Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 28

CUMHURİYET

DÖNEMİ TÜRK ŞİİRİ


Cumhuriyet Dönemi Şiirlerinin Genel Özellikleri
• Şiirlerde kullanılan dil oldukça sadedir.

• Aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullanılmaya başlanılmıştır. [Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi
şairler yine de aruz ölçüsünü kullanmaya devam etmişlerdir]

• Halk edebiyatı şiiri, Cumhuriyet döneminde oldukça kullanılmıştır.

• Nazım birimi olarak da dörtlük kullanılmıştır.

• Şiirlerde destansı söyleşiler dikkat çekmiştir. [Özellikle Kurtuluş Savaşı’nı işleyen şiirlerde
görülmektedir]

• Didaktik şiirlerdir.

• “Gurbet” teması özellikle şiirlerde işlenmiştir.

• Ulus sevgisi, yurdu tanıma ve yüceltme coşkusu şiirlerde görülmektedir. Bu konular şiirlerde lirik
bir çerçeve içerisinde anlatılmıştır.
• Hece ölçüsüyle yazdıkları şiirlerde halk şiirinde kullanılan 7’li, 8’li, 11’li kalıpların
yanı sıra yeni kalıplar da denemişlerdir.

• Kemalettin Kamu, Behçet Kemal Çağlar, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı
gibi şairler duygusal bir anlatımla Anadolu’yu anlatmış, övmüşlerdir.

• Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Cahit Külebi gibi şairler de
Anadolu’yu gerçekçi biçimde anlatmıştır.

• Özellikle 1940’tan sonra serbest şiir yaygınlaşmıştır

• Bu dönemde saf şiir anlayışı ile şiirler yazan şairler de vardır. Necip Fazıl Kısakürek,
Cahit Sıtkı Tarancı ve Ahmet Muhip Dıranas örnek olarak verilebilir.

• Romantizm, sembolizm ve parnasizm Cumhuriyet dönemi şiirlerini etkileyen edebi


akımlardır.

• Şiirde biçim ve içerik açısından büyük değişiklikler olmuş, çeşitli şiir toplulukları
ortaya çıkmıştır.
Cumhuriyet Dönemi BASLICA Şairleri
• BEŞ HECECİLER
• BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR
• KEMALETTİN KAMU
• ZİYA OSMAN SABA
• YAŞAR KEMAL
• ATİLLA İLHAN
• ORHAN PAMUK
• TARIK BUĞRA
• ORHAN KEMAL
• ÖZDEMİR ASAF
• FALİH RIFKI ATAY
• ARİF NİHAT ASYA
• AHMET MUHİP DIRANAS
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyati'nda
Bagimsizlar
• Cahit Külebi

• Fazıl Hüsnü Dağlarca

• Necati Cumalı

• Sabahattin Kudret Aksal

• Bedri Rahmi Eyüboğlu

• Asaf Halet Çelebi

Bağımsız Yazarların Kullandığı Teknikler:


1- Bu dönemde şairlerin şiir yapıları farklı olmaktadır.
2- Temaları ve Mısra dizilişleri farklıdır.
3- Dil ve ahenk unsurları değişmiştir.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE
OLUŞAN ŞİİR TOPLULUKLARI
VE ANLAYIŞLARI
Bes Hececiler

• Milli edebiyat anlayışını benimseyerek şiirlerini sade bir dille ve hece ölçüsü ile yazan şairlere Beş Hececiler
denilmiştir.

• Bu şairler; Faruk Nafız Çamlıbel, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy, Yusuf Ziya Ortaç ve Orhan Seyfi
Orhon’dur.

• İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazan topluluk şairleri , Ziya Gökalp ile tanıştıktan sonra hece ölçüsüne yönelmişlerdir.

• Bu şairler Cumhuriyet döneminde de etkili olmuşlardır.

• Şiirlerinde memleket sevgisi, yurt güzellikleri ve kahramanlık gibi konuları işlemişlerdir.

• Halk şiirinden farklı tarzda da yazmışlardır. Özellikle serbest müstezat türünde yazmışlardır.

• Anadolu’yu coşkulu bir şekilde anlatmışlardır.

• Şiirlerde romantik bir hava bulunmaktadır.

