üzere üç temel özellikler başlığı altında açıklanmaktadır. A. KUVVET Bir çok bilim adamı kuvveti aynı anlamı ifade eden değişik cümlelerle tanımlamışlardır. Prof. Wilder Holmann, sporcuların kondisyon düzeyi bakımından kuvveti ; “bir kasın bir dirence karşı kasılması veya bu dirence karşı istenilen kasılmanın ölçüsünün korunmasını ifade eden bedensel bir yetenektir” şeklinde tanımlamıştır. Dr.Med.Ursula Weiss ise kuvveti ; “bir kasın gerilme ve gevşeme yoluyla bir dirence karşı koyma özelliğidir” şeklinde açıklamaktadır. Görüldüğü gibi kuvvetin tanımı konusunda değişik spor bilimcilerinin ifadelerinde küçük bazı farklılıklar vardır. Spor disiplinlerinin farklılığına bağlı olarak kuvveti belli gruplamalar altında toplama olanağı da oldukça zordur. Bührle Schmidtblicher, kuvveti üç temel faktörün ışığı altında tanımlama ve karakterize etmeye çalışmıştır : a) Morfolojik – Fizyolojik Faktör. b) Koordinatif Faktör. c) Motivasyonel Faktör. Bu faktörler, değişik tür ve biçimde olmak üzere kuvvet yeteneği ve kalitesi üzerinde etkili olmaktadırlar. a. Morfolojik – Fizyolojik Faktör Sporcunun antropometrik ölçümleri, kas metabolizması (kas hücrelerindeki fosfor, kreatin, glikoz rezervleri) gibi özellikler kasın morfolojik ve fizyolojik faktör yapısını oluşturur. b. Koordinatif yapı Kasın koordinatif faktörü, morfolojik ve fonksiyonel yeteneklerin işbirliğini kapsar. Bu da iki kısma ayrılır : 1. İntermusküler (kaslar arası) koordinasyon : Bir harekete katılan kasların birbiriyle etkileşim halinde olması durumudur. 2. İntramusküler (kas içi) koordinasyon : Bir kastaki bireysel liflerin birbiriyle senkronize etkileşmeleri durumudur. İntramusküler koordinasyon ne kadar iyi olursa daha çok kas lifi uyarılır ve farklı kasılma hızıyla (yavaş ya da sürekli) eşit zamanda maksimal kuvvet değerini ortaya koyarlar. c. Motivasyonel Faktör Sporcudaki motivasyon gücü, sporcunun var olan kuvvet rezervlerini maksimal kuvvet, çabuk kuvvet, kuvvette dayanıklılık özelliklerini en iyi biçimde kullanabilmesini sağlar( Zatsyonski, 1968 ). B. SÜRAT (HIZ – GÜÇ) Sürat, insanın kendisini en yüksek hızla bir yerden bir yere hareket ettirebilme yeteneğidir. Sporda, “ortalama hıza” sürat adını vermekteyiz. Spordaki sürat ise ; tepki sürati (reaksiyon sürati- çabukluk), özel sürat (hareket sürati) ve süratte devamlılık şeklinde ele almak mümkündür. a) Tepki sürati (reaksiyon sürati-çabukluk) : Bir hareket için çok süratli şekilde tepki gösterme yeteneğidir. Örneğin, atletizmde çıkış anındaki reaksiyon hızı, eskrimdeki davranışlar gibi. b) Özel sürat (Hareket sürati) : Belirli bir mesafeyi mümkün olan en yüksek süratle kat etmektir. Her spor türüne göre bu mesafe değişir. Örneğin ; Basketbolda veya futbolda top sürerken yapılabilen sürat gibi. c) Süratte Devamlılık : Bir sporcunun süratini uzun süre devam ettirebilme yeteneğidir. Özellikle anaerobik dayanıklılık gerektiren branşlarda oldukça önemlidir. Süratin toplam olarak ; hareket hızı, reaksiyon zamanı ve hareket zamanından oluştuğu söylenebilir. Bu açıdan: a) Hareket hızı : Her spor türüne özgü olarak belirli bir mesafeyi en yüksek süratle kat edebilme özelliğidir. b) Reaksiyon zamanı : Bir sinir sistemi fonksiyonu olup, uyarının-startın verilişinden harekete başlayıncaya kadar geçen süredir. Merkezi sinir sisteminde meydana gelen işlemlerin daha kısa sürede gerçekleşmesi reaksiyon zamanında belirli gelişme sağlar. Bu gelişimin sağlanabilmesi için uyarıların verilmesi ve bu uyarılara uygun cevapların alınması gerekmektedir. Örneğin atletizmde, futbolda çalıştırıcılar reaksiyon zamanını geliştirebilmek için özel driller uygularlar. Ancak, reaksiyon özelliği daha çok doğuştan getirilen bir özelliktir.