Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 48

Kompozit Rezinlerin

Fiziksel-Mekanik Özellikleri
ve Klinik Başarıyı Etkileyen
Faktörler

Dr. Öğr. Üyesi Özge Gizem CABADAĞ

1
• Ağız dinamik bir ortamdır ve restorasyonlar ısı ve pH değişimleri,
farklı kuvvet yoğunlaşmaları gibi parametrelerden olumsuz yönde
etkilenir.

• Seçilecek restoratif materyal bu olumsuzluklardan etkilenmemeli,


kaybolan çiğneme fonksiyonunu, fonasyonu ve estetiği tekrar
kazandırabilecek nitelikte olmalıdır.

2
Kompozit Rezinlerin Fiziksel ve Mekanik Özellikleri

Termal Özellikler

• Kompozitlerin ısısal genleşme katsayıları (≈30-75х10-6/°C), mine


(≈11,410-6/°C) ve dentinden (≈8,3х10-6/°C ) 3 kat fazladır.
• Rezin miktarı arttığında ısısal genleşme katsayısı artar.
• Kompozit rezinin ve diş dokularının ısısal genleşme katsayıları arasındaki
farklılık kompozitin mine ve dentin ile yapmış olduğu bağlantıyı olumsuz
etkiler.

3
Soğuk gıdalar Diş vücut sıcaklığına ulaştığında
sıcak gıdalar

boşluk küçülür
kompozit

mine ve dentin ağız sıvıları


dışarıya itilir

gap formasyonu

kenar sızıntısı

Ardarda sıcaklık Diş-kompozit Bağlanmada


değişimleri ara yüzeyinde stres başarısızlık
4
Su Emilimi ve Çözünürlük

• Polimerizasyon derecesi, çapraz bağ


yoğunluğu, polimerik ağın hidrofilikliği
başta olmak üzere doldurucu partikül
boyutu ve dağılımı, rezin-doldurucu
bağlantısının kalitesine bağlıdır.

5
• Su emilimi, boyutsal değisikliğe, renklenmeye, kenarlarda kırılmalara
sebep olmaktadır.
• Çözünürlük ise biyouyumluluğu etkilemektedir.

• Emilim ve çözünürlük, kenar bütünlüğünün,


yüzey özelliklerinin ve estetiğin kaybına
neden olarak restorasyonların klinik
performanslarını önemli derecede
etkilemektedir.

6
Yüzey Özellikleri

Yüzey Sertliği:

• Bir materyalin lokal deformasyona karşı gösterdiği direnç


• Rezin esaslı bir dental materyalde inorganik doldurucu oranı,
büyüklüğü ve tipi, organik matriksin yapısı materyalin sertlik
değerlerini etkileyen faktörlerdendir.

7
• Sertlik çizilmeye ve aşınmaya karşı direnci arttırdığı gibi, materyalin
çeşitli kuvvetler karşısında kolayca deforme olmasını da önler.

• Kompozit rezinlerin Knoop sertlik değerleri (KHN) 30-55 kg/mm2‘dir.


• Mine KHN: 343kg/mm2
• Dentin KHN: 68 kg/mm2
• Amalgam: 110kg/mm2

8
Materyalin karşıt diş, başka bir restoratif materyal, gıda,
Aşınma Direnci: diş fırçası veya kürdan gibi yabancı maddelerle teması
sonucu gösterdiği yüzeysel aşınmaya karşı direncidir.

9
• Kompozit rezinlerin aşınmaya karşı gösterdikleri direnç ortamın ısısı,
polimerizasyon derecesi, iç pörözite, su emilimi, rezinin türü, doldurucu
partikül büyüklüğü, miktarı ve şeklinden etkilenir.

• Hastanın alışkanlıkları ve oklüzyonu


aşınma hızına etki eden diğer önemli
etkenlerdir.

10
Yüzey Pürüzlülüğü:

• Yüzey dokusunda oluşan düzensizliklere etken olarak materyalin


kendinden kaynaklı özellikleriyle ilgili doldurucu içeriği ve boyutu
sayılabilir.
• Küçük boyutlu doldurucu partiküller içeren kompozit rezinlerde,
doldurucular organik matriksle hemen hemen aynı hızda aşındıkları için
büyük partiküllü kompozitlere oranla daha düzgün bir yüzey elde
edilebilmektedir.

11
• Kompozit rezin restorasyonlarda düzgün bir yüzey elde edilmesi ile
plak birikimine bağlı gingival irritasyonlar, yüzey renklenmeleri,
rekkürent çürük oluşumu önlenebilir, aşınma azaltılarak klinik
performans arttırabilir.

