Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 68

ULUSLARARASI HUKUK’UN KAYNAKLARI

1-) Asıl Kaynaklar:


-Antlaşmalar (ilgili devletlerin taraf olduğu
antlaşmalar)
-Uluslararası Örf ve Adet
- Hukuk’un Genel İlkeleri
2-) Yardımcı Kaynaklar
- Yargı kararları
- Doktrin
- Hak ve nısfet ilkesi
1
1. ULUSLARARASI ANTLAŞMALAR
• A. Tanım: Uluslararası hukukun kendilerine bu
alanda yetki tanıdığı kişiler arasında, uluslararası
hukuka uygun bir biçimde, hak ve yükümlülükler
doğuran, bunları değiştiren ya da sona erdiren
yazılı irade uyuşmasına antlaşma denir.
• Uluslararası hukukun asli kaynaklarından olan
antlaşmalar yazılı olmaları ve tarafların iradesini
yansıttığından uyuşmazlıklarda uygulanacak
kuralların belirlenmesinde büyük öneme
sahiptirler.
2
**Konfederasyonlarda ise antlaşma yapma yetkisi
üye devletlere aittir.
***Devletler ve uluslararası örgütler dışındaki
birimlerin akdettikleri sözleşmeler uluslararası
antlaşma sayılamaz.
Ör: UAD, 1952 tarihli Anglo-Iranian Oil Company
davasında, İran devleti ile bir özel şirket
arasında yapılan petrol imtiyaz sözleşmesini
antlaşma saymamıştır.
Benzer şekilde, devlet niteliği taşımayan
topluluklar, kabileler de bir antlaşmanın tarafı
olamaz.
3
Uluslararası antlaşmanın tanımından da
anlaşılacağı gibi antlaşmalar genellikle uluslararası
hukukun kendilerine bu alanda yetki tanıdığı
kişiler arasında yapılır. Genelde egemen devletler
antlaşmanın tarafları olurken bazı durumlarda ise
federal devletler anayasalarının izin vermesi
halinde antlaşmaya taraf olabilir.
Örneğin: Almanya, İsviçre ve Kanada’da
eyalet ve kantonlar, alanlarına giren bazı
konularda antlaşma yapabilmektedirler. Ancak bu
yetki uluslararası hukuktan kaynaklanmaz; federe
birimler söz konusu yetkiyi iç hukuktan alırlar.

4
B. Antlaşmalar için kullanılan Farklı
İsimler:
Sözleşme (Konvansiyon): Genellikle önemli ve kural
koyucu çok taraflı antlaşmaları bildirmektedir.
Genel Senet (Umumi Senet): Genel nitelikli
hükümler içeren çok taraflı antlaşmalar için
kullanılmaktadır.
Son senet (Nihai Senet): Bir kongre ya da
konferansta kabul edilen antlaşmalar ile kimi
zaman toplantıya katılan tarafları da sayan
antlaşma nitelikli bir belgeyi belirtir.
5
Misak (Pakt): Uluslararası ilişkilerin temel
düzenine ilişkin çok taraflı antlaşmaları
bildirmede başvurulmaktadır.
Protokol: antlaşmalar hukukundaki anlamıyla
sınırlı nitelikli antlaşmaları yada bir ara
antlaşmayı tamamlayıcı ve ayrıntıları düzenleyici
nitelikteki antlaşmaları belirtmektedir.
Modus Vivendi: Geçici antlaşma. Uyuşmazlık
içindeki tarafların temeldeki anlaşmazlığın
çözümünü bir başka zamana bırakarak geçici bir
süreliğine mutabakata vardıkları antlaşma.

6
Antlaşma Türleri

Konularına Göre İşlevlerine Göre Sayılarına Göre

Askeri, siyasi,
ekonomik, Kurucu antlaşma Tek Taraflı
kültürel, bilimsel,

Akit antlaşma Çok Taraflı

7
YAZILI BİR ANTLAŞMADA NELER
BULUNUR?
1. BAŞLIK
2. BAŞLANGIÇ
3. HÜKÜMLER
4. SON HÜKÜMLER

8
C. Antlaşmaların Yapılması (Oluşumu)
Antlaşmalarda önemli olan devletlerin rızası ve
bağlanma iradeleri olduğundan antlaşmalar borçlar
hukukundaki sözleşmelerle birçok ortak yöne sahiptir.
Genellikle antlaşmanın yapılma süreci 3 aşamaya
ayrılır.
1-) Antlaşma metninin Oluşturulması:
(Hazırlık Aşaması)
2-) Antlaşmanın Bağlayıcılık Kazanması (Bağlanma
Aşaması)
3-) Antlaşmanın Yürürlüğe Girmesi
9
Yetki Belgesi
 Viyana antlaşmalar Hukuku Sözleşmesinin
7. maddesine göre böyle bir metni aşağıdaki
vasıflara sahip kişiler imzalayabilir:

1-) Bir antlaşma metninin kabulü veya tevsiki


amacıyla veya Devletin bir antlaşma ile bağlanma
rızasını açıklaması amacıyla bir kişinin bir Devleti
temsil ettiği şu hallerde kabul edilir;
a-) Uygun bir yetki belgesini gösterdiği
zaman; veya
10
2-) Görevleri gereği ve yetki belgesine
başvurmaksızın aşağıdaki kişilerin Devletlerini
temsil ettikleri kabul edilir:
a-) Devlet Başkanı, Hükümet Başkanı, ve
Dış işleri Bakanları, bir antlaşmanın akdi ile
ilgili her türlü işlemin yapılması amacıyla;
b-) Diplomatik misyon başkanları,
kendilerini akredite eden (yetkilendiren)
Devletle akredite oldukları Devlet arasındaki
bir antlaşmayı metin olarak kabul etmesi
amacıyla;

11
c-) Devletler tarafından bir milletlerarası konferans
veya bir milletlerarası örgüt veya organlarından
birine akredite olan temsilciler, o konferansta,
örgütte veya organda bir antlaşma metnini kabul
etmek amacıyla.
*Yetkinin sınırlı olduğu durumlarda veya metnin
içeriği konusunda kuşkular varsa imza ‘ad
referandum’ kaydıyla atılır. Nihai değerlendirme
ilgili devlete bırakılır. Devlet, temsilcisinin bu
imzasını kabul ettiğini bildirirse, imza atıldığı an
kesin imzaya dönüşür.
Ad referandum imza: Hükümete danışma koşullu
imza anlamına gelmektedir.
12
**Türk hukuk sisteminde yetki belgesi gereken
yetkili kişi ya da heyetlere belge, Dışişleri
Bakanlığının Başbakanlığa bir yazısı üzerine,
Bakanlar Kurulu kararnamesi ile verilmektedir.
Uluslararası alanda sunulacak yetki Belgesi
Dışişleri Bakanlığınca düzenlenmekte ve
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri
Bakanınca imzalanmaktadır.

