2. Köpek Besleme (2)

You might also like

Download as ppt, pdf, or txt
Download as ppt, pdf, or txt
You are on page 1of 92

KÖPEK BESLEME

BAZI TARİHSEL GERÇEKLER


Bu günkü evcil köpeklerin ataları :

Kurtlar

Çakallar

Afrika yaban köpeği


HEPSİ KARNİVORDUR
MODERN KÖPEK BESLEME
KÖPEKLERDE SİNDİRİM SİSTEMİ
SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI
• Cavum Oris (Ağız)
• Labia Oris (Dudaklar)
• Buca (Yanaklar)
• Dentes (Dişler)
• Palatum (Damak)
• Lingua (Dil)
• Pharynx (Yutak)
• Esophagus (Yemek borusu)
• Ventriculus-Gaster (Mide)
• İntestinum (Bağırsaklar)
1. İntestinum Tenue (İnce bağırsaklar)
2. İntestinum Crassum (Kalın bağırsaklar)
SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

Sindirim sisteminin yardımcı organları ise;

• Glandulae Salivariae (Tükrük bezleri)


• Hepar (Karaciğer)
• Vesica Fellea (Safra kesesi)
• Pancreas (Pankreas)
KÖPEKLER KARNİVORDUR

Köpekler esasen hayvansal orjinli yemleri


tüketirler
1. Kısa, basit ve asidik bir sindirim
sitemine sahiptirler
2. Keskin dişlere sahiptirler.
3. Ağızları dikey olarak haraket eder.
4. Tükrükleri ‘amylase enzimi’ içermez.
KÖPEKLERİN BESİN MADDE
GEREKSİNİMLERİ
1. SU
2. ENERJİ
3. PROTEİNLER
4. KARBONHİDRATLAR
5. YAĞ
6. MİNERALLER
7. VİTAMİNLER
1. SU İHTİYACI
The body of an adult dog
consists of about 60% water.
Water is mandatory for cells to
work and is an essential
component of nutrition. Water
deprivation leads to death
more quickly than starvation.

Yetişkin bir köpeğin vücudu yaklaşık % 60 sudan oluşur. Su,


hücrelerin çalışması için zorunludur ve beslenmenin temel
bileşenidir. Su yoksunluğu, açlıktan daha hızlı şekilde ölüme
yol açar.
Dogs get water not only by drinking
but also by breaking down edible fats,
carbohydrates and proteins.

Köpekler suyu yalnızca içerek değil yenilen yağ, karbonhidrat


ve proteinlerin parçalanmasıyla da elde ederler. İdrar, dışkı,
emzirme ve soluma ile su kaybedilir.
Sıcak hava, zorlu egzersiz veya hastalık (örn., ishal, kusma,
böbrek hastalığı) sırasında aşırı kayıplar meydana gelebilir.
Aynı zamanda artan tuz tüketimi de su gereksinimlerini
arttırır.

Excessive losses can occur


during hot weather, difficult
exercise or illness (e.g.
diarrhea, vomiting, kidney
disease). Increased salt
consumption also increases
water requirements.
The amount of water in the body is
remarkably stable, it causes
dehydration (loss of body water),
which is the effective cause of thirst.
Dogs should therefore always have
access to fresh, clean water

Vücudun su miktarı, dikkat çekecek derecede sabittir,


susuzluğun etkili nedeni olan dehidrasyon (vücut suyu kaybı)
yapar. Köpekler bu nedenle her zaman tatlı, temiz suya
erişmelidirler.
Under normal conditions,
dogs consume 2.5 to 3
times the dry substance
they consume. This
amount can be more than
4 times in the case of air
temperature, excessive
activity, growth and
lactation (brooding).

Normal koşullarda köpekler tükettikleri kuru


maddenin 2.5 ile 3 katı su tüketirler. Bu
miktar, hava sıcaklığı, aşırı aktivite, büyüme
ve laktasyon (yavrulama) durumunda 4
katından daha fazla olabilir.
2. ENERJİ İHTİYACI
2. ENERJİ İHTİYACI

Yemlerden elde edilen enerji,


kalori olarak bilinen birimlerle
belirtilebilir. Kalori (cal olarak
kısaltılır), 1 gram suyun sıcaklığını
1 derece Celsius (santigrat)
yükseltmek için gereken enerji
miktarı olarak tanımlanır.
2. ENERJİ
Bu enerji miktarı çok küçük olduğu için beslenme
uzmanları, kilokalori (kcal olarak kısaltılır) terimini
kullanmayı tercih ederler; aynı zamanda 1000
kaloriyi simgeleyen, büyük “C” harfi ile gösterilen
Kalori olarak da bilinir. Kilokalori veya Kalori, çoğu
okuyucu tarafından bilinendir. (dünyada kullanılan
farklı enerji birimi sistemlerini standartlaştırmak
için enerji aynı zamanda 1kcal’nin 4.184 kJ’e eşit
olduğu jul (J) veya kilojul (kJ) ile de
gösterilebilir.).
2. ENERJİ
Köpekler, tüm hücresel işlevler (örn., kas
kasılması, hücre membranlarından madde
geçişi, hücre bütünlüğünün korunması, sentez
ve moleküllerin parçalanması, vs.) için enerjiye
ihtiyaç duyarlar. Köpekler bu enerjiyi yenilen
mamanın işlenmesinden sağlanan kimyasal
enerji olarak elde ederler. Bunun
gerçekleştirilmesini sağlayan mekanizma
isteğe bağlı olarak dört aşamaya ayrılabilir:
2. ENERJİ
Büyük moleküller (proteinler,
karbonhidratlar, yağlar),
gastrointestinal sistemde daha
küçük moleküllere (amino asitler,
glikoz, yağ asitleri) parçalanarak
emilebilirler. Sindirim böyle
gerçekleşir
2. ENERJİ

