verdiği hükümlere (son
kararlara) ve hükme esas teşkil eden ara kararlara
karşı istinaf yoluna gidilmesi mümkündür.
1. Hükümler (Son Kararlar)
• İlk derece mahkemeleri tarafından verilmiş hükümlere karşı
istinaf yoluna başvurulabilir (CMK md. 272/1).
• Hüküm, ilk derece mahkemesindeki muhakemeyi sona
erdiren karardır. Bazı hükümler uyuşmazlığı şeklen çözmekte
iken (görev bakımından yetkisizlik, red, düşme kararları),
bazı hükümler ise uyuşmazlığı esastan çözerler (beraat, ceza
verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet kararları).
• Buna karşılık durma kararları hüküm değil, ara kararı
niteliğinde olduklarından, hükme esas da teşkil
etmediklerinden, istinaf yoluna başvurulamaz.
2. Hükme Esas Teşkil Eden Ara Kararlar
• Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden
veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan
mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte
istinaf yoluna başvurulabilir (CMK md. 272/2).
• Mahkemelerin ara kararlarına karşı kural olarak
itiraz kanun yolu açık tutulmamış, sadece kanunda
açıkça yazılan ara kararlar bakımından itiraz kanun
yoluna gidilebileceği kabul edilmiştir (CMK md.
267).
• Ara kararlar ancak hükümle birlikte istinaf yoluna
götürülebilir.
• Bununla birlikte kanun koyucu buna da bir sınır
getirerek, sadece “hükme esas teşkil eden” ara kararlara
karşı istinaf yoluna başvurulabileceğini kabul etmiştir.
• Örneğin, iddia veya savunma makamı tarafından
dinlenmesi talep edilen tanığın mahkemece
dinlenmemesi şeklindeki ara karar hükmün esasını
etkileyebileceğinden hükümle birlikte istinaf yoluna
götürülebilir.
• CMK md. 285; «23/4/2016 tarihli ve 6706 sayılı
Cezaî Konularda Uluslararası Adlî İş Birliği
Kanununun 18 inci maddesinin dördüncü fıkrası
hükmü hariç; diğer kanunlarda temyiz
edilebileceği veya haklarında Yargıtaya
başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye
mahkemelerinin görev alanına giren dava ve
işlere ilişkin ilk derece mahkemelerinin karar ve
hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurulur».
B. İstinaf Kanun Yoluna Başvurulamayacak
Kararlar
• İstinaf yolunda bölge adliye mahkemelerinin iş
yüklerini artırmamak ve önemli davaların daha
iyi incelenmesini sağlamak için önemi az olan
hükümlere karşı istinaf yoluna
başvurulmaması kabul edilmiştir.
1- CMK md. 272/3’te Belirtilen Hükümler
• a) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç
olmak üzere, sonuç olarak belirlenen on beş bin Türk
Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet
hükümlerine,
• b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını
gerektiren suçlardan beraat hükümlerine,
• c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere,
• Karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
• Bu hükümler tekerrüre esas olmaz.
2- Basit Yargılama Usulünde Verilmiş Hükümler
• Asliye ceza mahkemelerince basit yargılama
usulü sonunda verilen hükümlere karşı özel bir
itiraz yolu açık tutulmuştur. Bu nedenle bu
hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulamaz.
• Ancak basit yargılama usulünde verilmiş hükme
itiraz üzerine mahkemenin genel hükümlere göre
açmış olduğu duruşma sonunda vermiş olduğu
hükme karşı istinaf yolu açıktır (CMK md. 252/5).
III. İstinaf İstemi ve Süresi
• CMK md. 273; (1) İstinaf istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte
tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde hükmü veren
mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda
bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak
hâkime onaylattırılır. Tutuklu sanık hakkında 263 üncü madde
hükmü saklıdır.
• (2) ...
• (3) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları,
mahkemelerinin yargı çevresi içerisindeki asliye mahkemelerinin
hükümlerine karşı, kararın o yer Cumhuriyet başsavcılığına geliş
tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf yoluna başvurabilirler.