12
Elastisite Modülü

• Doldurucu miktarı fazla, elastisite modülü


yüksek, düşük hacimsel büzülme

• Elastisite modülü değerinin düşük olması


rezinlere esneklik kazandırmakta ve
polimerizasyon büzülme stresinin
azaltılmasında rol oynamaktadır.

13
• Yüksek elastisite modüllü materyallerde;

sıklıkla bağlanmada başarısızlık sonucu oluşan


post-operatif hassasiyet
zayıf marjinal uyum
uzun süreli marjinal stabilite
okluzal kuvvetler altındaki distorsiyon ve
yorgunluğun minimalize edilebilmesi

• Düşük elastisite modüllü posterior materyaller ise klinik ömürlerinin


erken safhalarında marjinal aralanmada artış gösterirler.

14
Polimerizasyon Büzülmesi
15
• Kompozitlerde, monomerler polimer hale geçmeden önce C=C
şeklindedir.
• Polimerizasyonları sırasında bu çift bağlar açılır ve monomerler
birbiriyle çapraz bağlar oluşturmaya başlarlar. Bu şekilde polimer
zincirleri oluşur.
• Polimerizasyon sırasında materyal, visköz likit formdan solid forma
geçmektedir.
• Monomerler arasında çapraz bağların kurulmasıyla, monomerlerin
hareketliliği, materyalin akışkanlığı azalmaktadır.

16
Polimerizasyon büzülmesi:

• Monomerler arasındaki Van der Waals bağlarının kovalent bağlara


dönüşerek kısalması sonucu meydana gelir.
• %1,5-3 arasında değişen hacimsel azalma

17
ktası
no
Je l

Polimerizasyon Büzülme Stresi:

• Pre-jel safhasında rezinin akıcılığı ve kavite içine yayılmasıyla azalır.

• Jel noktasında kompozit rezin esnek olmayan sert bir duruma geçer.

• Post-jel safhasında rezin yüksek elastisite modülü gösterdiği ve


akışkanlığını kaybettiği için hafifletilemez ve materyal içinde veya
diş-kompozit arayüzeyinde yorgunluğa neden olabilir. 18
• Büzülme sonucu oluşan stres, rezin ve adeziv
sistem arasındaki bağlanma dayanımından
fazlaysa, kompozit diş bağlantısında defektlerin
ME
ON B ÜZ ÜL
A D E ZY
Tİ STRES
İ oluşmasına ve bağlanmada başarızlığa neden
KUVVE
olabilir.

19
ME
ON B ÜZ ÜL
A D E ZY STRES
İ

KUVVE

20
21
Polimerizasyon Büzülmesini
Etkileyen Faktörler
1. Kavite geometrisi
a. Kavite boyutu
b. Konfigürasyon faktörü (C faktör)
2. Uygulama tekniği
a.Tabakalama yöntemleri
b.Bonding ajanları ve stres absorbe eden kaide
materyallerinin kullanımı
c. Işık pozisyonu, ışığın şiddeti ve süresi
3. Restoratif Materyal
a.Elastisite Modülü
b.Boyutsal Değişim Özelliği
22
Kavite Boyutu

• Uygulanan rezin hacmi ne kadar az ise büzülme o


kadar az olur.
• Kompozit rezin kaviteye 2 mm’lik tabakalar
halinde yerleştirip, polimerize edildidiğinde,
polimerizasyon sırasında kavite duvarları ile
minimal temas ve daha küçük kompozit hacmi ile
büzülme oranında azalma sağlanır.

23
Kavite Konfigürasyon Faktörü

Bağlanan yüzeyler
C-faktör=
Bağlanmayan yüzeyler
(serbest yüzeyler)

24
Düşük C-Faktörü= Düşük büzülme stresi
Yüksek C-Faktörü= Yüksek büzülme stresi 25
Tabakalama Yöntemleri

• Her bir parçanın büzülmesi sonraki parça


tarafından kompanse edilir ve büzülme önemli
ölçüde azalır.
• Büzülme streslerinin bağlanmayan serbest
yüzeylere aktarımına olanak veren oblik
tabakalama yöntemi geliştirilmiştir.
• Konfigürasyon faktöründe (C-faktörü) azalma

26
Bonding Ajanları ve Stres Absorbe Eden Kavite Taban
Materyallerinin Kullanımı

• Polimerizasyon büzülmesine bağlı streslerin azaltılmasında uygulanan


diğer bir yaklaşım kavite tabanına uygulanan kaide maddeleri ve
linerların stres absorbe edici olarak kullanılmasıdır .
• Linerlar büzülme streslerine karşı elastik bir bariyer oluştururken,
adeziv yüzeylerinde oluşan streslerin daha eşit dağıtılmasını da
sağlarlar.