Bu küçük moleküllerin bağırsaktan ayrı hücrelere


taşındığı Emilme, Hücreler (beyin hücreleri,
böbreklerin bir bölümü dahil bazı hücreler kırmızı kan
hücreleridir, ATP üretmek için yalnızca glikoz
yakabilirler) tarafından kullanılan glikoz, amino asit ve
yağ asitlerinin “yakılması” olan Oksidasyon; Belirli
hücre işlevleri için hücresel mekanizma tarafından
ATP tüketimini simgeleyen Enerji tüketimi.
2. ENERJİ

Aşırı enerji (yani mama) yendiğinde fazla


amino asit, glikoz ve yağ asitleri daha sonra
kullanım için glikojen (kompleks bir
karbonhidrat olan hayvansal nişasta) veya
yağ olarak depolanır. Aşırı beslemeyle gibi
aşırı enerji alımı kronik hale gelirse, vücut
yağının artması obeziteye neden olacaktır.
2. ENERJİ
Hiçbir hayvan, mamasındaki enerjinin
tamamını kullanamaz. Köpeklerde,
kullanılmayan enerjinin çoğu dışkı ve idrarla
kaybedilir. Besinin brüt enerjisi (GE),
tamamen yanması ile üretilen enerji
miktarıdır. GE ile idrar ve dışkıyla kaybedilen
enerji arasındaki fark metabolize edilebilir
enerjidir (ME).
MER = 132 x (vücut ağırlığı) 0.75.
Vücut ağırlığı (kg)
1 yavrulu köpek için= Y.P. Enerji ihtiyacı x 1,5;

4 yavrulu köpek için= Y.P. enerji ihtiyacı x 2;

8 yavrulu köpek için= Y.P. enerji ihtiyacı x 3

formülleri yardımı ile bulunabilir


3.
PROTEİNLER
3. PROTEİNLER
Diyetsel proteinler, amino asit ve nitrojen
kaynağı görevi görürler. Amino asitler
hormonları, enzimleri, vücut salgılarını ve çeşitli
diğer vücut proteinlerini sentezlemek için
kullanılırlar. Beslenme uzmanları amino asitleri
iki kategoriye ayırır:
temel amino asitler (hayvan tarafından yeterli
miktarda sentezlenemeyen ve besinde
sağlanması gerekenler) ve zorunlu olmayan
amino asitler olarak uzun süre hayvan
tarafından sentezlenebilenler).
3. PROTEİNLER
Köpekler için temel amino asitler
arginin, histidin, izolösin,
lösin, lizin, metiyonin,
fenilalalin, treonin, triptofan
ve valindir.
3. PROTEİNLER
Yumurta proteini gibi ideal oranlarda
temel amino asitleri sağlayan proteinlerin
yüksek kalitede oldukları kabul edilir.
Bir veya daha fazla temel amino asitte
yetersiz olan proteinlerin (örn., lizindeki
buğday proteini yetersizdir) kalitesiz
oldukları kabul edilir. Proteinde yetersiz
miktarda bulunan bir amino asidin
sınırlayıcı olduğu kabul edilir.
3. PROTEİNLER
Bir proteinin kalitesi, sınırlayıcı amino asitle
tamamlanarak (yani buğday proteinine lizin ekleyerek)
veya aşırı derecede sınırlayıcı amino asit içeren bir
protein ekleyerek arttırılabilir. Proteinde yeterli
miktarda amino asit bulunabilmesine rağmen, proteinin
sindirilmesi güç ise amino asit proteinde “engellenmiş”
ve dışkıda kaybedilmiş olabilir. Düşük protein
sindirilebilirliği (sindirim kolaylığı), ayrı amino asit
ihtiyaçlarını karşılamak için bu proteinin daha fazlasını
gerektirecektir. Genel bir kural olarak, hayvanlardan
elde edilen proteinler, bitkilerden elde edilen
proteinlerden daha kolay sindirilebilirler.
3. PROTEİNLER
Proteinlerin sentezi için hücreler tüm amino asitlerin aynı
anda bulunmasını gerektirir. Yalnızca bir amino asit eksik olsa
bile protein sentezi duracaktır ve bulunan amino asitler
bunun yerine katabolize edileceklerdir (parçalanacaklardır).
Söz konusu amino asit kaybına neden olan bir proteinin
yetersiz biyolojik değere sahip olduğu kabul edilir. Protein ve
amino asitler köpekler tarafından aynı zamanda glikoz ve
enerji üretmek için kullanılırlar. Toplam enerji (mama) alımı
sınırlıysa, enerji kaynağı olarak amino asit kullanımı protein
sentezinden önce gelecektir. Aşırı miktarda enerji ve protein
yendiğinde, amino asitlerin içerdiği nitrojen idrarla giderilirken
fazla amino asitler glikoz, glikojen ve yağ üretmek için
kullanılacaktır.
3. PROTEİNLER