13
1-) Antlaşma metninin Oluşturulması:
(Hazırlık Aşaması)
 Bu aşamada yetki belgeleri teati (Karşılıklı alıp
vermek) edildikten sonra görüşmeler yapılır,
metin hazırlanır ve süreç genellikle imza ile
sonuçlanır.
 Antlaşma metninin yazılı hale getirilmesi
süreci açısından, uluslararası hukukun
belirlediği özel bir yöntem ve şekil yoktur.
Antlaşmanın tarafları metnin hazırlanması
yönteminin belirlenmesi konusunda serbesttir.
14
 İki taraflı antlaşmalarda genellikle taraf
devletlerin dışişleri ve antlaşmanın konusuyla
ilgili bürokratlarının imza aşamasından önce
yaptıkları toplantılarla metin hazırlanır.
 Çok taraflı antlaşmalar söz konusu olduğunda
ise, birkaç devletin öncülüğünde veya bir
uluslararası örgütün girişimiyle, antlaşmanın
konusu ve kapsamı çerçevesinde ilgili devletlere
çağrı yapılmakta ve konferans adı verilen,
katılımcı devletlerin yetkilendirilmiş
temsilcilerinin katıldığı toplantılar çerçevesindeki
tartışmalarla antlaşma metinleri hazırlanır.
15
 Yukarıdaki yöntemlerle metin hazırlandıktan
sonra bu metnin tevsik edilmesi
(resmileştirilmesi) gerekir.

 Tevsik işlemi 1969 Viyana antlaşmalar Hukuku


Sözleşmesi’nin 7. maddesinde düzenlenmiştir.

16
2-) Antlaşmanın Bağlayıcılık Kazanması
(Bağlanma Aşaması)
Devletler arasında hazırlanmış ve yetkili kişilerce
resmileştirilmiş bir antlaşma metninin varlığı, yürürlüğe
girmiş, dolayısıyla hak ve yükümlülük doğuran bir
antlaşmanın ortaya çıktığı anlamına gelmez. Bağlayıcı
olabilmesi için antlaşmanın bağlanma adı verilen bir
süreçten geçmesi gerekir.
Antlaşmayı iç hukukta denetlemeye tabi tutmak
istediklerinden devletler imza aşamasından sonra
antlaşma metni üzerinde tekrar düşünüp antlaşmayı iç
hukuka uydurma gereksinimi duyarlar. Bunun yöntemi
ise iç hukuklarca belirtilmiştir.
17
Bu süreçte antlaşmanın tamamıyla
hükümsüz olduğu sonucu çıkartılmamalıdır.
Yani yetkili bir devlet temsilcisi bir
uluslararası antlaşmayı imzalamış ancak
henüz bağlanma süreci tamamlanmamış ise,
bu devlet söz konusu antlaşmanın henüz
tarafı olmadığı halde, bu antlaşmanın konu
ve amacını ortadan kaldıracak hareketlerden
kaçınmak zorundadır. (Viyana ant. Hukuk.
Söz. Md 18)

18
 Antlaşmanın içerisinde bağlanmayı içeren bir
madde (hüküm) varsa imza atıldıktan sonra
antlaşmaya bağlılık gerçekleşmiş demektir.
Yani bağlanma sürecine gerek yoktur.

 Genel olarak antlaşmalar iki yöntemle


bağlayıcılık kazanır:
Basit Usul
Onaylamayla Bağlanma

19
A-) Basit Usul:
Uluslararası hukuk kişisinin doğrudan
doğruya iradesini açıklamasıyla antlaşmaya
bağlanması.
Bunun için bir ikinci işleme gerek
olmamasını ifade eden yönteme “basit usul”
denir.
Bu usulde görüşme, imza ve bağlayıcılık
kazanma aşamaları birbirinden ayrılmaz; birdir,
aynı süreç içinde gerçekleşir.
20
B-) Uzun Usul (Onaylamayla Bağlanma)
Basit usulden farklı olarak ek işlemler
gerektiren antlaşmanın bağlayıcı usulüne “uzun
usul” denir.
Ek işlemlerin gerekli olduğu uzun usulde
amaç, geleneksel olarak yetkinin kontrol edilmesi
iken, giderek devletin başka organlarının ve
özellikle parlamentonun rızasının alınması önem
kazanmıştır. Uzun usulle yapılan bağlanmada
antlaşmanın onaylanması esas alınır.

21
Onaylanma (tasdik: ratification): Yapılan
antlaşmanın devletin yetkili organı tarafından
kabul edildiğini gösterip devleti uluslararası
alanda bağlaması sonucunu doğuran iç hukuk
işlemidir.

 Onaylanma gibi bir ek işlemin gerekip


gerekmediği, bir iç hukuk sorunu olup,
ülkeden ülkeye değişir.