27
• Düşük miktarda doldurucu partikül içeren bonding ajanların uygulanması
kavite duvarı ve rezin arasında elastisite modülü daha düşük bir duvar
oluşturur, bu duvarın rezilyansı büzülme streslerini azaltır.

• Bu nedenle kompozit rest. altında liner


olarak düşük viskoziteli bondinglerin
birkaç tabaka veya yüksek viskoziteli
adezivlerin tek tabaka şeklinde
kullanılmaları önerilmektedir.

28
• Özellikle Sınıf II kavitelerin restorasyonunda farklı tiplerde kompozit
rezin sandviç restorasyonların kullanımı önerilmektedir.
• Sandviç restorasyonlar, kavitenin dentin kısmına kompozit rezin altına
konulan düşük elastik modülüne sahip başka bir materyalin
yerleştirilmesi olarak tarif edilmektedir.

29
• Her iki restorasyonda da marjinal basamağa yerleştirilen ilk tabaka
geleneksel CIS, RMCIS, akışkan kompozit ve kompomer olabilmektedir.
• Açık sandviç restorasyonlarda özellikle RMCIS ve akışkan
kompozitlerin kullanımı önerilmektedir.
• Hem yerleştirilecek kompozit hacmi küçüleceğinden polimerizasyon
büzülmesi azalacak hem de elastik modüllerinin düşük olması stres
emici bariyer görevi görebilecektir.

30
Işık Pozisyonu, Işığın Şiddeti ve Uygulama Süresi

• Kompozit rezinlerin polimerizasyonunda kullanılan ışık kaynaklarıyla


ilgili 2 önemli faktör vardır: ışık şiddeti ve uygulama süresi
• Işık şiddeti fazla olan ışık kaynaklarıyla daha derin bir polimerizasyon
sağlanmaz, sadece polimerizasyon süresi kısalır.

31
“Soft-start”, “Pulse-delay” Teknikleri:

• Polimerizasyon sırasında düşük ışık şiddeti uygulaması ile kompozit


materyalinin jel safhasından önceki viskoelastik periyodunu uzatarak,
post-jel büzülme miktarının azaltıldığı ve monomer dönüşüm hızının
düşürülmesi amaçlanmıştır.
• Önce kontrollü düşük ışık yoğunluğu ve sonra daha yüksek ışık
yoğunluğu verilerek polimerizasyon yapılan bu cihazlarda, kompozit
rezin-mine-dentin bağlanmasında daha az stres oluşur, böylece
restorasyondaki kenar aralığı azalır.

32
Işığın Uygulanma Yönü

• Kaviteye yerleştirilen kompozit, ışığın geldiği yöne doğru polimerize


olacağı için, ışığın vestibül ve lingual diş yüzeyinden verilmesi
polimerizasyon büzülmesini de yönlendirecektir.

33
• Bağlanma ajanı ve kompozitin bağlanması gerçekleştirildikten sonra
oklüzalden yapılan ışık uygulamasıyla bağlanma ajanının kompozitten
veya kavite duvarından ayrılma olasılığı da azaltılmış olur.

• Kompozitin kavite duvarına doğru polimerize olması daha iyi bir


bağlanma sağlayacaktır.

34
Restoratif Materyalin Özellikleri

Elastisite Modülü:

• Yüksek elastisite modüllü kompozitlerde hacimsel büzülme miktarı


azalmış, fakat kompozit dentin ara yüzünde büzülme stresleri
artmıştır.
• Ancak adeziv sistemler, rijit kavite duvarı ve rezin arasında elastisite
modülü düşük yapay elastik bir duvar oluşturur. Bu duvarın rezilyansı
büzülme stresini ve bundan kaynaklanan problemleri azaltır.

35
Boyutsal Değişim Özelliği:

• Polimerizasyon kinetikleri kompozitin


tipi, monomer kompozisyonu, doldurucu
partiküllerin tipi ve boyutları ve
katalizör sistemleri, kompozit rezinin
rengi, ışık geçirgenliği tarafından
etkilenmektedir. Bu faktörler
birbirleriyle de etkileşim içerisindedir.

