Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 43

UYDULAR

(SUNİ PEYKLER)
Yapay Uydu Nedir?
 İnsan yapısı olan ve bir füze yardımı ile uzay
boşluğuna çıkarılarak, Dünya gibi bir gök
cisminin etrafında yörünge uçuşu yaptırılan
cisimlere yapay uydu yada suni peyk adı
verilir. Bu tanım, içinde insan bulunan uzay
gemilerini de kapsarsa da genellikle insansız
olanlar için kullanılır.
Gerekli İlk Hız
 Yapay uyduların bir
füzenin ucunda uzay
boşluğunda ve Dünya
etrafında yörüngeye
sokulabilmesi için
yerçekiminden kurtulma
süratinin saniyede 11 km
olması gerekmektedir. Bu
hızın altında fırlatılan bir
cisim yörüngeye
oturmadan tekrar
yeryüzüne düşer.
 Aynı şekilde bu hızın üstünde bir hızla fırlatılan bir
cisimde Dünya etrafındaki yörüngesine
oturmayarak boşluğa doğru yol alır ve Güneş’in
yada çekim alanı olan başka bir gök cisminin
uydusu haline gelir.
Uyduların Dönme Esası

 Bir uydunun Dünya etrafında ilk fırlatılma hızı ile


yörünge çizmesi, ipe bağladığımız bir taşı
dairesel şekilde çevirmemize benzer. Taşa bir
ilk hız verildiğinde bağlı olduğu ip gergin
kalmakta ve taş ilk döndürme hızı yok olana
kadar düşmeden dönmesine devam etmektedir.
 Burada anlatılmak
istenen, ipteki etki ile
fırlatıldığı sırada
yerçekiminin uyduya
uyguladığı kuvvetin
benzer olmasıdır. Bu
karşılaştırmadaki hatalı
yön, uydunun
yörüngesine
oturduktan sonra
hiçbir dış etki olmadan
dönmesine karşılık,
taşın dönmesi bizim
onu çevirmemizle
devam edebilir.
Dünya Çevresindeki Uydu
Yörüngeleri
İlk uydular
 Dünya üzerinde bir
yörüngeye oturtulan ilk
yapay uydu 1957
yılında Sovyet Rusya
tarafından bir füzenin
yardımı ile boşluğa
fırlatılmıştır.
 Sputnik-I adı verilen
83 kilo 600 gram
ağırlığındaki bu uydu
Dünya çevresini
eliptik bir yörüngede
90 dakikada dolaşmış
ve 4 Ocak 1968’de
parçalanarak yok
olmuştur.
 İkinci uydu yine Rusya
tarafından 3 Kasım
1657’de atılmıştır. Bu
uydunun özelliği içinde
Laika adlı köpeği
bulunduruşudur.
Böylece ilk canlı uzay
boşluğuna
yollanmıştır. Araç 14
Nisan 1958’de
parçalanmıştır.
 Amerikalılar
tarafından atılan ilk
yapay uydu ise
Explorer-I oldu. 31
Ocak 1958’de
fırlatılan araç Van
Allen ışıma
kuşağının varlığını
ortaya koydu.
 Amerika 1959 yılanda
uzay boşluğuna
gönderdiği uzay aracı
Little Joe-II (LJ-2),
içinde Sam adlı
maymunu taşıyordu.
Böylece Amerika da bir
canlıyı uzaya çıkarmış
oldu.
Amaca Göre Yapı
 Uyduların yapısı, büyüklük, ağırlık, biçim ve
içinde yer alan cihazlara yada canlıya göre
değişir. Suni peyklerin, uzayda hava olmadığı
için aerodinamik biçimde yapılmalarına gerek
yoktur. Şimdiye kadar atılan uyduların bilinen
ağırlıkları 1,5 kilo ile birkaç ton arasında
değişmektedir.
 Suni peyklerin yapımında genellikle alüminyum
veya bileşikleri kullanılır. Bazen çelik yapılılarına
da rastlanır.
 Suni peyklerin
ağırlıkları arttıkça
onları uzay boşluğuna
çıkaran füzelerin itiş
güçlerinin de artması
gerekir. Örneğin
Amerikan yapımı Thor-
Agena füzesinin itiş
gücü 175 bin
kilogramdır. Bu füze
2,5 tonluk bir uyduyu
uzay boşluğuna
çıkarabilecek yeteneğe
sahiptir.
Uydular ile Haberleşme
 Uzaya fırlatılan uydularla
haberleşme, radyo
teleskoplar ve otomatik
alıcı-vericiler ile olur. Bir
uydu atılışı tasarlanırken,
bununla irtibatın
sağlanması da önceden
ayarlanır. Peyklerin radyo
dalgaları ile gönderdikleri
haberler, resimler ve
diğer bilgiler bu alıcılar
sayesinde yeryüzüne
iner.
Uydulardan Faydalanma
 Uyduların yapılışındaki başlıca amaç,
başlangıçta yüksek atmosferin ve dış
atmosferin keşfi olmuştur. Göktaşları, kozmik
ışınlar, elektromanyetik alanlar, Güneş
ışınlarının etkisi, atmosferin yüksek
tabakalarının birleşimi, gezegenler ve
uyduların yapısı, ısı dereceleri, uzaydan
gelen ışınımların dereceleri ve uzayda
yaşama şartları gibi bilimsel konuları
incelemek için yollanan suni peyklerin