22
**Katılma: Bir antlaşmaya yapılışı sırasında taraf
olmayan bir devletin sonradan taraf olarak
hükümleriyle bağlanması sonucunu doğuran
hukuki işleme “antlaşmaya katılma” denir.
(accession:adhesion).
Katılma antlaşmada öngörülmelidir; aksi
takdirde tüm tarafların rızası gerekir. Katılma
değişik şekillerde gerçekleşir. Ayrı bir antlaşma ile
katılma da olabilir.
Türkiye ve Yunanistan’ın 1952 de
oluşturmuş oldukları protokolle NATO’ya
katılması örneğinde olduğu gibi.
23
Yetkili Organlar Bakımından Çeşitli Sistemler

• Devleti uluslararası düzeyde bağlamaya,


taahhüt altına sokmaya hangi organın yetkili
olduğu iç hukuk sorunudur. Uluslararası hukuk
normu yoktur. Bu sorunun cevabı ülke
idaresinde hakim olan anlayışta yatmaktadır.
• Yetkinin hangi organlara ait olduğu 3’lü bir
ayrımla belirlenebilir.

24
i-) Yetkinin Yürütmeye ait olduğu Ülkeler

Antlaşmanın bağlayıcılık kazanması


yalnızca yürütme organı tarafından
onaylanmasına bağlıdır. Genel olarak tarihte
mutlak monarşilerde ve otoriter rejimlerde yetki
yürütmeye devredilmiştir. Faşist İtalya, Nasyonal
Sosyalist Almanya bu tip ülkelerdendir.
Osmanlı devletinde de (II. Meşrutiyet
dönemi hariç), antlaşma yapma yetkisi Padişaha
aitti.
25
• ii-) Yetkinin Yasama organına ait olduğu ülkeler
Bazı ülkelerde devlet yalnızca yasama organının işlemleriyle
antlaşmaya bağlanmaktadır. Genellikle meclis hükümeti
sistemlerinde devrim sonrası rejimlerde bunun örnekleri
görülmüştür.
Örneğin: Eski Sovyetler Birliği ve genellikle Halk
Demokrasilerinde, Çin Halk Cumhuriyeti gibi, bu sistem geçerli
olmuştur.

**Ülkemizde ise 1921 Anayasasında antlaşmaların


yapılması ve onaylanması bütün aşamalar itibariyle TBMM’ne
aitti. 1924 anayasasıyla beraber yetki TBMM’ye ait olmakla
beraber kuvvetler ayrılığı dolayısıyla parlamenter rejim
çerçevesinde özellikle antlaşma metninin saptanması hükümete
bırakılmıştır.
26
iii-)Yetkinin yürütme ile Yasama Arasında
Paylaşılması
Hem parlamenter, hem de başkanlık sistemlerinde
yaygın olan yetki paylaşımı genelde iki şekilde
olur:
 Bir kısım antlaşmalarda yetkinin doğrudan
yürütme organında olması
 Bazı antlaşmalarda ise yetkinin yasama ile
yürütme arasında paylaştırılarak, antlaşmanın
bu iki organın birbirini tamamlayan işlemleri
sonucu bağlayıcılık kazanması.
27
Örnek:
İngiltere’de Parlamentonun
önceden onay vermesi gerekirken,
ABD’de ise bütün antlaşmalar için
Senatonun üçte iki çoğunluğu
aranmaktadır. Fransa’da ise Anayasanın
53. maddesinde sayılan antlaşmalar için
Parlamentonun uygun bulma işlemi,
daha sonrada Cumhurbaşkanının
onaylaması gerekmektedir.
28
Bağlanma Tarihi:
• Kural olarak bağlanma tarihi, bir tarafın
bağlanma iradesinin diğer taraflarca resmi
olarak bilindiği andır.
• Basit usulle bağlanma gerçekleşmişse imza
atıldıktan sonra antlaşma nüshasının diğer
tarafa teslim edildiği an;
• uzun usul yani onaylama yoluyla bağlanma söz
konusu ise devletin onay belgesini diğer tarafa
verdiği an bağlanma olayı gerçekleşmiş olur.
29
3-) Antlaşmanın Yürürlüğe Girmesi Aşaması

• Bir antlaşmanın içeriğinin hukuki olarak


sonuç doğurması için antlaşmanın yürürlüğe
girmesi gerekir. Yürürlüğe girmemiş bir
antlaşma içerdiği maddeler açısından hukuki
hüküm doğurmaz.
• Antlaşmayı yürürlüğe koyma yöntemi
taraflarca belirlenir. Çoğu zaman antlaşmanın
son hükümlerinde belirtilmektedir.

30
* Yürürlüğe girme anı, aksi belirtilmedikçe,
bütün tarafların antlaşma ile bağlanma
istemlerini açıkladıkları andır.
• Bir antlaşma uluslararası alanda yürürlüğe
girmemişse iç hukukta yürürlüğe girmesi
mümkün değildir: Uluslararası alanda
yürürlük, ulusal alandaki yürürlüğün bir ön
koşuludur.
• Antlaşmanın ulusal düzende yürürlüğe
girmesi her ülkenin kendi hukukuna göre
kabul ettiği duyurma işlemine bağlıdır.

31
• İç hukukta resmi gazetede yayınlanma şartı
arayan ülkelerde antlaşma resmi gazetede
yayınlanmasa bile devlet antlaşmaya uluslararası
alanda bağlanmış olduğundan antlaşmanın
geçerliliği bu durumdan etkilenmez.
• * Tescil: Antlaşmaların tescil edilme gibi bir
zorunluluğu yoktur. Milletler Cemiyeti her ne
kadar gizli antlaşmaların önüne geçmek için
antlaşmalara tescil edilme şartı koymuş olsa da
günümüzde artık bu şart aranmamaktadır.
Dolayısıyla tescil ettirmeme antlaşmayı geçersiz
kılmaz.

32
TÜRK HUKUKUNDA
ANTLAŞMALARIN
ONAYLANMASI –
YENİ
 ANAYASA 90.MADDE SİSTEM
+ 104. MADDE + 2.7.2018 TARİHLİ 703 SAYILI
KHK’NIN 181. MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 244 SAYILI KANUN +
9 SAYILI CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ (CBK)

 ANAYASA 104. MADDEDE ÖNGÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE


CUMHURBAŞKANI KANUNLARLA ÇELİŞMEMEK VE YÜRÜTME
YETKİSİYLE SINIRLI OLMAK ÜZERE CUMHURBAŞKANLIĞI
KARARNAMESİ ÇIKARIP YAYIMLAYABİLİR.

