Villa Mairea:

The Iconic House

Villa Mairea, 1939 yılında Finlandiya'nın

Noormarkku kasabasında, sanat tutkunu ve bilgini
Maire ve Harry Gullichsen için modern bir konut
olarak mimar Alvar Aalto tarafından inşa edildi.
Sahipleri, tanınmış bir sanayici ve maddi destekçi
çift olan Gullichsen'ler, tasarım, düşünce süreci,
kavramsallaştırma ve bağlam üzerinde deney
yapma özgürlüğünü Aino Aalto'ya vermiştir.
This is not a composition of glass, stone, and
steel, as a visitor who despises functionalism
might imagine; it is a composition of houses,
flags, floodlights, flowers, fireworks, happy
people, and clean tablecloths -AA
TASARIM SÜRECİ

Ancak, kişisel ve duygusal temelli içgörüm olarak eklemek istiyorum ki

mimari ve ayrıntıları, biyolojiyle bir şekilde bağlantılıdır. Belki de
büyük somon veya alabalıklara benzerler. Olgun doğmazlar, hatta
normalde yaşayacakları deniz veya su kütlelerinde doğmazlar bile... Ve
balık yumurtasının olgun bir organizmaya dönüşmesi zaman
gerektirdiği gibi, düşünce dünyamızda gelişen ve kristalleşen her şey
için de zaman gereklidir. Mimari, herhangi bir diğer yaratıcı çalışmadan
daha fazla bu zamana ihtiyaç duyar. (Aalto, 1947)
Villa Mairea'nın tasarımında, erişim ve girişte önemli değişiklikler meydana
geldi. Başlangıçta, erişim güney köşeden sağlanıyordu ancak Erken Versiyon
2'de güney yan boyunca kaydırıldı ve avlu gizliliği önceliklendirildi. Bu
düzenleme sonraki versiyonlarda hafif değişikliklerle devam etti. Son
Versiyon'da, erişim tekrar değiştirilerek ana yol ile ayrıldı. Erişim
değişikliklerine ek olarak, giriş de evrildi ve Erken Versiyon 2'de ana yolun
karşısında bulunan bir ana giriş ve iki hizmet girişiyle, farklı ihtiyaçlara
hizmet etti ve eğimli araziye uygun hale getirildi. Bu konsept, müşteriler için
verimli hizmet ve uygun erişim sağlamak amacıyla final planında tutarlı bir
şekilde korundu.
Dış dolaşımın değişmesi, iç dolaşımın da değişmesine neden oldu. Her versiyonun iç
dolaşımını karşılaştırarak her birinin iç dolaşımını tanımladı.
Burada, değişikliklerin birkaç karakteristiğini belirleyebiliriz. İlk olarak, giriş konumu
Erken Versiyon I'deki güney köşeden, Son Versiyon'daki yemek odası bölümüne doğru yavaş
yavaş sağa kaydı. İkinci olarak, giriş yönü Erken Versiyon 2'den itibaren güneyden kuzeye
doğru, 'Proto-Mairea' dışında. Aalto'nun 'Proto-Mairea'daki erişimden gelen akışı
önemsediği için, yön erişim yoluna uyum sağlar. Üçüncü olarak, dalgalı hareketler sürekli
olarak tasarlanmıştır: Erken Versiyon 1 ve 2'de stüdyo duvarını takiben, 'Proto-Mairea'da
bodrum duvarını takiben ve Son Versiyon'da girişin eğik duvarı tarafından yönlendirilmiştir.
Dördüncü olarak, Aalto, Erken Versiyon 3 ve 'Proto-Mairea'da dağılmış merdivenleri sıkıca
bağlamak için dikey bir dolaşım çekirdeği yapmaya çalıştı. Ancak çekirdek, basitleştirilmiş
zemin seviyesi nedeniyle son planda ortadan kalktı. Son olarak, 'Proto-Mairea'dan, stüdyo
merdiveni, Erken Versiyon 3'te ana çekirdekten stüdyoya göreceli uzun bir mesafe olduğu
için güney kanatta dikey dolaşımı tamamlar. Bu şekilde, Aalto'nun gelişen fikri, bir yandan
iç ve dış dolaşım üzerinde birçok değişiklik yapmışken, diğer yandan dolaşımın kendisi de
evin iç yapılanmasına önemli bir etkide bulunmuştur.
Villa Mairea'nın ana katının iç mekanı, iki kanada sahip olmasına rağmen, üç bölgeye
ayrılabilir: güney kanadında bir 'hizmet edilen alan', doğu kanadında bir 'hizmetkar alanı'
ve bunlar arasında bir aracı yemek alanı. Güney kanadındaki yaşam alanları önemli
değişikliklere uğrarken, hizmetkar alanı ve yemek alanı, Erken Versiyon 1'den son plana
kadar nispeten tutarlı kaldı, bu da Aalto'nun yaşam alanlarına odaklandığını
göstermektedir. Hizmetkar alanı, kendi dış kapısı ve gizli dolaşım için merdivenleri olan bir
mutfak ve hizmetçi odası gibi çeşitli odaları içerir. Yemek alanı, servis ve hizmet edilen
rollerin kesiştiği bir tampon bölge olarak hizmet eder. Misafirler için daha büyük bir oda ve
aile yemekleri için daha küçük bir oda içerir. Bu yemek odaları, evin uyumluluğunu
yansıtan esnek duvarlar veya kapılar içerir, uygulanan tasarımda korunan bir kavram.
Öte yandan, Erken Versiyon I ile sonraki versiyonlar arasında yemek odası
konumuyla ilgili ilginç bir fark bulunmaktadır. Yani, Erken Versiyon 2'de
yemek odası, dış terasın ve saunanın uzunlamasına ekseni üzerine taşındı ve
bu eksende önemli bir iç bölüm haline geldi.
Villa Mairea'nın dış mekanında, yüzme havuzu, Finlandiya göllerini, Fallingwater
akıntılarını ve Amerikan açık hava yaşamını simgeleyen önemli bir unsurdur. Açık hava
şöminesiyle zıtlık oluşturur; suya karşı ateşi temsil eder ve saunanın buharıyla birlikte su
elementine göndermede bulunur. Aalto, havuzun şeklini dikdörtgenden son 'böbrek şeklinde'
bir forma evriltmeyi hedefledi, bu da savaş sonrası bir mimari motif olarak kabul edilir.
Ayrıca, havuzun kavisli bölümü doğal bir gölete benzer ve manzarayı tamamlar; ayrıca
beton kabuğun çatlama olasılığını azaltarak yapısal bütünlüğü artırır, çünkü temel olmadan
inşa edilmiştir.
Görünüş ve Kesit
273: Tek çelik, siyah boyalı (oturma odası).

