Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 45

Türk Dili II

10. HAFTA
YAZILI TÜRLER
UTD 102

YAZILI TÜRLER

İnsan iletişiminin en etkili yolu olan dilin konuşma dili ve yazı dili
olmak üzere iki yönü vardır. Başlangıçta elbette konuşma vardır. Yazı
çok sonradan insan yaşamına girmiştir. Ancak konuşmanın anlık
olması, zaman ve mekânla sınırlı kalması gibi engellerinden dolayı
yazı dili, kültürün aktarımını sağlayan yol olarak daha etkili bir hâle
gelmiştir.

2 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

Bilginin depolanmasını ve kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlayan


yazı dilinin anlatım yolları birbirinden farklı özellikler taşıyan, farklı
konular içeren ve farklı amaçlara yönelen biçimlerle
oluşturulmuştur. Bütün bu anlatım biçimlerine tür adı verilmektedir.

3 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

Yazı dili sanatsal kullanımıyla düşünüldüğünde İlk Çağ Edebiyatı’nda


şiir, tiyatro gibi sadece birkaç türle temsil edilmiştir. Sonraki
dönemlerde hikâye, roman türleri doğmuş, böylece sanatsal
kullanım alanı çeşitlenmiştir.
Matbaanın yaygın kullanılmasıyla gazetecilik gelişmiş; makale, fıkra,
röportaj… gibi türler ortaya çıkmıştır.

4 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle değişen yaşam koşullarının


sonucunda insanın duygu ve düşünce dünyası da değişip gelişmiş,
ihtiyaçları da farklılaşmıştır. Bunun sonucunda da ortaya çıkan
anlatım türleri, edebiyat sanatının içinde yer almayan türlere de
ayrılmıştır.

5 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

Yazılı türleri şu şekilde gruplandırarak ele alabiliriz:

1. İnsanın günlük yaşamındaki gereksinimlerinden doğan, gelişen türler


şunlardır: mektup, öz geçmiş, dilekçe, rapor, duyuru, tutanak vb. Bu
türlerin her birinin kendine özgü anlatım kalıpları ve formları vardır. Bu
türlerin çoğu kurum ve kuruluşlarla kişiler arasındaki ilişkileri
düzenlemek amacıyla yazılır.

6 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazlı Türler

2.Matbaanın doğuşu ve gazeteciliğin gelişmesiyle ortaya çıkan türler


şunlardır: makale, gazete kroniği (fıkra), deneme, röportaj, söyleşi,
eleştiri vb. Bu yazıların en temel özelliklerinden biri öğretici nitelik
taşımalarıdır. Bu nedenle bu türlere öğretici yazılar da denir.

7 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

Bu yazı türlerinden bazıları sadece günlük haberleşme olanağı


sağlayan, bu açıdan önem taşıyan yazılardır. Bunlar şunlardır:
makale, gazete kroniği, röportaj vb. Bazı türler ise eleştiri, söyleşi,
gezi yazısı, anı gibi türler güncel olmak zorunda değildir. Gezi yazısı,
anı, günlük (günce) amaç olarak öğretici nitelik taşısa bile üslup
olarak edebiyat sanatının bir türü olarak da ele alınabilir.

8 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Yazılı Türler

3. Edebiyat türleridir. Burada en eski türler şiir ve tiyatrodur. Roman


ve öykü (hikâye) ise sonradan ortaya çıkmıştır.
Ancak bir edebiyat sanatçısının kaleme aldığı anı, günlük, gezi yazısı,
deneme, söyleşi, hatta fıkra (gazete kroniği) gibi türlerdeki eserleri
edebiyat sanatı içinde değerlendirmek de mümkündür; bir gazeteci
tarafından kaleme alınmışsa öğretici eser kabul etmek de.
Kısaca zaman içinde, belirli türler dışında türler arasındaki ayrım
ortadan kalkmıştır.

9 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Öğretici Yazı Türleri


2.a. Makale

Bir düşünceyi, bir savı ya da konuyu ele alarak çok yönlü inceleyen,
birtakım belgelere ve kanıtlara dayandırarak bir sonuca ulaşan yazılara
makale denir.
Bilimsel nitelik taşıyan bu yazıların üslubu da içeriğine uygun olmak
zorundadır. Makalelerde günlük dilin samimiyetinden uzak, süslü
anlatımdan kaçınılmış, çoğu zaman üçüncü tekille kurulmuş, kesinlik
ifade eden kiplerle oluşturulmuş bir anlatım kullanılır.
Öncelikle gazete makaleleri orta uzunlukta bir, bir buçuk sütunluk
yazılardır. Ele alınan konu, günlük gazetenin mantığına uygun olarak
yazara ayrılan sütuna yerleştirilebilecek uzunlukta işlenir.