Köpeklerdeki protein eksikliği azalan


mama alımı, yetersiz büyüme, kilo
kaybı, kas yıpranması, düşük süt
üretimi, sert ve mat tüyler, kan
proteinlerinin azalması ve sonunda
ölüme neden olur.
3. PROTEİNLER
Bu belirtiler spesifik olmasa da çoğu
şiddetli kalori kısıtlamasına veya tek bir
temel amino asidin yetersizliğine neden
olurlar. Köpeklerdeki ayrı amino asit
eksikliği belirtisinin spesifik belirtileri
yeterince belgelenmemiştir. Aksine
köpeklerde belirli hastalık durumlarında
(örn., böbrek hastalığı) dahil aşırı besinsel
proteinlerin rolü tartışmalıdır.
LAKTASYONDAKİ KÖPEKLERİN
PROTEİN GEREKSİNİMLERİNİ

Laktasyondaki köpeklerin
protein gereksinimlerini
karşılamak için yaşama payı
gereksiniminin en az 3 katı
kadar protein ilavesi gereklidir
4. KARBONHİDRATLAR
4. KARBONHİDRATLAR
Şeker, nişasta ve selüloz bu besin sınıfını
oluştururlar.
Şekerler ve nişastalar ince bağırsakta
sindirilirler ve glikoz ve früktoz gibi
sindirim ürünleri başlıca enerji kaynakları
olarak kullanılır. Besinsel lifler tipik olarak
bitkilerin hücre duvarlarını ve bağırsaktan
geçişleri sırasında sindirilmeyen çoğu kısım
için oluştururlar.
4. KARBONHİDRATLAR

4.1. ŞEKERLER VE NİŞASTA


Şekerler ve nişastalar genellikle sindirilebilir
karbonhidratlar olarak bilinirler. Sindirimleri ve
metabolizmaları, enerji için ve yağ ve zorunlu olmayan
amino asitlerin sentezi için kullanılan glikoz oluşmasına
neden olur. Emzirme sırasında, laktoz (süt şekeri)
sentezi için glikoz gereklidir. Ancak glikoz yapmak için
proteindeki amino asitler ve yağda bulunan gliserol
kullanılabileceği için köpek besininde şekerler ve
nişastalar tam olarak gerekmez.
4. KARBONHİDRATLAR
4.1. ŞEKERLER VE NİŞASTA
Sindirilebilir karbonhidrat eksikliği olan
besinler, normal protein ve glikoz sentezi
sağlamak için yeterli protein içermelidirler.
Bu özellikle büyüyen fetusun glikoz
ihtiyaçlarını karşılamak ve süt amaçlı laktoz
sentezi için karbonhidrat gerektiren gebe
ve emziren dişi köpeklerde doğrudur.
4. KARBONHİDRATLAR
4.1. ŞEKERLER VE NİŞASTA
Nişastalar, protein veya yağdan daha pahalı
enerji kaynağı oldukları için sindirilebilir
karbonhidratlar besleyici bir miktarı veya
piyasada satılan köpek mamalarının
çoğunluğunu oluştururlar. Tamamen protein ve
yağ içeren besine (yani, kızak çeken köpeklerin
besini) küçük miktarlarda (%5) sindirilebilir
karbonhidratların eklenmesi, çoğu kez söz
konusu besine ilgili ishali minimuma indirecektir.
4. KARBONHİDRATLAR
4.1. ŞEKERLER VE NİŞASTA
Köpekte, çiğ nişastalar daha az kullanılırken pişmiş
nişastaların (jelleştirilmiş nişasta) sindirilebilirliği
yüksektir. Yenilen miktarın aşırı olmaması veya besinin
ani şekilde verilmemesi şartıyla sağlıklı köpekler
sakarozu (sofra şekeri) etkili şekilde sindirebilirler.
Sütten kesilen ve yetişkin köpekler tarafından laktoz
özellikle aniden yüksek miktarlarda verildiğinde iyi
karşılanmaz. Her iki şekerin de küçük miktarları
(besinin %5’i) çoğu köpek tarafından iyi karşılanır.
Sakaroz ve tüm tatlı maddeler, köpeklere yönelik
mamaların lezzetini arttıracaktır.
4. KARBONHİDRATLAR
4.2. BESİNSEL LİFLER (pektin, reçine, hemiselüloz,
selüloz,lignin)
Besinsel lifler, mamanın bağırsak sisteminden geçişini
düzenlemede yararlı olabilmelerine rağmen köpek maması
için zorunlu kabul edilmezler. Genellikle, besinsel lifler bazı
besin maddelerinin emilimini engellerler, normalde kalın
bağırsakta bulunan bakteri yapısını değiştirirler ve dışkı
hacmini arttırırlar. Ancak bu etkilerin çoğu köpeklerde henüz
tamamen belgelendirilmemiştir. Besinsel lifler, çözünür lifler
(meyvelerde, yulaf kepeğinde ve psilyumda [çoğu ticari dışkı
yumuşatıcıların ana bileşeni] ve çözünmeyen lifler (selüloz,
buğday kepeği) olarak sınıflandırılmışlardır.
4. KARBONHİDRATLAR
4.2. BESİNSEL LİFLER (pektin, reçine, hemiselüloz,
selüloz,lignin)
Suyu çekerek jel oluşturan çözünür lifler, kalın
bağırsakta yüksek derecede fermante edilebilirler
(bakteriler tarafından sindirilebilirler) ve insanlarda
midenin boşaltılmasını yavaşlattıkları ve kolesterol
emilimini engelledikleri gösterilmiştir.
Çözünmez lifler, iyi şişkinlik oluşturan
maddelerdir ve kalın bağırsakta yetersiz fermante
edilirler. Genellikle piyasada satılan köpek mamalarına,
açlığı arttırmadan kalori alımını azaltmak amacıyla
kalori yoğunluklarını azaltmak için çözünmeyen lifler
eklenir.
5. YAĞLAR
Besinsel yağ, yüksek konsantrasyonlu kaynağın
veya enerjinin ürünüdür.
Yağ, 2.25 kat enerji kadar protein ve
karbonhidrat sağlar ve vücuda esansiyel yağ
asitleri sağlar. Ayrıca yağda çözünen vitaminleri
(A, D, E ve K vitaminleri) taşıyıcı işlev görür ve
lezzetini ve niteliğini etkilemesiyle mamanın
kabul edilebilirliğinde önemli bir etkendir.
İnsanlarda, mide boşalmasını yavaşlattığı ve
doygunluk hissini uzattığı (iştah bastırma) için
yağlı yemekler daha doyurucudur.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ
Köpekler, yüksek seviyeli
besinsel yağı sindirebilirler ve
emebilirler. Yağ, yüksek enerji
gereksinimleri olan köpeklerin
(örn., yavru köpekler, emziren dişi
köpekler ve çalışan köpekler)
besinlerindeki en önemli enerji
kaynağını oluşturur.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Sindirim sisteminin adapte olmasını