yapıları da bu amaçlara göre değişmektedir.
 Uyduların atılma amaçları arasında askeri ve sivil
ihtiyaçları karşılama bulunmaktadır.
 Askeri alanda casus uydu olarak kullanılan bu
uzay araçları diğer ülkelerin topraklarının
fotoğraflarını çekmektedir.
 Sivil alanda radyo ve televizyon uyduları olarak
kullanılmaktadırlar.
 Haberleşme uyduları, dünyadaki verici
antenlerden gelen radyo dalgalarını alır,
güçlendirir ve dünyadaki alıcı istasyonlara
gönderir.
 Seyir uyduları, bir geminin bulunduğu yeri tespite
yarar. Gemiden yada uçaktan gönderilen radyo
dalgalarını değerlendirir ve saniyenin birkaç
binde biri kadar kısa zamanda cevap verir.
 Meteoroloji uyduları,
televizyon alıcıları
ve tespit bantlarına
sahiptir. Uydu
yeryüzünün ve
bulutların durumunu
bantlara alır,
istenilen zaman da
televizyon alıcıları
aracılığı ile
yeryüzüne gönderir.
 Bunların yanında
uyduların bir diğer
önemli faydaları
kasırga, tayfunlar
yada fırtınalar gibi
atmosferik olayları
önceden tespit
etmeye
yaramalarıdır.
Uydular Hayat Kurtarır mı?
 Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilim adamları ortak
bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri
açısından geri dönülemez noktaya geleceğini
duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor.
 Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde
20'sini eritti. 300 bilim adamının yürüttüğü araştırma
sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma
dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü
ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel
çölleşme olacak, denizler yükselecek.
 Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar
ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi
yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul
tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor,
kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor
Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor,
sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek
açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama
alanları farklılaşıyor, kıyı şeritleri erozyona
uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar
yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor,
hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde
sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?
 Atmosferin, ışığı geçirme ve ısıyı tutma özelliği
vardır. Atmosferin ısıyı tutma yeteneği
sayesinde suların sıcaklığı dengede kalır.
Böylece nehirlerin ve okyanusların donması
engellenmiş olur. Bu şekilde oluşan, atmosferin
ısıtma ve yalıtma etkisine sera etkisi denir.
Dünya atmosferi cam seralara benzer bir özellik
gösterir.
 CO2 ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki
artış, atmosferin ısısının yükselmesine sebep
olmaktadır. Bu da küresel ısınma olarak ifade
edilir. Bu durum, buzulların erimesi ve
okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar
doğuracak iklim değişmelerine yol açmaktadır.
 Tirol bölgesindeki
(Avusturya) Bockkogel
Buzulu'nun erimesiyle
ortaya çıkan su Alp yazı
sırasında bir çavlandan
aşağıya dökülür. Alp
buzulları yükselen küresel
sıcaklıkların bir sonucu
olarak 150 yıldan beri geri
çekiliyor. Uzmanlar bu
durumu kısmen insanların
Dünya atmosferine saldığı
sera gazlarının etkisine
bağlıyor.
 Antarktika
Yarımadası'ndaki Palmer
İstasyonu'nun yakınlarında
bulunan Marr Dağ Eteği
Buzulu'nun ufalanarak
denize düşen parçaları...
Yarımadanın başka bir
yerinde, devasa bir buzulun
bir bölümü 2002 başlarında
parçalanarak yarıldı. Peki,
bu tür olaylara neden olan
ne? En ağır darbeyi
dünyanın en soğuk
kuşaklarından bazılarını
vuran iklim ısınması.
Antarktika Yarımadası'nda
kış aylarındaki ortalama
sıcaklıklar 1950'den bu
yana yaklaşık 5°C kadar
yükseldi.
 Yüzyıllar önce Alaska'da
denize girmek bir hayaldi.
Ama küresel ısınma