10 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Makale

Makale okurunun bir gazete ve dergi okuru olduğu unutulmamalıdır.


Gazeteler ve dergiler ortalama halka hitap eden yayınlardır. Bu nedenle
makale yazarı, ele aldığı konuyu gazete okurunun anlayabileceği bir dil
düzeyinde tutmak zorundadır.

Makale için konu sınırı yoktur. Yazarın ilgi alanına giren ve bilgisi olduğu
günlük olaylardan felsefeye, bilimden politikaya, ülke ve dünya
sorunlarına kadar her konuda makale yazılabilir.

11 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Makale

Bir gazetenin ilk sayfasında, birinci sütunda yer alan makaleye


başmakale; o makalenin yazarına da başyazar denir. Başmakaleler
bir gazetenin genel görüşünü yansıtan günlük olaylarla ya da ülke
sorunlarıyla ilgili yazılardır.

Bütün yazılarda olduğu gibi makalede de bir plan vardır. Kısaca giriş,
gelişme, sonuç olarak ifade edebileceğimiz bu planda, ilk bölümde
ele alınan konu, düşünce ya da görüş ortaya konur. Gelişme
bölümünde konu çeşitli belgelerle ve kanıtlarla açıklanır. Bu
bölümde örnekler, açıklamalar, karşılaştırmalar ele alınır. Sonuç
bölümünde de konu toparlanarak ulaşılan sonuç, etkili birkaç
cümleyle ifade edilir.

12 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Makale

Gazete makalelerinin dışında bir bilim dalında çalışan araştırmacılar,


bilim insanları da kendi alanlarıyla ilgili konularda makale yazarlar.
Bu makaleleri gazete makalesinden ayıran en belirgin yön bunların
uzunluklarıdır. Bilimsel makaleler on beş, yirmi sayfalık bazen daha
uzun yazılardır.

13 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

2.b. Deneme

Sanat, edebiyat, felsefe, toplum, doğa ya da bilimle ilgili bir konuyu


yazarın kendi yaşam tecrübelerine ve bilgi birikimine dayanarak ele
aldığı yazılara deneme denir.
Deneme adı verilen bu türün anı, söyleşi, eleştiri gibi yazı
türlerinden ayrılan çok kesin ve belirgin bir ayrımı olduğu
söylenemez. Aslında bütün diğer yazı türleriyle biraz ilgilidir ve
benzer yanlar bulmak mümkündür.
Kimi kaynaklarda herhangi bir türe yerleştirilemeyen her yazıya
deneme adını vermek gibi bir eğilim görülse de bu, doğru bir
adlandırma olmayacaktır.

14 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Bu yazı türü Fransız edebiyatında XVI. yüzyıldan itibaren


Montaigne’nin eseriyle birlikte önemli yer tutmaktadır.
Montaigne’den sonra da edebiyatta, bağımsız bir tür olarak her
dönemde ilgi görmüştür.
Denemeyi diğer yazı türlerinden ayıran özelliklere dikkat edelim:
Öncelikle denemeler uzun örnekleriyle karşılaşılsa bile genellikle bir
solukta okunacak orta uzunlukta olan yazılardır.

15 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Yazar düşüncesini benimsetmek, bütün söylediklerini kanıtlamak


zorunluluğu duymadan konusunu iddiasız bir biçimde ortaya koyar.
Bu, aklına gelen her şeyi yazmak; hayatın ve bilimin gerçeklerine
aykırı şeyleri anlatmak anlamına gelmez.
Deneme yazarı ele aldığı konuyu kendi yaşam birikimi
doğrultusunda kendi görüşü olarak ortaya koyar. Bir başka deyişle
kendi bakış açısıyla hayatın yorumunu yapar.

16 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Deneme üslubu yalındır ve samimiyet içerir. Yazar kimi zaman


gündelik dildeki kendine özgü ifadeleri yazılarında da kullanabilir.
Örneğin Salah Birsel’in üslubunda rastlanan ona özgü bağlaç
kullanımı gibi.
Denemelerde üslubun kimi zaman söyleşiye kaydığı görülebilir.
Bu üslup özelliği ile söyleşiye yaklaşsa da konusu bakımından ondan
ayrılır.
Denemeler, genel konularda yazarın kendi yaşam tecrübesini
yansıtan yazılardır; söyleşiler ise daha çok günlük konularda yazılan
yüzeysel yazılardır.