274: Tek dökme beton, dikey çizgili (kütüphane).

Sütunler
275: Tek çelik, siyah boyalı, çam tahtalarıyla
kaplanmış (müzik odası).

276: Çift çelik, siyah boyalı, vaynaskot

yüksekliğinde rattanla kaplanmış (oturma
odası).

277: Çift çelik, siyah boyalı, rattanla kaplanmış

(müzik odası).

278: Üçlü çelik, siyah boyalı, çam tahtalarıyla

kaplanmış (yemek odası).

279: Tek çelik, beyaz boyalı (misafir yatak

odası).

280: Tek çelik, siyah boyalı, çam tahtalarıyla

kaplanmış (ana yatak odası).
Alvar Aalto'nun Villa Mairea'sı, Modernizm'in düz çizgili dilini
mekansal coşku ve humanist prensiplerle tanıştırarak meydan okur.
"Aalto" kelimesi, "dalga" anlamına gelen Finlandiya dilindeki bir
kelime, Aalto'nun Modernist normlardan sapma eğilimini doğru bir
şekilde yansıtıyor. Aalto'nun tasarımı gözlemcileri sarar, insan deneyimi
etrafında yapılandırılmış bir mekânda evdeymiş gibi bir his yaratır.
Çalışmaları Modernizmi insanileştirirken, belleği, yeri ve ruhu
vurgular. Villa Mairea, Modernist mekan hegemonyasında bir çatlak
oluşturur ve sertlik içinde akıcılık potansiyelini göstererek yeni
sistemlerin ortaya çıkmasının yolunu açar.