• Şiirlerinde süsten uzak durmuşlar ve sade olmaya çalışmışlardır.


Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri

• Cumhuriyet Dönemi’nde halk şiiri, ilgi görmüştür.

• Bunun nedeni bazı sanatçıların milli edebiyat zevk ve anlayışını devam ettirmek istemeleridir.

• Bu anlayıştaki sanatçılar halkın geleneğinden, dilinden, ortak zevkinden vb. yararlanmışlar; böylelikle
bir memleket edebiyatı meydana getirmeye çalışmışlardır.

• Küçük değişikliklerle birlikte aşık edebiyatının özellikleri bu dönemde de devam etmiştir.

• Kısacası sanatçılar; saz eşliğinde çalıp söyleme, sade dil kullanma, halk kültüründen uzaklaşmama, hece
ve dörtlük nazım birimini kullanma gibi özellikleri bu dönemde de sürdürmüşlerdir.

• Daha önceki yüzyıllardan farklı olarak bu dönemde şiirler, nazım şekillerinin (koşma, semai, destan…)
adlarıyla anılmamış; her şiir için özel başlık kullanılmıştır.

• Bu anlayışın en önemli temsilcileri; Aşık Veysel, Aşık Feymani, Aşık Daimi, Abdurrahim Karakoç,
Murat Çobanoğlu’dur.
1980 Sonrasi Cumhuriyet Döneminde Şiir

• 1980 sonrası Türk şiirinde şairlerin genel yaklaşımı “Türk şiirinin bir bütün olduğu, bu
şiirin hiçbir ayrım gözetilmeden sahiplenilmesi gerektiği” şeklindedir.

• Bu dönemde “kent kimliği, şehirleşme” tema olarak öne çıkmıştır.

• Tek bir şiir anlayışı bulunmamaktadır. Çeşitli şiir anlayışlarından söz edilebilir. “Çok
seslilik” bu kuşağın belirleyici özelliğidir.

• 1980 sonrası kuşakta politik ve toplumsal konular arka planda kalırken bireysel kaygılar
ön planda olmuştur.

• İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiirde olduğu gibi ideolojiyi şiirlerinde öncelikli bir öğe
olarak görmemişlerdir.

• Düz yazıya yaklaşan bir üslupla, anlatmaya imkan veren temaları da şiirlerinde
işlemişlerdir.

• İmge anlayışlarında uzak çağrışımlara önem vermeleri bakımından İkinci Yeni’yle


yakınlıkları vardır.
• Kapalı bir şiirdir.

• İmgelere dayanır.

• Gelenekten etkilenmiştir.

• Şiirin anlatımı süslü ve sanatlıdır.

• 1980 sonrası Türk şiiri, gelişme ortamını dergilerde bulmuştur ve aynı dergide farklı şiir
anlayışında şairler birlikte ürünler verebilmiştir.

• Bu kuşak için önemli dergiler olarak Üç Çiçek, Poetika, Şiir Atı, Fanatik, Sombahar, Broy,
Yönelişler dergileri sayılabilir.

• Tuğrul Tanyol, Haydar Ergülen, Metin Celal, Lale Müldür, İhsan Deniz, Adnan Özer,Hüseyin
Atlansoy, Enver Ercan, Turgay Fişekçi, Sina Akyol, Enis Batur, Şükrü Erbaş, Salih Bolat,
Murathan Mungan, Küçük İskender, Metin Cengiz, Sunay Akın, Akgün Akova, Melisa
Gürpınar, Ahmet Erhan, Yaşar Miraç bu dönemde şiir yazmış sanatçılardandır.
Milli Edebiyat Zevk ve Anlayisini

Sürdüren Şiir Anlayisi
Kaynakları, halk şiiridir.

• Şiirlerde genellikle vatan ve millet sevgisi işlenmiştir.

• Bu anlayışa sahip şairler “memleketçi şiir” anlayışına sahiptirler.

• Arif Nihat Asya, Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Ömer Bedrettin Uşaklı, Zeki Ömer Defne, Behçet Kemal Çağlar bu
anlayışa sahip önemli isimlerdir.

• Milliyetçilik akımından etkilenmişlerdir.

