Download as pptx, pdf, or txt
Download as pptx, pdf, or txt
You are on page 1of 20

Maksiller

Sinüsün Benign
ve Malign
Kitleleri
Dr.Öğr.Üyesi Emine ÖRNEK AKDOĞAN
MAKSİLLER • Nonneoplastik Kitleler;
• Mukozal kist
SİNÜSÜN • Antrokoanal polip
BENİGN • Fungal hastalıklar
KİTLELERİ • Mukosel
• Kolesterol granülomu
• Hematom
• Eozinofilik anjiyosentrik
fibrozis
• Sarkoidoz ve Wegener
granülomatozunda depozitler
• Antrolitiazis
• Neoplastik Kitleler;

• Papillom
• Tükürük bezi tümörleri (pleomorfik adenom, onkositom)
• Mezenkimal tümörler (fibrom, lipom, miksom)
• Vaziform tümörler (hemanjiyom, anevrizmal kemik kisti, hemanjioperisitom)
• Kas orjinli tümörler (Leiomiyom, rabdomiyom)
• Odontojen tümörler
• Fibroosseöz lezyonlar (osteom, ossifaying fibrom,fibröz displazi, osteoblastom)
• Nöroektodermal tümörler (schwannom, nörofibrom)
• Mukozal kist

• • % 12,4 – 35,6 sıklıkta gelişir.


• • Sekretuvar tipte lezyonlar:
• - Gerçek sinüs mukoseli: Sinüs ostiumunun tıkanması ile birlikte içerisinde sıvı birikmesi sebebiyle
oluşan, genişleyen lezyonlardır.
• - Mukus retansiyon kisti: Sinüs mukozasının serömüköz bezlerinin obstrüksiyonu ile gelişen mukoid
dolu lezyonlardır.
• - Epitel ile çevrili gerçek kistlerdir.
• • Non-sekretuar tipte lezyon = Antral psödokist
• - Sinüs mukozasını kaldıran, supraperiosteal eksüdatif sıvı birikmesi sebebiyle oluşan lezyonlardır.
• - Sapsız, etrafı konnektif doku ile çevrilidir.
• - Epitel ile çevrili olmadığından psödokist olarak isimlendirilir.
• - Mukus retansiyon kistinden gelişebilir.
Sağ maksiller sinüste mukus retansiyon kisti
• Antrokoanal polip

• Maksiller sinüs mukozasından kaynak alır.


• Sinüs ostiumundan koanaya (burun boşluğu ile farenksi birleştiren delik) uzanan
soliter, pediküllü lezyonlardır.
• En sık görülen semptomlar; burun tıkanıklığı, horlama, uyku apnesi, epistaksis,
dispne, disfaji ve kilo kaybı olmaktadır.
• Etyolojik faktörler arasında kronik enfeksiyon ve alerji yer alır.
• Histopatolojik incelemede nazal poliplere göre daha yüksek fibroinflamatuvar
aktivite gösterir ve yüzey epiteli bozulmamıştır.
Sağ maksiller
sinüs
antrakoanal
polip
• Mukosel

• Epitel ile döşeli mukus


içeren lezyonlardır.
• Maksiller sinüs kavitesini
total veya parsiyel
doldurabilir.
• Çevre kemik dokuda
rezorpsiyona,
ekspansiyona veya
dekstrüksiyona neden
olabilir.
• Enfekte olursa
mukopiyosel adını alır.
• Etyolojik faktörler
arasında geçirilmiş cerrahi,
travma, inflamasyon,
tümörler yer alır.
• Kolesterol Granülomu

• Histopatolojide; granülasyon dokusu + kolesterol kristalleri + yabancı cisim dev


hücreleri mevcut olup bu görüntü kolesterol granülomu için diagnostiktir.
• Paranazal sinüsler arasında en sık maksiller sinüste görülür.
• Pnömotizasyon eksikliği ve yetersiz drenaj sonucu sinüs basıncı artar —> venöz
ve lenfatik dolaşım engellenir —> kolesterol kristalleri birikimi —> kolesteroller
kristalize olur —> kristallere karşı yabancı cisim reaksiyonu gelişir.
• Antrolitiazis