sağlamak için düşük oranda yağ içeren
besinden yüksek oranda yağ içeren besine
doğru kademeli olarak geçiş yapılmalıdır.
Aşırı enerji alımından ve obeziteden
kaçınmak için korumadaki yetişkin
köpeklerde yüksek oranda yağ içeren
besinlerin alınması kısıtlanmalıdır.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Besinsel yağ için kanıtlanabilir tek ihtiyaç,


esansiyel yağ asitlerinin kaynağı ve yağda
çözünen vitaminlerin taşıyıcısı olmasıdır.
Esansiyel yağ asitleri
1.linoleik asit,
2. linolenik ve
3. araşidonik asit,
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Bunlar, hücre membranlarında yapısal işlevlere


sahip olan ve prostoglandinler (alerjik
reaksiyonlar, yumuşak kasların kasılması, kan
damarlarının genişlemesi, kan pıhtılaşması ve
diğerleri dahil bazı önemli fizyolojik süreçlerin
düzenleyicileri) ve lökotrienler (alerjik ve
inflamatuar reaksiyonların modülatörleri) için
prekürsör işlevi görür.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Linoleik asit, bitkisel yağda oldukça


çoktur; köpekler (ancak kediler
değil), linoleik asidi araşidonik
aside dönüştürebilirler. Araşidonik
asit yalnızca hayvansal ürünlerde
bulunur.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Esansiyel yağ asidindeki bir eksiklik


genel sağlık durumunun zayıflamasına
ve kalın, mat, kuru tüylere neden olur.
Deri çoğu zaman kalınlaşır ve aşırı
pullanma ve kepek oluşur. Yetişkin
köpekler yetersiz derecede ürerken
yavru köpeklerde büyüme yetersizdir.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Piyasada satılan köpek mamasındaki bir


eksiklik zayıf formülasyon veya elverişsiz
veya uzun süreli depolamadan
kaynaklanabilir. Bu yağ asitlerinin terminal
ucundan itibaren altıncı ve yedinci
karbonlar arasında bir çift bağ
bulunmasından dolayı linoleik ve
araşidonik asitler yağ asitlerinin n-6 (veya
omega-6) familyasına aittirler.
5. ESANSİYEL YAĞ ASİTLERİ

Balık yağı (linoleik asit), n-3 familyasına


(üçüncü ve dördüncü karbonlar arasındaki çift
bağ) aittir. Köpeklerin, n-3 familyasına ait yağ
asitlerine gereksinim duyup duymadıkları
bilinmemektedir. İnsanlarda, n-3 yağ asitlerinin
alınması bazı deri ve eklem hastalıklarındaki
klinik gelişimlerle ilişkilendirilmiştir. Köpeklerin
n-3 yağ asitlerinden yararlı şekilde etkilenip
etkilenmedikleri henüz saptanmamıştır.
6. MİNERALLER
Köpek besininde gerekli mineraller hakkındaki
bilgimiz sınırlıdır. Kalsiyum, fosfor, potasyum,
sodyum, magnezyum, demir, bakır, çinko ve iyot
gereksinimi ispatlanmıştır. Ayrıca klorür ve
selenyum gereksinimi de önemle belirtilir. Diğer
hayvan cinsleri için bulunan bilgilere dayanarak
manganez, sülfür, kobalt, molibden, flor, krom,
kalay, nikel ve vanadyum aynı zamanda köpekler
için de gereklidir. Günümüzde piyasada satılan
köpek mamalarına tüm bu minerallerin dahil
edilmesi genel uygulamadır.
6. MİNERALLER