• Kurtuluş Savaşı’nın olduğu dönemlere bu şiirler denk gelmektedir.

• Milli konulara yer verip milli duyguları ön plana çıkarmışlardır.

• Şiirlerde hece ölçüsü ve sade bir dil kullanılmıştır.

• Yabancı dil kurallarını reddetmişlerdir.

• Şiirlerinde halka yönelmişlerdir.

• Şiirleri “Hisar, Çınaraltı ve Kültür Haftası” dergilerinde yayınlanmıştır.


Yedi Mesaleciler
• 1928 yılında ortaya çıkmışlardır.

• Şiir ve yazılarını “Meşale” adlı bir kitapta toplamışlardır.

• Bu topluluğa dahil olan şairler; Muammer Lütfi, Sabri Esad Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet
Kudret, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray’dır.

• “Sanat, sanat içindir” anlayışı ile hareket etmişlerdir.

• Şiirde esas olarak canlılık, samimiyet ve yeniliği almışlardır.

• Edebiyatta taklitten kaçınılması gerektiğini savunmuşlardır.

• Şiirlerin konularını ve temalarını genişletmeyi düşünmüşlerdir.

• Hayalden faydalanarak konu zenginliği yaratmaya çalışmışlardır.

• Yalnızca duyguların anlatılması gerektiğini savunmuşlardır.

• Zengin bir şiir dili oluşturmuşlar, imge ve benzetmelerden çok sık yararlanmışlardır.

• Sembolizm akımının etkisi ile şiir yazmışlardır.

• Batı edebiyatı ilkeleri ile sanat yapmışlar ve bunu savunmuşlardır.

• Hece ölçüsünü kullanmışlardır. Amaçlarına ulaşamamışlardır.


Saf Şiir Anlayisini Sürdüren Şiir
• Türk edebiyatında saf şiir anlayışı Ahmet Haşim ile başlamış, Yahya Kemal ile devam etmiştir.

• Cumhuriyet döneminde ise bu anlayışı; Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet
Muhip Dıranas devam ettirmiştir.

• Yedi Meşaleciler de saf şiir anlayışı ile hareket etmişlerdir.

• Bu anlayışta şiir soylu bir sanat olarak kabul edilmektedir.

• Amaç; iyi ve güzel şiir yazabilmektedir. Güzel şiir bu anlayışta ancak emek edilerek ve zaman harcanarak yazılabilir.

• Sanat, sanat içindir anlayışı ile hareket edilmiştir.

• Şiirlerde ideolojik konular işlenmemelidir.

• Şiir dili her şeyin üzerindedir.

• Her şairin kendine özgü imge düzeni olmalıdır.

• Buna rağmen dilde saflaşma ve sadeleşme amacını gütmüşlerdir.

• Şiir, biçim sorunudur. Bu nedenle şiirde ahenk unsurları olmalıdır.

• Şiirde ahenk ise; ritim, söyleyiş tarzı ve uyak ile sağlanmaktadır.

• Sembolizm akımından etkilenmişlerdir.


Toplumcu Gerçekçi Şiir

• Temelini materyalist dünya görüşü oluşturur. Marksist dünya görüşü vardır.

• Şiir tezlidir. Bu nedenle savunulan bir görüş vardır.

• Toplumcu şiirin temsilcileri; Nazım Hikmet, Ahmet Arif, Ceyhun Atıf Kansu, Can Yücel, Necati Cumalı, Ahmet Oktay‘dır.

• Sanat, toplum içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.

• Şiirde işçi sınıfını, köylüyü ve halkın sorunlarını işlemişlerdir.

• Konuları somut olarak yansıtmaya çalışmışlardır.

• Her kitleye ulaşarak harekete geçmelerini sağlamak amaçlarıdır. Bu nedenle söylev üslubundan yararlanmışlardır.

• Serbest nazıma yönelmişlerdir.

• Hece ölçüsünü de aruz ölçüsünü de kullanmamışlardır.

• Şiiri okura mesaj iletme aracı olarak kullandıkları için dili göndergesel ve alıcıyı harekete geçirme işlevleri ile
kullanmışlardır.