 ANAYASA VE KANUNLARLA KENDİSİNE VERİLEN YETKİYE


DAYANILARAK SEÇME, ATAMA VE SAİR YETKİLERİ
KULLANIRKEN CUMHURBAŞKANI KARARLARI ÇIKARILIR.

 BUNA GÖRE ANTLAŞMALARIN ONAYLANMASI, KATILMA,


YÜRÜRLÜK SÜRESİNİ UZATMA, VS. CUMHURBAŞKANI
KARARIYLA OLACAKTIR. 33
ANTLAŞMALARIN
ONAYLANMASI –
YENİ SİSTEM
 ANAYASA MADDE 90/I İLE 9 SAYILI CBK 2/a UYARINCA;
 Uygun bulma kanunu çıkarılır
 Daha sonra cumhurbaşkanı kararıyla onaylanır ve resmi gazetede
yayımlanır.

 Uygun bulma kanunu hazırlık çalışmaları Dış İşleri Bakanlığı


tarafından yürütülür.

 Hazırlanan metin Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye gönderilir.


(CBK 5. madde)

( Kanun yapma sürecinde, BK tarafından kanun taslağı sunma


usulü ortadan kalktığı için, yeni sistemde uygun bulma kanunu
milletvekili kanun teklifiyle kanunlaşacaktır. Düzenlemelerin
uygulamaya nasıl yansıyacağı henüz bilinmemektedir. )
34
ANTLAŞMALARIN ONAYLANMASI

YENİ SİSTEM
 ANAYASA 90/II + 104 + Yeni 244 SAYILI KANUN + 9 SAYILI CBK
2/b UYARINCA;
 İstisnayı oluşturan antlaşma türleri Cumhurbaşkanı Kararıyla
onaylanır ve Karar Resmi Gazete’de yayımlanır.
 Yayımlanmadan itibaren iki ay içinde TBMM’nin bilgisine sunulur.
 ANAYASA 90/III + 104 + YENİ 244 SAYILI KANUN + 9 SAYILI
CBK 2/c UYARINCA;
 İstisnayı oluşturan antlaşma türleri Cumhurbaşkanı Kararıyla
onaylanır.
 Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu yoktur.
 Sadece ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren
antlaşmaların onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararları’nın
Resmi Gazete’de yayımlanması gereklidir.
35
 Ay. 90, 104 + 244 sayılı Kanun  Ay. 90, 104 + Değiştirilmiş 244 Sayılı Kanun + 9
sayılı CBK
 Ay. 90/I için;
 Ay. 90/I + 9 sayılı CBK 2/a;
1. TBMM uygun bulma kanunu,
1. TBMM uygun bulma kanunu,
2. Cumhurbaşkanı imzalı BK Kararnamesi,
2. Cumhurbaşkanı kararı,
3. Resmi Gazete yayımlama.
3. Resmi Gazete’de yayımlanma.
 Ay. 90/II için;
 Ay. 90/II için + 9 sayılı CBK 2/b:
1. Cumhurbaşkanı imzalı BK Kararnamesi,
1. Cumhurbaşkanı kararı,
2. Resmi Gazete’de yayımlanma,
2. Resmi Gazete’de yayımlanma,
3. Yayımlarından başlayarak iki ay içinde
TBMM bilgisine sunulur. 3. Yayımından başlayarak iki ay içinde
TBMM’nin bilgisine sunulur.
 Ay. 90/III için;
 Ay. 90/III için + 9 sayılı CBK 2/c:
1. Cumhurbaşkanı imzalı BK Kararnamesi,
1. Cumhurbaşkanı kararı,
2. Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu
yoktur. 2. Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu
yoktur.
3. Ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını
ilgilendiren antlaşmalara ilişkin BK 3. Ekonomik, ticari ve özel kişilerin haklarını
Kararnamesi’nin Resmi Gazete’de ilgilendiren antlaşmaların onaylanmasına
yayımlanma zorunluluğu vardır. ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın Resmi
Gazete’de yayımlanma zorunluğu vardır.
36
ULUSLARARASI ANTLAŞMAYA ÇEKİNCE KONULMASI

Çekince,
bir uluslararası hukuk kişisinin anlaşmanın bazı
hükümleri ile bağlı olmayacağına yönelik tek
taraflı irade açıklamasıdır.

37
 Çekince konulabilmesi için;
 Çekincenin antlaşmada yasaklanmamış olması,
 Taraflarca kabul edilmesi, ( 12 aylık itiraz
süresi),
 Anlaşmayı imzalama, onaylama veya katılma
anlarında mümkündür. (Antlaşma metni son
şeklini aldıktan sonra),
 Yazılı olmalı ve tüm taraflara bildirilmelidir.

38
 UAD’nin Soykırım Sözleşmesi’ne Çekinceler Danışma
Görüşü’ne göre,
 bir antlaşmada çekince açıkça düzenlenmemişse,
 çekince ancak antlaşmanın konu ve amacına aykırı
olmadığı sürece konulabilir.
 Nitekim bu husus VAHS’nin 19. maddesinde de
düzenlenmiştir.
 Somut olay bakımından çekincenin bir anlaşmanın
maddelerine ilişkin irade beyanı içermesi dolayısıyla iki
taraflı bir antlaşmaya çekince konulmasının mümkün
olmadığını söylemek gerekir. Çünkü ikili antlaşmada,
maddeler zaten iki tarafın da mutabık kaldığı hususları
düzenler, çekince antlaşmada mutabık kalınmayan
durumlarda kullanıldığı için, ikili anlaşmalarda
kullanılabilecek bir yöntem olamaz.

39
ANTLAŞMALARIN ULUSLARARASI ALANDA ETKİLİ OLMASINA
İLİŞKİN TEMEL İLKELERİ

Ahde Vefa İlkesi: Taraf devletler antlaşmayı iyi niyetle yani amacından
saptırmadan yerine getirmelidirler.

Nispi Etki İlkesi: Antlaşma ilke olarak sadece tarafları bağlar ve onlar
için hak ve borç doğurur.