Köpek Köpek maması formülünde kullanılması gereken


mineral konsantrasyonlarını tayin etmek için sınırlı veri
bulunmaktadır. Yapılan öneriler köpeklerle ilgili çalışmalara,
başka cinslerin gereksinimlerinden ulaşılan tahminlere ve
uygun performansa yol açmış besin deneyimlerine dayanır.
Mineral gereksinimlerinin tayini ayrıca besinsel mineraller
(örn., kalsiyumun çinko emilimiyle etkileşimi) arasındaki
etkileşmeler ve minerallerin biyolojik elverişliliği hakkındaki
az bilgi (örn., çinko oksit formundaki çinko yetersiz olarak
emilir) ile güçleştirilmiştir. Son olarak, cinsler arasındaki
farklılıkların yanı sıra hamilelik, emzirme, bakım ve çalışma
için mineral gereksinimleri iyi tanımlanmamıştır.
6. MİNERALLER

Mineraller, kemik ve dişlerin başlıca yapıtaşlarıdır ve vücudun


asit bazının, elektrolit ve sıvı dengesinin korunmasına
yardımcı olurlar.
Besinde çok küçük miktarlarda gerekli olan mineraller, eser
elementler olarak bilinirler. Bunlar çinko, demir, bakır,
manganez, kobalt ve iyodu içerir. Eser elementleri enzimlerin,
hormonların ve birçok başka bileşimin temel bileşenleri olarak
işlev görürler. Genel bir kural olarak, piyasada satılan mineral
takviyelerinden kaçınılmalıdır. Mevcut mamalar bilinen tüm
gereksinimleri zaten karşılamaktadır ve eklenen herhangi bir
mineral besinde önceden bulunan minerallerin emilimi ile
etkileşebilir. Ev yapımı mamalar için mineral takviyesi gerekir.
6. MİNERALLER
6.1. KALSİYUM VE FOSFOR
Kalsiyum ve fosfor, kemiklerdeki ve dişlerdeki temel
minerallerdir. Kalsiyum aynı zamanda kan pıhtılaşması ve sinir
sinyalleri gönderilmesinde gereklidir. Birçok enzim sisteminin
harekete geçmesi veya durması, enerji üretimi ve aktarımı
için ve birçok başka metabolik süreç için gereklidir. Kalsiyum
ve fosforla ilgili yaygın bir mineral dengesizliği, kemik tozu
gibi bir kalsiyum kaynağıyla takviye edilmeyen tamamen
etten oluşan mama veya ev yapımı mamayla beslenmeden
kaynaklanır. Bunun sonucu olarak vücut, kan kalsiyumu
seviyelerini korumak için iskeletten kalsiyumu alır, kemiklerin
deformasyonuna ve son derece kolay kırılmalarına neden
olur.
6. MİNERALLER

6.1. KALSİYUM VE FOSFOR


Kalsiyum eksiklikleri aynı zamanda tetaniye (kriz
benzeri titremeler) yol açabilir. Köpeklerin bilinen
mamalardan veya piyasada satılan köpek
mamalarından beslenmesi sonucu bir fosfor
eksikliği bildirilmemiştir. Büyüme sırasında aşırı
kalsiyum alımı iskelet anormalliklerine yol
açabilirken, kısıtlı böbrek dokusu işlevine sahip
olan köpeklerde aşırı besin fosforunun böbrek
hasarını arttırdığı gösterilmiştir
6. MİNERALLER

6.2. POTASYUM
Potasyum, yüksek konsantrasyonlu vücut
hücrelerinde bulunur ve sıvı dengesi ile düzgün
sinir ve kas işlevi için gereklidir.
6. MİNERALLER

6.3. SODYUM VE KLORÜR ve MAGNEZYUM


Sodyum ve klorür, yüksek konsantrasyonlu dış
vücut hücrelerinde bulunurlar; bunlar, ekstra selüler
sıvılardır. Vücut sıvısını ve elektrolit dengelerini
korumaya yardımcı olurlar.
6. MİNERALLER

6.3. SODYUM VE KLORÜR ve MAGNEZYUM


Magnezyum kemikte bulunur ve düzgün kalp,
kas ve sinir çalışması için önemlidir. Aynı
zamanda hücreler içindeki enerji üretiminden ve
aktarımından sorumlu enzimatik reaksiyonlarda
gereklidir. Eksiklik belirtileri kas zayıflığı ve ağır
vakalarda havale, inapetans, yetersiz büyüme
ve aorta (kalbin sol odacığından çıkan büyük
damar, atardamar sistemiyle vücuda kan
pompalar) duvarında kalsiyum birikmesini içerir.
6. MİNERALLER

6.4. DEMİR
Demir, hemoglobin (dokulara oksijen
taşıyan kırmızı kan hücrelerindeki kırmızı
pigment) ve vücuda oksijen taşınması,
kullanılması ve depolanması ile ilgili bir çok
başka molekülün temel bileşenidir. Demir
eksikliği, halsizliğe ve yorgunluğa yol açan
anemiyle (azalan kırmızı kan hücresi sayısı)
ilgilidir. Aşırı demir miktarı, inapetans ve kilo
kaybına neden olur.
6. MİNERALLER
6.5. BAKIR
Bakır, bir çok enzimin yapıtaşıdır. Bu enzimlerden biri
tüy ve deri pigmentasyonundan ve bir diğeri kemik
oluşumundan sorumludur. Bakır aynı zamanda demirin
emilmesi ve taşınmasında gereklidir. Aşırı bakır miktarı,
karaciğer hasarının yanı sıra anemiye de neden
olurken, eksikliği anemiye, tüy pigmentasyonu kaybına
ve kemik anormalliklerine yol açacaktır. Bedlington
Terrier ve West Highland White Terrier gibi cinslerde
karaciğerin bakırı işlemesi açısından eksiklik
bulunmaktadır ve bu elementten yalnızca düşük veya
orta miktarda içeren mamalarla beslenmelidirler.
6. MİNERALLER