• Yurt, doğa sevgisi, insan sevgisi, aşk, özlem, emek, sömürü, baskı, özgürlük, başkaldırı gibi konuları ve kavramları
şiirlerinde sıkça kullanmışlardır.
Birinci Yeni (Garip) Şiiri

• Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’ın oluşturduğu bir topluluktur. Eserlerini “Garip” adını verdikleri bir
kitapta toplamışlardır.

• Geleneksel Türk şiirini ortadan kaldırıp yeni bir şiir anlayışı ortaya koymuşlardır.

• Sanat, toplum içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.

• Garipçiler, Türk şiirine yeni söyleyiş özellikleri kazandırmıştır.

• Serbest şiiri kullanmışlardır. Bu nedenle ölçü, kafiye ve nazım biçimlerini ortadan kaldırmışlardır.

• Şiirdeki her türlü kalıp ve kuralı ortadan kaldırmışlardır.

• Süslü ve sanatlı şiir dilini reddetmişlerdir. Edebi sanatları kullanmamışlardır.

• Kuralsızlığı kural edinmişlerdir.

• Şiirde anlama önem vermişlerdir.

• Şiirlerde şairanelik bulunmamaktadır.

• Günlük yaşamdan ve sıradan konuları şiirlerinde işlemişlerdir.

• Şiirin konusunu zenginleştirmişlerdir. Şiirlerinde yine de halk deyişlerinden yararlanmışlardır.

• Günlük konuşma dili ile şiir yazmışlardır. İroni ve mizah şiirlerde sıklıkla görülmüştür.
Hisarcilar
• 1950’lilerde “Hisar” dergisi etrafında toplanan sanatçıların oluşturduğu bir topluluktur.

• Bu topluluğun önde gelen isimleri; Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Yavuz Bülent Bakiler, Mustafa Necati
Karaer‘dir.

• Türk şiir geleneğinin yıkılmasına karşı çıkmışlardır.

• Ölçü, kafiye ve nazım biçimlerini kullanmaya devam etmişlerdir.

• Milli değerlerin yaşatılması gerektiğini savunmuşlardır. Bu nedenle Toplumcu Gerçekçilere ve Garipçilere


karşı çıkmışlardır.

• Şairinin dilini yaşayan dil olması gerektiğini savunmuşlardır.

• Sanatçının bağımsızlığını ve herhangi bir ideolojiye bağlı olmaması gerektiğini savunmuşlardır.

• Sanatın milli olması gerektiğini, milli duyguları yansıtmasını ve manevi değerleri ön plana çıkarmasını
ileri sürmüşlerdir.

• Yeniliğin olması gerektiğini fakat bu yeniliklerin geleneksel değerleri reddetmemesi gerektiğini


savunmuşlardır.

• Aşk, doğa ve vatan sevgisi gibi konuları işlemişlerdir.


İkinci Yeniciler
• Garip şiirine ve Toplumcu Gerçekçi şiirine karşı çıkmışlardır.

• Bu grubun en önemli temsilcileri; Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Ece Ayhan‘dır.

• Günlük konuşma dilinin şiirde kullanılmaması gerektiğini savunmuşlardır.nYeni bir şiir dili yaratmak istemişlerdir.

• Şiirde imge, anlam kapalılığı ve çağrışımı önemsemişlerdir.

• Sürrealizm ve dadaizm akımlarından etkilenmişlerdir.

• Şiir, şiir içindir anlayışı ile hareket etmişlerdir.

• Toplumsal konuları tamamen şiirden atmışlardır.

• Şiirlerinde bilinçaltını yansıtmışlardır.

• Sözcüklere yeni anlamlar kazandırmışlardır.

• Şiirde ahenk; musiki ve anlatım zenginliği ile sağlanmıştır. Şiiri musiki ve resimle ilişkiye sokmuşlardır.

• Şiirde noktalama işaretleri kullanmışlardır. Büyük ve küçük harflere dikkat etmemişlerdir.

• Kapalı ve soyut bir anlatım vardır.

• İçsel ve bireyci bir şiir yaratılmıştır.

• Garipçiler gibi ortak bir hareket değildirler. Bağımsız şairlerin benzer çizgide şiir yazmasıyla oluşmuştur.
Maviciler
• “Mavi” adlı dergi etrafında Atilla İlhan öncülüğünde toplanan şiir hareketidir.