Devletin Devamlılığı ilkesi: antlaşma taraf devleti bağlar. Devlet


yönetiminin (siyasi iktidarın) el değiştirmesi antlaşmalardan doğan
yükümlülükleri etkilemez.

40
D-) ANTLAŞMALARIN
ÜÇÜNCÜ DEVLETLER
BAKIMINDAN ETKİSİ
 Antlaşmalar iki taraf devletlerin bir araya gelerek bir konu ve
amaç doğrultusunda hak ve yükümlülükler oluşturmak için maddeler
oluşturup bu maddeleri resmileştirip iç hukuklarında bağlayıcı hale
getirerek oluşturulur.
 Normal şartlarda antlaşma taraflar arasında uygulanacaktır ,
üçüncü kişilere herhangi bir etkisi yoktur. Antlaşmanın etkisi yalnızca
taraflar üzerinde söz konusudur. Fakat bazı durumlarda üçüncü
kişileri de etkilediğini görüyoruz. Üçüncü kişileri , üçüncü kişiler
lehine haklar doğurması yada üçüncü kişilere borçlar ve
yükümlülükler getirebilmesi nedeniyle etkileyebilir. Kural olarak
üçüncü kişileri etkilemesi üçüncü kişiliğin rızasına bağlıdır ancak
istisnaen bazı durumlarda üçüncü kişilerin rızası alınmadan da onları
etkileyen antlaşmalar olabilir.

41
 1)Üçüncü Kişinin Rızasına Bağlı Olarak:
 A)Üçüncü Kişilere Haklar Getiren Antlaşmalar
 B)Üçüncü Kişilere Borçlar Yükleyen Antlaşmalar

 2)Üçüncü Kişinin Rızasına Bağlı Olmaksızın:


(Objektif Statü Yaratan Antlaşmalar)
 A)Ülke Statüsüne İlişkin Antlaşmalar
 B)Ulaşım Yollarına İlişkin Antlaşmalar
 C)Uluslararası örgütlerin hukuki kişiliğine
yönelik antlaşma
42
 1A) Üçüncü Kişilere Borçlar Yükleyen Antlaşmalar
 Antlaşmanın metninde üçüncü kişilere borçlar yüklediği yazmalı.
 Üçüncü devletin bunu açık bir biçimde kabulü gerekmektedir.Çünkü
uluslararası hukukta genel kural devletlerin rızasına dayanmasıdır.
Yani devletlerin hiçbir biçimde o veya bu şekilde davranmaya mecbur
bırakılmamasıdır.Devletlerin eşit egemenliği söz konusudur.
 Yazılı bir biçimde kabul gereklidir.
 Uygulamada çok fazla bulunmamaktadır.Devletler egemen
eşitliğinden çok fazla taviz vermek istememektedir.Fakat yine de
birkaç antlaşmada bu söz konusu olmuştur.
 Peki bu yükümlülük kaldırılabilir mi ? Evet kaldırılabilir , bunun
içinde yine üçüncü devletin rızası gerekmektedir. Taraflar yine de
bunun aksini antlaşmada öngörmüş olabilir.
 1969 Tarihli "Viyana Antlaşmalar Hukuku
Sözleşmesinin" 37.maddesinin 1.fıkrasında geçmektedir.

43
 1B)Üçüncü Kişilere Haklar Getiren Antlaşmalar
· Üçüncü kişi lehine haklar getirdiği yer almalı
· Üçüncü devlet buna rıza göstermeli.Ancak borçlar yükleyen
antlaşmalardan farklı olarak bunun yazılı olmasına gerek yok.
· Üçüncü kişi kendi lehine haklar getiren antlaşmaya itiraz
etmediği takdirde kabul etmiş sayılır.
· Üçüncü kişilere verilen haklar , borçlar yükleyen
antlaşmalardan yine farklı olarak üçüncü devletin rızasını
aramıyoruz.Ancak antlaşmada aksi düzenlenmiş olabilir.
 Üçüncü kişilere haklar getiren antlaşmalarda bazı spesifik antlaşmalar
bulunmaktadır.Bunlardan en önemlisi "En Çok Gözetilen Ulus Kaydı
Getiren Antlaşmalar"'dır.Bir antlaşmada "en çok gözetilen ulus kaydı"
varsa üçüncü kişi lehine hak yaratan bir antlaşmadır bu antlaşma
diyeceğiz.

44
"En çok gözetilen ulus kaydı" :
2 devlet bir antlaşma yaparken üçüncü devletlere tanıyacakları en
uygun en avantajlı durumun birbirlerine de uygulamayı taahhüt
etmeleridir. Yani devletler kendi aralarında bir antlaşma yapacaklar ve
diyecekler ki "eğer ben üçüncü bir devletle antlaşma yaparsam , bu
yaptığım ikinci antlaşma birinci antlaşmaya göre daha avantajlı
durumlar getiriyorsa ben o avantajlı durumu sana da uygulayacağım"
diyor. Örneğin ABD ve Türkiye bir savaş uçağına ilişkin iki taraflı bir
antlaşma yapıyor olsun . ABD Türkiye'ye 100milyon $ 'a bir savaş
uçağı satıyor ve buna da "EN ÇOK GÖZETİLEN ULUS KAYDI"
koyulmuş ise ABD ilerde aynı savaş uçağını Meksika ya 50Milyon $'a
satma antlaşması yaparsa Türkiye bu antlaşmadan hak iddia edebilir
 Uygulamadan bir örnek vermek gerekirse "GATT
ANTLAŞMASI" verilebilir. Bu antlaşma gümrük tarifelerine ilişkin
çok taraflı bir antlaşmadır. Bu antlaşmaya göre taraflar birbirlerine
daha az gümrük tarifesi uygulayacaklarsa , bu antlaşmanın bütün
taraflarına uygulamak zorundalar.