6.6. MANGANEZ
Köpeklerin belirli manganez
gereksinimleri hakkında çok fazla bilgi
bulunmamaktadır. Başka türlerde,
üreme ve düzgün kemik oluşumu için
manganez önemlidir.
6. MİNERALLER

6.7. İYOT
İyodun kabul edilen tek işlevi, tiroit
hormonlarının sentezindedir. Tiroit
hormonları, vücudun genel metabolizma
hızını düzenler ve beynin gelişmesi için
önemlidirler. İyot eksikliği, guatr (büyüyen
tirpit bezi), tüy dökülmesi, iskelet
bozukluğu ve hissizliğe neden olur.
6. MİNERALLER

6.8. SELENYUM
Selenyumun en bilinen işlevi, normal metabolik
süreçlerin yan ürünlerinin yol açtığı hasara karşı
hücreleri korumak için önemli bir enzim olan glutasyon
peroksidazın yapıtaşı olmasıdır. Bu işlevde selenyum, E
vitaminiyle birlikte hareket eder. Selenyum ve E
vitamini eksikliği kas zayıflığı, kas ve kalp hasarı,
inapetans ve ölüme yol açar. Pratik bir temelde, bu
mineral köpek mamasının içersinde geniş bir dağılıma
sahip olduğu için piyasada satılan mamaları tüketen
köpeklerde selenyum eksikliği bulunmaz.
7. VİTAMİNLER

Köpekler, günlük ihtiyaçlarını karşılamak


amacıyla yeterli miktarları üretemedikleri için
çok az miktarda vitamin gereklidir. Vitaminler,
yağda çözünen vitaminler (A, D, E, K
vitaminleri) veya suda çözünen vitaminler (B, C
vitamini) olmak üzere sınıflandırılırlar. Birçok
vitamin (özellikle A, E, C vitamini ve B vitamini
kompleksi [B1 vitamini]) ışık, ısı, nem, yağ
bozulması veya diğer minerallerle birleşme
yoluyla kolayca tüketilir.
7. VİTAMİNLER

Gıda işleme, uzun süreli depolama ve yetersiz


depolama koşulları (nem, ısı), mamanın vitamin
içeriğini büyük ölçüde etkileyecektir. Evcil hayvan
mamaları, işleme sırasında vitamin kaybını dengelemek
üzere formüle edilirler. Bu nedenle, belirtilen son
kullanma tarihinden önce piyasada satılan köpek
mamalarını tüketen sağlıklı köpeklerde vitamin
takviyesi gerekli değildir. Ancak, bazı ev yapımı
mamalarla ve belirli hastalık durumlarında (böbrek,
karaciğer ve bağırsak hastalıklarında) takviye
gerekebilir.
KÖPEK MAMA ÇEŞİTLERİ

Köpek mamaları kaynaklarına, içindekilere, nem


içeriğine ve diğer etmenlere dayanarak çeşitli
kategorilerde sınıflandırılabilirler. Bir çok evcil
hayvan sahibi, piyasadaki köpek mamaları
tarafından sağlanan maliyet, uygunluk ve besin
dengesini tercih ederler. Yine de birçok hayvan
sahibi, tıbbi zorunluluk nedeniyle, aynı zamanda
kişisel tatmin için veya özel inançlardan dolayı
hayvanları için ev yapımı mamalar hazırlarlar.
PİYASADA SATILAN
KÖPEK MAMALARI
Piyasadaki köpek mamaları marketten, evcil hayvan veya
mama mağazalarından veya bir veterinerden paketlenmiş
şekilde alınanlardır. Özel mağazalardaki mamalar çoğu zaman
pahalı markalar olarak tanınırlar. Pahalı markalara sahip
köpek mamaları ucuz market markalarından daha maliyetli
olmalarına rağmen daha üstün beslenmeyi garanti etmezler.
Genellikle, pahalı markalar, artan maliyetlerinin bir kısmını
oluşturan sindirimi son derece kolay kaliteli maddeler
kullanırlar. Ek maliyetler, “sabit formül” kullanılması
uygulamasından; yani pahalı üretici tarafından kullanılan
formülün her miktarda tamamen aynı kalmasından
kaynaklanır.
Bazı ucuz marka üreticileri, mamalarının genel besin maddesi
içeriğini değiştirmezken, hammadde piyasası tarafından belirlenen
maliyet değişiklikleri nedeniyle tarif içindeki benzer içeriklere ait
oranların yerlerini (yani, dövülmüş mısır yerine dövülmüş buğday)
değiştirebilirler. Bu uygulama, ucuz markaların genel maliyetlerimi
pahalı markalarınkinden daha düşük tutmalarını sağlar
(fiyatlandırma yapılarındaki olası mali dalgalanmayı
dengelemelidir). Bazı köpekler, belirli miktarlar arasındaki
değişimlere aşırı duyarlıdırlar ve yeni bir miktarla beslendiklerinde
hafif mide bozukluğu gelişebilir. Söz konusu durumlarda, sabit
formüllü markanın seçilmesi tercih edilir. Ancak mamadaki ufak
değişimler çoğu köpek için nispeten önemsiz etkiye sahiptir.
KÖPEK İÇİN HAZIR YEMLER