• Bu şiir hareketinin temsilcileri; Ferit Edgü, Orhan Duru, Tahsin Yücel, Ahmet Oktay‘dır.

• Bu şairler Garip ve Orhan Veli’nin şiir anlayışına karşı çıkmışlardır.

• Şairane bir sanat anlayışını benimsemişlerdir.

• Şiirin basit olamayacağını savunmuşlardır.

• Zengin benzetmeler ile derinlik sağlamışlardır.

• Şiirde anlam açıklığına karşı çıkmışlardır.

• Toplumsal gerçekçilik özüne bağlı kalmışlardır. Fakat toplumcu gerçekçilerden farkları;


şiirlerindeki bireysellik ve sanat kaygısıdır!
ŞİİR İNCELEME
ÖGÜT
Yorgun bir hayatın kederlerinden
Ruhunuz bunalır, dolarsa yarın,
Gür sesle meleyen sürüyü güden
Çobanın gezdiği yerlere varın;

Gök yeşil, kır geniş, ufuklar derin,


Ağaçlar hulyalı, pınarlar serin,
Orada yürüyün, gezin, dinlenin,
Altında hulyaya dalın çınarın.

O zaman yeniden dirilir nabız,


Gönülde ansızın canlanır bir hız,
Dinleyin, sesini duyacaksınız
Civardan çağlayan hatıraların.

Ahmet Kutsi TECER


Şiir İNCELEMESİ
Tema
• Şiirin teması umutsuzluğa düşülmemesi, insanın doğaya dönmesidir.

Bazı kelimelerin anlamları


• Güdmek: Hayvan veya hayvan sürüsünü önüne katıp otlatarak sürmek
• Hulyalı: Hayal kuran veya insanı hayal kurmaya sürükleyen

Siirin ahenk unsurlarını ve şiire katkıları


• Şiirde ses tekrarları, dize içi ünlü ve ünsüzlerin sık kullanılması ile kafiye ve
rediflere rastlarız. Örnekleyecek olursak:
 kederlerinden / güden: -en sesleri tam kafiyedir.
 yarın / varın: -arın sesleri zengin kafiyedir.
 derin / serin: -erin sesleri zengin kafiyedir.
 nabız / hız: -ız sesleri tam kafiyedir.

Siirin şekil özellikleri ve içerikle ilişkisi


• Şiir dörtlüklere ve hece ölçüsü yazılmıştır. Bu da halkın kolayca benimsemesini sağlar. Çünkü Türklerin
milli ölçüsü hece ve en çok kullandıkları nazım birimi dörtlüklerdir. Doğanın ve umudun saf basit
duygularla anlatıldığı bu şiirde de basit sözcüklerin seçilmesi, hece ölçüsü kullanılması normaldir.
Şiirde söyleyici ile hitap edilen kişi arasındaki ilişki
• Şiirde söyleyici şairin kendisidir. Şair okuruna hitap etmekte okuruna
düşeceği en zor zamanlarda bile umuda sarılması öğüdünü
vermektedir.

Şiirde millî, manevi ve evrensel değerler


• Şiirde manevi ve evrensel öğe olarak umut duygusunun işlendiği,
milli değer olarak da büyüklerin öğüt verme alışkanlığını
söyleyebiliriz.

Şiir ve Ahmet Kutsi Tecer arasındaki ilişki


• Şair, Halk kültürü alanındaki çalışmaları ile tanınır. Çalışmaları,
Karacaoğlan ve Yunus Emre’nin hayatına ışık tutmuştur. Halk şairi
Âşık Veysel’i Türkiye’ye tanıtan şair, bu şiirinde de halkın
kültürünü yansıtır.