45
 2A)Ülke Statüsüne İlişkin Antlaşmalar
 Bir ülkenin kuruluşu , siyasi statüsü , sınırlarına ilişkin
durumlar olabilir.
 Belçika'nın kuruluşuna dair antlaşma , Belçika devletine
ilişkin bir antlaşmadır ancak herkese karşı ileri sürülebilir.
 İsviçre'ye tarafsızlık statüsünün verildiği antlaşmalar da
bu antlaşmalara örnek verilebilir.
 Antarktika'nın bilimsel çalışmalara açılmasına ve hiçbir
devletin burada hakimiyet kuramamasına ilişkin
antlaşmada örnek olarak verilebilir. Bu antlaşmaya taraf
olmasa dahi tüm devletlere karşı ileri sürülebilecek bir
antlaşmadır.

46
2B)Ulaşım Yollarına İlişkin Antlaşmalar
Örneğin Montrö Boğazlar Sözleşmesi ,
İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçişi
düzenlemektedir. Savaş ve barış durumunda
hangi ülkelerin ve hangi gemi türlerinin
geçebileceğini düzenleyen bir antlaşmadır
ve bu antlaşmaya taraf olunsun veya
olunmasın tüm dünya uymak durumdadır

47

2C)Uluslararası örgütlerin hukuki kişiliğine yönelik antlaşma
 Uluslararası hukukun özneleri , devletler ve uluslararası örgütlerdir.Yani
uluslararası örgütler birer hukuk kişisidir.Haklara ve borçlara sahip
olabilirler ve bunu düzenleyen antlaşmalar yani örgütlerin hukuki
kişiliğine yönelik hükümler , tüm üçüncü kişiler üzerinde sonuç doğurur.
 Birleşmiş Milletler bir uluslararası örgüttür ve bu uluslararası
örgütün hukuki kişiliğini tüm devletler kabul etmek zorundadır. BM
anlaşmasına taraf olmasa dahi kabul etmek durumdadır.Bu "ERGA
OMNES" yükümlülüktür.Üçüncü kişiler üzerinde , üçüncü kişilerin
rızasına dayanmadığı halde etki doğuran antlaşmalarla ERGA
OMNES(Herkese karşı ileri sürülebilme) yükümlülükler diyoruz.
 Erga omnes kuralları "Viyana antlaşmalar hukuki
sözleşmesi(VAHS)"nde bahsedilmekte fakat açıklama yapmamış o
yüzden doktrinde bazı görüşler bunun VAHS 36.maddesinde
dayandığını söylüyor. Yani üçüncü kişiler yerine haklar yaratan
antlaşmalar hükmüne dayandığını söylüyor ama böyle bir şey söz
konusu değildir Erga omnes kurallarla hak yaratılabildiği gibi
yükümlülükte yaratılabilir. Yani temelinin VAHS 36.maddeden
alındığını söyleyemeyiz. 48
E-) ANTLAŞMALARİN YORUMU
Genel Yorum Kuralı (VAHS 31.md)

1. Bir antlaşma, hükümlerine antlaşmanın bütünü içinde ve konu ve amacının ışığında


verilecek alelade manaya uygun şekilde iyi niyetle yorumlanır.
 2. Bir antlaşmanın yorumu bakımından, (antlaşmanın) bütünü, girişini ve eklerini
içine alan metne ilaveten, aşağıdakileri kapsar:
 a - antlaşmanın akdedilmesi ile bağlantılı olarak bütün taraflar arasında yapılmış
olan antlaşmayla ilgili herhangi bir anlaşma;
b - antlaşmanın akdedilmesi ile bağlantılı olarak bir veya daha fazla tarafça yapılan
ve diğer taraflarca antlaşmayla ilgili bir belge olarak kabul edilen herhangi bir belge.
3. Antlaşmanın bütünü ile birlikte aşağıdakiler (de) dikkate alınır:
a - Taraflar arasında antlaşmanın yorumu veya hükümlerinin uygulanması ile ilgili
olarak yapılan daha sonraki (tarihli) herhangi bir anlaşma,
b - Tarafların antlaşmanın yorumu konusundaki mutabakatını tespit eden
antlaşmanın uygulanması ile ilgili daha sonraki herhangi bir uygulaması.
c- Taraflar arasındaki ilişkilerde milletlerarası hukukun tatbiki kabil herhangi bir
kuralı.
4. Tarafların bir terime özel bir mana vermek istedikleri tespit edilirse, o terime o
mana verilir.
49
31. maddeye göre yapılan yorum,
 a - manayı muğlak veya anlaşılmaz bırakıyorsa,
b - çok açık bir şekilde saçma olan veya makul olmayan bir sonuca
götürüyorsa, manayı tespit etmek için antlaşmanın hazırlık çalışmalarına ve
yapılma şartları dahil, tamamlayıcı yorum araçlarına başvurulabilir. (VAHS
32.MD)
 1. Bir antlaşma iki veya daha fazla dilde tevsik edildiği zaman, görüş ayrılığı
halinde, belirli bir metnin üstün tutulacağını metnin kendisi öngörmedikçe
veya taraflar öyle kararlaştırmadıkça, her bir dildeki metin aynı şekilde
geçerlidir.
 2. Metnin tevsik edildiği dillerden gayrı bir dildeki bir antlaşma sureti, ancak
antlaşmanın öngörmesi veya tarafların kabul etmesi halinde geçerli bir metin
telakki edilir.
 3. Antlaşma hükümlerinin her bir geçerli metinde aynı manayı taşıdığı farz
edilir.
 4. Birinci paragrafa göre, belirli bir metinin üstün tutulduğu durumlar saklı
kalmak üzere, geçerli metinler arasında yapılan bir karşılaştırma, 31. ve 32.
maddelerin uygulanmasının ortadan kaldırmadığı bir mana farkı ortaya
koyarsa, antlaşmanın konu ve amacı göz önünde tutulduğunda metni en iyi
uzlaştıran mana benimsenecektir. (VAHS 33.MD)
50
F-) ANTLAŞMALARIN TADİLİ VE
DEĞİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN HÜKÜMLER
 1. Antlaşma başka türlü öngörmedikçe, çok taraflı antlaşmaların tadili aşağıdaki
paragraflar gereğince olacaktır.
 2. Çok taraflı bir antlaşmayı bütün taraflar arasında tadil etmeye dair bir teklif, her
birisi:
 a - böyle bir teklif hakkında yapılacak işlemle ilgili karara katılma;
b - [bu] antlaşmanın tadili için herhangi bir antlaşmanın görüşülmesine ve yapılmasına
katılma; hakkına sahip olan, bütün akit Devletlere bildirilir.
3. Antlaşmaya taraf olmaya yetkili olan her Devlet, tadil edilen antlaşmaya da taraf
olmaya yetkili olacaktır.
4. Tadil anlaşması, halihazırdaki antlaşmaya taraf olup da tadil anlaşmasına taraf
olmayan herhangi bir Devleti bağlamaz. Bu durumda 30. maddenin 4(b) paragrafı
hükmü o Devlet bakımından da uygulanır.
 5. Tadil anlaşmasının yürürlüğe girmesinden sonra antlaşmaya taraf olan herhangi bir
Devlet, farklı bir niyeti belirtmediyse:
 a - tadil edilen anlaşmanın bir tarafı kabul edilir ve
b - tadil anlaşması ile bağlı olmayan herhangi bir taraf bakımından tadil edilmemiş
antlaşmanın tarafı kabul edilir. (VAHS 40.MD)
51
 1. Çok taraflı bir adlaşmanın iki veya daha fazla tarafı aşağıdaki
şartlarla sadece kendi aralarında antlaşmayı değiştirmek için bir
anlaşma yapabilirler:
 a - antlaşma tarafından böyle bir değişiklik ihtimali öngörüldüyse;
veya
 b - söz konusu değişiklik antlaşma tarafından yasaklanmadıysa ve:
 i- bu değişiklik diğer tarafların antlaşmadan doğan halklarından
istifade etmelerini veya yükümlülüklerinin yerine getirilmesini
etkilemiyorsa;
 ii- değişiklik, kendisinden sapılması halinde, bir bütün olarak
antlaşmanın konu ve amacının etkin bir şekilde yerine getirilmesiyle
bağdaşmayacak bir hükümle ilgili değilse.
 2. Paragraf 1 (a) kapsamına giren bir durumda, antlaşma başka türlü
öngörmedikçe, söz konusu taraflar, diğer tarafları andlaşma yapma
niyetlerinden ve antlaşma için öngördüğü değişiklikten haberdar
edecektir. (VAHS 41.MD)