1. KÖPEKLER İÇİN HAZIR YEMLER


(MAMALAR)
a) KURU YEMLER (% 10 nem)
b) YARI SULU YEMLER (% 25-30 nem)
c) SULU (KONSERVE) YEMLER (% 75-80 nem)
a) KURU YEMLER (% 10 nem)
c) SULU (KONSERVE) YEMLER
(% 75-80 nem)
c) SULU (KONSERVE) YEMLER
(% 75-80 nem)
c) SULU (KONSERVE) YEMLER
(% 20-25 Kurumadde)
1. KURU KÖPEK MAMALARI
Kuru tip köpek mamaları yaklaşık olarak %10
nem içerir. Bu mamalar çeşitli tahıl tanecikleri
veya unları, hayvan veya kümes hayvanı eti, unlar
ve yan ürünler, soya unu, hayvansal yağlar, lifler,
vitaminler, mineraller ve koruyucular kullanılarak
hazırlanır. Tahıl tanecikleri çoğu zaman kuru
mamaların içindeki temel maddedir. Malzemenin
yaş karışımı, kalıp ağzı veya kalıp aracılığıyla
buhar karşısında preslenir (ekstrüzyon olarak
adlandırılan işlem) ve ardından istenen nem
miktarına kurutulur.
1. KURU KÖPEK MAMALARI
Buhar, nişastaları pişirir, sindirimi son derece kolay
hale getirir ve mamayı istenen kıvama arttırır veya
“kabartır”. Kuruttuktan sonra, mamanın dışına yağın
yanı sıra diğer lezzet arttırıcılar püskürtülür. Böylece
besinin enerji içeriği kadar lezzeti de arttırılır. Bazı
üreticiler, ekstrüzyon öncesinde tüm yağın
malzemeye katılmasını seçerler; ancak, muhtemelen
besinin genel sindirilebilirliği veya kalitesi açısından
ufak fark yaratacaktır. Ortalama kuru köpek maması,
mama kabı başına yaklaşık 350 kcal içerir.
Köpeklere kuru mama verilmesinin çeşitli avantajları
vardır.
1.İlk olarak, kuru mamalar yarı yaş veya konserve
mamalardan oldukça daha az maliyetlidirler.
2.Beslenme seçimi özgür bırakıldığında, beslemek için
daha kullanışlıdırlar ve konserve mamalar kadar çabuk
bozulmazlar.
3.Kuru tip mamalar aynı zamanda dişle ilgili sorunlara
da daha az neden olacaklardır.