17 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Denemede de bir planlı anlatım vardır ama bu planın makaleyle


karşılaştırdığımızda daha esnek bir yapı olduğunu görürüz.

Deneme yazarının da ele aldığı bir konu vardır ama yazının içinde
duygu ve düşüncelerini aktarırken serbest bir tutum içindedir, bazen
kendi kendisiyle konuşuyor havasındadır ve bir konudan bir başka
konuya atlayabilir.

18 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

İyi bir deneme yazarının geniş bir dünya görüşü ve zengin bir sanat,
edebiyat, felsefe kültürü olmalıdır ki her ne kadar kanıtlamak, kendi
düşüncesini benimsetmek zorunda olmasa da öne sürdüğü görüşleri
bir değer taşıyabilsin.

Yalın bir dili, meramını anlatmaya yarayacak kadar başarılı kullanan


deneme yazarları bu kadar iddiasız bir tutumla okuyucunun bakışını
hiç fark etmedikleri bir noktaya çevirebilirler.
Bu yönleriyle denemeler okuyucuların genel kültürünü artıran,
duygu ve düşünce dünyalarını zenginleştiren bir işleve sahiptir.

19 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Deneme biçimindeki eserlere çok eskiden beri bütün dünya


edebiyatlarında rastlanabilir. Bazı edebiyat tarihçilerine göre
deneme türü Avrupa’dan önce Japonya, Çin ve Hindistan’da
görülmüştür.
Ancak bağımsız bir yazı türü olarak oluşmaya başlaması XVI. yy.da
M. Monteigne iledir, denebilir. (Kavcar, 2002, s.133)

20 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Günümüzde denemede iki üsluptan söz edilebilir: Kendi kendine


konuşur gibi samimi bir ifade; düzenli ve daha resmî bir ifade.
Konuşur gibi samimi ifade Montaigne ile gelişen üsluptur, diyebiliriz.
Resmî ve öğretir gibi ciddi tutum ise Bacon ile gelişen üslup.

Montaigne’nin üslup özelliklerini benimseyerek devam ettiren


denemeciler: C.Lamb, W. Hazlitt, T. De Quincey, R. L. Stevenson, R.V.
Emeson, H.D. Thoreau; F. Bacon’ın üslubunu devam ettiren
denemeciler ise J.Addison, J. Boswell, o. Goldsmith vb.

21 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

XIX. yüzyılın sonlarından itibaren deneme türü özellikle sanat ve


edebiyat konularına ve eleştiriye yönelmiştir.
E.C. Alain, J.P. Sartre, Ortega y. Gasset, T. Mann, R. M. Rilke gibi
birçok adı buna örnek vermek mümkündür.

22 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Deneme

Türk edebiyatında deneme türü Batı’ya göre daha geç dönemde


gelişmiştir. Bazı edebiyat tarihçilerine göre XX. yüzyılın ilk çeyreğinde
Ahmet Haşim’in Gurebâhâne-i Lâklâkan (1920), Bize Göre (1928)
adlı eserlerindeki kimi parçaları deneme kabul etmek mümkündür.
Daha sonraki tarihlerde Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar,
Selahattin Batu, Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu, Orhan Burian,
Mehmet Kaplan, Melih Cevdet Anday, Vedat Günyol, Salah Birsel,
Adnan Binyazar, Nermi Uygur, Oktay Akbal… gibi yazarlar başka
alanlardaki çalışmalarının yanında deneme yazarı olarak da
tanınırlar.

23 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

2.c. Fıkra

Gazetelerin ve dergilerin köşelerinde yer alan yazılardan biri de


fıkralardır. Fıkra sözcüğü, Türkçe Sözlük’te beş ayrı anlamda
kullanılmaktadır. Bizi ilgilendiren ilk iki anlamı şöyledir:

1.Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikayecik, anekdot.


2. Gazete ve dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye
bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü. (TDK, Türkçe
Sözlük, 2005)

24 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Güldürücü fıkralar kısa ve özlü biçimde bir görüşü belirtme, bir ders
ya da öğüt verme amacı taşır.