52
G-) ANTLAŞMALARIN
GEÇERSİZLİĞİ
(VAHS md. 46-53):
 İç hukukun hükümlerine aykırılık (ihlal aşikar ve iç
hukukun temel normunu ihlal) (VAHS md. 46),
 Hata (VAHS md. 48),
 Hile (VAHS md. 49),
 Devlet temsilcisinin ayartılması Md. 50, devlet
temsilcisinin icbarı Md. 51-52.
 Tehdit ve kuvvet kullanılması (VAHS md. 52),
 Emredici normlara aykırılık ( VAHS md. 53).

53
ANTLAŞMALARIN GEÇERSİZLİĞİ
• i-) Antlaşmanın yetkili kişilerce yapılmaması:
• Eğer ki antlaşma yetkili kişilerce
yapılmamışsa antlaşma geçersiz sayılır.
• Uluslararası alanda yetkili kişi tarafından
yapılmış olsa bile bazı durumlarda antlaşma
ilgili devletin iç hukukuna aykırı bir şekilde
yapılmışsa (açıkça ve kasten iç hukuktaki
temel norm ihlal ediliyorsa) antlaşmanın
geçersizliği tartışılabilir.
54
ii-)Devlet İradesini Sakatlayan Durumlar:
Antlaşmanın oluşturulması sürecinde
tarafların iradesindeki sakatlık, antlaşmanın
geçersiz kılınabilmesi olanağını doğurur.
Tehdit ve zorlama irade sakatlığının başında
gelir.
Bu çerçevede kuvvet kullanılarak veya
kuvvet kullanma tehdidiyle bir devletin
antlaşma yapması sağlanabileceği gibi devlet
temsilcisi tehdit edilerek antlaşma yapmaya
zorlanmış olabilir.
55
Viyana antlaşmalar Hukuku madde 51-52
Madde 51: Bir devlet temsilcisinin zorlanması:
Bir devletin temsilcisine karşı yöneltilen hareket veya
tehditler sonucu bir antlaşmaya devletin rıza ile
bağlanmış olduğu durumlarda
Madde 52: Tehdit veya kuvvet kullanılması yoluyla bir
devletin zorlanması:
‘Birleşmiş Milletler Şartı’na geçirilmiş olan milletlerarası
hukuk ilkelerini ihlal edecek şekilde kuvvet kullanma
tehdidinde bulunmak veya kuvvet kullanmak suretiyle
yapılması sağlanan bir antlaşmada’
antlaşmanın geçersiz olduğu yönünde hukuki hak doğar.

56
iii-) Ayartma olduğu durumlarda:
Antlaşma akdiyle ilgili devletin temsilcisinin
ayartılması da geçersizlik nedeni olabilir. Temsilcinin
iradesini değiştirecek nitelikte bir ayartma olmalıdır.
Genelde rüşvetle ayartma gerçekleştirilir.
VAHS Madde 50: Bir Devletin bir antlaşma ile bağlanma
rızasının açıklanması temsilcisinin başka bir görüşmeci
devlet tarafından doğrudan veya dolaylı şekilde
ayartılması suretiyle sağlandıysa bu devlet böyle bir
ayartılmaya antlaşma ile bağlanma rızasını geçersiz
kılan bir gerekçe olarak başvurabilir.

57
iv-)Hile olduğu Durumlarda
Antlaşma hükümlerine temel oluşturan bazı
olguların taraflardan birinin kasten çarpıtmasıyla
gerçeğe aykırı bir şekilde antlaşmada yer almış
olması da olanaklıdır. Böyle bir durum da
antlaşmanın geçersizlik durumları arasındadır.
VAHS Madde 49: Bir devlet bir antlaşmayı diğer bir
görüşmeci Devletin Hileli davranışı ile yapmaya
itildiyse, bu Devlet hileye antlaşmayla bağlanma
rızasını geçersiz kılan bir gerekçe olarak
başvurabilir.