• Antral taş, antral rinolitiazis, antrolit veya sinolit olarak


isimlendirilmektedir.
• Patogenezinde endojen (diş, kan, pürülan sıvı, kemik fragmanları,
mukus, mantar vb.) ve ekzojen (yabancı cisimler) faktörler yer alır.
• İçeriğin ana bileşenleri kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat mineralleri,
organik madde ve sudan oluşur.
• Lezyonlar ayrıca granulasyon dokusu ile çevrili olabilir.
• Bildirilen olgularda diş çekimi öyküsü mevcut.
Sol maksiller sinüs kolesterol Nazal polip ile beraber sağ
granüloması maksiller sinüste antrolitiazis
• Papillom
• Sinonazal bölgede en sık (%10) görülen benign epitelyal
tümörlerdir.
• Histolojik olarak üç alt sınıfa ayrılır: inverted, fungiform, silindirik
(onkositik).
• Inverted ve onkositik tip papillomlar; lateral nazal duvardan,
fungiform tip papillomlar; nazal septumdan köken alır.
• Everted ve silindirik tipte olanlar gerçek papillomlardır.
• Silindirik epitel ile döşelidir.
• Lezyonun stromasında hafif mononükleer yangısal hücreler
izlenir.
• Inverted papillom; bazal hücrelerin hiperplazisi ve epitelin
stromaya doğru invajinasyonu ile gelişir.
• Histolojik olarak çeşitli derecelerde atipi, displazi, karsinoma in
situ ve yassı hücreli karsinom ile birlikte olabilir.
Tükürük Klinik tabloda
bezi 3-6. dekatlarda
sık
yüzde şişlik,
nazal
tümörleri görülmektedir.
obstrüksiyon,
eşlik eden palatal
şişlik mevcuttur.

Onkositomaların Malign
seyri daha transformasyon
agresiftir. riski vardır.
Mezenkimal Fibrom
tümörler • Nazal mukozanın ilerleyici inflamasyonu veya fibroblastik
proliferasyonu sonucunda gelişmektedir.
• Yavaş ilerleyen, gri-beyaz, düzgün yüzeyli kitleler şeklinde
görülür.
• Nazal obstrüksiyona neden olabilir.

Lipom: Adipoz dokudan kaynaklanabilir veya


intraosseöz kökenli olabilir.

Miksom
• En sık 2-15 yaş aralığında meydana gelir.
• Dental malformasyonlar veya diş eksikliğiyle ilişkili olabilir.
• Lokal agresif seyirlidir.
• Rekürrens riski yüksektir.
Vaziform tümörler Kas kökenli tümörler
• Vasküler dokudan orijin alır. • Leiomyoma: düz kas tümörü
• Spesifik bir klinik-radyolojik • Rabdomyoma: iskelet kası
bulgusu bulunmamaktadır. tümörü
• Cerrahi öncesi embolizasyon • Nadir görülür, nüks oranı
önerilir. düşüktür.
• Fibroosseöz lezyonlar
• Osteomlar yavaş büyür, asemptomatiktir.
• Maksiller sinüs osteomları, tüm osteom olguları içinde %2’den az sıklıkta
meydana gelmekte ve sıklıkla sinüs lateral duvarlarından kaynaklanmaktadır.
• Bu olgularda, Gardner sendromu ile ilişki akla gelmelidir !
• Osteoblastom, vaskülarize fibröz bağ dokusu stromasında osteoblast
proliferasyonu ile karakterizedir.
• Tanı histopatoloji ile konulur.
• Nöroektodermal tümörler
• Schwannom

• - %50’si baş ve boyun bölgesinde görülen periferik sınır kılıfı tümörleridir.