36
Mikrosızıntı

Restoratif materyaller ile kavite duvarları


arasında meydana gelen mikroaralıktan
bakteri, ağız sıvıları, molekül ve iyonların
geçişidir.

37
Mikrosızıntı oluşumuna etki eden faktörler?

• Polimerizasyon büzülmesi,

• Polimerizasyon sırasında meydana gelen stresler,

• Mine, dentin ve restoratif materyaller arasındaki termal genleşme


katsayısı farklılıkları,

• Ağız içerisinde restorasyonların maruz kaldığı mekanik ve kimyasal


stresler sayılabilir.

• Restoratif materyallerin diş sert dokularına tam olarak bağlanamaması,


38
• Kompozit restorasyonların mine ile sınırlı
bölümlerinde pol. büzülmesi önemli
sorunlara yol açmadığı ancak kök yüzeyine
uzanan bölümlerinde rezin ile hibridize
dentin arasında V şeklinde boşluk oluştuğu
gözlenmiştir.

• Mikrosızıntı, kompozit restorasyonlarda özellikle Sınıf II servikal


marjinlerde mine-sement sınırının altında karşımıza çıkan bir
problemlerdir.

Mikrosızıntı problemini azaltmaya yönelik olarak neler yapabiliriz ????


39
• Klinik olarak, pulpa irritasyonunun restoratif materyallerin kimyasal
toksisitesinden çok bakterilerden kaynaklandığı düşünüldüğünde
mikrosızıntı önemli hale gelmektedir.
• Pulpal yanıt marjinal sızıntı derecesi ile ilişkilidir.
• Bakteriler, kompozit restorasyonlar altında sıvı dolu marjinal
boşluklarda hayatta kalabilir ve çoğalabilir. Ancak hermetik bir
örtülücülükle bu durum önlenebilir.

40
Post-operatif Hassasiyet

• Gap (aralık) oluşumu ve çatlaklar mikrosızıntı sonucu post-operatif


hassasiyete neden olur.
• Kimyasal, termal, ozmotik veya hava uyaranlarına karşı kısa ve keskin
bir ağrı şeklinde oluşabildiği gibi, çiğneme kuvvetleri sonucunda da meydana
gelebilmektedir.

41
Renklenme

• Diş hekimliğinde kullanılan kompozit rezinlerin, renk uyumu ve bu uyumu


uzun süre koruyarak renk stabilitesi sağlaması doğal diş görünümünü
taklit edebilmesi açısından önemlidir.

42
 Kenar renklenmesi
 Yüzey renklenmesi
 Kütlesel renklenme

43
Kenar Renklenmesi
Restorasyon ile diş arasında açıklık olması sonucu bu alanlara debris
birikmesiyle oluşabilir.

Yüzey Renklenmesi

Büyük doldurucu partiküllü kompozitlerde yüzey pürüzlülüğüne bağlı gelişir.


Boşluklara debris yerleşir ve fırçalamayla uzaklaştırılamaz.

Kütlesel Renklenme
Restorasyonun rengi zamanla koyu bir sarıya döner.
Rezin matriks içindeki kimyasal yıkım, ağız ortamındaki sıvıların emilimi
sonucu oluşur.

44
Renklenmede rol oynayan dışsal etkenler

• Rezinin kullanılan aletlerle ya da kavitenin tam izole edilememesi


sonucu dişetinden sızan nem ve kan ile kontaminasyonu
• Yetersiz polimerizasyon
• Hatalı bitirme ve polisaj
• Kötü ağız hijyeni
• Çay, kahve, sigara gibi boyayıcı maddeler

45
Biyouyumluluk

• Kompozit materyallerin polimerizasyon aşamasında özellikle düşük


seviyede gerçekleşen polimerizasyon sonucunda içeriğindeki
monomerlerinin tümünün polimerlere dönüşmeyerek polimerizasyonun
hemen sonrasında ortama salındığı bilinmektedir.
• Reaksiyona girmeyen bu monomerler artık monomer olarak
adlandırılmakta ve bu maddelerinin salımının materyalin mekanik
yapısını bozduğu ve biyolojik özelliklerini olumsuz etkilediği
bilinmektedir.

46
• Artık monomer ve oligomerlerin hücre kültürleri üzerine

sitotoksik etkisi

• Allerjik reaksiyonlar

(alerjik kontak dermatit ve iritan kontak dermatit)

• Genotoksisite

• Östrojenik potansiyeli

47

You might also like