Gazete ve dergi fıkraları ise gazete ve dergilerin belirli sütunlarında


yayımlanan, daha çok güncel konuları ele alan kısa yazılardır. Bu
fıkraya gazete fıkrası ya da gazete kroniği denir. Günümüzde daha
çok köşe yazısı adıyla anılan yazı türü de eskiden fıkra denen bu tarz
yazılardır.

25 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Gazete fıkrası (kroniği) yazan yazarlar çok farklı konuları ele


alabilirler. Günlük olaylar, toplumsal, kültürel ya da siyasal
gelişmelerle ilgili konular fıkranın konusu olabilir.

Geniş konu yelpazesi dolayısıyla fıkra yazarının da ilgi alanları ve


bilgi birikimi o ölçüde geniş olmak zorundadır.

Köşe yazarının ilgi alanları, bilgi birikimi kadar okuyucusunun


beklentileri de burada önem taşır.

26 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Köşe yazarları ele aldıkları konuyu kendi kişisel görüş, düşünce ve


önerilerine göre kısaca ama etkili bir biçimde dile getirirler.

Kısa ve etkili yazabilmek yazarın bilgi ve becerisine bağlıdır.


İnce ve kıvrak bir zekâ ile belli ölçülerde, mizahı yazının dokusuna
işlemiş bir yazış yeteneği ile oluşturulan köşe yazıları günümüzde
gazete okurunun en çok okuduğu gazete sütunlarındandır.

27 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Makalede olduğu gibi fıkrada da giriş, gelişme ve sonuçtan oluşan


bir plan vardır.

Fıkranın makaleden ayrılan özelliği, makaleye göre kısa oluşu ve ele


alınan konunun kanıtlanmaya ihtiyaç duyulmamasıdır.

Fıkra yazarının temel amacı, okurun dikkatini ele aldığı konunun can
alıcı noktasına çekmek, belki onu uyarmak ve okuyucuyu
düşünmeye yöneltmektir.

28 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Gazete kroniğinin bizim edebiyatımızdaki ilk örnekleri XIX. yüzyılın


sonlarından itibaren görülmeye başlanmıştır. Edebiyatımızdaki ilk
fıkra yazarları olarak Ahmet Rasim, Ahmet Haşim, Refik Halit Karay
gibi sanatçıları anabiliriz.

Cumhuriyet Edebiyatı Dönemi’nden itibaren Yakup Kadri


Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Fazıl Ahmet Aykaç, Peyami Safa,
Falih Rıfkı Atay, Burhan Felek, Yusuf Ziya Ortaç, Hasan Âli Yücel,
Yaşar Nabi Nayır… gibi birçok önemli edebî şahsiyeti fıkra yazarı
olarak da görüyoruz.

29 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

Temelde bir gazete ve dergi yazısı olarak ortaya çıkan fıkralar


işledikleri konular yönüyle ele alınacak olursa üç gruba ayrılabilir:

Birincisi daha çok edebiyatçıların kaleme aldığı fıkralar. Her ne kadar


günlük olaylardan yola çıkıyor olsa da bu fıkralarda bir edebiyat
üslubu hâkim olduğundan daha kalıcıdır. Üzerinden geçen zamana
rağmen zevkle okunur.

30 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Fıkra

İkincisi gazetelerdeki günlük köşe yazıları… Bu fıkralar daha çok


günlük olaylardan yola çıkılarak kaleme alındığı için yazıldığı
günlerde etkilidir. Aradan geçen zamanla anlatılanlar unutulacağı
için yazı da ilk günkü etkisini kaybedecektir.

Üçüncüsü ise konuyu ele alış tarzı olarak makaleye daha çok
yaklaşan fıkralardır. Bunlarda yazar konusunu günlük olaylardan alsa
bile düşüncelerini bilimsel verilere dayandırarak açıklama yoluna
gitmektedir. Burada da amaç gazete okuyucusunu sıkmadan
bilgilendirmektir.

31 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

2.d. Söyleşi (Sohbet)

Güncel bir konuyu okuyucuyla konuşuyormuş gibi bir üslupla ele


alan yazılara söyleşi denir.

Söyleşi yazarı karşısında biri varmış da onunla konuşuyormuş gibi bir


üslupla her türlü özentiden uzak, içten, anlaşılır bir dil kullanır.