58
v-) Hata sonucu
Viyana sözleşmesi 48. madde uyarınca,
antlaşma yapılırken tarafların rızasının temelini
teşkil eden ve o sırada var olduğu sanılan bir
olay veya durum hakkındaki bir hata geçersizlik
nedeni olabilir, buna karşılık bir kuralı
bilmemek hukuken mazeret kabul edilmez.
Hata sonucu antlaşmaların geçersiz
sayılması uluslararası hukukta çok nadir bir
olaydır.
59
vi-) Uluslararası Emredici Kurala (Jus
Cogens) Aykırılık
Jus Cogens: Uluslararası hukukun emredici nitelikteki
kurallarıdır.
Bu kurallar NELERDİR?
Emredici kurallar, iç hukukta, hukuk
kişilerinin sözleşme ile aksini
kararlaştıramayacakları ve kesin olarak uygulamak
zorunda oldukları hukuk kurallarını ifade
etmektedir.
Uluslararası hukukta emredici kurallar iç
hukuktan esinlenerek oluşturulmuştur.
60
Nasıl ki iç hukukun temel amacı
vatandaşlar arasında adaleti, huzuru sağlayıp
kamu yararına sayılacak düzenlemeleri
oluşturmak ve bunları uygulamaksa,
uluslararası hukuktaki emredici kuralların
amacı da uluslararası düzeni insan hakları ve
özgürlükleri tüm ulusların yararına olacak
şekilde düzenlemektir.
Burada iç hukuktaki kamu yararıyla
uluslararası kamu yararı aynı değerde
görülmektedir.

61
Her ne kadar uluslararası hukukun
emredici kurallarının neler olduğu hakkında
tüm devletler mutabakat sağlamamış olsa da
BM çatısı altında birleşen bütün ülkelerin
benimsediği ve yasal düzenleme altına alınan
birkaç kuralın Emredici Kural mahiyeti taşıdığı
söylenebilir.

62
Bu kurallar:
 BM madde 2/4: Kuvvet Kullanma yasağının olması
 (BM madde 51)… Ülkeler meşru müdafaada bulunsalar ya da insani
müdahale adı altında hareket etseler bile uygulamış oldukları kuvvet
kesinlikle BM Güvenlik Konseyinin denetimi altında olmalıdır. Kuvvet
kullanma baş vurulabilecek en son yöntem olarak kabul edilir.
 Kuvvet kullanma yasağı uluslararası örf ve adetten sayıldığından BM
şartına imza koymayan süjeleri (devlet, uluslararası örgüt) de
bağlamaktadır.

 İnsan haklarına saygı kapsamında değerlendirilen 18 yaşından küçük


suçlulara idam cezasının uygulanmaması

 Devletlerin bağımsızlığını korumak

63
 Her ulusun kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olması
ve
 Başka bir ülkenin bütünlüğünü ihlal edecek şekilde
sebepsiz yere üçüncü bir devletin ülke bütünlüğüne saldırı
için antlaşma yapamayacağı ;
uluslararası hukukun emredici kuralları olarak
değerlendirilebilir.

* Emredici kurallar açısından Viyana antlaşmalar Hukuku’nun


53. maddesine göre; yapılışı sırasında, uluslararası
hukukun emredici kuralıyla yani jus cogens kuralıyla
çatışan her antlaşmanın batıl yani hükümsüz olacağı dile
getirilerek bu şekilde yapılmış antlaşmaların geçersizliği
yönünde hukuk yolunun açılacağı karara bağlanmıştır.
64
Geçersizlik İddiasında Bulunma Usulü
Geçersizlik iddiasında bulunabilmek için
öncelikle yetkisizlik ve irade sakatlığından
kaynaklanan geçersizlik nedenlerinin taraf
devletçe zamanında öne sürülmesi
gerekmektedir.
Aksi takdirde, eğer geçersizlik nedeni
bilinmesine rağmen antlaşma hükümleri açıkça
yada zımnen (üstü kapalı) bir süre itiraz
görmeden yerine getirilmişse, geçersizlik öne
sürülemez (VAHS Madde 45)
65
Viyana antlaşmalar hukukuna göre geçersizliği
öne süren devlet, antlaşmayı geçersiz saydığını ve
alacağı önlemi (antlaşmanın yok kabul edilmesi, sona
erdirilmesi veya uygulamanın bir süre durdurulması)
yazılı olarak öteki tarafa bildirmek zorundadır.
Diğer devlet itiraz etmezse, önlem bildiriminin
alınmasından itibaren 3 ay sonra antlaşmanın
geçersizliği uygulanabilir.
İtiraz halinde ise tarafların belli bir süre zarfında
barışçı çözüm getirmeleri gerekir. Çözüm
getirilemezse uyuşmazlık özel uzlaştırma
komisyonunda çözülür. Jus Cogensle alakalı
uyuşmazlıklarda ise UAD yetkilidir.
66
** Genel olarak geçersiz bir antlaşma yürürlüğe
girdiği andan itibaren hükümsüz sayılır.

Bazı durumlarda ise sakatlık yada hata


antlaşmanın temelini oluşturmayan ve
sadece belirli hükümlerine ilişkin ise kısmi
butlan (kısmi hükümsüzlük) geçerli olup
antlaşmanın ilgili hükmü yok sayılır.

67
Antlaşmaların sona erdirilmesi veya yürürlüğünün askıya alınması
(VAHS 54-64)

– Tarafların karşılıklı rızası (VAHS md. 54, 57, 58),


– Sona erme, fesih veya çekilme (VAHS md. 56),
– Daha sonraki bir tarihte yapılan antlaşma ile önceki antlaşmanın
zımnen sona erdirilmesi veya yürürlüğünün askıya alınması (VAHS
md. 59),
– Antlaşmanın ihlali (VAHS md. 60),
– Sonraki imkansızlık (VAHS md. 61),
– Şartların esaslı şekilde değişmesi (VAHS md. 62),
– Milletlerarası genel hukukun yeni bir emredici normunun ortaya
çıkması (VAHS md. 64).

68

You might also like