• - Paranazal sinüslerde görülme sıklığı %4’tür.
• - Sinüs kavitesinde ekspansiyon, şişlik, basınç ve kemik nekrozuna yol açabilir.
• - Nazal obstrüksiyon, proptozis, epifora, baş ağrısı, fasiyal ağrı, epistaksise neden
• olabilir.
• Nörofibrom

• - Sinirlerin özellikle endonöryum bağ dokusundan kaynaklı tümörlerdir.


• - Heterojen periferik sinir kılıfı tümörüdür.
• - Yaygın olarak nörofibromatozis tip 1’e eşlik eder.
• - Sporadik lezyonlar olarak da gelişebilirler.
• - Sinüs kavitesinde ekspansiyon, şişlik, basınç ve kemik nekrozu oluşturabilirler.
Nöroektodermal tümörler

Schwannom Nörofibrom
• %50’si baş ve boyun bölgesinde görülen • Sinirlerin özellikle endonöryum bağ
periferik sınır kılıfı tümörleridir. dokusundan kaynaklı tümörlerdir.
• Paranazal sinüslerde görülme sıklığı • Heterojen periferik sinir kılıfı tümörüdür.
%4’tür. • Yaygın olarak nörofibromatozis tip 1’e
• Sinüs kavitesinde ekspansiyon, şişlik, eşlik eder.
basınç ve kemik nekrozuna yol açabilir. • Sporadik lezyonlar olarak da
• Nazal obstrüksiyon, proptozis, epifora, gelişebilirler.
baş ağrısı, fasiyal ağrı, epistaksise neden • Sinüs kavitesinde ekspansiyon, şişlik,
olabilir. basınç ve kemik nekrozu oluşturabilirler.
MAKSİLLER • Paranazal sinüs maligniteleri tüm malignitelerin
%1’ini oluşturmaktadır.
SİNÜSÜN
MALİGN • %80’i maksiller sinüste lokalizedir.

KİTLELERİ • %80’i skuamöz hücreli karsinom, %10’u asinik


hücreli karsinom ve metastatik tümörler
tipindedir.

• Sinüs mukozası oral mukoza gibi rutin


inspeksiyon muayenesi ile incelenemediğinden,
tümör semptomatik hale gelinceye kadar
boyutları ilerlemiş olmaktadır.

• Tedaviye yanıt vermeyen semptomlarda malignite


akla gelmelidir
• Maksiller sinüs pnömotizasyonu yaşam boyunca devam eder. Bu
nedenle, maksiller dişlerin kökleri, sinüsle ilişkili hale geçebilir ve diş
kaybına bağlı olarak, maksiller sinüs tabanı, nazal tabanının
MAKSİLLER inferiorunda bir seviyede olabilir.
SİNÜSÜN AĞIZ, • Diş köklerinin maksiller sinüs ile ilişkisini değerlendirmede panoramik
DİŞ, ÇENE radyografi ön fikir verse de kesin tanı bilgisayarlı tomografi ile
yapılmalıdır.
CERRAHİSİNDEKİ • Maksiller sinüs ile üst molar, premolar, kanin dişler arasındaki kemik
ÖNEMİ tabakası nadiren ince veya eksik olabilir. Bu durum, odontojenik
enfeksiyonların sinüs içine yayılması için doğrudan bir yol sağlayarak
odontojenik orijinli maksiller sinüzit için predispozan bir faktör
oluşturur.
• Maksiller sinüzite bağlı gelişen orofasiyal ağrı değerlendirmesinde,
tanıya rehberlik edecek spesifik bir bulgu olmaması tanı koymakta
güçlük oluşturmaktadır. Gerginlik, baş ağrısı, migren, atipik yüz ağrısı
veya temporomandibular bozukluk nedeniyle oluşan ağrı sinonazal
kaynaklı ağrıyı kamufle edebilir ve yanıltıcı olabilir. Akut sinüzit ve
akut diş ağrısı arasındaki farkı ayırt edecek bir diagnostik bulgu veya
semptom yoktur. Böyle bir durumda, klinik ve radyolojik belirtiler ile
semptomların değerlendirilmesi gerekmektedir.

You might also like