Söyleşide ele alınan konular, oldukça yüzeysel bir biçimde yazarın


kendi düşünceleri ve yaşantısı çerçevesinde ele alınır. Bu yazılarda
daha çok gündelik olaylar, ortak yaşantılar, ortak değerler, sanat,
edebiyat konu edilir.
Orta uzunlukta olan yazılardır.

32 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Söyleşi (Sohbet)

Genellikle gazete ve dergilerin söyleşi adı altında ayrılmış


sayfalarında ya da köşelerinde bulunur.

Söyleşilerde yazar düşüncelerini kanıtlamak zorunda değildir.


Okuyucular da bu yazıları yazarın görüşü olarak okumaya hazır
olduğu için yazarın düşüncesine karşı çıkmak, kanıtlanmasını
istemek gibi bir tutum içine girmezler.

33 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

2.e. Röportaj

Röportaj bir gazete ya da dergi yazı türüdür. Türkçe Sözlük’te:


“1.Konusu bir soruşturma, araştırma olan gazete veya dergi yazısı.
2.Radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma
sonucunda hazırlamış olduğu program, mülakat.” şeklinde
tanımlanmaktadır.(TDK, Türkçe Sözlük, 2005)

Gazeteciliğin gelişmesiyle ortaya çıkan bir yazı türüdür. Ancak


günümüzde radyo ve televizyon yayınlarında da örneklerini
gördüğümüz bir türdür. Bu özelliğiyle daha en baştan diğer öğretici
yazı türlerinden ayrıldığını görmekteyiz.

34 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Röportaj bir konuyu, yeri, sanat dalını, sanatçıyı araştırarak inceleyip


soruşturan; ilgili kişilerle konuşarak toplanan bilgilerin ayrıntılı bir
biçimde aktarıldığı yazı türüdür.

Bu nedenle röportajlar bir yönüyle gezi yazısıyla bir yönüyle


soruşturma ya da inceleme yazı türleriyle ilgilidir. Ancak röportajı
gezi yazısından, soruşturmadan ve inceleme türlerinden ayıran
yanları da vardır. Şimdi röportajların ayırıcı niteliklerinin neler
olduğunu görelim:

35 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Röportajın konusu yazarın, okurun ve izleyicinin ilgisini çekecek her


şey olabilir. Toplumsal olaylar, kültürel sorunlar, yerel, özel ya da
genel olaylar…
Ancak gazete yazısı olarak röportajın konusunun ilgi çekebilmesi için
güncellik taşıması gerekir.

Yazının inandırıcılığı söylentiler ve duyulanlara değil; gerçek


olaylara, kişilere, gözlemlere dayanmasıyla sağlanır.
Bir başka önemli özelliği ise röportajların konuyla ilgili fotoğraflarla
belgelenmeleridir. Fotoğraflar, yazılanların gerçeklik niteliğini
pekiştiren ve belgeleyen unsurlardır.

36 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Röportajlarda inceleme ve soruşturma çok önemli bir yer tutar.


Röportaj yazarı, ele aldığı konuyu bütün yönleriyle incelip
soruşturduğu gibi olayları, insanları ve durumları iyi yorumlamalıdır.

Röportaj yazarı iyi bir gözlemci olmalı; olaylara ve insanlara geniş bir
perspektiften bakabilmelidir. Toplumsal olayların, insan ilişkilerinin
nedenlerini ve sonuçlarını anlama gücüne sahip olabilmelidir.

37 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj
Röportajın üslubu yazarın kişisel yeteneği, ele alınan konunun
özelliğine göre farklılık gösterebilir. Ancak genel olarak uzun ve
karmaşık cümlelerden kaçınılmış, günlük gazete diline uygun bir
üslup özelliği benimsenir.

Röportaj yazarı konusunu kimi zaman bir öykü kurgusuna


yaklaştırabilir. Röportajı haber yazısından ayıran özelliği de burada
yatmaktadır.

Haber yazısı doğrudan olup bitenlerin standart dil kurallarına


uyularak yazarın öznel yorumlarından arındırılmış bir yazıyken
röportajlar yazarın kendine özgü anlatım özelliklerini yansıtan,
belgelere dayanarak da olsa yazarının yorumlarını, bakış açısını da
içeren yazılardır.

38 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Röportajlar tek bir yazıdan oluşabileceği gibi kimi zaman dizi yazılar
da olabilir. Bu tamamen ele alınan konunun genişliği ve yazarın
konuyu ne boyutlarda incelediğiyle ilgilidir.