sayesinde artık,
buzulların yanında denize
girilebiliyor. Çarşamba
günü bölgedeki hava
sıcaklığının 28 derece
olduğu belirtildi. Aynı gün
Amerika Ulusal Hava
Tahmini Servisi şefi Ted
Fathauer şaşkınlığını, "Bu
bir gerçek; meteorolojik
bir şaka değil" diyerek
dile getirdi.
KÜRESEL ISINMA KISKACINDA
TÜRKİYE RAPORU
 RAPORDAN;
 KÜRESEL ISINMA NEDENİYLE KURAKLAŞMAYA BAŞLAYAN
TÜRKİYE 100 YIL İÇİNDE KUZEY AFRİKA’YA DÖNECEK.
DÜZENSİZ, ANİ VE ŞİDDETLİ YAĞIŞLAR, SELLER, HEYELAN VE
HORTUM GÖRÜLECEK.
 KÜRESEL ISINMA DURDURULAMAZSA TÜRKİYE’DE KIŞ
MEVSİMİ ORTADAN KALKACAK. NEHİRLERİMİZDEKİ SU
MİKTARI AZALACAK, KURAKLIK BAŞ GÖSTERECEK.
 AMERİKAN SAVUNMA BAKANLIĞI PENTAGON, KÜRESEL
ISINMA NEDENİYLE AVRUPA’DAKİ KIYI KENTLERİNİN SULAR
ALTINDA KALACAĞINI, SU KAYNAKLARINI ELE GEÇİRMEK
İÇİN BÖLGESEL SAVAŞLAR YAŞANACAĞINI ÖNGÖRÜYOR
 ATMOSFERİ EN ÇOK ABD KİRLETİYOR. ANCAK “BENİM
ÇIKARLARIM ÖNCE GELİR” DİYEREK KYOTO PROTOKOLÜ’NE
İMZA ATMIYOR.
 ATO BAŞKANI AYGÜN: ‘BAŞKA DÜNYA YOK. HERKESE
SORUMLULUK DÜŞÜYOR. BÖYLE GİDERSE BU DÜNYA BUSH’A
DA KALMAZ’
 Amerikalı bilim adamları, küresel ısınmanın sürdüğünü ve
okyanuslardaki akıntı sistemini durabileceğine dikkat çektiler..
Amerikalı bilim adamları, okyanus sularında yapılan sıcaklık
ölçümlerinin, küresel ısınmanın devam ettiğini kesinleştirdiğini,
bunun, okyanuslardaki akıntı sisteminin aniden durmasına ve
özellikle Avrupa kıtasında soğuk iklimin egemen olmasına yol
açacağına dikkat çektiler.
''American Association for the Advancement of Science''ın yıllık
olağan toplantısında konuşan okyanus bilimci Tim Bernett,
okyanus sularının izlenmesi ile oluşturulan yeni bilgisayar
modellerinin, ''küresel ısınmanın devam ettiğini açıkça
gösterdiğini'' söyledi.
Küresel ısınmanın anlaşılmasının en iyi yolunun okyanusları
izlemek olduğunu vurgulayan Barnett, ''Çünkü atmosferde
yapılan incelemelerin sonucu, yeterli ipuçları sağlayamadığı için
zayıf kalıyor'' dedi.
Okyanuslarda yapılan milyonlarca sıcaklık ölçümü ile küresel
ısınmanın sürdüğünü kesinleştirdiklerini belirten Barnett, ''Bu
çalışmalardan sonra artık küresel ısınmanın işaretlerinin olup
olmadığı tartışması geride kalmıştır'' diye konuştu.
 Küresel ısınma, buzulların erimesine neden
olmaktadır. Erimiş buzul suları tropikal
okyanus akıntılarına karışarak onları seyreltir
ve devirli olan bu akıntıların durmasına
sebep olur. Bu akıntıların durması,
yeryüzünde devamlı olan sıcak hava akımının
da durması anlamına gelmektedir. Yani
küresel ısınma, peşinde küresel soğumayı
getirir. Bu durum buzul çağının tekrarlanması
anlamına gelir.
 Soğuyan ve devri durmaya başlayan okyanus
akıntılarını engellemek için uyduları kullanabiliriz.
 Dünya yörüngesine oturtulmuş bir uydu ile
akıntılar ve okyanus sürekli takip altına alınabilir.
Bu sayede derinlik ve sıcaklık ölçümü yapma
imkanı buluruz.
 Bu işlemi yapacak olan uydunun, günümüzde
kullanılan meteoroloji uydularından çok farkı
olmayacaktır. Uydu radyo alıcı-vericilerine ve
tespit bantlarına sahip olacaktır. Bu sayede diğer
uydularla iletişim kurabilecek ve kayıt
tutabilecektir.
 Değişimler sürekli kontrol altında tutulacak ve
sıcaklığın düştüğü noktalarda, artış için
mercekleme yöntemi kullanılacaktır.
 Sıcaklığın düştüğü noktaları yada akıntıları
tespit eden uydu, kendisinden daha uzak bir
yörüngede hareket eden diğer uyduyla
irtibata geçer ve onu değişimleri kaydettiği
noktaya yönlendirir.
 İkinci uydu bu noktaya güneş ışınlarını
mercekleyerek ısı artışı sağlamaya çalışır.
 Bu sayede akıntıların devamlılığı sağlanır.
 Tropikal akıntılar her
200 metrede 1 derece
değişmektedir. Bu
değişim yukarı doğru
artış, aşağı doğru
azalış şeklindedir.
 Yani akıntıların 1
derece
değiştirilebilmesi bizi
bu küresel felaketten
kurtarmaya yetecektir.
HAZIRLAYAN

Şenol Şahin
Astronomi ve Uzay Bilimleri-A
05050355

You might also like