• (4) Sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar
ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya
katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş
bulunanların dilekçe veya beyanında, başvuruya ilişkin
nedenlerin gösterilmemesi inceleme yapılmasına engel
olmaz.
• (5) Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma
nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça
gösterir. Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ
tarihinden itibaren iki hafta içinde bu husustaki
cevaplarını bildirebilirler.
• Bazı hükümler bakımından istinaf talebi
olmasa bile re’sen bu yola gidilmesi kabul
edilmiştir.
• Buna göre, 15 yıl ve daha fazla hapis
cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye
mahkemesince re'sen incelenir (CMK md.
272/1,c.2).
• CMK md. 274; «Sanık, yokluğunda aleyhine
verilen hükümlere karşı eski hâle getirme
isteminde bulunabilir. Eski hâle getirme süresi
içinde de istinaf süresi işler. Sanığın eski hâle
getirme isteminde bulunduğu hâllerde, ayrıca
istinaf isteminde bulunması gerekir. Bu hâlde
istinaf istemi ile ilişkili işler, eski hâle getirme
istemi hakkında karar verilinceye kadar
ertelenir».
IV. İstinaf Başvurusunun Etkisi
• CMK md. 275/1; «Süresi içinde yapılan istinaf başvurusu, hükmün
kesinleşmesini engeller».
V. Hükmü Veren Mahkemece Yapılacak İşler
• CMK md. 276; (1) İstinaf istemi, kanunî sürenin geçmesinden sonra
veya aleyhine istinaf yoluna başvurulamayacak bir hükme karşı
yapılmışsa ya da istinaf yoluna başvuranın buna hakkı yoksa, hükmü
veren mahkeme bir kararla dilekçeyi reddeder.
• (2) İstinaf başvurusunda bulunan Cumhuriyet savcısı veya ilgililer,
ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içinde bölge
adliye mahkemesinden bu hususta bir karar vermesini isteyebilirler.
Bu takdirde dosya bölge adliye mahkemesine gönderilir. Ancak, bu
nedenle hükmün infazı ertelenemez.
• CMK md. 277; (1) 276 ncı maddeye göre hükmü veren
mahkemece reddedilmeyen istinaf dilekçesi veya beyana
ilişkin tutanağın bir örneği karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı
taraf, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde yazılı
olarak cevabını verebilir.
• (2) Karşı taraf sanık ise, bir tutanağa bağlanmak üzere
zabıt kâtibine yapılacak bir beyanla da cevabını verebilir.
Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten
sonra dava dosyası, bölge adliye mahkemesine
gönderilir.
• (3) 262 ve 263 üncü madde hükümleri saklıdır.
VI. Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde
Tevzii
• CMK md. 278; «Dava dosyası, bölge adliye
mahkemesine geldiğinde işbölümüne göre
görevli ceza dairesine verilir. Daire, varsa
tebligat eksikliklerinin giderilmesini sağlar».
VII. Bölge Adliye Mahkemesi’nde Yapılacak
Yargılama
A. Ön İnceleme
• CMK md. 279; (1) Dosya üzerinde yapılan ön inceleme
sonunda;
• a) Bölge adliye mahkemesinin yetkili olmadığının anlaşılması
hâlinde dosyanın yetkili bölge adliye mahkemesine
gönderilmesine,
• b) Bölge adliye mahkemesine başvurunun süresi içinde
yapılmadığının, incelenmesi istenen kararın bölge adliye
mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığının,
başvuranın buna hakkı bulunmadığının anlaşılması hâlinde
istinaf başvurusunun reddine,
• Karar verilir. Bu kararlar itiraza tabidir.
B. İnceleme ve Kovuşturma
• BAM Ceza Dairesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş
olan delilleri inceledikten sonra 4 karardan birini
verebilir;
1. Başvurunun Esastan Reddi;
• BAM Ceza Dairesi ilk derece mahkemesinin kararında
usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın
bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir
eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin
yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun
esastan reddine karar verir (CMK md. 280/1-a).
• Bu durumda hüküm, temyiz kanun yolu açık
değilse, kesinleşecektir.