Bazı kuru mamaların bir dezavantajı, daha düşük enerji


içeriğidir. Yavru köpekler ve emziren dişi köpekler gibi
yüksek enerji gereksinimleri olan köpekler, enerji
ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli kuru mama yemede
güçlük yaşayabilirler
Yüksek enerjili (yani, yüksek yağlı) kuru mama
seçimi bu dezavantajı giderebilir. Başka bir
dezavantaj, bazı köpeklerin tek bir öğünde
çiğnemeden fazla miktarda mama
yutabilmelerinde yatar – büyük ırk köpeklerde
hayati tehdit edici abdominal distansiyona
(mide torsiyonu) yol açabilen bir beslenme
şekli. Son olarak, bazı köpekler (özellikle küçük
veya toy cinsler) kuru mamaları, konserve veya
yarı yaş mamalardan daha az lezzetli veya
yemesi daha güç bulabilirler.
2. YARI YAŞ MAMALAR
Yarı yaş mamalar yaklaşık olarak %25-30 nem
içerirler. Görsel çekiciliklerini arttırmak için çoğu
zaman kıyma gibi insan besinlerine benzetmek üzere
şekillendirilirler.
Sulanmayı engellemek ve bozulmayı önlemek için,
yüksek ölçüde sakaroz (sofra şekeri), sorbat (bir
sorbik asit tuzu) ve propilen glikol kullanılır. Tahıl
taneciklerindeki eksilme dışında içindeki maddeler
kuru mamalarla aynıdır. Bu nedenle, yarı yaş
besinlerin sindirim kolaylığı kuru tip mamalara göre
daha yüksektir.
2. YARI YAŞ MAMALAR
Ortalama enerji içeriği, 200 g’lık paket başına 275
kcal’dir. Yeni “yumuşak-kuru” ürünlerde, yarı yaş
besinlere göre daha az taze et bulunmaktadır ve
bozulmayı önlemek için küflenme önleyiciler ve asitler
içerebilir.
Yarı yaş mamaların avantajları artan sindirim kolaylığı,
artan lezzet ve beslenme kolaylığını içerir. Yarı yaş
besinler, kuru mamalardan daha maliyetlidir; bununla
birlikte yüksek şeker içeriği diş hastalıklarına neden
olabilir.
3. KONSERVE MAMALAR
Konserve mamalar, oldukça yüksek nem içeriğine
sahiptirler (Amerika’da ortalama nem içeriği %74-
78’dir). Konserve mamaların bileşimi, başlıca ete
dayanan veya gurme tarzı besinlerden yüksek tahıl
tanecikli ürünlere kadar geniş kapsamda değişir. Benzer
şekilde, konserve mamaların sindirim kolaylığı
yüksekten ortalamaya doğru değişir. Bir besinin gerçek
et içeriğine ilişkin bilgi etiket üzerinde bulunabilir. Et
kaynaklarına (örn., sığır eti) göre adlandırılan mamalar,
etiketli et proteininin en az %70’ini içermelidirler.
3. KONSERVE MAMALAR
Et tozu, gerçek et içermeyip yalnızca fark edilebilir et
tozuna sahip olabilirken, et yemeği veya tabağı olarak
adlandırılan mamalar etiketli et kaynağının minimum
%10’unu içermelidirler. Akşam yemekleri ve çeşnili
konserve mamalar, et parçalarına benzetmek için dokulu
bitkisel proteinler kullanırlar, hayvan sahiplerine görsel
çekicilik sağlarlar. Bu biraz aldatıcı gelebilir; ancak, dokulu
sebze proteinleri besleyicidir ve besinin kıvamını arttırır.
Tam ve dengeli olarak etiketlenen konserve mamalar tek
başına ve ek takviye gerektirmeden verilmek üzere
tasarlanırlar.
3. KONSERVE MAMALAR
Konserve mamalar, beslenmek için en pahalı köpek
mamalarıdır.
Ancak yüksek su, et ve yağ içeriği nedeniyle en lezzetli
olanlardır. Ortalama konserve mamanın enerji içeriği,
425 g’lık konserve kutusu başına yaklaşık 500 kcal’dir.
Konserve mamalar çoğu zaman toy cinslerde tek besin
olarak ve yavru köpekler için sütten kesme maması
olarak kullanılmalarının yanı sıra kuru tip mamaların
tadını arttırmak için de kullanılırlar.
ÖDÜL TABLETLERİ VE BİSKÜVİLER
Piyasadaki ödül tabletlerinin ve bisküvilerin popülerliği yıllar
boyunca artmıştır. Ödül tabletler verilmesi insan-hayvan bağını
geliştirir, eğitim sırasında olumlu bir karşılık sağlar ve besine
kalori katar. Ödül tabletleri içerdikleri malzemeye, besinlerine
ve yapılarına göre geniş ölçüde değişir. Genellikle tuz, yağ ve
bazı şekerler açısından “tam” köpek mamalarından daha
yükseklerdir. Tek başına beslenme kaynağı olmaları
amaçlanmadığından, herhangi bir standart besin gereksinimini
karşılamaları gerekmez ve tam ve dengeli olabilirler veya
olmayabilirler. Bu mamalar yalnızca az miktarlarda
verildiklerinde çok fazla sorun yaratmazlar. Ancak, aşırı
miktarda (bir köpeğin günlük alımının %10’undan daha fazla)
ödül tableti alınması, mamanın besin kalitesini olumsuz yönde
etkileyebilir. Ödül tabletleri ve bisküviler, obez köpekler için
veya tedavi edici beslenme gören köpeklerde önerilmez.
EV YAPIMI MAMALAR
Ev yapımı mamalar daha çok tıbbi nedenlerden dolayı
veya tedavi edici beslenmenin olduğu ancak köpeğin
yemeyi reddettiği durumda verilir. Diğer durumlarda,
evcil hayvan sahipleri sadece kendi hayvanları için
yemek hazırlamaktan keyif aldıkları için veya belirli
kişisel inançlar veya kaygılar nedeniyle ev yapımı
mamalar hazırlamayı seçebilirler. Tam ve dengeli ev
yapımı bir mama hazırlamak mümkündür ancak
fazlaca zaman, çaba ve para gerektirir.
EV YAPIMI MAMALAR
Ev yapımı mamalar, uygun şekilde tamamlandıklarında piyasada
satılan ürünlerden nadiren daha pahalıdırlar. Ancak oldukça
lezzetli olmaya yatkındırlar. Tipik bir ev yapımı mama, esansiyel
yağ asitleri, vitaminler ve minerallerle takviye edilen kaliteli
protein ve karbonhidrat kaynakları içerir (Sahipler, uygun
takviyeyle ilgili bir veterinere danışmalıdırlar). Ev yapımı
mamaların hazırlıkları ile ilgili zaman ve masrafın dışında başlıca
dezavantajı, besinsel uygunluğuyla ilgili belirsizliktir. Zorunlu ev
yapımı mamalar, besin analizlerine veya beslenme deneylerine
tabi tutulmamışlardır ve bu nedenle dikkatli şekilde
kullanılmalıdırlar. Bununla birlikte, çoğu köpeğin uygun şekilde
hazırlanan ev yapımı mamalarla oldukça iyi durumda oldukları
görülmektedir.
VEJETARYEN MAMALAR
Vejetaryen yaşam tarzı sürdüren hayvan sahiplerinin sayısının
artması nedeniyle, köpeklerin vejetaryen şekilde beslenmesini
sağlamak yaygınlaşmıştır. Kedilerin aksine köpekler, yeterli
miktarlarda protein, amino asit ve B12 vitamini sağlandığı
sürece vejetaryen beslenme tarzıyla oldukça iyi durumda
olabilirler. Ticari markalar bulunmaktadır ve köpekler için
belirlenen standart beslenme ilkelerini karşılamak zorunda
oldukları için genellikle ev yapımı mamaların üzerine tavsiye
edilirler. Ancak, hayvan sahipleri gerekli takviyeleri
atlamadıkları sürece veya diğerlerine aşırı istekli olmadıkları
sürece emekle dengeli ev yapımı bir mama hazırlayabilirler.

You might also like