Şiirin yazıldığı dönemle ilişkisi ve sonraki dönemlere etkisi


• Şiir Kurtuluş Savaşı sonrası yazıldığından dolayı o dönemin insanına
geçmişte yaşadığı zor zamanlardan dolayı karamsar olmamasını ümide
sarılmasını umutlu olmasını anlatır.
SANAT
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek, Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bizim diyarımızda bin bir baharı saklar… Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek, Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar. Bizde geçer en yanık bir musiki yerine

Sen kubbesinde ince bir mozaik arar da Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Gezersin kırk asırlık mabedin içini, Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda, Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini… Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini..
.
Sen raksına dalarken için titrer derinden Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin, Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Bizimde kalbimizi kımıldatır derinden Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin. Sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL


Şiir İNCELEMESİ
SİİRİN KONUSU
• Şiirin konusu kendi kültürüne ve öz değerlerine yabancılaşan aydınla, öz değerlerine bağlı aydının
karşılaştırılmasıdır. Şair, bu şiirle şiir anlayışını manzum biçimde dile getirmiştir. Şiir, Millî Edebiyat ile
başlayan memleket edebiyatının bir bildirisi niteliğindedir. Şair, millî benliği kaybetmiş olanlara karşı
Anadolu kaynaklı Türk-İslam kültürünü ve dünya görüşünü öne çıkarmaktadır.
• Şiirde iki zıt sanat anlayışı karşılaştırılmaktadır: kozmopolit ve egzotik sanat anlayışı ile yerli ve millî
sanat anlayışı.
• Şaire göre Türk sanatçısı, şairi ve yazarı asıl yararlanacağı kaynak olarak yabancı kaynakları değil, millî
ve yerli kaynakları, Anadolu’yu, almalıdır.

SİİRİN TEMASI
• Kültür varlıklarımızı ve sanatlarımızın üstünlüğü

NAZIM BİÇİMİ VE NAZIM TÜRÜ


• Şiirin nazım birimi dörtlüktür.
• Şiir, özel bir nazım biçimiyle yazılmamıştır. Dörtlükler, “abab, cdcd…” şeklinde kafiyelenmiştir.

SİİRİN ÖLÇÜSÜ
• 7 + 7= 14’lü hece ölçüsüdür.
Şiirin Ahenk Unsurları
UYAK VE REDİFLER

1. Dörtlük 3. Dörtlük

--- çiçek --- derinden


--- bizi çek “çek” zengin uyak (tunç uyak) --- derinden “derinden” redif; “erin” zengin uyak

--- saklar --- kelebeğin


--- ayaklar “aklar” zengin uyak --- zeybeğin “in” redif; “beğ” zengin uyak

2. Dörtlük 4. Dörtlük

--- arar da --- sesleri


--- duvarda “arda” zengin uyak --- nefesleri “leri” redif; “es” tam uyak

--- içini --- sinirlerine


--- çini “çini” zengin uyak (tunç uyak) --- yerine “ine” redif; “er” tam uyak
5. Dörtlük

--- uzun
--- ruhumuzun “uzun” zengin uyak (tunç uyak)

--- heykelini
--- belini “ini” redif; “el” tam uyak

6. dörtlük

--- dururken
--- tuttururken “urken” redif; “ur” tam uyak

--- Anadolumuz
--- yolumuz “muz” redif; “olu” zengin uyak

ŞİİRİN DİĞER AHENK UNSURLARI

• Şair, dize başlarında “biz” ve “sen” kelimelerini tekrarlayarak hem şiirin ahengini hem de
şiirdeki görüş farklılığını güçlendirmiştir. Şiirdeki “uzun uzun” ikilemesi ise ahengi
güçlendirmektedir.
Şiirin Dil ve Anlatımı

• Şair, Milli Edebiyat akımının temel


ilkelerinden biri olan Türkçeyi sadeleştirme
anlayışına bağlı kalarak bu şiirinde açık, yalın
ve sade bir Türkçe kullanmıştır.

• Şiirde belirgin bir biçimde karşılaştırmalı


olarak tasvir ve tahlillere yer verilmiştir. Şiirin
dili herkesin anlayabileceği halkın konuştuğu
Türkçedir.

Siirde Edebiyat, Sanat ve Fikir Anlayışlarının


Yansımaları

• Faruk Nafiz Çamlıbel, Milli Edebiyat


Akımının ilkelerini benimsemiş bir sanatçıdır.
Sanat şiiri de Milli Edebiyat Akımı ve
memleketçi edebiyatın bir yansımasıdır
Dinlediginiz için tesekkürler

You might also like