2. Düzelterek Esastan Red;
• BAM Ceza Dairesi 4 durumda hükümdeki
hukuka aykırılığı düzelterek istinaf
başvurusunun esastan reddine karar verecektir.
• CMK md. 303/1-a,c,d,e,f,g,h’da yer alan
ihlâllerin varlığı (CMK md. 280/1-a).
• Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma
nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için
kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin
uygulanmasını uygun görmesi (CMK md. 280/1-b).
• Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı
kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren
şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine
bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza
verilmesine yer olmadığına karar verilmesini
gerektiren hâller (CMK md. 280/1-c).
• Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç
duyulmadan davanın reddine karar verilmesi
veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın
düzeltilmesi (CMK md. 280/1-d).
3. Bozma;
• 1- CMK md. 289’da gösterilen nedenlerin
mevcudiyeti hâlinde BAM Ceza Dairesi hükmün
bozulmasına karar verecektir (CMK md. 280/1-e).
• CMK md. 280/1-e, CMK md. 289/g,h’yı hariç
tutmuştur. Buna göre BAM Ceza Dairesi, ilk
derece mahkemesinin hükmünü gerekçesiz
olduğu veya savunma hakkını kısıtlanarak tesis
edildiği gerekçesiyle bozamayacaktır.
• 2- Yine soruşturma veya kovuşturma şartının
gerçekleşmediğinin veya önödeme ve
uzlaştırma usulünün uygulanmadığının
anlaşılması ya da davanın ilk derece
mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile
birlikte yürütülmesinin zorunlu olması hâlinde
BAM Ceza Dairesi bozma kararı verecektir
(CMK md. 280/1-f).
• BAM Ceza Dairesi hükmü bozduğunda, dosyayı
yeniden incelemesi ve hüküm vermesi için
hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya
kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer
bir ilk derece mahkemesine gönderecektir.
• Bu durumda ilk derece mahkemesi BAM Ceza
Dairesi’nin kararına karşı direnemez (CMK md.
284/1).
4. Davanın Yeniden Görülmesi Kararı;
• BAM Ceza Dairesi red, düzelterek red veya
bozma kararı verilmesini gerektiren bir durum
yoksa, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın
yeniden görülmesine karar verecektir (CMK
md. 280/1-g).
VIII. Duruşma
• BAM Ceza Dairesi, davanın yeniden görülmesine karar
verdiğinde duruşma hazırlığı işlemlerine başlar.
• Duruşma hazırlığı aşamasında bölge adliye mahkemesi
daire başkanı veya görevlendireceği üye, 175 inci
madde hükümlerine uygun olarak duruşma gününü
saptar; gerekli çağrıları yapar. Mahkemece, gerekli
görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenilmesine ve
keşfin yapılmasına karar verilir (CMK md. 281).
• Bu durumda, istisnalar hariç, CMK’nın duruşma
hazırlığı, duruşma ve hükme ilişkin
düzenlemeleri uygulanır (CMK md. 282).
• İstisnalar;
• a) Duruşma, CMK’nın öngördüğü genel
hükümlere göre başladıktan sonra
görevlendirilen üyenin inceleme raporu anlatılır.
• b) İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü
anlatılır.
• c) İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların
ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve
bilirkişi raporu anlatılır.
• d) Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı
aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa
keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve
raporlar anlatılır.
• e) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında
dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler
çağrılır.
• f) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin davetiye
tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya
gelmemesi hâlinde duruşmaya devam edilerek
sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle
dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci
madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık
hakkında verilecek ceza, ilk derece
mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise,
her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir.
• Duruşma sonunda BAM Ceza Dairesi 2 türlü karar verebilir;
• 1- İstinaf başvurusunu esastan reddeder veya
• 2- İlk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden
hüküm kurar (CMK md. 280/2).
• İstinaf yoluna yalnız sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden
verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan
daha ağır olamaz (CMK md. 283).
• Hüküm sanık lehine ise, bu hususların istinaf isteminde
bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı
varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına
verilen kararlardan yararlanırlar (CMK md. 280/3).

You might also like