Röportajlar gezi, deneme, öykü, anı gibi başka türlerden de


yararlanılarak kaleme alınabilir.

Röportajda bazen bilimsel verilerden yararlanmak gerekir. Ama


bütün bunlar röportajın içine ustalıkla sindirilmiş olmalıdır.

39 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Edebiyatımızda bu türün ilk örnekleri XX. yüzyılın başlarında


verilmeye başlanmıştır.
Ruşen Eşref Ünaydın’ın “Diyorlar ki” adlı eseri edebiyat ve
gazetecilik alanlarında tanınmış on sekiz kişiyle onların evlerinde
görüşerek onlara sorduğu sorulara aldığı cevapları bir araya getirdiği
yazı dizisidir.
Ruşen Eşref Ünaydın’ın bir başka önemli çalışması da “Anafartalar
Komutanı Mustafa Kemal’le Mülakât” tır.

40 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Röportaj

Bu ilk çalışmalardan başka röportajlarıyla tanınan yazarlar ve


eserleri şunlardır:
Hikmet Feridun Es, Bugün de Diyorlar ki;
Mustafa Baydar, Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar;
Gavsi Ozansoy, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki;
Mehmet Seydan, Edebiyat Dostları;
Yaşar Nabi Nayır, Edebiyatçılarımız Konuşuyor;
Hikmet Çetinkaya, Yılların Tanığı Üç Yazar;
Sait Faik Abasıyanık, Mahkeme Kapısı;
Yaşar Kemal, Bu Diyar Baştan Başa…

41 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Örnek Sorular

1. I. günlük olaylarla ilgili yazılardır.


II. Yazar inandığı düşünceleri ispatlamak zorunda değildir.
III. Gündelik bir dil kullanılır.
IV. Geniş yorumlara ve bilimsel açıklamalara girişilmez.
Yukarıdaki özellikleri verilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir?

A. Makale B. Anı C. Biyografi D. Mülakat E. Fıkra

42 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Örnek Sorular
2. I. Okurları bilgilendirmeyi ve ona bazı gerçekleri öğretmeyi amaçlar.
II. Uzman kişilerce yazılır.
III. Yazının merkezi doğrudan yazarın kendisidir.
IV. Kesin sonuçlara varmaz.
V. Güncel konularda veya güncel olmayan bilimsel konularda yazılır.
Yukarıda verilen özelliklerden hangisi ya da hangileri makalenin
özelliklerinden değildir?
A. Yalnız III B. I-II-III C. IV-V D. III-IV E. I-II-V

3.Gazete, aşağıdaki türlerin hangisinin gelişiminde etkili olmamıştır?


A. Makale B. Deneme C. Fıkra D. Röportaj E. Günlük

43 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Cevaplar

1. E
2.D
3.E

44 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü


UTD 102

Kaynakça
 AKBAYIR, Sıddık (2010), Nasıl Yazabilirim?, Ankara, Pagem Akademi.
 AKTAŞ, Prof. Dr. Şerif, Prof.Dr. Osman GÜNDÜZ (2013), Yazılı ve Sözlü
Anlatım Okuma-Dinleme Konuşma Yazma, Ankara, Akçağ.
 BEYRELİ, Latif, Zerrin ÇETİNDAĞ, Ayşegül CELEPOĞLU (2006), Yazılı ve Sözlü
Anlatım, Ankara. Pagem A Yayıncılık.
 ÇOTUKSÖKEN, Yusuf (2010), Uygulamalı Türkçe Yazılı ve Sözlü Anlatım,
İstanbul, Papatya Yayıncılık.
 EMRE, Doç. Dr. ismet (Ed.), Yrd. Doç. Dr. Fatih ALKAYIŞ, Okt. Ahmet Turan
DOĞAN, Okt. Nermin EMRE (2010), Türk Dili ve Kompozisyon Bilgisi,
Ankara, Anı Yayıncılık.
 GÖÇER, Doç. Dr. Ali (2014), Yazma Eğitimi, Ankara, Pagem Akademi.
 KAVCAR, Prof. Dr. Cahit, Dr. Ferhan OĞUZKAN, Özlem AKSOY (2002), Yazılı
ve Sözlü Anlatım, Ankara, Anı Yayıncılık.
 KESKİN, Raşit (2004), Türkçe Dil Bilgisi ve Kompozisyon Bilgileri, Konya,
Çizgi Kitapevi.
45 Çukurova Üniversitesi Türk Dili Bölümü

You might also like